Meczup Âşık
Bir gün Rabia el-Adeviyye'nin (k.s.) karşısına bir meczup çıktı ve şöyle bir nara attı:
'' Ey hanım! Bütün varlığımla sana bağlıyım! Seni seviyorum!''
Rabia Hatun gayet sakin ve vakur bir şekilde,'' Doğrudur! Ben de seni seviyorum!'' dedi.
Bu cevap meczubun hoşuna gitti.Rabia Hatun eliyle geriye işaret ederek,şöyle devam etti:
''Ancak benim bir kızkardeşim var.O benden daha güzel,geriden geliyor!'' dedi.
Meczup dönüp geriye baktığında,Rabia Hatun onun yüzüne şiddetli bir tokat vurdu ve şöyle dedi:
'' Benden uzak ol! Seni yalancı,vefasız,sahte kahraman! Beni sevdiğini iddia ediyorsun,ama dönüp başkasına bakıyorsun! Beni güzel bulduğunu söylüyorsun,başka güzel peşindesin!
Sen nerde,sevmek nerede,güzelin kıymetini bilmek nerede? Defol git! Konuşunca seni irfan sahibi,dürüst,vefalı,âşık biri sandım.Aşktaki ciddiyetini denedim,yalancı olduğunu anladım!
Sende ne âriflerin temizliği var,ne de onlardan bir işaret ve mürüvvet! Hele âşıkların yolu,senin gittiğin yoldan hiç geçmez...''
Bunun üzerine meczup, deli gibi bağırmaya ve başına toprak saçmaya başladı.
Şöyle diyordu:'' Yazık bana! Ben bir kulu sevdiğimi iddia ettim! Ondan yüz çevirince tokat yedim! Korkuyorum;Hakkı sevdiğimi iddia eder de,Ondan başkasına bakarsam halim ne olacak? Yiyeceğim tokadın şiddeti nasıl olacak?''
***