-
MedÎne bombardimani.3.
473 � İBRÂHÎM AĞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üçüncü Murâd hânın bâbüsse�âde ağasıdır. Haydarpâşa ile Koşuyolu arasında bir mescidi vardır. 988 [m. 1580] senesinde yapılmışdır. Sürre alayları hacca giderken, burada veda�laşırlardı.
474 � İBRÂHÎM BİN ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Hasenin soyundandır. Halîfe olmak istedi. Mensûr askeri ile yapdığı savaşda 145 [m. 763] senesinde şehîd edildi. 444.
475 � İBRÂHÎM BİN EDHEM: Belh pâdişâhının veyâ kızının oğludur. Babası Edhemdir. Ömerül-Fârûk neslindendir. Şâmda Çeştiyye Evliyâsının büyüklerindendir. [96] da tevellüd, 162 [m. 779] senesinde vefât etdi. 73, 644, 677, 687, 787, 788, 789, 909, 1112.
476 � İBRÂHÎM BİN ŞEYBÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kazvinlidir. Sôfiyye-i aliyyedendir. İbrâhîm-i Havvâsın arkadaşı idi. 337 [m. 949] de vefât etdi.
477 � İBRÂHÎM HAKKI �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyye-i aliyyedendir. Erzurumda, Hasen kal�a kasabasında tevellüd, 1195 [m. 1781] senesinde Si�ridde, Tilloda vefât etdi. Kâdirî idi. Fakîrullah İsmâ�îl Tilevînin halîfesidir. (Ma�rifetnâme) kitâbı ve 1263 [m. 1846] de divânı basılmışdır. 187, 541.
478 � İBRÂHÎM HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân İbrâhîm, İslâm halîfelerinin seksenüçüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının onsekizincisidir. Birinci Ahmed hân ile Mah-ı peyker kösem Sultânın oğludur. Binyirmidörtde tevellüd etdi. Binkırkdokuz 1049 [m. 1640] da halîfe oldu. 1058 [m. 1648] de şehîd edildi. Girid adasının fâtihidir. Dînine çok bağlı olduğu için, kâfirler, bunu çok kötülediler. Yalan hikâyeler uydurdular. Gençleri aldatdılar. Onyedinci sırada, Abdülhamîd hân (I) ismine bakınız! 1062, 1132, 1144, 1184.
479 � İBRÂHÎM-İ HAVVÂS �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Cüneyd-i Bağdâdînin eshâbından idi. 291 [m. 903] de Rey şehrinde câmi�de vefât etdi. Babası İsmâ�îldir. Havvâs, hurma yaprağından, zenbil dokuyucu demekdir. 685, 686.
480 � İBRÂHÎM-İ MÜTEFERRİKA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Macar iken islâm dînini tercîh etmiş, müslimân olmuşdur. [1139] da ruhsat alıp, metal harfler dökerek ilk islâm matba�asını kurmuşdur. En önce (Vankuli) lügatini basdı. İlm ve fen adamı idi. Latinceden tercemeleri ve fennî kitâbları vardır. 1158 [m. 1744] senesinde vefat etdi. 542.
481 � İBRÂHÎM-İ NEHA�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Fıkh âlimlerindendir. Hammâdın hocası idi. Hammâd da, imâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin hocası idi. 96 [m. 715] senesinde Kûfede vefât etdi. 211, 268, 439, 1077, 1106.
482 � İBRÂHÎM PÂŞA (Dâmâd) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bosnalıdır. 991 [m. 1582] de Mısr vâlîsi oldu. Derezîleri terbiye etdi. 992 [m. 1583] de sultân üçüncü Murâdın dâmâdı oldu. 1004 [m. 1595] de sultân üçüncü Muhammedin sadr-ı a�zamı [Başvekîli] oldu. 1010 [m. 1601] senesinde vefât etdi. Şâhzâde câmi�i şerîfi yanındaki türbededir. 487.
483 � İBRÂHÎM PÂŞA (Dâmâd) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nevşehrlidir. Üçüncü Ahmed hânın dâmâdı ve sadr-ı a�zamı idi. 1143 [m. 1730] de, patrona Halîl ısyânında şehîd edildi. Şâhzâde başında yapdırmış olduğu mescid yanındadır. Çengelköyünde, kuleli lisesi önündeki câmi�i İbrâhîm pâşanın dâmâdı, kaptan-ı deryâ Kaymak Mustafâ pâşa 1137 [m. 1724] de yapdırdı. 1143 [m. 1730] de patrona Halîl ısyânında şehîd edildi. Divân yolunda Parmakkapı Kara Mustafâ pâşa medresesi kabristânındadır. Üsküdârda (Kaptan pâşa câmi�i)ni de 1140 [m. 1727] da bu yapdırmışdır. 1092, 1100.
484 � İBRÂHÎM PÂŞA (Kavalalı) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mehmed Alî pâşanın büyük oğlu idi. 1204 [m. 1789] de Kavalada tevellüd, 1265 [m. 1848] de Mısrda vefât etdi. Cidde vâlîsi oldu. Sultân Mahmûd hânın emri ile vehhâbîlerle harb etdi. 1233 [m. 1818] sonunda, başşehrleri Der�iyyeyi aldı. Vehhâbîler, sonra Riyâdı hükûmet merkezi yapdılar. Sonra Mora isyânını basdırdı. 1247 [m. 1831] de de sultân ikinci Mahmûda ısyân ederek Sûriyeyi aldı. Kütahyaya kadar geldi. 1248 [m. 1832] de Sûriye ve Adana, Mısra verildi. 1264 [m. 1847] de tekrâr ısyân etdi ve ilerledi ise de, İngiltere işe karışıp Sûriyeyi Osmânlılara bırakdı. 1262 [m. 1845] de, babası Mısrın idâresini buna bırakdı. 1265 [m. 1848] de halîfeden, müstekıl vâlî demek olan (Hidîv) unvânını aldı ise de, o senede babasından birkaç ay evvel vefât etdi. Yerine Tosun pâşanın oğlu birinci Abbâs hidîv oldu. Bu da 1271 [m. 1854] de vefât edince, yerine İbrâhîm pâşanın oğlu Sa�îd pâşa geçdi. Sa�îd pâşa 1238 [m. 1822] de tevellüd etdi. Süveyş kanalını ve Port Sa�îd şehrini yapdırdı. 1280 [m. 1863] de vefât etdi. Yerine kardeşi İsmâ�îl pâşa hidîv oldu. Onyedinci [17] sırada Abdülhamîd hân (I) adına bakınız! 1062.
485 � İDRÎS �aleyhisselâm�: Şît aleyhisselâmın torunlarındandır. Allahü teâlâ, buna otuz sahîfe [forma] gönderdi. Eski Yunânlıların Hermens dedikleri kimse ve dahâ sonraki felesofları, fizik, kimyâ ve tıb bilgilerini, İdrîs aleyhisselâmın kitâbından çaldılar. Kalem ile kitâblar yazan ve iğne ile dikiş diken budur. Dahâ önce, deriden elbise giyilirdi. Diri olarak göke kaldırıldı. 79, 81, 356, 482, 525, 737, 1157.
486 � İLYÂS: Resûlullahın onyedinci babasıdır. Kâ�beye sel basınca ye�se düşdüğü için İlyâs denildi. Kâ�beye kurban kesmek bundan kalmışdır. Hac yaparken belinde Resûlullahın tekbîr, telbiye sesini işitirdi. 390.
487 � İMÂD İBNİ KESÎR: Ebül-fidâ İsmâ�îl bin Ömer 774 [m. 1372] de vefât etdi. Şâfi�îdir. 887.
488 � İMÂDÜDDÎN-İ ZENGÎ: Atabek sultânlarından üçünün ismidir. Birincisi, Mûsulda ve Halebde hükûmet süren Atabek devletinin kurucusudur. Selçuk hükümdârı sultân Mahmûd bin Muhammed bin Melikşâhın Mûsulda vâlîsi iken 521 [m. 1127] de Halebi aldı. 524 [m. 1130] de Haçlılarla harb edip gâlib geldi. Ondokuz yıl hükûmet sürüp 540 [m. 1146] senesinde vefât etdi. Mülkü ikiye ayrıldı. Oğlu Nûreddîn Mahmûd Zengî Haleb sultânı oldu. Diğer oğlu, Kütbüddîn Mevdûd, Mûsul sultânı oldu. İkinci İmâdüddîn bin Kutbüddîn Mevdûd Zengînin babası, beşyüzaltmışbeş [565] de ölünce, kardeşi Seyfüddîn bin Kutbüddîn, sonra diğer kardeşi İzzeddîn Mes�ûd, Mûsul sultânı, İmâdüddîn de Sincâr sultânı oldular. Haleb sultânı İsmâ�îl Sâlih bin Nûreddîn beşyüzyetmişyedi [577] de vefât edince, İmâdüddîn Haleb sultânı oldu. Beşyüzdoksaniki [592] de vefât edince, yerine oğlu Kutbüddîn Muhammed geçdi. İzzeddîn Mes�ûd beşyüzseksendokuz [589] da vefât edince, oğlu Nûreddîn Arslan Şâh, Mûsul sultânı oldu. Bedreddîn Lülü, bunun kölesi idi. Bu da altıyüzyedi 607 [m. 1210] de vefât edince, yerine oğlu Kahir İzzeddîn Mes�ûd geçdi. Bu da altıyüzonyedi 617 [m. 1220] senesinde vefât etdi. Yerine oğlu ikinci Arslan Şâh geçdi. Bu on yaşında olduğundan, Lülü idâreyi eline aldı. Az zemânda Arslan Şâh ölünce, oğlu üçüncü İmâdüddîn, Nusaybin ve Hakkârîde sultân oldu. İmâdüddînin zevcesi, Erbil hâkimi Muzafferüddîn Ebû Sa�îd Kükbûrînin kızı idi. Kükbûrî, mevlid cem�ıyyetleri yapmakla meşhûrdur. Bunun zevcesi Rabî�a hâtun, Salâhuddîn-i Eyyûbînin hemşîresi idi. İmâdüddîn ile birleşerek Bedreddîni mağlûb etdiler. İmâdüddînin mülkü genişledi. Bedreddîn Lülü şeyh Hasen-i Yezîdî üzerine gönderildi. Yezîdîler dağıldı. 489.
489 � İMÂM-I RABBÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Abdülehad, derin âlim, büyük Velî idi. Müctehid idi. İslâm âlimlerinin gözbebeğidir. Tesavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. Âlimlerin önderi, Velîlerin baş tâcı idi. (Mektûbât) kitâbı, üç cild olup, beşyüzotuzaltı mektûbunun toplanmasından meydâna gelmişdir. Kelâm, fıkh bilgilerini ve Resûlullahın güzel ahlâkını açıklıyan bir deryâdır. Bu deryâdan inci mercan çıkarmak, ancak usta dalgıclara nasîb olur. Fârisî aslı Hindistânda ve Efganistânda basılmış ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pâkistânda basılmış olanı pek nefîsdir. Bu fârisî baskının, foto-kopisi 1397 [m. 1976] senesinde, İstanbulda Hakîkat Kitâbevi tarafından gâyet nefîs olarak basdırılmışdır. Birinci cildi türkçeye terceme edilerek (Müjdeci Mektûblar tercemesi) adı ile basdırıldı. Fârisî el yazması, İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1790] sayıda ve Süleymâniyyenin çeşidli kısmlarında vardır. 971 [m. 1563] de Hindistânda, Serhend şehrinde tevellüd etdi. Ömrünün sonuna doğru, mezhebsizlerin iftirâları üzerine, 1027 senesinde Selîm şâh tarafından Gwaliyar şehrinde habs edildi. [1029] da çıkarıldı. Bin rupye ihsân olunup, iki sene dahâ askerde kaldı. Kış aylarında nefes darlığı olurdu. [1624] Kanûn-ı evvel [aralık] ayının onuncu ve binotuzdört 1034 Safer ayı yirmidokuzuncu salı günü, Serhendde vefât etdi. Evinin yanına defn edildi. Efganistân pâdişâhı Şâh-i zemân, imâm için büyük ve çok san�atli bir türbe yapdırdı. İki oğlu Muhammed Sâdık ve Muhammed Sa�îd de bu türbededirler. Şâh-i zemân, on metre uzakdaki türbede zevcesi ile birlikdedir.
(Mektûbât) kitâbını Muhammed Murâd-ı Kazânî fârisî dilinden arabîye terceme etmişdir. Bundan seçilen yüzdoksandört ve fârisî (Mektûbât)dan seçilen yüzellibir mektûb (Müntehabât) adı ile iki kitâb hâlinde basdırılmışdır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi, Muhammed Hâşim-i Keşmî tarafından fârisî olarak yazılmış, buna (Berekât) veyâ (Makâmât-i Ahmediyye) ve (Zübde-tül-makâmât) denilmişdir. Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin torununun oğlu olan Gulâm Muhammed Ma�sûmun torununun torunu hâce Muhammed Fadlullah, (Umde-tül-makâmât) adındaki fârisî kitâbında, dedelerinin hayâtlarını uzun bildirmekdedir. 1397 de Kâbilde ve 1416 [m.1996] da İstanbulda basılmışdır. 99.cu sahîfesinde diyor ki, (İmâm-ı Rabbânînin ondördüncü dedesi Şihâbüddîn Alî Ferrûh Şâh, Gaznevî sultânlarının Kâbil vâlîsi idi. Gaznevî hükümeti yıkılınca, Kâbilde hükümet reîsi oldu. Birkaç sene sonra, hükümeti terk ederek, tesavvufda çalışarak büyük velî oldu. Kâbil civârında medfûndur. Mahdûm-ı cihâniyân seyyid Celâlüddîn-i Buhârî Buhârâdan Hindistâna gelirken, dâmâdı ve halîfesi olan imâm-ı Refî�üddîni berâber getirdi. İmâm-ı Refî�üddîn, imâm-ı Rabbânînin altıncı ceddidir. Delhî sultânı Firûz Şâhın emri ile, ormanlık olan Serhendi şehr hâline koydu. Şehr hâricindeki türbededir. İmâm-ı Rabbânînin valîdesi de burada medfûndur). Hakîkat Kitâbevinin İstanbulda neşr etdiği (The Proof of Prophethood) kitâbında, ingilizce olarak yazılıdır. Muhammed Fadlullah, [1238] de Kandihârda vefât etdi. Bedrüddîn-i Serhendînin fârisî (Hadarât-ül-kuds) kitâbında da, hâl tercemesi uzun yazılıdır. Bu kitâb 1391 [m. 1971] de Pâkistânda çok güzel basılmışdır. İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1788] sayıda el yazısı ile vardır. Hâce zâde Ahmed Hilmi efendinin İstanbulda [1318] de basılan türkçe (Hadîka-tül-evliyâ) kitâbı da, İmâm-ı Rabbânînin ve üstâdlarının hayâtlarını ve kerâmetlerini uzun bildirmekdedir.
Şâh-ı Dehlevî Gulâm Alî Abdüllah �kuddise sirruh�, talebesinin büyüklerinden mevlânâ Hâlid-i Bağdâdîye �kuddise sirruh� gönderdikleri bir mektûbda, Mevlânânın derece ve fazîletlerini uzun uzun anlatdıkdan sonra, İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruh� hakkında şöyle buyuruyor: (Âlimler ve ârifler söylemişler ve yazmışlardır ki, imâm-ı Rabbânîyi sevenler, mü�min ve müttekî olanlardır. Sevmiyenler de, münâfık ve şakîlerdir. İslâm memleketleri hazret-i Müceddidin feyz ve nûrları ile doldu. Bütün müslimânlara, hazret-i Müceddidin �rahmetullahi aleyh� ni�metlerine şükr ve hamd etmesi vâcib oldu.) Başka bir mektûbunda, (İnsanda bulunabilecek her kemâli, her üstünlüğü, Allahü teâlâ, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine vermişdir. Vermediği yalnız Peygamberlik makâmı kalmışdır) demiş ve aşağıdaki rubâ�îyi yazmışdır:
Her letâfet ki, nihân bûd pes-i perde-i gayb,
heme der sûret-i hûb-i tû ıyân sâhte end,
Herçi ber safha-i endîşe keşed kilk-i hıyâl,
şekl-i matbû�i tû zîbâ-ter ezân sâhte end.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
1394 [m. 1974] senesinde, Pâkistânın Şeyhûfûre şehrinde, Urdu dili ile basılmış olan (Meslek-i Müceddid) kitâbında ve (El-Hadâik-ul-verdiyye) kitâbında da, imâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi yazılıdır. Bu iki kitâbdaki hâl tercemeleri bir arada olarak, 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda ofset yolu ile basdırılmışdır. (Hak Sözün Vesîkaları)nda da çok güzel yazılıdır.
Muhammed bin yâr Muhammed Burhânpûrînin (Atıyyet-ül-vehhâb El-fâsılatü beynel-hakkı vessavâb firreddi alelmu�terıdı aleşşeyhi Ahmed-el-Fârûkî) kitâbında kerâmetleri yazılıdır. Bu kitâb, arabî mektûbâtın üçüncü cildi hâşiyesinde basılmışdır. Muhammed beg 1110 [m. 1698] da vefât etdi.
İmâm-ı Rabbânînin fârisî (Redd-i revâfıd) kitâbı ve türkçe tercemesi ve (İsbât-ün-nübüvvet) ve (Mebde ve me�âd) kitâbı İstanbulda neşr edilmişdir. (Âdâb-ül-mürîdîn), (Ta�lîkât-ül-avârif), (Tehlîliyye), (Şerh-ı rubâ�ıyyât-i Abd-il-Bâkî), (Me�ârif-i ledünniyye), (Mükâşefât-i gaybiyye) ve başka eserleri de vardır. (Çehl hadîs-i mubârek) risâlesi, (Mükâşefât) kitâbının sonunda basılmışdır. 9, 10, 11, 16, 20, 33, 43, 50, 70, 78, 84, 120, 125, 135, 148, 215, 263, 280, 282, 314, 365, 372, 398, 400, 404, 419, 438, 462, 509, 510, 604, 646, 713, 720, 741, 742, 761, 765, 768, 771, 772, 776, 777, 785, 852, 909, 911, 915, 918, 920, 921, 922, 923, 931, 935, 936, 947, 950, 952, 953, 956, 958, 962, 969, 973, 980, 993, 996, 1002, 1048, 1049, 1052, 1053, 1055, 1057, 1060, 1061, 1063, 1064, 1067, 1072, 1073, 1086, 1106, 1108, 1111, 1116, 1129, 1134, 1141, 1142, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148, 1149, 1154, 1163, 1165, 1167, 1182, 1195.
490 � İMÂM-ÜL-HAREMEYN: İki dânedir. Biri, hanefî âlimlerinden Ebû Muzaffer Yûsüf Cürcânîdir. İkincisi, Abdülmelik bin Abdüllah Nîşâpûrî olup, Şâfi�î hadîs ve fıkh âlimidir. [419] da Nîşâpûrda tevellüd ve 478 [m. 1085] de orada vefât etdi. Uzun zemân Bağdâdda, Mekkede ve Medînede bulundu. Vezîr Nizâmül-mülk bunun için Nîşâpûrda medrese yapdı. 465, 633, 747.
491 � ÎS �aleyhisselâm�: İnsan idi. Peygamber idi. Allahü teâlâ, Onu babasız yaratdı. Annesi hazret-i Meryem, Hunnenin kızı idi. Hunne, Imrânın hem üvey kızı, hem zevcesi idi. Kudüsün Beyt-i Lahm kasabasında tevellüd etdi. Annesi yirmi yaşında idi. Rum Kayserinin Şâmda vâlîsi olan Herdüs, babasız doğduğu için, ikisini öldürmek istedi. Meryemin amcası oğlu Yûsüf Neccar, bunları Mısra götürdü. Oniki sene sonra, Herdüsün öldüğünü haber alınca, Şâmın Nâsıra kasabasında cebel-i Halîl köyüne getirdi. Otuz yaşında Peygamber oldu. Otuzüç yaşında, diri olarak göke kaldırıldığı, bütün islâm kitâblarında yazılıdır. Kendisine az kimse inandı. Kıyâmet yaklaşınca Şâmda, Ümeyye câmi�i minâresine inecek, evlenecek, çocukları olacak, hazret-i Mehdî ile buluşacak, kırk sene yaşayıp, Medînede vefât edip, Hucre-i se�âdete defn edilecekdir. Allahü teâlâ, buna (İncîl) kitâbını gönderdi. İncîlde Allahü teâlânın bir olduğu, Îsâ aleyhisselâmın, Allahın kulu ve Peygamberi olduğu, âhır zemânda, Ahmed isminde bir Peygamber geleceği yazılı idi. Bolüs [Pavlos] isminde bir yehûdî, Îsevî görünüp, Havârîler arasına karışdı. Îsâ aleyhisselâmdan sonra, ilk işi, hakîkî İncîli yok etmek oldu. Havârîlerden olan Barnabas, Îsâ aleyhisselâmdan gördüklerini ve işitdiklerini doğru olarak yazdı ise de, Bolüs bunun yayılmasına mâni� oldu. Dahâ sonra, bozuk İncîl kitâbları her yere yayıldı. Kitâbın sonundaki ism cedvelinde Barnabas ismine bakınız! Şimdi elde bulunan İncîller birbirlerine benzemiyor. Katolikler, ortodokslar ve protestanlar, hep başka başka İncîller okuyorlar. Birbirlerini beğenmiyorlar. Îsâ aleyhisselâm kendisine inananlar arasından oniki kişiyi seçdi. Bunlara (Havârî) denir. Yehûdîlerin çoğu inanmadı. Kendisine ve annesine çok kötü şeyler söylediler. Îsâ aleyhisselâm göke çıkarıldıkdan kırk sene sonra, Romalılar Kudüse hücûm etdi. Yehûdîlerin çoğunu öldürdü, bir kısmını da esîr etdiler. Şehri yağma etdiler. Kitâblarını yakdılar. Yehûdîler, sonra hakîr, zelîl oldular. 22, 36, 38, 42, 43, 49, 57, 62, 63, 106, 256, 327, 334, 355, 356, 358, 369, 370, 371, 372, 379, 388, 389, 411, 482, 484, 485, 486, 488, 490, 501, 545, 564, 570, 695, 740, 761, 770, 775, 783, 788, 919, 920, 1044, 1079, 1080, 1097, 1102, 1108, 1109, 1110, 1128, 1130, 1133, 1134, 1135, 1136, 1151, 1155, 1161, 1189, 1190, 1191, 1192, 1194.
492 � İSHAK �aleyhisselâm�: İbrâhîm aleyhisselâmın ikinci oğludur. İshak, (gülüyor) demekdir. Annesi Sârânın gençlikde çocuğu olmamışdı. İhtiyârlıkda, çocuğu olacağı, Allah tarafından müjdelenince, şaşırıp güldüğü için oğluna bu ism verilmişdi. Bunun da, İys ve Ya�kûb adında iki oğlu oldu. 389, 740, 1118, 1190.
493 � İSHAK BİN RÂHEVEYH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hanefî âlimlerindendir. [161] de tevellüd, 233 [m. 848] senesinde vefât etdi. 211.
494 � İSHAK EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tokatlıdır. Şeyh-ul-islâm Mustafâ Sabri efendinin amca zâdesidir. Onun gibi Kayseri medresesinde Divrikli hâcı Emîn efendiden ders okumuşdur. Hurûfîlerin iç yüzünü bildiren türkçe (Kâşif-ül-esrâr) kitâbı ve yetmişiki fırak-ı dâlleyi açıklıyan kitâbı meşhûrdur. 499, 501.
495 � İSHAK EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Harputludur. 1309 [m. 1891] de vefât etdi. Hıristiyanlara cevâb olarak, (Dıyâ-ül-kulûb) ve (Şems-ül-hakîka) kitâblarını yazmışdır. Birincisi türkce olup, (Cevâb veremedi) ismi ile, ingilizceye terceme edilmiş, her iki dilde, Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır.
496 � İSKENDER: Üç İskender vardır: 1- Makedonya kralı Filipin oğludur. Mîlâddan [356] sene önce tevellüd, [323] sene önce otuzüç yaşında vefât etdi. Onüç yaşında Aristonun terbiyesine bırakıldı. Yirmi yaşında hükümdâr oldu. Yunanistânı, Îrân ve Anadoluyu aldı. Ayaş yanında Dârâyı esîr aldı. Sûriye ve Mısrı aldı. İskenderiye şehrini yapdı. Erbilde Dârâyı ikinci def�a bozguna uğratdı. Dârâ kaçarken öldü. Horâsân, Hirât ve Belhi de aldı. Bu zaferleri, ahlâkını bozdu. Zulme başladı. İşret ve sefâhetle öldü. 2- İkinci İskender, çok eski Yemen hükümdârı olup, birinci İskenderden ikibin sene önce idi. Çine kadar gitmişdi. Adı Münzir idi. 3- Üçüncü İskender, Kur�ân-ı kerîmde Zülkarneyn adı ile bildirilen, mubârek bir zâtdır. Peygamber veyâ Evliyâdandır. Doğuya ve batıya gitdiği için Zülkarneyn denildi. Yâfes soyundan idi. Hızır �aleyhisselâm� bunun kumandanlarından idi ve teyzesinin oğlu idi. Birinci ve ikinci İskenderlerden önce idi. Hazret-i İbrâhîm ile görüşdü. Düâsını aldı. Avrupa ve Asya kıt�alarının bir kısmına mâlik oldu. Asyanın şark şimâlindeki, ya�nî kuzey doğusundaki mü�min türklerin ricâsı üzerine Ye�cûc ve Me�cûc kavminden korunmak için büyük dıvar yapdı. Bu sed, iki dağ arasında, altı kilometre uzunluğunda, yirmibeş metre genişlik ve yüz metre yükseklikde idi. Taş ve demirden yapıldı. Bugün, bilinen Çin seddi başkadır. Ye�cûc ve Me�cûc sed arkasında kaldı. Sedden dışarı kalanlar, türklerdir. Târîhler, hattâ ba�zı tefsîrler, bu üç İskenderi birbiri ile karışdırmakdadır. 62, 740, 1078.
497 � İSMÂ�ÎL �aleyhisselâm�: İbrâhîm aleyhisselâmın büyük oğludur. Annesi, Fir�avnın hediyye etmiş olduğu Hâcer adındaki câriyedir. Hâceri oğlu ile Kudüsden Mekkeye götürdü. Kendi geri döndü. Annesi su ararken, yatan çocuğu tepindi. Ayaklarının vurduğu, yâhud Cebrâîl aleyhisselâmın vurduğu yerden Zemzem suyu çıkdı. Konuşmağa başlayınca, bunu kesmesi için İbrâhîm aleyhisselâma emr verildi. Bıçak buğazını kesmedi. Üzülüp taşa vurdu. Taşı kesdi. Sonra gökden gönderilen koçu kurban etdi. Büyüdükde babası ile birlikde Kâ�benin yerini bulup, temelinden yapdılar. Sonra, Mekkeye Yemenden Cürhüm kabîlesi gelip yerleşdi. Bunlardan kız aldı. Bunlara Peygamber oldu. Bunun dîni, islâmiyyete kadar doğru olarak, devâm etdi. Muhammed aleyhisselâmın bütün dedeleri, bunun soyundan ve bunun dîninden idi. İsmâ�îl aleyhisselâmın ve vâlidesi hazret-i Hâcerin, Kâ�be-i muazzama şimâl dıvarı önündeki Hatîm denilen yerde medfûn oldukları, (Dürr-ül-muhtâr)da yazılıdır. 241, 386, 387, 389, 390, 391, 492, 740, 1068, 1070, 1118, 1128, 1129.
498 � İSMÂ�ÎL AĞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üçüncü Ahmed hân zemânında, ellialtıncı Şeyh-ul-islâm idi. Alâiyyelidir. Binyüzotuzaltıda [1136], Fâtih Çarşambasında (İsmâ�îl ağa câmi�i)ni yapdırmışdır. Binyüzotuzyedide 1137 [m. 1724] de vefât etmişdir. Câmi�in yanındadır. İsmâ�îl ağa mescidi, iki kat olup, eni, boyu ve yüksekliği Kâ�benin eni, boyu ve yüksekliği kadardır.
499 � İSMÂ�ÎL BİN ABDÜLGANÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nablüslüdür. Önce Şâfi�î idi. Sonra Hanefî oldu. 1062 [m. 1652] de vefât etdi. Hanefîde oniki cild (Dürer şerhi) ve Şâfi�îde, İbni Hacerin (Tuhfe)sine hâşiyesi vardır. 629, 1061.
500 � İSMÂ�ÎL HAKKI �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyye-i aliyyeden, Celvetî meşâyıhındandır. 1063 [m. 1652] de Aydosda tevellüd edip Üsküdarda Atpazarında Osmân efendiden hilâfet aldı. 1137 [m. 1725] de Bursada vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Kenz-i mahfî)si meşhûrdur. Tütün içmeğe önceleri harâm diyordu. Sonra, mubâh dedi. (Rûh-ul-beyân) tefsîri on cild olup Beyrutda ve İstanbulda 1389 da basdırılmışdır. Üsküdârdaki Ahmediyye câmi�inde Cum�a vâ�ızı idi. Bu câmi�i [1134] de tersâne emîni Ahmed ağa yapdırmışdır. 433, 500, 501, 632, 1075, 1155.
501 � İSMÂ�ÎL İSFEHÂNÎ: İsmâ�îl bin Muhammed Kavvâmüssünne, hadîs âlimidir. [459] da tevellüd, 535 [m. 1141] senesinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. 419.
502 � İSMÂ�ÎL MER�AŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Fıkh âlimlerindendir. Tütün içmek harâm değildir derdi. 639.
503 � İSMÂ�ÎL NABLÜSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dörtyüzdoksandokuzuncu [499] sırada İsmâ�îl bin Abdülganî ismine bakınız! 629.
504 � İSMÂ�ÎL PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bağdâdlıdır. Jandarma genel kumandanlığı ikinci şu�be müdîrliğinden emekli iken 1339 [m. 1921] da vefât etdi. (Keşf-üz-zünûn) kitâbına iki zeyl [ek] yapmış, ayrıca iki cild (Esmâ-ül-müellifîn) kitâbını yazmışdır. Hepsi arabîdir. 1941-1955 de İstanbulda basılmışdırlar. Bunlar için otuz seneden fazla çalışmışdır. 22.
505 � İSMÂ�ÎL RÛMÎ: 576. cı sırada Mahmûd Hân-II ismine bakınız!
506 � İSMÂ�ÎL SİVÂSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Şemseddîn-i Sivâsînin kardeşinin torunudur. 1048 [m. 1639] senesinde vefât etdi. 365.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
507 � İŞBÎLÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdülhak, Endülüsde Mâlikî âlimlerindendir. [510] da tevellüd, 582 [m. 1187] senesinde vefât etdi. 1015.
508 � İTKANÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Lutfullah bin Emîr Ömer, Hanefî fıkh âlimlerindendir. [685] de tevellüd, 758 [m. 1356] de Mısrda Kâhirede vefât etdi. (Gâyet-ül-beyân) adındaki (Hidâye) şerhı meşhûrdur. 144.
509 � ITRÎ: Mustafâ Itrî efendi, sultân üçüncü Muhammed hân zemânında bulunan mûsikî meraklısı idi. Tekbîri segâh makâmına besteledi. 1039 [m. 1630] senesinde vefât etdi. Edirnekapıda Eyyûb sultâna inen yolun sağındadır. 733.
510 � KÂ�B �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın sekizinci babasıdır. Lüvey�in oğlu ve Gâlibin torunudur. İlk olarak Cum�a günleri Kureyşlileri toplayıp hutbe okuyan budur. Kendi soyundan Peygamber geleceğini söyler, ona yetişeceklerin îmân etmelerini emr ederdi. Söylediği şi�r ve sözleri meşhûrdur. 390, 1129, 1151.
511 � KÂ�B �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmdandır. 641.
512 � KA�B-ÜL-AHBÂR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tâbi�îndendir. Yemen yehûdîsi iken îmâna geldi. Tevrât âlimi idi. 32 [m. 652] senesinde Humusda vefât etdi. 699.
513 � KÂDÎ ADÛD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdürrahmân bin Ahmed Adûd-üd-dîn-i Îcî [700] senesinde Şîrâzda Îc kasabasında tevellüd, Fâris vilâyetinde kâdî [hâkim] oldu. 756 [m. 1354] da vefât etdi. (Mevâkıf) kitâbını seyyid Şerîf-i Cürcânî şerh etdi. Hasen Çelebî, Kara Kemâl ve Celâleddîn-i Devânî ve Abdülhakîm-i Siyalkûtî birer hâşiye yapdı. Kendi (Mevâkıf)ını kendisi kısaltarak, (Cevâhir) adını vermişdir. Şemseddîn-i Fenârî, (Cevâhir)i şerh etdi. 1048.
514 � KÂDÎ BEDRÜDDÎN MUHAMMED: Kâdî Bedrüddîn Muhammed bin Abdüllah-i Şeblî, Trablusda ve Şâmda Hanefî kâdîsı idi. Yediyüzaltmışdokuz 769 [m. 1367] da vefât etdi. (Akâm-ül-mercân) ve başka kitâbları vardır. 741.
515 � KÂDÎ HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hasen bin Mensûr Fergânî, 592 [m. 1196] de vefât etdi. Şerhleri ve (Hâniyye) isminde bir fetvâ kitâbı meşhûrdur. Hanefî fıkh âlimidir. Fetâvâsı çok kıymetli olup, (Fetâvâyı Hâniyye) ve (Mecmû�a-yı Hâniyye) de denir. 1310 hicrî senesinde Mısrda basılan (Fetâvâ-yı Hindiyye)nin kenârında basılmışdır. 1393 [m. 1973] de ofset tarîkı ile yeniden basılmışdır. 133, 247, 282, 444, 768, 1028, 1032.
516 � KÂDÎ IYÂD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Mûsâdır. Mâlikîdir. Hadîs âlimidir. [476] da tevellüd, 544 [m. 1150] de Merrâküşde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Meşârik-ul-envâr) adındaki hadîs kitâbı ile (Şifâ) kitâbı pek kıymetlidir. Çeşidli şerhleri yapılmışdır. 262, 458.
517 � KÂDÎ-ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Emîn bin Abdüllah, [1133] de tevellüd, 1197 [m. 1783] senesinde vefât etdi. (Birgivî vasıyyetnâmesi)ni şerh etdi. (Âmentü şerhı) olan (Ferâid) kitâbını yazdı. İkisi de çok kıymetlidir. 108, 110, 140, 164, 395, 431, 434, 435, 462, 613, 740, 743, 908, 1007, 1019, 1020, 1023, 1044, 1170.
518 � KÂDÎ-ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şemseddîn Ahmed bin Mahmûd efendi, Osmânlı şeyh-ul-islâmlarının onaltıncısıdır. Dokuzyüzonsekizde tevellüd, dokuzyüzseksensekiz 988 [m. 1580] senesinde vefât etdi. Kabri küçük Karamandadır. Çivi-zâdeden ve Ebüssü�ûd efendiden okudu. (Hidâye) şerhı olan (Feth-ul-kadîr)e tekmilesi, (Miftâh) ve (Tecrîd) şerhlerine hâşiyeleri çok kıymetlidir. (Feth-ul-kadîr), (Vekâlet) bahsine kadar olup, sonra (Tekmile) başlamakdadır. İkisi birlikde sekiz cild hâlinde 1318 de Mısrda basılmış ve 1388 [m. 1968] de Beyrutda foto-kopisi yapılmışdır. Kenârına da, (İnâye) kitâbı ve Sa�dî Çelebînin buna yapdığı hâşiye basılmışdır. 858, 1114.
519 � KÂDÎ-ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Ârif efendi, 1173 [m. 1759] senesinde vefât etdi.
520 � KARABAŞ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Karabaş Tecvîd kitâbının sâhibi olarak üç kişi vardır. Bunlardan birincisi, Kastamonili şeyh Şa�bân-ı Velî silsilesinden Alî efendidir. Bindoksanyedi 1097 [m. 1685] senesinde vefât etmişdir. İkincisi, Ahmed efendi, Eyyûbde Şâh sultân türbesinin Eyyûb tarafında, Defterdâr caddesi üzerindeki türbesindedir. Başvekîl Adnan Menderes, Câmi�leri ve türbeleri ta�mîr ederken, bunu da yenilemişdir. Üçüncüsü, Abdürrahmân Karabaş efendidir. Karagümrükde Karabaş mescidini yapdırdı. Dokuzyüzkırk 940 [m. 1534] senesinde vefât etdi. Mihrâbı önündeki türbesindedir. Bu mescid yanında, Öküz Mehmed pâşa câmi�i vardı. Câmi� yapılırken, taş taşıyan arabanın öküzü sakatlanınca, pâşa yerine girip arabayı çekdiği için, bu ismle şeref duymuşdur. Birinci Ahmed hânın Sadr-ı a�zamı idi. 1029 [m. 1620] da Halebde vefât etdi. 1156.
521 � KARÂFÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şihâb-üddîn Ahmed bin İdrîs Karâfî, Mâlikî fıkh âlimidir. [626] da tevellüd ve 684 [m. 1285] de Mısrda vefât etdi. Çok kitâb yazdı. 632.
522 � KARAMÂNÎ KEMÂLEDDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İsmâ�îl Kemâleddîn, Hanefî âlimlerindendir. 920 [m. 1514] de vefât etdi. (Şerh-i mevâkıf)a ve (Vikâye)ye hâşiyesi ve (Beydâvî tefsîri)ne ve (Keşşâf)a şerhleri meşhûrdur.
523 � KARLAYL [Carlyle]: İngiliz müsteşriklerindendir. Aleksi Karlayl 1176 [m. 1762] da tevellüd, 1220 [m. 1805] de vefât etdi. Arabîyi Bağdâdda öğrendi. Kembric üniversitesinde arabî profesörü idi.
524 � KARLAYL [Carlyle]: İngiliz yazarlarındandır. Thomas Karlayl 1210 [m. 1795] da tevellüd, 1298 [m. 1881] de vefât etdi. Fransız ihtilâlini, büyük Friedrich târîhini yazdı. (Kahramânlar ve kahramânlara saygı) kitâbında, Muhammed aleyhisselâmın üstünlüğünü, başarılarını uzun yazmakda ve çok övmekdedir.
525 � KARL MARX: Sosyalizm rejimini ortaya çıkartan bir Alman yehûdîsidir. 1233 [m. 1818] de tevellüd etdi. 1300 [m. 1883] de öldü. Sosyalizm, bir iktisâdî metod diyerek kuruldu. Tatbîkâtde tiranlığa, diktatörlüğe döndü. Komünistliğe yol açdı. Sosyalizm, işçinin, çiftçinin doymasını sağlamadı. Şarlatanların, nutk çekenlerin, akademik aydınların yüksek mevkı�, bol ma�âş almalarına yaradı. Bunlar da dizgini ellerinden kaçırmamak için, dîne, islâmiyyete, âileye, cem�ıyyetlerin cânlı kaynaklarına saldırdılar. İnsan haklarını yok etmek için çalışdılar. İlk sosyalist devlet olan Rusyada, kendi milletini ve bütün dünyâyı aldatmak ve korkutmak için, ağır sanâyı�, aya gitmek gibi ilerlemeler gösterilmekdedir. Fekat, iktisâdın asl gâyesi olan (sosyal refâh) elde edilememişdir. Sovyet rejimi, fezâya insan yollıyabilmek için, halkın günlük çorbasını azaltdı. Millete leş yidirdi. Doymıyan halk, Gagarin ve Sputnikden önce, ne yiyeceğini, ne cezâya çarpdırılacağını düşündü. Ferdin her hakkını elinden alarak, herşeyi devlet kapitalizminin eline vermeği istiyen Marx usûlü, Rusyada da, liberalizmden alınan çârelerle değişdirildi. Sovyet idârecileri, Marksist iktisâdî gidişe (geri dön) emrini vermek zorunda kaldılar. Birçok fabrikalar, liberal nizâmda olduğu gibi, kâr esâsına göre çalışmağa başladı. [m. 1917] den beri Moskova meydânlarında Marksın, Engelsin ve Leninin dev gibi heykellerinde putlaşan komünizm, silinmekde, yerini ilâhî hak dînin gösterdiği ticâret ahkâmına yakın olan liberalizme bırakmakdadır. Hak gelmekde, bâtıl uzaklaşmakdadır. 523, 524, 526, 792, 1098, 1126, 1130.
526 � KÂRÛN: Mûsâ aleyhisselâmın ümmetinden ve akrabâsından idi. Ondan kimyâ öğrenerek, çok mal mülk sâhibi oldu. (Tevrât)ı pek iyi okurdu. Fakîr iken iyi huylu idi. Zengin olunca kibrli oldu. Emr olunan zekâtı vermedi. Mûsâ benimle zinâ etdi demesi için bir kadına iki kese altın verdi. Kadın, herkesin arasında, Allahdan korkarak doğruyu söyledi. Kârûn, bütün malı ile yere batdı. 64.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
527 � KÂSIM �radıyallahü anh�: Resûlullahın üç oğlundan birincisidir. Bunun için, Resûlullaha (Ebül-Kâsım) denildi. Nübüvvetden önce Mekkede dünyâya geldi. Annesi, Hadîcet-ül-kübrâdır. Onyedi aylık iken vefât etdi. 1139.
528 � KÂSIM BİN MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Bekr-i Sıddîkın torunudur. (Reşehât)da diyor ki, (Îrândaki Sâsânî devletinin yirmidokuz hükümdârından sonuncusu, üçüncü Yezdecerdin orduları Kadsiye ve Nehâvendde mağlûb olunca, halîfe Ömer �radıyallahü teâlâ anh� esîrler arasında bulunan şâhın üç kızını, Hüseyn bin Alîye, Muhammed bin Ebû Bekre ve oğlu Abdüllaha verdi. Bu üç câriyeden, Zeynel�âbidîn, Kâsım ve Sâlim tevellüd etdi.) Buradan, Kâsımın 19. cu senede tevellüd etdiği anlaşılmakdadır. Tâbi�înin büyüklerinden, Medîne-i münevveredeki yedi âlimdendir. Selmân-ı Fârisînin teveccühleri ile kemâle geldi. 106 [m. 725] senesinde Mekke ile Medîne arasında Kudeyd denilen yerde vefât etdi. İmâm-ı Ca�fer-i Sâdık hazretleri, bunun sohbetinden feyz aldı. 66, 969.
529 � KÂSIM PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymân hânın serâyında terbiye olup, dokuzyüzyirmidokuzda 929 [m. 1523] Mısr vâlîsi olmuşdur. (Güzelce Kâsım Pâşa) câmi�ini yapdırmış, bunun için Halicin bu tarafına Kâsımpâşa adı verilmişdir. Üçüncü Ahmed hân zemânında ta�mîr edildi.
530 � KASTALÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Ahmed bin Muhammed Şihâbüddîn, Şâfi�î âlimlerindendir. 821 [m. 1418] de tevellüd, 923 [m. 1517] de Mısrda vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Mevâhib-i ledünniyye)si türkçeye terceme edilmiş [1313] ve 1392 [m. 1972] senelerinde İstanbulda basılmışdır. 374, 458, 1195.
531 � KÂŞÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Bekr bin Mes�ûd Alâüddîn-i Şâşî, Türkistânda Kâşânda tevellüd, 587 [m. 1191] senesinde Halebde vefât etdi. Hocası Alâüddîn Muhammed bin Ahmed Semerkandînin, (Tuhfe-tül-fükahâ) fıkh kitâbını şerh ederek (Bedâyı-us-sanâyı� fî-tertîb-iş-şerâyı�) adını vermişdir. Bu kitâbı 1328 [m. 1910] senesinde Mısrda basılmışdır. Üç cilddir. Semerkandîye dâmâd olmuşdur. 855.
532 � KÂTİB ÇELEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mustafâ bin Abdüllah, büyük târîhcidir. Hâcı halîfe ismi ile meşhûrdur. 1017 [m. 1608] de İstanbulda tevellüd, 1067 [m. 1656] de vefât etdi. Kabri, Vefâdan Unkapanındaki Mahmûdiyye Köprüsüne inen büyük caddenin sağ kenârındadır. Târîh kitâbları ve (Keşf-üz-zünûn)u çok kıymetlidir. (Keşf-üz-zünûn)da onbine yakın islâm kitâbını ve yazarlarını tanıtmakdadır. Mısrda, İstanbulda ve Almanyada basıldı. Lâtinceye de terceme ve tab� edildi. Arabîsi Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 22.
533 � KEFEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hüseyn bin Rüstem, Mekkede Hanefî kâdîsı idi. 1010 [m. 1601] da vefât etdi. 741.
534 � KEHVÂKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Kehvâkî fıkh âlimlerinden idi. Tütün günâh değil buyurdu. 639.
535 � KELEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebün-Nasr Muhammed bin Sâib, Tâbi�îndendir. 146 [m. 764] da Kûfede vefât etdi. Abdüllah bin Sebe� ile çok sohbet etdiğinden, tefsîri sağlam sayılmaz. Oğlu Hişâm ibnül-Kelbî şî�î idi. 391, 537, 1165.
536 � KEMÂLEDDÎN MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Taşköprü zâde Muhammed bin Ahmed Usâm-üd-dîn, [959] da tevellüd, 1032 [m. 1623] de İstanbulda vefât etdi. (Mevdû�ât-ül-ulûm) tercemesi meşhûrdur. 22, 1182.
537 � KERDERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İbn-ül-Bezzâz Muhammed bin Muhammed Kerderî, hanefî fıkh âlimidir. (Müncid) lügat kitâbında Bizzâz denilmekdedir. Bursada molla Fenârî ile çok sohbet etdi. 827 [m. 1424] de vefât etdi. (Bezzâziyye) fetvâsı (Fetâvâ-yı Hindiyye) ile bir arada 1310 da ve 1393 [m. 1973] de Mısrda basılmışdır. (Menâkıb-i imâm-ı Ebî Hanîfe)si meşhûrdur. 309, 1009.
538 � KERHÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ubeydüllah bin Hüseyn Ebül-Hasen, Hanefî fıkh âlimlerindendir. [260] da tevellüd, 340 [m. 952] senesinde Bağdâdda vefât etdi. (Câmi�us-sagîr), (Câmi�ul-kebîr) ve (Muhtasar) kitâbları çok kıymetlidir. (Muhtasar)ı Kudûrî şerh etmişdir. 97, 444, 611.
539 � KİLÂB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İsmi Hakîmdir. Resûlullahın altıncı babasıdır. Mürrenin oğludur. 390, 1129.
540 � KİLÂ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Süleymân bin Mûsâ, Mâlikî hadîs âlimidir. 567 [m. 1172] de Gırnatada tevellüd, 634 [m. 1237] de cihâd ederken şehîd oldu. İmâm ve kâdî idi. Çok kitâb yazdı. (Misbâh-uz-zulâm fil-müstegîsîn bi-hayril-enâm) kitâbını okuyan, İbni Teymiyyenin bozuk ve sapık düşüncelere aldanarak doğru yoldan ayrıldığını iyi anlar. 458.
541 � KILINC ALÎ PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üçüncü Murâd hân ve babası zemânlarında kaptan-ı deryâ idi. Dokuzyüzseksensekiz 988 [m. 1580] de Tophânede kendi adına câmi� yapdı. 995 de vefât etdi. Câmi�i yanındadır. Birinci Mahmûd hân bu câmi� yanında 1145 [m. 1732] de güzel bir çeşme yapdı.
542 � KİRMÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Rükn-üd-dîn Ebû Bekr Muhammed bin Abdürreşîd, Hanefî fıkh âlimidir. İshak-ı Kirmânî soyundan olup, Abdürrahmân-ı Kirmânînin talebesidir. Beşyüzaltmışbeş 565 [m. 1169] senesinde vefât etdi. (Cevâhir-ül-fetâvâ)sı meşhûrdur. 457.
543 � KİSÂÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alî bin Hamza, kurrâ-i seb�a ya�nî yedi meşhûr hâfızdan biridir. Hârûn Reşîd ile Rey şehrinde iken 189 [m. 805] senesinde vefât etdi. Nahv ve lügat âlimi idi. 418.
544 � KLAUDİUS: İkinci Klaudius Roma imperatörlerindendir. Mîlâdın [215] senesinde tevellüd, [m. 271] de vefât etdi. 1192.
545 � KOPERNİK: Polonyalı astronomi âlimidir. 877 [m. 1473] de Prusyada tevellüd, 949 [m. 1543] da vefât etdi. Fraynburg şehrinde papas idi. Dünyânın ve diğer seyyârelerin güneş etrafında döndüğünü islâm kitâblarından okuyarak, isbât etdiğinden, buna Kopernik Usûlü dediler. Beğenilmez diyerek, bunu çok zemân açıklıyamamışdır. Ömrünün sonlarında yazdı. 27, 1048.
546 � KOSTANTİN: Avrupalılar buna Constantine derler. İstanbuldaki Roma imperatörlerinin birincisidir. Mîlâdın [274]. cü senesinde Sırbistânda Niş şehrinde tevellüd etdi. M. 306 da imperatör oldu. M. 337 de vefât etdi. Yerine üç oğlundan ikincisi olan Kostans bizans imperatörü oldu ve m. 361 de öldü. Ayasofya cami�ini 360 da bunun yapdırdığı söylenilmekde ise de bu, babasının yapdığını tevsi� etmişdir. Büyük Kostantin Galyayı, ya�nî Fransayı, İngiltereyi, İtalyayı, Afrikanın şimâlini, Yunânistânı aldı. Bayrağına haç resmi koydu. M. 325 de İznikde üçyüzondokuz papas toplayıp, yeni İncîl yazdırdı. Îsâ aleyhisselâmın dînine sonradan karışdırılmış olan, Eflâtunun ortaya çıkarmış olduğu teslîs [Trinite] inancını bu yeni İncîle de koydurdu. Bu dinde teslîs bulunmadığını, Allahın bir olduğunu söyliyen Aryüsü aforoz etdirdi. Doğru olan Barnabas İncîlini yasak etdi. Noel gecesini bayram i�lân etdi. [m. 330] da Bizans kasabasını büyültüp, Kostantîniyye ismini verdi. Sonradan İstanbul, İstambol, İslâmbol, Derseâdet ismleri de verilmişdir. İstanbul şehrini (Sûr) denilen büyük bir dıvar ile çevirdi. Sonra gelen kayserler tarafından ta�mîr edilmişdir. Kara tarafında yedi, deniz tarafında dokuz kapusu vardır. Yedi Kule zındanları, sur ile birlikde yapılmışdır. Asrlar boyunca, binlerce hıristiyana, zulm, işkence yapılmış olan bu zındanlar, Fâtih tarafından kapatıldı. Hiçbir pâdişâh zemânında kullanılmadı. Osmânlı sultânlarının onaltıncısı olan ikinci Osmân bin birinci Ahmed hân, onsekiz yaşında iken, 1031 [m. 1622] senesinde bu zındanda şehîd edilmişdir. Şehîd eden sadr-ı a�zam Bosnalı Dâvüd pâşa da, bir sene sonra bu zındanda katl edilip, Akserâydaki Murâd pâşa câmi�ine defn edilmişdir. 42, 43, 53, 535, 1043, 1074, 1078, 1080, 1099, 1138, 1176.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
547 � KUDÛRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-Hüseyn Ahmed bin Muhammed Bağdâdî, hanefî fıkh âlimlerindendir. 362 [m. 973] de tevellüd, 428 [m. 1037] de Bağdâdda vefât etdi. (Muhtasar) kitâbı meşhûrdur. Şerhleri ve türkçesi vardır. 1127.
548 � KUDSÎ: Altıyüzonyedinci [617] sırada Molla Kudsî ismine bakınız!
549 � KUHİSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şemseddîn Muhammed bin Hüsâmeddîn, Hanefî fıkh âlimi ve Buhârâ müftîsi idi. 962 [m. 1555] de Buhârâda vefât etdi. (Câmi�ur-rumûz) adındaki (Nikâye) şerhi ve (Câmi�ul-mebânî)adındaki fârisî (Fıkh-ı Gîdânî) şerhı meşhûrdur. 731, 1024, 1084.
550 � KUREYŞ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kureyş, Resûlullahın onbirinci babası olan Fihrin ismidir. Nûh aleyhisselâmdan sonra Arabistân yarım adasında yerleşenlere (Arab-ı bâide) denir. Âd, Semûd ve Amâlika bunlardandır. Hûd aleyhisselâm Âd kavmine, Sâlih aleyhisselâm Semûd kavmine gelmişlerdir. Hepsi (Sâm) soyundandır. Bunlardan sonra, gelip Yemene yerleşen (Kahtân) evlâdlarına (Arab-ı âribe) denir. Bunlar Yemende (Himyer) devletini kurdu. Bu devlet çökünce, önce Habeşliler, sonra Îrânlılar Yemene vâlî ta�yîn etdiler. Etrâfa dağılan Himyerîlerden Medînede (Evs) ve (Hazrec) kabîleleri meydâna geldi. Şâm tarafına gelenler, (Gassân) devletini kurup hıristiyan oldular. Irâka gelenler (Hîre) devletini kurdu. İsmâ�îl aleyhisselâmın oniki evlâdının (Arab-ı âribe) ile karışmasından (Arab-ı müsta�ribe) meydâna geldi. Arablar, islâmiyyetden sonra yabancılarla karışdı. Lisânları değişerek (arab-ı müsta�cime) meydâna geldi.
Arab-ı müsta�ribeden (Benî Adnân) ve bunlar arasında da (Mudar) ve (Rebîa) kabîleleri meşhûr oldu. (Benî Mudar)dan (Kenâne), (Kureyş), (Hevâzîn), (Sakîf), (Temîm) ve (Müzeyne) kabîleleri meydâna geldi. Bunlardan (Kureyş) Mekkede yerleşmekle ayrıca şeref kazandı. Kabîle reîsleri, mühim işlerde anlaşmak için, Mekkede (Dâr-ün-nedve) denilen yerde toplanıp meşveret ederlerdi.
Kureyş kabîlesi de, (Hâşimî), (Emevî), (Nevfel), (Abdüddâr), (Esed), (Teym), (Mahzûm), (Adîy), (Cumah) ve (Sehm) adında on kola ayrılmışdı. Zemzem dağıtmak ve Kâ�beyi ta�mîr ve tezyîn, Hâşimîlere, Kâ�be kapısını açmak, Abdüddâr oğullarına, Ukâh denilen Kureyş sancağını taşımak Emevîlere, hac zemânı ziyâfet vermek Nevfel oğullarına, Dârünnedve reîsliği Benî Esede, mahkeme hâkimliği Teym oğullarına, asker toplamak Benî-Mahzûma, başka kabîlelerle görüşmek, anlaşmak Adîy kabîlesine, (Ezlâm) denilen kur�a ve fâl işleri Cumah kabîlesine, putlara adak yapmak da Benî-Sehme mahsûs vazîfeler idi. Kureyşden Abbâs, Teymden Ebû Bekr, Adîyden Ömer-ül-Fârûk, Mahzûmdan Hâlid bin Velîd, Umeyyeden Ebû Süfyân bu vazîfeleri yapıyorlardı. Teym, Mürrenin oğlu olup, hazret-i Ebû Bekrin ceddidir. Adî, Kâ�b bin Lüvey oğlu olup, hazret-i Ömerin ceddidir. (Mahzûm) kabîlesi, Mürrenin oğlu (Yakaza)dan meydâna gelmişdir. 386, 1068, 1101.
551 � KURTUBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdüllah Muhammed bin Ahmed, Endülüs âlimlerinin büyüklerindendir. Ensâr-ı kirâm sülâlesindendir. 671 [m. 1272] de vefât etdi. Mâlikî mezhebi âlimlerindendir. (Câmi�ul-ahkâm) adındaki tefsîri ve birçok kıymetli eserleri vardır. Abdülvehhâb-ı Şa�rânî, bunun (Tezkire) kitâbını ihtisar etmiş, (Muhtasar) ismini vermişdir. 1302 [m. 1884] de Mısrda ve (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1421 [m. 2000] de İstanbulda basılmışdır. Ebül-Abbâs Ahmed Kurtubî, (Müslim) şârihi olup, 656 [m. 1258] da vefât etmişdir. 80, 388, 740, 775.
552 � KUS BİN SA�ÎDE: İslâmiyyetden evvel Arabistânda bulunan hatîblerdendir. Allahın bir olduğuna inanır. Herkesi İsmâ�îl aleyhisselâmın dînine çağırırdı. Konuşurken kılınca veyâ bastona dayanırdı. 367.
553 � KUSAYY �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kilâbın oğludur. İsmi Mücemmi�dir. Çünki, dağılmış olan Kureyşlileri toplayıp Mekkede bir kuvvet meydâna getirdi ve bunun reîsi oldu. Kâ�benin hizmeti, İsmâ�îl oğullarından Cürhüm kabîlesine ve sonra Huzâ�a kabîlesine geçmişdi. Kusayy, bu şerefli vazîfeyi Huzâ�adan aldı. (Dâr-ün-nedve) denilen danışma evini kurdu. Kusayyin Zühre ismindeki kardeşi soyundan Âmine hazretleri oldu. 390, 1068, 1078.
554 � KUŞEYRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-Kâsım Abdülkerîm bin Hevâzın, 376 [m. 986] da tevellüd, 465 [m. 1072] de Nîşâpûrda vefât etdi. Şâfi�î âlimidir. (Risâle-i Kuşeyrîyye)si 1379 [m. 1959] da Mısrda basılmışdır. 992.
555 � KUTB-I ZEMÂN: Bendegî mahdûm-i cihâniyân seyyid Celâl-i Buhârî, 707 de tevellüd, 785 [m. 1383] de Küceratın Ahmedâbâd şehrinde vefât etdi. Hindistânda Çeştiyye ve Sühreverdiyye Evliyâsının büyüklerindendir. Şeyh Nasîreddîn-i Mahmûd Dehlevînin halîfesidir. Bu da, Nizâmüddîn Evliyânın halîfesidir. (Hazâne-i Celâlî) kitâbı meşhûrdur. İmâm-ı Rabbânî (Mektûbât)ının ellidördüncü mektûbunda kitâbları tavsiye olunmakdadır. İmâm-ı Rabbânînin altıncı ceddi imâm-ı Refî�uddînin ve Delhî sultânı Fîrûz şâh Tuglukun mürşidleridir. Hâl tercemesi, fârisî (Ahbâr-ül-ahyâr)da uzun yazılıdır. Fîrûz şâh ismine bakınız! 1101.
556 � KUTBÜDDÎN-İ İZNÎKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed Rûmî, Hanefî fıkh âlimi ve tesavvuf büyüklerindendir. Tîmûr hân kendisine çok saygı göstermişdir. Sekizyüzyirmibir 821 [m. 1418] senesinde İznikde vefât etdi. Türkçe (Râhat-ül-kulûb) kitâbı Ayasofya, (Mukaddime-tüs-salât)ı Nûr-ı Osmâniyye kütübhânesindedir. Tefsîri ve başka eserleri de vardır. Oğlu Muhammed İznîkî de derin âlim idi. Çok kitâb yazdı. Sekizyüzseksenbeşde 885 [m. 1480] Edirnede vefât etdi. Meşhûr (Mürşid-ül-müteehhilîn) kitâbını ve (Mızraklı ilmihâl) de denilen (Miftâh-ül-Cenne) kitâbını oğlu yazmışdır. 585.
557 � LAKÂNÎ: 227. ci sırada Ebû Bekr bin Alî ismine bakınız! Muhammed Nâsır Lakânî mâlikî 958 [m. 1551] de vefât etmişdir. 1090.
558 � LAMARCK: Fransız doktorudur. 1157 [m. 1744] de tevellüd, 1244 [m. 1829] de vefât etdi. Cânlıların basîtden mükemmele doğru değişdiğini ilk yazan budur. 540.
559 � LÂMİ�Î: Bursada tevellüd ve 938 de orada vefât etdi. (Şevâhid-ün-nübüvve) ön sözüne bakınız! 1137.
560 � LAWE: Alman fizikçisidir. 1269 [m. 1852] da tevellüd etdi. Işığın dalga boylarının ayrılmasını [tayf] buldu. [m. 1914] de Nobel mükâfatı aldı. 550.
561 � LAVOİSİER: Fransız kimyâgeridir. 1156 [m. 1743] da tevellüd etdi. 1209 [m. 1794] da cümhûriyyetci ihtilâlciler tarafından giyotinle başı kesildi. Kimyâ reaksiyonlarında, maddenin yok olmadığını ve yaratılmadığını, insanların birşeyi yok edemiyeceklerini ve yaratıcı olmadıklarını deney ile açıklamışdır. 539, 758, 967.
562 � LEMOİNE ve GERARD: İki Fransız doktorudur. Birlikde (Formulaire medicales) doktorluk kitâbını yazdılar. 652.
563 � LENİN: Vladimir Lenin, Rusyadaki biricik siyâsî parti olan komünist partisinin kurucusudur. Karl Marx�ın ortaya koyduğu sosyalist fikrlerin ilk tatbikcisidir. 1286 [m. 1870] da tevellüd, 1342 [m. 1924] de vefât etdi. Rus tatârıdır. [m. 1900] den beri Rusyada sınıf kavgalarını hâzırladı. [m. 1917] de Alman orduları Rusyaya girince, Stalin ile birlikde bolşevik ihtilâlini çıkardı. Komünist idâresini kurdu. Ölünciye kadar kan dökdü. Lenine göre komünizmin başarılı olması için, kullanacağı birinci vâsıta (yalan) söylemek, aldatmakdır. Ne kadar büyük yalan söylerseniz, o kadar muvaffak olmuş sayılırsınız demişdir. Çok yalancı ve o kadar da çok zâlim ve kan kusdurucu idi. Yedi senelik iktidârı içinde, otuzikimilyon insanın cânına kıydı. 2 Aralık 1917 de, Stalinle birlikde, Rusyadaki müslimânlara (Çarlar ve zâlimler tarafından dinleri tahkîr edilen müslimânlar! Dîninizin ve kültür müesseselerinizin serbest olduğunu bildiriyoruz) dedi. Anayasaya da din ve vicdân hürriyyetini koydu. Hâlbuki, kitâblarında, (Din ile mücâdele edeceğiz. Dinleri yok etmek materyalizmin, marksizmin alfabesidir) diyordu. Ateistler birliğini kurdu. Leninizm denilen, din düşmanlığı, önce yalan ve yaldızlı sözlerle aldatmak, sonra zulm ve işkence ile yok etmek prensibine dayanmakdadır. 524, 526, 1126, 1172.
564 � LOKMAN HAKÎM �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Peygamber veyâ Velîdir. Dâvüd �aleyhisselâm� zemânında idi. Arabistânın Ummân tarafında idi. Ahlâkî sözleri meşhûrdur. 99, 482, 740, 788, 878, 1018.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
565 � LOTHER MEYER: Alman kimyâgeridir. 1245 [m. 1830] de tevellüd, 1312 [m. 1895]de vefât etdi. Elementlerin periyodik sistemini bulanlardandır. 549.
566 � LUİ [LOUİS]: Fransa kralı yedinci Lui, altıncı şişman Luinin oğludur. 514 [m. 1120] de doğdu. 576 [m. 1180] da öldü. Vitri şehrini alınca, kiliseyi ateşe verdi. İçindeki binüçyüz kişiyi yakdı. Pişmân olup, buna karşılık, kendi askerlerini öldürdü.
567 � LUKA: Antakyalı bir papasdır. Îsâ aleyhisselâmı görmedi. Göke çıkarıldıkdan sonra, yehûdî dönmesi olan Bolüs tarafından Îsevî dînine alınmışdır. Bolusun zehrli fikrleri ile aşılanarak, şimdi elde bulunan dört (İncîl)den, en yanlışını yazmışdır. 1109, 1161.
568 � LÛT �aleyhisselâm�: Peygamberdir. İbrâhîm aleyhisselâmın kardeşinin oğludur. Lût gölü yanında Sedum şehri halkına Peygamber oldu. Onları çirkin işlerinden men� etdi. Karısı da dinlemedi. Kendisi şehrden çıkdı. Şehr yerin dibine geçdi. Seksen yaşında Hicâzda vefât etdi. Yehûdîlerin ve hıristiyanların (Mukaddes kitâb) dedikleri ve her memlekete yaymağa çalışdıkları kitâbın (Ahd-i atîk) kısmındaki (Genesis) veyâ (Tekvîn)in ondokuzuncu bâbının otuzuncu ve sonraki âyetlerinde diyor ki, (Lut şehrden çıkıp iki kızı ile berâber dağda sâkin oldu. Büyük kızı küçüğe dedi ki, pederimiz ihtiyâr oldu. Yer yüzünde erkek dahî kalmadı. Gel, pederimize şerâb içirip, onun ile yatarak, pederimizden zürriyyet peydâ edelim. O gece pederine şerâb içirerek pederi ile yatdı. O dahî onu tanımadı. Ertesi gece pederlerine yine şerâb içirdiler ve küçük kız onun ile yatdı. Lûtun iki kızı babalarından hâmile oldular. Büyük kız oğluna (Muâb), küçük kız da oğluna (Amî) ismini koydu. Muvâbî ve Amûnî denilen kimselerin cedleri bu iki çocukdur.) Kitâb-ı mukaddesin bu yazısı, açık bir fuhûş hikâyesidir. Bu yazı, bugün, dünyânın her yerinde pornografi [müstehcen] neşriyyât sınıfına girer ve neşr edilmesi yasaklanır. Kitâbı mukaddesde buna benzer dahâ birçok gayr-i ahlâkî bahsler vardır. İslâm âlimleri bunları bulup açıklıyarak, bugünki Tevrât ve İncîl denilen kitâbların Allah kelâmı olmadıklarını, sonradan insanlar tarafından değişdirmeler ve ilâveler yapılarak ortaya çıkarıldıklarını, bu sûretle de isbât etmişlerdir. Bu kıymetli islâm kitâblarından birkaçının ismleri, birinci kısm, 93. cü madde sonunda yazılıdır. Bunlardan (Tuhfe-tül-erîb) arâbî ve (Mîzân-ül-mevâzîn) fârisî olup, İstanbulda, Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. 140, 482, 640, 641, 1118.
569 � LUTHER MARTİN: Alman papasıdır. Protestanlığı kurdu. 888 [m. 1483] de tevellüd, 953 [m. 1546] de öldü. İtalyadaki papa onuncu Leon ile arası açıldı. Tel�în edildi. 931 [m. 1524] de Nürnbergde protestanlığı i�lân etdi. Çok kitâbı vardır. İslâmiyyete karşı çirkin hücûmları vardır. Katoliklerle protestanlar birbirlerine düşmandırlar. 43.
570 � LUTFULLAH EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Lutfullah bin Abdüllah, Kastamonilidir. Latîfî ismi ile meşhûrdur. 990 [m. 1582] da vefât etdi. (Tezkire-tüş-şu�ara) kitâbı basılmışdır. 1155.
571 � MAHDÛM-İ CİHÂNİYÂN: (Kutb-i zemân) ismine bakınız! 1129.
572 � MAHMÛD BİN MUHAMMED BUHÂRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülmehâmid Mahmûd bin Muhammed bin Dâvüd Buhârî, fıkh âlimlerindendir. 671 [m. 1272] de Buhârâda vefât etdi. (Hakâyık-i manzûme) kitâbı meşhûrdur. Bu kitâb, (Manzûme-i Nesefî) şerhı olup iki cilddir. Fıkh kitâbıdır.
573 � MAHMÛD BİN SADR-ÜŞ-ŞERÎ�A �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yüzseksenikinci [182] sırada Burhân-üş-şerî�a ismine bakınız!
574 � MAHMÛD BUHÂRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Burhâneddîn Mahmûd bin Tâc-üd-dîn Ahmed bin Abdül�azîz Buhârî, Hanefî âlimlerindendir. 551 [m. 1156] de tevellüd, 616 [m. 1219] da şehîd oldu. (Tecrîd), (Muhît-i Burhânî), (Zahîre), (Fetâvâ-i Burhânî) ve (Vâkı�ât) kitâbları meşhûrdur. 622.
575 � MAHMÛD GAZNEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Sübektekin, Buhârâdaki Sâmânî devletinin Horâsândaki vâlîsinin kölesi iken, vâlî ölünce, yerine vâlî oldu. Sultân Mahmûd 357 [m. 967] de tevellüd etdi. Horâsân vâlîsi oldu. Babası ölünce, 387 [m. 997] de hükûmet kurdu. Türkistânı, Irâkın bir kısmını, Lâhoru, Delhîyi aldı. Çok kiliseleri câmi� yapdı. Hindûların hazînelerini Haremeyn-i şerîfeyne [Mekkeye ve Medîneye] hediyye etdi. Berehmenlerin, kadınların, kocalarının cenâzesi ile birlikde, diri diri yakılması, ölülerin nehre atılması gibi, insanlığa yakışmayan âdetlerini yasak etdi. Âlimleri, edîbleri severdi. Çok kitâb yazdırdı. Firdevsînin (Şâh-nâme)si bunlardan biridir. Ehl-i sünnet âlimleri yetişdirdi. 421 [m. 1030] de Gaznede vefât etdi. Devleti 543 [m. 1148] senesine kadar devâm etdi. 1051, 1052.
576 � MAHMÛD HÂN-II �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin doksanbeşincisi ve Osmânlı pâdişâhlarının otuzuncusudur. Birinci Abdülhamîd hânın oğlu, sultân Abdülmecîd hânın babasıdır. 1199 [m. 1785] de tevellüd, 1255 [m. 1839] de vefât etdi. 1223 [m. 1808] de halîfe oldu. Yeniçerileri kaldırdı. Vehhâbîleri Hicâzdan çıkardı. Harbiyye ve tıbbiyye-i mülkiyye mekteblerini vücûde getirdi. 1241 [m. 1826] de Tophânede Nusratiyye câmi�ini yapdırdı. 1244 [m. 1828] de Bâyezîdde Eski serây bağçesine yangın kulesi yapdırdı. [1253] de Unkapanı ile Azapkapı arasında (Mahmûdiyye) köprüsünü yapdırdı. 1247 [m. 1831] de İstanbulda ilk gazete çıkarıldı. Dünyâda ilk gazete 1051 [m. 1641] de çıkarıldı. 1253 [m. 1837] de mâliye nezâretini kurdu. 1254 [m. 1838] de karantina vücûde getirdi. Bağçekapıda (Hidâyet câmi�i), Üsküdârda Şemsi pâşa câmi�i yanında, 1232 [m. 1816] de (Adliye) câmi�ini, yağlı boyalı ahşâb Beğlerbeyi ve Çırâğân serâylarını yapdırdı. 1235 [m. 1819] de hazret-i Hâlidin türbesini ta�mîr etdi. Sandûkası pûşîdesi üzerindeki kendi el yazılarıdır. 1241 [m. 1825] de hurûfî tekkelerini kapatdı. 1235 [m. 1819] de Beyoğlunda Galata-serây lise binâsını yapdırdı. Burası 1250 [m. 1834] de Tıbbiyye mektebi yapıldı ise de, 1266 [m. 1850] da yandı. 1267 [m. 1851] de (Tıbbiyye-i şâhâne) yapdırdı. Arnavutköy sâhilinde (Tevfîkiyye) câmi�ini yapdırdı. Çeşidli yerlerde çeşmeler yapdırdı. Tophânede Kâdirî câmi� ve tekkesini Tosyalı İsmâ�îl Rûmî yapdı ve 1053 [m. 1644] de vefât etdi. İkinci Mahmûd hân 1239 [m. 1823] da yeniden yapdı. Türbesi Çenberlitaşdadır. 461, 500, 533, 1059, 1062, 1063, 1066, 1067, 1083, 1092, 1119, 1168, 1174, 1189.
577 � MAHMÛD HÜDÂYÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Azîz Mahmûd Hüdâyî efendi, Celvetiyye meşâyıhindendir. Koçhisârlıdır. Bursada, hâcı Bayram-ı Velînin halîfelerinden, Muhammed Üftâde hazretlerinden feyz aldı. 1007 de Üsküdârda câmi� ve tekke yapdı. Dördüncü Murâd hân tahta çıkınca Eyyûbde kılıncını Hüdâyî efendi takdı. 1038 [m. 1628] de vefât etdi. Tekkesi yanındaki türbesindedir. Üftâde efendi 989 [m. 1581] da Bursada vefât etmişdir. 1088, 1191.
578 � MAHMÛD İNCİRFAGNEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm âlimlerinin büyüklerinden bir ferd-i kâmildir. Buhârânın Fagne köyünde tevellüd edip, Akbenî nâhiyesinde yerleşdi. Mi�mârlık ile geçinirdi. Yediyüzonbeş 715 [m. 1315] de vefât etdiği (Sebe�ul-esrâr) ve (Tâc-ül-asfiyâ)da yazılıdır. 720, 969, 1076.
579 � MAHMÛD KİRMÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tâc-ül-Kurrâ Mahmûd bin Hamza Kirmânî 500 [m. 1106] senesinde vefât etdi. 419.
580 � MAHMÛD-İ KÜRD-İ ŞEYHÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: (Câmi�u kerâmât-i Evliyâ)da diyor ki, Mahmûd-i Kürdî, Medîneye yerleşdi. Abdülganî Nablusî diyor ki, (1205 [m. 1790] senesinde Medînede Mahmûd-i Kürdîyi gördüm. Beni evine götürdü. Uyanık iken Resûlullahı �sallallahü aleyhi ve sellem� çok gördüm dedi. Kıymetli sözlerinden ve güzel hâllerinden doğru söylediğini anladım.) Uykuda iken de, uyanık iken de Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� görüldüğünü ve görenleri (Se�âdet-üd-dâreyn) kitâbında uzun bildirdim. 1014.
581 � MAHMÛD NÛREDDÎN ZENGÎ: Mahmûd Nûreddîn Zengî, Haleb sultânı idi. 569 [m. 1173] de vefât etdi. Salâhuddîn-i Eyyûbî, bunun kumandanlarından idi. Şâmda Eyyûbî devletini kurmuş, 589 [m. 1193] de vefât etmişdir.
582 � MAHMÛD PÂŞA: Fâtih sultân Muhammed zemânında iki def�a sadr-ı a�zâm olmuşdur. Nûr-i Osmâniyyede câmi� ile hamâm ve yokuşda çarşısı vardır. Sofyada da büyük bir câmi�i vardır. 878 [m. 1473] de vefât etmişdir.
583 � MAHMÛD SÂMİNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alî Septînin sohbetinde kemâle gelmişdir. Alî Septînin İcâzetnâmesi Mahmûd Sâhib tarafından hâzırlanıp mevlânâ Hâlid tarafından tasdîk edilerek, Abdüllah-i Mekkî ile kendisine gönderilmişdir. Mahmûd Sâminî, seyyiddir. Palu kasabasının Hun köyünde tevellüd ve 1313 [m. 1895] senesinde Paluda vefât etdi. Kabri Murâd suyu kenârındadır. Şâfi�î mezhebinde ve tesavvufda mütehassıs idi. Ârif-i billâh idi. Alî Septîye onüç sene hizmet yapdı. Tütün içerdi. Birisi buna, kalbinden i�tirâz edince, (Bizim çubuğumuzu düşüneceğine, Allahü teâlâyı zikr et. Başka birşey düşünme!) buyurdu. Yirmiye yakın ârif yetişdirdi. Bunlardan Harputlu Osmân Bedreddîn efendi ve o zemân Erzurumun kazâsı olan Kiğı kasabasında hâcı Yûsüf efendi ile oğlu Muhammed efendi ve Kiğı müftîsi Muhammed Nûreddîn efendi meşhûrdur. Nûreddîn efendi [m. 1964] yılında Antalyada vefât etdi. Alî Septî 1287 [m. 1870] de Paluda vefât etdi. Kabri bir tepede mescidinin yanındadır. Bunun torunu Sa�îd efendi 1926 da Ankarada vefât etdi. 639, 1158.
584 � MÂHPEYKER SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Sultân Ahmed hânın zevcesi ve sultân dördüncü Murâd ile Sultân İbrâhîmin vâlidesidir. (Kösem sultân) da denir. 1000 [m. 1592] de tevellüd, 1061 [m. 1651] de şehîd edildi. Hüsn-i cemâli, aklı ve zekâsı ve hayrât ve hasenâtı ile meşhûr sâliha ve afîfe bir sultân idi. Yeni câmi�in temelini atdı. Çarşambadaki (Vâlide medresesi mescidi) ve 1050 [m. 1640] de Üsküdârda Çinili câmi�ini yapdırdı. Çakmakcılar yokuşunda büyük vâlide hânı ile içindeki mescid de, bunun eseridir. Rumelinde milyonlar değerinde vakfları ve hayrâtı vardır. Otuz sene, devletin idâresinde hizmetleri oldu. Âsîler ve şakîler tarafından serâyda şehîd edildi. Sultân Ahmed türbesindedir. Sultân dördüncü Murâdın kızı Safiyye sultân da bu türbededir. Hayrât ve hasenâtı ile millete hizmetleri Naîmâ târîhinde uzun yazılıdır. 1033 [m. 1623] de, Anadolu kavağı câmi�ini yapdırmışdır. Bu mescid şimdi gazinodur. İki kavağın kal�aları da 1033 [m. 1623] de yapılmışdır. 1071, 1119, 1150, 1184.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
585 � MAKDONYUS: Papas idi. Îsâ aleyhisselâma tapılmaz. O mahlûkdur, diyordu. Mîlâdın [381]. ci senesinde İstanbulda kurulan ikinci meclisde, tel�în edildi.
586 � MÂLİK: Resûlullahın onikinci babasıdır. Nadrın oğludur. Nadr, altun demekdir. Nadrın ismi Kaysdır. Nadr, Kinânenin oğludur. 390.
587 � MÂLİK BİN DÎNÂR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Âlim ve velî idi. 131 [m. 748] senesinde Basrada vefât etdi. 691.
588 � MÂLİK BİN ENES: Ebû Abdüllah Mâlik bin Enes bin Mâlik bin Ebî Âmir bin Umeyr Teymî Esbahî Humeyrî, Cennet ile müjdelenmiş olan (Ehl-i sünnet vel-cemâ�at)in dört büyük mezhebinden biri olan (Mâlikî) mezhebinin reîsidir. Doksan [90] senesinde Medînede tevellüd, 179 [m. 795] da orada vefât etdiği İbni Âbidîn mukaddemesinde yazılıdır. Bir hadîs-i şerîf okumak için abdest alır, edeble diz çökerdi. Medînede hayvana binmezdi. Haksız bir fetvâyı vermediği için, yetmiş kırbaç vuruldu. Abdesti sık bozulan hastalar ve ihtiyârlar için ve necâsetden tahâret için çok kolaylık gösterdiğinden, diğer üç mezhebde olan müslimânlar, Mâlikî mezhebini de taklîd ederek, ibâdetlerini râhatlıkla yapmakdadırlar. (Muvattâ) adındaki hadîs kitâbı çok kıymetlidir. 50, 125, 132, 159, 172, 251, 288, 423, 465, 466, 467, 575, 783, 881, 1009, 1062, 1077, 1098, 1175, 1195.
� MANASTIRLI İSMÂ�ÎL HAKKI: Ehl-i sünnet âlimi olduğu meşhûr ise de, sinsi bir mason idi.
589 � MARKO: St. Marc, dört (İncîl)den birini yazmışdır. Îsâ �aleyhisselâm� göke çıkarıldıkdan sonra Îsevî oldu. Petrosdan işitdiklerini Romada Yunanca yazmış, bu yazılarına (İncîl) denilmişdir. [68] senesinde Mısrda âyin yaparken tutulup öldürüldü. Meşhûr Marko pâşa, [1874] den 1309 [m. 1891] e kadar İstanbulda Tıbbiyye mektebi nâzırı idi. (Derdini Marko pâşaya anlat) sözü meşhûrdur. 1109.
590 � MARCONİ: İtalyan fizikcisidir. 1874 de tevellüd, 1355 [m. 1937] de vefât etdi. Telsiz-telgrafa son şeklini verenlerdendir. 1910 da nobel mükâfâtı aldı.
591 � MA�RÛF-İ KERHÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Alî Rızânın halîfesi ve Sırrî Sekâtînin mürşidi idi. İkiyüzde Bağdâdda vefât etdi. 120, 448, 456, 1087, 1171.
592 � MÂVERDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alî bin Muhammed Mâverdî, 364 [m. 974] de Basrada tevellüd, 450 [m. 1058] de Bağdâdda vefât etdi. Şâfi�î fıkh ve tefsîr âlimidir. (Hâvî) fıkh kitâbı çok kıymetlidir. (Ahkâm-üs-sultâniyye) adındaki sosyal kitâbı Mısrda ve 1269 [m. 1853] da Almanyada Bonn şehrinde basıldı. Mısrda ikinci baskısı 1386 [m. 1966] da yapıldı. 735.
593 � MAZHER-İ CÂN-I CÂNÂN: Şemsüddîn Habîbullah seyyiddir. Tesavvuf mütehassıslarının büyüklerindendir. Müslimânların gözbebeğidir. 1111 [m. 1699] de Hindistânda Ramezân-ı şerîfin onbirinci Cum�a günü tevellüd ve 1195 [m. 1781] de şehîd edildi. Abdüllah-ı Dehlevî kabrinin yanındadır. Şâhcihân câmi�inin civârında, Dergâh câmi�indeki dört kabrden birincisidir. Yirmiiki yaşında iken, Seyyid Muhammed Nûr-i Bedevânî hazretlerinin vâris-i ekmeli oldu. Seyyid Abdüllah-ı Dehlevînin üstâdıdır. Yetişdirdiklerinden biri de kâdî allâme Muhammed Senâullah-ı Dehlevî hazretleridir. Abdüllah-ı Dehlevî hazretleri, (Makâmât-i mazheriyye) kitâbında diyor ki, Hadîs âlimi Şâh Veliyyullah buyurdu ki, (Allahü teâlâ, bize sahîh keşfler ihsân eyledi. Bu zemânda, hiçbir yerde mirzâ Cân-ı Cânânın benzeri yokdur. Makâmlarda ilerlemek istiyen onun hizmetine gelsin!) Hadîs öğrenmek için kendisine gelenleri istifâde etmek için, Mazher-i Cân-ı Cânân hazretlerine gönderirdi. Ona yazdığı mektûblarda, (Allahü teâlâ, fazîletlerin tecellî yeri olan sizlere uzun zemân selâmet versin ve bütün müslimânları bereketlerinize kavuşdursun!) derdi. (Makâmât-ı Mazheriyye)de, Mazher-i Cân-ı Cânân �kuddise sirruh� buyuruyor ki, Evliyânın mezârlarını ziyâret edip, cem�iyyet için feyz dilemelidir. Meşâyıh-ı kirâmın rûhlarına fâtiha ve salevât sevâbı göndererek, onları Allahü teâlâya kavuşmak için vesîle yapmalıdır. Zâhir ve bâtın se�âdetlerine ancak onların güzel ahlâkına sarılmak ile kavuşulur. Başlangıcda olan sâliklerin, kalbleri tasfiye bulmadan, temizlenmeden önce, Evliyânın kabrlerinden feyz almaları güçdür. Bunun için Behâeddîn-i Buhârî �kaddesallahü sirrehül�azîz�, (İslâmın güzel ahlâkına mâlik bir kimse ile olmak, Evliyânın kabrleri ile olmakdan dahâ iyidir) buyurdu. İkinci kısmda, dörtyüzkırküçüncü sahîfedeki yazı böylece açıklanmış oluyor. Fârisî (Kelimât-i tayyıbât) denilen kitâbda 87 mektûbu ve melfûzâtı vardır. 38, 113, 366, 410, 412, 459, 462, 466, 696, 721, 769, 903, 969, 1016, 1018, 1050, 1066, 1168, 1171, 1176.
594 � MEHDÎ: Hazret-i Mehdî, âhır zemânda dünyâya gelecekdir. Adı, Muhammed, babasının adı Abdüllahdır. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� efendimizin soyundan olacakdır. Îsâ aleyhisselâmla buluşacak, mezhebleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak, her yeri alacak, her yerde adâlet olacak, Eshâb-ı Kehf, uyanıp mağaradan çıkarak, Mehdînin askeri olacakdır. Ba�zı saf kimseler, büyük zan etdikleri kimselere Mehdî demekdedir. Mehdînin alâmetlerini Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� efendimiz bildirmişdir. İbni Hacer-i Mekkînin (Alâmet-ül-Mehdî) kitâbında ve Süyûtînin (Cüz'ün minel ehâdîs velâsâril vârideti fî alâmetil mehdî) kitâbında bunlardan ikiyüze yakın alâmet yazılıdır. (El-fütûhât-ül-islâmiyye), ikinci cüz, ikiyüzdoksanyedinci sahîfesinde diyor ki, (Beklenilen Mehdî, hazret-i Fâtımanın soyundan olacakdır. Mekkede zuhûr edecekdir. O zemân, müslimânlar halîfesiz olacakdır. İstemediği hâlde, zor ile halîfe yapılacakdır. Zuhûr edeceği zemân ve yaşı ve ömrü kesin belli değildir.) Mehdî çıkacağı zemân yeryüzünde halîfe bulunmıyacağı ve Mehdîliklerini i�lân edenlerin Mehdî olmadıkları, buradan anlaşılmakdadır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, birinci cildin ikiyüzellibeşinci mektûbunda, Mehdînin Medînedeki sapık din adamlarını öldüreceğini yazmakdadır. 62, 63, 398, 484, 485, 488, 919, 920, 1122.
595 � MEKKÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Mekkî efendi, âlim, ârif, veliy-i kâmil olan seyyid Abdülhakîm efendinin büyük oğludur. Annesi, büyük velî, kerâmetler sâhibi seyyid Fehîm efendinin torunu Âişe hânımdır. Mekkî Üç-Işık, [1314] de tevellüd, 1387 [m. 1967] de vefât etdi. Medrese tahsîlini bitirdikden sonra, peder-i âlîlerinden ulûm-i zâhirenin inceliklerini alarak icâzetle şereflenmiş, yüksek teveccühlerine ve himmetlerine mazhar olarak, tesavvuf bilgilerinde de kemâle gelmişdir. Son derece edeb ve şaşılacak bir tevâzu� ile, kendilerini agyârdan setr ederdi. Sâf kalbli, temiz rûhlu olan yüzlerce genci ilm ve fazîletle süsledi. Cenâb-ı Hak, bu feyz ve bereket kaynağından, İstanbul halkını, yıllarca fâidelendirdi. Edirnekapı kabristânında iken Ankarada Bağluma nakl edildi. 2, 5, 376.
596 � MELİKŞÂH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Celâlüddîn, Selçûkî pâdişâhlarından üçüncüsüdür. Alb Arslanın oğludur. 447 [m. 1054] de tevellüd, 485 [m. 1091] de Bağdâdda zehr verilerek vefât etdi. İsfehânda defn edildi. Babası şehîd olunca, vezîr Nizâm ül mülkün yardımı ile 465 [m. 1072] de sultân oldu. Mâverâünnehri, Şâmı, Mısrı, Anadolunun çoğunu aldı. Abbâsî halîfesini emrine aldı. Çok hayrât yapdı. [471] hicrî senesinde, güneş takvîmi yapdırdı. Buna (Takvîm-i Celâlî) denir. 441, 1095, 1157.
� ME�MÛN BİN HÂRÛN: Yedinci Abbâsî halîfesidir. 218 [m. 832] de vefât etdi.
597 � MENDELEYEF: Dimitri, Rus kimyâgeri olup, 1249 [m. 1834] da tevellüd, 1325 [m. 1907] de öldü. Elementlerin devrî [Periyodik] sistemini bulanlardandır. Petrollerin teşekkülü teorisi meşhûrdur. 549.
598 � MERGINÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yüzseksenbirinci [181] sırada, Burhâneddîn-i Mergınânî ismine bakınız!
599 � MER�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mer�î bin Yûsüf Mukaddisî, Hanbelî fıkh âlimlerindendir. 1033 [m. 1623] de vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Tahkîk-ul burhân fî şan-id-duhân) ve (El-Kevâkib-üd-dürriyye fî menâkıb-il-imâm-ı İbni Teymiyye) kitâbları meşhûrdur. 633, 638.
600 � MERKEZ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muslih-ud-dîn Mûsâ efendi, Kütahyadan İstanbula gelip molla Hızır beğ oğlu Ahmed pâşadan okurken, Halvetî Sünbül Sinân yanında yetişdi. Önce Koğacı tekkesinde, sonra Eyyûbde Şâh sultân tekkesinde iken, Sultân Süleymânın Topkapı dışında, vâlidesi nâmına yapdırdığı tekkede yerleşdi. Sünbül efendi, 936 [m. 1529] da vefât edince, Koca Mustafâ pâşadaki yerine geçdi. 959 [m. 1551] da vefât etdi. Türbesi karşısındaki mektebi Abdülbâkî pâşa yapdırdı. Tokat vâlîsi iken 1034 [m. 1625] senesinde vefât edince, İstanbula getirilip, mektebi yanına defn edilmişdir.
Merkez efendi vefât edince, yerine oğlu ve halîfesi seyyid Ahmed efendi, bundan sonra da, şeyh Ya�kûb efendi geçdi. Ya�kûb efendi, Sünbül Sinân efendinin halîfesidir. Bu da, 978 [m. 1570] de vefât edince, oğlu Yûsüf Sinân efendi şeyh oldu ise de, altı sene sonra, Medîne-i münevverede Şeyh-ul-harem oldu ve 989 [m. 1580] da vefât etdi. Bakî�dedir. Bunun yerine Hasen Necmüddîn efendi şeyh oldu. Alaca-hisârlıdır. Ya�kûb efendinin halîfesidir. Eğri seferinde bulundu. Sonra hacca ve Yemene gitdi. Orada, mevlid gecesi, 1019 [m. 1610] senesinde vefât etdi. Mevlid geceleri minârede kandil yakmak âdeti idi. Sultân birinci Ahmed hân beğenerek bütün câmi�lerde kandil yakılmasını fermân eyledi. 1167, 1174.
601 � MERKYÂNUS: Bizans ya�nî şarkî Roma devleti kırallarındandır. Buna Marsiyanus da denir. Mîlâdî [391] senesinde tevellüd etdi. Asker iken, ilerliyerek senatör oldu. İkinci Teodosyus [m. 450] de ölünce yerine kız kardeşi Polherya kraliçe oldu, Merkyânus bununla evlendi. Bu kadın ölünce, kral oldu. Cesûr idi. Attilânın tehdîdlerine cevâb verip, geri çevirdi. Rumlar kendisi ile zevcesi için, Şubatın onyedisinde yortu yapıyorlar. [Bu ism, (Fâideli Bilgiler) kitâbındadır.]
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
602 � MERVÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası, Hakem bin Ebil�âs bin Ümeyye bin Abd-i Şems bin Abd-i Menâfdır. Mekkenin fethinde îmân etdiler. Emevî halîfelerinin dördüncüsüdür. Hicretin ikinci yılında tevellüd etdi. 65 [m. 683] senesinde boğduruldu. Yerine, büyük oğlu Abdülmelik geçdi. Hazret-i Osmân bin Affânın amcası oğlu ve dâmâdı ve baş kâtibi idi. Çocuk iken, babası Tâife sürülüp, oraya götürüldü. Sohbetden mahrûm kaldı. Hazret-i Osmân halîfe olunca, babasını afv etdi. Babası ile Medîneye geldi. Halîfeye kâtib oldu. Deve harbinde, hazret-i Talhayı kazârâ şehîd etdi. Hazret-i Mu�âviye zemânında Medîne vâlîsi olup, [48] de azl edildi. [64] de İkinci Mu�âviye halîfelikden çekilince, Abdüllah bin Zübeyr ile harb ederek, halîfe oldu. Zâlim idi. Kardeşi Abdürrahmân bin Hakem ve ikinci oğlu Abdül�azîz bin Mervân âdil ve sâlih idiler. 1159, 1196.
603 � MERVÂN BİN MUHAMMED: Mervân bin Hakemin torunudur. Emevî devletinin ondördüncü ve son halîfesi idi. [72] senesinde tevellüd, [127] de halîfe oldu. 132 [m. 750] senesinde, Abbâsîler tarafından Mısrda yakalanıp öldürüldü. 441, 1191.
604 � MERYEM: Îsâ aleyhisselâmın annesidir. Dâvüd �aleyhisselâm� soyundan olan İmrân ile Hunnenin kızı idi. Annesi ölünce, Kudüsde Beyt-ül-mukaddesin imâmı Zekeriyyâ aleyhisselâmın zevcesi olan teyzesi Îsâ�nın yanında büyüdü. Onbeş yaşında iken, amcasının oğlu Yûsüf-i Neccârla nişânlandı ise de, onunla hiç evlenmemişdi. Allahü teâlâ, buna babasız olarak Îsâ aleyhisselâmı verdi. Îsâ �aleyhisselâm� (Beyt-ül-lahm)da tevellüd etdi. Rum kayserinin Şâmda bulunan vâlîsi, zinâ etdiğini zan ederek, ikisini de öldürmek istedi. Yûsüf-i Neccâr, bunları Mısra götürdü. Oniki sene orada kaldılar. Sonra, Kudüse gelip (Nâsıra) kasabasında yerleşdiler. Îsâ �aleyhisselâm� göke çıkarıldıkdan altı sene sonra, elliüç yaşında vefât etdi. Kudüsdedir. Yehûdîler, bunu kötüliyor. Hıristiyanlar da, Allahın anası, bir kısmı da Allahın zevcesi diyor. 334, 448, 875, 1109, 1110, 1122, 1155, 1189, 1194.
605 � MESLEME �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdülmelik bin Mervânın oğludur. 122 [m. 740] de Şâmda vefât etdi. Seyyid gâzî ile Muhammed Battâl gâzî de bu senede vefât etdiler. Başkumandan olarak çok cihâd yapdı. 86 [m. 704] senesinde Erzurumu ve Trabzonu feth etdi. Emevî halîfelerinin altıncısı, kardeşi Velîd bin Abdülmelikin emri ile, hicretin doksanaltıncı 96 [m. 714] senesinde büyük bir ordu ile Ankara, Eskişehr ve Amûriyyede kanlı savaşlar yapıp, Çanakkal�adan Gelibolu ve Edirneye, sonra İstanbula geldi. Kardeşi Süleymân da denizden gemilerle geldi. Bizans imperatörünü korkutdu. Galatayı elegeçirdi. İmperatör ile yapdığı sözleşme ile Ayasofyada nemâz kıldı. Halic kenârında (Arab câmi�i)ni yapdı. İstanbulda yedi sene kalıp geri döndü. Hastalık ve sıkıntı yüzünden, Câmi�in bulunduğu yere (Kahr köyü) adını verdi. Şimdi Kara-köy deniliyor. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri (Musâmere) kitâbında Meslemenin İstanbul seferini uzun anlatmakdadır. Mesleme çekilince, Rumlar verdikleri sözü bozup câmi�i kilise yapdılar. Dördüncü Murâd hân zemânına kadar kilise olarak kalıp, 1046 [m. 1637] da eski yeri keşf olunarak mescide çevrildiği 1288 [m. 1870] de İstanbulda basılmış olan (Fezleke-i târîh-i Osmânî)nin yüzaltmışaltıncı [166] sahîfesinde yazılıdır. Birinci Mahmûd hânın vâlidesi Sâliha sultân, câmi�i 1147 [m. 1734] de yeniledi. Binikiyüzyirmiiki yangınında yanıp yeniden ta�mîr edildi.
Karaköydeki Yeraltı câmi�inin adı (Kurşunlu Mahzen) câmi�idir. Mesleme tarafından yapılmış bir mescid iken sonra depo olarak kullanılmışdır. Sadr-ı a�zam Mustafâ pâşa 1166 [m. 1749] senesinde mahzeni temizletmiş, içinde birkaç kabr olduğu görülmüşdür. Bin seneden fazla kapısı kapanarak kilidine kurşun akıtılmış, terk edilmiş idi. Birinci Sultân Mahmûd hân tarafından câmi� hâline getirilmiş, sonradan minâre de yapılmışdır. Sultân Mahmûd hân ilk Cum�a nemâzında bulunmuşdur. Mustafâ pâşaya samur kürk hediyye etmişdir. Câmi�de üç kabr vardır. Şehîd Alî pâşa önceden 1128 [m. 1812] de câmi� üstüne bir binâ yapmışdı. Bu binâ, 1237 [m. 1821] de yenilenmişdir. 1080.
606 � MES�ÛD KANÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Mes�ûd bin Hasen Kanâvî, Mısrda şâfi�î âlimlerindendir. 1205 [m. 1790] hicrî senesinde yazdığı (Feth-ur-rahîm) kitâbında İbnül-Verdînin (Lâmiyye) kasîdesini şerh etmekdedir. Bu kitâbı Mısrda [1281] ve 1315 [m. 1897] senesinde basılmışdır. Burada, tütünün harâm olmadığını yazmakdadır. 632.
607 � MEVDÛDÎ: Hicretin [1321]. ci senesinde Hindistânda tevellüd ve 1399 [m. 1979] da Amerikada vefât etdi. İbni Teymiyyenin fikrlerine saplanmışdır. Siyâsî düşüncelerini islâmiyyet olarak tanıtarak [Cemâ�at-ül İslâmiyye] dediği bir islâm fırkası meydâna getirdi. Mevdûd-i Çeştî hazretlerinin soyundandır. Mevdûd-i Çeştî, 527 [m. 1133] de vefât etdi. İstanbul yüksek islâm enstitüsü eski müdîri ve öğretim üyesi Ahmed Dâvüdoğlu (Din tahrîbcileri) kitâbında, (Mevdûdî bir felesofdur, şaşırabilir) diyor. Hindistânda molla İlyâsın kurmuş olduğu (Teblîgul-cemâ�at)cılar da Mevdûdî gibidirler. Her ikisinin sapık fikrlerine (El-üstâd-ül Mevdûdî) ve (Fâideli Bilgiler) kitâblarında uzun yazılmış ve cevâb verilmişdir. 310, 399, 410, 462, 499, 842, 1176.
608 � MEYMÛNE �radıyallahü teâlâ anhâ�: Resûlullahın zevcelerindendir. İsmi Birre iken Resûlullah Meymûne yapdı. Hayberin fethinden sonra Mekkeye ömre için gidildikde Meymûnenin zevci vefât etmişdi. Resûlullahın nikâhı ile şereflendi. 53 [m. 673] senesinde Mekkede hastalandı. (Beni Mekkeden çıkarınız! Çünki, Resûlullah benim Mekkenin dışında vefât edeceğimi haber verdi) dedi. Çıkardılar, Resûlullaha nikâhı yapılmış olduğu yerde vefât etdi. 1098.
609 � MİDHAT PÂŞA: İngiliz masonudur. Taîfde sürgünde iken, ingilizler tarafından boğduruldu. 51, 1059, 1063. (Eshâb-ı Kirâm) sahîfe: 370
610 � MİHAEL KİROLARIUS: Ortodoks kilisesinin kurucusudur. İstanbul patrîki iken, hicretin [446]. cı ve mîlâdın [1054]. cü senesinde Romadaki papadan ayrıldı. Şark kiliselerine ortodoks denildi. Mihael-i Süryânî başkadır. 490.
611 � MİHR-İ MÂH SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Kânûnî sultân Süleymân hânın kızıdır. Zevci Rüstem pâşa, Eminönü ile Unkapanı arasındaki meşhûr câmi�i yapmışdır. Mihr-i Mâh sultân da, Edirnekapı yanında büyük câmi�i ve 954 [m. 1546] senesinde Üsküdâr iskelesindeki Eski vâlide câmi�ini yapdırmışdır. 964 [m. 1556] senesinde vefât etmişdir. Süleymâniyyede babasının türbesindedir. Rüstem pâşanın kardeşi kapdân-ı deryâ Sinân pâşa, Beşiktaş iskelesi yanında meşhûr câmi�i yapdırdı. 961 [m. 1553] senesinde vefât edip, Üsküdârda Mihr-i Mâh sultân câmi�i mihrâbı önüne defn edildi. Câmi�i Rüstem pâşa 963 [m. 1555] de temâmladı. Rüstem pâşa 968 [m. 1560] de vefât etdi. Şâhzâde câmi�i bağçesindeki türbesindedir. 953 [m. 1545] de kapdân-ı deryâ olan Barbaros Hayreddîn pâşa, Akdenize gideceği vakt, gemileri bağlamak için, sâhile beş taş direk yapdırmışdı. Buraya zemânla Beşiktaş denildi.
612 � MİHR-İ ŞÂH SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Üçüncü Selîm hânın vâlidesidir. Halıcıoğlu kışlası ile yeni köprü arasındaki câmi�i yapdırmışdır. Eyyûb câmi�i ile Bostan iskelesi arasında 1210 [m. 1796] da yapdırdığı türbesindedir. Kızı Hadîce sultân da yanındadır. 1145, 1184.
613 � MİLTON: İngilterenin büyük şâ�irlerindendir. [m. 1608] de Londrada doğdu. 1085 [m. 1674] da öldü. Meşhûr Kromwell bunu genel sekreter yapınca şöhreti artdı. Onun ölümünden sonra bir kenâra çekildi. İki gözü kör oldu. Çok kıymet verilen (Gâib olmuş se�âdet) şi�rini zevcesine ve iki kızına yazdırdı. Târîh, lügat ve mantık üzerine eserleri vardır. Kur�ân-ı kerîmi incelemiş ve çok övmüşdür. 535, 1084.
614 � MÎRÂN ŞÂH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tîmûr hânın üçüncü oğludur. [769] da tevellüd, 810 [m. 1407] da Âzerbaycânda Karakoyunlu Yûsüfle harb ederken şehîd oldu. Tîmûrden sonra üç sene saltanat sürdü. Delhîdeki Gürgâniyye sultânları bunun soyundandır. 500, 1079, 1095, 1099, 1183.
615 � MOLLA CÂMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdürrahmân bin Nizâmeddîn Ahmed Nûreddîn-i Câmî, şeyh-ul-islâm idi. Âlim, veliy-yi kâmil idi. 817 [m. 1414] de, Îrânda Câm kasabasında tevellüd, 898 [m. 1492] Muharreminin onsekizinci günü, Cum�a ezânı okunurken, Hirâtda vefât etdi. İmâm-ı Muhammed Şeybânî hazretlerinin soyundandır. Beş yaşında iken Muhammed Pârisâ hazretlerinin huzûruna götürülüp teveccühüne mazhar oldu. Ubeydüllah hazretlerine yazdığı mektûblardan ikisi (Reşehât)da mevcûddur. Mevlânâ Sa�düddîn-i Kaşgarîden feyz alarak kemâle geldi ve irşâda me�zûn oldu. Sa�düddîn hazretleri, Nizâmeddîn-i Hâmûşün halîfesi olup, sekizyüzaltmış senesinde Hirâtda vefât etmişdir. Nizâmüddîn-i Hâmûş hazretleri, Alâ�üddîn-i Attâr hazretlerinin halîfelerinin en üstünü idi. Molla Câmî hazretleri çok kitâb yazdı. (Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbı, Mahmûd bin Osmân Lâmi�î ve Ehî-zâde Abdülhalîm tarafından, farscadan türkceye terceme edilmiş ve fârisî ve türkçe tercemesi Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. Kerâmetleri görüldü. Fâtih sultân Muhammed, kendisini İstanbula da�vet etdi. Konyaya kadar geldi. Fâtihin vefâtını haber alarak geri döndü. 387, 732, 739, 947, 962, 1085, 1156, 1163, 1185, 1192.
616 � MOLLA HÜSREV �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed efendi, Osmânlıların üçüncü şeyh-ul-islâmı idi. Hanefî fıkh âlimidir. Babası dönme idi. Bir düğünde, Fâtih sultân Muhammed, molla Gürânîyi sağ yanına, molla Hüsrevi sol yanına aldı. [865] de şeyh-ul-islâm oldu. Yirmi sene, bu vazîfeyi çok iyi yaparken 885 [m. 1480] de vefât etdi. Nemâzı Fâtih câmi�inde kılınıp, Bursaya götürülüp, Emîr Sultânın doğusunda defn edildi. (Dürer ve gurer) fıkh kitâbı, çok kıymetlidir. 1319 [m. 1900] da İstanbulda, Şernblâlî şerhı basılmışdır. Vefâda Ekmekci medresesi yanında mescidi vardır. 138, 285, 393, 586, 620.
617 � MOLLA KUDSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindli Abbâs kulu molla Kudsî, arabî (Esrâr-ı melekût) astronomi kitâbının sâhibidir. 1262 [m. 1846] senesinde Mekke-i mükerremede vefât etdi. Bu kitâbı Elbüstânlı Hayâtî zâde Halîl Şeref efendi türkceye terceme ederek (Efkâr-ül-ceberût) adını vermişdir. Şeref efendi [1211] de Elbüstânda tevellüd, 1267 [m. 1851] de orada vefât etmişdir. 538.
618 � MOLYER: Moliére, Fransız komedi yazarıdır. 1031 [m. 1622] de Pârisde tevellüd, 1083 [m. 1673] de vefât etdi. Tiyatroculuk yapdı. Yazdığı komedileri oynardı. 46.
619 � MOSELEY: Henri Mosli, ingiliz fizikcisidir. 1304 [m. 1887] de tevellüd, 1334 [m. 1916] de vefât etdi. [m. 1913] de Mosli kanûnunu buldu. Buna göre, bir elementin hâsıl etdiği Röntgen şuâ�larının frekanslarının kare kökleri, bu elementin periyodik sistemdeki sıra numarası [atom numarası] ile orantılıdır. Mosli, böylece, elementlerin atomlarındaki proton sayısını hesâblamış oldu. Mosli [m. 1916] da İngiliz subayı olarak Çanakkalede Türklere karşı harb etdi. 549, 550.
620 � MOZART: Avusturyalı bestekârdır. 1169 [m. 1756] da tevellüd, 1205 [m. 1791] de vefât etdi. Kilise müziğine hizmet etdi. Figaronun evlenmesi meşhûrdur. 46.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
621 � MU�ÂVİYE �radıyallahü anh�: Babası Ebû Süfyân bin Harb bin Ümeyyedir. Annesi Hind bint-i Utbe bin Rebî�a bin Abd-i Şemsdir. Hicretden ondokuz sene önce tevellüd, 60 [m. 680] senesinde, Receb ayında vefât etdi. Mekkenin feth edildiği gün, babası ile berâber, Resûlullahın önünde müslimân oldu. Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� vahy kâtibi ve kayınbirâderi idi. Hazret-i Ömer zemânında dört yıl, Osmân zemânında oniki yıl, Alî zemânında beş yıl, imâm-ı Hasen zemânında altı ay olarak Şâmda yirmibirbuçuk sene vâlî oldu. [41]. ci senede, Şevvâl ayında Kûfede halîfe seçildi. Ondokuz sene, dört ay halîfelik yapdı. Bir islâm devletinin reîsine (Halîfe) denir. İslâmiyyetde ilk seçilen halîfe, Ebû Bekr-i Sıddîkdır. Bundan sonra sıra ile Ömer, Osmân, Alî, Hasen ve Mu�âviyedir. Emevî ve Abbâsî halîfelerinin ismleri, (Eshâb-ı Kirâm) ve (Fâideli Bilgiler) kitâblarında yazılıdır. Aklı, zekâsı, fesâhatı, sabrı, yumuşaklığı, ikrâmı, cömertliği fevkâlâde çok idi. Müslimânların başına geçeceği, hadîs-i şerîfde bildirilmişdi. Kendisinden çok hadîs-i şerîf alınmış, kitâblara yazılmışdır. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermekdedir. Şâmdaki Emevî devletinin kurucusudur. Şâmda medfûndur. Hicretin 42 senesinde Sicistânı, 43 de Sudanı, 44 de Efganistânı ve Kâbil şehrini ve Hindistânın şimâl kısmını, 45 de Tunusda Efrîkıyye şehrini aldı. 48 de gemilerle kendisi Kıbrısa giderek Bizans devletinden feth etdi. [Ada 586 [m. 1191] de İngilizlerin ve 878 [m. 1473] de Venediklilerin eline geçdi. 978 [m. 1570] de İkinci Selîm hân tarafından feth edildi. 1295 [m. 1878] Ayastefanos muâhedesi ile Balkan yarım adası ve Anadolunun mühim kısmları Ruslara verilince, ikinci Abdülhamîd hân, devletin idâresini eline alıp, ingilizleri Kıbrısın idâresine ortak ederek, Berlin muâhedesini hâzırladı. Bütün toprakları kurtardı. Balkan harbinin fecî� bozgunundan sonra, 1331 [m. 1913] de Londra muâhedesinde, İttihâdcılar, bütün Rumeliyi ve Kıbrısı, Edirneyi düşmanlara terk etdi.] Hazret-i Mu�âviye, 50 de Îrânda büyük Kuhistan şehrini aldı. Yine 50 [m. 670] senesinde, Bizans imperatoru dördüncü Kostantin zemânında, oğlu Yezîdi büyük bir ordu ile İstanbula cihâd etmeğe gönderdi. Her sene büyük vergi almak şartı ile sulh yapıldı. 54 de Ubeydüllah bin Ziyâdı Horâsândaki orduya kumandan yapıp, Ceyhûn nehrini develerle geçerek, Buhârâyı aldı. Kudüs-i şerîfi hazret-i Ömer feth etmişdi. Sonra, kâfirler geri almışlardı. Hazret-i Mu�âviye tekrâr feth etdi. Yemen, Mısr, Kayruvan, Irâk, Azerbaycan, Anadolu, Horâsân ve Mâverâ-ün-nehr şehrlerine hâkim oldu. Bütün millete kendini sevdirdi. Büyük saltanata nâil oldu. Resûlullahın sohbetinin ve hayrlı düâlarının bereketi ile islâmiyyetden hiç ayrılmadı. 114, 204, 469, 472, 489, 502, 509, 510, 511, 512, 513, 514, 621, 785, 790, 801, 1064, 1088, 1090, 1092, 1094, 1096, 1107, 1110, 1135, 1160, 1185, 1186, 1191.
622 � MU�ÂZ BİN CEBEL �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. İkinci Akabede îmân eden yetmiş Ensârdandır. Bütün gazâlarda bulundu. Onsekiz yaşında îmân etdi. 18 [m. 639] senesinde tâ�ûndan vefât etdi. Resûlullahın Yemende vâlîsi idi. 474, 644, 651, 848, 873, 1017.
623 � MÜCÂHİD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası, Cebr-i Mahzûmîdir. Tâbi�înin ve tefsîr imâmlarının büyüklerindendir. [24] senesinde tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Mekkede, nemâzda secdede vefât etdi. Abdüllah ibni Abbâsın talebesi idi. Tefsîri vardır. 99, 391, 644.
624 � MUDAR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın onsekizinci babasıdır. Nizârın oğludur. Mudarın sesi çok güzel idi. Deve yanında okuyup onu harekete getirmek Mudardan kalmışdır. İbrâhîm aleyhisselâmın islâm dîninde idi. 390.
625 � MÜDRİKE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın onaltıncı babasıdır. İsmi Amr idi. Tavşan arkasından koşup yakaladığı için, babası buna Müdrike demişdi. Dedelerinin şereflerini kendinde topladığı için de Müdrike denilmişdir. 390.
626 � MUHAMMED �aleyhisselâm�: Allahü teâlânın Resûlüdür. Habîbidir. Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusudur. Babası Abdüllahdır. Mîlâdın beşyüzyetmişbir [571] senesi nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebî�ul-evvel ayının onikinci pazartesi gecesi, sabâha karşı, Mekkede tevellüd etdi. Babası, dahâ önce vefât etmiş idi. Altı yaşında iken annesi, sekiz yaşında iken dedesi vefât etdi. Sonra, amcası Ebû Tâlibin yanında büyüdü. Yirmibeş yaşında iken, Hadîce-tül-kübrâ ile evlendi. Bundan dört kızı, iki oğlu oldu. İlk oğlunun adı Kâsım idi. Bundan dolayı, kendisine (Ebül-Kâsım) da denir. Kırk yaşında iken, bütün insanlara ve cinne Peygamber olduğu bildirildi. Üç sene sonra, herkesi îmâna çağırmağa başladı. Elliiki yaşında iken, bir gece Mekkeden Kudüse ve oradan göklere götürülüp getirildi. Bu yolculuğuna (Mi�râc) denir. Mi�râcda, Cennetleri, Cehennemleri ve Allahü teâlâyı gördü. Beş vakt nemâz, bu gece farz oldu. Târîhcilere göre mîlâdın 622 senesinde, Allahü teâlânın emri ile, Mekkeden Medîneye gitdi. Bu yolculuğuna (Hicret) denir. Medîne şehrinin Kubâ köyüne geldiği, Rebî�ul-evvel ayının sekizinci pazartesi gününe tesâdüf eden efrencî Eylül ayının yirminci günü müslimânların (Hicrî şemsî) târîh başlangıcı oldu. Müslimânların (Hicrî kamerî) seneleri de, o senenin Muharrem ayından başlar ve gökdeki ayın, dünyâ etrafında oniki def�a dönmesi bir kamerî sene olur. Hicrî 11 [m. 632] senesinde, Rebî�ul-evvel ayının onikinci pazartesi günü, öğleden evvel vefât etdi. Salıyı çarşambaya bağlıyan gece [Çarşamba gecesi] yarısı, vefât etmiş olduğu odaya defn edildi. Vefâtında, kamerî 63, şemsî seneye göre 61 yaşında idi.
Muhammed �aleyhisselâm� beyâz idi. Bütün insanların en güzeli idi. Güzelliğini, herkese belli etmezdi. Onun güzelliğini bir kerre gören, hattâ rü�yâda gören kimsenin ömrü, lezzet ve neş�e ile geçmekdedir. O, her zemânda, dünyânın her yerinde olan ve gelecek olan her insandan, her bakımdan üstündür. Aklı, fikri, güzel huyları, bütün organlarının kuvveti her insandan ziyâde idi.
Çocuk iken iki kerre, ticâret edenlerle Şâm tarafına gitdi ve Busrâ denilen yerden geri döndüler. Ondört veyâ onyedi yaşında amcası Zübeyr ile Yemene gitdi. Başka hiçbir zemân, hiçbir yere gitmedi. Ümmî idi. Ya�nî hiç mektebe gitmedi. Kimseden ders almadı. Fekat, herşeyi biliyordu. Ya�nî herneyi düşünse, herneyi bilmek istese, Allahü teâlâ Ona bildiriyordu. Cebrâîl �aleyhisselâm� adındaki melek gelip, Ona her istediğini söylüyordu. Mubârek kalbi, güneş gibi, nûr saçıyordu. Onun saçdığı ilm, ma�rifet nûrları, radyo dalgaları gibi, yerlere, göklere, heryere saçılıyordu. Şimdi, kabrinden de yaymakdadır. Yayma kuvveti, her ân artmakdadır. Elektro-manyetik dalgaları almak için, radyo alıcısı lâzım olduğu gibi, Onun nûrlarını almak için de, Ona inanan ve seven ve gösterdiği yolda giderek temizlenen kalb lâzımdır. Böyle kalbi olan insan, bu nûrları alır ve bu da, etrâfa neşr eder, yayar. Böyle büyük insanlara (Velî) denir. Bu Velîyi tanıyan, inanan ve seven kimse, bunun karşısında edeble oturur veyâ uzakda, onu edeb ile, sevgi ile düşünürse, bu kimsenin de kalbi, nûr, feyz almağa, temizlenmeğe, olgunlaşmağa başlar. Allahü teâlâ, bedenimizi, maddemizi, yetişdirmek için güneş enerjisini sebeb kıldığı gibi, rûhlarımızı, kalblerimizi olgunlaşdırmak, insanlıkda yükseltmek için de, Muhammed aleyhisselâmın kalbini, oradan fışkıran nûrları sebeb kılmışdır. İnsanı besliyen, yapısını ve enerjisini sağlıyan bütün besi maddeleri, güneş enerjisi, özümleme ile hâsıl oldukları gibi, kalbe, rûha gıdâ olan, Evliyânın sohbetleri, sözleri ve yazıları da, hep Resûlullahın mubârek kalbinden fışkıran nûrlarla hâsıl olmuşdur.
Allahü teâlâ, Cebrâîl �aleyhisselâm� adındaki bir melek ile, Muhammed aleyhisselâma (Kur�ân-ı kerîm)i gönderdi. İnsanlara dünyâda ve âhıretde lüzûmlu, fâideli olan şeyleri emr etdi. Zararlı olanları yasak etdi. Bu emrlerin ve yasakların hepsine (İslâm dîni) veyâ (İslâmiyyet) denir.
Muhammed aleyhisselâmın her sözü doğrudur, kıymetlidir, fâidelidir. Böyle olduğuna inanan kimseye (Mü�min) ve (Müslimân) denir. Muhammed aleyhisselâmın sözlerinden birine inanmıyan, beğenmiyen kimseye kâfir denir. Allahü teâlâ, mü�min olanı sever. Bunu Cehennemde sonsuz olarak bırakmaz. Yâ Cehenneme hiç sokmaz, yâhud, kabâhati için, soksa da, sonra Cehennemden çıkarır. Kâfir olan kimse, Cennete giremez. Doğru Cehenneme girer ve oradan hiç çıkmaz. Ona inanmak, Onu sevmek, bütün se�âdetlerin, râhatlıkların, iyiliklerin başıdır. Onun Peygamber olduğuna inanmamak ise, bütün felâketlerin, sıkıntıların, kötülüklerin başıdır. Aklı, zekâsı, güzel ahlâkı ve deryâ gibi olan her nev� ilmi ve mu�cizeleri, islâmiyyetin hak din olduğunu gösteren vesîkalardır. 4, 9, 17, 18, 21, 22, 23, 24, 32, 33, 36, 40, 41, 43, 44, 45, 47, 48, 49, 51, 52, 53, 56, 57, 59, 60, 65, 66, 69, 71, 89, 94, 98, 99, 102, 103, 104, 106, 109, 166, 209, 229, 263, 267, 274, 276, 285, 289, 311, 313, 327, 329, 332, 337, 352, 353, 354, 355, 356, 358, 364, 367, 368, 369, 370, 372, 373, (374), 378, 380, 383, 384, 385, 386, 387, 388, 390, 393, 399, 404, 407, 408, 411, 435, 449, 450, 451, 457, 475, 479, 480, 482, 485, 486, 488, 489, 493, 495, 501, 509, 510, 512, 525, 528, 531, 535, 564, 575, 598, 625, 698, 717, 737, 738, 761, 770, 771, 771, 908, 910, 943, 952, 954, 955, 960, 961, 969, 995, 1008, 1017, 1043, 1050, 1051, 1056, 1065, 1069, 1070, 1075, 1118, 1123, 1125, 1157.
627 � MUHAMMED ÂKİF �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı şâ�irlerindendir. 1290 [m. 1873] da tevellüd, 1354 [m. 1936] de İstanbulda vefât etdi. Edirnekapı kabristânındadır. Fâtih rüşdiyesinden sonra, mülkiye i�dâdîsini bitirdi. Baytar mektebini okuyup, veteriner oldu. Dînî, millî şi�rleri çok heyecânlıdır. Her müslimân türkün kalbine yerleşmiş olup ve her evde saygı ve sevgi ile okunan türk istiklâl marşının yazarıdır. (Safahât) kitâbı heyecânlı şi�rlerle dolu ise de, seksenaltıncı sahîfesinde (İstibdâd) adındaki yazısında ve dörtyüzbeşinci sahîfesinde, müslimânların halîfesi ve islâmiyyetin bekçisi olan sultân ikinci Abdülhamîd hânın şânını ve kıymetini zedeleyen çok çirkin ve bayağı iftirâları ve Mısr müftîsi sicilli mason, Muhammed Abduhu öven ve bir çalgıcıyı, çalgısının seslerini nidâ-yı ilâhîye benzeterek öven şi�rleri kendisini lekelemekde, îmânlı kalblerde nefret hâsıl etmekdedir. İstanbuldaki yüksek islâm enstitüsü eski müdîrlerinden ve öğretim üyelerinden Ahmed Dâvüdoğlu, 1394 [m. 1974] senesinde İstanbulda basılan (Dîni ta�mîr da�vâsında din tahrîbcileri) kitâbında, Muhammed Âkifin de sâir reformcular gibi, ilhâmı doğrudan doğruya Kur�ân-ı kerîmden almak istediğini bildirmekdedir. 44, 1160, 1170.
628 � MUHAMMED AKKERMÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Doksanaltıncı [96] sırada, Akkermânî ismine bakınız!
629 � MUHAMMED ALÎ PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 1183 [m. 1769] de Kavalada tevellüd, 1266 [m. 1849] da Mısrda vefât etdi. [1215] de Mısr vâlîsi oldu. Dînine bağlı iyi adam idi. Bundan sonra, Mısr bozuldu. 461, 1119, 1184.
630 � MUHAMMED ARABÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Tebbânî Magribî, (İfâde-tül-ahyâr) kitâbının yazarıdır. Bu kitâbı iki cilddir. Mekkede basılmışdır. Burada, Abduhun Ehl-i sünnete karşı yapdığı haksız hücûmları açıklamakda, herbirine cevâb vermekdedir. 461.
631 � MUHAMMED BÂBÂ SEMMÂSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm âlimlerinin büyüklerindendir. Râmîten ile Buhârâ arasında Semmâs köyünde tevellüd, 755 [m. 1354] de orada vefât etdi. Alî Râmitenînin halîfesidir. Çok kerâmetleri görüldü. 969, 1097.
632 � MUHAMMED BÂKÎ-BİLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası kâdî Abdüsselâm Semerkandîdir. Sôfiyye-i aliyyenin büyüklerindendir. Rûh ilmlerinin mütehassısı idi. İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkînin �kuddise sirruhümâ� üstâdıdır. 971 [m. 1563] senesinde Kâbil şehrinde tevellüd etdi. Kâbilden Semerkanda gidip, zâhir ilmlerinde yüksek dereceye yetişdikden sonra, hâce İmkenegî hazretlerinin sohbet ve teveccühleri ile de şereflenerek vilâyetin yüksek mertebelerine kavuşdu. Şâh-ı Nakşîbend ve Ubeydüllah-i Ahrâr hazretlerinin rûhâniyyetlerinden de feyz alarak (Üveysî) oldu. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin eshâbından mevlânâ Bedreddîn-i Serhendî (Hadarât-ül-kuds) adındaki fârisî kitâbında, hayâtını ve kerâmetlerini uzun yazmakdadır. Bu kitâb, fârisî olup, Bâyezîd kütübhânesi (Veliyyeddîn) kısmında [1788] sayıda mevcûddür. Muhammed Bâkî-billah, Delhîde 1012 [m. 1603] senesinde vefât etdi. Kutabrol denilen yerdeki mescidinin yanında ziyâret edilmekdedir. Türbesinin şarkında vâlidesi ile oğlu Ubeydüllah, garbında diğer oğlu Abdüllah medfûndur. 1387 [m. 1967] de Lâhorda basılan (Külliyât-i Bâkî-billah) kitâbında, hayâtı ve mektûbları yazılıdır. (Hadarât-ül-kuds) kitâbı da, 1391 [m. 1971] de Lâhorda basılmışdır. 312 sahîfedir. 696, 750, 775, 935, 940, 953, 954, 959, 962, 966, 969, 1061, 1111, 1179.
633 � MUHAMMED BÂKIR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Oniki imâmın beşincisidir. Zeynel�âbidîn Alî bin imâm-ı Hüseynin oğlu, imâm-ı Ca�fer-i Sâdıkın babasıdır. [57] senesinde Medînede tevellüd, 113 [m. 732] senesinde vefât etdi. Medînede, Bakî�de, babasının yanındadır. 62, 442, 1084, 1197.
634 � MUHAMMED BÂKIR-I LÂHORÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Şerefeddîndir. Muhammed Ma�sûm Fârûkînin halîfelerindendir. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin (Mektûbât)ını 1080 [m. 1669] senesinde fârisî olarak hulâsa etmiş, (Kenz-ül-hidâyât) adını vermişdir. Ayrıca fârisî (Ürve-tül-vüskâ) kitâbını yazmışdır. 1080 [m. 1669]de vefât etmişdir.
635 � MUHAMMED BEDEVÂNÎ: Seyyid Nûr ismine bakınız! 1170.
636 � MUHAMMED BEHÂEDDÎN-İ BUHÂRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yüzaltmışıncı [160] sırada Behâeddîn-i Buhârî ismine bakınız!
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
637 � MUHAMMED BİN ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Veliyyüddîn hatîb-i Tebrîzî, şâfi�î hadîs âlimlerindendir. 749 [m. 1348] senesinde vefât etdi. İmâm-ı Begavînin (Mesâbîh) kitâbına ek ve açıklamalar yaparak (Mişkât-ül-Mesâbîh) adını verdiği kitâbı meşhûrdur. 458.
638 � MUHAMMED BİN ABDÜLVEHHÂB: 1111 [m. 1699] senesinde, Necdde, Hureymile kasabasında tevellüd, 1206 [m. 1791] da öldü. Genç yaşında iken, 1125 de Basrada, Hempher isminde bir ingiliz câsûsunun tuzağına düşdü. Ehl-i sünnet i�tikâdından ve islâmın güzel ahlâkından ayrıldı. İngilizlerin (İslâmiyyeti yok etmek) çalışmalarına âlet oldu. Hempherin yazdırdığı bozuk şeyleri, h. 1150 de (Vehhâbîlik) ismi ile neşr eyledi. (İngiliz câsûsunun i�tirâfları) kitâbımızda, vehhâbîliğin kurulması uzun yazılıdır. 447, 449, 454, 459, 468, 472, 1172, 1176.
639 � MUHAMMED BİN ABDÜRRESÛL: Berzencî âlimlerindendir. Seyyiddir. [1040] da Zûr şehrinde tevellüd, 1103 [m. 1692] de Medînede vefât etmişdir. Şî�îleri red eden mirzâ Mahdûmun (Nevâkıd) kitâbını ihtisâr etmişdir. Çok bilgili olduğu hâlde, tesavvufdan nasîbi olmamışdır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerine karşı edeb dışı hücûmlarda bulunmuşdur. (Makâmât-i Mazherî)de diyor ki, (İmâm-ı Rabbânînin �rahmetullahi aleyh� torunlarından Muhammed Ferruh Şâh bin Muhammed Sa�îd, çok âlim idi. Hacca gitdi. Muhammed Berzencî bunu mahcûb etmek için, Medîneden Mekkeye gitmek istedi. Ağır hastalandı. Muhammed Ferruh, Medîneyi de ziyâret edip gemi ile Hindistâna döndü. Berzencî iyi oldu. Kayıkla gemiye yetişmek istedi. Yolda boğuldu.)
640 � MUHAMMED BİN AHMED EBŞÎHÎ: Behâeddîn Muhammed, [790] senesinde tevellüd, 850 [m. 1446] de Mısrda vefât etdi. (Mustatraf) kitâbı, Rat tarafından fransızcaya terceme edilmiş, [m. 1902] de Pârisde basılmışdır. 418.
641 � MUHAMMED BİN AHMED SEMERKANDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alâüddîn-i Semerkandî 540 [m. 1145] da vefât etdi. 531. ci isme bakınız!
642 � MUHAMMED BİN AHMED ZÂHİD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânda 632 [m. 1234] de vefât etdi. Hanefî fıkh âlimlerindendir. (Tergîb-üs-salât) kitâbı meşhûrdur. Nûr-i Osmâniyye kütübhânesinde vardır. 283.
643 � MUHAMMED BİN EBÛ BEKR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Onuncu [10] senede, Vedâ� haccına giderken tevellüd etdi. 38 [m. 659]. ci senede işkence ile öldürüldü. Sahâbî değildir. Tâbi�îndendir. Hazret-i Osmânı şehîd edenler arasında idi. Deve ve Sıffîn harblerinde hazret-i Alî ile birlikde idi. Hazret-i Alî tarafından Mısr vâlîsi yapıldı. Amr ibni Âs ile yapdığı muhârebede şehîd oldu. 1126.
644 � MUHAMMED BİN EBÎ BEKR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâmzâde ve Rükn-ül-islâm denir. Buhârâda müftî idi. 573 [m. 1178] senesinde vefât etdi. Bunun (Şir�atül-islâm) kitâbını Ya�kûb bin Seyyid Alî şerh etmişdir. 392.
645 � MUHAMMED İBNİ HANEFİYYE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dörtyüzkırkdördüncü [444] sırada İbni Hanefiyye ismine bakınız!
646 � MUHAMMED BİN İSHAK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dedesi Huzeymedir. [223] yılında tevellüd, 311 [m. 923] senesinde Nîşâpûrda vefât etdi. İmâm-ül-eimme denir. Yüzkırkdan fazla kitâbı vardır. Hadîs âlimidir. 313, 391.
647 � MUHAMMED BİN MAHMÛD BÂBERTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ekmelüddîn-i Mısrî, Hanefî fıkh âlimidir. 712 [m. 1312] de Bağdâdın Bâberta kasabasında tevellüd ve 786 [m. 1384] da, Mısrda vefât etdi. (Tercîh-u mezheb-i İmâm-ı a�zam) risâlesi ve (İrşâd) ismindeki (Fıkh-ı ekber) şerhı ve (Envâr) isminde (Menâr) şerhı ve (Tuhfe-tül-ebrâr) ismindeki (Meşârık) şerhı ve (Takrîr) ismindeki (Pezdevî usûli) şerhı ve (İnâye) isminde (Hidâye) şerhı ve dahâ şerhleri ve tefsîri vardır. Sa�dî Çelebînin bu (İnâye)ye hâşiyesi vardır. 636, 1084.
648 � MUHAMMED BİN MAHMÛD HAREZMÎ: İmâm-ı a�zamın (Müsned)ini toplamışdır. 665 [m. 1266] de vefât etmişdir. Celâlüddîn-i Pâni-pütî, başka olup, yüzdoksanüçüncü sırada bildirilmişdir. 1085.
649 � MUHAMMED BİN MÜNKEDİR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyye-i aliyyedendir. Bezzâz idi. 130 [m. 748] senesinde Medînede vefât etdi. 845.
650 � MUHAMMED BİN SÜLEYMÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Medîne-i münevverenin Şâfi�î âlimlerinden idi. 1124 [m. 1712] de Şâmda tevellüd, 1194 [m. 1780] de Medînede vefât etdi. Çok kitâb yazdı. İki cild fetvâsı meşhûrdur. Vehhâbîlerin i�tikâdlarının bozuk olduklarına fetvâ verdi. 453.
651 � MUHAMMED BİN SÜLEYMÂN CEZÛLÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdüllah Cezûlî [veyâ Cüzûlî], hadîs âlimidir. Şerîflerdendir. Fasda yetişdi. Şâzilî tarîkatinde yükseldi. 870 [m. 1465] senesinde zehrlenerek Fasda şehîd edildi. Yetmiş yedi sene sonra Merâkeşe nakl edildi. Bunun (Delâil-ül-hayrât) salevât kitâbını Kara Dâvüd Muhammed bin Kemâl İzmîtî türkçeye terceme ve şerh etmiş, 948 [m. 1541] de Bursada vefât etmişdir. 1087.
652 � MUHAMMED BİN SÜ�ÛD: Arabistânda, Necd çölünde kabîle reîsi idi. Vehhâbîlik meydâna çıkınca, hâkimiyyetini artdırmak için vehhâbî oldu. İngilizlerin yardımı ile herkesi zorla vehhâbî yapdı. Vehhâbî olmıyan çok müslimânı öldürdü. Birinci Vehhâbî Sü�ûdî devletini kurdu. 1178 [m. 1765] de öldü. 447, 1060.
653 � MUHAMMED BUHÂRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Mensûr Nevkadî, Semerkand müftîsi iken 434 [m. 1043] de ve Kâdî Muhammed Zahîrüddîn Buhârî 619 [m. 1222] de ve Muhammed bin Abdürrahmân Zâhid Buhârî 546 [m. 1151] de vefât etdi.
654 � MUHAMMED CEVÂD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Oniki imâmın dokuzuncusudur. Takıy ismi ile meşhûrdur. İmâm-ı Alî Rızânın oğludur. Yüzdoksanbeş [195] senesinde Medînede tevellüd ve ikiyüzyirmi 220 [m. 835] senesinde Bağdâdda vefât etdi. Zevcesi Ümm-ül-fadlın amcası olan Mu�tesım halîfe ile görüşmek için Bağdâda gidince vefât etmişdir. Zevcesi serâya alınmışdır. 62, 1162.
655 � MUHAMMED ES�AD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâmzâde Muhammed bin Abdüllah, Konyalı olup, İstanbulda tevellüd etdi. 1267 [m. 1851] de vefât etdi. (Dürr-i yektâ) ve (Hilyetün-nâcî) fıkh kitâbları İstanbulda basılmışdır. 392, 702.
656 � MUHAMMED ES�AD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyiddir. Nakîb-ül-eşrâf idi. (Sahhâflar şeyhi zâde) adı ile meşhûrdur. 1264 [m. 1848] senesinde, meclis-i me�ârif-i umûmiyye reîsi iken vefât etmişdir. Ayasofya câmi�i yanındaki meşhûr (Es�ad efendi) kütübhânesi, şimdi Süleymâniyye umûmî kitâblığındadır. Yeniçeri askerinin ilgâsını anlatan (Üss-i zafer) târîh kitâbı çok kıymetlidir. Başka eserleri de vardır. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdînin seyyid Es�ad efendiye yazdığı arabî mektûb, türkce tercemesi ile berâber, (Reşehât) kitâbının kenârında basılmışdır. (Ulemâ-ül-müslimîn ve Vehhâbiyyûn) kitâbının sonunda da vardır. 282, 283, 420, 670, 701, 835.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
657 � MUHAMMED HAKKI �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Muhammed Hakkı bin Alî, Hanefîdir. Nâzillide tevellüd, Mekke-i mükerremede 1301 [m. 1884] de vefât etdi. Üstâdları Ödemişli Halîl efendi ve Muhammed Cân Mekkî vâsıtası ile Abdüllah-i Dehlevîye vâsıl olmakdadır. Bezm-i âlem sultân, Muhammed Cân için Mekkede bir tekke yapdırmışdır. (Sakal-bıyık risâlesi), (Hazîne-tül-esrâr) arabî olup, Beyrutda (Mekteb-üt-ticâri)de satılmakdadır. 418.
658 � MUHAMMED HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı pâdişâhlarının beşincisi ve Osmânlı devletinin ikinci kurucusudur. Tîmûr bozgununda esîr olmadan Amasyaya geldi. Pederinin vefâtından sonra, burada saltanatını i�lân etdi. Bursadaki Îsâ çelebiye ve sonra Rumelide Mûsâ çelebîye gâlib geldi. Oniki sene aralıkdan sonra 816 [m. 1413] da Osmânlı sultânı oldu. Anadoludaki isyânları basdırdı. Rumelide Macaristâna kadar aldı. Herekeyi ve Gebzeyi de Bizansdan aldı. Serezde ilhâd ve isyân çıkaran Samâvne kâdîsı oğlu denilen şeyh Bedreddîni yakalayıp i�dâm etdi. 824 [m. 1421] senesinde Edirnede vefât edip Bursaya getirildi. Haremeyne her sene Surre alayı göndermek güzel âdetini çıkarmışdır. 1080, 1081.
659 � MUHAMMED HÂN-III: İslâm halîfelerinin yetmişsekizincisidir ve Osmânlı pâdişâhlarının onüçüncüsüdür. Üçüncü Murâd hânın oğlu ve birinci Ahmed hânın babasıdır. Eğri fâtihidir. 974 [m. 1566] de tevellüd, 1012 [m. 1603] de vefât etdi. Ayasofya câmi�i bağçesindeki türbesindedir. Bu türbede, Ahmed hânın vâlidesi Handan sultân ve Ahmed hânın üç şâhzâdesi ile altı kerîmesi ve Murâd hânın onbeş kerîmesi olmak üzere yirmialtı sandûka vardır. Türbenin hâricinde de Murâd hânın dört kerîmesi vardır. Üçüncü Muhammed hânın oğlu, birinci Mustafâ hân, babasının türbesi yanındaki türbesindedir. Sultân Mustafâ türbesinde onbeş sanduka olup, birâder zâdesi İbrâhîm hân ve dördüncü Murâd hânın kerîmesi İsmihân sultân ve şâhzâde ve sultânlar vardır. 1003 [m. 1593] de halîfe oldu. Celâlî eşkıyâsı ile ve Macarlarla uğraşdı. İçkiyi sıkı yasak edip, bütün meyhâneleri kapatdı. Bunun zemânında, 1012 [m. 1603] de tütün içilmeğe başlandı. 733, 1099, 1119, 1124, 1149, 1150.
660 � MUHAMMED HÂŞİM-İ KEŞMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Asyada Bedahşânın Keşm kasabasındandır. Seyyid Muhammed Nu�mân hazretlerinin huzûrunda tevbe ve inâbet eyledi. Sohbetinde yetişip, Seyyid hazretlerinin işâreti ile, [1031] senesinde, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. İmâm-ı Rabbânî iki sene askerde kaldığı zemân hep hizmetinde bulunup, teveccüh ve ihsânlarına kavuşdu. Hâşim-i Keşmî diyor ki, seyyidim Muhammed Nu�mân buyurdu ki, Burhânpur şehrinin câmi�inde Resûlullahı �sallallahü aleyhi ve sellem� dört halîfesi ile rü�yâda gördüm. Beni görünce, hazret-i Sıddîk-ı ekbere karşı buyurdu ki, (Şeyh Ahmedin kabûl etdiği kimseyi biz de ve Allahü teâlâ da kabûl ederiz. Şeyh Ahmedin red etdiği kimseyi, biz de ve Allahü teâlâ da red ederiz.) Bu sözü işitince, İmâm-ı Rabbânînin makbûllerinden olduğum için, Cenâb-ı Hakka şükr eyledim.
Hâşim-i Keşmî, hazerde ve seferde, İmâm-ı Rabbânînin meclis-i şerîfinde bulunmakla şereflendi. Binotuzüç senesinde (Mektûbât)ın üçüncü cildini toplamağa başladı. 1040 da temâm oldu. [1037] hicrî senesinde (Berekât) veyâ (Zübde-tül-makâmât) ismlerini verdiği kitâbı yazarak, bu se�âdet güneşinin ve üstâdlarından ve talebesinden meşhûr olanların kerâmetlerini, hâl tercemelerini insanlığa duyurdu. (Berekât) kitâbı, fârisî olup, Bombayda basılmışdır. İstanbulda (Murâd molla) kütübhânesinde, [1317] numarada (Makâmât-i Ahmediyye) adı ile, el yazması mevcûddür. Binüçyüziki ve binüçyüzyedi senelerinde Hindistânın Rampur ve Lüknov şehrlerinde basılmış, 1396 [m. 1976] da İstanbulda ikincisi ofset yolu ile tekrâr basılmışdır. İkinci cildin altmışbeşinci mektûbu buna yazılmışdır. 1054 [m. 1645] de Burhânpur şehrinde vefât etdi. Muhammed Hâşim sâhib cân başkadır. 905, 924, 926, 927, 929, 1111, 1121.
661 � MUHAMMED HAYÂT �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Muhammed Hayât muhaddis Medenî Sindî 1163 [m. 1749] de Medînede vefât etdi. Babası İbrâhîmdir. Hanefî fıkh âlimidir. Nevevînin (Erba�în)ini, Münzirînin (Tergîb)ini ve (Hikem-i Atâıyye)yi şerh, İbni Hacerin (Zevâcir)ini ihtisâr etmişdir. Mezheb taklîdini bildiren (Gâyet-üt-tahkîk) ve (Nihâyet-üt-tedkîk) risâlesini 1413 [m. 1992] de, Hakîkat Kitâbevi basdırmışdır. 208, 466. (Misbâh)ın 103.cü sahîfesi.
662 � MUHAMMED KASSÂB : Sôfiyye-i aliyyedendir. Dâmeganda va�z verirdi. (Kör olanlar yalnız sıfata bakar. Ni�metleri, ihsânları görür. Sôfiyye ise, zâta, ihsân yapana bakar. Zâtdan başka olan şeyler perdedir, mâni� olur) derdi.
663 � MUHAMMED MA�SÛM-İ FÂRÛKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruhümâ� hazretlerinin üçüncü oğludur. [1007] yılında Serhendde tevellüd, binyetmişdokuz 1079 [m. 1668] da orada vefât etdi. Mubârek babası türbesinin birkaçyüz metre şimâlindeki büyük türbededir.
[1068] de hacca gitdi. Hacdaki hâlleri (Yevâkît-ül-Haremeyn) kitâbında ve Yüsûf-i Nebhânînin (Câmi�u kerâmât-il-evliyâ) kitâbında yazılıdır. İmâm-ı Rabbânînin mescidini Şâh-ı Cihân mermerden yenilemiş, yanında Muhammed Ma�sûm hazretleri için bir oda yapdırmışdır. (Urve-tül-vüskâ) adı ile meşhûrdur. İmâm-ı Rabbânî müceddid-i elf-i sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendînin �kuddise sirruhümâ� halef-üs-sıdk ve vâris-i a�zamı idi. Aklî ve naklî ilmlerin, sûrî ve ma�nevî kemâlâtın câmi�iyyetini edinmiş idi. (Kutbiyyet) makâmına ve (Kayyûmiyyet) mansıbına, yüce pederinden beşâretler almış idi. Tarîk-i Ahmedînin nisbetini, pederinin teveccühlerinden, bütün âleme yaymış idi. Uzak memleketlerden kendine bağlı olanlara, filân (Vilâyet-i Mûseviyye)ye kavuşmuşdur, filân (Vilâyet-i Muhammediyye) ile şereflenmişdir diye bildirirdi. Dokuzyüzbin kişi, onun vâsıtası ile, (Allah)ı irâde etmişlerdir. Yüzkırkbin talebesini vilâyet mertebesi, yedibin kimseyi hilâfet makâmı ile mümtâz eyledi. Hizmetlerinde ve huzûr-ı âlîlerinde, tâlibler ba�zan bir ayda, ba�zan bir haftada kemâlât-i vilâyete erişirlerdi. Ba�zılarını, bir teveccühde, makâmların hepsine ulaşdırırlardı. Makâmları, keşfleri ve kerâmetleri, bu yüksek hânedânın hâllerini bildiren kitâblarda uzun uzun yazılı olduğundan, burada açıklamağa lüzûm görülmedi. Bu kitâblar arasında beşi, her memlekete yayılmışdır. Birincisi, Muhammed Hâşim-i Bedahşînin (Berekât) kitâbı olup, fârisîdir. (Zübde-tül-makâmât) adı ile Murâd molla kütübhânesinde [1317] sayıda ve Süleymâniyye Pertevniyâl kısmında [406] sayı ile mevcûddür. Hindistânda Kanpur şehrinde 1307 senesinde ve İstanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1408 [m. 1988] de tab� ve neşr edilmişdir. İkincisi Bedreddîn-i Serhendînin (Hadarât-ül-kuds) kitâbıdır. 1391 [m. 1971] de Lâhorda çok güzel basılmışdır. Üçüncüsü (El-hadâik-ul-verdiyye fî hakâik-ı ecellâ-in nakşibendiyye) olup basılmışdır. Dördüncüsü, (Hadîkat-ül-evliyâ) türkçedir. [1318] hicrî senesinde İstanbulda basılmışdır. Beşincisi (Umdet-ül-makâmât) kitâbıdır. Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. Altı oğlu ve bütün nesl-i necîbleri, zemânlarının kutbu olmuşdu. Bütün islâm memleketleri, kalblerinden saçılan nûrlarla nûrlanmışdı. Cenâb-ı müstetabının vârisleri, yer yüzünde meşhûr olmuşlardır. Hidâyet ve irşâdda yüksek derece kazanmışlardır. İrfân ehlinin ve yakîn sâhiblerinin anladıkları gibi, feyz kaynakları, bu âna gelinceye kadar, akmakdadır. İnşâallah, âhır zemâna kadar da, böylece cârî olacakdır. Üç cild olan fârisî (Mektûbât-ı Ma�sûmiyye) kitâbı 1396 [m. 1976] senesinde Pâkistânın Karaşi şehrinde basdırılmışdır. Bu üç cildin içinde bulunan altıyüzelliiki mektûbdan yüzotuzbeş adedi seçilerek, (Müntehabât-i Ma�sûmiyye) adı ile, 1979 senesinde İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. Bunun sonunda, Hüseyn Hilmi Işık�ın eserleri bildirilmekdedir. Muhammed Ma�sûmun altı kızının her biri velî idi. [(Umdetül-makâmât) sahîfe 395.] 11, 65, 89, 110, 113, 118, 181, 219, 427, 472, 512, 596, 651, 692, 754, 784, 923, 930, 969, 1001, 1009, 1048, 1053, 1055, 1061, 1063, 1075, 1081, 1121, 1141, 1142, 1150, 1169, 1185, 1190, 1198.
664 � MUHAMMED MA�SÛM-İ ÖMERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Doksanıncı [90] sırada Ahmed Sa�îd ismine bakınız!
665 � MUHAMMED MER�AŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdı Muhammed bin Reşîd Mer�aşî İstanbulda yerleşmişdir. Hanefîdir. Vehbî ve Sünbülzâde ismleri ile meşhûrdur. 1224 [m. 1809] de vefât etdi. (Tuhfe-i Vehbî) lügati çok basılmışdır. Eyyûb câmi�i ile Bostan iskelesi arasındaki Mihr-i şâh sultânın türbesi ve imâreti dışında yazılı kasîdeler bunun olup, Yesârî-zâdenin yazısıdır. 1174.
666 � MUHAMMED MURÂD-I KAZÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: [1272] hicrî senesinde Rusyada, Kazan vilâyetinin Ufa kasabasında tevellüd etdi. Memleketinde medrese tahsîlini bitirip, 1293 [m. 1875] de Buhârâya geldi. Buhârâ ve Taşkendde tahsîlini temâmlayıp 1295 [m. 1878] de Hindistâna ve Hicâza geldi. Medîne-i münevverede tarîkat-ı Nakşibendiyyeye intisâb edip, rûh âleminde terakkî etdi. 1352 [m. 1933] de vefât etdi.
1302 [m. 1884] de (Reşehât) kitâbını ve sonra, İmâm-ı Rabbânînin (Mektûbât)ını fârisîden arabîye terceme etdi. (Mektûbât)ın arabîsine (Dürer-ül-meknûnât) adını verdi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesini de arabî uzun yazıp, 1317 [m. 1898] de Mekke-i mükerremede (Mîriyye) matba�asında, (Mektûbât)ın kenârında basıldı. İstanbulda Bâyezîdde belediye kütübhânesinde elliüç [53] numarada mevcûddür. Bunun foto-kopisi 1383 [m. 1963] de İstanbulda basılmışdır. Bu baskılardaki hâl tercemesinin uzun bir kısmı (Eshâb-ı Kirâm) ve (Hak Sözün Vesîkaları) kitâblarında mevcûddur. Bu arabî mektûbâtdan yüzdoksandört mektûb seçilerek, (El-Müntehabât) ismi ile 1392 [m. 1972] senesinde İstanbulda ofset yolu ile basdırılmışdır. 1075, 1121.
667 � MUHAMMED NU�MÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mîr Muhammed Nu�mân bin Seyyid Şemseddîn, 977 [m. 1567] senesinde Semerkandda tevellüd etdi. Binaltmış 1060 [m. 1650] senesinde Egre şehrinde vefât etdi. Hindistâna gelip, hâce Bâkîbillah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Vefâtına kadar Delhîde hizmetinde bulundu. Hâce hazretlerinin vefâtında, İmâm-ı Rabbânî Dehlîye teşrîf etmişdi. Merhamet buyurup, seyyid Nu�mânı, Serhende götürdü. Uzun zemân hizmet ve sohbetde bulundukdan sonra, talebe yetişdirmesi için Burhânpura gönderildi. 101, 267, 481, 515, 746, 749, 756, 1036, 1144, 1148.
668 � MUHAMMED OSMÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâcı Muhammed Osmân Sâhib, Hindistânda yetişen Evliyânın büyüklerindendir. Hicretin binikiyüzkırkdört [1244] senesinde Pencâbın Loni kasabasında tevellüd, 1314 [m. 1896] de Pencâb Musâ zey kasabasında vefât etdi. Binikiyüzaltmışaltı senesinde, Ahmed Sa�îd-i Serhendî hazretlerinin talebesinden hâcı Dost Muhammed Kandihârînin sohbetine kavuşdu. Onsekiz sene feyz aldı. Zâhir ve bâtın ilmlerinde kemâle geldi. Üstâdı [1284] senesinde vefât edince yerine geçmekle şereflendi. Binlerle Velî yetişdirdi. Yirmidokuz sene, tâlibleri irşâd eyledi. Vefâtından bir sene sonra, babasının yerinde onyedi yaşında irşâda başlayan oğlu Muhammed Sirâcüddînin emri ile talebelerinden seyyid Ekber Alî Dehlevînin yazdığı (Fevâid-i Osmâniyye) kitâbında mektûbları ve kerâmetleri uzun bildirilmişdir. 1382 [m. 1962] de Mültanda basılmışdır. Siracüddîn binüçyüzotuzüç 1333 [m. 1915] senesinde vefât edince, oğlu Muhammed Zâhid �rahmetullahi aleyh� zâhir ve bâtın ilmlerinin menbaı oldu. Sirâcüddînin halîfelerinden Muhammed Fadl Alî Şâh 1354 [m. 1935] de vefât etdi. Yerinde irşâda başlıyan Muhammed Sa�îd Kureyşî Ahmed purî de 1363 [m. 1944] de Pâni-püt şehrinde vefât etdi. Dost Muhammed Kandihârînin (Mektûbât)ındaki otuz mektûbu Muhammed Âdil toplamış, Muhammed Zâhid bin Sirâcüddînin emri ile Atâ Muhammed tarafından 1383 [m. 1964] de Mültanda basılmışdır. 783, 1198.
669 � MUHAMMED PÂRİSÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd [756] da Buhârâda tevellüd, 822 [m. 1419] de Medînede vefât etdi. Nemâzını, Molla Fenârî kıldırdı. (Umdet-ül-makâmât)da diyor ki, (Zeyneddîn Hâfî, kabr taşını Mısrdan gönderdi. Taş 1212 de yerinde idi. 1225 de görmedim. Vehhâbîler kırmış.) Medrese tahsîlini bitirip, hadîs ve fıkh bilgilerinde ihtisâsını ilerletdi. Sonra Muhammed Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbet ve teveccühlerine kavuşarak kemâle geldi. (Risâle-i kudsiyye), (Tuhfe-tüs-sâlikîn), (Tahkîkât) ve (Faslül-hitâb) kitâbları meşhûrdur. Hepsi de fârisîdir. (Tuhfe)si 1390 [m. 1970] senesinde Delhîde basılmışdır. 49, 106, 470, 720, 750, 1137, 1185.
670 � MUHAMMED REBHÂMÎ : �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânın fıkh âlimlerindendir. 835 [m. 1432] de yazdığı fârisî (Riyâd-un-nâsıhîn) ismindeki ilmihâl kitâbı 1313 de Bombayda basılmış, 1981 de İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. Bunu dörtyüzkırkdört kitâbdan toplamışdır. 210, 420, 1058.
671 � MUHAMMED SÂDIK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin birinci oğludur. Vilâyet bostanının meyveli ağacı idi. Bin [1000] senesinde Serhendde tevellüd, 1025 [m. 1616] senesinde tâ�ûndan, orada vefât etdi. Babası, kabri üzerine kubbe yapdırdı. [1008] senesinde, pederi ile birlikde hâce Muhammed Bâkî ile teşerrüf edip, zikr almakla, murâkabe, cezbe ve nisbet-i şerîfe ile şereflendi. İsti�dâdı ve fıtrati yüksek olduğundan, onların terbiyesi ve merhametli nazarlarının bereketleri sâyesinde kıymetli hâllere ve büyük işlere kavuşdu. Dahâ çocuk iken, uzak yerlerdeki şeyleri, mezârdaki hâlleri keşf ederdi. Sonra, kendi peder-i âlîsinden feyz alarak kemâl mertebelerinin sonuna erişdi. Babasının esrârına mahrem oldu. Hazret-i Îşân her Cum�a nemâzlarından sonra, kabr-i şerîfine gelip, bir müddet mürâkabe buyururdu. 951, 1034, 1121.
672 � MUHAMMED SÂDIK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Alîdir. Sakızlıdır. 1059 [m. 1649] senesinde vefât etdi. (Surre-tül-fetâvâ) kitâbı meşhûrdur. 1003.
673 � MUHAMMED SÂDIK EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hafîdzâde Muhammed Sâdık bin Muhammed efendi 1230 [m. 1815] da vefât etdi. (Nevâdir-i fıkhiyye) kitâbı meşhûrdur. 282.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
674 � MUHAMMED SA�ÎD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ikinci mahdûmudur. [1005] senesinde tevellüd, 1070 [m. 1660] senesinde vefât etdi. Babasının türbesindedir. Ahlâkının güzelliği, fazîletlerinin çokluğu, güler yüzü, yumuşak sözü, işlerinin hâlis olması ile zînetlenmişdi. Tahsîlini genç yaşında bitirdi. Aklî ve naklî bilgilerde mütehassıs oldu. Babasının tesarrufu ve teveccühleri sâyesinde, büyüklerinin nisbetine ve yüksek hâllere kavuşdu. Onyedi yaşında sûrî ve ma�nevî kemâlâta vâsıl oldu. Birçok kıymetli kitâblara ta�lîkler ve hâşiyeler yapdı. (Mişkât-i Mesâbîh) ve Hayâlî hâşiyesine ta�lîkleri çok kıymetlidir. Nemâzda otururken parmak kaldırmamak için, Hanefî mezhebine göre yazdığı risâlesi şâh-eserdir. Parmak kaldırmamanın dahâ iyi olduğunu isbât etmişdir. Pederinin garîb sırlarına, acîb ma�rifetlerine mahrem idi. (Mektûbât-i Sa�îdiyye) kitâbında yüz mektûb vardır. 1385 [m. 1965] de Pâkistânda basılmışdır. 271, 425, 741, 930, 941, 1121.
675 � MUHAMMED SIDDÎK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hidâye ismi ile meşhûrdur. Bedahşânın Keşm kasabasındandır. Küçük iken, Hân-ı Hânân Abdürrahîmin sohbetinde bulundu. Bunun vâsıtası ile, Hâce Bâkî-billahın sohbeti ile şereflendi. Vefâtından sonra, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbet ve hizmetine kavuşdu. Vilâyet-i hâssa ile müşerref oldu. 1032 [m. 1622] de izn alarak hacca gitdi. Hicâzda iken, İmâm-ı Rabbânî buyurdu ki, (Şimdi, uzakda olan kardeşlerimizden ba�zısının ahvâline müteveccih idim. Mevlânâ Muhammed Sıddîk göründü. Tam bir sevgi ve ihlâs ile bize müteveccihdir. Şu ânda Mâverâ�ün-nehrde, Bedahşânda yolcudur. Hâli hoş olsun!). 1019 senesinde, İmâm-ı Rabbânînin (Mebde� ve me�âd) risâlesini toplamışdır. Fârisî olup, Urdu tercemesi ile birlikde, 1388 [m. 1968] de Pâkistânda basılmış, 1977 de İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır.
676 � MUHAMMED ŞEYBÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin derslerinde yetişen islâm âlimlerinin en üstünlerindendir. Büyük müctehid idi. İmâm-ı a�zamın derslerini, sözlerini kitâblara geçiren budur. Adı, Muhammed bin Hasen bin Abdüllah bin Tâvus bin Hürmüzdür. Bu Hürmüz, imâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin ceddi olup, Bağdâd sultânı idi. Hazret-i Ömerin elinde îmân etmiş idi. 135 [m. 752] senesinde Vâsıt şehrinde tevellüd, 189 [m. 805] senesinde Reyde vefât etdi. 120, 133, 134, 137, 138, 144, 154, 155, 231, 234, 268, 269, 285, 293, 294, 301, 303, 304, 324, 325, 340, 413, 415, 439, 443, 444, 565, 566, 568, 576, 586, 595, 621, 625, 626, 630, 634, 636, 637, 786, 792, 801, 803, 806, 809, 821, 826, 830, 851, 857, 858, 861, 862, 863, 865, 866, 868, 1020, 1028, 1076, 1089, 1094, 1111, 1137, 1178, 1194, 1196.
677 � MUHAMMED TARSÛSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed bin Muhammed, Hanefî âlimlerindendir. 1117 [m. 1705] senesinde vefât etdi. Birçok kitâblara hâşiyesi vardır. Tütün harâm değildir, derdi. 639.
678 � MUHAMMED ZÂHİD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdî Muhammed Zâhid-i Semerkandî, derin âlim ve veliy-yi kâmil idi. Rûh bilgilerinin mütehassısı idi. Dokuzyüzotuzaltı 936 [m. 1530] senesinde Hisârın Vahş köyünde vefât etdi. Önce çok riyâzet ve mücâhede yapdı ise de, Ubeydüllah-i Ahrâr �kuddise sirruh� hazretlerinin teveccühü ile birinci sohbetinde kemâle kavuşdu. Ya�kûb-i Çerhî hazretlerinin kızının oğludur. (El-Hadâik-ul-verdiyye) kitâbında kerâmetleri yazılıdır. (Silsile-tül�ârifîn) kitâbı meşhûrdur. (Mesmû�ât-i mevlânâ kâdî Muhammed Zâhid) kitâbı mîr Abdülevvele âid olup, Süleymâniyye kütübhânesi (Es�ad efendi) kısmında [1715] sayıda mevcûddur. (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1414 [m. 1993] de neşr edilmişdir.Ubeydüllah-i Ahrâr hazretlerinin fârisî sözleridir. Yetişdirdiği Velîler arasında, hemşîresinin oğlu mevlânâ Dervîş Muhammed, bu silsilenin büyüklerindendir. 969, 1089, 1184.
679 � MUHAMMED ZİHNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâcı Zihnî efendi, Osmânlı devleti me�ârif meclisi a�zâsından idi. [1262] de tevellüd, 1332 [m. 1914] senesinde vefât etdi. Beğlerbeği küplücesindedir. (Ni�met-i İslâm) kitâbı, (Kimyâ-i se�âdet mukaddimesi) ile (Elmünkızü aniddalâl) tercemeleri meşhûrdur. 462, 1067.
680 � MUHİBBULLAH-I MANKPÛRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânda, Burhânpurda, şeyh Muhammed bin Fadlullah sohbetine devâm ile halîfe olmuş, irşâda icâzet almış iken, seyyid Muhammed Nu�mânın hizmetine devâm etmiş, burada İmâm-ı Rabbânînin ismini işiterek ve (Mektûbât)ı dinliyerek aşk ve şevk ile Serhende gelmişdir. Hizmet ederek, icâzet aldı. Mankpûra irşâda gönderildi. 401, 426, 906.
681 � MUHYİDDÎN-İ ARABÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Bekr ibnü Arabî ismi ile de meşhûrdur. Sôfiyye-i aliyyenin büyüklerindendir. Adı şeyh-i ekber Ebû Bekr-i Muhammed bin Alîdir. 560 [m. 1165] da, Endülüsde Mürsiye kasabasında tevellüd, 638 [m. 1240] de Şâmda vefât etdi. Büyük Velî ve müctehid idi. Konyaya gelip, Sadreddîn-i Konevînin üvey babası oldu. Nakl etdiği bilgilerin hepsi, birer vesîkadır. Devlet ve mevkı� sâhiblerinden çok hediyye gelir, hepsini fakîrlere dağıtırdı. Beşyüzden fazla kitâb yazdı. Câhiller, buna zındık dedi. İbni Teymiyye gibiler kâfir dedi. Âlimler, Ârifler ise, veliy-yi kâmil olduğunu anladı. (Fütûhât-i Mekkiyye)si dört büyük cild hâlinde 1393 [m. 1973] de Beyrutda basılmışdır. 50, 79, 84, 90, 93, 94, 279, 388, 414, 458, 497, 696, 727, 736, 739, 750, 927, 928, 942, 947, 962, 968, 1037, 1117, 1136, 1164, 1193.
İbn-ül-arabî ismi ile meşhûr olan Kâdî Ebû Bekr ibn-ül-arabî başkadır. İsmi Muhammed bin Abdüllahdır. Endülüsde 468 [m. 1076] de tevellüd etmiş, 543 [m. 1149] de Fasda vefât etmişdir. Mâlikîdir. 391, 431.
Muhyiddîn Muhammed bin Behâüddîn başka olup, (El-Kavl-ül-fasl) ismindeki (Fıkh-ı ekber) şerhı çok kıymetlidir. Bu şerh, yeniden yazdırılıp 1979 da, Hakîkat Kitâbevi tarafından İstanbulda basdırılmışdır. Dokuzyüzellialtıda vefât etmişdir. 1077.
682 � MU�ÎNÜDDÎN-İ ÇEŞTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânda yetişen Evliyânın büyüklerindendir. Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyârın üstâdıdır. Hâce Osmân-ı Hârûnîden Bağdâdda feyz alıp, Hâce hazretleri altıyüzonyedi 617 [m. 1220] senesinde vefât edinciye kadar hizmetinde bulundu. [1312] de Hindistânda basılan (Enîs-ül-ervâh) kitâbında, hocasının sohbetini anlatmakdadır. Kitâb otuzaltı sahîfe olup fârisîdir. Hâce Osmân-i Hârûnî, hâce Şerîf-i Zendenînin, bu da Mevdûd-i Çeştînin talebesidir. Mu�în-üd-dîn-i Çeştî, [531] de tevellüd, 633 [m. 1235] senesinde Ecmîrde vefât etdi. Çeşt, Hirâta bir sâat mesâfede bir kariyyedir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî �kuddise sirruh� hicretin binotuzüç [1033] senesinde Ecmîr şehrine gitmişdi. Orada hâce Mu�înüddîn-i Çeştînin kabrini ziyâret etdi. (Hoca hazretleri merhamet eyledi. İhsânda bulundu. Husûsî bereketlerinden ziyâfetde bulundu. Çok konuşduk. Esrâr açıldı. Bana, asker arasında kalmamak için uğraşma! Allahü teâlânın rızâsına tâbi� ol dedi) buyurdu. Kabre bakan türbedârlar gelip, kabr üzerinden kaldırılmış olan örtüyü hediyye verdiler. Kabûl ederek, (Hâce hazretleri en yakın elbisesini bize ihsân etdi. Bunu kefenim olmak için saklıyalım) dedi. Bir sene sonra, buna kefenlendi. 90.
683 � MUKÂTİL �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Mukâtil bin Süleymân, tefsîr âlimlerindendir. Belhde tevellüd edip, Mervde yetişdi. Basrada yerleşdi. 150 [m. 767] de orada vefât etdi. Tefsîri meşhûr olup, Londrada basılmışdır. 391, 738.
684 � MÜNÂVÎ [veyâ Menâvî]: Abdürraûf-i Münâvî Şâfi�î âlimi idi. 924 [m. 1518] de tevellüd, 1031 [m. 1621] de Kâhirede vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Künûz-üd-dekâ�ık) kitâbı, [1285] de İstanbulda basılmışdır. İçinde onbin hadîs-i şerîf vardır. 398, 419, 420, 448, 458, 465, 469, 631, 633, 638, 726.
685 � MÜNÎB EFENDİ: Hâce Muhammed Münîb efendi, Ayntablıdır. [1182] de İstanbula geldi. Anadolu kâdî-askeri oldu. (Siyer-i kebîr) şerhini türkçeye terceme etmişdir. 1238 [m. 1823] senesinde Aydın Güzelhisârında vefât etdi. 786.
686 � MURÂD HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân Murâd-ı Hüdâvendigâr, Osmânlı pâdişâhlarının üçüncüsüdür. Sultân Orhânın oğlu, Yıldırım sultân Bâyezîdin babasıdır. 726 [m. 1326] da tevellüd etdi. Bursa vâlîsi oldu. Babası zemânında altın para basılmasında hizmeti görüldü. 763 [m. 1362] de, pederi vefât edince tahta çıkdı. Selçûkî devleti parçalanınca Ankarada bir devlet kuran Ehîlerin, Konyadaki Karaman oğulları ile, Osmânlı aleyhine birleşdikleri işitilince, 763 de Ankarayı aldı. Lala Şâhin pâşayı ilk serdâr ve sadr-ı a�zam yapdı. Çorlu, Keşân, Edirne, Gümülcineyi alıp Bursaya döndü. Bigayı aldı. Haçlı ordusu geldiğinden Rumeliye geçip (Sırp Sındığı) muhârebesini kazandı. Tunaya kadar aldı. İkiyüzbin kişilik ikinci haçlı ordusu geldi. Kosova ovasında çetin savaşı kazandı. Sırb Kralı Lazari ve kumandanları öldü. Sırb devleti yok edildi. 791 [m. 1389] de, bir yaralı sırbın hâlini sorarken şehîd edildi. Bursada Çekirgede defn edildi. Dîni bütün, âdil, merhametli, fazîletli idi. Otuzyedi gazâ etdi. 1080, 1155.
687 � MURÂD HÂN-III �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin yetmişyedincisi, Osmânlı pâdişâhlarının onikincisidir. İkinci Selîm hânın oğlu, sultân üçüncü Muhammed hânın babasıdır. 953 [m. 1546] de tevellüd, 1003 [m. 1595] de vefât etdi. Türbesi Ayasofya câmi�i yanındaki, babası ikinci Selîm hân türbesinin yanındadır. Selim hânın türbesinde kırkdört sandûka olup, üçüncü Murâd hânın vâlidesi Nûr Bânû sultân ve iki pâdişâhın şâhzâdeleri ve kerîmeleri vardır. 1288 [m. 1871] de beşinci baskısı yapılan (Fezleke-i Târîh-i Osmânî) kitâbında diyor ki: (İkinci Selîm hân, serâydaki yangında yanıp yeniden yapılan dâireleri ve hamâmı gezerken, ayağı kayıp mermerler üzerine düşdü. Bu kazâ, ölümüne sebeb oldu.) İslâm düşmânları, (Sarı Selîm hamâmda zevk, safâ yaparken serhoş olduğundan düşüp öldü) diye gençleri aldatıyorlar. Uydurma târîh kitâblarına da, bu yalan ve çirkin iftirâları yazarak ecdâdımızı lekeliyorlar. Evlâdları, babalarına düşman yapıyorlar. Hâlbuki, ikinci Selîm hân halvetiyye meşâyıhinden Süleymân Âmedîden feyz almış, sâlih müslimân idi. Murâd hânın türbesinde ellidört sandûka olup, Muhammed hânın vâlidesi Safiyye sultân ve şâhzâde ve sultânlar buradadır. 982 [m. 1574] de halîfe oldu. Tûnusu aldı. Azerbaycânı, Tebrîzi aldı. Âlimleri çok severdi. Nakşibendî meşâyıhinden hâce Ahmed Sâdık Kâbilîden feyz alarak kemâle geldi. Rasadhâne ve astronomik araştırmalar ile logaritma hesâbları yapdırdı. Toptaşı tımarhânesini yapdı. Çok hayrât yapdı. Mescid-i harâma kârgir kubbeler yapdırdı. Çok para sarf ederek su da getirtdi. 267, 487, 1064, 1075, 1099, 1118, 1119, 1127, 1144, 1156, 1171.
Murâd hânın vâlidesi Nûr Bânû sultân 991 [m. 1582] senesinde Üsküdârda Zeyneb Kâmil çocuk hastahânesi yakınında bulunan Atîk Vâlide câmi�ini yapdırmışdır. İki minârelidir. Nûr Bânû sultân 991 [m. 1582] de vefât etmişdir. Bu câmi�in artıklarından Dabaklar mescidini yapmışdır. Câmi�e yakın olarak bir de (Dâr-üş-şifâ) mescidi yapdırmışdır. Türkçe dîvânını Şems-üd-dîn-i Sîvâsî şerh etmişdir.
688 � MURÂD HÂN-IV �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin seksenikincisi, Osmânlı pâdişâhlarının onyedincisidir. 1018 [m. 1609] de tevellüd, 1049 [m. 1640] da vefât etdi. Babası, birinci Ahmed hânın türbesindedir. Kardeşi ikinci Osmân hân da buradadır. 1032 [m. 1623] de halîfe oldu. Yavuz gibi cesûr idi. Annesi Mâhpeyker Kösem sultânın yardımı ile, iş başına, kıymetli adamlar getirerek, ortalığı düzeltdi. Şâh Abbâs Bağdâdı alıp, otuzbin Ehl-i sünneti kadın, çocuk ayırmadan kesdi. Sadr-ı a�zam hâfız Ahmed pâşa Bağdâdı geri aldı. Îrân askeri telef oldu. Tütün, enfiye ve içkiyi yasak etdi. Kendi harbe giderek Tebrîzi geri aldı. İkinci def�a giderek Bağdâdı tekrâr aldı. Kâ�be-i mu�azzamayı yeniden yapdırdı. Hâfız Ahmed pâşa, Fâtihde Malta çarşısındaki câmi�inin kıble dıvarı önündedir.
Murâd hân, Revân seferine çıkarken Kandillide bir serây yapılmasını emr eyledi. 1042 [m. 1632] de seferden dönüşde bu serâya yerleşdi. Burada Muhammed adında oğlu oldu. Yedi gece kandiller asılıp şenlik yapıldı. Bu sebeble, buraya, Kandilli denildi. Kandilli câmi�ini, 1165 [m. 1751] de birinci Mahmûd hân yapdırmışdır. Birinci cihân harbinden sonra yeniden yapıldı. Topkapı serâyında Bağdâd köşkünü de yapdırdı. 1033 [m. 1623] de Kavaklardaki kal�aları yapdırdı. 347, 629, 632, 1062, 1132, 1133, 1136, 1144.
689 � MURÂD-İ MÜNZÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Murâd bin Alî Keşmîrî, İstanbuldaki meşâyıhin büyüklerindendir. Buhârâda 1054 [m. 1643] de tevellüd etdi. Şâm ve Hicâz taraflarında çok seyâhat etdi. Hindistânda Serhend şehrinde Muhammed Ma�sûm-i Fârûkî hazretlerinden feyz aldı. Kemâle erip hilâfetle şereflendi. Şâmda yerleşip, bir medrese yapdı. 1092 [m. 1680] de İstanbula geldi. Eyyûbde beş sene kalıp, Şâma ve hacca gitdi. 1120 [m. 1707] de İstanbula geldi. Sultân Selîmde yerleşdi. Çorlulu Alî pâşa tarafından Bursaya sürüldü. 1129 [m. 1716] da tekrâr İstanbula gelip, Eyyûbde reîs-ül-etibbâ Nûh efendi yalısında ikrâm edildi. 1132 [m. 1719] senesinde vefât etdi. Edirnekapı dışında, Münzevî câmi�i karşısında, birinci sultân Mahmûd hân şeyh-ül-islâmlarından Ahmed Ebül-hayr efendinin kabri yanındaki türbesini ziyâret edenler, mubârek rûhundan feyz almakdadırlar. Türkçe (Âdâb-ı tarîkatin-nakşibendiyye) risâlesi meşhûrdur. (El-müfredât-ül-Kur�âniyye) tefsîri çok kıymetlidir. Tefsîrler, arabî, fârisî ve türkce bir aradadır. Ebül-hayr efendi 1154 [m. 1741] senesinde vefât etmişdir. 666. cı sırada Muhammed Murâd bin Abdüllah Kazânî ismine bakınız! 1081.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
690 � MURÂD MOLLA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dâmâd zâde Murâd efendi, İstanbulda Çarşambada 1189 [m. 1775] da bir tekke ve bir büyük kütübhâne yapmışdır. [1332] deki sayımda, burada [2276] kıymetli kitâb vardı. 248, 271, 1144, 1145.
691 � MURÂD PÂŞA: Nemçe, ya�nî Avusturya muhârebesinden başarı ile dönünce, 1015 [m. 1605] de Sadr-ı a�zam oldu. Üçüncü Muhammed hânın son senesi 1012 [m. 1602] de Şâh Abbâsa yenilen ordunun kaçakları, hurûfî kızılbaşları ile birlikde Celâlî ısyânı çıkardılar. Bu ısyân Anadolunun yarısına yayıldığından, Murâd pâşa, 1017 [m. 1607] de bunların üzerine yürüdü. Reîsleri Canpolad, Kalenderzâde ve Kara Saîd gibi şakîleri ve otuzbinden ziyâde kızılbaşı, çoğunu kuyulara gömerek öldürdü. Doğu Karahisârdaki yuvalarını da basarak, yüzbin âsiyi imhâ etdi. 1019 [m. 1610] da Îrâna yürüdü. Zafer kazandıkdan sonra, hastalanarak 1020 [m. 1611] senesinde vefât etdi. İstanbula getirilip medresesine defn edildi. Doksan yaşında idi. Gayretli, dindâr, Nakşibendî idi. Üçyüzondokuzuncu [319] sırada Fâtih ismine bakınız! 1100.
692 � MÜRRE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın yedinci babasıdır. Kâ�bın oğludur. 390, 1127, 1129.
693 � MÛS �aleyhisselâm�: Büyük Peygamberdir. Benî İsrâîle gelen Resûldür. Avrupalılar, buna Möise, Moşe der. Ya�kûb aleyhisselâmın soyundandır. İmrân adında bir zâtın oğludur. Yûsüf aleyhisselâmdan sonra, Benî İsrâîl, Mısrda çoğaldı. Dinlerine sarılıp, ibâdet ederlerdi. Fekat, zulm ve hakâret görürlerdi. Îsâ aleyhisselâmdan bir rivâyete göre, binyediyüzbeş [1705] sene önce, Mûsâ �aleyhisselâm� tevellüd etdi. Annesi bunu bir beşiğe koyup, Nil nehrine bırakdı. Beşik Fir�avnın serâyı önünden geçerken, Fir�avnın zevcesi (Âsiye) bunu alıp büyütdü. Kırk yaşına gelince, akrabâlarını öğrenip, onların yanına gitdi. Kendisinden üç yaş büyük olan Hârûn ile buluşdu. Birgün, bir Mısrlı kâfirin [kıptînin], Benî-İsrâîlden birine işkence etdiğini gördü. Kurtarırken, kıptî öldü. Korkup, Medyen şehrine gitdi. Orada Şu�ayb aleyhisselâmın kızı ile evlendi. Ona, on sene hizmet etdi. Mısra dönmek için yola çıkdı. Yolda Tûr dağında, Allahü teâlâ ile konuşdu. Mısra gelip Fir�avnı dîne da�vet etdi, Benî İsrâîle serbestlik verilmesini istedi. Fir�avn kabûl etmedi. (Mûsâ büyük sihrbâzdır. Bizi aldatıp, memleketimizi elimizden almak istiyor) dedi. Yanındaki vezîrlere sordu. Onlar da, (Sihrbâzları topla, onu mağlûb etsinler) dediler. Sihrbâzlar geldiler. Mısr halkı önünde, ipleri yere atdılar. Her ip, yılan görünüp, Mûsâ aleyhisselâma doğru yürüdü. Mûsâ �aleyhisselâm� asâsını yere bırakdı. Büyük yılan oldu. İpleri yutdu. Sihrbâzlar şaşırdı. Îmân etdiler. Fir�avn kızdı. (O, sizin ustanız imiş. Ellerinizi, ayaklarınızı keseceğim. Hepinizi hurma dallarına asacağım) dedi. (Biz Mûsâya inandık. Onun Rabbine sığınıyoruz. Yalnız Onun afv ve merhametini isteriz) dediler. Kâfirlerin suları kan oldu. Kurbağa yağdı. Cild hastalıkları ve üç gün karanlık oldu. Fir�avn, bu mu�cizeleri görünce korkdu. İzn verdi. Mûsâ aleyhisselâm, Benî İsrâîl ile, Mısrdan çıkıp, Kudüse doğru giderken, Fir�avn pişmân oldu. Askerleri ile arkalarına düşdü. Süveyş körfezi açılıp, mü�minler karşıya geçdi. Fir�avn geçerken, deniz kapandı. Fir�avn askeri ile birlikde boğuldu. Benî İsrâîl, yolda öküze tapanları gördüler. (Biz de böyle tanrı isteriz) dediler. Mûsâ aleyhisselâm, (Allahdan başka ma�bûd yokdur. Allah sizi kurtardı) dedi. Sonra Tîh çölüne düşdüler. Yolu şaşırdılar. Aç ve susuz kaldılar. Gökden (Men) ve (Selva) inerdi. Bunları yirlerdi. Asâsı ile yere vurdu. Su çıkdı. Bundan içerlerdi. (Helva ile etden bıkdık. Bakla, soğan gibi şeyler isteriz) dediler. Mûsâ aleyhisselâmı gücendirdiler. Bunun için, kırk sene çölde kaldılar. Mûsâ �aleyhisselâm�, Hârûn �aleyhisselâm�ı vekîl bırakıp, Tûr dağına gitdi. Orada kırk gün ibâdet etdi. Allahü teâlânın kelâmını işitdi. (Tevrât) kitâbı kendisine indirildi. Tîh çölünde, Sâmirî adında bir münâfık, herkesdeki altınları, süs eşyâsını eritip, bunlardan bir buzağı yapdı. (Mûsânın ilâhı budur. Buna tapınız!) dedi. Tapmağa başladılar. Hârûn aleyhisselâmı dinlemediler. Mûsâ �aleyhisselâm� Tûrdan gelip bu hâli görünce çok kızdı. Sâmirîye la�net etdi. Kardeşinin sakalından tutup darıldı. Pişmân olup kendisine yalvardılar. (Tevrât)a göre ibâdet etmeğe başladılar. Mûsâ �aleyhisselâm� ümmeti ile Lût gölünün cenûb tarafına geldi. (Üc bin Unk) adında bir melik ile harb etdi. Şerî�a nehri şarkındaki yerleri ele geçirdi. Erîha şehri karşısındaki dağa çıkdı. Ken�ân ilini uzakdan gördü. Yerine Yûşa� aleyhisselâmı halîfe bırakıp, yüzyirmi [120] yaşında, orada vefât etdi. Erîha şehrini, sonra Kudüsü, Amâlika kâfirlerinden Yûşa� �aleyhisselâm� ele geçirdi. Yûşa� �aleyhisselâm�, Mûsâ aleyhisselâmın hemşîresinin oğludur. Yûsüf aleyhisselâmın soyundan olan (Nûn)un oğludur. Mısrda dünyâya gelmişdir. İstanbula geldiği ma�lûm değildir. Mûsâ aleyhisselâmdan yirmiyedi sene sonra, yüzyirmiyedi [127] yaşında vefât etdi. Kabri Nablüs şehrinde veyâ Halebe yakın Me�arre şehrinde veyâ İstanbuldadır. Hıristiyanlar buna Yeşû� diyor.
(Hadîka-tül-cevâmî�) de diyor ki: (İstanbulda, Beykoz tepelerinden birinde ziyâret edilmekde olan kabrin, Yûşa� Nebî olduğu söyleniyor ise de, târîhî bilgilere uygun değildir. Bir Velî veyâ havârîlerden birinin kabri olabilir. Böyle ise, yine kıymetlidir. Yûşa� Nebînin kabri olup olmadığını kesin olarak söylemek câiz değildir. Buradaki mescidi, 1169 [m. 1755] da üçüncü Osmân hânın sadr-ı a�zamı Muhammed Sa�îd pâşa yapdırdı. Mescidde sık sık mevlid okunur. Dinlemeğe akın akın gidilirdi. Çok toplanıldığından, üçüncü Selîm hân, fitneye sebeb olmamak için, burada meşâyıhın zikr yapmasını men� ve yalnız mevlid okunmasına izn verdi.)
Mûsâ aleyhisselâmdan sonra yine bozuldular. Yetmişbir fırkaya ayrıldılar. Tevrâtı değişdirdiler. (Talmud) denilen din kitâbı yazdılar ki, (Mişnâ) ve (Gamârâ) diye iki kısmdır. (Mîzân-ül-mevâzîn) kitâbı, yehûdîlerin ve hıristiyanların ellerindeki Tevrât ve İncîl dedikleri kitâbların Allah kelâmı olmadıklarını isbât etmekdedir. Kitâb fârisîdir. Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. İkiyüzelliyedinci sahîfesinde diyor ki, (Yehûdî i�tikâdına göre, Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma, Tûr dağında Tevrât kitâbını verdiği gibi, ba�zı ilmleri de ilhâm eylemiş. Mûsâ, bu ilmleri Hârûna, Yûşa�a ve El-Ye�âzâra bildirmiş. Bunlar da, sonra gelen peygamberlere ve nihâyet mukaddes Yehûdâya bildirmişler. Bu da, mîlâdın ikinci asrında, bu ilmleri, kırk senede, bir kitâb hâline getirmiş. Bu kitâba (Mişnâ) denilmiş. Mîlâdın üçüncü asrında Kudüsde ve altıncı asrında Bâbilde Mişnâya birer şerh yazılmış. Bu şerhlere (Gamârâ) denilmiş. Mişnâ ile iki Gamârâdan birini, bir kitâb hâline getirip, bu kitâba (Talmud) demişlerdir. Kudüs Gamârâsından meydâna gelen Talmuda (Kudüs Talmudu), Bâbil Gamârâsından meydâna gelene (Bâbil Talmudu) demişlerdir. Hıristiyanlar bu üç kitâba düşmandır. Bu düşmanlıklarının sebeblerinden birisi, Îsâ aleyhisselâmı asmak için hâzırladıkları çarmıhı taşıyan ve çarmıha gerilme hâdisesinde bulunan Şem�un, Mişnâyı rivâyet edenler arasındadır derler. Talmudda müslimânların inandığı şeyler de bulunduğu için, hıristiyanlar, müslimânları bu bakımdan da inkâr ediyorlar.) Yehûdîler kendi din adamlarına (Haham) derler. El-Ye�âzâr, Şuayb aleyhisselâmın oğlu idi. 22, 43, 64, 92, 99, 105, 356, 370, 372, 379, 389, 448, 452, 482, 488, 501, 522, 545, 693, 694, 695, 714, 715, 908, 913, 1034, 1044, 1082, 1101, 1105, 1106, 1110, 1126.
694 � MÛSÂ CÂRULLAH BEYKIYEF: Rusyada dinde reformcudur. Ehl-i sünnet düşmanıdır. (Fâideli Bilgiler)e bakınız!
695 � MÛS KÂZIM: Oniki imâmın yedincisidir. Ca�fer-i Sâdıkın oğlu, imâm-ı Alî Rızânın babasıdır. 128 [m. 745] de Medînede tevellüd ve 183 [m. 799] de Bağdâdda habshânede vefât etdi. Kâzimiyyededir. Mehdî, sonra Hârûn Reşîd kendisini Medîneden Bağdâda getirip habs etdiler. İsmâ�îliyye fırkası bunun imâmlığını inkâr etdi. 62, 455, 1061, 1084, 1162, 1175.
696 � MÜSEYLEME-TÜL KEZZÂB: Yemâmede, Peygamber olduğunu iddi�â eden bir yalancıdır. Önce îmâna gelmişdi. Mürted oldu. Ebû Bekr-i Sıddîkın �radıyallahü anh� hilâfetinin ikinci senesinde, Hâlid bin Velîdin askeri ile Yemâmede büyük muhârebe yapdı. Mürtedlerden yirmibin, müslimânlardan ikibin kişi öldü. Müseyleme askeri mağlûb oldu. Hazret-i Hamzanın �radıyallahü anh� kâtili olan Vahşî, hazret-i Hamzayı şehîd etmiş olduğu kılınc ile Müseylemeyi öldürdü. Hazret-i Ömerin büyük kardeşi Zeyd bin Hattâb bu muhârebede bayrak taşıyordu. Bu ve hatîb-i nebevî Sâbit bin Kays Ensârî ve Ebû Dücâne ve Ebû Huzeyfe-tebni Utbe ve üçyüzaltmış Muhâcir ve o kadar Ensâr ve binden fazla Tâbi�în şehîd oldu. Yetmişden ziyâdesi kurrâ hâfız idi. 423, 1090, 1091, 1187.
697 � MÜSLİM �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-Hüseyn Müslim bin Haccâc Kuşeyrî, Şâfi�îdir. Hadîs âlimlerinin en üstünlerindendir. 206 [m. 821] da Nîşâpûrda tevellüd, 261 [m. 875] de orada vefât etdi. (Sahîh-i Müslim) kitâbı, (Buhârî)den sonra, müslimânların en kıymetli temel kitâbıdır. İçinde yedibinikiyüzyetmişbeş [7275] hadîs vardır. Bu iki kitâba (Sahîhayn) denir. İmâm-ı Buhârî ile Nîşâpûrda buluşdu. 386, 423, 476.
698 � MUSTAFÂ ÂTIF: Defterdâr Mustafâ Âtıf efendi, İstanbulludur. [1104] de Vefâda kütübhâne yapdı. 1155 [m. 1742] senesinde vefât etdi.
699 � MUSTAFÂ BEKRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kutb-üd-dîn Mustafâ bin Kemâlüddîn 1099 [m. 1688] da Şâmda tevellüd, 1162 [m. 1749] de orada vefât etdi. Fıkhı Abdülganî Nablüsîden, tesavvufu Abdüllatîf-i Halvetîden aldı. Yazdığı kitâblar [222] yi aşmakdadır. (El-hikem-ül-ilâhiyye vel-mevârid-ül-behiyye) ve (El-vasıyyet-ül-celiyye) ve (Ber-ül-eskâm) kitâbları çok kıymetlidir. 458.
700 � MUSTAF HÂN-II: Sultân dördüncü Muhammedin oğlu, birinci Mahmûd ile sultân üçüncü Osmânın babalarıdır. 1074 [m. 1664] de tevellüd, 1115 [m. 1703] de vefât etdi. 1106 [1695] da halîfe oldu. Yeni Câmi� yanında, Turhân sultân türbesindedir. Babası da bu türbededir. Mustafâ hânın silâhdârı olan Çorlulu Alî pâşa tarafından tersâne içinde iki katlı bir câmi� yapılmışdır. Mihrâbı üstünde Kâ�be taşı yerleşdirilmişdir. İkinci Mustafâ hânın zevcesi Sâliha sultân, oğlu Birinci Mahmûd hân zemânında, Azabkapısı dâhilinde sebîl ve çeşme, hamâm, mekteb yapmış ve Arab câmi�ini tecdîd ve tevsî� eylemişdir. Ta�mîr târîhinin 1147 [m. 1734] olduğu, şâdırvânı etrâfındaki beytlerde yazılıdır. 347, 622, 1071, 1184, 1188, 1191.
701 � MUSTAFÂ HÂN-III: Sultân üçüncü Ahmedin oğlu, üçüncü Selîm hânın babasıdır. 1129 [m. 1717] da tevellüd, 1187 [m. 1774] de vefât etdi. 1171 [m. 1757] de halîfe oldu. Yapdırmış olduğu Lâleli câmi�inin yanındaki türbededir. Dört kerîmesi ile iki oğlu da buradadır. Fâtih câmi�ini yeniden yapdırdı. Çakmakçılar yokuşunda kendi adında bir câmi�i vardır. [1174] de Kâdî-köy İskele câmi�ini yapdırdı. 1177 [m. 1763] de Pâşabağçe İncirliköy câmi�ini yapdırdı. Üsküdârda Ayazma câmi�ini de 1174 [m. 1760] de yapdırmışdır. 1167, 1176, 1184.
702 � MUSTAFÂ KEMÂL PÂŞA: 1881 de Selânikde doğdu. Osmânlı ordusunda subay oldu. 1923 de Lozan antlaşması ile Osmânlı devletine son verip, Türkiye Cumhûriyyetini kurdu. 1934 de Atatürk soyadını aldı. 1938 de İstanbulda vefât etdi. Ankaradadır.
703 � MUSTAFÂ NÂİLÎ: Sultân Abdül�azîz hân zemânında sadr-ı a�zam [Baş vekîl] idi. Kabri Fâtih Câmi�i yanındadır.
704 � MUSTAFÂ REŞÎD PÂŞA: 1262 [m. 1846] da sadr-ı a�zam oldu. 1274 [m. 1857] de öldü. 1252 [m. 1836] de Londra sefîri iken mason oldu. Bir sene sonra hâriciye nâzırı oldu. İngilterenin Osmânlı sefîri lord Rading ile berâber hâzırladıkları (Tanzîmât fermânı)nı sultân Abdülmecîd hâna tasdîk etdirerek, Osmânlı türklerinin din, ahlâk, fen, teknikdeki muvâffakıyyetlerine büyük darbe indirdi. 26 Şa�bân 1255 [m. 1839] da Gülhâne meydânında okunan bu fermâna göre, birçok şehrlerde mason locaları açılarak, gençler dinsiz yetişdirilmeğe başlandı. Medreselerden fen dersleri kaldırılarak, din adamları câhil bırakıldı. İktisâd doktoru profesör Ömer Aksu, 22 Ocak 1989 târîhli Türkiye gazetesine verdiği beyânâtda, (Bizde batılılaşma hareketinin başlangıcı olarak, 1839 Tanzîmât fermânı gösterilir. Biz, batıdan almamız gereken şeyin teknoloji olduğunu, kültürün ise millî olması gerekdiğini görememişiz. Batılılaşma hareketine, hıristiyanlığı benimseme olarak bakmışız. İngilizlerle yapdığı ticâret anlaşması, sanâyileşmemize büyük darbe vurmuşdur) demekdedir. 1047.
705 � MUSTAFÂ SABRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin sonuncusu olan sultân Vahîdeddîn hân zemânındaki islâm âlimlerindendir. Tokad meb�ûsu idi. 4 Mart 1337 [m. 1919] de şeyh-ul-islâm oldu. Yedi ay sonra yerine Hayderî zâde İbrâhîm efendi geçdi. 31 Temmuz 1920 de ikinci def�a şeyh-ul-islâm olup, iki ay sonra yerine, son şeyh-ul-islâm olan Medenî Mehmed Nûrî efendi geçdi. Kayseri medresesinde Divrikli hâcı Emîn efendiden ders okudu. [1277] de Tokadda tevellüd, 1373 [m. 1954] de Mısrda vefât etdi. 1340 [m. 1922] senesinde, İstanbuldan Kâhireye hicret etdi. Orada yazdığı arabî eserleri ile, zemânının âlimlerini hayretde bırakdı. (Mevkıf-ül�akl) kitâbı dört cilddir. Burada Abduhun islâmı yıkmak için çalışdığını göstermekde, fikrlerini red etmekdedir. 399, 461, 485, 1072, 1122, 1193.
706 � MUTRİF BİN ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tâbi�îndendir. Çok takvâ sâhibi idi. Doksanbeş 95 [m. 714] senesinde vefât etdi. 694.
707 � NÂBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yûsüf Nâbî efendi Osmânlı şâ�irlerindendir. Urfalıdır. 1124 [m. 1712] senesinde vefât etdi. 44.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
708 � NÂMIK KEMÂL: Yenişehrli Mustafâ Âsım beğin oğlu, Râtıb bin Osmân pâşanın torunudur. İstanbulda doğmuş, 1306 [m. 1889] da Sakız adasında ölmüşdür. Anası Arnavuddur. Tanınmış masonlardandır. Bir yandan, ikinci Abdülhamîd hâna (Zemânımızın kutbu, asrımızın imâm-ı Rabbânîsi) diye mektûblar yazar ve Ziyâ pâşa gibi mesâî arkadaşlarını jurnal ederdi. Öte yandan da, halîfeyi kötüleyici yazılar yazıp hürriyyet kahramanı olmağa çalışırdı. Riyâkârca yazdığı mektûb ve jurnallarından birçoğu, İstanbulda başvekâlet arşivinde mevcûddur.
709 � NAPOLYON: Bonapart âilesinin birincisidir. 1182 [m. 1769] de Korsika adasında tevellüd, 1236 [m. 1821] da öldü. Ondokuz sene sonra kemikleri Fransaya götürüldü. General ve kumandan iken, kendinden kat kat fazla Avusturya ordularını mağlûb etdi. İngilizlere karşı gönderilmek istendi ise de, önce Hindistânın yolunu kesmek için Mısrı almak lâzım dedi ve 1212 [m. 1798] de Mısra geldi. Şâma da yürüdü. Sayda vâlîsi Cezzâr Ahmed pâşa Akkâ kal�asını kahramanca müdâfe�a edip, Napolyonun ordusu dağıldı, kaçdı. Ahmed pâşa Şâm vâlîsi yapıldı. 1219 da Şâmda vefât etdi. Napolyon, [m. 1804] de Fransız imperatörü oldu. [m. 1812] de Moskovaya kadar ilerledi. [m. 1814] de mağlûb olup hükûmetden çekildi. Tekrâr iş başına geldi ise de, Belçikada Vaterlo muhârebesini gayb edip, çekildi. Yerini oğlu ikinci Napolyona bırakdı. İngiliz harb gemisine sığındı. İngilizler, iyi karşılamadı. (Sent Halen) adasına habs etdiler. Orada öldü. 406, 460.
710 � NASREDDÎN HOCA: Latîfe sözleri ve hikâyeleri ile meşhûrdur. Akşehirde 683 [m. 1284] de vefât etdi. 1183.
711 � NECÂŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Habeş pâdişâhlarının hepsine (Necâşî) denir. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� zemânındaki Necâşînin adı Eshame idi. Nasrânî iken müslimân oldu. Cenâze nemâzını Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� Medînede kıldırdı. 380, 1186.
712 � NECMEDDÎN-İ GAZZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed Gazzî, Şâfi�î fıkh âlimlerindendir. [977] de tevellüd, 1061 [m. 1651] senesinde vefât etdi. 629, 635.
713 � NECMEDDÎN-İ KÜBRÂ: Ahmed bin Ömer, Hârezmlidir. Bir kimseye teveccüh edince, vilâyet derecesine yükselirdi. Amcası olan Ebû Necîb-i Sühreverdîden ve Mısrda şeyh Rûz-i Behân hazretlerinden feyz aldı. 539 [m. 1145] da tevellüd etdi. 618 [m. 1221] senesinde Hârezme Cengiz askeri tatârlar hücûm edince, talebelerine: (Memleketinize gidiniz! Şarkdan fitne ateşi geliyor. Her tarafı yakacakdır. İslâmiyyetde bu kadar fitne görülmemişdir) dedi. (Düâ buyursanız bu belâ müslimân memleketlerinden uzaklaşsın) dediler. Bu, (Kazâ-i mübremdir. Düâ bunu gideremez) buyurdu. Eshâbı Horâsâna gitdi. Kâfirler şehre girince cihâda çıkdı. Şehîd oldu. Kübreviyye veyâ Zehebiyye tarîkatinin reîsidir. 1163.
714 � NEMRÛD: Keldânî pâdişâhlarına denir. Birinci Nemrûd, Nûh aleyhisselâmın oğlu Hâm soyundandır. Bâbil şehrini yapdı. Heykellere tapardı. İbrâhîm aleyhisselâmı ateşe atdı. Sivri sineklerle öldü. 62, 356, 391, 850, 1118.
715 � NERON: Roma imperatörlerinin beşincisidir. Mîlâdın [37]. ci senesinde doğdu. [m. 68] de vatan hâini i�lân edildi. Mağarada saklanıp kama ile intihâr etdi. [m. 54] de üvey babası birinci Klavdiyos ölünce tahta çıkdı. Çok zulm yapardı. Tiyatrolarda oynardı. [m. 64] de, tiyatro piyesi hâzırlamak için Romanın büyük bir kısmını yakdı. Kendi annesini öldürdü. Etrâfına nâmûssuzları topladı. Zevcesini de öldürdü. Çok işkence yapdı. Çok adam öldürdü. 1108, 1161.
716 � NESÂÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdürrahmân Ahmed bin Alî, 215 [m. 829] de Horâsânda, Nesâ şehrinde tevellüd, 303 [m. 915] de Remle şehrinde vefât etdi. Hadîs âlimidir. (Sünen-i kebîr) ve (Sünen-i sagîr) adında iki hadîs kitâbı çok kıymetlidir. (Sünen-i sagîr) kütüb-i sittedendir. 424, 993.
717 � NESEFÎ ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülberekât Hâfızüddîn Abdüllah bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 710 [m. 1310] da Bağdâdda vefât etdi. (Vâfî) ve bunun şerhı (Kâfî) ve (Kenz-üd-dekâik) kitâbları ve (Medârik) tefsîri ile (Menâr) adında üsûl-i fıkh kitâbı meşhûrdur. Ömer Nesefînin (Manzûme)sini şerh edip, (Müstasfâ) adını vermişdir. (Umde-tül-akâid) kitâbı, William Courton tarafından 1259 [m. 1843] da Londrada basılmışdır. 229, 1067, 1093, 1115.
718 � NESEFÎ LÜTFULLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hanefîdir. (Hulâsa-i Gîdânî) fıkh kitâbı meşhûrdur. 750 [m. 1349] de vefât etmişdir.
719 � NESEFÎ ÖMER: Necm-üd-dîn Ebû Hafs Ömer bin Muhammed, Îrânın Fâris vilâyetinde, Nesef kasabasında 461 [m. 1068] de tevellüd, 537 [m. 1143] de Semerkandda vefât etdi. (Akâid-i Nesefî) kitâbı ve Teftâzânînin şerhi ve Abdül�azîz Ferhârî Hindînin bu şerhe yapdığı (Nebrâs) hâşiyesi çok kıymetlidir. Çeşidli şerhleri vardır. (Zahîre) fıkh kitâbı ve (Manzûme)si meşhûrdur. 48, 292, 747, 856.
720 � NESEFÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Meymûn bin Muhammed Nesefî, Hanefîdir. (Temhîd) akâid kitâbı meşhûrdur. Beşyüzsekiz 508 [m. 1114] senesinde vefât etmişdir. Ebû Şekür Muhammed Sülemînin (Temhîd)i başkadır.
721 � NESÎMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid İmâd-üddîn-i Nesîmî, şâir ve tesavvuf ehlinden idi. (Kâmûsül-a�lâm)da, Bağdâdın Nesim nâhiyesinde doğduğu yazılıdır. Sultân birinci Murâd-ı Hüdâvendigâr zemânında Bursaya geldi. Mısrdaki Çerkes sultânlarının elinde bulunan Haleb şehrinde yerleşdi. Orada iken, Vahdet-i vücûd serhoşluğundaki ba�zı yazıları ve sözleri, islâmiyyete uygun görülmiyerek, 820 [m. 1417] de i�dâm edildi. Mesnevî şârihlerinden sarı Abdüllah efendi, (Semerât-ül-füâd) kitâbında ve İsmâ�îl Hakkı efendi, (Rûh-ul-beyân) tefsîrinde, kendisinin Ehl-i sünnet ve ehl-i tarîk olduğunu yazmakdadırlar. (Müncid)de ve 990 da ölen, Tokatlı şâir Lutfullah efendinin türkçe (Tezkiret-üş-şu�arâ)sında, Nesîmînin hurûfî zındıklarından olduğu bildirilmekdedir. Alî Cânib beğ, (Edebiyyât) kitâbında diyor ki, (Bu türk şâiri hakkında en mevsûk ma�lûmâtı, kendi asrında yaşamış olan meşhûr âlim İbni Hacer-i Askalânî vermekdedir. İbni Hacere göre, seyyid Nesîmî Tebrîzlidir. Asl ismi şeyh Nesîmeddîndir. Hurûfîlik denilen yolun müessisi Fadlullah Esterâbâdînin talebesidir. Dîvânının en doğru olanı Bâyezîd kütübhânesindedir. Âzerî lehcesi ile yazmışdır.) Önce hurûfî olduğu, sonra tevbe etdiği anlaşılıyor. Sarı Abdüllah efendinin hâl tercemesi, (Mesnevî) şerhinin önsözünde yazılıdır. 504.
722 � NESLİ ŞÂH SULTÂN: 813. cü sırada Selîm hân I ismine bakınız!
723 � NESTORİUS: Hıristiyanlığın Nestûriyye fırkasını kurdu. Mîlâdın [428]. ci senesinde, Kostantîniyye patrîki oldu. [m. 421] senesinde, İstanbulda yapılan toplantıda, bunun kitâbı incelendi. Kabûl edildi. Buna göre, Allah birdir. Bunun vücûd, hayât ve ilm sıfatlarından, ilm uknûmu [kelime] Îsâya hulûl etmiş, ilâh olmuşdur. Meryem, ilâh anası değil, insan anasıdır. Îsâ, Allahın oğludur diyordu. Bu fikrleri, şark memleketlerinde yayıldı. [m. 431] senesinde, Efesus [Efes]de, dördüncü papas meclisi kurulup, Nestorius red ve tekfîr edildi. Mısra gitdi. [m. 439] da orada öldü.
724 � NESÛHÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Nesûh, Halvetî meşâyıhindendir. Kastamonili şeyh Şa�bân-i Velî torunlarındandır. Şa�bân-ı Velî silsilesinden Karabaş tecvîd sâhibi Alî efendinin halîfesidir. 1130 [m. 1717] Ramezânında vefât etdi. Üsküdârda, Doğancılarda, 1099 [m. 1687] senesinde Dördüncü Muhammed hânın dâmâdı Hasen pâşanın yapdırdığı câmi� yanında medfûndur. On cild tefsîri, Niyâzî Mısrî gazelinin şerhı ve çeşidli risâleleri vardır. 1087.
725 � NEŞ�ET EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hoca Süleymân Neş�et efendi, Osmânlı âlim ve şâ�irlerindendir. 1148 [m. 1735] de Edirnede tevellüd, 1222 [m. 1807] de İstanbulda vefât etdi. (Mesnevî) dersi verirdi. Mesnevînin iki beytine Molla Câmî tarafından yapılan fârisî manzum şerhı türkçeye terceme etmişdir. Bu şerh ve tercemesi, [1263] de basılmışdır. Dîvânı vardır. 732.
726 � NEVEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yahyâ bin Şeref Nevevî, büyük islâm âlimlerindendir. Şâfi�îdir. 631 [m. 1233] de tevellüd, 676 [m. 1277] da Şâmda vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Minhâc-üt-tâlibîn) fıkh kitâbı, Râfi�înin (El-muharrer)inin muhtasarıdır. Minhâcın çok şerhleri vardır. Sübkînin ve Süyûtînin ve ibni Hacer Mekkînin ve Celâlüddîn Mehallînin şerhleri ile Nevreddîn Alî bin Yahyâ Ziyâdînin Mehallî şerhine hâşiyesi meşhûrdur. (Ravda-tüt-tâlibîn), (Rıyâd-us-sâlihîn) ve (Hilye-tül-ebrâr) da denilen (Ezkâr) kitâbları çok kıymetlidir. 47, 113, 243, 248, 352, 415, 422, 434, 513, 632, 780, 782, 1035, 1064, 1071, 1072, 1092, 1144, 1162.
727 � NEWTON: İngiliz matematik ve fizikcisidir. 1052 [m. 1642] de tevellüd, 1140 [m. 1727] da vefât etdi. Yer çekimi kanûnunu buldu. Işık üzerinde de buluşları vardır. Bir gök dürbünü yapdı. 539, 545, 551, 1048.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
728 � NİŞÂNCI MUHAMMED PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Haleb kâdîsi pîr Ahmed efendinin oğludur. Üçüncü Murâd hânın nişancısı iken bindört 1004 [m. 1596] de vefât etdi. Fâtih ile Kara-gümrük arasında yapdırdığı Nişancı câmi�i yanındaki türbesindedir. Câmi�, harâb olmakda iken, 1380 [m. 1960] de başvekil Adnan Menderes tarafından temelden ta�mîr ve tezyîn edilmişdir.
729 � NİŞÂNCI ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed bin Muhammed bin Ramezân, Edirnede kâdî idi. [898] de tevellüd etdiğini (Mir�ât-i kâinât) kitâbında yazmışdır. 1031 [m. 1622] de Edirne yolunda vefât etdi. (Mir�ât-i kâinât) ve (Fetâvâ-i rûmiyye) ve başka eserleri vardır.
730 � NİYÂZÎ-İ MISRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyyenin meşhûrlarından, Halvetî meşâyıhindendir. Anadoluda Soğanlıda tevellüd, Mısrda tahsîl etdi. Bursada yaşadı. Midilliye nefy edildi. 1105 [m. 1693] de Limni adasında vefât etdi. Türkçe divânı çok yanık ve tatlı olup, birkaç kerre basılmışdır. Ba�zı yazarlar, bunun için, sonradan sapıtdı diyorlar. (Peygamberimiz Muhammed Mustafâ hepimizden üstündür. Âli güzel, Eshâbı çok temizdir) beytleri, sapık olmadığını göstermekdedir. İkiyüzikinci [202] sırada Cüneyd-i Bağdâdî ismine bakınız! 504, 651, 932, 1018, 1075, 1087.
731 � NİZÂMÜDDÎN EVLİYÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân-ül meşâyıh Evrenk-Âbâdîdir. Babası Buhârâdan Hindistâna gelip, Bedâyün kasabasında yerleşmişdir. Kendisi 633 de tevellüd, yediyüzyirmibeş 725 [m. 1325] de vefât etdi. Delhî civârında Gıyâspurda, Emîr Hüsrev Dehlevî türbesine yakın büyük türbesi ziyâret edilmekdedir. Yirmi yaşında iken Çeştiyye meşâyıhinden Ferîdeddîn-i Genc-i şekere intisâb ederek kemâle gelmişdir. (Ferâid-ül-fevâid) ve (Râhat-ül-muhibbîn) kitâbları vardır. Talebesinden Hasen Sencerînin yazdığı (Fevâid-ül-füâd) kitâbında hâl tercemesi uzun bildirilmişdir. Talebesinden M.Fahrüddîn, İmâm-ı a�zamın (Fıkh-ı ekber)inin Molla Alîyyül-kârî tarafından yapılan şerhini kısaltarak fârisî ve urdu dillerine terceme ederek (Akâid-i nizâmiyye) ismini vermiş, (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1993 de baskısı yapılmışdır. 721, 733, 767, 1129, 1171, 1177.
732 � NİZÂM-ÜL-MÜLK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâce Kıvâm-üd-dîn Ebû Alî Hasen bin Alî, Îrân Selçûkîlerinden Alb Arslanın ve oğlu Melikşâhın vezîridir. 408 [m. 1018] de Tus şehrinde tevellüd, 485 [m. 1092] de Nihâvendde Hasen Sabbâhın adamı tarafından şehîd edildi. Fıkh ve hadîs âlimi idi. Akl, tedbir ve adâleti ile devleti idâre etdi. Âlimlere, zâhidlere çok ihsân ederdi. Çok sayıda câmi�, medrese, hayrât yapdı. Bağdâdda (Medrese-i nizâmiyye) adında bir üniversite yapdı. İsfehânda da büyük mekteb yapdı. 1107, 1122, 1134.
733 � NİZÂR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın ondokuzuncu babasıdır. Nizâr, az demekdir. Dünyâya gelince, babası Me�add, bunun alnındaki nûru gördü. Çok sevinip, büyük bir ziyâfet vermişdi. Böyle oğul için, bu kadar ziyâfet az birşey demişdi. Bunun için oğlunun ismi Nizâr kaldı. Bu nûr, Âdem aleyhisselâmdan beri oğuldan oğula gelmiş, nihâyet, asl sâhibi olan Muhammed aleyhisselâmda kalmışdır. Böylece Adnân oğulları arasında, nûrlu bir soy vardır. Her asrda, bu soydan olan zât, alnındaki nûrdan belli olurdu. Bu zât hangi kabîlede ise, o kabîle şerefli olurdu. Nizâr oğulları arasında bu şeref, Mudar ve İlyâs kabîlesinde bulundu. Sonra Kureyş kabîlesinde kaldı. 387, 390, 1139.
734 � NÛH �aleyhisselâm�: İdrîs �aleyhisselâm� göke çıkarıldıkdan sonra, insanlar azdı. Doğru yoldan ayrıldı. Putlara ya�nî heykellere tapmağa başladılar. Cenâb-ı Hak, bunlara Nûh aleyhisselâmı gönderdi. O zemân, elli yaşında idi. Nice yıl, onları dîne da�vet etdi. Yalnız oğulları Sâm, Hâm, Yâfes ile az kimse îmân etdi. Çoğu kulak asmadı. Kendi oğlu Yâm, ya�nî Ken�ân bile îmân etmedi. Alay ve işkence etdiler. Onlara bed düâ etdi. Beşyüz yaşından sonra, gemi yapması emr olundu. Gemi bitince, tûfân oldu. Mü�minler ile gemiye bindi. Gemiye binenlerin seksen kişi olduğu ve geminin üç kat olduğu (Arâis-ül-mecâlis)de yazılıdır. Bu kitâb Mısrda basılmışdır. Her hayvandan da birer çift aldı. Oğlu Ken�ânı da gemiye çağırdı. Ben, dağa çıkar kurtulurum dedi. Bir dalga geldi. Oğlunu alıp boğdu. Sular dağları aşdı. İnsanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra, yağmurlar durdu. Sular çekildi. Gemi, Hakkârîde Cûdî dağına oturdu. İnsanlar, üç oğlundan üredi. Nûh aleyhisselâma ikinci Âdem �aleyhisselâm� denildi. Sâmdan arab, fars ve rum, Hâmdan Hindistân, Habeş ve Afrika halkı, Yâfesden de Asyalılar ve türkler meydâna geldi. Behreng buğâzından Amerikaya da geçip yerleşenler oldu. Nûh �aleyhisselâm�, bin yaşında vefât etdi. 26, 62, 81, 83, 106, 354, 356, 377, 379, 431, 482, 483, 488, 525, 1128, 1154, 1166, 1180, 1189.
735 � NÛH BİN MUSTAFÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Allâme Nûh efendi, Konyalıdır. Mısra gitdi. 1070 [m. 1659] de Kâhirede vefât etdi. 416, 1180.
736 � NÜZHET �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Me�ârif mektûbcusu idi. 1244 de İstanbulda tevellüd ve 1304 [m. 1886] de, Sivâsda vefât etdi. Hıristiyanlara cevâb olan (İzhâr-ul hak) kitâbının birinci kısmını türkceye terceme ederek (Îzâh-ul-hak) ismini vermişdir. 1161.
737 � OĞUZ HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Eski türkler, şark ve garb türkleri diye ikiye ayrılmışdı. Şark türkleri, beş, garb türkleri, onbeş kabîle idi. Uygurlar şark, Oğuz ve Kırgızlar da, garb türklerinden idi. Hicretden beşbin sene önce, Hind, Îrân ve Irâka yayılmışlardı.
Oğuz türkleri hicretden binüçyüz sene önce, Oğuz hânın kumandasında, Şâma kadar gelmişdi. İslâmiyyet yayılınca, Mâverâünnehr ve Buhârâ tarafları (Horâsân) emâretine verildi. Me�mûn halîfe tarafından buraya vâlî ta�yîn edilen Sâmân oğulları, sonra [261] de hükûmet kurdu. Merkezleri Buhârâ idi. Oğuz türkleri ve Selçuk türkleri, Abbâsî halîfesi Mutî� zemânında [334] de müslimân oldu. Oğuzların en kıymetlisi, Kayı hânın kabîlesi idi. Bunun torunlarından Süleymân şâh, Cengiz zemânında Anadolu tarafına gelip, 626 [m. 1229] senesinde Fıratda boğuldu. Dört oğlu kaldı. Bunlardan Ertuğrul beğ, Cengizlerden uzaklaşmak için, kabîlesi ile Sivâs tarafına geldi. Bir tatâr ordusu ile, Selçuk sultânı Alâ�üddîn harb ediyordu. Selçuklulara yardım etdi. Sultân, Ertuğrul beğin Kayı hân kabîlesini Ankara civârına yerleşdirdi. Sonra, beşyüz kişi ile Söğüde yerleşdi. 680 [m. 1281] senesinde vefât etdi. Üç oğlundan küçüğü olan Osmân beğ, babası yerine emîr seçildi. 699 [m. 1299] da Osmânlı devletini kurdu. 533.
738 � OSMÂN AĞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân Ahmed hân-ı evvelin bâb-üs-seâde ağası idi. Binyirmibir 1021 [m. 1612] senesinde Kadıköyünde Osmân ağa câmi�ini yapdı. Bunun yerinde kadı Muhammed efendi câmi�i vardı. Bunun için oraya Kadı-köyü denilmişdir.
739 � OSMÂN BEDREDDÎN: Seyyid Selmân efendinin oğludur. 1274 [m. 1857] de Erzurumda tevellüd, 1340 [m. 1922] da Harputda vefât etdi. 1293 [m. 1875] de Karsda üçüncü tabur imâmı oldu. O yıllarda seyyid Tâhânın oğlu ve halîfesi seyyid Ubeydüllah ile ve mevlânâ Hâlidin halîfelerinden Kufrevî şeyh Muhammed ve Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddînin ve Erzincanlı Terzi baba demekle meşhûr Vehbî Hayyâtın talebelerinden hâcı Fehmi efendilerle sohbet eyledi. 1297 [m. 1879] de Palu kasabasında yirmisekizinci alayın üçüncü tabur imâmı iken seyyid Mahmûd-i Sâminî ile mülâkî oldu. Sâminî, sekizinci müceddid demekdir. Onsekiz günde icâzet aldı. 1325 [m. 1906] de emekli olunca, Harputda birçok zevâtı sülûk ile, bir kısmını da yalnız sohbet ile cehâletden kurtardı. İkiyüzbine yakın teşnedilân, çeşme-i feyzinden sîrâb olmuşdur. 1327 [m. 1908] de Hicâz seferinde, Şâm, Mekke ve Medîne âlimlerinin ta�zîm ve tekrîmlerine mazhar olmuşdur. (Gülzâr-ı Sâminî) adındaki mektûbâtı ve (Gülbün-i irşâd) ve (Mecâlis-i sâminiyye) adındaki beş cild kasîdeleri vardır. Beyâz fes üzerine beyâz sarık sarardı. Oğulları Nûreddîn ve Ziyâeddîn Uz birer cevher idi. 639, 1132.
740 � OSMÂN BİN AFFÂN �radıyallahü anh�: Ebul�âs bin Ümeyye bin Abd-i Şems bin Abd-i Menâf torunudur. Aşere-i mübeşşeredendir. Üçüncü halîfedir. Resûlullahın iki kızını aldığı için (Zinnûreyn) denir. Önce müslimân olanların beşincisidir. Zevcesi Rukayye �radıyallahü anhâ� ile iki kerre Habeşistâna ve sonra Medîne-i münevvereye hicret etdi. Çok zengin tüccâr idi. Bütün malını, dîn-i islâm için sarf etdi. Hilm ve hayâ ile meşhûrdur. Hicretin yirmidördüncü [24] sene başı olan Muharremin birinci günü halîfe seçildi. Kıbrıs adasının ilk fâtihidir. [35]. ci senenin Zil-hicce ayında, Kur�ân-ı kerîm okurken şehîd edildi. Mubarek kanı bulunan Kur�ân-ı kerîm için, 388. ci sahîfeye bakınız! Hadîs-i şerîflerle medh-u senâ edilmişdir. Orta boylu, gür sakallı, sarışın güzel yüzlü, doğan burunlu idi. Sallanan dişlerini altın tel ile sardırmışdı. Bedr gazâsından başka her gazâda bulundu. Bedrin fazîletine de dâhil edildi. Nemâzda bir rek�atde bütün Kur�ân-ı kerîmi okuyan dört kimseden biridir. Çok okumakdan iki mushaf eskitdi. Hazret-i Ebû Bekrin topladığı bir Kur�ân-ı kerîmden altı nüsha dahâ yazdırıp, altı vilâyete gönderdi. 44, 47, 59, 60, 114, 204, 242, 261, 350, 376, 380, 381, 388, 440, 510, 511, 621, 628, 717, 738, 752, 772, 790, 802, 1012, 1014, 1066, 1072, 1085, 1092, 1105, 1112, 1117, 1135, 1138, 1142, 1162, 1163, 1165, 1168, 1186, 1187.
741 � OSMÂN GÂZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân birinci Osmân hân, Ertuğrul beğin oğlu ve Süleymân şâhın torunudur. Süleymân şâh, Cengiz fitnesinde Ahlat taraflarına yerleşmişdi. Osmân hân, Osmânlı devletinin kurucusudur. 656 [m. 1257] da Söğüdde tevellüd, 726 [m. 1326] da Söğüdde vefât etdi. Bursadadır. 680 [m. 1281] de babası Ertuğrul beğ vefât edince yerine geçdi. İnegölü, Karacahisârı rumlardan aldı. 699 [m. 1299] da Konyadaki Selçûk sultânı üçüncü Alâüddîn Keykûbâd, Gazân hâna esîr olunca, Yenişehrde Osmânlı devletini kurdu. Cesûr, zekî ve tam bir müslimân idi. Çok cömerd idi. Şeyh Edebâlî hazretlerinin kızı ile teehhül edip, bundan Alâüddîn pâşa oldu. Ömer beğin kızı Bâlâ hâtundan da sultân Orhân oldu. Konya Selçûkî sultânı Alâüddîn şâhın altıyüzseksensekiz [688] senesinde sultân Osmâna gönderdiği takdîr ve iltifât ve nasîhatlerle dolu uzun mektûbu ve sultân Osmânın edeb ve nezâket dolu cevâbı, (Mir�ât-i kâinât) kitâbında yazılıdır. Ömrü, rum kâfirleri ile savaşmakla ve islâmiyyeti yaymakla geçdi. Müslimânları râhata, huzûra kavuşdurmak için çalışdı. Vefât edeceği zemân, oğlu Orhân beğe gönderdiği vasıyyetnâmesi, islâmiyyete olan sevgi ve saygısını ve türk milletinin râhat ve huzûrunu düşündüğünü ve insan haklarına olan gönülden bağlılığını açıkça bildirmekdedir. Vasıyyetnâmenin özü şöyledir:
(Allahü teâlânın emrlerine muhâlif bir iş işlemiyesin! Bilmediğini islâm ulemâsından sorup anlıyasın! İyice bilmeyince bir işe başlamıyasın! Sana itâ�at edenleri hoş tutasın! Askerine in�âmı, ihsânı eksik etmiyesin ki, insan ihsânın kulcağızıdır. Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir. Ve Allah için cihâdı terk etmiyerek beni şâd et! Ulemâya ri�âyet eyle ki, ahkâm-ı islâmiyye işleri nizâm bulsun! Nerede bir ilm ehli duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm göster! Askerine ve malına gurûr getirip, islâmiyyet ehlinden uzaklaşma! Bizim mesleğimiz Allah yoludur ve maksadımız Allahın dînini yaymakdır. Yoksa, kuru gavga ve cihângirlik da�vâsı değildir. Sana da bunlar yaraşır. Dâimâ herkese ihsânda bulun! Memleket işlerini noksânsız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet ediyorum.) Osmânlı sultânları, bu vasıyyetnâmeye cândan sarılmış, devletin altıyüz sene hiç değişmiyen anayasası olmuşdur. 532.
742 � OSMÂN HÂN-III: İslâm halîfelerinin doksanıncısı ve Osmânlı pâdişâhlarının yirmibeşincisidir. Binyüzaltmışsekiz 1168 [m. 1754] de cülûs etdi. Binyüzyetmişbirde 1171 [m. 1757] vefât etdi. Yeni câmi� yanında, Turhân sultân türbesindedir. Kardeşi birinci Mahmûd hân da buradadır. 1169 [m. 1755] da Üsküdârda (İhsâniyye câmi�i) ile (İhsâniyye mescidi)ni ve aynı senede İstanbulda (Nûr-i Osmâniyye) câmi�ini yapdırmışdır. Bu câmi�i, kardeşi birinci Mahmûd hân yapdırmağa başlamışdı. Vâlidesi Şâhsuvâr sultân, câmi� yanındaki türbededir. 666, 1152, 1153, 1184.
743 � OSMÂN HOPAVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Hasendir. 1241 [m. 1825] de vefât etdi. (Dürre-tün-nâsıhîn) tefsîri ve hadîs kitâbları vardır. 419, 732.
744 � OSMÂN KARABIYIK: Hüseyn Hilmi Işıkın talebesi ve Hakîkat Kitâbevinin müdîridir. İslâm kitâblarının basılması ve yayılmasına çok hizmet etmişdir.
745 � OSMÂNLI SULTÂNLARI �rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma�în�: Osmânlı devleti 699 [m. 1299] da kuruldu. Dîn-i islâm ile idâre edildi. Osmânlı sultânları 923 [m. 1517] den i�tibâren bütün müslimânların halîfeleri oldular. Her işlerinde islâmiyyete uydular. Altıyüzyirmiüç sene islâmiyyete hizmet etdiler. Ehl-i sünnet olup, hanefî mezhebinde idiler. Üçüncü kısm, 65. ci maddenin sonuna bakınız! İslâmiyyeti yaymak ve müslimânları korumak için kâfirlerle cihâd yapdılar. İslâmiyyeti bozmak, müslimânları bölmek için saldıran mezhebsizleri terbiye etmek için çok uğraşdılar. Âlûsî (Gâliyye)nin doksanbeşinci sahîfesinde diyor ki, (Yeryüzünü sâlih kullarıma mîrâs bırakırım) meâlindeki âyet-i kerîmenin Osmânlı sultânlarını övdüğünü Abdülganî Nablûsî bildirmekdedir. (Burhân) kitâbı da bunu yazmakdadır. 940 [m. 1534] da Hindistân sâhillerine gitdiler. Masonların ve İngilizlerin oyunları ile 1326 [m. 1908] da halîfelerin salâhiyyetleri sınırlandı. 1340 [m. 1922] da Devlete ve 3 Mart 1342 [m. 1924] de hilâfete son verildi. Azgın islâm düşmanlarından İngiliz câsûsu Lawrence�in bu işlerde çok te�sîri oldu. Osmânlı toprakları üzerinde kurulan küçük arab devletleri, Avrupalıların kontrolu altında kaldı. İkinci cihân harbinden sonra da, başlarına geçen din câhili devlet adamları, islâmiyyeti içerden yıkdılar. Doktor Muhammed Harb tarafından 1413 h. [m. 1991]de Şamda üçüncü baskısı yapılan arabî (Müzekkiratü sultân Abdülhamîd) kitâbında Osmânlı devletinin yıkılması ve islâmiyyetin yok edilmesi için, ingilizlerin hîleleri ve askerî hücûmları uzun yazılıdır. 350, 441, 460, 532, 621, 802.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
746 � ÖMER BİN ABDÜL�AZÎZ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mervân bin Hakemin torunudur. Emevî halîfelerinin sekizincisidir. Annesi, Ömer bin Hattâbın oğlu Âsımın kızıdır. [60] senesinde Medînede tevellüd, 101 [m. 720] senesinde zehrlenerek şehîd edildi. [99] da halîfe oldu. Amcası olan halîfe Abdülmelikin dâmâdı idi. Adâletde ikinci Ömer idi. Hazret-i Mu�âviyeden sonra hutbelerde, Ehl-i beyte la�net edilmeğe başlanmışdı. Bu kötü âdeti kaldırdı. Beyâz, ince ve nâzik yüzlü, za�îf, güzel sakallı, sevimli bir zât idi. İmâmlığı, Resûlullah efendimize çok benzerdi. Malatyayı rumlardan, yüzbin esîr karşılığı satın aldı. 120, 350, 465, 512, 513, 609, 738, 988.
747 � ÖMER BİN ALÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İbni Mülkın Sirâcüddîn Ebû Hafs Mısrî, Şâfi�î hadîs ve fıkh âlimlerindendir. [723] de tevellüd, 804 [m. 1401] senesinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı.
748 � ÖMER BİN FÂRID �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tesavvuf büyüklerinden ve Resûlullahın âşıklarındandır. Benî-Sa�d kabîlesindendir. 576 [m. 1180] da Mısrda tevellüd, 636 [m. 1238] da orada vefât etdi. (Kurâfe)dedir. Onbeş sene Hicâzda kaldı. (Hamriyye) ve (Tâiyye) kasîdeleri çok makbûldür. (Tâiyye)sinde din bilgilerinin hakîkatini ve Evliyânın zevklerini toplamışdır. Böyle olgun kasîde yazmak başkasına nasîb olmamışdır. Yediyüzelli beyt kadardır. 497.
749 � ÖMER BİN HATTÂB �radıyallahü anh�: Resûlullahın ikinci halîfesidir. Aşere-i mübeşşeredendir. Hicret-i Nebeviyyede kırk yaşında idi. Kureyşin eşrâfından idi. Önce, islâma düşman oldu. Bi�setin altıncı yılında, kırkıncı veyâ kırkbeşinci olarak îmâna geldi. Bununla müslimânlar çok kuvvetlendi. Silâhlı olarak, açıkca hicret etdi. Resûlullahın gelmekde olduğunu Medînedeki müslimânlara müjdeledi. Bütün gazâlarda bulundu. Çok kahramânlık gösterdi. Fârûk adını aldı. Ebû Bekri halîfe yaparak, karışıklık çıkmasını önledi. Onüçüncü yılın Cemâzil�âhır ayı yirmisekizinci Salı günü halîfe seçildi. Çok memleket aldı. İslâmın adâletini bütün dünyâya tanıtdı. Yirmiüçüncü [23] senenin son ayında, câmi�de sabâh nemâzına durunca, Mugîre bin Şu�benin kölesi Ebû Lü�lü Fîruz kâfiri tarafından bıçakla, karnından yaralanıp yirmidört sâat sonra vefât etdi. Resûlullahın yanına defn edildi. Oğluna, islâmiyyetin emr etdiği kadar değnek vurulmasını emr etdi. Eshâb-ı kirâm yalvardığı hâlde, bir değnek az vurulmasına izn vermedi. Dayakdan oğlu bayıldı. Çok üzüldü ise de, pişmân olmadı. Çok hadîs-i şerîf ile medh edildi. Bunların çoğunu hazret-i Alî haber vermişdir. İri yarı, buğday renkli, uzun boylu, gözleri kızıl, bıyıklarının ucu sarı idi. Üzüntülü veyâ düşünceli olunca uclarını bükerdi. Sakalı ve bıyıkları sık idi. Yanaklarının üzerinde az idi. Sol elini, sağ eli gibi iyi kullanırdı. Eğere dokunmadan ata binerdi. Çok heybetli, yüreği çok kuvvetli idi. Edebinden, hayâsından, Resûlullahın huzûrunda o kadar yavaş konuşurdu ki, (Yüksek söyle yâ Ömer! İşitmiyorum) buyurulurdu. Resûlullahın kayın pederi idi. Hazret-i Alînin dâmâdı idi. Benî-Adiy kabîlesi büyüklerinden olup, soyu Hattâb bin Nüfeyl bin Abdül�uzza bin Rebâh bin Abdüllah bin Kurat bin Rezâh bin Adiy bin Kâ�bdır. 21, 28, 44, 45, 59, 60, 71, 108, 109, 114, 204, 235, 249, 252, 259, 263, 347, 349, 350, 379, 380, 381, 388, 442, 447, 448, 450, 452, 457, 471, 473, 478, 497, 498, 505, 506, 507, 508, 509, 510, 511, 516, 532, 578, 583, 584, 595, 607, 608, 609, 610, 616, 621, 645, 687, 696, 698, 699, 717, 719, 729, 738, 752, 788, 801, 802, 848, 885, 909, 913, 920, 923, 952, 993, 1014, 1065, 1068, 1092, 1094, 1096, 1100, 1104, 1118, 1126, 1129, 1138, 1139, 1147, 1152, 1165, 1168, 1169, 1176, 1180, 1186, 1189, 1195, 1197.
750 � ÖMER FEHMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Ömer Fehmî bin Hasen 1292 [m. 1875] de (İzhâr-ül-hak) ikinci kısmını terceme ederek, (İbrâz-ül-hak) ismini vermişdir. 1161.
751 � ÖMER RIZÂ: Şâ�ir Muhammed Âkifin dâmâdıdır. 1310 [m. 1893] da Kâhirede tevellüd, 1371 [m. 1952] de İstanbulda vefât etdi. Edirne-kapıdadır. Câmi�ulezherde okudu. Muhammed Abduhun reformcu fikrlerine saplandı. Muhammed Alî ismindeki bir Kadyânînin ingilizce tefsîrini türkçeye terceme ederek (Tanrı buyruğu) ismini verdi. Burada, Îsâ aleyhisselâmın babası vardır demekde ve Nahl sûresinin altmışsekizinci âyetine verdiği ma�nâ da küfre sebeb olmakdadır. İngilizceden çevirdiği (Asr-ı se�âdet târîhi) de, onun gibi düşünen bir zümre tarafından halkın önüne sürülmekdedir. 468, 499, 887, 1088.
� PÂNİ-PÜTÎ: Senâüllah ismine bakınız!
752 � PASKAL: Fransız fizikcisidir. 1032 [m. 1623] de tevellüd, 1072 [m. 1662] de vefât etdi. Papas idi. Fizikde sıvıların basınc kanûnu ile ve geometride bilhâssa koniler üzerindeki buluşları ile meşhûrdur. Dahâ onsekiz yaşında iken bir hesâb makinesi yapmışdır. Dînî düşünceleri fransız papasları ve papa tarafından kabûl edilmemişdir. Hıristiyanlık dîni, ilm ve fen adamlarını kabûl etmemekdedir. 27.
753 � PASTÖR: Fransız kimyâgeridir. 1237 [m. 1822] de tevellüd, 1312 [m. 1895] de vefât etdi. Bulaşıcı hastalıklar, mikroblar ve aşılar üzerine keşfleri vardır. Cenâzesinin hıristiyan merâsimi ile kaldırılmasını vasıyyet etmişdir. 27, 704.
754 � PAULUS: Bolüs adında bir yehûdî idi. Fransızlar (Saint Paul) derler. Mîlâdın ikinci yılında Tarsusda doğdu. Îsevî görünüp, kendini din âlimi tanıtdı. Îsâ aleyhisselâmdan sonra ilk işi, semâdan inen İncîli yok etdirmek oldu. Îsâ, Allahın oğludur dedi. Şerâbı ve domuzu halâl etdi. Kıblelerini Kâ�beden şarka, güneşin doğduğu tarafa döndürdü. Allahın kendisi birdir. Sıfatları üç dürlüdür dedi. Bu sıfatlara (Uknûm) dedi. Dönme yehûdînin bu sözleri ilk yazılan dört (İncîl)e, bilhâssa Lukanın İncîline karışdı. Havârîlerden olan Barnabas, bunun yalanlarına aldanmadı. Îsâ aleyhisselâmdan gördüklerini ve işitdiklerini doğru olarak yazdı. Fekat bozuk dört İncîle aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz yetmişiki fırka hâsıl oldu. Paulusün düşmanlığı anlaşılarak Kudüsde iki kerre habs edildi. Sonra Romaya götürüldü. Mîlâdın altmışyedinci [67] senesinde Neron tarafından orada başı kesildi. Kemikleri, Sen Piyer kilisesindedir. Hazîranın yirmidokuzunda yortusu yapılır. 42, 1079, 1083, 1122, 1130.
755 � PETRUS: Sen Piyer de denir. Eski ismi Şem�ûn idi. Havârîlerdendir. Andriyasın kardeşidir. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada (Havârîler) ismine bakınız! 1108, 1133.
756 � PEZDEVÎ: Üçyüzonyedinci [317] sırada Fahr-ul-islâm ismine bakınız!
757 � PİSAGOR: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (İşrâkıyyun) denir.
758 � RÂBİ�A-İ ADVİYYE �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Babası İsmâ�îldir. Zühd ve salâh ile meşhûr bir hâtundur. Basralıdır. Süfyân-ı Sevrî ve Hasen-i Basrî, Râbi�adan feyz alırlardı. 135 [m. 752] de Kudüs civârında vefât etdi. 212.
759 � RÂFİ�Î: Yirmiikinci [22] sırada Abdülkerîm-i Râfi�î ismine bakınız!
760 � RAHMETULLAH EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Rahmetullah bin Halîl-ür-rahmân Hindî, Hanefî fıkh âlimidir. Delhîde yetişdi. Abdül�azîz hân kendisini İstanbula da�vet etdi. Madalya verdi. Ma�âş bağladı. Hıristiyanlara bir reddiye yazmasını istedi. İstanbulda, arabca (İzhâr-ül-hak) kitâbını yazdı. Kitâb dört cilddir. Mekke baskısı pek nefîsdir. Londradan Hindistâna gelen protestân papazları ile yapdığı mücâdelesini ve onları kaçırdığı yazılıdır. Kitâbı Sultân Abdül�azîz Hân için yazmışdır. İngiliz gazeteleri, (Bu kitâb yayılırsa, hıristiyanlık mahv olur) yazmışlardır. Nüzhet efendi bunun birinci kısmını, Ömer Fehmî efendi de ikinci kısmını türkceye terceme etdi. Delhîde hıristiyan papasları ile mücâdele edip, hepsini mağlûb etdi. Bu mücâdeleleri (Beyân-ül-hak) kitâbında ve türkce tercemesinde yazılıdır. 1306 [m. 1889] da 75 yaşında iken Mekkede vefât etdi. 389.
761 � RÂKIM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mustafâ Râkım efendi, meşhûr hattâtlardandır. Yedi-kulelinin talebesidir. 1181 [m. 1767] de vefât etmişdir. Merkez efendidedir. Yüz kadar Mıshaf-ı şerîf yazdı.
762 � RÂKIM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Meşhûr hattâtdır. Anadolu kâdı-askeri idi. 1242 [m. 1826] de vefât etdi. Kara-gümrükde Zincirli kuyu civârındadır. Mezâr taşındaki yazı kendisinindir.
763 � RÂSİM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Eğri kapılı Muhammed Râsim efendi, hattât ve şâ�irdir. 1099 da İstanbulda tevellüd, 1185 [m. 1771] de vefât etmişdir. Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi olan Tatâr Ahmed efendiden feyz almışdır. Nûr-i Osmâniyye câmi�i şerîfi orta kapı hâricindeki âyet-i kerîmeler bunun yazısıdır. Câmi�in târîhini gösteren (Humâyûn ola bu nev�u câmi�i sultân Osmânın) beytini de bu yazmışdır. Kabri İğri kapı hâricinde, kapıya karşı parmaklık içindeki Eshâb-ı kirâmdan Abdüs-Sâdık Âmir bin Ubâdenin ayak tarafındadır.
764 � RAT: Fransız müsteşriki olup, kıymetli islâm kitâblarını fransızcaya terceme etmişdir. 1142.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
765 � REBÎ� BİN HAYSEM �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Zühd ve takvâsı ile meşhûrdur. 68 [m. 687] de Tus şehrinde vefât etdi. 633, 692.
766 � REMLÎ HANEFÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dörtyüzüçüncü [403] sırada Hayreddîn-i Remlî ismine bakınız! 825.
767 � REMLÎ ŞÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Hüseyn Şihâbüddîn-i Remlî, Şâfi�î olup, 753 de tevellüd, 844 [m. 1440] de vefât etmişdir.
768 � REMLÎ ŞÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Ahmed Şihâbüddîn-i Remlî, şâfi�î âlimlerinden olup, 973 [m. 1565] de vefât etmişdir.
769 � REMLÎ ŞEMSÜDDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Allâme Şemseddîn Muhammed bin Ahmed bin Ahmed Menûfî, 919 da tevellüd ve 1004 [m. 1596] de vefât etmişdir. Çok eser yazmış ve babasının fetvâlarını toplamışdır. Bu fetvâlar, İbni Hacerin (Fetâvâ-yı kübrâ)sı kenarında Mısrda 1357 de basılmışdır. Nevevînin (Minhâc)ını da şerh etmişdir. 223, 323.
770 � REŞÎD PÂŞA: Şerîf Ahmed Reşîd bin seyyid Nu�mân Fikri, Mûsul vâlîsi idi. Tekaüd olunca, 1325 [m. 1907] de (Rûh-ul-Mecelle) kitâbını, sekiz cild olarak, İstanbulda, bir senede yazmış, bu ve (Dîn-i mübîn-i islâm) kitâbı basılmışdır. 367, 816, 823.
771 � REŞÎD RIZÂ: Muhammed Reşîd Rızâ, 1281 [m. 1865] de Lübnânda Kalemun kasabasında tevellüd ve 1354 [m. 1935] de vefât etdi. Muhammed Abduhun talebesi olduğu (Müncid)de de yazılıdır. Hocasının dinde reformcu fikrlerini yaymak için Mısrda (El-Menâr) mecmû�asını çıkardı. (Elda�vetü vel-irşâd) medresesinde hocalık yapdı. (El-muhâverât) kitâbında, Ehl-i sünnet mezhebine ve fıkh kitâblarına saldırdı. Diyânet işleri reîslerinden Hamdi Akseki bu kitâbı türkçeye çevirmişdir. (Fâideli Bilgiler) kitâbında, buna cevâb verilmişdir. 310, 1105, 1117.
772 � RIZÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Alî Rızâ, oniki imâmın sekizincisidir. İmâm-ı Mûsâ Kâzımın oğlu ve Muhammed Cevâd Takînin babasıdır. 153 [m. 770] de Medînede tevellüd ve 203 [m. 818] de Tus, ya�nî Meşhedde vefât etdi. Nemâzını halîfe kıldırdı. Me�mûn halîfe, İmâm hazretlerini çok sever ve sayardı. İmâmı dâmâd yapdı. Yerine halîfe olmasını emr ve i�lân edip, paralara ismini yazdı. Bayrağı ve asker elbisesini siyâh yerine yeşil yapdı. Fekat, İmâm önce vefât etdi. Bâyezîd-i Bistâmî, İmâmın sohbeti ile şereflendi. 62, 992, 1061, 1081, 1087, 1133, 1143, 1152.
773 � RİŞLİÖ: Fransada onüçüncü Louisnin başvekîli idi. 993 [m. 1585] de tevellüd, 1052 [m. 1642] de vefât etdi. Papas idi. Kardinal olmuşdu. Protestan düşmanı idi. Çok kurnaz ve zâlim idi. 27.
774 � RUKAYYE �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın kızıdır. Otuzüç yaşında iken tevellüd eyledi. Çok güzel idi. Ebû Lehebin oğlu Utbeye nikâh edildi. (Tebbet yedâ) sûresi gelince Utbe, düğünden önce boşadı. Vahy gelerek hazret-i Osmâna nikâh edildi. Birlikde iki kerre Habeşistâna hicret etdiler. Yirmiiki yaşında iken, Bedr gazâsında hasta oldu. Hazret-i Osmâna Bedre gelmeyip zevcesine hizmet etmesi emr olundu. Bedr zaferinin müjdesi Medîneye geldiği gün defn olundu. 1158, 1186.
775 � RUTHERFORD: 1288 [m. 1871] de Yeni Zelândada tevellüd, 1356 [m. 1937] de vefât etdi. Fizikcidir. Radio-aktif şu�âların üç çeşid olduğunu buldu. Atomun yapısını keşf etdi. Gazların ionisation teorisini kurdu. 1326 [m. 1908] da Nobel mükâfâtını aldı. 549, 550.
776 � RUZBEHÂN-I BAKLÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Ebû Muhammed Şîrâzî, Kübrevîyye meşâyıhindendir. Necmüddîn-i Kübrânın mürşididir. Ebû Necîb-i Sühreverdînin halîfesi olan Ammâr Yâserin halîfesidir. Altıyüzaltı 606 [m. 1209] târîhinde Şîrâzda vefât etdi. (Tefsîr-i arâyis), (Kitâb-ül envâr) ve (Şerh-ul-şathiyyât) kitâbları vardır. 765, 1154.
777 � RÜKNEDDÎN-İ ÇEŞTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânînin �kuddise sirruh� babası olan Abdül-Ehadın üstâdıdır. Şeyh Abdül-kuddüsün ikinci oğlu ve halîfesidir. Tesavvufun ve islâmiyyetin esrârını bildiren (Merec-ül-bahreyn) kitâbı ve (Mektûbât)ı çok kıymetlidir. 983 [m. 1575] senesinde vefât etdi. Hindistânda babasının yanındadır. 93, 1060, 1064.
778 � RÜKNEDDÎN-İ HÂFÎ: (Mesmû�at) 99.cu sahîfesinde ismi geçmekdedir. 99.cu sırada Alaüddevle ismine bakınız!
779 � SÂBİT BİN KAYS �radıyallahü anh�: Ensâr-ı kirâmdandır. Resûlullahın hatîbi idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hazret-i Ebû Bekr zemânında, Arabistânın ortasındaki Yemâme cenginde şehîd oldu. 644, 1013, 1152.
780 � SA�D BİN EBÎ VAKKÂS �radıyallahü anh�: Mâlik bin Übeyd bin Abd-i Menâf bin Kâ�b bin Zühre bin Hakîm bin Mürre torunudur. İlk müslimân olanların yedincisidir. Cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Onyedi yaşında müslimân oldu. Mekkede nemâz kılarlarken, alay eden kâfirin başına deve kemiği atarak ilk kâfir kanı akıtan bu oldu. Bütün gazâlarda bulundu. Düşmana ilk ok atan budur. Îrânı alan, Kadsiye zaferini kazanan ordunun başkumandanı idi. Sonra Irâk vâlîsi oldu. Hazret-i Osmân zemânında Kûfe vâlîsi oldu. Deve ve Sıffîn muhârebelerine karışmadı. Ellibeş 55 [m. 675] senesinde vefât etdi. Medîne-i münevverededir. 510, 607, 643, 1010, 1084.
781 � SA�D BİN MU�ÂZ �radıyallahü anh�: Evs kabîlesinin reîsi idi. Hicretden evvel Medînede îmân etdi. Bedr, Uhud ve Hendek gazâlarında bulundu. Beşinci yılda, Hendekde aldığı yaradan vefât etdi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� buna çok ağladı. Cenâze nemâzını kendisi kıldırdı. Hadîs-i şerîflerle medh edilmişdir. 506, 693, 1003.
782 � SA�DÜDDÎN-İ CEBÂVÎ: Sa�dî tarîkatinin reîsidir. Babası, Mûsâ Şeybânîdir. Şâmda Havran ile Kuds arasında Cebâ kasabasındandır. Üç vâsıta ile Ebû Medyen-i Magribîden feyz almışdır. Yediyüz 700 [m. 1300] senesinde vefât etmişdir.
783 � SA�DÜDDÎN-İ KAŞGARÎ: Molla Câmî�nin üstâdı, Nizâm-i Hâmûşun halîfesidir. Bu da, Alâüddîn-i Attârın talebesi idi. Vefâtı 860 dadır. 720, 1137.
784 � SA�DÜDDÎN-İ MUHAMMED HAMEVÎ: Büyük Velîdir. Necmüddîn-i kübrâdan feyz almışdır. Sadr-eddîn-i Konevî ile de sohbet etmişdir. (Mahbûbül-muhibbîn) kitâbı meşhûrdur. 650 [m. 1252] senesinde vefât etmişdir.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
785 � SA�DÜDDÎN-İ TEFTÂZÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mes�ûd bin Ömer, en büyük şâfi�î âlimlerindendir. 722 [m. 1322] de Horâsânda, Teftâzânda tevellüd, 792 [m. 1389] de Semerkandda vefât etdi. (Mutavvel) kitâbı, (Telhîs) şerhi olup, bedî, beyân, me�âni ve belâgat ilmlerini bildirmekdedir. 1309 İstanbul baskısı nefîsdir. (Telhîs)i Celâlüddîn Muhammed Kazvîni yazmış, 739 da vefât etmişdir. (Akâid-i Nesefî şerhı) meşhûrdur. Sadr-üş-şerî�anın (Tenvîh) kitâbına şerhı olan (Telvîh) kitâbından, imâm-ı Rabbânînin ders verdiği, (Berekât)da, Bedî�uddîn isminde yazılıdır. İlm-i kelâmda yazdığı (Mekâsıd) kitâbı ve buna yapdığı şerhı çok kıymetlidir. 1062, 1183.
786 � SA�DÎ ÇELEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sa�dullah bin Îsâ, Kastamonilidir. İstanbul kâdîsı ve müftîsi idi. Kemâl pâşa zâdeden sonra, onuncu Şeyh-ul-islâm oldu. 945 [m. 1539] de vefât etdi. Eyyûbdedir. Beydâvî tefsîrine ve (İnâye) adındaki Hidâye şerhine ve Fîrûzâbâdî Kâmûsuna yapdığı hâşiyeleri çok kıymetlidir. 518. ci sıraya bakınız! 1084, 1125.
787 � SA�DÎ ŞÎRÂZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Müslih-ud-dîn şeyh Sa�dî, Ehl-i sünnet âlimlerindendir. Tesavvuf büyüklerindendir. 589 [m. 1193] da Şîrâzda tevellüd ve 691 [m. 1292] de orada vefât etdi. Abdülkâdir-i Geylânînin halîfesinin talebesidir. İlm öğrenmekle, tâlibleri irşâdla ve kâfirlerle cihâdla uğraşdı. Nazm ve nesr üzere kitâblar yazdı. (Gülistân) kitâbında Etabekler devletinin beşinci sultânı Ebû Bekr bin Sa�di çok medh etmekdedir. (Gülistân) ve (Bostân) kitâbları çeşidli dillere terceme edilmişdir. Ondört kerre hacca gitdi. Haçlı ordularına esîr düşdü. Şîrâzdaki Etabekler devleti 543 den 662 ye kadar devâm etdi. 621, 955.
788 � SADREDDÎN-İ KONEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülme�âlî Muhammed bin İshak, Sôfiyye-i aliyyeden ve şâfi�î kelâm âlimlerindendir. Konyalıdır. Üvey babası olan Muhyiddîn-i Arabîden feyz aldı. Celâleddîn-i Rûmînin ve Sa�îdeddîn-i Fergânînin hocaları idi. 671 [m. 1272] senesinde vefât etdi. Konyadadır. 964, 1148, 1163, 1165.
789 � SADR-ÜŞ-ŞEHÎD HÜSÂMEDDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dörtyüzonsekizinci [418] sırada Hüsâmeddîn Ömere bakınız!
790 � SADR-ÜŞ-ŞERÎ�A-İ SÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ubeydüllah bin Mes�ûd bin Tâc-üş-şerî�a Ömer, Burhân-üş-şerî�a Mahmûd bin Ubeydüllahın kızının oğludur. Birinci Sadr-üş-şerî�a Ahmed bin Ubeydüllah, anasının da, babasının da dedesidir. Dedesinin (Vikâye) kitâbını hem şerh etmiş, hem de kısaltmışdır. Kısaltdığına (Muhtasar-ı Vikâye) veyâ (Nikâye) adını vermişdir. Bunun (Vikâye şerhı)ne çeşidli hâşiyeler yapılmışdır. Bunlar arasında, Ehî Çelebînin ve Hasen Çelebînin ve imâm-ı Birgivînin hâşiyeleri meşhûrdur. (Tenkîh) ve bunun şerhi (Tevdîh) üsûl kitâbları çok kıymetlidir. 750 [m. 1349] de Buhârâda vefât etdi. Hasen bin Muhammed Çelebî, molla Fenârî neslinden olup, 886 [m. 1480] da vefât etmişdir. 1084.
791 � SAFİYYE �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın halasıdır. Halaları arasında yalnız bu îmâna geldi. Zevci Hâris, nübüvvetden evvel ölmüş, Hadîce-tül-kübrânın kardeşi Avvâm ile nikâhlanmış, Zübeyr tevellüd etmişdi. Safiyye, Hendek gazvesinde bir yehûdî öldürüp, ganîmetden hisse aldı. 20 [m. 641] senesinde yetmişüç yaşında Medînede vefât etdi. 1198.
792 � SAFİYYE �radıyallahü anhâ�: Hayber yehûdîlerinin başı olan Huyey ibni Ahtabın kızı idi. Hayberde bir yehûdîye nişanlı idi. Sonra çok zengin olan Kenâne bin Hakîk ile evlenmişdi. Hicretin yedinci senesinde Hayber feth olundukda Safiyye de esîr edilmişdi. Resûlullahın hissesine düşüp âzâd buyurdu. Îmân eyledi ve Resûlullahın nikâhı ile şereflendi. 50 [m. 670] senesinde Medînede vefât etdi. 166.
793 � SAFİYYÜDDÎN-İ ERDEBÎLÎ: Tanınmış tesavvufculardandır. Muhammed Geylânîden feyz almışdır. Yediyüzotuzbeş 735 [m. 1335] senesinde Erdebilde vefât etdi. Hâcı Bayram-ı velînin feyzi, Erdebîlî yolundan gelmekdedir. Erdebil, Tebrîz civârında bir kasabadır. 1087, 1175.
794 � SALÂH [İbni]: İbni Salâh Osmân şâfi�î şehr-i zûrî, 643 [m. 1277] de vefât etdi.
795 � SA�ÎD BİN CÜBEYR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tâbi�înin büyüklerindendir. Hadîs ve tefsîrde bir dâne idi. 95 [m. 714] de Vâsıtda vefât etdi. 440, 677.
796 � SA�ÎD EFENDİ: Hüseyn Hilmi Işıkın pederidir. Eyyûb sultânda Vezîr tekke mahallesinin eşrâfından idi. 1929 da vefât etdi.
797 � SA�ÎD BİN MENSÛR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hadîs âlimlerindendir. Horâsânlıdır. 229 [m. 844] senesinde Mekkede vefât etdi. 392.
798 � SA�ÎD BİN MÜSEYYİB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Muhammed Medenî, Tâbi�înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi büyük âlimdendir. Onbeşinci [15] senede tevellüd, 91 [m. 710] senesinde Medînede vefât etdi. Kırk hac yapdı. 66, 628, 641, 1014.
799 � SA�ÎD BİN ZEYD �radıyallahü anh�: Aşere-i mübeşşeredendir. Dedesi Amr, hazret-i Ömerin amcasıdır. Yine bunun kayın birâderi ve eniştesi idi. Bedrden başka gazâlarda bulundu. Yermük muhârebesinde ve Şâmın fethinde bulundu. 51 [m. 671] senesinde vefât etdi. 510.
800 � SA�ÎDEDDÎN-İ FERGÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed, Sôfiyye-i aliyyeden ve fıkh âlimlerindendir. Necîbeddîn Alî Şîrâzîden, bu da Şihâbüddîn-i Sühreverdîden ve Sadreddîn-i Konevîden feyz aldı. 699 [m. 1299] senesinde vefât etdi. (Füsûs)u şerh etmişdir. (Menâhic-ül-ibâd) fıkh kitâbını dört mezhebe göre fârisî yazmışdır. 1409 [m. 1988] senesinde, Hakîkat Kitâbevi tarafından, ofset baskısı yapılarak neşr edilmişdir. 1164.
801 � SA�LEBE: Sa�lebe bin Ebî Hâtıb, Ensârdan idi. Bedr gazâsında bulunmadı. Tefsîrlerin çoğuna göre, (Hazret-i Osmân zemânında vefât etdi. Malının çok olması için düâ istedi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, (Kanâ�at et!) buyurdu. Düâ için, tekrâr tekrâr isrâr etdi. Düâ buyurunca malı, hayvânları çoğaldı. Onlarla uğraşıp nemâza gelmez oldu. Resûlullahın gönderdiği zekât toplama me�mûrlarına zekât vermedi. Hakkında Tevbe sûresinin yetmişaltıncı [76] âyeti nâzil oldu. Bunu işitince, sadakasını getirip yalvardı ise de, kabûl buyurulmadı. (Sa�lebeye yazıklar olsun!) hadîs-i şerîfine hedef olmak felâketine dûçâr oldu.) Yukarıdaki âyet-i kerîmenin çeşidli kimseler hakkında geldiği ve bunlardan Sa�lebe bin Ebî Hâtıbın meşhûr olduğu (Beydâvî) hâşiyesinin tercemesi olan (Tibyân) tefsîrinde ve (Hüseynî), (Ebüs-sü�ûd) ve (Râzî) tefsîrlerinde uzun yazılıdır. (El-isâbe fî-temyîz-is-sahâbe)de birinci cüz, yüzdoksansekizinci sahîfede diyor ki, (Münâfık olan Sa�lebe, Bedr gazâsında bulunan Sa�lebe �radıyallahü anh� değildir. Çünki, Bedr gazâsında bulunan Sa�lebenin Uhud gazâsında şehîd olduğunu İbni Kelbî bildirmekdedir. Bundan başka, Ahmed bin Mûsâ ibni Merdeveyh tefsîrinde yazdığı üzere, ibni Abbâs �radıyallahü anh�, Sa�lebenin zekât vermediğini anlatırken, Sa�lebe bin Ebî Hâtıb demekdedir. Bedr gazâsında bulunan ise Sa�lebe bin Hâtıbdır. Bundan başka, Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, (Bedr gazâsında ve Hudeybiyede bulunanların hiçbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. Bunlardan biri münâfık olabilir mi?) Bunun gibi, iki Hâtıb vardır. (Tefsîr-i Mazherî)de, Nisâ sûresinin altmışbeşinci âyetinde diyor ki, (Hâtıb ibni Ebi Beltea muhâcirînden idi. Bedr gazâsında bulundu. [Otuz senesinde vefât etdi.] İkincisi, Hâtıb ibni Beltea ise, Ensârın arasında olup, bir münâfık idi.) Eshâb-ı kirâmın hepsi Cennete gireceklerdir. Allahü teâlâ, hepsinden râzı olduğunu bildirmişdir. Bu müjde, hepsinin îmân ile öleceklerini haber vermekdedir. Fekat, Aşere-i mübeşşereden başkasının îmân ile öleceği önceden bilinemezdi. Çünki, aralarına karışmış olan münâfıkları Resûlullahdan başka kimse bilmezdi. Bu münâfıklar îmânsız gitdi. Resûlullahın vefâtından sonra, Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri mürted olmadı. Hepsi Sahâbî olarak öldü. Cennete gitdiler. 64.
802 � SA�LEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû İshak Ahmed bin Muhammed, fıkh âlimidir. Nîşâpûrda tevellüd, 427 [m. 1035] de orada vefât etdi. 416.
803 � SÂLİH GÜLÂBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruh� hazretlerinin eshâbındandır. İbrik tutmak hizmetini görürdü. Kemâle yetişdi. İrşâda izn verildi. Mevlânâ Muhammed Sâlih bir mektûbunda diyor ki: (O mukaddes makâmın süpürgecilerinin en aşağısı olan Muhammed Sâlih, o kapının hizmetcilerine arz ederim ki, bu garîb zerre, o makâmın kölelerinin sadakasına kavuşarak, muhlislerinize ihsân buyurduğunuz hâller içindeyim. Hep tecellîlerle şereflenmekdeyim. Her tecellîde, başka bir fenâ hâsıl olmakdadır. Bir tecellîde, bundan başka tecellî olmaz sanıyorum. Bu sonsuz tecellîlerden anlaşılıyor ki, ismlerde ve sıfatlarda ayrı ayrı seyr edip ilerlemek nasîb olmakdadır. Böyle ayrı ayrı tecellîlerle, bu yolda ilerlemek pek güc olacakdır. O hakîkî kıblenin kapısına sığınarak, bu hiçbirşeye yaramıyan beceriksizi, alçak olan yerinden kaldırdığınız, böyle şerefli hâllere ulaşdırdığınız ve bu alçağın hâtırına, hayâline bile gelmiyen ni�metlere kavuşdurduğunuz gibi, lutf ve ihsân buyurarak, husûsî bir teveccühünüz ile, bu yolun sonuna ulaşdırmanızı, noksânlıkdan, yolda kalmakdan kurtarmanızı, kendi murâdlarından, isteklerinden vaz geçerek, Allahü teâlânın rızâsından başka hiçbirşey söylememek, yapmamak ve düşünmemek se�âdetine kavuşdurmanızı, yalvarırım. Arayanların özlediği o yüksek teveccühünüz ve ihsânınız olmadıkça, bunlara kavuşmak imkânsızdır. Ucu bucağı olmıyan, o merhamet deryânızdan bu fakîre birkaç damla serpmekle şereflendireceğinizi ümmîd ediyorum. Bunları yazmak, bunları istemek, bu alçak için çok yersiz olduğunu düşünüyorum. Bu garîbi, doğru olarak, size lâyık olarak sevebilmekle şereflendiriniz. İnsanı, bütün se�âdetlere, bütün yüksekliklere kavuşduracak, ancak, sizi böyle sevebilmekdir. Allahü teâlâ, sizin yetişdirme, yükseltme gölgenizi, bütün insanların başları üstünden ayırmasın! Âmîn.)
Mevlânâ Sâlih, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hergün ve her gece yapdığı ibâdetleri ve vazîfeleri, mubârek oğullarının işâret ve emrleri üzerine, toplamış ve yazmışdır. Bir yerinde diyor ki, (İbâdetlerinin, vazîfelerinin hepsini yapmaklığım için izn vermelerini ricâ etdim. Yapılacak, uyulacak iş yalnız Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� yapdıklarıdır. Bunları, hadîs kitâblarından öğrenip, hepsini yapmağa çalışmalı buyurdu. Efendim sizin her hareketiniz, her işiniz, o insanların ve cinnin en yükseğinin işleri gibidir dedim. Evet öyledir. Ammâ, her yapacağınızı iyi düşününüz! Sünnete uygun olan her sözü, her işi yapınız. Uygun olmıyanı yapmayınız, buyurdu.) Mevlânâ Sâlih, 1038 [m. 1628] senesinde Hindistânda vefât etdi. 716.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
804 � SÂLİH �aleyhisselâm�: Semûd kavmine gönderilen Peygamberdi. Bunlar, Hicâz ile Şâm arasında idi. Âd kavminden sonra idiler. Putlara, heykellere tapıyorlardı. Dinlemediler, inanmadılar. Kayadan deve çıkdı, yavruladı. Yine inanmadılar. Deveyi öldürdüler. Dağları, taşları oyup, sağlam sığınaklar yapdılar. Sâlih �aleyhisselâm�, îmân eden birkaç kişi ile, Mekkeye veyâ Kudüse gitdi. Kâfirlere gökden azâb gelip helâk oldular. 482, 1128.
805 � SÂM: Nûh aleyhisselâmın büyük oğlu idi. Keldânîler, Âsûrîler, Süryânîler, Finikeliler, İbrânîler ve Arablar, bunun soyundandır. 1128, 1157.
806 � SAN�ÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdüllah bin Îsâ, Yemen âlimlerindendir. (Seyf-ül-hindî fi-ibâneti tarîkatiş-şeyhinnecdî) kitâbında vehhâbîleri red etmekdedir. Bu kitâbı 1218 [m. 1803] senesinde yazmışdır.
807 � SAN�ÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdürrazzâk Ebû Bekr San�ânî, fıkh âlimidir. Yüzyirmiyedide [127] tevellüd ve 211 [m. 826] de vefât etmişdir. (El-musannef) kitâbı 1392 [m. 1972] de Beyrutda basılmışdır. Altı cilddir.
808 � SEDİDEDDÎN-İ KAŞGARÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed, 705 [m. 1305] de vefât etdi. (Münye-tül-musallî) fıkh kitâbı meşhûrdur.
809 � SEHL-İ TÜSTERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Muhammed Sehl bin Abdüllah, Sôfiyye-i aliyyedendir. 200 [m. 815] senesinde tevellüd, 283 [m. 896] de Basrada vefât etdi. 22, 607, 689, 694, 788, 1198.
810 � SEHL BİN SA�D �radıyallahü anh�: Ensârî ve Sâ�idî, Eshâb-ı kirâmdandır. Resûlullahın vefâtında onbeş yaşında idi. Seksensekiz 88 [m. 707] senesinde vefât etdi. Medîne-i münevverede en son vefât eden Sahâbî budur. 441.
811 � SELÂMÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Selâmî Alî efendi, İstanköy müftîsi iken Zâkirzâde Abdüllah efendiden hilâfet almışdır. Kısıklıda tekke, Selâmsızda ve Acıbâdemde ve Bulgurluda birer câmi� ve Bursada bir tekke yapdırmışdır. 1104 [m. 1693] senesinde vefât edip Kısıklıda defn edilmişdir. Pîrdâşi olan seyyid Osmân efendi, Üsküdâr Atpazarında bir câmi� yapdırmışdır. 1103 [m. 1692] de vefât etmişdir. Selâmî efendinin halîfesi Kütâhyalı seyyid Alî Fenâyî efendi, eski vâlide câmi�ine yakın bir tekke ve mescid yapmışdır. Mağnisâda da bir câmi�i vardır. Baltacı Muhammed pâşanın Rusya seferinde bulunarak bayrak taşımışdır. 1151 [m. 1738] de vefât etmişdir. Kendi adındaki câmi�i yanındadır.
812 � SELÎM CİHÂNGÎR ŞÂH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistândaki Tîmûr sultânlarının dördüncüsüdür. Ekber şâhın oğlu, Hurrem Şâhcihânın babasıdır. 977 [m. 1569] de tevellüd edip, [1014] de babasının yerine geçdi. 1037 [m. 1627] de vefât etdi. Lâhordadır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerini 1027 [m. 1617] de habs etdi. İki sene sonra pişmân olup özr diledi. Fekat iki sene dahâ askerde bırakdı. Hindistânda ingilizlere ilk ticâret te�sisleri veren budur. Yerine geçen oğlu, otuzbir sene hükûmet sürmüş ve sekiz sene Egrede habs olmuşdur. Zevcesi için burada yapdırmış olduğu (Tâc mahal) türbesine 1076 [m. 1665] da defn edilmişdir. 400, 1087, 1106, 1120.
813 � SELÎM HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin yetmişdördüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının dokuzuncusudur. İkinci Bâyezîd hânın oğlu, sultân Süleymân hânın babasıdır. Hilâfeti Osmânlı pâdişâhlarına bağlıyan budur. 875 [m. 1470] de tevellüd, 926 [m. 1520] da vefât etdi. Fâtihde sultân Selîm câmi�i bağçesindedir. [918] de Çaldıranda Îrân şâhı İsmâ�îl-i Safevîyi mağlûb ederek, bozuk inanışlarının yayılmasını önledi. Böylece islâmiyyete büyük hizmet etdi. Tebrîzi de aldı. 922 [m. 1516] de İstanbulda ilk tersâneyi yapdı. Burada gemiler inşâ edildi. 923 [m. 1517] de Mısrı aldı. Haremeyn-i şerîfeyn de ele girmiş oldu. Hutbelerde, (Mekke ve Medînenin hizmetcisi) diye ismini okutdu. Mısrdaki son Abbâsî halîfesi olan Ya�kûb bin Müstemsîk-billahdan emânetleri alarak halîfe oldu. Büyük donanma yapdı. 926 [m. 1520] da Çorlu ovasında hastalanarak vefât etdi. Sekiz buçuk senede devleti iki kat büyütdü. Yavûz adını kazandı. Türbesinin yanındaki bir türbede, kızı Hadîce sultân ile bunun da kızı Hânım sultân vardır. Başka bir türbede, sultân Süleymânın vâlidesi Hafsa sultân ile sultân Süleymânın üç oğlu Murâd, Mahmûd ve Abdüllah efendiler vardır. Bir türbede de sultân Abdülmecîd hân medfûndur. Kızı Şâh sultân, Dâvütpâşada bir câmi� ve tekke ve Eyyûbde Bahâriyye caddesi ile deniz arasında (Şâh Sultân câmi�i)ni ve yanında, ilk şeyhi Merkez efendi olan tekkesini 963 [m. 1555] de yapdırmış olup, bu câmi� yanındaki türbededir.
Selîm hânın kızkardeşi Gevher Mülûk sultânın kızı Nesli-şâh sultân, Edirnekapıda ve İstinyede birer câmi� yapdırmışdır. Zevci İskender beğ ile birlikde Eyyûbde zâl Mahmûd pâşa câmi�i yanındadır. Gevher Mülûk sultân ve zevci Muhammed beğ de buradadır. 487, 500, 504, 1100, 1173, 1175, 1176, 1195.
Çaldıran bozgununda Anadoluya dağılan kızılbaşlardan yirmibin kadarı Bozok şeyhi Celâl adında bir sapık yanında toplanarak Turhalda ısyân etdiler. Ankaraya yürüdüler. Mer�aş vâlîsi Şâhsuvâr oğlu Alî beğ, 926 da bunları imhâ etdi. Böyle kızılbaş ısyânlarına (Celâlî vak�ası) denildi. 1099.
814 � SELÎM HÂN-III �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin doksanüçüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının yirmisekizincisidir. Sultân üçüncü Mustafânın oğludur. 1175 de tevellüd etdi. 1203 [m. 1789] de amcası birinci Abdülhamîd hândan sonra halîfe oldu. 1222 [m. 1807] de ingiliz câsûslarının teşvîki ile, yeniçeri zorbaları ısyân ederek tahtdan indirildi. 1223 [m. 1808] de Topkapı serâyında şehîd edildi. Halîm, selîm ve çok zekî idi. Dâhilde, hâricde düşmanların saldırdığı sırada tahta çıkdı. Vehhâbîlik bunun zemânında ortaya çıkdı. Yeni, modern ordu kurmağa başladı. 1205 [m. 1791] de Bahriye mektebi ve Halıcıoğlunda mühendis ve topçu mektebleri yapdı. Üsküdârda Selimiyye kışlasını ve 1220 [m. 1805] de Selimiyye câmi�ini ve Çiçekçi câmi�ini yapdı. Eyyûb câmi�ini yeniden büyük olarak yapdı. Bunu önce Fâtih, küçük yapdırmışdı. Karaca-Ahmedde Miskînler tekkesi denilen (Dedeler Mescidi)ni yapdı. Küçük Mustafâ pâşada (Gül câmi�i)ni kiliseden çevirdi. Yeni bölükler kurdu. Tâm islâhata başlıyacağı sırada şehîd edildi. Lâleli câmi�i yanında, babasının türbesindedir. Yerine amcasının oğlu sultân dördüncü Mustafâ hân ve bir yıl sonra bunun kardeşi, ikinci Mahmûd hân geçdi. 406, 460, 461, 1062, 1092, 1137, 1152, 1153, 1173.
815 � SELMÂN-I FÂRİSÎ �radıyallahü anh� İsfehânlı idi. Mecûsî idi. Îrânda iken kiliseye girip hıristiyan oldu. Anadoluya kaçıp, kiliselerde hizmet etdi. Şâma geldi. Medînede âhır-zemân Peygamberinin çıkacağını bir papasdan işitdi. (İncîl)i öğrendi. Âlim oldu. Medîneye girerken, köle yapdılar. Hicretden sonra, Medîneye gelerek, evvelce işitmiş olduğu alâmetleri gördü. Hemen îmân etdi. Çok hâlis müslimân oldu. Ehl-i beytden sayıldı. Hendek gazâsında, hendek kazılmasını istedi. Ondan sonraki gazâların hepsinde bulundu. Hazret-i Ömer zemânında Medâyn vâlîsi oldu. Resûlullahın huzûrunda ve sohbetinde kemâle geldi. Zâhir ve bâtın ilmlerinde çok yüksek derecelere kavuşdu. Eshâb-ı kirâmın hepsi de böyle olmuşdu. Fekat, Resûlullahdan herkes, kendi kâbiliyyeti ve kapasitesi kadar feyz alırdı. Hazret-i Ebû Bekrin kavuşduğu derecelere hiçbir Sahâbî kavuşamadı. Selmân-ı Fârisî, Resûlullahdan sonra, hazret-i Ebû Bekrin sohbetinde ve hizmetinde de çok bulunarak, hazret-i Ebû Bekrin almış olduğu kemâlâtdan da ba�zılarına kavuşdu. Resûlullaha kendi kalbi ile bağlanmış olduğu gibi, hazret-i Ebû Bekrin dahâ parlak olan kalb aynası ile de bağlanarak, dahâ çok feyzlere, ma�rifetlere kavuşdu. İkiyüzelli yaşında Medâynda, bir rivâyete göre, 33 senesinde vefât etdi. 47, 313, 487, 969, 1126.
816 � SEMHÛDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nûr-üd-dîn Alî bin Abdüllah, 844 [m. 1440] de Mısrda tevellüd, 911 [m. 1506] de Medînede vefât etdi. Şâfi�îdir. Şerîflerdendir. Mescid-i Nebînin ta�mîri, kütübhâne inşâsı ile uğraşdı. Çok kitâb yazdı. (Hülâsa-tül-vefâ) ve (Cevâhir-ul-akdeyn) kitâblarını okuyan, İbni Teymiyyenin ve Vehhâbîlerin bozuk yola sapmış olduklarını iyi anlar. 458.
817 � SEMNÂNÎ: Doksandokuzuncu sırada, Alâüddevle ismine bakınız!
818 � SENÂÜLLAH-İ PÂNÎ-PÜTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Senâüllah, Şeyh Celâl-i kebîr-i Çeştînin onikinci torunudur. Hazret-i Osmân bin Affân soyundandır. Hanefî, Mazherîdir. Binyüzkırküç 1143 [m. 1730] senesinde Hindistânda Pâni-püt şehrinde tevellüd etdi. Yedi yaşında Kur�ân-ı kerîmi ezberledi. Naklî ve aklî ilmlerde ihtisâs kazandı. Delhîye giderek Şâh Veliyyullah-i Dehlevîden hadîs ilminde kemâle geldi. Önce mevlânâ Muhammed Âbid-i Semânînin, bundan sonra, Mazher-i Cân-ı Cânânın teveccühleri ile büyük Velî oldu. Sonra, vatanına gidip, ölünceye kadar kâdîlık ile hizmet etdi. 1225 [m. 1810] de Pâni-püt şehrinde vefât etdi. Mazher-i Cân-ı Cânân hazretlerinin zevcesinin kabri yanındadır. Şeyh Celâlüddîn de orada büyük bir türbededir. Otuzdan fazla kitâb yazmışdır. (Tefsîr-i Mazherî)si arabîdir. 1384 [m. 1964] senesinde Delhîde basılmışdır. On cilddir. Büyük fıkh kitâbı ve (İrşâd-üt-tâlibîn) tesavvuf kitâbı da çok kıymetlidir. (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı, 290.cı sahîfeye bakınız! Farîsî (Mâ-lâ-büdde) fıkh kitâbı 1409 [m. 1989] da Hakîkat Kitâbevi tarafından da basdırılmışdır. (İbn-ül-hüdâ) adı ile meşhûr oldu. Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Kıyâmet günü, bana, ne getirdin denilince, Senâ-üllah-ı pânipütîyi getirdim, diyeceğim.) Muhammed Âbid hazretleri, Abdül-ehad hazretlerinin talebesidir. Abdül-ehad hazretleri de, Muhammed Sa�îd-i Fârûkî hazretlerinin oğlu ve talebesi olup, 1126 [m. 1714] de vefât etmişdir. (Gülşen-i vahdet) adındaki fârisî mektûbâtı, 1386 [m. 1966] da Karaşide basılmışdır. 165, 263, 390, 461, 604, 992, 993, 1085, 1133.
819 � SERAHSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şems-ül-eimme Ebû Bekr Muhammed bin Ahmed, Türkistândaki islâm âlimlerindendir. 483 [m. 1090] de vefât etdi. On sene habsde kaldı. Habsde iken yazdığı (Usûl) kitâbı ve (Câmi�-i kebîr) ve (Câmi�-i sagîr) ve (Siyer-i kebîr), (Muhtasar-ı Tahâvî) şerhleri ve (Mebsût) adındaki (Kâfî şerhi) ve (Muhît) kitâbları meşhûrdur. 444, 786.
820 � SEVDE �radıyallahü anhâ�: Sevde binti Zem�a, Resûlullahın üçüncü zevcesidir. Zevci ile îmâna gelip Habeşistâna hicret etmişlerdi. Mekkeye dönünce zevci vefât etdi. Resûlullah önce hazret-i Âişeyi, sonra Sevdeyi nikâhladı. Sevdeyi Mekkede, hazret-i Âişeyi ise Medînede evine aldı. Yaşlı olduğundan Medînede sırasını hazret-i Âişeye bağışladı. Hazret-i Ömer zemânında vefât etdi. 349.
821 � SEYF BİN ZİLYEZEN: Habeş pâdişâhı iken, Abdülmuttalibi Yemende serâyına da�vet etdi. Konuşmaları, (Şevâhid-ün-nübüvve)de yazılıdır.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
822 � SEYFEDDÎN-İ FÂRÛKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin altı oğlu da kemâle gelmiş, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyyeye kavuşmakla şereflenmişlerdir. Bunlardan Muhammed Seyfeddîn, tesavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. (Muhyis-sünne) adı ile meşhûr oldu. Binkırkdokuz [1049] senesinde Serhend şehrinde tevellüd, 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi. Mubârek babasının türbesinin birkaçyüz metre cenûbundaki büyük türbededir. Çok kerâmetleri görüldü. (Açlık çekmeğe lüzûm yokdur. Açlık ve nefsle mücâhede hârika ve kerâmeti artdırır. Evliyânın sohbeti ise, kalbe zikr etmeği yerleşdirir. Sünnete tâbi� olmağı kolaylaşdırır) buyururdu. Her sâat emr-i ma�rûf yapardı. Bindörtyüz Velî yetişdirdi. (Mektûbât-ı Seyfiyye) adındaki kitâbı, 1331 [m. 1913] de Haydarâbadda basılmışdır. İçinde yüzdoksan [190] mektûb vardır. 969, 1075, 1170.
823 � SEYYİD ABDÜLHAKÎM EFENDİ: 14. cü sıradadır.
824 � SEYYİD ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdüllah-i Şemdînî, Hâlid-i Bağdâdînin Süleymâniyye kazâsındaki medresede arkadaşı ve talebesinin büyüklerindendir. 1229 [m. 1813] da ruhsat aldı. Abdülkâdir-i Geylânînin onuncu torunu ve Tâhâ-i Hakkârînin amcasıdır. Şemdinanın Nehri köyünde medfûndur. 922, 969, 1181.
825 � SEYYÎD EMÎR GİLÂL �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 300. cü sırada, Emîr Gilâl ismine bakınız!
826 � SEYYİD FEHÎM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm âlimlerinin büyüklerinden ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Tâhâ-i Hakkârînin sohbetinde kemâle geldi. Seyyid Tâhâ �kuddise sirruh�, 1269 [m. 1852] de vefât edince, kardeşi olan seyyid Muhammed Sâlihi ziyâret ederdi. Muhammed Sâlih [1281] de vefât etdi. Nehride Seyyid Tâhâ yanındadır. Fazla bilgi almak için, (Abdülhakîm Efendi) ve (Tâhâ-yı Hakkârî) �rahmetullahi teâlâ aleyh� ismlerini ve (Eshâb-ı Kirâm) kitâbında, bu ismleri okuyunuz! Seyyid Fehîm efendi [1241] de tevellüd, 1313 [m. 1895] de vefât etdi. Vanda, Müküs kazâsının Arvâs köyünde medfûndur. Babası, molla Abdülhamîd efendidir. Vâlidesi Âmine hânım, hâcı İbrâhîm efendinin kızıdır. Dedesi seyyid Abdürrahmân, seyyid Abdülhakîm efendinin dedesinin dedesidir. Seyyid Fehîm efendinin kardeşi Molla Safiyyüddînin torunu Abdülhamîd efendi [m. 1967] de hayâtda idi. 291, 922, 969, 1072, 1134, 1171.
827 � SEYYİD KUTB: 1321 [m. 1903] de Mısrda doğdu. Kâhire ilm enstitüsünde okudu. Önce sosyalist fikrlerini yaydı. Sonra din adamı şekline girerek, eski Kâhire müftîsi ve mason locası başkanı olan Abduhun dinde reformist yolunu tutdu. Bütün kitâblarında olduğu gibi, (Fî-zılâl-il-Kur-ân) ismindeki tefsîrinin birinci cildinde de, cihâdın bir kısmını kabûl, esâs kısmını inkâr etmekde, (İnsanların dîne girmelerini kolaylaşdırmak için cihâd edilmez) demekdedir. Seyyid Kutb hakkında bize sorulanları ve cevâbları, (Fâideli Bilgiler) kitâbında uzun yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz! (Cihâd, zulm edenlere ve zâlimlere karşıdır) meâlindeki âyet-i kerîmeyi ileri sürerek hükûmetlere karşı ayaklanmağa, ısyâna ve fitne çıkarmağa kışkırtmakdadır. Hâlbuki, zâlim sultânlara, hattâ kâfir hükûmetlere bile ayaklanmağı dînimiz yasak etmekdedir. Böyle ayaklanmak, cihâd değil, ahmaklıkdır. Böyle zemânlarda yapılacak cihâd, islâm bilgilerini yaymak, îmânlı gençlik yetişmesine çalışmakdır. Hac sûresinin otuzdokuzuncu âyetinde meâlen, (Mü�minlere saldıran zâlimlerle cihâd etmeğe izn verildi) buyruldu. Mekkede kâfirler, müslimânlara, zulm edip, öldürünce, bunlarla döğüşmek için, tekrâr tekrâr izn istediler. İzn verilmedi. Medîneye hicret edince, bu âyet gelerek, yeni kurulan islâm devletinin, Mekkedeki zâlimler ile cihâd etmesine izn verildi. Bu âyet, müslimânların kâfir, zâlim hükûmete isyân etmesi için değil, islâm devletinin, insanların islâm dînini işitmelerine, müslimân olmalarına mâni� olan, zâlim diktatörlerin orduları ile cihâd etmesine izn vermekdedir. Seyyid Kutbun bu câhilce, ahmakca yazıları, Mısrda fitne çıkarmasına, onbinlerce müslimânın zindânlarda çürümelerine, çoklarının ölmesine sebeb oldu. Bu fâci�a ve fitnelerin cezâsını kıyâmetde çekecekdir. Câhilce davranışları ve gâfilce yazıları ile devlete karşı ihtilâle sebeb olduğu için, kendisi de 1386 [m. 1966] da i�dâm edildi. İlmi, aklı ve ihlâsı olmıyan din adamları târîh boyunca, hep böyle felâketlere sebeb olmuşlardır. İslâm bilgilerini sessizce yayan ilmli ve akllı din âlimleri, hep başarı sağlamışlardır. Kâdî zâde Ahmed efendi, (Birgivî vasıyyetnâmesi) şerhinde 200. cü sahîfesinde buyuruyor ki, (El ile, güc kullanarak emr-i ma�rûf ve nehyi münker yapmak, ya�nî günâh işliyene mâni� olmak; devlet adamlarının vazîfesidir. Söz ile, yazı ile cihâd etmek, âlimlerin vazîfesidir. Kalb ile, düâ etmekle mâni� olmak ise, her mü�minin vazîfesidir. Te�sîrli, başarılı olacağı zan olunursa, bu vazîfeleri yapmak vâcib olur. Fitneye sebeb olacağı zan olunursa, terk etmek vâcib olur. Fitne bulunan mahalle zarûretsiz varmak câiz değildir. Eğer dînini korumak için hicret ederse, güzel olur. Cennete girmeğe lâyık olur. Şefâ�ate mazhar olur. Emr-i ma�rûf ve nehy-i münker yaparken niyyetin hâlis olması ve işi anlayıp, Allahü teâlânın buradaki emrini iyi bilmesi ve sabrlı olup münâkaşa ve kavga etmemesi, yumuşak ve tatlı dil ve yazı ile yapması lâzımdır.) Görülüyor ki, zor kullanarak cihâdı devlet yapar. Cihâd, Seyyid Kutbun anladığı gibi değildir. Eğer cihâd ile emr-i ma�rûfu iyi anlamış olsaydı, kendi başını yimez ve kırkbinden fazla müslimânı felâkete sürüklemezdi. İstanbuldaki yüksek islâm enstitüsü eski müdîrlerinden ve öğretim üyelerinden Ahmed Dâvüdoğlu, 1394 [m. 1974] de İstanbulda basılan (Dîni ta�mîr da�vâsında din tahrîbcileri) kitâbında, (Seyyid Kutb bir edîbdir. Biraz dînî kültürü vardır. Mehmed Âkife benzemekdedir. Sözü dinde sened olamaz. Çünki, din âlimi değildir) demekdedir. Seyyid Kutb, Zümer sûresinin üçüncü âyetinin tefsîrinde, (Tevhîd ve ihlâs sâhibi, Allahdan başka kimseden birşey istemez. Hiçbir mahlûka i�timâd etmez. İnsanlar, islâmiyyetin bildirdiği tevhîdden ayrıldı. Bugün bütün islâm memleketlerinde Evliyâya ibâdet ediliyor. Câhiliyye zemânındaki arabların meleklere, heykellere tapınmaları gibi, onlardan şefâ�at istiyorlar. Tevhîd ve ihlâs sâhibleri, Allah ile kul arasına vâsıta koymaz. Kimseden şefâ�at istemez) diyor. Bu sözleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin bunlara verdikleri cevâblar (Fâideli Bilgiler) kitâbımızın ve arabî olarak (Fitne-tül-vehhâbiyye) kitâbımızın sonunda da yazılıdır. Bu sözleri ile de, vehhâbî, mezhebsiz olduğunu i�lân etmekdedir. 310, 399, 409, 452, 461, 462, 842, 887, 970.
828 � SEYYİD NÛR: Muhammed Bedâyûnî, Berillî şehrine yakın Bedâyûn kasabasındandır. Zâhir ve bâtın ilmlerinde mütehassıs idi. Seyf-üd-dîn-i Fârûkînin talebesi ve Mazher-i Cân-ı Cânânın üstâdıdır. Kerâmetleri şöhret bulmuşdu. 1135 [m. 1722] senesinde vefât etdi. Türbesi, Delhînin cenûbunda, Nizâmeddîn-i Evliyânın garbındadır. Bir teveccühü ile tâliblerin kalbleri zikre başlardı. Tecellî-i sıfat hâsıl olurdu. (Sokakda fâsıkla karşılaşmak, kalbde zulmet hâsıl eder) buyurur, talebesinin hangi fıskı işliyenle karşılaşdığını haber verirdi. 969, 1133.
829 � SEYYİD SÂLİH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin onbirinci torunu ve seyyid Tâhâ-i Hakkârînin kardeşidir. 1281 [m. 1865] de Nehrîde vefât etdi. Halîfelerinden şeyh Azrâîl, Giride ve oradan Brezilyaya hicret edip, orada islâmiyyeti neşr etdi. Şeyh Azrâîlin kerîmesi, seyyid Fehîm Arvâsînin zevcesi ve seyyid Reşîdin annesidir. Bir halîfesi de, seyyid Fehîm-i Arvâsî olup, seyyid Abdülhakîm-i Arvâsînin mürşididir. 922, 969, 1181.
830 � SEYYİD ŞERÎF-İ CÜRCÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alî bin Muhammed Cürcânî, 740 [m. 1339] da Cürcânda tevellüd, 816 [m. 1413] da Şîrâzda vefât etdi. Hanefî âlimlerindendir. Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin sohbetinde bulundu. Çok kitâb yazdı. 42, 411, 489, 996, 1048, 1052, 1074, 1124.
831 � SEYYİDET NEFÎSE �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Hazret-i Hasenin oğlu Zeydin oğlu Hasenin kızıdır. [145] de Mekkede tevellüd, Medînede ikâmet, Mısra hicret edip, 208 [m. 823] senesinde Mısrda vefât etdi. İshak bin Ca�fer Sâdıkın zevcesi idi. Velî idi. Çok kerâmeti görüldü. Buna nezr olunarak yapılan düâ kabul olunmakdadır. (Tabakât-ül-kübrâ)ya, 1290 senesinde Mısrda basılmış olan (Nûr-ul-ebsâr) kitâbının 188. ci ve kenârındaki (İs�âf) kitâbının 212. ci sahîfelerine bakınız! 479, 1070.
832 � SEYYİDET SÜKEYNE: Hazret-i Hüseynin kızı idi. Aklı, zekâsı, ilmi ve şi�rleri ve edebi ve hüsn-i cemâli ile meşhûrdur. 117 [m. 735] de Mısrda vefât etdi. 538.
833 � SIBGATULLÂH-İ HÎZÂNÎ: Seyyid Tâhâ-i Hakkârînin halîfelerindendir. (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 969.
834 � SİCSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâfız Ebû Dâvüd Süleymân bin Eş�âs, hadîs âlimlerindendir. Hanbelî mezhebindendir. 202 [m. 817] de tevellüd, 275 [m. 888] de Basrada vefât etdi. (Sünen) ve (Delâil-ün-nübüvve) kitâbları meşhûrdur. 164, 338, 364, 424, 452, 651, 1091.
835 � SIRRI PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed Sâlih, Osmânlı vâlî ve ilm adamlarındandır. [1260] da Giridde tevellüd, 1312 [m. 1895] de vefât etdi. Sultân Mahmûd türbesi kabristânındadır. (Şerh-i akâid) tercemesi ve (Sırr-ül-Furkân) tefsîri basılmışdır. 367, 368.
836 � SIRRÎ-Yİ SEKÂTÎ: Ebül-Hasen denir. Sôfiyye-i aliyyedendir. Ma�rûf-i Kerhîden ve Fudayl bin Iyâddan feyz aldı. Cüneyd-i Bağdâdînin dayısı ve mürşididir. 251 [m. 865] de Bağdâdda vefât etdi. 312, 845, 1087, 1093, 1102, 1133.
837 � SÎRET NEFÎSE: Hüseyn Hilmi Işıkın zevcesidir. Annesi Sü�adâ hanım, babası Yûsüf Ziyâ Akışıkdır. 1024.
838 � SOKRAT: Eski yunan hakîmlerindendir. Mîlâddan [470] yıl önce Atinada tevellüd etmiş, yetmiş yaşında habs olunarak, zehr içirilerek öldürülmüşdür. Bir yaratanın bulunduğuna inanmış ise de, madde ve rûha kadîm demiş, küfrden sıyrılamamışdır. Hiç kitâb yazmadı. Eflâtun, Ksenefon ve Oklidis, Sokratın talebeleridir. Kendisi de, Fisagorsun talebesidir. Din bilgilerini, eski Peygamberlerin kitâblarından ve kendi zemânına kadar ağızdan ağıza gelen sözlerden öğrenmişdir. 377, 758, 1097.
839 � SOKULLU MUHAMMED PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymân hân ve ikinci Selîm hân ve üçüncü Murâd hân zemânlarında onbeş sene kadar Sadr-ı a�zamlık yapmışdır. Bosnanın Sokol kasabasındandır. [969] da dâmâd-ı şehriyârî olmuşdur. [972] de Sadr-ı a�zam olmuş, [985] de Azâbkapı câmi�ini yapdırmış, 987 [m. 1579] de dîvân kurmuş iken, bir meczûb tarafından şehîd edilmişdir. Eyyûbde Şeyh-ul-islâm Ebüssü�ûd efendinin kabri yanındaki türbesindedir. Türbesi yanındaki (Yazılı medrese)yi de kendisi yapdırmışdır. Zevcesi İsmi-hân sultân, ikinci Selîm hânın kızı olup, sultân Ahmed câmi�i ile Kumkapı arasındaki Muhammed pâşa câmi�ini yapdırmışdır. Orta kapısı, mihrâbı ve minber kapısı üstlerinde birer (Hacer-ül-esved) taşı parçaları vardır. Câmi� [979] da yapılmışdır. Sultânın kabri, Ayasofyada babasının türbesindedir.
840 � STALİN: Josef Cugaşvilî, 1295 [m. 1879] de Rusyada tevellüd, 1371 [m. 1952] de Moskovada vefât etdi. Teflisde yetişmişdir. [m. 1920] de komünist partisinin genel sekreteri oldu. [m. 1924] de, Lenin ölünce, Rusyanın idâresini eline aldı. Ölünciye kadar Rus milletini ve hele Rusyadaki müslimânları işkence altında inletdi. Yirmisekiz sene içinde ellibeşmilyon vatandaşın cânına kıydı. Milleti kendine tapındırdı. Ölümünden sonra, heykelleri yıkıldı. Resimleri her yerden kaldırıldı. Stalingrad dediği büyük şehrin adı Volga-grad yapıldı. Rus târîhlerine kötü adam diye yazıldı. Cugaşvilî, gürcü lisânında, yehûdî oğlu demekdir. 524, 526, 1130.
841 � SÜ�AD AKIŞIK: Hüseyn Hilmi Işıkın kayın vâlidesi olup, 1958 de vefât etmişdir. Edirnekapı kabristânında, zevci Yûsüf Ziyâ Akışıkın yanında medfûn iken, 2000 senesinde, Eyyûbde Kaşgârî dergâhındaki kabrlerine nakl edilmişlerdir. 1024.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
842 � SÜBKÎ: İkiyüzkırküçüncü [243] sırada, Ebû Hasen ismine bakınız! 136, 341, 348.
843 � SÜFYÂN BİN UYEYNE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Muhammed, müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. [107] de Kûfede tevellüd, 198 [m. 813] senesinde Mekke-i mükerremede vefât etdi. 91, 443.
844 � SÜFYÂN-I SEVRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdüllah bin Sa�îd, büyük islâm âlimlerindendir. Müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. 95 [m. 713] senesinde Kûfede tevellüd, 161 [m. 778] de Basrada vefât etdi. Cüneyd-i Bağdâdî bunun mezhebinde idi. 50, 565, 607, 609, 641, 909, 1161.
845 � SÜHEYB-İ RÛMÎ �radıyallahü anh�: Ebû Yahyâ Süheyb bin Sinân, ilk islâma gelenlerdendir. Rumların elinde köle idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hadîs-i şerîfle medh olundu. Otuzsekiz 38 [m. 659] senesinde, yetmiş yaşında, Medîne-i münevverede vefât etdi. İyi rumca bilirdi. 693.
846 � SÜLEMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdürrahmân Muhammed bin Hüseyn, Nîşâpûrludur. [330] da tevellüd, 412 [m. 1021] de vefât etdi. Tefsîr, hadîs ve tesavvuf âlimidir. (Tabakât-i sôfiyye)si ve (Hakâyık) tefsîri meşhûrdur. Hâl tercemesi (Nefehât)da yazılıdır. (Temhîd) kitâbının sâhibi olan Ebû Şekûr Muhammed Ebû Bekr Sülemî başkadır. 415.
847 � SÜLEYMÂN �aleyhisselâm�: Dâvüd aleyhisselâmın oğludur. Hem Peygamber, hem sultân idi. Kudüsde, Mescid-i aksâyı yedi yılda, çok san�atlı yapdı. Serâylar yapdırdı. Akabe körfezinden Fırat kenârına kadar kırk sene adâletle hükûmet sürdü. Ticâret gemileri yapdı. Kızıl deniz ve Ummân denizinde ticâret yapdırdı. Yemendeki Sebe� sultânı olan Belkıs ile evlendi. Vezîri (Âsâf) çok akllı ve hakîm idi. 62, 381, 482, 736, 737, 772, 790, 1082, 1089, 1194.
848 � SÜLEYMÂN BİN ABDÜLVEHHÂB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ehl-i sünnet âlimlerinden idi. Kardeşi Mehmedin kitâblarına reddiyyeler yazdı. Bunlardan (Savâik-ul-ilâhiyye firredd-i alel-vehhâbiyye) kitâbında diyor ki, (İbn-ül-kayyım-ı Cevziyye (Şerh-ul-menâzil) kitâbında, Allahü teâlâ bir kimseyi bir bakımdan sever, başka bir bakımdan sevmez diyor. Böylece bir kimsede îmân ile küfr birlikde bulunur. Peygamberlere inanmazsa, îmânının fâidesi olmaz. Peygamberlere inanmış ise, çeşidli şirkleri onu îmândan çıkarmaz, diyor. Vehhâbîlerin her biri, bir müslimânda başka başka küfr bulunduğunu söylüyor. Her birine göre, bir müslimâna başka çeşid kâfir diyenlerin kendilerinin de kâfir olmaları lâzım gelir. Vehhâbîler, kendilerinin Hanbelî mezhebinde olduklarını söylüyorlar. Hanbelî mezhebinin çok kıymetli (İknâ�) kitâbında, Peygamberlerin ve Evliyânın mezârlarına ilticâ ve istigâse etmenin mekrûh olduğu yazılıdır. Küfr, şirk diyen hiç yokdur. Vehhâbîler ise, mezârlardan istigâse eden müşrik olur diyor. Kendi kendilerini yalanlıyorlar.) Süleymân hazretleri, ölünciye kadar onlarla mücâdele etdi. Onları tasvîb eden bir eser bırakmadı. 454.
849 � SÜLEYMÂN BİN CEZA� �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Birçok kitâbdan ve en çok hüccet-ül-islâm imâm-ı Gazâlînin kitâblarından toplıyarak hâzırladığı (Ey oğul) ilm-i hâl kitâbını 960 [m. 1552] senesinde yazmışdır. Çok kıymetlidir. Hakîkat Kitâbevi tarafından (İslâm Ahlâkı) kitâbının üçüncü kısmı olarak çeşidli baskıları yapılmışdır. Yanlış olarak (Huccet-ül-islâm) adı ile de sık sık basılmakdadır.
850 � SÜLEYMÂN ÇELEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Süleymân bin Ivez pâşa bin Mahmûd, meşhûr türkce mevlidin yazarıdır. Mevlidin asl adı (Vesîle-tün-necât)dır. Süleymân Çelebî 800 [m. 1398] senesinde Bursada vefât etdi. Çekirgededir. Dedesi Mahmûd beğ, 738 [m. 1338] senesinde, Süleymân pâşa ile, Rumeliye sal ile geçenlerdendir. Mevlid cem�iyyeti, ilk olarak 604 [m. 1207] de yapıldı. 386.
851 � SÜLEYMÂN HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymân, islâm halîfelerinin yetmişbeşincisi ve Osmânlı pâdişâhlarının onuncusudur. Yavuz sultân Selîm hânın oğlu, ikinci Selîm hânın babasıdır. Dokuzyüz 900 [m. 1494] senesinde tevellüd, 974 [m. 1566] de vefât etdi. Süleymâniyye câmi�i yanındaki türbededir. İkinci Süleymân ve ikinci Ahmed hân da bu türbededirler. 926 [m. 1520] de halîfe oldu. Onüç kerre cihâd yapdı. Hepsinde zafer kazandı. Yapdığı donanma, Avrupada birinci idi. Atlas okyânusundan Ummân denizine kadar ve Macaristân, Kırım ve Kazandan Habeşistâna kadar geniş yerleri, Allahü teâlânın dîni ile, adâlet ile idâre etdi. Almanya İmperatoru ve İspanya kralı olan Şarlkent ya�nî beşinci Şarl 932 [m. 1526] senesinde Fransaya saldırdığı zemân, Fransızlar Osmânlı devletinden yardım istedi. Sultân Süleymân, Barbaros Hayreddîn pâşayı büyük bir donanma ile imdâda gönderdi. Şarlkent, Fransa ile sulh yapmağa mecbûr oldu. Karada da, sultân Süleymânın idâre etdiği Osmânlı ordusuna mağlûb oldu.
Sultân Süleymân hân pekçok hayr ve hasenât yapdı. Sultân Selîm, Şâhzâdebaşı, Cihângir ve Süleymâniyye câmi�lerini ve Anadolu ve Rumelinin her yerinde, Rodos ve başka adalarda müzeyyen câmi�ler, medrese, hastahâneler, aşhâneler, yollar, köprüler yapdı. Kızları, dâmâdları, kumandanları da sayılamıyacak kadar çok hayrlı eserler bırakdı. 969 [m. 1569] da İstanbulda kahve içilmesine başlandı. Kur�ân-ı kerîmi sekiz kerre yazdı. 932 [m. 1526] de Fransa hükûmeti, sultân Süleymâna sığındı. 945 [m. 1539] de Osmânlı donanması, Avrupalıların birleşik deniz kuvvetlerini bozguna uğratdı. 963 [m. 1555] de Süleymâniyye câmi�i ve külliyesi yapıldı. 967 [m. 1559] de Avrupalıların donanmaları ikinci bozguna uğradı. Eyyûbde (Baba Haydar) câmi�ini yapdırdı. Baba Haydar, Ubeydüllah-ı Ahrâr halîfelerinden olup, 957 [m. 1549] de vefât etdi. Edirne-kapı mezârlığında, Münzevîye giden yol üzerinde (Emîr Buhârî Tekkesi) mescidini yapdırdı. Bu tekkenin ilk şeyhi Mahmûd Çelebî efendi, câmi�in karşısında medfûndur. Seyyid Ahmed-i Buhârînin dâmâdıdır. Kayınpederi vefât edince, yerine geçerek Maltadaki Emîr Buhârî tekkesine nakl etdi. 1391 [m. 1971] de Buğaz köprüsü çevre yolu yapılırken, tekke ve kabrler yıkılıp kaldırıldı. Süleymâniyye câmi�ini ve Edirnedeki Selîmiye câmi�ini mi�mâr Sinân yapdı.
(Kâmûs-ul a�lâm)da diyor ki, (Sultân Süleymânın kızı Şâh sultân ile dâmâdı Zâl Mahmûd pâşa, Eyyûbde Defterdar caddesinde büyük bir câmi� yapmışlardır. İkisi de 970 [m. 1562] senesinde vefât etdiler.) Câmi� yanındaki türbededirler. Sultân üçüncü Selîm hânın büyük hemşîresi Şâh sultân bu câmi�in yanına bir mekteb ve kendi için bir türbe yapdırdı. Türbede zevci Mustafâ pâşa ile vâlidesi sultân da vardır. Sultân Mahmûd hân ve son olarak 1380 [m. 1960] de, başvekîl Adnân Menderes, câmi�i ve türbeyi ta�mîr etdiler.
Oğlu sultân Cihângirin rûhu için, 967 [m. 1559] de Cihângir câmi�ini yapdı. Cihângir 960 [m. 1552] da Halebde vefât etmiş, Şâhzâde câmi�i yanında ağabeğsi Muhammed sultânın türbesine defn edilmişdir. Cihângir câmi�i üç def�a yandı. Son olarak, ikinci Mahmûd hânın sadr-ı a�zamı silâhdar Alî pâşa 1239 [m. 1823] da yapdırmışdır. 978 [m. 1570] de, İskender pâşa, Kanlıca câmi�ini yapdırdı. Aynı senede Kıbrısda Magosa kal�asını feth etdikden iki gün sonra orada vefât etdi. Câmi�i önündeki türbede hangi İskender pâşa olduğu kesinlikle belli değildir. Câmi�in sağ tarafında Yenişehrli Abdüllah efendi medfûndur. 297, 504, 1071, 1100, 1126, 1135, 1137, 1167, 1171, 1176, 1185, 1190, 1195.
852 � SÜNBÜL SİNÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Sinân-üd-dîn-i Yûsüf efendi, Merzifonludur. Halvetî tarîkatinin Sünbülî kolunun reîsidir. Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesi ve Merkez efendinin mürşididir. 936 [m. 1529] da vefât etdi. Koca Mustafâ pâşadaki tekkesindedir. Çelebî halîfe, sultân Bâyezîd-i Velî vezîrlerinden Koca Mustafâ pâşanın da mürşididir. Pâşa bir câmi� ve tekke yapdı. Fâtih sultân Muhammedin oğlu Cem sultânı Napolide, Koca Mustafâ pâşa veyâ papa zehrledi. Pâşa 918 [m. 1511] de Bursada katl edildi.
Sünbül Sinân efendi, önce Efdâlzâdeden ilm tahsîl eyledi. Sonra Mısra gitdi. Mürşidi hacca giderken, kendisini Koca-Mustafâ pâşadaki tekkesine halîfe bırakdı. Mürşidinin kızı Safiyye hânımı aldı. 936 [m. 1529] da vefât edince, yerine Şâh sultân tekkesindeki Merkez efendi geldi. Simâ� ve raksın ve cenâze taşırken, cehren ilâhî, zikr okumanın efdal olduğunu bildiren (Tahkîkiyye) risâlesi vardır. Büyük âlim, büyük velî Ya�kûb-i Çerhî ve Sa�îdeddîn-i Fergânî �rahmetullahi aleyhimâ�nın (Ünsiyye) ve (Menâhic-ül �ibâd) kitâblarında, simâ� hakkında geniş bilgi verilmekdedir. Üçüncü kısm, 27. ci maddeye ve (Müjdeci Mektûblar) da 286.cı mektûba bakınız! Efdâlzâde Hamîdüddîn efendi, yedinci şeyh-ul-islâm olup, 908 [m. 1501] de vefât etdi. Eyyûbdedir. Fâtih Maltasında medresesi vardır. 904, 1087, 1135.
853 � SÜNBÜLZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Altıyüzaltmışbeşinci [665] sırada Muhammed Mer�âşî ismine bakınız!
854 � SÜ�ÛD: Sü�ûd bin Abdül�azîz, iki kimsedir. Birincisi Sü�ûdî Arabistânın üçüncü meliki olup, 1217 [m. 1802] de idâreyi ele aldı. Çok müslimân kanı dökdü. [1231] de öldü. İkincisi, yirminci melikidir. 1372 [m. 1953] de hükûmet reîsi oldu. Ehl-i sünnete işkence yapdı. Zevk ve safâya daldı. 1384 [m. 1964] de tahtdan indirildi. Yunanistâna gidip, Atinada içkili, kadınlı kötü hayât geçirdi. 1388 [m. 1968] de orada öldü. Yerine kardeşi, ellisekiz yaşındaki Faysal getirildi. 1100.
855 � SÜVEYDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Emîn bin Şeyh Alî, Şâfi�î fıkh âlimlerinden ve Hâlid-i Bağdâdînin talebelerindendir. 1246 [m. 1830] da hacdan dönerken Necdde Büreyde şehrinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (El-cevâhir vel-yevâkît fî ma�rifetil-kıbleti vel-mevâkît) ve (Behce-tül-merdıyye fî ihtisâr-il-tuhfe-til-isnâ aşeriyye) kitâbları çok kıymetlidir. 1060.
856 � SÜVEYDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Alî bin Muhammed, Şâfi�î âlimlerindendir. Bağdâdda tevellüd, 1237 [m. 1821] senesinde Şâmda vefât etdi. (Reddü alel-imâmiyye) kitâbı çok kıymetlidir.
857 � SÜVEYDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdüllah bin Hüseyn Bağdâdî, Şâfi�î fıkh âlimidir. 1104 [m. 1692] de tevellüd, 1174 [m. 1760] de vefât etdi. Nâdir şâh tarafından hâzırlanan meclisde, yetmiş şî�î âlimi ile münâzara edip, aldandıklarını hepsine tasdîk etdirdi. O meclisdeki konuşmaları (Hucec-i kat�ıyye) kitâbında yazmışdır. Arabca olup, 1323 [m. 1905] ve 1981 senelerinde Mısrda ve İstanbulda basdırılmışdır. Yine kendisi tarafından Türkceye terceme edilip, [1326] da Mısrda ve (Hak Sözün Vesîkaları) ismi ile İstanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından basdırılmışdır. Nâdîr şâh, 1148 de Îrân şâhı oldu. 1160 da vefât etdi.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
858 � SÜYÛTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Celâleddîn Abdürrahmân bin Muhammed, şâfi�î âlimlerinin büyüklerindendir. Hadîs imâmı, müctehid idi. 849 [m. 1445] da Mısrda tevellüd, 911 [m. 1505] de orada vefât etdi. Her biri çok kıymetli olan, beşyüzden fazla kitâb yazdı. Çoğu Mısrda ve Avrupada ve İstanbulda basıldı. Dahâ yirmiiki yaşında iken, Celâleddîn Muhammed bin Ahmed Mehallînin İsrâ sûresine kadar yapdığı ve [864] de vefât edince, yarıda bırakdığı tefsîri temâmladı. Bunun için (Celâleyn tefsîri) denildi. Ahmed Sâvînin bu tefsîre hâşiyesi meşhûrdur. Almanca (Meyer Lexikon) adındaki kitâbda, (Yorulmadan, yılmadan yazan Süyûtînin üçyüzden fazla eseri vardır) diyor. Yetîm olarak büyüdü. Sekiz yaşında hâfız oldu. Tefsîr, hadîs, fıkh, nahv, me�ânî, beyân, bedî� ve lügat ilmlerinde mütehassıs oldu. Şâma, Hicâza, Yemene, Hindistâna, Fasa gitdi. 45, 63, 120, 390, 391, 418, 421, 442, 445, 450, 458, 463, 465, 467, 469, 504, 693, 741, 876, 1007, 1016, 1134, 1156.
859 � ŞA�BÂN-I VELÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kastamonilidir. Hayreddîn-i Tokâdî 941 [m. 1535] de vefât edince, halîfesi olmuşdur. Hayreddîn efendi de, Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesidir. Çelebî halîfe, 899 [m. 1493] de, hacca giderken Şâmda vefât etmişdir. 1125, 1156.
860 � ŞA�BÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Amr Âmir, Tâbi�înin büyüklerindendir. Kûfenin en büyük âlimi idi. İmâm-ı a�zamın hocalarındandır. Yirminci [20] senede Basrada tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Kûfede vefât etdi. (El-Kifâye) kitâbı meşhûrdur. 504, 761.
861 � ŞÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Ebû Abdüllah Muhammed bin İdrîsin dedesinin dedesi Şâfi�, Kureyş kabîlesinden ve Eshâb-ı kirâmdan olduğu için, Şâfi�î adı ile meşhûr olmuşdur. Şâfi�in dedesinin dedesi de Hâşim bin Abd-i Menâfdır. Büyük müctehid ve mezheb reîsidir. 150 [m. 767] senesinde Gazzede tevellüd, 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. İki yaşında Medîneye götürüldü. İmâm-ı Mâlikden okudu. Yedi yaşında hâfız oldu. Hadîs, fıkh, lügat ve edebiyyâtda çok yükseldi. Vera�, takvâ ve salâhda eşi yok idi. İmâm-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bağdâda, [197] de Mekkeye, [199] da Mısra geldi. Üsûl-i fıkh ilmini ilk yazandır. Hadîsde (Sünen) ve (Müsned)i, fıkhda (Kitâb-ül-ümm)ü çok kıymetlidir. 49, 50, 59, 60, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408, 414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739, 770, 881, 882, 1009, 1045, 1070, 1077.
862 � ŞÂH İSMÂ�ÎL: Şeyh Safiyyeddînin torunlarından olduğu için, Safevî denir. Îrânda, Tebrîzde 908 [m. 1502] de Safevî şî�î hükûmetini kurdu. İmâm-ı Mûsâ Kâzım �rahmetullahi aleyh� soyundan olduğunu söylerdi. Fekat, Hüseyn Şirvânînin, (Ahkâm-üd-dîniyye) kitâbında, bu sözü tekzîb ve red etdiği (Kâmûs-ül-a�lâm)da yazılıdır. Hatay denilen türk kabîlesindendir. Babası şeyh Haydar, Îrânın Erdebîl şehrinde yerleşen Hatay kabîlesinden şeyh Cüneydin oğlu olup, kızıl başlık giyerdi. 1355 [m. 1937] yılında Îrânın edebiyyât târîhini yazan ingiliz Eduard Braun (Yavûz sultân Selîm mektûblarında, kendisini efsânevî Îrân şâhlarına, şâh İsmâ�îli ise, türk Efrâsyâba benzetiyordu. Şâh İsmâ�îlin ordusu, Mûsullu, Şâmlı, Rumlu gibi türk kabîlelerinden askerlerle dolu idi. Türkçe konuşuyorlardı) diyor. [Efrâsyâb, eski Tûrân hükümdârı idi. Îrân şâhlarından Ferîdûnün oğlunun torunu idi. Îrânı aldı. Çıkarıldı. Tekrâr aldı. Zâl oğlu Rüstemin kahramânlıkları ile yine çıkarıldı. Nihâyet Keyhusrev tarafından öldürüldü. (Şâhnâme)de uzun yazılıdır.] Şâh İsmâ�îlin türkce şi�rleri, el yazma dîvânı, Erdebîlde türbesindedir. [892] de tevellüd etdi. Babasından kalan Hataylı tekkesinde şeyh oldu. [905] de, mürîdleri ile Şirvâna saldırdı. Şî�îliği i�lân edince, Ehl-i sünneti öldürdü. Bunu haber alan Yavuz Selîm hân, 920 [m. 1514] senesinde, Çaldıranda şâhı ve askerlerini perîşan etdi. Kaçdılar. 930 [m. 1524] da Erdebîlin Serab kasabasında öldü. İntikâmcı, sefîh, alçak bir zındık idi. (Mir�ât-i kâinât)da diyor ki, Yıldırım Bâyezîd zemânındaki Evliyâdan Abdürrahmân-ı Erzincânî, Safiyyeddîn-i Erdebîlî hazretlerinin halîfelerinden idi. Amasyada, bir sabâh çok üzgün olup, sebebi soruldukda, (Erdebîlî oğullarının i�tikâd ve takvâları güzel idi. Şimdi şeytân onları doğru yoldan sapdırdı) buyurdu. Sonra, şeyh Haydarın şî�î olduğu haberi geldi. 61, 500, 502, 504, 515, 1103, 1167.
863 � ŞÂH SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhinne�: Osmânlı pâdişâhlarından, birinci Selîm hânın ve birinci Süleymân hânın ve üçüncü Mustafâ hânın kızlarıdır. Selîm hân ve Süleymân hân ismlerine bakınız! 1167, 1173.
864 � ŞÂH VELİYYULLAH-I DEHLEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Abdürrahîm, 1114 [m. 1702] de Delhîde tevellüd, 1176 [m. 1762] da Delhîde vefât etdi. Babası, hazret-i Ömer, vâlidesi hazret-i Alî soyundandır. Mevdûdînin yazdığı gibi, mezhebsiz değildir. Ehl-i sünnet âlimi idi. (Fâideli Bilgiler) kitâbına bakınız! Büyük Velî, Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Şâh Velîyyullah derin hadîs âlimidir. Ma�rifet esrârının tahkîkinde ve ilmin inceliklerini bildirmekde, yeni bir çığır açmışdır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikde, doğru yolun âlimlerindendir.) Çok kitâb yazdı. Eserleri Pâkistânda yeniden basılmakdadır. Şî�îlere karşı (Kurretül ayneyn fî tafdîl-i şeyhayn) ve (İzâle-tül hafâ an hilâfet-il-hulefâ) kitâblarından birincisi türkçe kısaltılarak (Müslimânların iki gözbebeği) adı ile (Eshâb-ı kirâm) kitâbının içinde, 1394 [m. 1974] de İstanbulda neşr edilmişdir.
Şâh Veliyyullah-ı Dehlevînin dört oğlu oldu. Birincisi, Şâh Abdül�Azîz [1159-1239] olup, hâl tercemesi altıncı sırada bildirilmişdir. Bunun kızının oğlu Muhammed İshak bin Muhammed Efdal, Nezîr Hüseyn Dehlevînin hocasıdır. (1262 [m. 1845]). (Mesâil-i erbaîn) kitâbı, vehhâbî olduğunu gösteriyor. Şâh Refî�uddîn (1163-1233) ile Şâh Abdülkâdir (vefâtı 1230) de büyük âlim idiler. Dördüncü oğlu Şâh Abdülganî (vefâtı 1227) genç iken vefât etdi. Bunun oğlu Şâh İsmâ�îl 1195 [m. 1781] de Delhîde tevellüd etdi. Büyük ehl-i sünnet âlimi olan dedesinin yolundan ayrılarak vehhâbî oldu. Vehhâbîlik inançlarının Hindistânda yayılmasına önderlik yapdı. Bu fitnenin başı olan Muhammed bin Abdülvehhâb-ı Necdînin (Kitâb-üt-tevhîd)ini urdu diline terceme ederek (Takviyet-ül îmân) ismi ile basdırdı. Böylece, vehhâbîliğin Hindistânda yayılmasına önayak oldu. 1396 [m. 1976] da Pakistânda, fârisîye terceme edilip, (Takvîm-ül beyân) ismi ile basdırıldı. (Sırât-ı müstekîm) ve başka kitâblar da neşr etdi ise de, ehl-i sünnet âlimlerinin �rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma�în� reddiyyeleri karşısında, 1243 [m. 1828] senesinde Pişâvur şehrine kaçdı. Müslimânlara önder olmak düşüncesi ile, orada Sîh (Sikhs)lere cihâd i�lân etdi. Çok müslimânın telef olmasına sebeb oldu. Kendisi de bu harbde, 1246 [m. 1831] târîhinde öldürüldü. Dedesinin şöhretine aldanarak, bunun tuzağına düşmüş olanlardan Abdüllah-ı Gaznevî ve Nezîr Hüseyn Dehlevî ve Muhammed Sıddık Hasen hân Pühüvâlî ve Reşîd Ahmed Kenkühî ve Diyobend şehrindeki medresenin ba�zı hocaları, vehhâbîliğe kendi düşüncelerini de karışdırıp, kitâblar neşr ederek, Hindistânda vehhâbîlik ismi altında, yeni bir çığır açdılar. Vehhâbîler, islâmiyyeti içerden yıkmak için ve sapık düşüncelerini bütün islâm memleketlerine yaymak için, şimdi (Râbıtat-ül-âlem-il-islâmî) teşkîlâtı te�sîs etdiler. Her memleketde, bilhâssa Afrikada câhil din adamlarını aldatarak satın alıyorlar. Bu din adamları, bunların sapık kitâblarını kendi dillerine terceme edip parasız dağıtıyorlar. Böylece, islâmiyyetin kal�ası olan, Ehl-i sünnet mezhebini içerden yıkmağa çalışarak islâm düşmanlarının ekmeklerine yağ sürüyorlar. 165, 263, 467, 1059, 1073, 1134, 1168, 1184, 1194.
865 � ŞÂHZÂDE SULTÂN MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymânın oğludur. 949 [m. 1541] da vefât etdi. Sultân Süleymân, bunun adına Şâhzâde câmi�ini yapdı. Câmi� 955 [m. 1547] de temâm oldu. Câmi� yanındaki türbesindedir. Bu türbede, sağında birâderi Cihângir sultân, sol yanında da kızı Hümâ şâh sultân yatmakdadır. Şâhzade Cihângîr Halebde 960 [m. 1552] da vefât edip İstanbula getirildi. Babası, bunun için Beyoğlunda Cihângîr câmi�ini yapdırdı. 1173.
866 � ŞARL: Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç, Napoli, Sicilya, Navara ve Sardenya kralları arasında çok Charle vardır. Fransadaki onbir Şarl şunlardır:
Şarl Martel 69 [m. 689] dan 124 [m. 741] e kadar yaşadı. 113 [m. 732] senesinde Puvatiyye yakınında Endülüs müslimânlarına gâlip gelmiş ve papa üçüncü Greguvar [Grégoire] tarafından tebrîk edilmişdir.
1. ci Şarl, buna Şarlman, ya�nî büyük Şarl denir. Şarl Martelin torunudur. [m. 742-814] Endülüs müslimânlarına mağlûb oldu. Almanyanın çoğunu aldı. Hârûnürreşîd buna sâat ve başka hediyyeler göndermişdir. Senelerin, mîlâd gününden başlanmasını, ilk olarak 192 [m. 808] de, bunun kabûl etdiği, sonra Kostantin tarafından kânunlaşdırıldığı Hasîb beğin Kozmoğrafya kitâbında yazılıdır. 761, 1107.
2. ci Şarl [m. 823-877] âciz idi. Ömrü, kardeşleri ile harb etmekle geçdi.
3. cü Şarl [m. 879-929], ömrü iç harblerle geçdi ve harbde öldü.
4. cü Şarl [m. 1294-1328], güzel Filibin oğludur. İngiliz kralı ikinci Edvard bunun eniştesi idi. Edvarda hiyânet edip, öldürülmesine sebeb oldu.
5. ci Şarl [m. 1368-1380], Fransayı İngiliz işgâlinden kurtardı. 1173.
6. ci Şarl [m. 1368-1422] zemânında, İngiltere kralı beşinci Hanri Fransayı alıp Fransa krallığını i�lân etdi.
7. ci Şarl [m. 1403-1461], Jandark isminde bir kızın yardımı ile Fransayı İngiliz işgâlinden kurtardı.
8. ci Şarl [m. 1470-1498], Napoliyi almış, yine gayb etmişdir.
9. cu Şarl [m. 1550-1574], on yaşında kral oldu. Annesi Katerina saltanat sürüp, kadınlar saltanatı Fransayı karışdırdı. Katoliklerle protestanlar arasında harbler oldu. Kral, hemşîresini, protestan olan Navara prensi dördüncü Hanriye verdi ise de, düğünde [Sent Bartelemi] yortusu gecesi, Fransadaki protestanların öldürülmesini emr etdi. Kendisi de, serây penceresinden silâh atmışdır. Sefâhat içinde öldü. 358, 534.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
10. cu Şarl Filip [m. 1757-1836], onbeşinci Louinin torunu ve onaltıncı Loui ile onsekizinci Louinin birâderidir. 1203 [m. 1789] ihtilâlinde Fransadan kaçdı. 1795 de İngilizlerin yardımı ile Fransaya girmek istedi ise de, 1824 de girebildi. 1830 da zâlim idâresine karşı isyân çıkararak yine kaçdı.
Şarl-kent başka olup, Alman imperatörleri olan yedi Şarlden beşincisidir. Bütün Avrupayı aldı ise de, 932 [m. 1526] de Osmânlılara mağlub oldu. 1071.
867 � ŞÂZİLÎ: İkiyüzellisekizinci [258] sırada Ebül-Hasen ismine bakınız!
868 � ŞEHÂBÜDDÎN SÜHREVERDÎ: 888. ci sırada (Şihâbüddîn-i Sühreverdi) ismine bakınız!
869 � ŞEKER-GENC �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ferîd-üd-dîn Mes�ûd Genc-i şeker, Hindistândaki Çeştiyye Evliyâsındandır. 569 [m.1173] da Delhîde tevellüd, 664 [m. 1265] de Mültanda vefât etdi. Kutbeddîn-i Bahtiyârın talebesi ve Nizâm-üd-dîn-i Evliyânın üstâdıdır. Bahtiyâr Üşî, 633 [m. 1234] de Delhîde vefât etdi. Ağzına aldığı taş, toprak, çömlek parçaları şeker gibi tatlı olurmuş. Bunun için, (Şeker hazînesi) demek olan Genc-i şeker adı ile meşhûr olmuşdur. Fârisî (Râhat-ül-kulûb) ve (Fevâid-üs-sâlikîn) kitâbları ve başka eserleri ve kerâmetleri bilinmekdedir. Hicretin binellialtı [1056] senesinde yazılıp 1331 [m. 1913] de Lüknov şehrinde basılmış olan (Siyer-ül-Evliyâ) kitâbında hâl tercemesi fârisî olarak uzun yazılıdır. (Mültân şeyhı) adı ile her sene, Muharremin beşinde kabri ziyâret edilmekdedir. 766, 1085.
870 � ŞEMSÜDDÎN SÂMÎ: 1266 [m. 1850] da Arnavutlukda tevellüd, 1322 [m. 1904] de İstanbulda vefât etdi. Erenköydedir. Fransızcadan türkceye resmli lügât kitâbı ve altı cild (Kâmûs-ül-a�lâm)ı basılmışdır. 388, 431, 441, 514.
871 � ŞEMSÜDDÎN SEHÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Abdürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m. 1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Şâfi�î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014.
872 � ŞEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şemsüddîn Muhammed bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ul-gaffâr) adını verdiği (Tenvîr-ül-ebsâr) şerhleri meşhûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâşim bin Abd-i Menâf oradadır. 462, 1183.
873 � ŞEMS-İ TEBRÎZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mevlânâ Muhammed bin Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� aşkından, yimez, içmez olmuşdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz aldı. Bâbâ Kemâlin yanında şeyh Fahreddîn-i Irâkî de yetişmekde idi. Şeyh Fahreddîn, her keşf ve hâlini, şi�rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Şemseddîne, (Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birşey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi şi�r söyliyemiyorum) dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadaş ihsân eder ki, o senin adına her ma�rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. 642 [m. 1244] de Konyaya geldi. Şekerrîzân hânına yerleşdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken karşılaşdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu. Aldığı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar vardı. Şemseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Şemseddîn kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek çok üzüldü. Şemseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü. Mevlânâ (Bu nasıl işdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir, Allah nerede, kendisi ve bulunduğu yer bilinmeyen şey yok demekdir. O hâlde Allah yokdur dedi. Şeyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin başına atdı. Başı çok acıdı. Seni mahkemeye vereceğim dedi. Ağrıyı ve başının neresinde olduğunu göster, sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduğuna inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken, yedi kişi gelip dışarı çağırdılar ve şehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın oğlu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diğer oğlu Behâüddîn Sultân veled rü�yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân Veled 712 [m. 1311] de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101.
874 � ŞEMSİ AHMED PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 988 [m. 1580] de Üsküdârda, Şemsi pâşa câmi�ini yapdırmışdır.
875 � ŞEMS-ÜL-EİMME HULVÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdül�azîz bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda vefât etdi. Muhammed Şeybânînin (Câmi�ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini şerh etmiş, (Nevâdir), (Mebsût), (Vâkı�ât) ve başka kitâblar yazmışdır. 216, 223, 271, 309, 444, 826.
876 � ŞEMS-ÜL-EİMME-İ SERAHSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sekizyüzondokuzuncu [819] sırada Serahsî ismine bakınız!
877 � ŞEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız!
878 � ŞERHABÎL �radıyallahü anh�: Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� ile konuşmak için Necrandan gelen altmış süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile şereflendi. 370.
879 � ŞERNBLÂLÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-İhlâs Hasen bin Ammâr Şernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Şürnblâlî de denir. Câmi�ul-ezherde müderris idi. (Câmi�ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi� olup, medrese olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi. (Nûr-ül-îzâh) ve bunun şerhı olan (İmdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh) ismlerindeki kitâbı ve kelâm ilminde (Merak-ıs-se�âde) kitâbı ve (Dürer) hâşiyesi çok kıymetlidir. 97, 269, 279, 298, 316, 356, 393, 629, 796, 815, 858, 1020.
880 � ŞEVBERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şems-üd-dîn Muhammed bin Ahmed Şevberî, Şâfi�î fıkh âlimidir. [977] de Şevberde tevellüd, 1069 [m. 1658] da vefât etdi. Kıymetli kitâbları vardır. Şevber Mısrdadır. 633, 638.
881 � ŞEVKÂNÎ: Kâdî Muhammed bin Alî Şevkânî, 1173 [m. 1759] de San�a şehrinin Şevkân kasabasında tevellüd, 1250 [m. 1834] de San�ada vefât etdi. San�ada kâdî idi. Babasından ve başkalarından (Ezhâr-ül-fıdda) ve (Bahr-ül-zehhâr) şî�î kitâblarının şerhlerini senelerce okuyarak, şî�î mezhebinde yetişdirildiği, (Feth-ul-kadîr) tefsîri Mısrda basılırken eklenen önsözde yazılıdır. Şî�îlerin Zeydî fırkasından olduğu Kuveyt müftîsi Muhammed bin Ahmed Halefin (Cevâb-üs-sâil) kitâbının 69. cu sahîfesinde yazılıdır. Zeydî mezhebinde olduğunu saklar, hanefî görünürdü. Şî�îler böyledir. Gitdikleri şehrlerdeki mezhebden olduklarını söylerler. Kendi mezheblerini saklarlar. Şevkânî de hanefî olduğunu söyler, fekat zeydî mezhebine göre fetvâ verirdi. Böylece şî�î mezhebini yaymağa çalışırdı. Şî�îler böyledir. Bu yola (Takıyye) yapmak denir. Çok sayıda, istifâdeli kitâbları vardır. Ehl-i sünnete uymıyan yazıları zararlıdır. 1976 senesinde Pâkistânda Siyalküt şehrinde urdu dilinde basılmış olan (Vehhâbî mezhebinin iç yüzü) kitâbında, İbni Teymiyyenin ve Şevkânînin mezhebsiz oldukları, vesîkalarla isbât edilmekdedir. Hindistânın büyük âlimlerinden Abdülhay Lüknevînin, Şevkânî için (Şevkânînin kötü hâllerini ve bozuk kitâblarını öğrenmek istiyen, benim (Ferhat-ül-müderrisîn bi-zikril-müellefât-i vel-müellifîn) kitâbımı okusun! Burada İbni Teymiyyenin (Minhâc-üssünne) kitâbını anlatırken, Şevkânînin de İbni Teymiyye gibi olduğunu, onun gibi ilmi çok ve aklı az olduğunu ve ondan da aşağı olduğunu uzun bildirdim) dediğini yazmakdadır. Abdülhay Lüknevî (Fevâid-ül-behiyye) kitâbının sâhibidir. 415, 416, 417, 492.
882 � ŞEVKÎ: Behâîlik dinsizliğini yaymağa uğraşanlardan biridir. Babası Abdülbehâ Abbâs 1339 [m. 1921] da Hayfada öleceği zemân büyük oğlu Şevkîyı, ilâhî emrin reîsi olarak rûhânî reis ve Behâîliğin açıklayıcısı ta�yîn etdi. Şevkî, 1315 [m. 1897] de Akkâda doğdu. Oksford üniversitesinde okudu. Amerikalı bir kızla evlendi. Her yerde Behâî teşkîlâtının ve ma�bedlerinin kurulmasına çalışdı. 1377 [m. 1957] de Londrada öldü. 483, 1060.
883 � ŞEYBE: Rebî�anın oğlu, Utbenin kardeşi ve Abd-i Şems bin Abd-i Menâfın torunu idi. Ümeyyenin kardeşi oğlu [yeğeni] idi. Bedr gazâsında hazret-i Hamza tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1186.
884 � ŞEYH EMÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyyedendir. 964.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
� Şeyh Müzzemmil: (Müjdeci Mektûblar) sahîfe 253 e bakınız!
885 � ŞEYH-İ NECDÎ: Şeytânın ismidir. Muhammedi öldürmek lâzım, bu işi Şeyh-i Necdî yapar dedi. (Fâideli Bilgiler) kitâbının 84.cü sahîfesine bakınız!
886 � ŞEYH TÂCEDDÎN BİN ZEKERİYYÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistân asîlzâdelerinden idi. Delhî köylerinden birinde Şeyhullah Bahş hazretlerinden icâzeti olduğu hâlde, hâce Muhammed Bâkî-billah �kuddise sirruh� Mâverâ-ün-nehr seferinden dönüp irşâda başlayınca, sohbetine koşdu. Tevâzu� ve insâfına karşılık teveccühe ve husûsî ve mahrem halvetlere kavuşdu. Kemâle erdi. Tekrâr icâzet aldı. Hazret-i Hâce vefât edince, şeyh Tâc, şaşkına döndü. Seyâhate çıkdı. Hacca gitdi. Hicâzda çok kimselere nasîhat etdi. Mekke âlimlerinden Ahmed ibni Allân, (Reşehât) kitâbını arabîye terceme etmişdi. Şeyh Tâcın sohbeti ile şereflendi. Kemâle erdi. 1031 [m. 1621] senesinde vefât etdi. Şeyh Tâceddîn, arabî olarak çeşidli kitâb yazdı. Tesavvuf büyüklerinin fârisî kitâblarını arabîye çevirdi. Bu büyüklere dil uzatan din adamlarına, güzel cevâb yazdı. (Reşehât) ve (Nefehât)ı arabîye terceme etdi. 1050 [m. 1641] de vefât etdi. 954.
887 � ŞEYHZÂDE MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Mustafâ, Hanefî âlimlerindendir. Müderris idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi. Beydâvînin (Envâr-üt-tenzîl) tefsîrine hâşiyesi çok kıymetli olup, hicretin 1306 senesinde İstanbulda matba�a-i Osmâniyyede basılmış ve Hakîkat Kitâbevi tarafından, dört cüz hâlinde basdırılmışdır. (Kasîde-i bürde), (Meşârık) ve (Vikâye) şerhleri meşhûrdur. Babası şeyh Mustafâ Müslih-uddîn efendi, Bâyezîd-i Velî zemânı meşâyıhından olup, Abdüllah-i ilâhînin halîfesi idi ve Hırka-i şerîfde (Müslih-uddîn) mescidini yapdırmışdır. Buna Tahta minâreli mescid de denir. Kabri, câmi�inin yanındadır. 491, 825.
888 � ŞİHÂBÜDDÎN-İ SÜHREVERDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Hafs Ömer bin Muhammed, Şâfi�î fıkh âlimi ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Ebû Bekr-i Sıddîkın soyundandır. 539 [m. 1145] da tevellüd, 632 [m. 1234] de, Bağdâdda vefât etdi. Ebû Necîb Sühreverdînin halîfesidir. Abdülkâdir-i Geylânînin sohbeti ile şereflenip kemâle erdi. Kitâbları arasında (Avârif-ül-me�ârif) kitâbı Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî) kitâbevinde satılmakdadır. Ayrıca Beyrutda (Dâr-ül-ma�rife) tarafından basdırılan (İhyâ-ül-ulûm) beşinci cildine de ilâve edilmişdir. Tesavvuf bilgilerini çok iyi bildirmekdedir. Şihâbeddîn Yahyâ bin Hüseyn Sühreverdî başka olup, felsefeye bağlanmışdı. 586 [m. 1189] da, Salâhaddîn-i Eyyûbînin emri ile Halebde katl edildi. 748, 749, 927, 953, 958, 1074, 1087, 1165.
889 � ŞİHRİSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül Feth Muhammed bin Abdülkerîm, fıkh ve kelâm âlimidir. 479 [m. 1086] da Horâsânda tevellüd, 548 [m. 1154] de Bağdâdda vefât etdi. Eş�arî mezhebinde idi. Yetmişüç islâm fırkasını geniş anlatan (Milel-nihal) kitâbı 1070 [m. 1660] senesinde vefât eden Nûh bin Mustafâ tarafından Mısrda türkceye terceme edildiği gibi, çeşidli Avrupa dillerine de çevrilmişdir. Arabîsi Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 416.
890 � ŞİLLER: Alman doktoru ve şâ�iridir. 1172 [m. 1759] de tevellüd, 1219 [m. 1805] da vefât etdi. Papaslar elinde din terbiyesi ile büyüdü ise de, hıristiyanlıkda, akl ve ilm dışı olan bozuklukları görerek, fâci�a [trajedi] tiyatro şi�rleri yazarak şöhret kazanmışdır. 27.
891 � ŞÎT �aleyhisselâm�: Âdem aleyhisselâmın oğludur. Babası ölünce, Peygamber oldu. Allahü teâlâ, buna elli suhuf (forma) gönderdi. Kâ�beyi taşdan yapdı. Nûh �aleyhisselâm� bunun soyundan olduğu için tûfândan kurtulanlar ve bütün insanlar bunun çocukları olmakdadırlar. Bunun için, ikinci Âdem sayılır. 81, 386, 387, 482, 1069, 1109, 1120.
892 � ŞOPEN: Chopin Polonyalı müzikcidir. 1225 [m. 1810] de tevellüd, 1265 [m. 1849] de vefât etdi. Romantizm üzerinde idi. (Polonya) yazısı meşhûrdur. 46.
893 � ŞÜREYH (KÂDÎ) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Ümeyye bin Hars, Tâbi�înin büyüklerindendir. Kırk yaşında iken hazret-i Ömer tarafından Kûfeye kâdî [hâkim] yapıldı. Hazret-i Alî halîfe iken, bunun karşısında, bir zimmî yehûdî ile muhâkeme edilmişdi. Çok âdil idi. Fıkhda ve tecribî ilmlerde çok bilgisi vardı. Yetmişdokuz 79 [m. 698] senesinde, yüzyirmi yaşında vefât etdi. Babasının adı Hani idi. Elçi olarak Medîneye gelmişdi. Resûlullahı görünce, müslimân oldu. Resûlullah, buna Ebû Şüreyh diye soy adı verdi. Kâdî Şüreyk başkadır.
894 � TABERÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Süleymân bin Ahmed Taberânî, hadîs âlimidir. Şâmda Taberiyyede [260] da tevellüd, 360 [m. 971] da orada vefât etdi. (Kebîr), (Evsat) ve (Sagîr) hadîs kitâblarını yazmak için, otuzüç sene, Irâk, Hicâz, Yemen, Mısr ve başka yerleri dolaşdı. 289, 386, 392, 450, 452, 472, 476, 645, 917, 1009.
895 � TABERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Ca�fer Muhammed bin Cerîr, tefsîr ve hadîs ve Şâfi�î fıkh âlimidir. 224 [m. 839] de Taberistânda tevellüd ve 310 [m. 923] da Bağdâdda vefât etdi. (Târîh-ul-ümem) ve yirmiüç cild (Câmi�ul-beyân) tefsîri çok kıymetlidir. Alî bin Muhammed Şimşâtî adında bir şî�î bu târîhi ihtisâr etmiş, bu şî�î kitâbı, (Taberî târîhi) adı ile türkceye terceme edilmişdir. Okuyanlar aldanmakdadır. Muhammed bin Cerîr bin Rüstem Taberînin şî�î olduğu, Âlûsînin (Tuhfe-i isnâ-aşeriyye muhtasarı) kitâbının altmışsekizinci [68] sahîfesinde yazılıdır. Muhammed bin Ebil-Kâsım Taberînin de şî�î olduğu (Esmâ-ül-müellifîn)de yazılıdır. Bunları İbni Cerîr hazretleri ile karışdırmamalıdır. 548 [m. 1153] de vefât eden imâmiyye fırkasından Fadl bin Hasen Taberînin (Mecma�ul-beyân) adındaki (Tabersî) şî�î tefsîri de, (Taberî) tefsîri ile karışdırılmakdadır. Muhibbuddîn Ahmed Taberî şâfi�î 694 de vefât etdi. 391, 445.
896 � TÂC-ÜD-DÎN-İ İSKENDERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Muhammed, İbni Atâullah İskenderî adı ile meşhûr olmuşdur. Mâlikî âlimlerinin ve Şâzilî tarîkatinin büyüklerindendir. Ebül Abbâs-ı Mürsînin talebesi ve Ebül-Hasen-i Sübkînin mürşididir. 709 [m. 1309] senesinde Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. (Hikem-i Atâ-iyye) ve (Letâif-ül-minen) kitâbları ve İbni Teymiyyeye reddiyyesi meşhûrdur. [Hindli şeyh Tâc-üd-dîn-i Nakşîbendî başka olup, râbıtayı isbât eden (Tâciyye risâlesi), Hâlid-i Bağdâdînin (Tahkîk-ı râbıta) risâlesinde mevcûddur. Bu risâle (İslâm Âlimleri) sonunda basdırılmışdır. Tâcüddin 1050 de Mekkede vefât etmişdir.] 1061, 1068, 1070, 1092, 1093.
897 � TÂC-ÜD-DÎN-İ SÜBKÎ: İkiyüzkırküçüncü [243] sırada Ebû Hasen-i Sübkî ismine bakınız! 496, 498, 1092.
898 � TÂC-ÜŞ-ŞERÎ�A �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ömer bin Sadr-üşşerî�at-ül-evvel Ahmed bin Ubeydüllah Mahbûbî, Burhân-üş-şerî�a Mahmûdun kardeşidir. Tâc-üş-şerî�a Ömerin oğlu Mes�ûd, amcası olan Burhân-üş-şerî�a Mahmûdun dâmâdıdır. Tâc-üş-şerî�a, Buhârâda Hanefî fıkh âlimi idi. 673 [m. 1274] de, Moğol fitnesinde şehîd oldu. (Hidâye)yi şerh edip (Nihâye-tül-kifâye) adını vermişdir. 872.
899 � TAHÂVÎ: Ebû Ca�fer Ahmed bin Muhammed, Hanefî fıkh âlimidir. 238 de Mısrda tevellüd, 321 [m. 933] de orada vefât etdi. 264, 307, 444.
900 � TÂHÂ-İ HAKKÂRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Tâhâ, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin onbirinci torunudur. Ya�nî Peygamberimizin soyundan seyyid olup, kürdlükle bir ilgisi yokdur. Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinin büyüklerindendir. Rûh bilgilerinin mütehassısıdır. Mevlânâ Hâlidin halîfesi olan seyyid Abdüllahın kardeşi molla Ahmedin oğludur. Seyyid Abdüllah, ma�kûl ve menkûl ilmlerde mâhir idi. 1229 da Bağdâda gelerek, tesavvufda da kemâle erdi. Seyyid Tâhâ, Nehri kasabasında ders vermeğe me�mûr edildi. 1269 [m. 1853] senesinde orada vefât etdi. Bütün hocaları gibi, islâmın güzel ahlâkını yaymış, siyâsete karışmamış, müslimânları hükûmete hizmet, kanûnlara itâat etmeğe ve herkese iyilik yapmağa teşvîk eylemişdir. Hâl tercemesi, Hakîkat Kitâbevinin İstanbulda neşr etdiği (The proof of prophethood) kitâbında ingilizce olarak yazılıdır. Oğlu, seyyid Ubeydüllah, Mekkede vefât etdi. Bunun dört oğlundan seyyid Abdülkâdir efendi İstanbulda a�yân [Senato] başkanı idi. 1344 [m. 1926] de Diyâr-ı Bekrde oğlu seyyid Muhammed ile birlikde şehîd oldu. Seyyid Muhammedin iki oğlundan seyyid Mûsâ, 1391 [m. 1971] de Şâh Rızâ Pehlevînin izni ve yardımı ile, Îrânın Rıdâiyye şehrinde Ehl-i sünnet bilgilerini ve tesavvuf ma�rifetlerini neşr etmekde idi. İkinci oğlu Ahmed Hıdır beğ Amerikada yüksek mühendislik tahsîli yapdı. Seyyid Ubeydüllah efendinin ikinci oğlu Muhammed Sıddîk efendi, Şemdinanda Katûne köyünde medfûndur. Bunun dört oğlu Râşid, Tâhâ, Şemseddîn ve Müslihüddîndir. Abdülkâdir efendinin ikinci oğlu Abdüllah efendi Rıdâiyyede neşr-i ilm ederken [m. 1969] da vefât etdi. Dize kasabasındadır. İki oğlundan Abdülkâdir efendi Rıdâiyyededir. Büyük oğlu Abdül�azîz efendi, 1401 [m. 1981] de şî�î lideri Humeynî tarafından Îrândan çıkarıldı. Bağdâddadır. Seyyid Tâhânın babası Ahmed ve dedesi Seyyid Sâlih ve bunun babası Seyyid İbrâhîm, Nehridedirler. 922, 969, 1061, 1158, 1169, 1171.
901 � TÂHİR-İ BEDAHŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Önce subay idi. Bir kal�a almağa giderlerken, rü�yâda Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� buna, (Bu muhârebeden dönüşde askerlikden ayrıl, tesavvuf büyüklerinin sohbetinde bulun!) buyurdu. Seferden dönüşde, askerliği bırakdı. Delhîye geldi. Sorup, araşdırıp, İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruh� hazretlerinin sohbetine kavuşdu. Yalvardı. Cân ve gönülden hizmet etdi. Yüce İmâmın merhametine kavuşdu. Nasîbini aldı. Uyanık iken, tenhâda ve galabalıkda, hergün Resûlullahı �sallallahü aleyhi ve sellem� görürdü. Sâf ve temiz rûhlu idi. Ba�zı keşflerini ve hâllerini, öylece bildirir, İmâm hazretlerini güldürürdü. Yüksek ma�rifetleri işitirken, (Evet öyledir, evet doğrudur) buyurur, mubârek başını sallardı. Tâliblere ta�lîm için icâzet verilip, Cumbura gönderildi. 287.
902 � TAHTÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Muhammed bin İsmâ�îl, Kâhirede Hanefî müftîsi idi. 1231 [m. 1815] de vefât etdi. (Dürr-ül-muhtâr)a ve (Merâkıl-felâh)a hâşiyeleri basılmışdır. Dürr-ül-muhtâr hâşiyesini Ayntablı Abdürrahîm efendi, arabîden türkçeye terceme etmiş ve basılmışdır. 134, 135, 142, 143, 181, 186, 200, 201, 238, 250, 262, 269, 278, 281, 283, 298, 316, 317, 318, 330, 344, 364, 468, 628, 635, 638, 767, 869, 999, 1074.
903 � TALHA �radıyallahü anh�: Talha bin Ubeydüllah bin Osmân bin Amr, ilk îmâna gelenlerden ve aşere-i mübeşşeredendir. Dedesi, Ebû Bekr-i Sıddîkın dedesinin kardeşidir. Bedr gazâsında, Şâm tarafında vazîfede idi. Diğer gazâlarda bulundu. Uhudda Resûlullahı korumak için çok yara aldı. Arkasında taşıyarak kayaya çıkardı. (Talha ile Zübeyr, Cennetde komşularımdır) hadîs-i şerîfi ile medh edildi. Çok zengin olup bütün malını Allah yolunda dağıtdı. Deve harbinde hazret-i Alîye karşı idi. Orada, ok ile şehîd oldu. Hazret-i Alî, buna çok üzüldü. Ağlıyarak, mubârek eli ile, yüzünden toprağı sildi. Nemâzını kendi kıldırdı. 510, 621, 1014, 1135, 1198.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
904 � TÂLÛT: Benî-İsrâîlin ilk hükümdârı idi. İşmôîl �aleyhisselâm� ta�yîn buyurmuşdu. Filistinliler ve Amâlika ile harb edip, gâlib geldi. Askeri arasında bulunan Dâvüd �aleyhisselâm�, onsekiz yaşında idi. Filistin ordusundaki, cesûr ve çok kuvvetli olan Câlûtu öldürdü. İşmôîl �aleyhisselâm� Tâlût yerine Dâvüd aleyhisselâmı hükûmet reîsi yapdı. O sırada Tâlût, harbde öldü. Kırk sene hükûmet sürdü. Yerine Dâvüd �aleyhisselâm� melik oldu. 510.
905 � TARSÛSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1117 [m. 1705] de vefât etdi. (Üsûl) ilminde (Mir�ât) kitâbına hâşiyesi meşhûrdur. 639.
906 � TÂRUH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İbrâhîm aleyhisselâmın asl babası idi. Mü�min idi. (Mir�at-i kâinât)da ve (Tefsîr-i teysîr)de ve molla Miskîn Mu�înin fârisî (Me�âric-ün-nübüvve) kitâbında ve tefsîrlerde, İbrâhîm aleyhisselâmın babası Târuhdur yazılıdır. Kâfir olan Âzer, İbrâhîm aleyhisselâmın öz babası değildi. Amcası idi. Târuh ölünce Âzer, İbrâhîm aleyhisselâmın annesini aldı. Böylece, üvey babası oldu. Târuh ile Âzer, iki kardeş idi. Âzerin (Tevrât)daki adı Târuh idi demek yanlışdır. 375, 389, 390, 391, 1079, 1118.
907 � TAŞKÖPRÜ ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Mustafâ, Osmânlı âlimlerindendir. 901 [m. 1495] de Bursada tevellüd, 968 [m. 1561] de İstanbulda Âşıkpâşa mahallesinde vefât etdi. (Şakâ�ik-i Nu�mâniyye) târîh kitâbı ile (Miftâh-üs-se�âde) kitâbı meşhûrdur. Oğlu Kemâleddîn Muhammed, (Miftâh)ı türkçeye terceme ederek (Mevdû�ât-ül ulûm) ismini vermişdir. 22, 299, 442, 1127.
908 � TAYYIBÎ: Şerefüddîn Hasen bin Muhammed 743 [m. 1342] de vefât etdi. (Mişkât) şerhi meşhûrdur.
909 � TEFTÂZÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yediyüzseksenbeşinci [785] sırada Sa�düddîn ismine bakınız!
910 � TEMÎM-İ DÂRÎ �radıyallahü anh�: Ensâr-ı kirâmdandır. Nasrânî âlimlerinden idi. Hicretin dokuzuncu senesinde Filistinden Medîneye gelip, Resûlullahı görünce, hemen îmân etdi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� Filistindeki Hebron, ya�nî Halîl-rahmân idâresini buna vermişdi. Şimdiki idârecileri bunun soyundandır. Şâmda vefât etdi. 440.
911 � TERMAN: Amerikalı felsefeci ve fikr adamıdır. 1380 [m. 1960] senesinde hayâtda idi. 405.
912 � TEZVEREN DEDE: Sultân Mahmûd türbesinden, Nûr-i Osmâniyye caddesine giden yolda, solda ufak bir türbededir. Fâtih sultân Muhammed zemânında idi. İstanbul halkı, hâcetlerinin hâsıl olması için, bu türbeye adak yapar idi. Bursada medfun olan seyyid Atâullah hazretlerine de Tezveren dede denilmekdedir. 334.
913 � TİCÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül� Abbâs Ahmed ticânî, büyük tesavvuf âlimidir. Ahmed bin İdrîs hazretlerinin halîfesidir. Cezâirin cenûbunda (Ayn-ı mâdî) denilen yerde 1150 [m. 1737] de tevellüd ve Fasda 1230 [m. 1815] da vefât etdi. Halvetînin bir kolu olan (Ticânî) tarîkatinin reîsidir. (Cevheret-üt-hakâık fissalât-i alâ hayril-halâik) ve (Cevâhir-ül-me�ânî) ve (Kitâb-ür-remâh) ve (Fid-difâ�an turuk-ı ehl-il-hüdâ) ve (Câmi�u-kerâmât-il-Evliyâ) ve (Nasara-tüz-zâkirîn) kitâblarında ve (Gâyet-ül-emânî) kitâbında kendisi ve tarîkati uzun anlatılmakdadır. İlk ikisi birlikde 1344 [m. 1926] da Mısrda, diğerleri Beyrutda basılmışdır. 1088.
914 � TİMOÇİN: Cengizin adıdır. 197. ci sırada Cengiz ismine bakınız! 1086.
915 � TÎMÛR HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Emîr Tîmûr Gürgân, 736 [m. 1336] da Mâverâ-ün-nehrde, Semerkandla Belh arasında, Keş kasabasında tevellüd, 807 [m. 1405] de vefât etdi. Semerkanddadır. Cengiz gibi Moğol soyundandır. 770 [m. 1369] de Belhi alıp, hânlığını i�lân etdi. Çok harb etdi. Hep gâlib geldi. Çine ve Delhîye kadar bütün Asyayı, Irâk, Sûriye ve İzmire kadar Anadoluyu aldı. İkiyüzbin kişi ile Çine giderken vefât etdi. Âlimleri severdi. Çok medrese ve kütübhâneler yapdı. Kanûnlar çıkardı. Kendi târîhini kendi yazdı. Teftâzânî gibi büyük âlimleri meclisinde bulundurur, nasîhatlerini dinlerdi. Nasreddîn hoca ile sohbeti vâki� değildir. Yıldırım ile harb etdiği için, Osmânlı târîhleri bunu haksız olarak kötülemekde, harb sâhasında ölenleri, zulm ve ortalığı kana boyamak şeklinde bildirmekdedir. Dört oğlundan ikisi kaldı. Biri Mîrân şâh olup, üç sene sonra, Kara-koyunlu askeri ile harb ederken öldürüldü. İkinci oğlu Mu�în-üddîn Şâhruh 779 [m. 1377] da Semerkandda tevellüd etdi. Babasının devletine hâkim oldu. 850 [m. 1545] de vefât etdi. Bunun oğlu Uluğ beğ 797 [m. 1395] de Semerkandda tevellüd etdi. Semerkand vâlîsi idi. İlme, fenne çok hizmet etdi. Babası ölünce, idâreyi ele aldı ise de, 853 [m. 1548] de, oğlu Abdüllatîf tarafından öldürüldü. Bu da, altı ay sonra öldürüldü. Tîmûr hân, hurûfîliği kuran Fadlullah-ı Tebrîzîyi öldürterek ve yanındakileri dağıtarak, çoğalmalarını önleyerek, islâmiyyete büyük hizmet etmişdir. 500, 751, 752, 1076, 1079, 1080, 1081, 1099, 1101, 1104, 1113, 1129, 1137, 1143.
916 � TÎMÛRTÂŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 872. ci sırada, Şemseddîn Tîmûrtâşî ve dokuzyüzseksenyedinci [987] sırada Zahîrüddîn Harezmî ismlerine bakınız! Doğrusu Tümürtaş olup, Hârezm şehrinde bir kasabadır. 1178.
917 � TİRMÜZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Îsâ, hadîs âlimlerindendir. Buhârânın cenûbunda, Ceyhûn nehri kenârında Tirmüz kasabasında 209 [m. 824] da tevellüd, 279 [m. 892] da Boğ şehrinde vefât etdi. (Sahîh-i Tirmizî) ve (Şemâil-i şerîfe) kitâbları çok kıymetlidir. (Şemâil) kitâbını Hüsâmeddîn-i Nakşibendî 1248 [m. 1832] de türkceye çevirmiş, tekrâr tekrâr basılmışdır. (Sünen-i Tirmizî) adındaki sahîhinin, Hindistânda, Diyobend şehrindeki (Dâr-ül-ulûm) müderrislerinden Muhammed Enver şâh Keşmîrî tarafından arabî şerhı yapılmış, (Me�ârif-üs-sünen) adı verilerek 1383 [m. 1963] senesinde, Muhammed Yûsüf Benûrî tarafından Pâkistânda basılmışdır. Altı cilddir. Enver şâh, burada İbni Teymiyyeyi mezheb imâmları derecesine çıkararak, onun sapık fikrlerine de yer vermiş, hattâ birinci cildde, rûhun madde olduğunu söyliyerek, imâm-ı Gazâlînin madde değildir demesini felsefeye kaymakla ithâm etmişdir. Hâlbuki, çok övdüğü Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî, (İzâle-tül-hafâ) kitâbının ikinci cildinde, Gazâlînin fıkh âlimi olduğunu, beşinci yüzyılın müceddidi olduğunu bildirmekde, onu çok övmekdedir. Yûsüf-i Benûrî, altıncı cildin yüzkırkdokuzuncu sahîfesinde, (İbni Teymiyyenin, kendi mezheb imâmı olan Ahmed bin Hanbelden ayrılarak, Dâvüd-i Zâhirî mezhebini tutduğunu) ve (İbni Teymiyye, birçok üsûl ve fürû� mes�elesinde Ehl-i sünnet âlimlerinden ayrılmış, asrının âlimleri ve sonra gelenler, onu red etmişlerdir) diyerek, (Me�ârif-üs-sünen) kitâbının kıymet kazanmasını sağlamışdır. 194, 338, 386, 424, 620, 640, 641, 993.
918 � TOKÂDLI EMÎN EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Emîn efendi, İstanbulda bulunan meşâyıhın büyüklerindendir. Mekke-i mükerremede Ahmed Yekdest-i Cüryânîden 1114 [m. 1701] senesinde icâzet almakla şereflendi. Üç sene sonra İstanbula geldi. Ayvanserâydaki Emîr Buhârî tekkesinin şeyhi olan Kırîmî Ahmed efendi 1156 [m. 1743] da vefât edince, buna halef olmuş ve 1158 [m. 1745] de vefât etdi. (Savâ�ık-ı Muhrika)yı türkceye terceme etdi. Unkapanına inen cadde ile Zeyrek yokuşunun kesişdiği tepe üzerinde Soğuk kuyu Pîrî pâşa medresesi kabristânında, âşıkları ziyâret edip feyz almakda, muradlarına kavuşmakdadırlar. Talebesi Müstekîmzâde de orada medfûndur. Muhammed Emîn efendi kahve ve tütün içerdi. 419, 1190.
919 � TOSUN PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mısr hâkimi Kavalalı Mehmed Alî pâşanın oğludur. Vehhâbîler Mekke ve Medîneyi ele geçirip yedi sene Ehl-i sünnet hâcılarını Mekkeye sokmadı. Tosun pâşa 1226 [m. 1811] de Mısrdan gönderildi ise de, muvaffak olamadı. Sonra Mısrda vefât etdi. 461, 1119.
920 � TURHÂN SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Sultân İbrâhîmin zevcesi ve dördüncü sultân Muhammedin vâlidesidir. Hadîce Turhân sultân, sâliha ve hayrı sever bir hânım idi. Eminönünde büyük Yeni câmi�in temelini Mâhpeyker Kösem sultân atmışdı. Turhân sultân temâmlatıp, 1074 [m. 1664] de ibâdete açıldı. Mekteb, medrese, imârethâne, kütübhâneler, çeşmeler yapdırdı. 1094 [m. 1682] de vefât etdi. Yeni câmi� yanındaki, Turhân sultân türbesindedir. Oğlu sultân dördüncü Muhammed ile torunları sultân ikinci Mustafâ ve üçüncü sultân Ahmed ve birinci sultân Mahmûd ve sultân üçüncü Osmân hân ve sultân beşinci Murâd ve sultân Mahmûdun vâlidesi Sâliha sultân ve diğer şâhzâdeler de buradadırlar. Üçüncü Mustafâ hânın vâlidesi Mihr-i şâh Emîne sultân ile birinci Abdülhamîd hânın vâlidesi Râbi�a sultân da buradadır. 1062, 1071, 1100, 1103, 1153.
921 � TÜR-PÜŞTÎ: Fadlullah bin Hasen, hanefî fıkh âlimlerinden olduğu (Esmâ-ül-müellifîn)de yazılıdır. 661 [m. 1262] senesinde vefât etdi. Tesavvufda (Tuhfe-tüs-sâlikîn) kitâbı ve (Müyessir) adındaki (Mesâbîh) şerhı çok kıymetlidir. (El-mu�temed fil-mu�tekad) adındaki akâid risâlesini Hakîkat Kitâbevi 1990 da basdırmışdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbında, 53.cü sahîfeyi okuyunuz!
922 � UBEYDÜLLAH-İ AHRÂR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ubeydüllah bin Mahmûd bin Şehâbüddîn, Sôfiyye-i aliyyenin büyüklerindendir. Müslimânların gözbebeğidir. Sekizyüzaltı [806] da Taşkendde tevellüd, 895 [m. 1490] de Semerkandda vefât etdi. Ya�kûb-i Çerhînin talebesi, Mevlânâ kâdî Muhammed Zâhid Bedahşînin üstâdı idi. Zâhirî ve bâtınî ilmlerin hazînesi idi. Dahâ çocuk iken kerâmetleri görülüyordu. Halâl kazanmak için, zirâ�at ile meşgûl olurdu. O kadar bereket oldu ki, binüçyüzden fazla çiftliği vardı. Herbirinde üçbin amele çalışırdı. Her sene sekizyüzbin batman zahîre uşr verirdi. (Tesavvuf bilgilerinin maksad ve netîcesi, kendini zorlamadan, uğraşmadan, her ân Allahü teâlâya teveccüh ve ikbâldir. Ya�nî, her ân, Allahü teâlâyı hâtırlamakdır) ve (Bir kimse, erbâb-ı cem�iyyet sohbetinde oturup, gönlünü Hak teâlâya verebilirse, ona zikr yapmağa ihtiyâc yokdur) buyururdu. (Râbıta edenler için, bedenin uzak olması, ma�nevî yakınlığa mâni� olmaz) derdi. (Çok açlık ve çok uykusuzluk dimâğı yorar. Hakîkatleri ve ince bilgileri anlamağı önler. Bunun için, riyâzet çekenlerin keşfleri hatâlı olur) ve (Zikr ve murâkaba, bir müslimâna hizmet yapılamadığı zemânda olur. Gönül kabûlüne sebeb olan hizmet, zikr ve murâkabadan önce gelir) buyururdu.
Ubeydüllah-i Ahrârın talebelerinden biri, Abdüllah-i İlâhîdir. Simavlıdır. İlm edindikden sonra Semerkanda, Buhârâya giderek feyz aldı. İcâzetle şereflenip Ubeydüllah-i Ahrâra intisâbı bulunan Emîr Ahmed-i Buhârî ile İstanbula geldi. Yolda Molla Câmî ile sohbet eyledi. Zeyrek kilise câmi�inde va�z ve halkı irşâd etdi. Emîr Buhârîye icâzet verdi. Vardar Yenicesinde 896 [m. 1491] da vefât etdi.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
Ubeydüllah-i Ahrârın bir talebesi de Abdüllah-i Semerkandîdir. Önce, Ya�kûb-i Çerhîye intisâb etmiş ve Alâüddîn-i Attârın halîfelerinden olan Nizâmeddîn-i Hâmûşdan da feyz almışdır. Uluğ beğ medresesinde müderris idi. Yûsüf-i Nebhânî diyor ki, (Sokakda giderken, ansızın atını istedi. Eshâbı ile Semerkandın dışına çıkdı. Onlardan ayrılıp, çok zemân sonra yanlarına geldi. Türk sultânı Muhammed hân, kâfirlerle harb ediyordu. Onun yardımına gitdim. Gâlib geldi dedi.) Fâtih, İstanbulu bu sûretle aldı. Sekizyüzyetmişbeş 875 [m. 1470] de vefât etdi. Ubeydüllah-i Ahrârın bir talebesi de Haydar babadır. Kırk sene devâmlı Eyyûb câmi�inde i�tikâf etdi. Sultân Süleymân bu zâtın üstün hâllerini işitince, Eyyûb Nişâncası ile Halîc arasında, Cezrî Kasım pâşa câmi�ine inen yol üzerinde (Haydar baba mescidi)ni yapdırdı. Haydar baba, 957 [m. 1550] de vefât etdi. Mescide girerken soldadır. Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin oğlu Muhammed Ubeydüllah 1083 de, bunun oğlu Muhammed Pârisâ 1142 de vefât etdi. 93, 95, 112, 388, 751, 943, 957, 969, 1050, 1057, 1079, 1095, 1137, 1141, 1148, 1173.
923 � UBEYDÜLLAH BİN CAHŞ: Resûlullahın halası Ümeymenin oğludur. Önce îmâna geldi, Eshâbdan oldu. Zevcesi Ümm-i Habîbe ve kardeşi Abdüllah ile Habeşistâna hicret etdi. Orada, mal ve mevkı� için, mürted oldu ve öldü. 380, 1186.
924 � UBEYDÜLLAH BİN MES�ÛD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yediyüzdoksanıncı [790] sırada Sadrüşşerî�a ismine bakınız! 1163.
925 � UBEYDÜLLAH BİN UTBE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdüllah Ubeydüllah bin Mes�ûd bin Abdüllah bin Utbe, Tâbi�înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi fıkh âlimlerindendir. Abdüllah ibni Mes�ûd �radıyallahü anh� hazretlerinin kardeşi olan Utbenin torunudur. 102 [m. 721] senesinde Medînede vefât etdi. 66.
� Uhud Gazvesi: Hamza ismine bakınız!
926 � UKÂŞE �radıyallahü anh�: Ebû Muhsin Esedîdir. Bedr gazâsında kılıncı kırıldı. Resûlullahın verdiği hurma dalı ile harb edip, çok kâfir katl etdi. Bütün gazâlarda bulundu. Çok yerinden yaralandı. Cennetle müjdelendi. Bir muhârebede Tuhayla bin Huveylid ismindeki bir papas tarafından sırtından hançerlenerek, kırkbeş yaşında şehîd edildi. Beyâz ve çok güzel idi. Kabri, Gâzîayntabda Nûrdağı kazâsı, Durmuşlar köyündedir. 677.
927 � UKAYL �radıyallahü anh�: Ebû Tâlibin dört oğlundan ikincisidir. Bedr gazâsında esîr oldu. Hazret-i Abbâs kendisi ile bunun fidyelerini verip Mekkeye gitdiler. Hudeybiyyeden önce Medîneye gelip îmân etdi. Gazâlarda bulunup, iltifâta mazhar oldu. Neseb bilgisi çok idi. Kardeşi hazret-i Alîye karşı hazret-i Mu�âviye ile birlikde idi. 506, 1059, 1085, 1100.
928 � URVE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Urve-tebniz-Zübeyr, Tâbi�înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi büyük âlimden biridir. Zübeyr bin Avvâmın oğludur. Annesi, Esmâ bint-i Ebû Bekrdir. Yirmiikinci [22] senede tevellüd, 94 [m. 712] senesinde Medîne yanında Fer� ovasında vefât etdi. 66.
929 � UTBE: Utbe bin Rebî�a bin Abd-i Şems bin Abd-i Menâf, Bedrde Kureyş ordusunun reîslerinden idi. Velîdin ve Ebû Huzeyfenin ve Hindin babası idi. Hind de, hazret-i Mu�âviyenin annesidir. Babası Rebî�a, Ümeyyenin kardeşi idi. Âyet-i kerîmeleri işitince, (Bu söz şi�r değil, sihr değil, kehânet değildir. Ey Kureyşliler! Beni dinlerseniz, bu adama dokunmayınız!) demişdi. Bedrde, kardeşi Şeybe ile birlikde, hazret-i Hamza tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1110, 1179, 1188.
930 � ÜMM-İ GÜLSÜM �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın kızıdır. Ebû Lehebin ikinci oğlu Uteybeye nikâhlandı ise de, (Tebbet yedâ) sûresi gelince, dahâ düğünleri olmadan boşadı ve Resûlullaha üzücü sözler söyledi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� da, (Yâ Rabbî! Buna canavarlarından birini musallat et!) diye beddüâ eyledi. Şâm yolunda bir arslan bunu parçaladı. Rukayye öldükden sonra vahy gelerek, Ümm-i Gülsüm hazret-i Osmâna �radıyallahü anhüm� nikâhlandı. Hicretin dokuzunda [9] vefât etdi. Nemâzını Resûlullah kıldırıp, defn olunurken kabri yanında durup, mübârek gözlerinden yaş akardı.
931 � ÜMM-İ HABÎBE �radıyallahü anhâ�: Ebû Süfyân bin Harb bin Ümeyyenin kızı idi. Hazret-i Mu�âviyenin kız kardeşi idi. Annesi Hind idi. Zevci Ubeydüllah bin Cahş ile birlikde müslimân olup, Habeşistâna hicret etdiler. Zevci, orada papaslara aldanıp mürted oldu ve öldü. Bu, yalnız, garîb, fakîr kaldı. Resûlullahın dîninden ayrılmam, dedi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� onu sevindirmek için nikâh etmek istedi. Necâşîye, ya�nî Habeş sultânına hicretin yedinci [7] senesinde mektûb yazdı. Necâşî, bu emr-i nebevî üzerine, bunu Resûl-i ekreme nikâh etdi ve Medîneye gönderdi. Babası Ebû Süfyân, o zemân, henüz îmâna gelmemişdi. Mekke kâfirlerinin reîsi idi. 44 [m. 664] senesinde Medînede vefât etdi. 380, 1185.
932 � ÜMM-İ HÂNÎ �radıyallahü anhâ�: Ebû Tâlibin kızı ve hazret-i Alînin �radıyallahü anh� kızkardeşidir. Hübeyre bin Amrin zevcesi idi. Öz adı Fâkite idi. Mekke-i mükerremenin feth edildiği gün, Hübeyre kaçdığı zemân, kendisi îmâna geldi. Resûlullah, bunun evinde gusl abdesti alıp, sekiz rek�at duhâ nemâzı kıldı ve su ile ekmek ıslatıp tuz ve sirke koyup yidi. (Ey Ümm-i Hânî! Sirke ne iyi yemekdir. Sirke bulunan ev fakîr olmaz!) buyurdu. 353, 354, 1096.
933 � ÜMM-İ MA�BED �radıyallahü anhâ�: Adı Âtike idi. Resûl �aleyhisselâm�, Hicretde bunun çadırına uğrayıp, za�îf koyunu sağınca, çok süt çıkmışdı. Bu mu�cizeyi zevcine söyledi. Sonra ikisi de, Medîneye gelip müslimân oldu. 738.
934 � ÜMM-İ SELEME �radıyallahü anhâ�: Adı Hind idi. Zevci Ebû Seleme ile Habeşistâna ilk olarak hicret etdiler. Ebû Seleme, Resûlullahın halası Berrenin oğlu Ubeydüllah bin Cahşın kardeşi olup, Medînede, hicretin dördüncü [4] senesi Uhud gazâsında aldığı yaradan vefât etdi. Ebû Bekr ve Ömerin �radıyallahü anhümâ� nikâh taleblerini kabûl etmedi. Resûlullahın nikâhı ile şereflendi. 59 [m. 678] senesinde Medînede seksendört yaşında vefât etdi. Son vefât eden zevceleri bu idi. 629, 1107.
935 � ÜMRİ-ÜL-KAYS: İslâmiyyetden önce yaşayan şâ�irlerdendir. Hîre hükümdârının oğludur. Ankarada, kralın Kayseriden gönderdiği zehrli gömleği giymekle vefât etdi. Kâ�beye asılan şi�ri edebî san�at bakımından çok kıymetlidir. Oğulları, zemân-ı se�âdete yetişmişdir. Şi�rleri Avrupa lisânlarına çevrilmiş, ilk olarak 1294 [m. 1877] de Pârisde basılmışdır. 367.
936 � ÜSÂME BİN ZEYD �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Anası Ümm-i Eymen ve babası, Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� âzâdlılarındandır. Onsekiz yaşında iken, bir birliğe kumandan yapıldı. [54] veyâ 59 [m. 678] senesinde Medînede vefât etdi. 376, 995, 1195, 1196.
937 � ÜSTÜVÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed, Hanefî âlimlerindendir. Şâmda tevellüd ve 1072 [m. 1662] de orada vefât etdi. Ayasofya câmi�inde yıllarca va�z etdi. Fıkhda (Üstüvânî risâlesi) meşhûrdur. 207.
938 � VAHÎDEDDÎN HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân altıncı Muhammed, İslâm halîfelerinin yüzbirincisi ve sonuncusudur. Osmânlı pâdişâhlarının otuzaltıncı ve sonuncusudur. Sultân Abdülmecîd hânın en küçük oğludur. 1277 [m. 1861] de tevellüd, 1344 [m. 1926] de, İtalyada San Remoda vefât etdi. Şâmda, sultân Selîm câmi�i kabristânındadır. 4 Temmuz 1336 [m. 1918] da büyük kardeşi sultân Reşâdın öldüğü gün halîfe oldu. İngilizlerin türk ve islâm düşmanı olduğunu iyi biliyordu. İsmâ�îl Hâmî Danişmend, (Osmânlı Târîhi Kronolojisi) kitâbının dördüncü cildinde, Vahîdeddîn hân hakkında geniş bilgi vermekdedir. 735, 1059, 1087, 1153, 1193.
939 � VÂHİDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-Hasen Alî bin Ahmed, tefsîr âlimi idi. (Basît), (Vesît), (Vecîz) adında üç tefsîri meşhûrdur. 468 [m. 1075] de, Nîşâpûrda vefât etdi. 416, 629.
940 � VAHŞÎ �radıyallahü anh�: Vahşî bin Harb Habeşî, hazret-i Hamzanın Bedr gazâsında öldürdüğü Tu�avme adındaki kâfirin kardeşinin oğlu Cübeyr bin Mut�imin kölesi idi. Uhud gazâsında, Cübeyr, buna, Hamzayı öldürürsen âzâd ol demişdi. Hind de babasının ve amcasının intikâmı için, Hamzayı öldürene çok altın va�d etmişdi. Bunlar için Vahşî, hazret-i Hamzayı, ok atarak ağır yaraladı ve kılıncı ile şehîd etdi. Ciğerlerini çıkarıp Hinde götürdü. Her ikisi de, dünyâ zîneti için, bu işi yapdı. Uhudda, Resûlullah, birkaç kâfire beddüâ etmişdi. Vahşîye niçin la�net etmiyorsun dediklerinde, (Mi�râc gecesi, Hamza ile Vahşîyi kolkola, birlikde Cennete girerlerken görmüşdüm) buyurdu. Mekkenin fethinden sonra, Vahşî, Tâiflilerle birlikde Medînede mescide gelip, îmân etdi. Afva kavuşdu. Fekat, Yemâme tarafına gitmesi emr olundu. Resûlullaha karşı çok mahcûb olup, başı önünde yaşadı. Bir dahâ Medîneye gelmedi. (Muhammediyye) kitâbında (Adı da Vahşî, kendi de vahşî) yazısı, müslimân olmadan önce Vahşî olduğunu bildiriyor. Îmân edince, tertemiz oldu. Bütün Evliyâdan yüksek oldu. Hicretin onbirinci [11] senesi Yemâmede mürtedler ile çok şiddetli harb oldu. Müseyleme ordusundan yirmibin, Hâlid ibni Velîd askerinden ikibin kişi öldü. Önce müslimânlar bozuldu. Sonra, Vahşî hazretleri kahramanca saldırıp, hazret-i Hamzayı şehîd etmiş olduğu kılınç ile Müseyleme-tül-kezzâbı öldürdü. Bunu gören müslimânlar hücûm edip, zafer elde edildi. Resûlullahın vaktîle, Vahşîyi Yemâme tarafına göndermesinin, büyük mu�cize olduğu böylece meydâna çıkdı. Yermük gazâsında da bulunup, rumlara karşı çok kahramânlıkları görüldü. Humsda yerleşdi. Hazret-i Osmân zemânında orada vefât etdi. Vahşînin îmân etdikden sonra, şerâb içdiğini ve bu yüzden had cezâsı verildiğini söyliyenler oluyor. Bu haberlere sahîh diyemeyiz. Sahîh desek bile, bu yüzden bir sahâbîye hattâ herhangi bir müslimâna dil uzatmak câiz olmaz. Her müslimânı ve Eshâb-ı kirâmın hepsini iyilikle yâd etmemiz emr olundu. Büyük âlim ve onüçüncü asrın müceddidlerinden mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, (Âdâb-ı tarîka-i aliyye) kitâbında buyuruyor ki, (Ehl-ullaha i�tirâz eden kimsenin küfr üzere öleceğini gösteren hadîs-i şerîfler vardır. Velînin ma�sûm olması şart değildir. Eshâb-ı kirâm arasında had cezâsı verilen ve eli kesilen oldu. Hâlbuki, Sahâbenin en aşağı derecede olanı da Velî idi. Hepsi, Sahâbî olmıyan Velîlerin hepsinden dahâ yüksek idiler. Velîlerin hepsi, günâha devâm etmekden mahfûzdurlar. Hepsi tevbe ve istigfâr eder. Belki, ba�zan günâh işlediği için pişmânlıkları, ağlamaları, Allahü teâlâya yalvarmaları dahâ çok olur. Dereceleri artar. Bu sebeble, (Hikem-i Atâiyye)de, (Zillet ve inkisâra sebeb olan günâh, izzet-i nefse ve kibre sebeb olan tâ�atden dahâ hayrlıdır) denilmişdir. Amelleri ve sıfatları müsâvî olan iki Velîden, tevbesi dahâ çok olanın, ma�sûm olandan dahâ üstün olduğu bildirildi.) (Buhârî)de diyor ki, (Eshâb-ı kirâmdan Abdüllah adında birine, şerâb içdiği için had cezâsı verildi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, buna la�net edildiğini işitince, (Ona la�net etmeyiniz! Çünki O, Allahı ve Resûlünü sevmekdedir) buyurdu. (Merec-ül-bahreyn)de, Ahmed Zerrûkdan alarak diyor ki, (Ma�sûm olmak, kusûrsuz olmak, Peygamberlere mahsûsdur. Velînin ma�sûm olması şart değildir. İsrâr ve devâm olmadan, büyük günâh işlemek, vilâyeti bozmaz. Velî, günâhından vazgeçer ve tevbe eder. Günâh işlemek, insanı helâk etmez. Günâha devâm etmek, tevbeyi terk etmek, helâk eder. Âdem aleyhisselâmın zellesi ile, İblîsin ısyânı, bundan dolayı farklı oldular.) Eshâb-ı kirâmın hepsini sevmekle ve hepsine saygılı olmakla emr olunduk. Sevilmeleri az veyâ çok olabilir. Fekat, hiçbirine dil uzatmamız, kötü bilmemiz câiz değildir. Kendi kusûrlarımıza bakmamız, hiçbir müslimânı gıybet etmememiz lâzımdır. 1106, 1152.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
941 � VÂNÎ MUHAMMED EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kendisi Vanlıdır. Fâzıl Ahmed pâşa 1072 [m. 1661] senesinde Vandan getirmişdir. Serâyda sultân dördüncü Muhammed hâna, va�z ederdi. İkinci Mustafâ hânın hocası oldu. Binyetmişaltı 1076 [m. 1665] da Mevlevîlerin simâ�larını ve Halvetîlerin rakslarını yasak etdirdi. Babaeskideki Hurûfî tekkesini yıkdırdı. Binseksenbir 1081 [m. 1670] de, şerâb satılmasını yasak etdirdi. Yeni câmi�de ilk Cum�a va�zı yapan budur. 1094 [m. 1682] de, sadr-ı a�zam Merzifonlu kara Mustafâ pâşa Viyanada haçlı orduları karşısında bozguna uğradığında, Vânî Muhammed efendi ordu şeyhi idi. Bunun için, Bursada Kestel köyüne sürüldü. Kestelde büyük câmi� ve mekteb yapdırdı. 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi. Boğaziçinde Vaniköy câmi�ini de yapdırmışdır.
942 � VÂSIL BİN ATÂ: Mu�tezile fırkasının kurucusudur. 80 [m. 699] de Medînede tevellüd, 131 [m. 748] de vefât etdi. Hasen-i Basrî hazretlerinin talebesi idi. Bunu dersinden kovdu.
943 � VÂSİLE BİN ESKA� �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmdan idi. Tebük gazâsından önce îmâna geldi. Bu gazâda bulundu. 841.
944 � VEHBÎ: Muhammed Vehbî bin Hüseyn Çelik, [1280] hicrî yılında, Konyanın Hâdim kazâsında tevellüd, 1362 [m. 1943] de Konyada vefât etdi. Siyâsî hayâta atıldı. Şer�ıyye vekîli iken, hilâfetin ilgâsı için fetvâ vermişdir. 45.
945 � VEHBÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Altıyüzaltmışbeşinci [665] sırada Muhammed Mer�aşî ismine bakınız!
946 � VEHEB BİN VERD MEKKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 153 [m. 770] senesinde vefât etdi. 608, 688.
947 � VELÎD BİN MUGÎRE: Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerindendir. Ebû Cehlin amcasıdır. Babasına Mugayre de denir. Birgün Resûlullahın yanına gelip, bana bir mikdâr Kur�ân oku dinleyeyim dedi. Dinledi. Çok tatlı, latîf, derin ve çok fâideli, bunu insan söyliyemez, dedi. Kâfirlerin yanına gidip, içinizde, şi�ri benden iyi bilen yokdur. Muhammedin okuduğu kelâm, insan ve cin şi�rlerine benzemiyor. O kâhin değildir. Sözleri kâhin sözüne benzemiyor. Deli dersek kimse inanmaz. Onda cünûn alâmeti yokdur. Şâ�ir de değildir. Sihirbâz da diyemeyiz. Sihre benziyen bir işi yok. Okuyup, üflemiyor, düğüm bağlamıyor, dedi. Öyle ise, ne diyelim, dediler. Velîd, ne demeli bilmem. Fekat, şu sözlerimizin hiçbiri yakışmıyor. Hangisini söylesek inanılmaz dedi. Diyecek birşey bulamadılar. Çünki, Peygamberdir demekden başka birşey yakışdıramadılar. Hicretin birinci [1] senesinde Mekkede öldü.
948 � VELÎD BİN UTBE: Kureyş kâfirlerinden Utbenin oğludur. Babası gibi, İslâm düşmanı idi. Kardeşi Ebû Huzeyfe ise, hâlis müslimân olup, bütün gazâlarda bulundu. Velîd, Bedrde babası ve amcası ile, meydâna yürüdü. Hazret-i Alî çıkıp, Velîdi bir hamlede katl eyledi. 506, 1093, 1185.
949 � VELİYYÜDDÎN TEBRÎZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Altıyüzotuzyedinci [637] sırada Muhammed bin Abdüllah ismine bakınız!
950 � VELİYYULLAH DEHLEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sekizyüzaltmışdördüncü [864] sırada Şâh Veliyyullah ismine bakınız!
951 � VELVÂLİCÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdî Zahîrüddîn Abdürreşîd 467 de Bedahşânin Velvâlc kasabasında tevellüd ve 540 [m. 1146] da vefât etmişdir. Semerkandda kâdî idi. Fıkhda (Emâlî) kasîdesi ve fetvâları vardır.
952 � VEYSEL KARÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üveys bin Âmir Karnî de denir. Tâbi�înin büyüklerinden olduğu hadîs-i şerîfde bildirilmişdir. Yemenlidir. Resûlullah sağ iken, görmediği hâlde müslimân oldu. Fekat, Sahâbî olamadı. Hazret-i Ömer zemânında Medîneye geldi. Çok hurmet gördü. Basrada yaşadı. Sıffîn muhârebesinde hazret-i Alînin yanında bulundu ve 37 [m. 657] de şehîd oldu. Anadoluya hiç gelmemişdir. Veysel Karânîye hediyye edilen hırka-i se�âdet, Van civârında İrisân beğlerine kadar gelmiş ve bunlardan Şükrüllah efendi, 1027 [m. 1618] senesinde, halîfe-i müslimîn ikinci Osmân hâna getirip hediyye etmişdir. Abdülmecîd hân, bu hırka-i se�âdet için, Fâtih civârında (Hırka-i şerîf) câmi�ini yapdırmışdır. Her sene Ramezân-ı şerîfde camekân içinde olarak Şükrüllah efendinin torunları tarafından halka ziyâret etdirilmekdedir. İstanbuldaki bütün câmi�ler hakkında, geniş bilgi veren (Hadîkatül-cevâmi�) kitâbında (Akseki mescidi)ni anlatırken diyor ki, (Bu mescidi Kemâleddîn efendi yapmışdır. Fâtih sultân Muhammed hân ile gelenlerdendir. Mescidin karşısında, Çorlulu Alî pâşanın yapdırdığı binâda (Hırka-i şerîf) ziyâret edilmekdedir. Binânın yanına bir imâret ve çeşme de yapmışdır. Sultân Mahmûd-i Adlî, binikiyüzkırkaltı [1246] da, bu binâyı yeniden yapdı.) Bu kitâb 1193 [m. 1779] de te�lîf ve 1253 de tevsî� ve 1281 [m. 1864] de tab� edilmişdir. Rûhların terbiye etdiği kimseye (Üveysî) denir. 677, 678, 909, 923, 1110.
953 � VOLTER: Fransız şâ�irdir. 1105 [m. 1694] de tevellüd etdi. 1192 [m. 1778] de öldü. İslâm düşmanı idi. Resûlullahın hazret-i Zeynebi nikâh etmesini, tiyatro olarak yazmış, âdî, alçak iftirâlar etmişdir. Bu yüzden, düşmanı olan papadan tebrîk mektûbu almışdır. İkinci Abdülhamîd hân, bu tiyatronun Avrupada oynatılmasına, çok şiddet göstererek mâni� olmuşdur. 381, 1197.
954 � WEGENER: Meteoroloji âlimi ve kutub kâşifidir. 1297 [m. 1880] de tevellüd, 1348 [m. 1930] de vefât etdi. Grönland seyâhatinde, buzlar arasında öldü. Kayaların kayması teorisini kurdu. 83.
955 � WESTENFELD: Alman müsteşriklerindendir. İbni İshakın (Sîret-i Resûlillah) kitâbını basdırmışdır. 374, 1115.
956 � WILLIAM CEYMS: Amerikalı felsefecidir. 1258 [m. 1842] de tevellüd etdi. 1328 [m. 1910] de öldü. (Pragmatizm)in kurucusudur. (Dînî tecribeler) ve başka kitâblarında, îmânlı olmağı övmüşdür. 27.
957 � WILLIAM STERN: Alman psikolog ve pedagoglarındandır. 1287 [m. 1871] de tevellüd etdi. Zekâyı ta�rîf ederken, zekâ, düşünceyi hayâtın yeni şartlarına uydurmakdır, demişdir. 405.
958 � YÂFES: Nûh aleyhisselâmın üç oğlundan biridir. Çin, rus, slav ve türkler, bunun soyundandır. Yâfes beşyüz yaşında suda boğuldu. Binlerle torunu, Asyaya ve o zemân mevcûd olan kara yolları ile, okyânus adalarına yayıldılar. Nûh aleyhisselâmın ve Yâfesin dînini ve nasîhatlerini unutarak, yıldızlara, güneşe, heykellere tapınmağa başladılar. 62, 377, 431, 483, 1123, 1157.
959 � YÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Afîf-üddîn Abdüllah bin Es�ad Yâfi�î, Şâfi�î mezhebi âlimlerindendir. 698 [m. 1298] senesinde Yemende tevellüd etdi. Mekkede yerleşdi. Kutb-i Mekke denir. 768 [m. 1367] de Mekkede vefât etdi. (Ravd-ur-rıyâhîn), (Neşr-ül-mehâsin-il-gâliyye) ve (Menâkıb-i Abdülkâdir) kitâbları meşhûrdur. (Neşr-ül-Mehâsin)de (Makâmât-i aşere)yi anlatmakdadır. Bu kitâbı, (Câmi�ul Kerâmât) kenârında basılmışdır. 419, 458.
960 � YAHYÂ �aleyhisselâm�: Zekeriyyâ aleyhisselâmın oğludur. Annesi Elisâ, İmrânın kızı idi. Hıristiyanlar Elizabeth diyor. Hazret-i Meryemin teyzesi oğlu idi. Dâvüd �aleyhisselâm� soyundandır. (Tevrât)da yazılı olan Îsâ aleyhisselâmın geleceğini haber verdi. Îsâ �aleyhisselâm� göke çıkarıldıkdan sonra, (İncîl)e uyduğu için, zâlim yehûdî hükümdârı büyük Herodun torunu, birinci Herod tarafından şehîd edildi. Mubârek bedeninin parçaları başka şehrlerdedir. İbni Âbidîn, önsözünde diyor ki, (Mubârek başı, Şâmda Ümeyye câmi�indedir.) 482, 507, 1194.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
961 � YAHY BİN MU�ÂZ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Zekeriyyâ Sôfiyyedendir. Rey şehrinde tevellüd etdiği için Râzî denir. 258 [m. 872] senesinde Nîşâpûrda vefât etdi. 419, 607, 610.
962 � YAHYÂ BİN MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdî İbn-ül-Hâşim-il-Bağdâdî [228] de tevellüd, 318 [m. 930] de vefât etdi. Fıkh ve hadîs âlimidir. (Kitâb-ül-kırâet) ve fıkhda (Sünen) ve hadîsde (Müsned) kitâbları vardır.
963 � YAHYÂ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Beşiktâş ile Ortaköy arasındaki câmi�i şerîfi yapdı. Amasyalıdır. Dokuzyüz [900] de Trabzonda tevellüd, 977 [m. 1569] de vefât etdi. Kabri üzerine ikinci Selîm hân tarafından türbe yapıldı. Tıb, matematik ve fizik bilgisi çok idi. Trabzonda vâlî olan sultân Süleymân ile süt kardeşi idi. Sultân Süleymân halîfe olunca, İstanbulda meşhûr olan yere yerleşdirdi. Babası Şâmlı Ömer efendi Trabzonda kâdî iken tevellüd etdi. Şi�r ve dîvânı vardır. Üveysîdir. Türbesinde dört erkek, dört kadın dahâ vardır. Yanındaki üç türbenin herbirinde birer Alî pâşa yatmakdadır. Yanında bir de niyyet kuyusu vardır.Bir niyyet kuyusu da, Eyyûbde Kaşgarî dergâhı yokuşunda 16 numaralı evin bağçesindedir.
Fetvâ sâhibi Minkârî-zâde Yahyâ efendi başkadır. Kırkikinci şeyh-ul-islâm idi. 1088 [m. 1677] de vefât etdi. Üsküdârda medresesi yanındadır. 250, 339, 631.
964 � YA�KÛB �aleyhisselâm�: İshak aleyhisselâmın oğlu, Yûsüf aleyhisselâmın babasıdır. Adı İsrâîl idi. Oniki oğlunun torunlarına (Benî-İsrâîl), ya�nî İsrâîl oğulları denir. Sonradan yehûdî denildi. Şâmdadır. İshak aleyhisselâmın ikinci oğlu İys idi. Bunun oğlu Rûm sarışın olduğu için bunun soyundan olanlara (Rûm) veyâ (Benî-Asfer) denildi. 356, 389, 390, 391, 482, 1006, 1122, 1151.
965 � YA�KÛB BİN SEYYİD ALÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Edirnede kâdî idi. Sonra Bursada müderris iken 931 [m. 1525] senesinde vefât etdi. (Gülistân) şerhı ve (Mefâtîh-ul-cinân) ismindeki (Şir�a-tül-islâm) şerhı meşhûrdur. Bu şerh 1288 [m. 1871]de İstanbulda basılmış ve Hakîkat Kitâbevi tarafından 1413 [m. 1992] de İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. 392, 596, 1036, 1142.
966 � YA�KÛB-İ ÇERHÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alâüddîn-i Attâr hazretlerinin talebelerinin büyüklerindendir. Derin âlim, veliy-yi kâmil idi. Gaznede Çerh köyünde tevellüd ve 851 [m. 1447] de Hülfetûda vefât eyledi. Hirâtda ve Mısrda tahsîl edip, Buhârâda Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbeti ve teveccühleri ile şereflendi. Tebâreke ve Amme cüz�lerinin tefsîri ve fârisî (Risâle-i ünsiyye) kitâbı Hindistânda basılmışdır. 957, 969, 1148, 1174, 1184, 1185.
967 � YEHÛDÂ: Îsâ aleyhisselâma îmân eden oniki havârîden biridir. Bunun mürted olup, Îsâ aleyhisselâmı otuz dirhem gümüş karşılığında yehûdîlere haber verdiği söylenmekdedir. Yudas İsharyot da denilmekdedir. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada (Havârîler) ismine bakınız! 1108, 1109.
968 � YEKDEST �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Yekdest Cüryânî, Buhârânın Cüryân kasabasında tevellüd etdi. 1069 [m. 1658] da ticâret için Hindistâna giderken Cüryândaki tâ�ûnda çoluk çocuğunun öldüklerini işitdi. Yolda eşkıyâlar basıp mallarını aldılar ve sol kolunu kesdiler. Çok üzüntülü Serhend şehrine geldi. 1069 [m. 1658] senesinde Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin hizmeti ile şereflendi. Onbir sene kahvesini pişirdi. Sonra hilâfet verilip Mekke-i mükerremede irşâda emr olundu. Otuzdokuz sene bu vazîfeyi yapdıkdan sonra 1119 [m. 1707] da Mekkede vefât etdi. Şeyh Ahmed Yekdest hazretlerinin çok talebesi vardır. Bunlardan biri, Muhammed Emîn Tokâdî hazretleridir. Bir talebesi de, Eğrikapı dâhilinde Emîr Buhârî mescidi tekkesindeki tatâr Ahmed efendidir. 1156 [m. 1743] da vefât etmişdir. Bu mescid, İvez pâşa câmi�inden Ayvanserâya inerken sağda sed üzerinde olup, 1384 [m. 1964] de kasden yakılmış, dört dıvârı ve mihrâbı dışındaki tatâr Ahmed efendinin ve başka birkaç taş kabr kalmışdır. Ahmed Yekdestin bir talebesi de, seyyid Abdülhakîm efendi hazretlerinin ikâmet etdiği, İdrîs köşkü civârındaki evi, Kaşgarî tekkesini ve câmi�i yapdıran, hâcı Murtezâ efendi olup, hesâb uzmanı idi. 1160 [m. 1747] da vefât etmişdir. Bu tekkenin bağçesinde medfûndur. Bunları 1158 [m. 1745] de yapdırmışdır. Tekkenin ilk şeyhi olan Abdüllah-i Kaşgârî, ondört sene sonra 1174 [m. 1760] de vefât etmişdir. Birinci sultân Mahmûd zemânındaki altmışüçüncü şeyh-ul-islâm seyyid Mustafâ efendi de, 1112 [m. 1699] de Ahmed Yekdest hazretlerine intisâb etmişdir. 1090 [m. 1678] da tevellüd ve 1158 [m. 1745] de vefât edip Üsküdârda medfûndur. 1157 [m. 1744] de, Eyyûb Nişâncasında şeyh-ul-islâm tekkesini ve mescidini yapdırdı. Bu mescid kapısında ve ayrıca Sarâchânede birer çeşmesi vardır. Ahmed Yekdestin bir halîfesi de dördüncü Muhammed hânın baş çuhâdârı Kahramân ağadır. 1147 [m. 1734] de vefât eden târîhci Muhammed Râşid efendi, bunun halîfesi Emîr ağaya mensûbdur. İki cild târîh kitâbı çok kıymetlidir. Kahramân ağanın bir halîfesi de, Enderûnlu Sührâb efendi olup, sonra Abdülganî Nablüsîden de feyz almışdır. Üsküdârda Azîz Mahmûd-i Hüdâî tekkesindeki mürşidlerden Mudanyalı zâde Muhammed Revşen efendi, Sührâb efendîden feyz almışdır. Ahmed Yekdestin halîfelerinden biri, kâdî Zıyâüddîn efendi, biri de rûznâmeci başı Muhammed Kumul beğdir. 1132 [m. 1719] de vefât etmişdir. Fındıklıda sâhilde molla Çelebî câmi�i yanında, 1121 [m. 1708] de vefât eden şeyh-ul-islâm Muhammed Sâdık efendinin kabri yanındadır. Sâdık efendi, kırksekizinci şeyh-ul-islâm olup, ikinci Ahmed hân zemânında, 1105 [m. 1691] de şeyh-ul-islâm olmuş, dokuz ay sonra, ikinci Mustafâ hân tarafından azl edilmişdir. Üçüncü Ahmed hân zemânında tekrâr şeyh-ul-islâm yapılmış, ihtiyâr olduğundan bir sene sonra azl edilmişdir. Bu câmi�i yapdıran Molla Muhammed Çelebî, İstanbul kâdîsı [hâkimi] idi. 998 [m. 1590] de vefât etdi. Eyyûbde Defterdâr caddesi ile Kızılmescidden gelen yolun kesişdiği yerde büyük türbededir. Ahmed-i Yekdestin bir talebesi de, 1117 [m. 1704] de vefât edip, Karaca Ahmed kabristânında defn edilen Muhammed Semerkandîdir. Bir talebesi de, Dâr-üs-se�âde ağası [ya�nî İstanbul vâlîsi] Beşîr ağadır. Bu isme bakınız! 1073, 1082, 1162, 1184.
969 � YESEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Muhammed Yesevî, Yûsüf-i Hemedânînin üçüncü halîfesidir. Türkistânda Yesi kasabasında tevellüd, 590 [m. 1194] da orada vefât etdi. Hâce Atâ-i Yesevî denir. Nevâyî dilinde (Atâ), baba demek ise de türkler meşâyıh ulularına (Atâ) derler. Buhârâda irşâd edip, sonra Türkistâna gitdi. Vedâ� ederken, hâce Abdülhâlık-ı Goncdüvânîye tâbi� olmaları için talebesine vasıyyet etdi. Türkistân meşâyıhının birincisidir. 503, 1103, 1193.
970 � YEZÎD: Emevî halîfelerinin ikincisidir. Hazret-i Mu�âviyenin oğludur. Yirmialtıncı [26] yılda Şâmda tevellüd etdi. [64] de vefât etdi. [60] senesinde halîfe oldu. 61 [m. 681] senesinin Muharrem ayında Kerbelâ fâci�ası oldu. Yezîd buna üzüldü. (Allah ibni Mercâneye la�net eylesin! Hüseynin istediklerini kabûl etmeyip de, onu katl etdirdi. Böylece, beni kötü tanıtdı) dedi. İbni Mercâne, Ubeydüllah bin Ziyâdın adıdır. Yezîd, müslimân idi. Nemâz kılardı. İslâmiyyete düşmân değildi. Yüzüğünün taşı üzerinde (Rabbünallah) yazılı idi. 490, 1066, 1092, 1139.
971 � YEZÎD BİN AMR HÜBEYRE: Emevîlerin son halîfesi olan Mervân bin Muhammed zemânında Irâk ve Horâsân vâlîsi idi. Ebâ Müslim ile çok harb etdi. İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfeyi habs etdi. Başına kamçı vurdurdu. 132 [m. 750] senesinde Ca�fer Mensûr tarafından öldürüldü. 441, 443.
972 � YUHANNÂ: Îsâ aleyhisselâma îmân eden oniki havârîden biridir. İbrânî dilinde Yahyâ demekdir. Rumcada Yohannes, yâhud Yani, ermenilerde Ohannes, ingilizlerde Con, fransızcada Jan denir. Dört İncîl yazanlardan biridir. Îsâ aleyhisselâmın teyzesinin oğlu idi. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada, (Havârîler) ismine bakınız! 372, 1109.
973 � YÛNÜS �aleyhisselâm�: Yûnüs bin Metâ, Mûsul yanındaki Nineve ehâlîsine Peygamber idi. Dinlemediler. Heykellere tapmakdan vazgeçmediler. Yûnüs �aleyhisselâm� üzüldü. Dicle kenârına geldi. Gemiye bindi. Hâlbuki, Allahü teâlâ, böyle emr vermemişdi. Gemi yürümedi. Kur�a çekdiler. Buna isâbet etdi. Suçlu benim buyurdu. Denize atdılar. Balık yutdu. Tevbe etdi. Balık, bunu bir kenâra çıkardı. Ölüm hâlinde idi. Tekrâr kuvvet buldu. Tekrâr Nineveye gitmesi emr olundu. Yûnüs �aleyhisselâm� gelmeden önce, hava kararmış, her yeri kara duman kaplamışdı. Kavmi korkup, tevbe etmiş, tevbeleri kabûl olup, azâb geri alınmışdı. Gelince sözlerini dinlediler. Yıllar geçdi. Şarkda Midyalılar Bâbilde Keldânîler meydâna geldi. 353, 356, 427, 482, 993.
974 � YÛNÜS BİN ABÎD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Takvâ ehli idi. Bezzâz idi. Ya�nî kumaş tüccârı idi. 841.
975 � YÛNÜS EMRE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tesavvuf ehli ve halk şâ�iridir. Boluludur. Porsuk çayının Sakaryaya karışdığı mahalde türbesi vardır. Tapdık Emreden feyz aldı. 843 [m. 1439] de vefât etdi. İlâhîleri zevkle okunmakdadır.
976 � YÛNÜS ŞEMMÂS: Roma İmperatörlerinden ikinci Klaudius zemânında [m. 268-270] Antakya patrîki idi. Allahü teâlânın bir olduğunu, Îsâ aleyhisselâmın Onun kulu ve Peygamberi olduğunu i�lân etdi. Çok kimseleri doğru yola getirdi. (Kâmûs)da Şemmâs kelimesinde diyor ki, (Hıristiyanlıkda, Patrîk, müctehid, mezheb sâhibidir. Papa, halîfedir. Matrân, Kâdî, hâkimdir. Üskuf, müftîdir. Kıssîs, hâfız, okuyucudur. Câsilîk, imâmdır. Şemmâs, müezzindir.)
977 � YÛSÜF �aleyhisselâm�: Yâ�kûb �aleyhisselâm� oniki oğlundan en çok Yûsüfü severdi. Kardeşleri, onu kıra götürüp kuyuya atdı. Onu kurt yidi dediler. Fekat Allahü teâlâ Onu korudu. Hem Peygamber yapdı, hem de Mısra hükümdâr yapdı. Dahâ çok bilgi için, (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 356, 482, 522, 787, 1006, 1151, 1190.
978 � YÛSÜF BİN AHMED SİCSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: (Münyetül-müftî) ve (Gunye-tül-fükahâ) kitâblarını yazmışdır. Altıyüzotuzsekiz 638 [m. 1240] senesinden sonra Sivâsda vefât etmişdir.
979 � YÛSÜF BİN CÜNEYD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ehî Çelebî denir. İkinci Bâyezîd hân devri âlimlerindendir. Tokatlıdır. Bursada, Edirnede ve İstanbulda müderrislik yapdı. Vikâyenin (Sadr-üş-şerî�a-şerhı)ne hâşiye yaparak (Zahîret-ül-Ukbâ) ismini vermişdir. Bu hâşiyesi ve (Hediyyet-ül-mehdiyyîn) adındaki (Elfaz-ı küfr) kitâbı ve (Beydâvî hâşiyesi) meşhûrdur. (Hediyyet-ül-mehdiyyîn) kitâbı da arabî olup, Hakîkat Kitâbevi tarafından 1394 [m. 1973] de İstanbulda basdırılmışdır. Akserây ile Topkapı arasında (Ehî zâde) câmi�ini yapdı. 905 [m. 1499] de vefât etdi. Câmi�i yanındadır. Kızının torunu Ehî-zâde Abdülhalîm bin Muhammedin (Riyâd-üs-sâdât fî-isbât-il-kerâmât ba�del-memât) kitâbı ve Molla Câmînin fârisî (Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbının tercemesi meşhûrdur. 85, 90, 454, 467, 1084, 1097, 1164.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
980 � YÛSÜF BİN ÖMER �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hanefî fıkh âlimlerindendir. 832 [m. 1429] de vefât etdi. (Kudûrî muhtasarı)nı şerh edenlerdendir. Bu şerhıne (Câmi�ul-mudmerât) veyâ kısaca (Mudmerât) denir. Yûsüf bin Ömer Sakafî başka olup, Emevîlerin Irâk vâlîsi idi.
981 � YÛSÜF DECVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Decve, Mısrda Dimyât yakınındadır. Fıkh âlimidir. İbni Teymiyyeyi ve Muhammed Abdühü red etmekdedir. Tütün içmek harâm değildir derdi. 1365 [m. 1945] de vefât etdi. 366, 461, 639.
982 � YÛSÜF-İ HEMEDÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Ya�kûb Yûsüf bin Eyyûb Hemedânî, Ehl-i sünnet âlimlerinden ve Evliyânın büyüklerindendir. Büyük âlimlerdendir. (Umdet-ül-makâmât)da diyor ki, (Piyâde olarak otuzyedi hac yapdı. Kur�ân-ı kerîmi binlerce hatm eyledi. Gece nemâzlarında, her rek�atde, bir cüz� okurdu. Tefsîr, hadîs, kelâm ve fıkhdan yediyüz cüz� ezberinde idi. İkiyüzonüç mürşid-i kâmilden istifâde etdi. Yedibin kâfirin îmâna gelmesine sebeb oldu. Hızır aleyhisselâm ile çok sohbet etdi. Hastalara ve nazar değenlere ta�vîz ve mıska yazardı. İmâm-ı a�zam soyundan idi). [440] da Hemedânda tevellüd, 535 [m. 1141] senesinde Hirâtda vefât etdi. Merv şehrindedir. Onsekiz yaşında Bağdâda gelip, Ebû İshak-ı Şîrâzîden okudu. Hanefî fıkh ve münâzara âlimi oldu. Ebû Alî Fârmedîden feyz alıp, kemâle geldi. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri bir kitâbında diyor ki, [602] senesinde şeyh Evhâd-eddîn-i Hâmid Kezmânî Konyaya geldi. Hemedânda Yûsüf-i Hemedânî, altmış yıldan ziyâde irşâd etmişdir. Birgün bir yere gitmek istedi. Hayvânın yularını serbest bırakdı. Hayvân bunu, şehr hâricinde bir mescide götürdü. Mescidde bir genç, buna birşey sordu. Cevâbını verdi, dedi. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, burada buyuruyor ki, (Sâdık olan talebe üstâdı kendi yanına çeker.) (Fetâvâ-i hadîsiyye) sonunda diyor ki, (Ebû Sa�îd Abdüllah ve İbn-üs-sakkâ ve Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, ilm tahsîli için Bağdâda gelmişlerdi. Yûsüf-i Hemedânî Bağdâdda, Nizâmiyye medresesinde va�z ediyordu. İbn-üs-sakkâ adındaki meşhûr derin âlim, kalkıp birşey sordu. Otur, senin sözünden küfr kokusu geliyor buyurdu. Hakîkaten İstanbula sefîr olarak gidip, orada hıristiyan oldu.) Abdülhâlık-i Goncdüvânî ve Ahmed-i Yesevî gibi büyük Velîler yetişdirdi. (Zînet-ül-hayât), (Menâzil-üs-sâyirîn) ve (Menâzil-üs-sâlikîn) kitâbları meşhûrdur. 969, 1062, 1090, 1103, 1191.
983 � YÛSÜF NEBHÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yûsüf bin İsmâ�îl bin Yûsüf Nebhânî, Hayfada Eczîm kariyyesinde 1265 [m. 1849] de tevellüd, 1350 [m. 1932] Ramezân ayında Beyrutda vefât etdi. Ondördüncü asrın büyük âlimlerindendir. Câmi�ul-ezheri bitirdi. Çok kitâb yazdı. Bunlardan 46 sının ismleri, vehhâbîleri red eden (Şevâhid-ül-hak) kitâbının başında yazılıdır. Bunların hepsi basılmışdır. Fazla bilgi için (Eshâb-ı kirâm) kitâbına bakınız! 454, 458, 459, 469, 1077, 1185.
� YÛŞA�: Mûsâ aleyhisselâmın dînini yayan peygamberlerdendir. Kur�ân-ı kerîmde ismi yazılı değildir. Mûsâ aleyhisselâmın hemşîresinin oğludur. Kabri, İstanbulda, Beykozda Yûşa� tepesinde olduğu söylenmekdedir. 482, 1152.
984 � YÛSÜF ZİY AKIŞIK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bosnada, Foçalıdır. [1303] de tevellüd, 1378 [m. 1958] de Fâtihde vefât etdi. Edirne-kapı kabristânında iken mubârek cesedi 2000 senesinde, zevcesi Sü�adâ hanımın cesedi ile birlikde, Eyyûbda Kaşgârî tekkesi kabristânına nakl edilmişdir. Ahmed bin hâcı Sâlih bin Zülfikâr pâşa oğludur. Zülfikâr pâşa, Akkoyunlu soyundandır. Yûsüf Ziyâ beğ, Vefâda Karamürsel kumaş fabrikası müdîri idi. Yüzlerce müslimân fakîrin sığınağı idi. Yüzlerce gencin hidâyete kavuşmasına sebeb oldu. Seyyid Abdülhakîm efendinin sohbeti ve hizmeti ile şereflenmiş, teveccüh ve feyzlerine mazhar olmuş, derece-i kemâle vâsıl olmuşdur. Halk içinde, Hak ile idi. Seyyid Abdülhakîm efendi, 1348 [m. 1929] de Ziyâ beğe hediyye etdiği (Mektûbât) kitâbı iç kapağına (Bu kitâb, Yûsüf Ziyâ ibni Ahmede, din kardeşi hattâ babası yerindeki Abdülhakîm vâsıtası ile, Allahü teâlâ tarafından ihsân edilmişdir) yazmışdır. Bu kitâbı, altı cild bir arada, fârisî olarak, 1166 [m. 1752] da Fâtihde Mesîh pâşa câmi�i civârındaki (Hâcı İlyâs Mescidi) imâmı Vâsık İbrâhîm efendi, çok nefîs olarak yazmışdır. Hüseyn Hilmi Işık, Ziyâ beğin dâmâdıdır.
985 � ZÂHİDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhtâr bin Mahmûd, Hanefî fıkh âlimlerindendir. Îrânda Hârezmde tevellüd, 658 [m. 1259] senesinde vefât etdi. (Hâvî), (Müctebâ), (Kudûrî şerhı) kitâbları çok kıymetlidir. (Kınye-tül-fetâvâ) kitâbında za�îf bilgiler de vardır. 269, 375, 852, 873.
986 � ZÂHİD-ÜL-KEVSERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Zâhid bin Hasen, sultân Vahîdeddîn hân zemânında, şeyh-ul-islâm Mustafâ Sabrî efendinin ders vekîli idi. Kafkasyalı çerkesdir. 1295 [m. 1878] de tevellüd, 1370 [m. 1951] de Mısrda vefât etdi. Zemânının tefsîr, hadîs ve fıkh âlimi idi. Vehhâbîliği red eden (Esseyf-üs-sakîl) kitâbı ile (Makâlât)ı çok kıymetlidir. (El-işfâk alâ ahkâm-ıt talâk) kitâbı Kâhirede ve (İrgâmül-merîd) kitâbı Hakîkat Kitâbevi tarafından İstanbulda basılmışdır. (Hüsn-üt-tekâdî) kitâbında Şâh Veliyyullahı tenkîd etmekdedir. 454.
987 � ZAHÎRÜDDÎN-İ HÂREZMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin İsmâ�îl Zahîrüddîn-i Tîmûr-tâşî Hârezmî, 601 [m. 1204] de vefât etmişdir. Hanefî fıkh âlimlerindendir. İmâm-ı Muhammedin (Câmi�us-sagîr)ini şerh etmişdir. 1183.
988 � ZAHÎREDDÎN-İ İSHÂK: Ebül Mekârim Velvâlicî. (Velvâliciyye fetvâsı) İstanbulda basılmışdır. 710 [m. 1310] da vefât etdi.
989 � ZEBÎDÎ [Zübeydî]:Ahmed bin Ahmed, 893 [m. 1488] de vefât etdi. (Tecrîd-üs-sarîh) adındaki iki cild (Buhârî) muhtasarı meşhûrdur. Şerkâvî ve İbni Kâsım-ı Gazzînin hâşiyeleri ile birlikde 1347 [m. 1928] de Mısrda basılmışdır. 1083.
990 � ZEHEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Ebû Abdüllah Şemseddîn Muhammed bin Ahmed bin Osmân bin Kaymaz Türkmânî Mısrî, hadîs ve târîh âlimlerindendir. 673 [m. 1274] de Şâmda tevellüd, 748 [m. 1348] de Mısrda vefât etdi. Eserlerinden (Mîzân-ül i�tidâl), oniki cild (Târîh-ül-islâm), (Tecrîd fî-esmâ-i Sahâbe) ve (Es-sahîfe fî-menâkıb-i Ebî Hanîfe) kitâbları vardır. (Et-tıbbün-Nebevî) çok fâideli olup, İbrâhîm Ezrâkın (Teshîl-ül-menâfî�)i hâmişinde olarak Mısrda ve 1396 [m. 1975] da İstanbulda basılmışdır. (Tecrîd) Beyrutda, (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. İbni Teymiyyenin talebesidir. 442, 443, 652, 719, 734, 765, 1117.
991 � ZEKERİYY �aleyhisselâm�: Süleymân aleyhisselâmın soyundandır. Kudüsde Beyt-i mukaddesde (Tevrât) yazmağı, kurban kesmeği idâre ederdi. Zevcesi Îsâ� hâtûn veyâ Elîsa�, hazret-i Meryemin hemşîresi idi. Babaları İmrân idi. İmrân, önce Îsâ� hâtûnun annesi ile, sonra bunun başka erkekden olan kızı Hunne ile evlenmişdi. Hazret-i Meryemin annesi Hunne, (Cenâb-ı Hak bana bir oğul ihsân ederse, Beyt-ül-mukaddese hizmetci yapacağım) diye adadı. Kızı oldu. Adını Meryem koydu. Hazret-i Meryem dünyâya gelmeden önce, babası İmrân vefât etdi. Hunne, kızını Beyt-ül-mukaddese hediyye etdi. Zekeriyyâ �aleyhisselâm�, onu evine götürdü. Teyzesi Îsâ� büyütdü. Sonra, ona Beyt-ül-mukaddesde oda yapdırdı. Hazret-i Meryem, bu odada ibâdet ederdi. Yanına Zekeriyyâ aleyhisselâmdan başka kimse giremezdi. Cebrâîl �aleyhisselâm�, Zekeriyyâ aleyhisselâma gelip, Îsâdan Yahyâ adında oğlu olacağını haber verdi. Yahyâ aleyhisselâmdan altı ay sonra, (Beyt-üllahm) denilen yerde, hazret-i Meryemin oğlu Îsâ �aleyhisselâm� tevellüd etdi. Yehûdîler, Zekeriyyâ aleyhisselâma iftirâ etdiler. Sonra, şehîd etdiler, şehîd olurken, yüz yaşında idi. 482, 507, 1135, 1189.
992 � ZEMÂHŞERÎ: Zimâhşerî de denir. Allâme Ebül-Kâsım Mahmûd Cârullah bin Ömer, tefsîr, fıkh ve lügat âlimi idi. Mu�tezile mezhebinde idi. Ölürken tevbe etdiği söylenmekdedir. 467 [m. 1074] de Hârezmde Zemâhşer kasabasında tevellüd, 538 [m. 1144] de arefe gecesinde Cürcâniyyede vefât etdi. Belâgat ilminde çok yüksek idi. (Esâs-ül-belâga) kitâbı iki cilddir. Mısrda basılmışdır. (Mukaddeme-tül edeb) lügat kitâbı, [1117] de Bursada Murâdiyye medresesi müderrisi tarafından türkceye terceme edilmiş, İstanbulda basılmışdır. (Keşşâf tefsîri) Kur�ân-ı kerîmin belâgatini göstermekde bir şâheserdir. Hanefî mezhebine göre ibâdet ederdi. (Kudûrî muhtasarı)nı şerh etdi. İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin menâkıbını yazdı. Ayasofya câmi�i hakkında da bir risâlesi vardır. Bir ayağı kırık, takma idi. Mekke-i mükerremede beş yıl kaldı. Bunun için Cârullah denir. 416, 417, 644.
993 � ZEMÂN ŞÂH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şâh-ı zemân da denir. Efganistân hükümdârlarındandır. Ahmed Şâh-ı Ebdalînin torunu ve Tîmûr Şâhın oğludur. 1207 [m. 1793] de pederi ölünce, Kâbilde hükümdâr oldu. 1210 da Lahore ve Delhîye ziyârete giderken Hirât hâkimi küçük kardeşi Mahmûd şâh Kâbile tecâvüz edince, geri döndü. 1214 de Mahmûda mağlûb oldu. 1255 [m. 1839] de ingilizler, Kâbile en küçük kardeşi şâh Şücâ�ı getirdiler ise de, 1258 de Şâh-ı zemân hükûmeti tekrâr eline aldı. Serhend şehrinde imâm-ı Rabbânî hazretlerinin küçük türbesini ta�mîr edip üzerine büyük, çok müzeyyen, mermerden bir türbe yapdırdı. Bunun yanındaki türbede zevcesi ile birlikde medfûndur. 1121.
994 � ZENBİLLİ ALÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı Şeyh-ul-islâmlarının sekizincisidir. Karamanlıdır. Mevlânâ Muslih-uddîn efendinin talebesi ve dâmâdıdır. 908 [m. 1502] de Şeyh-ul-islâm oldu. 932 [m. 1526] de vefât edinciye kadar ikinci Bâyezîd ve Yavuz sultân Selîm ve Kânûnî sultân Süleymân zemânlarında, bu makâmda başarı ile çalışdı. Yavuz sultân Selîmin şiddetli hareketlerini bile teskîne muvaffak oldu. Zühd ve takvâsı ve istikâmeti ile şöhret yapdı. İbni Kemâl Ahmed Şemseddîn efendi, kendisine halef oldu. Cemâlî ismini kullanırdı. (El-muhtârât) fıkh kitâbı çok kıymetlidir. Zeyrek yokuşundaki türbesindedir.
995 � ZENON: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (Revakuyyun) denir.
996 � ZERDÜŞT: Mecûsî ya�nî ateşe tapma dîninin kurucusudur. Mîlâddan altıyüz [600] sene önce Hindistânda doğdu. Berehmen din adamları tarafından kovuldu. Belhde Mecûsî dînini yaydı. İyilik tanrısı (Îzed) veyâ (Ormüzd) ile kötülük ve karanlık tanrısı (Ehrimen) olmak üzere iki tanrı vardır dedi. (Zend) kitâbı ve (Avesta) denilen şerhı Avrupada basılmışdır. Îrân şâhı İsfendiyâr, bu dîni yaymak için Tûranlılarla çok harb etdi. Mejdek, Mecûsîliğe (İştirâkiyye) i�tikâdını da katdı. Ondan önce Îrânlılar (Sâbi�î) idi. Güneşe ve yıldızlara taparlardı. Hazret-i Ömer Îrânı alınca, acemler müslimân oldu. Mecûsî dîni Hindistânda kaldı. Bugün, Îrânlılar, eski millî âdetler diye mecûsî âyinlerini ve sayılı günlerini ortaya çıkarıyorlar. 528.
997 � ZERKÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Abdülbâkî Ezherî, Mısrda, Mâlikî hadîs ve fıkh âlimlerindendir. Babası gibi, Zerkânî adı ile meşhûrdur. 1055 [m. 1645] de Zerkânda tevellüd, 1122 [m. 1710] de vefât etdi. İmâm-ı Mâlikin (Muvattâ)ını ve Kastalânînin (Mevâhib)ini şerh etdi. Bu, sekiz cild olup, 1329 [m. 1911] senesinde Mısrda ve 1393 [m. 1973] de Lübnanda basılmışdır. 43, 281, 378, 387, 391, 458, 633, 639, 695, 718, 783.
998 � ZERKEŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bedreddîn Muhammed bin Behâdır, Şâfi�î fıkh âlimidir. 745 [m. 1344] de tevellüd, 794 [m. 1391] de Mısrda vefât etdi. Şâmda kâdî idi. (Ukûd-ül-cemân fî-vefiyyât-il-a�yan)ı meşhûrdur. 419, 632.
-
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
999 � ZEYD BİN HÂRİSE �radıyallahü anh�: Resûlullahın kölelerinin en sevgilisi idi. Hazret-i Hadîcenin kölesi idi. Resûlullaha hediyye etdi. O zemân sekiz yaşında idi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� âzâd edip, evlâd edindi. Babası yıllarca oğlunu aramış, haber alınca Mekkeye gelip oğlunu istemişdi. Resûlullah, (Çocuğun re�yine bırakalım. Kimi isterse, onun olsun) buyurdu. Zeydi getirip sordular. Benim anam babam budur diyerek, Resûlullahın yanından ayrılmak istemedi. Resûlullah, bunun üzerine, (Zeyd benim oğlumdur) buyurdu. Babası ve amcası, sevinip geri döndüler. İlk îmân edenlerdendir. Bütün gazâlarda kahramânlık gösterdi. Resûlullah, Zeydi, kendi âzâdlısı Ümm-i Eymen ile nikâhladı. Üsâme tevellüd etdi. Sonra, Resûlullah kendi halası Ümeymenin kızı Zeyneb bint-i Cahşı da, Zeyde nikâh etdi. Zeyd, Zeynebin ri�âyetine kâdir olamayıp, hicretin üçüncü [3] senesinde, arzûları ile ayrıldılar. Hicretin sekizinci [8] senesinde, Şâm civârında Mu�te denilen yerde üçbin islâm askeri, yüzbinden ziyâde ve tam techîzâtlı rum ordusu ile cihâd ederken kumandan idi. Şehîd oldu. Yerine Ca�fer bin Ebî Tâlib kumandayı ele aldı. O da şehîd oldu. Sonra sancağı Abdüllah ibni Revâha eline aldı. O da şehîd oldu. Sonra Hâlid bin Velîd, kumandan oldu. Ansızın hücûm etdi. Elinde dokuz kılınc kırıldı. Düşman bozuldu. Resûlullah, Medînede Mescidinde, bu hâli görüyor. Eshâbına haber veriyordu. Eshâbının şehîd olduğuna çok üzüldü. Zeydden başka hiçbir Sahâbînin ismi, Kur�ân-ı kerîmde açıkca bildirilmemişdir. Zeyd beyâz, güzel idi. Üsâme ise esmer idi. Çünki, Ümm-i Eymen, Resûlullaha annesinden mîrâs kalan habeşî câriye idi. 353, 381.
1000 � ZEYD BİN SÂBİT �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Hazrec kabîlesindendir. Hicretde on yaşında idi. Babası dört sene önce ölmüşdü. Hendek ve sonraki gazâlarda bulundu. Ferâiz ilminde derin bilgisi vardı. Süryânî öğrenmesi emr olundu. Resûlullahın komşusu idi. Vahy gelince, Resûlullah buna adam gönderir, çağırır, vahyi yazardı. Deve ve Sıffînde ictihâdı, hazret-i Alînin ictihâdına uymadı. Kur�ân-ı kerîm toplanırken, kendisi yazdı. [45] veyâ 55 [m. 674] de vefat etdi. Nemâzını Mervân bin Hakem kıldırdı. 440, 534, 1106, 1107.
1001 � ZEYD BİN VEHB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Süleymân Cühnî, Resûlullahı uzakdan işitip îmâna geldi. Cemâlini görmekle şereflenmeğe gelirken vefât etdiğini yolda haber aldı. Tâbi�înin büyüklerinden oldu. Kûfede yerleşdi. Hazret-i Alînin sohbetinde bulundu. 289.
1002 � ZEYD BİN ZEYNEL�ÂBİDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hazret-i Hüseynin torunudur. Hişâm bin Abdülmelik zemânında, Kûfeliler Zeyde, halîfe olursan sana kırkbin asker veririz dediler. Fekat, sözlerinde durmadılar. Ehl-i beyte hıyânet etdiler. Bunların sözlerine aldanarak, yüzyirmiiki 122 [m. 739] de Kûfede halîfeliğini i�lân etdi. Irâk vâlîsi Yûsüf bin Âmirin askeri ile harb ederken yanındakilerin çoğu dağıldı. Zeyd şehîd oldu. (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 61, 1197.
1003 � ZEYLA�Î: Osmân bin Alî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 743 [m. 1343] de Mısrda vefât etdi. İmâm-ı Muhammedin (Câmi�ul-kebîr)ini şerh etmiş ve (Kenz) kitâbını şerh ederek (Tebyîn-ül-hakâık) adını vermişdir. (Tebyîn) kitâbı, Ahmed bin Muhammed Şelbînin hâşiyesi ile birlikde 1313 [m. 1895] senesinde Mısrda ve sonra Beyrutda basılmışdır. Şelbî 1031 [m. 1621] de Mısrda vefât etmişdir. 284, 323, 867, 883.
1004 � ZEYNEB �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın dört kızından birincisidir. Otuz yaşında iken tevellüd etdi. Nübüvvetden önce, annesi Hadîcenin hemşîrezâdesi Ebul�âs bin Rebî� ile evlendi. Ebul�âs îmân etmedi. Bedr gazâsında esîr olup, zevcesini Medîneye göndermek şartı ile bırakıldı. Kendi kardeşi ile gönderdi ise de, kâfirler Zeynebi yolda geri çevirdi. Resûl �aleyhisselâm� Zeyd bin Hâriseyi Mekkeye gönderip Zeynebi gece Medîneye kaçırdı. Ebul�âs, Hudeybiye gazâsından sonra îmâna geldi. Zeyneb tekrâr kendisine verildi. Hicretin sekizinci [8] senesinde otuzbir yaşında vefât etdi. Oğlu Alî, Mekkenin fethinde Resûlullahın devesinde ve arkasında idi. Zeynebin kızı Ümâmeyi hazret-i Alî kendine nikâh eyledi.
1005 � ZEYNEB BİNT-İ CAHŞ �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın halası olan Ümeymenin kızı, Abdüllah bin Cahşın kardeşi idi. Babasının adı Burre idi. Îmân etmediği için, Cahş denildi. Zeyneb ilk îmân edenlerdendir. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� bunu, önce, oğulluğu olan Zeyd bin Hâriseye nikâh etdi. Zeyd, Zeynebin hakkını gözetemediğinden, hicretin üçüncü [3] senesinde ayrıldılar. Resûl �aleyhisselâm� nikâh etmek istedi. Zeyneb bunu işitince, sevincinden iki rek�at nemâz kılıp, (Yâ Rabbî! Senin Resûlün beni istiyor. Eğer Onun zevceliği ile şereflenmemi takdîr buyurdun ise, beni Ona sen ver!) diye düâ etdi. Düâsı kabûl olup, Ahzâb sûresinin, (Zeyd, onun hakkında istediğini yapdıkdan sonra [ya�nî Zeynebi boşadıkdan sonra], biz, onu sana zevce eyledik), meâl-i şerîfinde olan otuzyedinci âyeti nâzil oldu. Zeynebin nikâhını Allahü teâlâ yapdığı için, Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� ayrıca nikâh yapmadı. Hazret-i Zeyneb �radıyallahü anhâ� bununla her an öğünür ve her kadını babası evlendirir. Beni ise, Allahü teâlâ nikâhladı, derdi. O zemân otuzsekiz yaşında idi. Hicretin yirminci [20] yılında, elliüç yaşında vefât etdi. Hayrı, ihsânı, sadakayı pekçok severdi. El işlerinde de mâhir idi. İşlediği şeyleri ve eline geçen herşeyi akrabâsına ve fakîrlere verirdi. Hattâ, halîfe Ömer �radıyallahü anh� Ezvâc-ı Mutahherâtın herbirine onikibin dirhem verirdi. Bu, alır almaz hepsini sadaka eder, dağıtırdı. Resûlullahdan sonra, Zevcât-i tâhirât arasında, en önce vefât eden budur. Hazret-i Âişe, bunu çok medh ve senâ eyledi. (Zevcelerim arasında, bana en önce kavuşacak olanı, eli uzun olanıdır) hadîs-i şerîfi, bunun önce vefât edeceğini haber vermişdi. Çünki, en çok sadaka veren bu idi. Fransız edebsiz şâ�iri Volter, Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� hazret-i Zeynebi �radıyallahü anhâ� zevceliğe kabûl buyurmasını, târîhlere, vak�a ve haberlere taban tabana zıd ve uydurma, alçak iftirâlarla, şi�r düzerek bir tiyatro kitâbı yazmışdır. Edebiyyât ve fikr adamına yakışmıyan bu çirkin, iğrenç yazısı, kendisini aforoz etmiş olan, büyük düşmanı papanın hoşuna gitmiş, kendisini okşayıcı mektûb yazmışdır. Müslimânların halîfesi, sultân ikinci Abdülhamîd hân, bu piyesin sahnede oynatılacağını işitince, Fransa ve İngiltere hükûmetlerine ültimatom vererek hemen önlemiş, bütün insanlığı, yüz kızartıcı, aşağılıklardan kurtarmışdır. 381, 1065, 1189, 1195.
1006 � ZEYNEB BİNT-İ HUZEYME �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın zevcelerindendir. Çok ibâdet eder, çok sadaka verirdi. Önce Abdüllah bin Cahşın zevcesi idi. Abdüllah, Resûlullahın halası Ümeymenin oğlu idi. Uhud gazâsında şehîd oldu. Resûlullahın nikâhı ile şereflendi ise de, sekiz ay sonra vefât etdi. 381.
1007 � ZEYNEL�ÂBİDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Oniki imâmın dördüncüsüdür. Zeydin ve Muhammed Bâkırın babalarıdır. Alî bin Hüseyn bin hazret-i Alîdir. Bir ismi de Seccâddır. 46 da tevellüd, doksandört 94 [m. 713] de halîfe Velîdin emri ile, Medîne vâlîsi Osmân bin Hayyân tarafından zehrletilerek şehîd edildi. Mubârek başının, Mısrda Kurâfe kabristânında olduğu, (Tezkîre-i Kurtûbî muhtasarı)nda yazılı ise de, bunun Zeynel�âbidîn hazretlerinin oğlu Zeydin mübârek başı olduğu (Tuhfetürrâgıb fî sîreti cemâ�ati min ayânı Ehl-i beytil atayib) kitâbının 31. sahîfesinde tashîh edilmekdedir. 62, 1126, 1141.
1008 � ZEYNÜDDÎN-İ HÂFÎ: İsmi Ebû Bekr Muhammeddir. Büyük Velîlerdendir. Nûreddîn Abdürrahmân Mısrînin halîfesi ve Abdüllatîf Kudsî Bursavînin mürşididir. [Nefehât.] Bu da, İstanbuldaki Ebül Vefâ hazretlerinin mürşididir. Halvetiyye kolundan Zeyniyye tarîkatinin müessisidir. 838 [m. 1435] de vefât etdi. Horasânın Haf kasabasındandır. [(Mesmû�ât)da sahîfe 110.] 1094, 1146.
1009 � ZEYNÜDDÎN-İ TAYBÂDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mevlânâ Zeyneddîn-i Ebû Bekr, mevlânâ Nizâmeddîn-i Hirevînin talebesi idi. İslâmiyyete yapışmakla, sünnete uymakla, bâtınî ilmlere kavuşdu. Evliyânın hâlleri, makâmları ihsân olundu. Üveysî idi. Şeyh-ul-islâm Ahmed-i Nâmıkî Câmînin rûhâniyyetinden feyz aldı. Onun türbesine çok gitdi. Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretleri hacca giderken, Hirâtdan geçdi. Taybâda uğrayıp, mevlânâ Zeyneddîn ile görüşdü. 791 [m. 1388] senesinde vefât etdi. 903.
� ZİYÂ BEĞ: 984 numarada YÛSÜF ZİYÂ ismine bakınız!
1010 � ZİYÂDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nûr-üd-dîn Alî bin Yahyâ Ziyâdî, Mısrdaki Şâfi�î âlimlerindendir. 1024 [m. 1615] de vefât etdi. (Minhâc şerhı)ne hâşiyesi, âlimler arasında çok makbûldür. (Muharrer)i şerh etmişdir. 633.
1011 � ZİY PÂŞA: Osmânlı devlet adamlarından ve şâ�irlerindendir. Erzurumludur. Abdül�azîz hân zemânında Mâ-beyn kâtibi idi. İkinci Abdülhamîd hân zemânında Adana vâlîsi oldu ise de, İstanbuldan ayrı kalmak zor geldi. Bursada iznde iken 1295 [m. 1878] de vefât etdi. Mason olduğu meydâna çıkmışdır. 1086, 1154.
1012 � ZİYÂ-ÜD-DÎN-İ GÜMÜŞHÂNEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Ziyâ-üd-dîn efendi, [1235] de Gümüşhânenin Emîrler mahallesinde tevellüd ve 1311 [m. 1893] de İstanbulda vefât etdi. Süleymâniyye câmi�i bağçesindedir. Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinden Ahmed bin Süleymân Ervâdîden [1264] de icâzet aldı. İcâzet alırken, Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinden veliy-yi kâmil Abdülfettâh-i Akrî hâzır idi. Bâb-ı âlîde Fâtıma sultân câmi�i yanında ders verirdi. Çok kitâb yazdı. (Râmûz-ül-ehâdîs) hadîs kitâbı çok kıymetlidir. 399, 460, 1158.
1013 � ZÜBEYR BİN AVVÂM �radıyallahü anh�: Huveyled bin Esed bin Abdil�uzzâ bin Kusay torunudur. Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden ve aşere-i mübeşşeredendir. Hazret-i Hadîcenin erkek kardeşinin ve Resûlullahın halası olan hazret-i Safiyyenin oğludur. Onsekiz yaşında dördüncü olarak îmâna geldi. İslâmda ilk kılınc çeken budur. Bütün gazâlarda bulundu. Çok yaralandı. Mısrın fethinde de bulundu. Zengin idi. Bütün malını Allah için dağıtdı. Eshâb-ı kirâm şehîd olunca, yetîmlerine vasî olur, onları beslerdi. Deve vak�asında hazret-i Talha ve hazret-i Âişe ile birlikde, hazret-i Alîye karşı idi. Harbden çekilip nemâz kılarken, İbni Cermuz tarafından [36]. cı senede, şehîd edildi. Altmışyedi yaşında idi. Hazret-i Alî bunu işitince, çok üzüldü. Nemâzını kendi kıldırdı. Zübeyr bin Ebül�ulâ müceddidî, Muhammed Nakşibend-i sânînin hafîdi olup 1152 de Serhendde vefât etdi. 133, 509, 510, 621, 1066, 1098, 1164, 1182.
1014 � ZÜFER �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Züfer bin Hüzeyl, Hanefî fıkh âlimlerindendir. İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin talebesindendir. [110] da İsfehânda tevellüd, 158 [m. 775] de Basrada vefât etdi. Zarûret hâlinde imâm-ı Züferin sözü ile amel câizdir. 120, 304, 439, 443, 806, 863.
1015 � ZÜHDÜ PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Zühdü pâşa seyyiddir. Me�ârif nâzırı idi. 1319 [m. 1901] da vefât etdi. Türkçe (Mecmû�at-üz-Zühdiyye) fıkh kitâbı çok fâidelidir. 1311 de İstanbulda basılmışdır.
1016 � ZÜLKARNEYN: 496. cı sırada, İskender ismine bakınız! 62, 740, 1110.
1017 � ZÜLYEDEYN: Resûlullahın bir öğle veyâ ikindi nemâzında, ikinci rek�atde selâm verdiğini edeble soran, bu zâtdır. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, sonra kalkıp iki rek�at dahâ kıldı ve secde-i sehv yapdı. 506.
1018 � ZÜNNÛN-I MISRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülfadl Sevbân bin İbrâhîm, Sôfiyye-i aliyyedendir. Sehl-i Tüsterînin mürşididir. Mısrda, tesavvufu ilk olarak açıklıyan bu zâtdır. 245 [m. 860] de vefât etdi. 609, 788, 1115.
1019 � ZÜVVÂR HÜSEYN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Pâkistânda Karaşi şehrinin Nâzımâbâd kısmında, 1401 [m. 1981] de vefât etmişdir. Pâkistânda Haydarâbâd üniversitesi profesörlerinden gulâm Mustafâ hânın mürşididir. Muhammed Sa�îd-i Kureyşînin halîfesidir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkînin �rahmetullahi aleyh� üç cild fârisi (Mektûbât) kitâbını 1392 [m. 1972] senesinde ve Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin �rahmetullahi aleyh�, üç cild fârisî (Mektûbât)ını 1396 [m. 1976] senesinde, Pâkistânda Karaşi şehrinde tab� etdirdi. İstanbulda Hakîkat Kitâbevi, birincinin hepsini 1397 [m. 1977] de ofset yolu ile basdırmış, bu üç cildden seçdiği ikiyüzoniki mektûbu ve arabîlerinden seçdiği yüzdoksandört mektûbu (El-müntehabât) ismi ile ayrı birer kitâb hâlinde basdırmışdır. Ma�sûmiyyeden seçdiği yüzotuzbeş mektûbu da, (Müntehabât-i Ma�sûmiyye) ismi ile, 1399 [m. 1979] da basdırmışdır. Altıyüzaltmışsekizinci sırada Muhammed Osmân ismine bakınız! 1146.
1020 � ZÜVÂVÎ ÎSÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mâlikî fıkh âlimidir. İbni Teymiyyeyi red eden risâlesi ve (Müdevvene) şerhı meşhûrdur. 743 [m. 1342] de Kâhirede vefât etdi.