Duânın Kabulüne Ait Sebepler:
Duâ yapmak kuldan, kabulü ise Allah’tandır. Fakat her zaman yapılan duâlar ayrı ayrı hususiyet kazanır. Bu itibarla aşağıda sıralayacağımız, sağlam kaynaklara dayalı hadis-i şeriflerin ışığı altında duâlarımızın kabulünün sebeplerini öğrenmiş olacağız.
Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayet olunduğuna göre
Peygamberimiz şöyle buyurdu:
“Üç duâ şüphesiz makbuldür: 1 - Mazlumun duâsı, 2 -Yolcunun duâsı, 3 - Ana babanın evlâdı hakkındaki duâları”
(Bu hadisi Buhari, Edeb kitabına almış, ayrıca Ebu Davud ve Tirmizi’nin Sünen’lerinde derivayet edilmiştir.)
Ahmed İbni Hanbel’in rivayet ettiğine göre Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu:
“Fâcirin duâsı makbuldür. Onun kötülüğü kendisine aittir.”
Yine Peygamberimiz buyurdu:
“Üç sınıf kimsenin duâsı makbuldür. Asla red olunmaz: 1 - Oruçlunun iftar anındaki duâsı, 2 - Adaletli hükümdarın duâsı, 3 - Mazlumun duâsı ve bedduâsı, 4 - Bir kimsenin evlâdı hakkında yaptığı dua.” (Buhari, Kitabu’l-Edeb.)
Peygamberimiz buyurdu: “En seri duâ, gâibin gâibe duâsıdır.”
Resûlullah buyuruyor: “Beş kimsenin duâları makbuldür: 1 - Mazlumun bedduâsı, 2 - Hacının evine dönünceye kadar yaptığı duâ, 3 - Gazinin evine gelinceye kadar yaptığı duâ, 4 - Kardeşin kardeşe gıyabında yaptığı duâ, 5 - Hastanın iyileşinceye kadar yaptığı duâ.” (İmam Beyhaki, Şu’abü’l-İman’da rivayet etmiştir.)
Deylemi’nin, Abdullah bin Abbas’dan rivayet ettiğine göre peygamberimiz şöyle buyurdu: “Sizin biriniz ihrama girdiği vakit hem duâ etsin ve hem de âmin desin. Allahümmeğfirli dediği vakit âmin, desin. Hayvana ve insana bedduâ etmesin. Çünkü ihramda olanın duâsı müstecabdır. Duâsını bütün mü’minlere teşmil eden kişinin duâsı kabudür.”
Yukarıdaki hadis-i şerifler en muteber kaynaklardan alınmış ve kimin duâsı kabul olacaksa, aynen beyan edilmiştir. Buna göre bizler, kimlerin duâsının kabul olunacağını kavramalı ve ona göre hareket etmeliyiz.
Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Hacda ve umrede bulunanlar Allah’ın askerleridirler. Yani misafirleridirler. Duâ ederlerse duâlarını kebul eder. İstiğfar ederlerse onları bağışlar. (İbni Mâce.)
Reûlullah Efendimiz şöyle buyurdu: “Bir hastanın yanına girdiğin zaman ondan duâ etmesini iste. Çünkü hastanın duâsı meleklerin duâsı gibidir.” (Nesâî.)
Peygamberimiz buyurdu: “Hastaları ziyarete gidiniz ve onlardan duâ isteyiniz. Zira hastanın duâsı makbuldür ve günahı bağışlanmıştır.” (Taberâni ve Beyhaki, Şu’abu’l-İmam’da rivayet etmiştir.)
Resûlullah buyudu: “Sıkıntılı olan kimsenin bedduâsından sakının. Çünkü onun o andaki bedduâsı makbuldür.” (Deylemî, Ebu Hureyre’den.)
“Kur’an’ı hıfzedenin duâsı makbuldür, asla red olunmaz.” (Beyhaki, Şu’abu’l-İman.)
Bir topluluğun bir kısmı duâ eder diğer kısmı âmin derse, Cenab-ı Hak onların duâlarını red etmez.” (Hakim rivayet etmiştir.)
“Üç kimse bir arada toplanıp duâ etseler, Cenab-ı Hak onların ellerini boş çevirmekten hayâ eder. ” (Ebu Nuaym, Hilye’de Enes bin Malik’ten rivayet etmiştir.)
Yukarıda, hadis-i şeriflere göre duânın icabet sebepleri sıralanmıştır. Kimlerin duâları kabul olduğu aydınlanmış ve her insan bunlara bakarak duâsının ona göre ayarlayacaktır. Zikredilen kimselerin yapacakları duâlar çok müessirdir. Duâ isteyen kimsenin, sayılan ve anlatılan bu kimselerden duâ istemesi ve onları gözetmesi gerekmektedir. Çünkü bütün insanlar birbirleriyle ilgilidirler ve birisi diğerin sebep kılınmıştır. Hastayı ziyarete giden kimse, görünüşte hastayı teselli eder, fakat hakikatte kendisi ondan duâ almak için gider. Demek oluyor ki insanlar birbirlerine bağlanmışlar, af ve mağfiret olunmaları için yekdiğerlerine vesile kılınmışlardır. Nasıl ki bardak su içmek için bir vasıta ise, insan insana da öylece bir vasıtadır.
İşte duâmızın kabulünün sebepleri kısaca bunlardır. Bunlara riayet edenin duâsı inşallah kabul edilecektir. Ancak temiz niyet ve sağlam itikat şarttır. Yoksa sakat itikatla yapılan duâlar geçerli değildir.