Soru
benzin istasyonu her 50 ytl lik alisverise bir çekilis kuponu veriyor. ancak çekilise katilabilmek için bu yeterli degil. ayrica yaklasik 40 kurus daha bir maliyete katlanarak verilen sifreyi Gsm sirketine göndermeniz gerekiyor(kisa mesajla) burada belli bir bedel ödeniyor(azda olsa) o halde masum görünen bazi çekilisler(bu olaya benzeyen) kumarmidir ...

Cevabimiz

Degerli Kardesimiz;

Ödenen bu maliyet (40 kurus) sonunda bir kismina hediye verilip bir kismina verilmedigi zaman bunun piyangodan dolaysiyla kumardan farki kalmaz. Ancak verilen hediyeler toplanan bu 40 kuruslardan verilmiyor da firma kendi tarafindan ödüyorsa, bu verilen sey hediye hükmünde olur.

Bos yere geçen her ânin pek çok firsatlari da beraberinde götürdügü kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Çünkü insanin vakti dünyanin ömrüne nisbetle çok az ve kisadir. Bu bakimdan, tek bir saniyesi dahi altindan daha kiymetli olan zamanin, ebedî hayata nur ve isik tutacak mesguliyetlerle geçmesi gerekir. Bunun için, mü’minin ibadeti ve isi bir hayir üzere oldugu gibi, geriye kalan zamani da mânâsiz olmamali, mesru dairede yasanmalidir. Tâ ki, bir taraftan kazanirken, diger yandan kaybetmis olmasin.

Zamanimizda, insanin zamanini katleden o kadar lüzumsuz mesguliyetler vardir ki, bunlardan birçogu maddî ve mânevî gelismeye bir sahip olmadigi gibi, insani yaratilis hikmetinden uzaklastirdigi da bir gerçektir. Iste, insan bu çesit gayesiz ve hedefsiz seylerden kendisini ne kadar çekip çevirse o derece kâr içinde olur.

Belli bir mesai sarf eden ve çalisan insanin dinlenmesi ve istirahat etmesi ne kadar hakki ise, Islâmin yasakladigi siniri asmamak sartiyla, bazi oyun ve eglencelerde bulunmak da mümkün ve normaldir. Ama bu oyun ve eglencelerin bir ucu, dinimizin haram kildigi seyerden birisine yaklasir ve bulasirsa, o oyun mesruiyetini kaybetmis olur.

Çesitli adlarla yapilan “kültürel faaliyetler”de ve “spor müsabakalari”nda ayni sartlari aramamiz gerekir. Bunlar mubah ve mesru görülen daire içindeyse, haram oldugundan bahsedilemez. Meselâ bu faaliyetlerin bazisi erkek-kiz karisik olarak icra edilirse, birtakim dinî mahzurlari da beraberinde getirecegi açiktir.

Çünkü dinen bir kimse ancak kendisine ebedî olarak nikâhi düsmeyen —anne, kiz kardes, hala, teyze gibi— kimselerle yalniz kalabilir, birlikte bulunabilir, elini tutabilir, konusabilir. Bunun disinda, hayatî bir durum olmadigi müddetçe, bir erkegin mahremi olmayan bir kadinla; kadinin da mahremi olmayan bir erkekle birlikte bulunmasi, tokalasmasi, elini tutmasi caiz görülmemistir.

Sportif faaliyetlerde de ayni seyleri söylemek mümkündür. Namaz geçirilmeyecek, kumara girmeyecek ve vücudun bir baskasina gösterilmesi caiz olmayan yerlerinin açilmasina meydan verilmeyecekse dinî bir mahzurdan söz edilemez.
Dinimiz gerek faydalaligi, gerekse görünüste bir faydasi olmasa da zararsiz olusu bakimindan, ok atmak, mizrak kullanmak, güres, yüzme, kosu ve at yarislari gibi oyunlari mesru kilmistir. Hattâ bunlardan bazilari da sünnettir.

Hz. Rukâne’nin Müslüman olmasina, Peygamberimizle güresmesi ve üç defasinda da Peygamberimizin kendisini maglûp etmesi vesile olmustur.1

Yine Peygamberimizin Hz. Âise ile yaristigi, müteaddit defalar onu geçtigi de rivayet edilmektedir.2
Keza Peygamberimiz Habeslilerin gösterdigi mizrak oyunlarini Hz. Âise ile birlikte seyretmis ve bu tip eglencelerin caiz oldugunu bizzat kendi hayatinda göstermistir.

Cihad meydanlarinda mücahitlerin yardimcisi olan ati övmüs ve savastan önce tertiplenen at yarislarinda birinci gelenlere çesitli armaganlar vererek bu sporu desteklemistir. Burada esas gaye, cihada hazirlik yapmaktir. Savas öncesi bir egitim ve idmandir.

Fakat Islâmin mesru kildigi bazi oyun ve eglencelerde bugün bazi uygulamalarla helâl dairenin disina tasilmistir. Meselâ, güres, yaris ve yüzmede baskalarina gösterilmesi haram olan yerlerin açilmasi gibi.

Bazi oyunlar da kumara âlet edilmektedir. At yarislari, piyango, spor-toto-loto ve karsilikli bahis bunlardan bazilaridir.
Piyango ve spor toto gibi oyunlar zaten kumar sayilmaktadir. Zira kumarin bütün özelliklerini içinde tasiyor. Piyango seklindeki kumarin Islam öncesi Cahiliye devrinde de oldugu bilinmektedir. Onlar oklar üzerine isaretler koyar, oktaki çikan isarete göre para alirlardi. Islâmiyet kumarin herçesidini haram kildigindan, piyango da bunlarin içindedir. Nitekim bir âyet-i kerimede söyle buyurulmaktadir:

“Ey iman edenler, sarap, kumar, dikili taslar (putlar), fal ve sans oklari birer seytan isi pisliktir. Bunlardan uzuk durun ki kurtulusa eresiniz.”3

Islâmiyet böylece ortaya mal ve para konarak oynanacak hiçbir sans oyununa izin vermemistir. Eger fakirlere, zayiflara ve düskünlere yardim edilecekse, bu tip kurumlar kanaliyla olmasina gerek yoktur. Islâmin hukuk, toplum ve ahlâk düzeni, kimsesizleri korumak, hayir müesseselerini yasatmak için kumar tertibine ihtiyaç duymamaktadir.

Karsilikli bahis ve iddialasmak gibi tertip ve oyunlar da ayni sekilde kumar sayilmaktadir. Meselâ, iki kisi yarisa çikmadan önce birisi, “Eger beni geçersen sana su kadar verecegim, sayet ben seni geçersem bana su kadar vereceksin” derlerse böyle bir bahis kumara girer. Ancak tek tarafli olursa caiz olur. Yani taraflardan birisi,”Beni geçersen sana su kadar verecegim, fakat ben seni geçersem sen bana birsey verme” der ve anlasirlarsa böyle bir iddia mesrudur. Bu parayi alan kimsenin onu kullanmasi caizdir.

Top oyunlarinda da, namazin geciktirilmesine veya terkine, baskalarina gösterilmesi caiz olmayan yerlerin açilmasina meydan verilmedigi, vücudun yaralanmasina ve sakatlanmasina sebep olmadigi müddetçe bir mahzurdan söz edilemez. Bu hususlardan birisi söz konusu olunca mesru olmaktan çikar.

1. Tirmizî, Libas: 42.
2. Ibni Mace, Nikâh: 50.
3. Mâide Sûresi, 90.