Yalancılığı alışkanlık haline getiren insanların bir kısmı yalanları deşifre edildiğinde, bundan dolayı bir utanma hissetmezler. Hatta başka yalanlara başvurarak, bir önceki yalanlarını kendilerince kurtarmaya çalışırlar. Oysa, bir mümin şeytana uyup, hata ile yalan söylemiş olsa bile bundan dolayı utanç duyar, yüzü kızarır, hemen tevbe ederek 'ın kendisini bağışlamasını diler ve doğruları söyler.
Din ahlakını yaşamayan insanların önemli bir kısmı, hangi kesimden olursa olsun zaman zaman yalana başvurabilmektedir. İnsanların neden yalan söylediklerine bakıldığında ise genellikle birbirine benzer gerekçeler ortaya çıkmaktadır. Örneğin bu insanlardan;
Bazıları insanlara gösteriş yapmak için,
Bazıları kibir ve gururundan,
Bazıları insanlara kendilerince şirin görünmek için,
Bazıları bir çıkar sağlamak için,
Bazıları birilerinden veya bir durumdan kurtulmak için,
Bazıları ise bir başkasına iftira atmak için yalan söyler.
Bu ahlaka sahip insanların büyük bir kısmı ise çoğu zaman basit nedenlerden veya sırf ağız alışkanlığı yüzünden yalan söyler.
Bu kişilerin büyük çoğunluğu, yalanın ciddi bir kişilik bozukluğu olduğunu anlayamadıkları gibi, yalan söyleyen kişinin de -Allah'ın izniyle- kolayca anlaşılabildiğini fark edemezler.
Sen Yolcu Bu Yalan Dünya Hancıdır
Öyle Bir Gün Varki Yürekte Sancıdır
Yer Gök Bir Olup Da Hesap Sorulunca
En Sevdiğin Bile Senden Davacıdır