***
DIŞARDA
Points: 60.713, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Tatbik Edilmeyen İlim Faydasızdır
İslamiyet kardeşlik dinidir. Mü’minlerin birbirlerine karşı davranışlarına en büyük örnek, Sahabe-i Kiram’ın birbirleriyle olan münasebetleridir. Onlar arasında köle-efendi, güçlü-güçsüz birdi. Birbirlerine karşı, çok nazik, titiz ve ince davranıyorlardı. İslami hizmetlerde en büyük zarar, mü’minlerin birbirlerine karşı, kin ve düşmanlık beslemeleridir.
Bu hal, İslami hizmetlere çok zararlıdır. Şeytan bu gibi durumların, ne kadar büyük zarar verdiğini iyi bildiği için çeşitli hilelerle mü’minleri aldatmaktadır. Çünkü, mü’minler birbirlerinin aleyhinde konuşup birbirlerine buğz ettiklerinde, manen çok büyük zarara uğruyorlar. Şeytan, bunun dindeki en büyük zararlardan olduğunu bildiğinden, mü’minler arasında sürekli kin ve düşmanlık tohumları ekmeye çalışmaktadır. İnsanlar da kendi nefislerini tatmin etmek için şeytanın bu hilesine, bile bile uyuyorlar. Böyle yapmış olmakla, şeytana tabi olmuş oluyorlar. Bu hileye uyduktan sonra da kendilerini haklı zannediyorlar. Şeytanın bu hilelerine uyan kimselere şu ayet-i kerimeyi hatırlatıyorum:
“Ya kötü ameli süslenip de onu güzel gören kimse de mi? (Allah’ın hidayet verdiği kimse gibi olacak?) Şüphesiz ki, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğine de hidayet verir. O halde (Resulüm) canın onlara karşı hasretle (tükenip) gitmesin. Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilicidir.” (Fatır; 8)
Görüldüğü gibi bu davranışların İslami hizmetlere ve mü’minlere büyük zarar verdiği, Allah-u Zülcelal tarafından ayet-i kerimeyle bizlere açıkça beyan edilmiştir. Bütün bunlardan sonra bize düşen görev; mü’min kardeşlerimize şefkat ve merhametle davranmak, her türlü işimizi ve hizmetlerimizi Sünnet-i Seniyyeye uygun olarak, istişareyle yapmaktır. ‘Benim dediğim doğrudur, benim yaptığım haktır, sen yanlışsın’ gibi nefsi tatmin edici, dinen zararlı söz ve davranışlardan uzak durarak, Allah-u Zülcelal’in rahmetine layık olmaya çalışmaktır. Aksi halde, şeytanın hilelerine ve vesveselerine kapılırsak, ahirette ona arkadaş olacağımızı unutmamak lazımdır!
İnsan ‘Ben haklıyım’ demekle, kendi fikri üzerinde ısrarcı olmak ve bunun neticesi olarak da mü’min kardeşlerini zarara sokmakla haklı olamaz. Herkesin birbirine Kur’an ahlakı ile davranması lazımdır. Bu sebeple, ayet-i kerimede şöyle buyurulmuştur:
“Hem iyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü, en güzel hareketle önle! O vakit göreceksin ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, yakın bir dost gibi olacaktır.” (Fussilet; 34)
Demek ki, bir kimse Kur’an ahlakına bürünmüş olarak düşmanına gitse, karşısındakini bir dost gibi bulacaktır. Karşımızdaki insanı dost olarak göremezsek, demek ki kusur bizden kaynaklanmaktadır. Kendimizi düzeltip, kendi nefsimize nasihat ettikten sonra, ikinci bir defa Kur’an ahlakıyla gitmek lazımdır. İnsan, İslam ahlakıyla davranıp İslam çizgisinde ilerlediğinde, karşısındaki yanlış davranan insanı da doğru yola getirebilir. ‘Filan kişi yanlış yapıyor, ben onlarla sohbet etmem’ diyen, yapılan yanlışa ortaktır. Kur’an ahlakıyla muamele etmediği için bu hataya ortak olmuştur. Allah’ın düşmanı olduğu halde, Allah-u Zülcelal Hz.Musa’ya (A.S) firavuna karşı yumuşak davranmasını emretmiştir. Nitekim, ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Varın ona yumuşak söz söyleyin. Olur ki nasihat dinler, yahut korkar.” (Taha; 44)
Şimdi şöyle bir düşünelim. Bizim mü’min kardeşlerimiz firavundan daha mı aşağıdır ki, onlara kötü muamele ediyoruz. Kur’an’ın emrettiği gibi tatlı sözlü ve yumuşak huylu olamıyoruz.
Hizmetten geri kalan insanın bir yanlışlık içinde olduğu meydandadır. Demek istiyorum ki ‘Ben haklıyım demekle’ haklı olamayız. Çünkü, haklı olabilmek, Kur’an ahlakıyla davranmaya bağlıdır. Ve ancak bu şekilde haklı çıkabiliriz.
Son olarak diyorum ki; bütün bu yazdıklarımızı okuyalım ve tatbik edelim. Zira, tatbik edilmeyen ilmin hiçbir faydası olmaz.
Seyda Muhammed Konyevi (K.S)
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...