“Takva sahipleri öyle kimselerdir ki; melekler canlarını hoş ve rahat olarak alırlar. ‘Selam size. Yapmış olduğunuz (iyi işlere) karşılık girin cennete’ derler.” (Nahl; 32)

Allah-u Zülcelâl bu ayet-i kerimede, kıyamet günü salih kullarının durumunu bize beyan etmektedir. Allah-u Zülcelâl'in baki ahiret hayatı için kendisine bu şekilde hitap etmesini kim istemez. Allah'u Zülcelâl bu şekilde kime hitap ederse, ne mutlu ona!..
Allah-u Zülcelâl, mümin olan kullarının ruhunu, meleklerine emrederek temiz bir şekilde, günahlardan temizlenmiş olarak, hoş ve rahat olarak alırlar. Yani temiz olması; tamamı ile her şeyden kendini temizleyip, kendisini Allah-u Zülcelâl'e veren, daima sadece O'nun rızasını isteyen manasındadır. Çünkü kalbin, ruhun, sırrın temizlenmesi Allah-u Zülcelâl’in yanında çok mühimdir.

Kalbini, ruhunu, sırrını her şeyden çözüp sadece Allah-u Zülcelâl'i isteyen şahıslara; Allah-u Zülcelâl meleklerine; “Gidin onlara müjde verin. Deyin ki; sizin üzerinize selamet olsun, Allah-u Zülcelâl'e halis olarak amel yaptığınızdan dolayı cennete girin” diye emir verir.
Kıyamet günü herkese, Allah-u Zülcelâl yaptığı muameleye göre makam verir. Bu dünyada Allah-u Zülcelâl'e karşı nasıl muamelede bulunursak, O da kıyamet günü bize o şekilde muamelede bulunacaktır.

Dünyada amel-i salih yapmak suretiyle, Allah-u Zülcelâl'i razı eden kimsenin yanına Allah-u Zülcelâl melekleri gönderdiği zaman, o melekten çok güzel bir koku gelir. O şahıs meleğe;

- Merhaba! Sen kimsin, ne için geldin? Diye sorar. Melek de;
- Ben senin ruhunu almaya geldim, ne şekilde istiyorsan öyle ruhunu olayım, diye cevap verir. O şahsın omzunda bulunan iki tane melek, birbirlerine;
- Bu ne güzel bir arkadaştı bizim için. Allah-u Zülcelâl ona çok büyük hayırlı mükâfatlar versin, derler ve ona dua ederler.



Seyda Muhammed El-Konyevi Hz (k.s.)