***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Sayfa 31
(Bugünlerde manevi bir muhaverede bir sual ve cevabı dinledim. Size bir kısa hülâsasını beyan edeyim.)
Biri dedi: "Risale-i Nur’un iman ve Tevhid için büyük tahşidatları ve külli teçhizatları gittikçe çoğalıyor. Ve en muannid bir dinsizi susturmak için yüzde birisi kafı iken, neden bu derece hararetle daha yeni tahşidat yapıyor?"
Ona cevaben dediler: "Risale-i Nur, yalnız bir cüz’i tahribatı ve bir küçük haneyi tamir etmiyor; belki külli bir tahribatı ve İslamiyeti içine alan ve dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhit kaleyi tamir ediyor. Ve hususi bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor, belki bin seneden beri tedarük ve teraküm edilen müfsid aletlerle dehşetli rahnelenen kalb-i umumiyi ve efkar-ı ammeyi ve umumun ve bahusus avam-ı mümininin istinadgahları olan İslami esasların ve cereyanların ve şeairlerin kırılmasıyla bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumiyi, Kur’an’ın icazıyla ve geniş yaralarını Kur’an’ın ve imanın ilaçlarıyla tedavi etmeye çalışıyor. Elbette böyle külli ve dehşetli tahribata ve rahnelere ve yaralara, hakkalyakin derecesinde ve dağlar kuvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hasiyetinde mücerreb ilaçlar ve hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki, bu zamanda Kur’an-ı Mucizü’l Beyanın i’caz-ı manevisinden çıkan Risale-i Nur, o vazifeyi görmekle beraber, imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkişafata medardır" diye, uzun bir mükaleme cereyan etti. Ben de tamamen işittim, hadsiz şükrettim.
Bu hadise münasebetiyle, yine bu günlerde hatırıma gelen bir vakıayı beyan ediyorum:
Ben namaz tesbihatının ahirinde otuz üç defa kelime-i Tevhid zikrederken, birden kalbime geldi ki: Hadis-i şerifte, "Bazan bir saat tefekkür, bir sene ibadet hükmüne geçer."
"Risaletü’n-Nur’da o saat var; çalış, o saati bul!" ihtar edildi. Adeta ihtiyarsız bir surette Kur’an’ın Ayetü’1-Kübrasının iki tefsiri olan iki Ayetü’l Kübra risalelerinden muhlis, tefekküri bir tekellüm tam bir saat devam etti.
Baktım, size gönderdiğim Ayetü’l Kübra risalesinin birinci makamının hülâsasından müntehab güzel bir sırrını hülâsa ile Yirmi Dokuzuncu Lema-i Arabiyeden müstahreç nurlu, tatlı fıkralardan terekküb ediyor. Ben kemal-i lezzetle hergün tefekkür ile okumaya başladım. Birkaç gün sonra hatırıma geldi ki: Madem Risale-i Nur bu zamanın bir mürşididir; talebelerine bir vird-i ekber olabilir diye kaleme aldım ve bütün risalelerin hususi menbaları, madenleri olan binden ziyade ayat-ı Kuraniyeyi kendi Kur’anımda evvelce işaretler koyup bir Hizb-i Azam-ı Kur’ani yapmak niyet ettim; şimdi bu "Hizb-i Azam" ve bu "Vird-i Ekber" Risale-i Nur mensuplarına, bazı eyyam-ı mübarekede okunması için, bir zaman size de göndermek hakkınız var. İnşaallah, bir zaman sonra size gönderilecek. Bazı kelimelerini