Cevap: MedÎne bombardimani.3.
657 � MUHAMMED HAKKI �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Muhammed Hakkı bin Alî, Hanefîdir. Nâzillide tevellüd, Mekke-i mükerremede 1301 [m. 1884] de vefât etdi. Üstâdları Ödemişli Halîl efendi ve Muhammed Cân Mekkî vâsıtası ile Abdüllah-i Dehlevîye vâsıl olmakdadır. Bezm-i âlem sultân, Muhammed Cân için Mekkede bir tekke yapdırmışdır. (Sakal-bıyık risâlesi), (Hazîne-tül-esrâr) arabî olup, Beyrutda (Mekteb-üt-ticâri)de satılmakdadır. 418.
658 � MUHAMMED HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı pâdişâhlarının beşincisi ve Osmânlı devletinin ikinci kurucusudur. Tîmûr bozgununda esîr olmadan Amasyaya geldi. Pederinin vefâtından sonra, burada saltanatını i�lân etdi. Bursadaki Îsâ çelebiye ve sonra Rumelide Mûsâ çelebîye gâlib geldi. Oniki sene aralıkdan sonra 816 [m. 1413] da Osmânlı sultânı oldu. Anadoludaki isyânları basdırdı. Rumelide Macaristâna kadar aldı. Herekeyi ve Gebzeyi de Bizansdan aldı. Serezde ilhâd ve isyân çıkaran Samâvne kâdîsı oğlu denilen şeyh Bedreddîni yakalayıp i�dâm etdi. 824 [m. 1421] senesinde Edirnede vefât edip Bursaya getirildi. Haremeyne her sene Surre alayı göndermek güzel âdetini çıkarmışdır. 1080, 1081.
659 � MUHAMMED HÂN-III: İslâm halîfelerinin yetmişsekizincisidir ve Osmânlı pâdişâhlarının onüçüncüsüdür. Üçüncü Murâd hânın oğlu ve birinci Ahmed hânın babasıdır. Eğri fâtihidir. 974 [m. 1566] de tevellüd, 1012 [m. 1603] de vefât etdi. Ayasofya câmi�i bağçesindeki türbesindedir. Bu türbede, Ahmed hânın vâlidesi Handan sultân ve Ahmed hânın üç şâhzâdesi ile altı kerîmesi ve Murâd hânın onbeş kerîmesi olmak üzere yirmialtı sandûka vardır. Türbenin hâricinde de Murâd hânın dört kerîmesi vardır. Üçüncü Muhammed hânın oğlu, birinci Mustafâ hân, babasının türbesi yanındaki türbesindedir. Sultân Mustafâ türbesinde onbeş sanduka olup, birâder zâdesi İbrâhîm hân ve dördüncü Murâd hânın kerîmesi İsmihân sultân ve şâhzâde ve sultânlar vardır. 1003 [m. 1593] de halîfe oldu. Celâlî eşkıyâsı ile ve Macarlarla uğraşdı. İçkiyi sıkı yasak edip, bütün meyhâneleri kapatdı. Bunun zemânında, 1012 [m. 1603] de tütün içilmeğe başlandı. 733, 1099, 1119, 1124, 1149, 1150.
660 � MUHAMMED HÂŞİM-İ KEŞMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Asyada Bedahşânın Keşm kasabasındandır. Seyyid Muhammed Nu�mân hazretlerinin huzûrunda tevbe ve inâbet eyledi. Sohbetinde yetişip, Seyyid hazretlerinin işâreti ile, [1031] senesinde, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. İmâm-ı Rabbânî iki sene askerde kaldığı zemân hep hizmetinde bulunup, teveccüh ve ihsânlarına kavuşdu. Hâşim-i Keşmî diyor ki, seyyidim Muhammed Nu�mân buyurdu ki, Burhânpur şehrinin câmi�inde Resûlullahı �sallallahü aleyhi ve sellem� dört halîfesi ile rü�yâda gördüm. Beni görünce, hazret-i Sıddîk-ı ekbere karşı buyurdu ki, (Şeyh Ahmedin kabûl etdiği kimseyi biz de ve Allahü teâlâ da kabûl ederiz. Şeyh Ahmedin red etdiği kimseyi, biz de ve Allahü teâlâ da red ederiz.) Bu sözü işitince, İmâm-ı Rabbânînin makbûllerinden olduğum için, Cenâb-ı Hakka şükr eyledim.
Hâşim-i Keşmî, hazerde ve seferde, İmâm-ı Rabbânînin meclis-i şerîfinde bulunmakla şereflendi. Binotuzüç senesinde (Mektûbât)ın üçüncü cildini toplamağa başladı. 1040 da temâm oldu. [1037] hicrî senesinde (Berekât) veyâ (Zübde-tül-makâmât) ismlerini verdiği kitâbı yazarak, bu se�âdet güneşinin ve üstâdlarından ve talebesinden meşhûr olanların kerâmetlerini, hâl tercemelerini insanlığa duyurdu. (Berekât) kitâbı, fârisî olup, Bombayda basılmışdır. İstanbulda (Murâd molla) kütübhânesinde, [1317] numarada (Makâmât-i Ahmediyye) adı ile, el yazması mevcûddür. Binüçyüziki ve binüçyüzyedi senelerinde Hindistânın Rampur ve Lüknov şehrlerinde basılmış, 1396 [m. 1976] da İstanbulda ikincisi ofset yolu ile tekrâr basılmışdır. İkinci cildin altmışbeşinci mektûbu buna yazılmışdır. 1054 [m. 1645] de Burhânpur şehrinde vefât etdi. Muhammed Hâşim sâhib cân başkadır. 905, 924, 926, 927, 929, 1111, 1121.
661 � MUHAMMED HAYÂT �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Muhammed Hayât muhaddis Medenî Sindî 1163 [m. 1749] de Medînede vefât etdi. Babası İbrâhîmdir. Hanefî fıkh âlimidir. Nevevînin (Erba�în)ini, Münzirînin (Tergîb)ini ve (Hikem-i Atâıyye)yi şerh, İbni Hacerin (Zevâcir)ini ihtisâr etmişdir. Mezheb taklîdini bildiren (Gâyet-üt-tahkîk) ve (Nihâyet-üt-tedkîk) risâlesini 1413 [m. 1992] de, Hakîkat Kitâbevi basdırmışdır. 208, 466. (Misbâh)ın 103.cü sahîfesi.
662 � MUHAMMED KASSÂB : Sôfiyye-i aliyyedendir. Dâmeganda va�z verirdi. (Kör olanlar yalnız sıfata bakar. Ni�metleri, ihsânları görür. Sôfiyye ise, zâta, ihsân yapana bakar. Zâtdan başka olan şeyler perdedir, mâni� olur) derdi.
663 � MUHAMMED MA�SÛM-İ FÂRÛKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruhümâ� hazretlerinin üçüncü oğludur. [1007] yılında Serhendde tevellüd, binyetmişdokuz 1079 [m. 1668] da orada vefât etdi. Mubârek babası türbesinin birkaçyüz metre şimâlindeki büyük türbededir.
[1068] de hacca gitdi. Hacdaki hâlleri (Yevâkît-ül-Haremeyn) kitâbında ve Yüsûf-i Nebhânînin (Câmi�u kerâmât-il-evliyâ) kitâbında yazılıdır. İmâm-ı Rabbânînin mescidini Şâh-ı Cihân mermerden yenilemiş, yanında Muhammed Ma�sûm hazretleri için bir oda yapdırmışdır. (Urve-tül-vüskâ) adı ile meşhûrdur. İmâm-ı Rabbânî müceddid-i elf-i sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendînin �kuddise sirruhümâ� halef-üs-sıdk ve vâris-i a�zamı idi. Aklî ve naklî ilmlerin, sûrî ve ma�nevî kemâlâtın câmi�iyyetini edinmiş idi. (Kutbiyyet) makâmına ve (Kayyûmiyyet) mansıbına, yüce pederinden beşâretler almış idi. Tarîk-i Ahmedînin nisbetini, pederinin teveccühlerinden, bütün âleme yaymış idi. Uzak memleketlerden kendine bağlı olanlara, filân (Vilâyet-i Mûseviyye)ye kavuşmuşdur, filân (Vilâyet-i Muhammediyye) ile şereflenmişdir diye bildirirdi. Dokuzyüzbin kişi, onun vâsıtası ile, (Allah)ı irâde etmişlerdir. Yüzkırkbin talebesini vilâyet mertebesi, yedibin kimseyi hilâfet makâmı ile mümtâz eyledi. Hizmetlerinde ve huzûr-ı âlîlerinde, tâlibler ba�zan bir ayda, ba�zan bir haftada kemâlât-i vilâyete erişirlerdi. Ba�zılarını, bir teveccühde, makâmların hepsine ulaşdırırlardı. Makâmları, keşfleri ve kerâmetleri, bu yüksek hânedânın hâllerini bildiren kitâblarda uzun uzun yazılı olduğundan, burada açıklamağa lüzûm görülmedi. Bu kitâblar arasında beşi, her memlekete yayılmışdır. Birincisi, Muhammed Hâşim-i Bedahşînin (Berekât) kitâbı olup, fârisîdir. (Zübde-tül-makâmât) adı ile Murâd molla kütübhânesinde [1317] sayıda ve Süleymâniyye Pertevniyâl kısmında [406] sayı ile mevcûddür. Hindistânda Kanpur şehrinde 1307 senesinde ve İstanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1408 [m. 1988] de tab� ve neşr edilmişdir. İkincisi Bedreddîn-i Serhendînin (Hadarât-ül-kuds) kitâbıdır. 1391 [m. 1971] de Lâhorda çok güzel basılmışdır. Üçüncüsü (El-hadâik-ul-verdiyye fî hakâik-ı ecellâ-in nakşibendiyye) olup basılmışdır. Dördüncüsü, (Hadîkat-ül-evliyâ) türkçedir. [1318] hicrî senesinde İstanbulda basılmışdır. Beşincisi (Umdet-ül-makâmât) kitâbıdır. Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. Altı oğlu ve bütün nesl-i necîbleri, zemânlarının kutbu olmuşdu. Bütün islâm memleketleri, kalblerinden saçılan nûrlarla nûrlanmışdı. Cenâb-ı müstetabının vârisleri, yer yüzünde meşhûr olmuşlardır. Hidâyet ve irşâdda yüksek derece kazanmışlardır. İrfân ehlinin ve yakîn sâhiblerinin anladıkları gibi, feyz kaynakları, bu âna gelinceye kadar, akmakdadır. İnşâallah, âhır zemâna kadar da, böylece cârî olacakdır. Üç cild olan fârisî (Mektûbât-ı Ma�sûmiyye) kitâbı 1396 [m. 1976] senesinde Pâkistânın Karaşi şehrinde basdırılmışdır. Bu üç cildin içinde bulunan altıyüzelliiki mektûbdan yüzotuzbeş adedi seçilerek, (Müntehabât-i Ma�sûmiyye) adı ile, 1979 senesinde İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. Bunun sonunda, Hüseyn Hilmi Işık�ın eserleri bildirilmekdedir. Muhammed Ma�sûmun altı kızının her biri velî idi. [(Umdetül-makâmât) sahîfe 395.] 11, 65, 89, 110, 113, 118, 181, 219, 427, 472, 512, 596, 651, 692, 754, 784, 923, 930, 969, 1001, 1009, 1048, 1053, 1055, 1061, 1063, 1075, 1081, 1121, 1141, 1142, 1150, 1169, 1185, 1190, 1198.
664 � MUHAMMED MA�SÛM-İ ÖMERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Doksanıncı [90] sırada Ahmed Sa�îd ismine bakınız!
665 � MUHAMMED MER�AŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdı Muhammed bin Reşîd Mer�aşî İstanbulda yerleşmişdir. Hanefîdir. Vehbî ve Sünbülzâde ismleri ile meşhûrdur. 1224 [m. 1809] de vefât etdi. (Tuhfe-i Vehbî) lügati çok basılmışdır. Eyyûb câmi�i ile Bostan iskelesi arasındaki Mihr-i şâh sultânın türbesi ve imâreti dışında yazılı kasîdeler bunun olup, Yesârî-zâdenin yazısıdır. 1174.
666 � MUHAMMED MURÂD-I KAZÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: [1272] hicrî senesinde Rusyada, Kazan vilâyetinin Ufa kasabasında tevellüd etdi. Memleketinde medrese tahsîlini bitirip, 1293 [m. 1875] de Buhârâya geldi. Buhârâ ve Taşkendde tahsîlini temâmlayıp 1295 [m. 1878] de Hindistâna ve Hicâza geldi. Medîne-i münevverede tarîkat-ı Nakşibendiyyeye intisâb edip, rûh âleminde terakkî etdi. 1352 [m. 1933] de vefât etdi.
1302 [m. 1884] de (Reşehât) kitâbını ve sonra, İmâm-ı Rabbânînin (Mektûbât)ını fârisîden arabîye terceme etdi. (Mektûbât)ın arabîsine (Dürer-ül-meknûnât) adını verdi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesini de arabî uzun yazıp, 1317 [m. 1898] de Mekke-i mükerremede (Mîriyye) matba�asında, (Mektûbât)ın kenârında basıldı. İstanbulda Bâyezîdde belediye kütübhânesinde elliüç [53] numarada mevcûddür. Bunun foto-kopisi 1383 [m. 1963] de İstanbulda basılmışdır. Bu baskılardaki hâl tercemesinin uzun bir kısmı (Eshâb-ı Kirâm) ve (Hak Sözün Vesîkaları) kitâblarında mevcûddur. Bu arabî mektûbâtdan yüzdoksandört mektûb seçilerek, (El-Müntehabât) ismi ile 1392 [m. 1972] senesinde İstanbulda ofset yolu ile basdırılmışdır. 1075, 1121.
667 � MUHAMMED NU�MÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mîr Muhammed Nu�mân bin Seyyid Şemseddîn, 977 [m. 1567] senesinde Semerkandda tevellüd etdi. Binaltmış 1060 [m. 1650] senesinde Egre şehrinde vefât etdi. Hindistâna gelip, hâce Bâkîbillah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Vefâtına kadar Delhîde hizmetinde bulundu. Hâce hazretlerinin vefâtında, İmâm-ı Rabbânî Dehlîye teşrîf etmişdi. Merhamet buyurup, seyyid Nu�mânı, Serhende götürdü. Uzun zemân hizmet ve sohbetde bulundukdan sonra, talebe yetişdirmesi için Burhânpura gönderildi. 101, 267, 481, 515, 746, 749, 756, 1036, 1144, 1148.
668 � MUHAMMED OSMÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâcı Muhammed Osmân Sâhib, Hindistânda yetişen Evliyânın büyüklerindendir. Hicretin binikiyüzkırkdört [1244] senesinde Pencâbın Loni kasabasında tevellüd, 1314 [m. 1896] de Pencâb Musâ zey kasabasında vefât etdi. Binikiyüzaltmışaltı senesinde, Ahmed Sa�îd-i Serhendî hazretlerinin talebesinden hâcı Dost Muhammed Kandihârînin sohbetine kavuşdu. Onsekiz sene feyz aldı. Zâhir ve bâtın ilmlerinde kemâle geldi. Üstâdı [1284] senesinde vefât edince yerine geçmekle şereflendi. Binlerle Velî yetişdirdi. Yirmidokuz sene, tâlibleri irşâd eyledi. Vefâtından bir sene sonra, babasının yerinde onyedi yaşında irşâda başlayan oğlu Muhammed Sirâcüddînin emri ile talebelerinden seyyid Ekber Alî Dehlevînin yazdığı (Fevâid-i Osmâniyye) kitâbında mektûbları ve kerâmetleri uzun bildirilmişdir. 1382 [m. 1962] de Mültanda basılmışdır. Siracüddîn binüçyüzotuzüç 1333 [m. 1915] senesinde vefât edince, oğlu Muhammed Zâhid �rahmetullahi aleyh� zâhir ve bâtın ilmlerinin menbaı oldu. Sirâcüddînin halîfelerinden Muhammed Fadl Alî Şâh 1354 [m. 1935] de vefât etdi. Yerinde irşâda başlıyan Muhammed Sa�îd Kureyşî Ahmed purî de 1363 [m. 1944] de Pâni-püt şehrinde vefât etdi. Dost Muhammed Kandihârînin (Mektûbât)ındaki otuz mektûbu Muhammed Âdil toplamış, Muhammed Zâhid bin Sirâcüddînin emri ile Atâ Muhammed tarafından 1383 [m. 1964] de Mültanda basılmışdır. 783, 1198.
669 � MUHAMMED PÂRİSÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd [756] da Buhârâda tevellüd, 822 [m. 1419] de Medînede vefât etdi. Nemâzını, Molla Fenârî kıldırdı. (Umdet-ül-makâmât)da diyor ki, (Zeyneddîn Hâfî, kabr taşını Mısrdan gönderdi. Taş 1212 de yerinde idi. 1225 de görmedim. Vehhâbîler kırmış.) Medrese tahsîlini bitirip, hadîs ve fıkh bilgilerinde ihtisâsını ilerletdi. Sonra Muhammed Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbet ve teveccühlerine kavuşarak kemâle geldi. (Risâle-i kudsiyye), (Tuhfe-tüs-sâlikîn), (Tahkîkât) ve (Faslül-hitâb) kitâbları meşhûrdur. Hepsi de fârisîdir. (Tuhfe)si 1390 [m. 1970] senesinde Delhîde basılmışdır. 49, 106, 470, 720, 750, 1137, 1185.
670 � MUHAMMED REBHÂMÎ : �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânın fıkh âlimlerindendir. 835 [m. 1432] de yazdığı fârisî (Riyâd-un-nâsıhîn) ismindeki ilmihâl kitâbı 1313 de Bombayda basılmış, 1981 de İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. Bunu dörtyüzkırkdört kitâbdan toplamışdır. 210, 420, 1058.
671 � MUHAMMED SÂDIK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin birinci oğludur. Vilâyet bostanının meyveli ağacı idi. Bin [1000] senesinde Serhendde tevellüd, 1025 [m. 1616] senesinde tâ�ûndan, orada vefât etdi. Babası, kabri üzerine kubbe yapdırdı. [1008] senesinde, pederi ile birlikde hâce Muhammed Bâkî ile teşerrüf edip, zikr almakla, murâkabe, cezbe ve nisbet-i şerîfe ile şereflendi. İsti�dâdı ve fıtrati yüksek olduğundan, onların terbiyesi ve merhametli nazarlarının bereketleri sâyesinde kıymetli hâllere ve büyük işlere kavuşdu. Dahâ çocuk iken, uzak yerlerdeki şeyleri, mezârdaki hâlleri keşf ederdi. Sonra, kendi peder-i âlîsinden feyz alarak kemâl mertebelerinin sonuna erişdi. Babasının esrârına mahrem oldu. Hazret-i Îşân her Cum�a nemâzlarından sonra, kabr-i şerîfine gelip, bir müddet mürâkabe buyururdu. 951, 1034, 1121.
672 � MUHAMMED SÂDIK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Alîdir. Sakızlıdır. 1059 [m. 1649] senesinde vefât etdi. (Surre-tül-fetâvâ) kitâbı meşhûrdur. 1003.
673 � MUHAMMED SÂDIK EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hafîdzâde Muhammed Sâdık bin Muhammed efendi 1230 [m. 1815] da vefât etdi. (Nevâdir-i fıkhiyye) kitâbı meşhûrdur. 282.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
674 � MUHAMMED SA�ÎD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ikinci mahdûmudur. [1005] senesinde tevellüd, 1070 [m. 1660] senesinde vefât etdi. Babasının türbesindedir. Ahlâkının güzelliği, fazîletlerinin çokluğu, güler yüzü, yumuşak sözü, işlerinin hâlis olması ile zînetlenmişdi. Tahsîlini genç yaşında bitirdi. Aklî ve naklî bilgilerde mütehassıs oldu. Babasının tesarrufu ve teveccühleri sâyesinde, büyüklerinin nisbetine ve yüksek hâllere kavuşdu. Onyedi yaşında sûrî ve ma�nevî kemâlâta vâsıl oldu. Birçok kıymetli kitâblara ta�lîkler ve hâşiyeler yapdı. (Mişkât-i Mesâbîh) ve Hayâlî hâşiyesine ta�lîkleri çok kıymetlidir. Nemâzda otururken parmak kaldırmamak için, Hanefî mezhebine göre yazdığı risâlesi şâh-eserdir. Parmak kaldırmamanın dahâ iyi olduğunu isbât etmişdir. Pederinin garîb sırlarına, acîb ma�rifetlerine mahrem idi. (Mektûbât-i Sa�îdiyye) kitâbında yüz mektûb vardır. 1385 [m. 1965] de Pâkistânda basılmışdır. 271, 425, 741, 930, 941, 1121.
675 � MUHAMMED SIDDÎK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hidâye ismi ile meşhûrdur. Bedahşânın Keşm kasabasındandır. Küçük iken, Hân-ı Hânân Abdürrahîmin sohbetinde bulundu. Bunun vâsıtası ile, Hâce Bâkî-billahın sohbeti ile şereflendi. Vefâtından sonra, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbet ve hizmetine kavuşdu. Vilâyet-i hâssa ile müşerref oldu. 1032 [m. 1622] de izn alarak hacca gitdi. Hicâzda iken, İmâm-ı Rabbânî buyurdu ki, (Şimdi, uzakda olan kardeşlerimizden ba�zısının ahvâline müteveccih idim. Mevlânâ Muhammed Sıddîk göründü. Tam bir sevgi ve ihlâs ile bize müteveccihdir. Şu ânda Mâverâ�ün-nehrde, Bedahşânda yolcudur. Hâli hoş olsun!). 1019 senesinde, İmâm-ı Rabbânînin (Mebde� ve me�âd) risâlesini toplamışdır. Fârisî olup, Urdu tercemesi ile birlikde, 1388 [m. 1968] de Pâkistânda basılmış, 1977 de İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır.
676 � MUHAMMED ŞEYBÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin derslerinde yetişen islâm âlimlerinin en üstünlerindendir. Büyük müctehid idi. İmâm-ı a�zamın derslerini, sözlerini kitâblara geçiren budur. Adı, Muhammed bin Hasen bin Abdüllah bin Tâvus bin Hürmüzdür. Bu Hürmüz, imâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin ceddi olup, Bağdâd sultânı idi. Hazret-i Ömerin elinde îmân etmiş idi. 135 [m. 752] senesinde Vâsıt şehrinde tevellüd, 189 [m. 805] senesinde Reyde vefât etdi. 120, 133, 134, 137, 138, 144, 154, 155, 231, 234, 268, 269, 285, 293, 294, 301, 303, 304, 324, 325, 340, 413, 415, 439, 443, 444, 565, 566, 568, 576, 586, 595, 621, 625, 626, 630, 634, 636, 637, 786, 792, 801, 803, 806, 809, 821, 826, 830, 851, 857, 858, 861, 862, 863, 865, 866, 868, 1020, 1028, 1076, 1089, 1094, 1111, 1137, 1178, 1194, 1196.
677 � MUHAMMED TARSÛSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed bin Muhammed, Hanefî âlimlerindendir. 1117 [m. 1705] senesinde vefât etdi. Birçok kitâblara hâşiyesi vardır. Tütün harâm değildir, derdi. 639.
678 � MUHAMMED ZÂHİD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdî Muhammed Zâhid-i Semerkandî, derin âlim ve veliy-yi kâmil idi. Rûh bilgilerinin mütehassısı idi. Dokuzyüzotuzaltı 936 [m. 1530] senesinde Hisârın Vahş köyünde vefât etdi. Önce çok riyâzet ve mücâhede yapdı ise de, Ubeydüllah-i Ahrâr �kuddise sirruh� hazretlerinin teveccühü ile birinci sohbetinde kemâle kavuşdu. Ya�kûb-i Çerhî hazretlerinin kızının oğludur. (El-Hadâik-ul-verdiyye) kitâbında kerâmetleri yazılıdır. (Silsile-tül�ârifîn) kitâbı meşhûrdur. (Mesmû�ât-i mevlânâ kâdî Muhammed Zâhid) kitâbı mîr Abdülevvele âid olup, Süleymâniyye kütübhânesi (Es�ad efendi) kısmında [1715] sayıda mevcûddur. (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1414 [m. 1993] de neşr edilmişdir.Ubeydüllah-i Ahrâr hazretlerinin fârisî sözleridir. Yetişdirdiği Velîler arasında, hemşîresinin oğlu mevlânâ Dervîş Muhammed, bu silsilenin büyüklerindendir. 969, 1089, 1184.
679 � MUHAMMED ZİHNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâcı Zihnî efendi, Osmânlı devleti me�ârif meclisi a�zâsından idi. [1262] de tevellüd, 1332 [m. 1914] senesinde vefât etdi. Beğlerbeği küplücesindedir. (Ni�met-i İslâm) kitâbı, (Kimyâ-i se�âdet mukaddimesi) ile (Elmünkızü aniddalâl) tercemeleri meşhûrdur. 462, 1067.
680 � MUHİBBULLAH-I MANKPÛRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânda, Burhânpurda, şeyh Muhammed bin Fadlullah sohbetine devâm ile halîfe olmuş, irşâda icâzet almış iken, seyyid Muhammed Nu�mânın hizmetine devâm etmiş, burada İmâm-ı Rabbânînin ismini işiterek ve (Mektûbât)ı dinliyerek aşk ve şevk ile Serhende gelmişdir. Hizmet ederek, icâzet aldı. Mankpûra irşâda gönderildi. 401, 426, 906.
681 � MUHYİDDÎN-İ ARABÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Bekr ibnü Arabî ismi ile de meşhûrdur. Sôfiyye-i aliyyenin büyüklerindendir. Adı şeyh-i ekber Ebû Bekr-i Muhammed bin Alîdir. 560 [m. 1165] da, Endülüsde Mürsiye kasabasında tevellüd, 638 [m. 1240] de Şâmda vefât etdi. Büyük Velî ve müctehid idi. Konyaya gelip, Sadreddîn-i Konevînin üvey babası oldu. Nakl etdiği bilgilerin hepsi, birer vesîkadır. Devlet ve mevkı� sâhiblerinden çok hediyye gelir, hepsini fakîrlere dağıtırdı. Beşyüzden fazla kitâb yazdı. Câhiller, buna zındık dedi. İbni Teymiyye gibiler kâfir dedi. Âlimler, Ârifler ise, veliy-yi kâmil olduğunu anladı. (Fütûhât-i Mekkiyye)si dört büyük cild hâlinde 1393 [m. 1973] de Beyrutda basılmışdır. 50, 79, 84, 90, 93, 94, 279, 388, 414, 458, 497, 696, 727, 736, 739, 750, 927, 928, 942, 947, 962, 968, 1037, 1117, 1136, 1164, 1193.
İbn-ül-arabî ismi ile meşhûr olan Kâdî Ebû Bekr ibn-ül-arabî başkadır. İsmi Muhammed bin Abdüllahdır. Endülüsde 468 [m. 1076] de tevellüd etmiş, 543 [m. 1149] de Fasda vefât etmişdir. Mâlikîdir. 391, 431.
Muhyiddîn Muhammed bin Behâüddîn başka olup, (El-Kavl-ül-fasl) ismindeki (Fıkh-ı ekber) şerhı çok kıymetlidir. Bu şerh, yeniden yazdırılıp 1979 da, Hakîkat Kitâbevi tarafından İstanbulda basdırılmışdır. Dokuzyüzellialtıda vefât etmişdir. 1077.
682 � MU�ÎNÜDDÎN-İ ÇEŞTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânda yetişen Evliyânın büyüklerindendir. Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyârın üstâdıdır. Hâce Osmân-ı Hârûnîden Bağdâdda feyz alıp, Hâce hazretleri altıyüzonyedi 617 [m. 1220] senesinde vefât edinciye kadar hizmetinde bulundu. [1312] de Hindistânda basılan (Enîs-ül-ervâh) kitâbında, hocasının sohbetini anlatmakdadır. Kitâb otuzaltı sahîfe olup fârisîdir. Hâce Osmân-i Hârûnî, hâce Şerîf-i Zendenînin, bu da Mevdûd-i Çeştînin talebesidir. Mu�în-üd-dîn-i Çeştî, [531] de tevellüd, 633 [m. 1235] senesinde Ecmîrde vefât etdi. Çeşt, Hirâta bir sâat mesâfede bir kariyyedir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî �kuddise sirruh� hicretin binotuzüç [1033] senesinde Ecmîr şehrine gitmişdi. Orada hâce Mu�înüddîn-i Çeştînin kabrini ziyâret etdi. (Hoca hazretleri merhamet eyledi. İhsânda bulundu. Husûsî bereketlerinden ziyâfetde bulundu. Çok konuşduk. Esrâr açıldı. Bana, asker arasında kalmamak için uğraşma! Allahü teâlânın rızâsına tâbi� ol dedi) buyurdu. Kabre bakan türbedârlar gelip, kabr üzerinden kaldırılmış olan örtüyü hediyye verdiler. Kabûl ederek, (Hâce hazretleri en yakın elbisesini bize ihsân etdi. Bunu kefenim olmak için saklıyalım) dedi. Bir sene sonra, buna kefenlendi. 90.
683 � MUKÂTİL �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Mukâtil bin Süleymân, tefsîr âlimlerindendir. Belhde tevellüd edip, Mervde yetişdi. Basrada yerleşdi. 150 [m. 767] de orada vefât etdi. Tefsîri meşhûr olup, Londrada basılmışdır. 391, 738.
684 � MÜNÂVÎ [veyâ Menâvî]: Abdürraûf-i Münâvî Şâfi�î âlimi idi. 924 [m. 1518] de tevellüd, 1031 [m. 1621] de Kâhirede vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Künûz-üd-dekâ�ık) kitâbı, [1285] de İstanbulda basılmışdır. İçinde onbin hadîs-i şerîf vardır. 398, 419, 420, 448, 458, 465, 469, 631, 633, 638, 726.
685 � MÜNÎB EFENDİ: Hâce Muhammed Münîb efendi, Ayntablıdır. [1182] de İstanbula geldi. Anadolu kâdî-askeri oldu. (Siyer-i kebîr) şerhini türkçeye terceme etmişdir. 1238 [m. 1823] senesinde Aydın Güzelhisârında vefât etdi. 786.
686 � MURÂD HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân Murâd-ı Hüdâvendigâr, Osmânlı pâdişâhlarının üçüncüsüdür. Sultân Orhânın oğlu, Yıldırım sultân Bâyezîdin babasıdır. 726 [m. 1326] da tevellüd etdi. Bursa vâlîsi oldu. Babası zemânında altın para basılmasında hizmeti görüldü. 763 [m. 1362] de, pederi vefât edince tahta çıkdı. Selçûkî devleti parçalanınca Ankarada bir devlet kuran Ehîlerin, Konyadaki Karaman oğulları ile, Osmânlı aleyhine birleşdikleri işitilince, 763 de Ankarayı aldı. Lala Şâhin pâşayı ilk serdâr ve sadr-ı a�zam yapdı. Çorlu, Keşân, Edirne, Gümülcineyi alıp Bursaya döndü. Bigayı aldı. Haçlı ordusu geldiğinden Rumeliye geçip (Sırp Sındığı) muhârebesini kazandı. Tunaya kadar aldı. İkiyüzbin kişilik ikinci haçlı ordusu geldi. Kosova ovasında çetin savaşı kazandı. Sırb Kralı Lazari ve kumandanları öldü. Sırb devleti yok edildi. 791 [m. 1389] de, bir yaralı sırbın hâlini sorarken şehîd edildi. Bursada Çekirgede defn edildi. Dîni bütün, âdil, merhametli, fazîletli idi. Otuzyedi gazâ etdi. 1080, 1155.
687 � MURÂD HÂN-III �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin yetmişyedincisi, Osmânlı pâdişâhlarının onikincisidir. İkinci Selîm hânın oğlu, sultân üçüncü Muhammed hânın babasıdır. 953 [m. 1546] de tevellüd, 1003 [m. 1595] de vefât etdi. Türbesi Ayasofya câmi�i yanındaki, babası ikinci Selîm hân türbesinin yanındadır. Selim hânın türbesinde kırkdört sandûka olup, üçüncü Murâd hânın vâlidesi Nûr Bânû sultân ve iki pâdişâhın şâhzâdeleri ve kerîmeleri vardır. 1288 [m. 1871] de beşinci baskısı yapılan (Fezleke-i Târîh-i Osmânî) kitâbında diyor ki: (İkinci Selîm hân, serâydaki yangında yanıp yeniden yapılan dâireleri ve hamâmı gezerken, ayağı kayıp mermerler üzerine düşdü. Bu kazâ, ölümüne sebeb oldu.) İslâm düşmânları, (Sarı Selîm hamâmda zevk, safâ yaparken serhoş olduğundan düşüp öldü) diye gençleri aldatıyorlar. Uydurma târîh kitâblarına da, bu yalan ve çirkin iftirâları yazarak ecdâdımızı lekeliyorlar. Evlâdları, babalarına düşman yapıyorlar. Hâlbuki, ikinci Selîm hân halvetiyye meşâyıhinden Süleymân Âmedîden feyz almış, sâlih müslimân idi. Murâd hânın türbesinde ellidört sandûka olup, Muhammed hânın vâlidesi Safiyye sultân ve şâhzâde ve sultânlar buradadır. 982 [m. 1574] de halîfe oldu. Tûnusu aldı. Azerbaycânı, Tebrîzi aldı. Âlimleri çok severdi. Nakşibendî meşâyıhinden hâce Ahmed Sâdık Kâbilîden feyz alarak kemâle geldi. Rasadhâne ve astronomik araştırmalar ile logaritma hesâbları yapdırdı. Toptaşı tımarhânesini yapdı. Çok hayrât yapdı. Mescid-i harâma kârgir kubbeler yapdırdı. Çok para sarf ederek su da getirtdi. 267, 487, 1064, 1075, 1099, 1118, 1119, 1127, 1144, 1156, 1171.
Murâd hânın vâlidesi Nûr Bânû sultân 991 [m. 1582] senesinde Üsküdârda Zeyneb Kâmil çocuk hastahânesi yakınında bulunan Atîk Vâlide câmi�ini yapdırmışdır. İki minârelidir. Nûr Bânû sultân 991 [m. 1582] de vefât etmişdir. Bu câmi�in artıklarından Dabaklar mescidini yapmışdır. Câmi�e yakın olarak bir de (Dâr-üş-şifâ) mescidi yapdırmışdır. Türkçe dîvânını Şems-üd-dîn-i Sîvâsî şerh etmişdir.
688 � MURÂD HÂN-IV �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin seksenikincisi, Osmânlı pâdişâhlarının onyedincisidir. 1018 [m. 1609] de tevellüd, 1049 [m. 1640] da vefât etdi. Babası, birinci Ahmed hânın türbesindedir. Kardeşi ikinci Osmân hân da buradadır. 1032 [m. 1623] de halîfe oldu. Yavuz gibi cesûr idi. Annesi Mâhpeyker Kösem sultânın yardımı ile, iş başına, kıymetli adamlar getirerek, ortalığı düzeltdi. Şâh Abbâs Bağdâdı alıp, otuzbin Ehl-i sünneti kadın, çocuk ayırmadan kesdi. Sadr-ı a�zam hâfız Ahmed pâşa Bağdâdı geri aldı. Îrân askeri telef oldu. Tütün, enfiye ve içkiyi yasak etdi. Kendi harbe giderek Tebrîzi geri aldı. İkinci def�a giderek Bağdâdı tekrâr aldı. Kâ�be-i mu�azzamayı yeniden yapdırdı. Hâfız Ahmed pâşa, Fâtihde Malta çarşısındaki câmi�inin kıble dıvarı önündedir.
Murâd hân, Revân seferine çıkarken Kandillide bir serây yapılmasını emr eyledi. 1042 [m. 1632] de seferden dönüşde bu serâya yerleşdi. Burada Muhammed adında oğlu oldu. Yedi gece kandiller asılıp şenlik yapıldı. Bu sebeble, buraya, Kandilli denildi. Kandilli câmi�ini, 1165 [m. 1751] de birinci Mahmûd hân yapdırmışdır. Birinci cihân harbinden sonra yeniden yapıldı. Topkapı serâyında Bağdâd köşkünü de yapdırdı. 1033 [m. 1623] de Kavaklardaki kal�aları yapdırdı. 347, 629, 632, 1062, 1132, 1133, 1136, 1144.
689 � MURÂD-İ MÜNZÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Murâd bin Alî Keşmîrî, İstanbuldaki meşâyıhin büyüklerindendir. Buhârâda 1054 [m. 1643] de tevellüd etdi. Şâm ve Hicâz taraflarında çok seyâhat etdi. Hindistânda Serhend şehrinde Muhammed Ma�sûm-i Fârûkî hazretlerinden feyz aldı. Kemâle erip hilâfetle şereflendi. Şâmda yerleşip, bir medrese yapdı. 1092 [m. 1680] de İstanbula geldi. Eyyûbde beş sene kalıp, Şâma ve hacca gitdi. 1120 [m. 1707] de İstanbula geldi. Sultân Selîmde yerleşdi. Çorlulu Alî pâşa tarafından Bursaya sürüldü. 1129 [m. 1716] da tekrâr İstanbula gelip, Eyyûbde reîs-ül-etibbâ Nûh efendi yalısında ikrâm edildi. 1132 [m. 1719] senesinde vefât etdi. Edirnekapı dışında, Münzevî câmi�i karşısında, birinci sultân Mahmûd hân şeyh-ül-islâmlarından Ahmed Ebül-hayr efendinin kabri yanındaki türbesini ziyâret edenler, mubârek rûhundan feyz almakdadırlar. Türkçe (Âdâb-ı tarîkatin-nakşibendiyye) risâlesi meşhûrdur. (El-müfredât-ül-Kur�âniyye) tefsîri çok kıymetlidir. Tefsîrler, arabî, fârisî ve türkce bir aradadır. Ebül-hayr efendi 1154 [m. 1741] senesinde vefât etmişdir. 666. cı sırada Muhammed Murâd bin Abdüllah Kazânî ismine bakınız! 1081.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
690 � MURÂD MOLLA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dâmâd zâde Murâd efendi, İstanbulda Çarşambada 1189 [m. 1775] da bir tekke ve bir büyük kütübhâne yapmışdır. [1332] deki sayımda, burada [2276] kıymetli kitâb vardı. 248, 271, 1144, 1145.
691 � MURÂD PÂŞA: Nemçe, ya�nî Avusturya muhârebesinden başarı ile dönünce, 1015 [m. 1605] de Sadr-ı a�zam oldu. Üçüncü Muhammed hânın son senesi 1012 [m. 1602] de Şâh Abbâsa yenilen ordunun kaçakları, hurûfî kızılbaşları ile birlikde Celâlî ısyânı çıkardılar. Bu ısyân Anadolunun yarısına yayıldığından, Murâd pâşa, 1017 [m. 1607] de bunların üzerine yürüdü. Reîsleri Canpolad, Kalenderzâde ve Kara Saîd gibi şakîleri ve otuzbinden ziyâde kızılbaşı, çoğunu kuyulara gömerek öldürdü. Doğu Karahisârdaki yuvalarını da basarak, yüzbin âsiyi imhâ etdi. 1019 [m. 1610] da Îrâna yürüdü. Zafer kazandıkdan sonra, hastalanarak 1020 [m. 1611] senesinde vefât etdi. İstanbula getirilip medresesine defn edildi. Doksan yaşında idi. Gayretli, dindâr, Nakşibendî idi. Üçyüzondokuzuncu [319] sırada Fâtih ismine bakınız! 1100.
692 � MÜRRE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın yedinci babasıdır. Kâ�bın oğludur. 390, 1127, 1129.
693 � MÛS �aleyhisselâm�: Büyük Peygamberdir. Benî İsrâîle gelen Resûldür. Avrupalılar, buna Möise, Moşe der. Ya�kûb aleyhisselâmın soyundandır. İmrân adında bir zâtın oğludur. Yûsüf aleyhisselâmdan sonra, Benî İsrâîl, Mısrda çoğaldı. Dinlerine sarılıp, ibâdet ederlerdi. Fekat, zulm ve hakâret görürlerdi. Îsâ aleyhisselâmdan bir rivâyete göre, binyediyüzbeş [1705] sene önce, Mûsâ �aleyhisselâm� tevellüd etdi. Annesi bunu bir beşiğe koyup, Nil nehrine bırakdı. Beşik Fir�avnın serâyı önünden geçerken, Fir�avnın zevcesi (Âsiye) bunu alıp büyütdü. Kırk yaşına gelince, akrabâlarını öğrenip, onların yanına gitdi. Kendisinden üç yaş büyük olan Hârûn ile buluşdu. Birgün, bir Mısrlı kâfirin [kıptînin], Benî-İsrâîlden birine işkence etdiğini gördü. Kurtarırken, kıptî öldü. Korkup, Medyen şehrine gitdi. Orada Şu�ayb aleyhisselâmın kızı ile evlendi. Ona, on sene hizmet etdi. Mısra dönmek için yola çıkdı. Yolda Tûr dağında, Allahü teâlâ ile konuşdu. Mısra gelip Fir�avnı dîne da�vet etdi, Benî İsrâîle serbestlik verilmesini istedi. Fir�avn kabûl etmedi. (Mûsâ büyük sihrbâzdır. Bizi aldatıp, memleketimizi elimizden almak istiyor) dedi. Yanındaki vezîrlere sordu. Onlar da, (Sihrbâzları topla, onu mağlûb etsinler) dediler. Sihrbâzlar geldiler. Mısr halkı önünde, ipleri yere atdılar. Her ip, yılan görünüp, Mûsâ aleyhisselâma doğru yürüdü. Mûsâ �aleyhisselâm� asâsını yere bırakdı. Büyük yılan oldu. İpleri yutdu. Sihrbâzlar şaşırdı. Îmân etdiler. Fir�avn kızdı. (O, sizin ustanız imiş. Ellerinizi, ayaklarınızı keseceğim. Hepinizi hurma dallarına asacağım) dedi. (Biz Mûsâya inandık. Onun Rabbine sığınıyoruz. Yalnız Onun afv ve merhametini isteriz) dediler. Kâfirlerin suları kan oldu. Kurbağa yağdı. Cild hastalıkları ve üç gün karanlık oldu. Fir�avn, bu mu�cizeleri görünce korkdu. İzn verdi. Mûsâ aleyhisselâm, Benî İsrâîl ile, Mısrdan çıkıp, Kudüse doğru giderken, Fir�avn pişmân oldu. Askerleri ile arkalarına düşdü. Süveyş körfezi açılıp, mü�minler karşıya geçdi. Fir�avn geçerken, deniz kapandı. Fir�avn askeri ile birlikde boğuldu. Benî İsrâîl, yolda öküze tapanları gördüler. (Biz de böyle tanrı isteriz) dediler. Mûsâ aleyhisselâm, (Allahdan başka ma�bûd yokdur. Allah sizi kurtardı) dedi. Sonra Tîh çölüne düşdüler. Yolu şaşırdılar. Aç ve susuz kaldılar. Gökden (Men) ve (Selva) inerdi. Bunları yirlerdi. Asâsı ile yere vurdu. Su çıkdı. Bundan içerlerdi. (Helva ile etden bıkdık. Bakla, soğan gibi şeyler isteriz) dediler. Mûsâ aleyhisselâmı gücendirdiler. Bunun için, kırk sene çölde kaldılar. Mûsâ �aleyhisselâm�, Hârûn �aleyhisselâm�ı vekîl bırakıp, Tûr dağına gitdi. Orada kırk gün ibâdet etdi. Allahü teâlânın kelâmını işitdi. (Tevrât) kitâbı kendisine indirildi. Tîh çölünde, Sâmirî adında bir münâfık, herkesdeki altınları, süs eşyâsını eritip, bunlardan bir buzağı yapdı. (Mûsânın ilâhı budur. Buna tapınız!) dedi. Tapmağa başladılar. Hârûn aleyhisselâmı dinlemediler. Mûsâ �aleyhisselâm� Tûrdan gelip bu hâli görünce çok kızdı. Sâmirîye la�net etdi. Kardeşinin sakalından tutup darıldı. Pişmân olup kendisine yalvardılar. (Tevrât)a göre ibâdet etmeğe başladılar. Mûsâ �aleyhisselâm� ümmeti ile Lût gölünün cenûb tarafına geldi. (Üc bin Unk) adında bir melik ile harb etdi. Şerî�a nehri şarkındaki yerleri ele geçirdi. Erîha şehri karşısındaki dağa çıkdı. Ken�ân ilini uzakdan gördü. Yerine Yûşa� aleyhisselâmı halîfe bırakıp, yüzyirmi [120] yaşında, orada vefât etdi. Erîha şehrini, sonra Kudüsü, Amâlika kâfirlerinden Yûşa� �aleyhisselâm� ele geçirdi. Yûşa� �aleyhisselâm�, Mûsâ aleyhisselâmın hemşîresinin oğludur. Yûsüf aleyhisselâmın soyundan olan (Nûn)un oğludur. Mısrda dünyâya gelmişdir. İstanbula geldiği ma�lûm değildir. Mûsâ aleyhisselâmdan yirmiyedi sene sonra, yüzyirmiyedi [127] yaşında vefât etdi. Kabri Nablüs şehrinde veyâ Halebe yakın Me�arre şehrinde veyâ İstanbuldadır. Hıristiyanlar buna Yeşû� diyor.
(Hadîka-tül-cevâmî�) de diyor ki: (İstanbulda, Beykoz tepelerinden birinde ziyâret edilmekde olan kabrin, Yûşa� Nebî olduğu söyleniyor ise de, târîhî bilgilere uygun değildir. Bir Velî veyâ havârîlerden birinin kabri olabilir. Böyle ise, yine kıymetlidir. Yûşa� Nebînin kabri olup olmadığını kesin olarak söylemek câiz değildir. Buradaki mescidi, 1169 [m. 1755] da üçüncü Osmân hânın sadr-ı a�zamı Muhammed Sa�îd pâşa yapdırdı. Mescidde sık sık mevlid okunur. Dinlemeğe akın akın gidilirdi. Çok toplanıldığından, üçüncü Selîm hân, fitneye sebeb olmamak için, burada meşâyıhın zikr yapmasını men� ve yalnız mevlid okunmasına izn verdi.)
Mûsâ aleyhisselâmdan sonra yine bozuldular. Yetmişbir fırkaya ayrıldılar. Tevrâtı değişdirdiler. (Talmud) denilen din kitâbı yazdılar ki, (Mişnâ) ve (Gamârâ) diye iki kısmdır. (Mîzân-ül-mevâzîn) kitâbı, yehûdîlerin ve hıristiyanların ellerindeki Tevrât ve İncîl dedikleri kitâbların Allah kelâmı olmadıklarını isbât etmekdedir. Kitâb fârisîdir. Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır. İkiyüzelliyedinci sahîfesinde diyor ki, (Yehûdî i�tikâdına göre, Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma, Tûr dağında Tevrât kitâbını verdiği gibi, ba�zı ilmleri de ilhâm eylemiş. Mûsâ, bu ilmleri Hârûna, Yûşa�a ve El-Ye�âzâra bildirmiş. Bunlar da, sonra gelen peygamberlere ve nihâyet mukaddes Yehûdâya bildirmişler. Bu da, mîlâdın ikinci asrında, bu ilmleri, kırk senede, bir kitâb hâline getirmiş. Bu kitâba (Mişnâ) denilmiş. Mîlâdın üçüncü asrında Kudüsde ve altıncı asrında Bâbilde Mişnâya birer şerh yazılmış. Bu şerhlere (Gamârâ) denilmiş. Mişnâ ile iki Gamârâdan birini, bir kitâb hâline getirip, bu kitâba (Talmud) demişlerdir. Kudüs Gamârâsından meydâna gelen Talmuda (Kudüs Talmudu), Bâbil Gamârâsından meydâna gelene (Bâbil Talmudu) demişlerdir. Hıristiyanlar bu üç kitâba düşmandır. Bu düşmanlıklarının sebeblerinden birisi, Îsâ aleyhisselâmı asmak için hâzırladıkları çarmıhı taşıyan ve çarmıha gerilme hâdisesinde bulunan Şem�un, Mişnâyı rivâyet edenler arasındadır derler. Talmudda müslimânların inandığı şeyler de bulunduğu için, hıristiyanlar, müslimânları bu bakımdan da inkâr ediyorlar.) Yehûdîler kendi din adamlarına (Haham) derler. El-Ye�âzâr, Şuayb aleyhisselâmın oğlu idi. 22, 43, 64, 92, 99, 105, 356, 370, 372, 379, 389, 448, 452, 482, 488, 501, 522, 545, 693, 694, 695, 714, 715, 908, 913, 1034, 1044, 1082, 1101, 1105, 1106, 1110, 1126.
694 � MÛSÂ CÂRULLAH BEYKIYEF: Rusyada dinde reformcudur. Ehl-i sünnet düşmanıdır. (Fâideli Bilgiler)e bakınız!
695 � MÛS KÂZIM: Oniki imâmın yedincisidir. Ca�fer-i Sâdıkın oğlu, imâm-ı Alî Rızânın babasıdır. 128 [m. 745] de Medînede tevellüd ve 183 [m. 799] de Bağdâdda habshânede vefât etdi. Kâzimiyyededir. Mehdî, sonra Hârûn Reşîd kendisini Medîneden Bağdâda getirip habs etdiler. İsmâ�îliyye fırkası bunun imâmlığını inkâr etdi. 62, 455, 1061, 1084, 1162, 1175.
696 � MÜSEYLEME-TÜL KEZZÂB: Yemâmede, Peygamber olduğunu iddi�â eden bir yalancıdır. Önce îmâna gelmişdi. Mürted oldu. Ebû Bekr-i Sıddîkın �radıyallahü anh� hilâfetinin ikinci senesinde, Hâlid bin Velîdin askeri ile Yemâmede büyük muhârebe yapdı. Mürtedlerden yirmibin, müslimânlardan ikibin kişi öldü. Müseyleme askeri mağlûb oldu. Hazret-i Hamzanın �radıyallahü anh� kâtili olan Vahşî, hazret-i Hamzayı şehîd etmiş olduğu kılınc ile Müseylemeyi öldürdü. Hazret-i Ömerin büyük kardeşi Zeyd bin Hattâb bu muhârebede bayrak taşıyordu. Bu ve hatîb-i nebevî Sâbit bin Kays Ensârî ve Ebû Dücâne ve Ebû Huzeyfe-tebni Utbe ve üçyüzaltmış Muhâcir ve o kadar Ensâr ve binden fazla Tâbi�în şehîd oldu. Yetmişden ziyâdesi kurrâ hâfız idi. 423, 1090, 1091, 1187.
697 � MÜSLİM �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-Hüseyn Müslim bin Haccâc Kuşeyrî, Şâfi�îdir. Hadîs âlimlerinin en üstünlerindendir. 206 [m. 821] da Nîşâpûrda tevellüd, 261 [m. 875] de orada vefât etdi. (Sahîh-i Müslim) kitâbı, (Buhârî)den sonra, müslimânların en kıymetli temel kitâbıdır. İçinde yedibinikiyüzyetmişbeş [7275] hadîs vardır. Bu iki kitâba (Sahîhayn) denir. İmâm-ı Buhârî ile Nîşâpûrda buluşdu. 386, 423, 476.
698 � MUSTAFÂ ÂTIF: Defterdâr Mustafâ Âtıf efendi, İstanbulludur. [1104] de Vefâda kütübhâne yapdı. 1155 [m. 1742] senesinde vefât etdi.
699 � MUSTAFÂ BEKRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kutb-üd-dîn Mustafâ bin Kemâlüddîn 1099 [m. 1688] da Şâmda tevellüd, 1162 [m. 1749] de orada vefât etdi. Fıkhı Abdülganî Nablüsîden, tesavvufu Abdüllatîf-i Halvetîden aldı. Yazdığı kitâblar [222] yi aşmakdadır. (El-hikem-ül-ilâhiyye vel-mevârid-ül-behiyye) ve (El-vasıyyet-ül-celiyye) ve (Ber-ül-eskâm) kitâbları çok kıymetlidir. 458.
700 � MUSTAF HÂN-II: Sultân dördüncü Muhammedin oğlu, birinci Mahmûd ile sultân üçüncü Osmânın babalarıdır. 1074 [m. 1664] de tevellüd, 1115 [m. 1703] de vefât etdi. 1106 [1695] da halîfe oldu. Yeni Câmi� yanında, Turhân sultân türbesindedir. Babası da bu türbededir. Mustafâ hânın silâhdârı olan Çorlulu Alî pâşa tarafından tersâne içinde iki katlı bir câmi� yapılmışdır. Mihrâbı üstünde Kâ�be taşı yerleşdirilmişdir. İkinci Mustafâ hânın zevcesi Sâliha sultân, oğlu Birinci Mahmûd hân zemânında, Azabkapısı dâhilinde sebîl ve çeşme, hamâm, mekteb yapmış ve Arab câmi�ini tecdîd ve tevsî� eylemişdir. Ta�mîr târîhinin 1147 [m. 1734] olduğu, şâdırvânı etrâfındaki beytlerde yazılıdır. 347, 622, 1071, 1184, 1188, 1191.
701 � MUSTAFÂ HÂN-III: Sultân üçüncü Ahmedin oğlu, üçüncü Selîm hânın babasıdır. 1129 [m. 1717] da tevellüd, 1187 [m. 1774] de vefât etdi. 1171 [m. 1757] de halîfe oldu. Yapdırmış olduğu Lâleli câmi�inin yanındaki türbededir. Dört kerîmesi ile iki oğlu da buradadır. Fâtih câmi�ini yeniden yapdırdı. Çakmakçılar yokuşunda kendi adında bir câmi�i vardır. [1174] de Kâdî-köy İskele câmi�ini yapdırdı. 1177 [m. 1763] de Pâşabağçe İncirliköy câmi�ini yapdırdı. Üsküdârda Ayazma câmi�ini de 1174 [m. 1760] de yapdırmışdır. 1167, 1176, 1184.
702 � MUSTAFÂ KEMÂL PÂŞA: 1881 de Selânikde doğdu. Osmânlı ordusunda subay oldu. 1923 de Lozan antlaşması ile Osmânlı devletine son verip, Türkiye Cumhûriyyetini kurdu. 1934 de Atatürk soyadını aldı. 1938 de İstanbulda vefât etdi. Ankaradadır.
703 � MUSTAFÂ NÂİLÎ: Sultân Abdül�azîz hân zemânında sadr-ı a�zam [Baş vekîl] idi. Kabri Fâtih Câmi�i yanındadır.
704 � MUSTAFÂ REŞÎD PÂŞA: 1262 [m. 1846] da sadr-ı a�zam oldu. 1274 [m. 1857] de öldü. 1252 [m. 1836] de Londra sefîri iken mason oldu. Bir sene sonra hâriciye nâzırı oldu. İngilterenin Osmânlı sefîri lord Rading ile berâber hâzırladıkları (Tanzîmât fermânı)nı sultân Abdülmecîd hâna tasdîk etdirerek, Osmânlı türklerinin din, ahlâk, fen, teknikdeki muvâffakıyyetlerine büyük darbe indirdi. 26 Şa�bân 1255 [m. 1839] da Gülhâne meydânında okunan bu fermâna göre, birçok şehrlerde mason locaları açılarak, gençler dinsiz yetişdirilmeğe başlandı. Medreselerden fen dersleri kaldırılarak, din adamları câhil bırakıldı. İktisâd doktoru profesör Ömer Aksu, 22 Ocak 1989 târîhli Türkiye gazetesine verdiği beyânâtda, (Bizde batılılaşma hareketinin başlangıcı olarak, 1839 Tanzîmât fermânı gösterilir. Biz, batıdan almamız gereken şeyin teknoloji olduğunu, kültürün ise millî olması gerekdiğini görememişiz. Batılılaşma hareketine, hıristiyanlığı benimseme olarak bakmışız. İngilizlerle yapdığı ticâret anlaşması, sanâyileşmemize büyük darbe vurmuşdur) demekdedir. 1047.
705 � MUSTAFÂ SABRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin sonuncusu olan sultân Vahîdeddîn hân zemânındaki islâm âlimlerindendir. Tokad meb�ûsu idi. 4 Mart 1337 [m. 1919] de şeyh-ul-islâm oldu. Yedi ay sonra yerine Hayderî zâde İbrâhîm efendi geçdi. 31 Temmuz 1920 de ikinci def�a şeyh-ul-islâm olup, iki ay sonra yerine, son şeyh-ul-islâm olan Medenî Mehmed Nûrî efendi geçdi. Kayseri medresesinde Divrikli hâcı Emîn efendiden ders okudu. [1277] de Tokadda tevellüd, 1373 [m. 1954] de Mısrda vefât etdi. 1340 [m. 1922] senesinde, İstanbuldan Kâhireye hicret etdi. Orada yazdığı arabî eserleri ile, zemânının âlimlerini hayretde bırakdı. (Mevkıf-ül�akl) kitâbı dört cilddir. Burada Abduhun islâmı yıkmak için çalışdığını göstermekde, fikrlerini red etmekdedir. 399, 461, 485, 1072, 1122, 1193.
706 � MUTRİF BİN ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tâbi�îndendir. Çok takvâ sâhibi idi. Doksanbeş 95 [m. 714] senesinde vefât etdi. 694.
707 � NÂBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yûsüf Nâbî efendi Osmânlı şâ�irlerindendir. Urfalıdır. 1124 [m. 1712] senesinde vefât etdi. 44.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
708 � NÂMIK KEMÂL: Yenişehrli Mustafâ Âsım beğin oğlu, Râtıb bin Osmân pâşanın torunudur. İstanbulda doğmuş, 1306 [m. 1889] da Sakız adasında ölmüşdür. Anası Arnavuddur. Tanınmış masonlardandır. Bir yandan, ikinci Abdülhamîd hâna (Zemânımızın kutbu, asrımızın imâm-ı Rabbânîsi) diye mektûblar yazar ve Ziyâ pâşa gibi mesâî arkadaşlarını jurnal ederdi. Öte yandan da, halîfeyi kötüleyici yazılar yazıp hürriyyet kahramanı olmağa çalışırdı. Riyâkârca yazdığı mektûb ve jurnallarından birçoğu, İstanbulda başvekâlet arşivinde mevcûddur.
709 � NAPOLYON: Bonapart âilesinin birincisidir. 1182 [m. 1769] de Korsika adasında tevellüd, 1236 [m. 1821] da öldü. Ondokuz sene sonra kemikleri Fransaya götürüldü. General ve kumandan iken, kendinden kat kat fazla Avusturya ordularını mağlûb etdi. İngilizlere karşı gönderilmek istendi ise de, önce Hindistânın yolunu kesmek için Mısrı almak lâzım dedi ve 1212 [m. 1798] de Mısra geldi. Şâma da yürüdü. Sayda vâlîsi Cezzâr Ahmed pâşa Akkâ kal�asını kahramanca müdâfe�a edip, Napolyonun ordusu dağıldı, kaçdı. Ahmed pâşa Şâm vâlîsi yapıldı. 1219 da Şâmda vefât etdi. Napolyon, [m. 1804] de Fransız imperatörü oldu. [m. 1812] de Moskovaya kadar ilerledi. [m. 1814] de mağlûb olup hükûmetden çekildi. Tekrâr iş başına geldi ise de, Belçikada Vaterlo muhârebesini gayb edip, çekildi. Yerini oğlu ikinci Napolyona bırakdı. İngiliz harb gemisine sığındı. İngilizler, iyi karşılamadı. (Sent Halen) adasına habs etdiler. Orada öldü. 406, 460.
710 � NASREDDÎN HOCA: Latîfe sözleri ve hikâyeleri ile meşhûrdur. Akşehirde 683 [m. 1284] de vefât etdi. 1183.
711 � NECÂŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Habeş pâdişâhlarının hepsine (Necâşî) denir. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� zemânındaki Necâşînin adı Eshame idi. Nasrânî iken müslimân oldu. Cenâze nemâzını Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� Medînede kıldırdı. 380, 1186.
712 � NECMEDDÎN-İ GAZZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed Gazzî, Şâfi�î fıkh âlimlerindendir. [977] de tevellüd, 1061 [m. 1651] senesinde vefât etdi. 629, 635.
713 � NECMEDDÎN-İ KÜBRÂ: Ahmed bin Ömer, Hârezmlidir. Bir kimseye teveccüh edince, vilâyet derecesine yükselirdi. Amcası olan Ebû Necîb-i Sühreverdîden ve Mısrda şeyh Rûz-i Behân hazretlerinden feyz aldı. 539 [m. 1145] da tevellüd etdi. 618 [m. 1221] senesinde Hârezme Cengiz askeri tatârlar hücûm edince, talebelerine: (Memleketinize gidiniz! Şarkdan fitne ateşi geliyor. Her tarafı yakacakdır. İslâmiyyetde bu kadar fitne görülmemişdir) dedi. (Düâ buyursanız bu belâ müslimân memleketlerinden uzaklaşsın) dediler. Bu, (Kazâ-i mübremdir. Düâ bunu gideremez) buyurdu. Eshâbı Horâsâna gitdi. Kâfirler şehre girince cihâda çıkdı. Şehîd oldu. Kübreviyye veyâ Zehebiyye tarîkatinin reîsidir. 1163.
714 � NEMRÛD: Keldânî pâdişâhlarına denir. Birinci Nemrûd, Nûh aleyhisselâmın oğlu Hâm soyundandır. Bâbil şehrini yapdı. Heykellere tapardı. İbrâhîm aleyhisselâmı ateşe atdı. Sivri sineklerle öldü. 62, 356, 391, 850, 1118.
715 � NERON: Roma imperatörlerinin beşincisidir. Mîlâdın [37]. ci senesinde doğdu. [m. 68] de vatan hâini i�lân edildi. Mağarada saklanıp kama ile intihâr etdi. [m. 54] de üvey babası birinci Klavdiyos ölünce tahta çıkdı. Çok zulm yapardı. Tiyatrolarda oynardı. [m. 64] de, tiyatro piyesi hâzırlamak için Romanın büyük bir kısmını yakdı. Kendi annesini öldürdü. Etrâfına nâmûssuzları topladı. Zevcesini de öldürdü. Çok işkence yapdı. Çok adam öldürdü. 1108, 1161.
716 � NESÂÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdürrahmân Ahmed bin Alî, 215 [m. 829] de Horâsânda, Nesâ şehrinde tevellüd, 303 [m. 915] de Remle şehrinde vefât etdi. Hadîs âlimidir. (Sünen-i kebîr) ve (Sünen-i sagîr) adında iki hadîs kitâbı çok kıymetlidir. (Sünen-i sagîr) kütüb-i sittedendir. 424, 993.
717 � NESEFÎ ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülberekât Hâfızüddîn Abdüllah bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 710 [m. 1310] da Bağdâdda vefât etdi. (Vâfî) ve bunun şerhı (Kâfî) ve (Kenz-üd-dekâik) kitâbları ve (Medârik) tefsîri ile (Menâr) adında üsûl-i fıkh kitâbı meşhûrdur. Ömer Nesefînin (Manzûme)sini şerh edip, (Müstasfâ) adını vermişdir. (Umde-tül-akâid) kitâbı, William Courton tarafından 1259 [m. 1843] da Londrada basılmışdır. 229, 1067, 1093, 1115.
718 � NESEFÎ LÜTFULLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hanefîdir. (Hulâsa-i Gîdânî) fıkh kitâbı meşhûrdur. 750 [m. 1349] de vefât etmişdir.
719 � NESEFÎ ÖMER: Necm-üd-dîn Ebû Hafs Ömer bin Muhammed, Îrânın Fâris vilâyetinde, Nesef kasabasında 461 [m. 1068] de tevellüd, 537 [m. 1143] de Semerkandda vefât etdi. (Akâid-i Nesefî) kitâbı ve Teftâzânînin şerhi ve Abdül�azîz Ferhârî Hindînin bu şerhe yapdığı (Nebrâs) hâşiyesi çok kıymetlidir. Çeşidli şerhleri vardır. (Zahîre) fıkh kitâbı ve (Manzûme)si meşhûrdur. 48, 292, 747, 856.
720 � NESEFÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Meymûn bin Muhammed Nesefî, Hanefîdir. (Temhîd) akâid kitâbı meşhûrdur. Beşyüzsekiz 508 [m. 1114] senesinde vefât etmişdir. Ebû Şekür Muhammed Sülemînin (Temhîd)i başkadır.
721 � NESÎMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid İmâd-üddîn-i Nesîmî, şâir ve tesavvuf ehlinden idi. (Kâmûsül-a�lâm)da, Bağdâdın Nesim nâhiyesinde doğduğu yazılıdır. Sultân birinci Murâd-ı Hüdâvendigâr zemânında Bursaya geldi. Mısrdaki Çerkes sultânlarının elinde bulunan Haleb şehrinde yerleşdi. Orada iken, Vahdet-i vücûd serhoşluğundaki ba�zı yazıları ve sözleri, islâmiyyete uygun görülmiyerek, 820 [m. 1417] de i�dâm edildi. Mesnevî şârihlerinden sarı Abdüllah efendi, (Semerât-ül-füâd) kitâbında ve İsmâ�îl Hakkı efendi, (Rûh-ul-beyân) tefsîrinde, kendisinin Ehl-i sünnet ve ehl-i tarîk olduğunu yazmakdadırlar. (Müncid)de ve 990 da ölen, Tokatlı şâir Lutfullah efendinin türkçe (Tezkiret-üş-şu�arâ)sında, Nesîmînin hurûfî zındıklarından olduğu bildirilmekdedir. Alî Cânib beğ, (Edebiyyât) kitâbında diyor ki, (Bu türk şâiri hakkında en mevsûk ma�lûmâtı, kendi asrında yaşamış olan meşhûr âlim İbni Hacer-i Askalânî vermekdedir. İbni Hacere göre, seyyid Nesîmî Tebrîzlidir. Asl ismi şeyh Nesîmeddîndir. Hurûfîlik denilen yolun müessisi Fadlullah Esterâbâdînin talebesidir. Dîvânının en doğru olanı Bâyezîd kütübhânesindedir. Âzerî lehcesi ile yazmışdır.) Önce hurûfî olduğu, sonra tevbe etdiği anlaşılıyor. Sarı Abdüllah efendinin hâl tercemesi, (Mesnevî) şerhinin önsözünde yazılıdır. 504.
722 � NESLİ ŞÂH SULTÂN: 813. cü sırada Selîm hân I ismine bakınız!
723 � NESTORİUS: Hıristiyanlığın Nestûriyye fırkasını kurdu. Mîlâdın [428]. ci senesinde, Kostantîniyye patrîki oldu. [m. 421] senesinde, İstanbulda yapılan toplantıda, bunun kitâbı incelendi. Kabûl edildi. Buna göre, Allah birdir. Bunun vücûd, hayât ve ilm sıfatlarından, ilm uknûmu [kelime] Îsâya hulûl etmiş, ilâh olmuşdur. Meryem, ilâh anası değil, insan anasıdır. Îsâ, Allahın oğludur diyordu. Bu fikrleri, şark memleketlerinde yayıldı. [m. 431] senesinde, Efesus [Efes]de, dördüncü papas meclisi kurulup, Nestorius red ve tekfîr edildi. Mısra gitdi. [m. 439] da orada öldü.
724 � NESÛHÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Nesûh, Halvetî meşâyıhindendir. Kastamonili şeyh Şa�bân-i Velî torunlarındandır. Şa�bân-ı Velî silsilesinden Karabaş tecvîd sâhibi Alî efendinin halîfesidir. 1130 [m. 1717] Ramezânında vefât etdi. Üsküdârda, Doğancılarda, 1099 [m. 1687] senesinde Dördüncü Muhammed hânın dâmâdı Hasen pâşanın yapdırdığı câmi� yanında medfûndur. On cild tefsîri, Niyâzî Mısrî gazelinin şerhı ve çeşidli risâleleri vardır. 1087.
725 � NEŞ�ET EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hoca Süleymân Neş�et efendi, Osmânlı âlim ve şâ�irlerindendir. 1148 [m. 1735] de Edirnede tevellüd, 1222 [m. 1807] de İstanbulda vefât etdi. (Mesnevî) dersi verirdi. Mesnevînin iki beytine Molla Câmî tarafından yapılan fârisî manzum şerhı türkçeye terceme etmişdir. Bu şerh ve tercemesi, [1263] de basılmışdır. Dîvânı vardır. 732.
726 � NEVEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yahyâ bin Şeref Nevevî, büyük islâm âlimlerindendir. Şâfi�îdir. 631 [m. 1233] de tevellüd, 676 [m. 1277] da Şâmda vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Minhâc-üt-tâlibîn) fıkh kitâbı, Râfi�înin (El-muharrer)inin muhtasarıdır. Minhâcın çok şerhleri vardır. Sübkînin ve Süyûtînin ve ibni Hacer Mekkînin ve Celâlüddîn Mehallînin şerhleri ile Nevreddîn Alî bin Yahyâ Ziyâdînin Mehallî şerhine hâşiyesi meşhûrdur. (Ravda-tüt-tâlibîn), (Rıyâd-us-sâlihîn) ve (Hilye-tül-ebrâr) da denilen (Ezkâr) kitâbları çok kıymetlidir. 47, 113, 243, 248, 352, 415, 422, 434, 513, 632, 780, 782, 1035, 1064, 1071, 1072, 1092, 1144, 1162.
727 � NEWTON: İngiliz matematik ve fizikcisidir. 1052 [m. 1642] de tevellüd, 1140 [m. 1727] da vefât etdi. Yer çekimi kanûnunu buldu. Işık üzerinde de buluşları vardır. Bir gök dürbünü yapdı. 539, 545, 551, 1048.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
728 � NİŞÂNCI MUHAMMED PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Haleb kâdîsi pîr Ahmed efendinin oğludur. Üçüncü Murâd hânın nişancısı iken bindört 1004 [m. 1596] de vefât etdi. Fâtih ile Kara-gümrük arasında yapdırdığı Nişancı câmi�i yanındaki türbesindedir. Câmi�, harâb olmakda iken, 1380 [m. 1960] de başvekil Adnan Menderes tarafından temelden ta�mîr ve tezyîn edilmişdir.
729 � NİŞÂNCI ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed bin Muhammed bin Ramezân, Edirnede kâdî idi. [898] de tevellüd etdiğini (Mir�ât-i kâinât) kitâbında yazmışdır. 1031 [m. 1622] de Edirne yolunda vefât etdi. (Mir�ât-i kâinât) ve (Fetâvâ-i rûmiyye) ve başka eserleri vardır.
730 � NİYÂZÎ-İ MISRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyyenin meşhûrlarından, Halvetî meşâyıhindendir. Anadoluda Soğanlıda tevellüd, Mısrda tahsîl etdi. Bursada yaşadı. Midilliye nefy edildi. 1105 [m. 1693] de Limni adasında vefât etdi. Türkçe divânı çok yanık ve tatlı olup, birkaç kerre basılmışdır. Ba�zı yazarlar, bunun için, sonradan sapıtdı diyorlar. (Peygamberimiz Muhammed Mustafâ hepimizden üstündür. Âli güzel, Eshâbı çok temizdir) beytleri, sapık olmadığını göstermekdedir. İkiyüzikinci [202] sırada Cüneyd-i Bağdâdî ismine bakınız! 504, 651, 932, 1018, 1075, 1087.
731 � NİZÂMÜDDÎN EVLİYÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân-ül meşâyıh Evrenk-Âbâdîdir. Babası Buhârâdan Hindistâna gelip, Bedâyün kasabasında yerleşmişdir. Kendisi 633 de tevellüd, yediyüzyirmibeş 725 [m. 1325] de vefât etdi. Delhî civârında Gıyâspurda, Emîr Hüsrev Dehlevî türbesine yakın büyük türbesi ziyâret edilmekdedir. Yirmi yaşında iken Çeştiyye meşâyıhinden Ferîdeddîn-i Genc-i şekere intisâb ederek kemâle gelmişdir. (Ferâid-ül-fevâid) ve (Râhat-ül-muhibbîn) kitâbları vardır. Talebesinden Hasen Sencerînin yazdığı (Fevâid-ül-füâd) kitâbında hâl tercemesi uzun bildirilmişdir. Talebesinden M.Fahrüddîn, İmâm-ı a�zamın (Fıkh-ı ekber)inin Molla Alîyyül-kârî tarafından yapılan şerhini kısaltarak fârisî ve urdu dillerine terceme ederek (Akâid-i nizâmiyye) ismini vermiş, (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1993 de baskısı yapılmışdır. 721, 733, 767, 1129, 1171, 1177.
732 � NİZÂM-ÜL-MÜLK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâce Kıvâm-üd-dîn Ebû Alî Hasen bin Alî, Îrân Selçûkîlerinden Alb Arslanın ve oğlu Melikşâhın vezîridir. 408 [m. 1018] de Tus şehrinde tevellüd, 485 [m. 1092] de Nihâvendde Hasen Sabbâhın adamı tarafından şehîd edildi. Fıkh ve hadîs âlimi idi. Akl, tedbir ve adâleti ile devleti idâre etdi. Âlimlere, zâhidlere çok ihsân ederdi. Çok sayıda câmi�, medrese, hayrât yapdı. Bağdâdda (Medrese-i nizâmiyye) adında bir üniversite yapdı. İsfehânda da büyük mekteb yapdı. 1107, 1122, 1134.
733 � NİZÂR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın ondokuzuncu babasıdır. Nizâr, az demekdir. Dünyâya gelince, babası Me�add, bunun alnındaki nûru gördü. Çok sevinip, büyük bir ziyâfet vermişdi. Böyle oğul için, bu kadar ziyâfet az birşey demişdi. Bunun için oğlunun ismi Nizâr kaldı. Bu nûr, Âdem aleyhisselâmdan beri oğuldan oğula gelmiş, nihâyet, asl sâhibi olan Muhammed aleyhisselâmda kalmışdır. Böylece Adnân oğulları arasında, nûrlu bir soy vardır. Her asrda, bu soydan olan zât, alnındaki nûrdan belli olurdu. Bu zât hangi kabîlede ise, o kabîle şerefli olurdu. Nizâr oğulları arasında bu şeref, Mudar ve İlyâs kabîlesinde bulundu. Sonra Kureyş kabîlesinde kaldı. 387, 390, 1139.
734 � NÛH �aleyhisselâm�: İdrîs �aleyhisselâm� göke çıkarıldıkdan sonra, insanlar azdı. Doğru yoldan ayrıldı. Putlara ya�nî heykellere tapmağa başladılar. Cenâb-ı Hak, bunlara Nûh aleyhisselâmı gönderdi. O zemân, elli yaşında idi. Nice yıl, onları dîne da�vet etdi. Yalnız oğulları Sâm, Hâm, Yâfes ile az kimse îmân etdi. Çoğu kulak asmadı. Kendi oğlu Yâm, ya�nî Ken�ân bile îmân etmedi. Alay ve işkence etdiler. Onlara bed düâ etdi. Beşyüz yaşından sonra, gemi yapması emr olundu. Gemi bitince, tûfân oldu. Mü�minler ile gemiye bindi. Gemiye binenlerin seksen kişi olduğu ve geminin üç kat olduğu (Arâis-ül-mecâlis)de yazılıdır. Bu kitâb Mısrda basılmışdır. Her hayvandan da birer çift aldı. Oğlu Ken�ânı da gemiye çağırdı. Ben, dağa çıkar kurtulurum dedi. Bir dalga geldi. Oğlunu alıp boğdu. Sular dağları aşdı. İnsanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra, yağmurlar durdu. Sular çekildi. Gemi, Hakkârîde Cûdî dağına oturdu. İnsanlar, üç oğlundan üredi. Nûh aleyhisselâma ikinci Âdem �aleyhisselâm� denildi. Sâmdan arab, fars ve rum, Hâmdan Hindistân, Habeş ve Afrika halkı, Yâfesden de Asyalılar ve türkler meydâna geldi. Behreng buğâzından Amerikaya da geçip yerleşenler oldu. Nûh �aleyhisselâm�, bin yaşında vefât etdi. 26, 62, 81, 83, 106, 354, 356, 377, 379, 431, 482, 483, 488, 525, 1128, 1154, 1166, 1180, 1189.
735 � NÛH BİN MUSTAFÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Allâme Nûh efendi, Konyalıdır. Mısra gitdi. 1070 [m. 1659] de Kâhirede vefât etdi. 416, 1180.
736 � NÜZHET �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Me�ârif mektûbcusu idi. 1244 de İstanbulda tevellüd ve 1304 [m. 1886] de, Sivâsda vefât etdi. Hıristiyanlara cevâb olan (İzhâr-ul hak) kitâbının birinci kısmını türkceye terceme ederek (Îzâh-ul-hak) ismini vermişdir. 1161.
737 � OĞUZ HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Eski türkler, şark ve garb türkleri diye ikiye ayrılmışdı. Şark türkleri, beş, garb türkleri, onbeş kabîle idi. Uygurlar şark, Oğuz ve Kırgızlar da, garb türklerinden idi. Hicretden beşbin sene önce, Hind, Îrân ve Irâka yayılmışlardı.
Oğuz türkleri hicretden binüçyüz sene önce, Oğuz hânın kumandasında, Şâma kadar gelmişdi. İslâmiyyet yayılınca, Mâverâünnehr ve Buhârâ tarafları (Horâsân) emâretine verildi. Me�mûn halîfe tarafından buraya vâlî ta�yîn edilen Sâmân oğulları, sonra [261] de hükûmet kurdu. Merkezleri Buhârâ idi. Oğuz türkleri ve Selçuk türkleri, Abbâsî halîfesi Mutî� zemânında [334] de müslimân oldu. Oğuzların en kıymetlisi, Kayı hânın kabîlesi idi. Bunun torunlarından Süleymân şâh, Cengiz zemânında Anadolu tarafına gelip, 626 [m. 1229] senesinde Fıratda boğuldu. Dört oğlu kaldı. Bunlardan Ertuğrul beğ, Cengizlerden uzaklaşmak için, kabîlesi ile Sivâs tarafına geldi. Bir tatâr ordusu ile, Selçuk sultânı Alâ�üddîn harb ediyordu. Selçuklulara yardım etdi. Sultân, Ertuğrul beğin Kayı hân kabîlesini Ankara civârına yerleşdirdi. Sonra, beşyüz kişi ile Söğüde yerleşdi. 680 [m. 1281] senesinde vefât etdi. Üç oğlundan küçüğü olan Osmân beğ, babası yerine emîr seçildi. 699 [m. 1299] da Osmânlı devletini kurdu. 533.
738 � OSMÂN AĞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân Ahmed hân-ı evvelin bâb-üs-seâde ağası idi. Binyirmibir 1021 [m. 1612] senesinde Kadıköyünde Osmân ağa câmi�ini yapdı. Bunun yerinde kadı Muhammed efendi câmi�i vardı. Bunun için oraya Kadı-köyü denilmişdir.
739 � OSMÂN BEDREDDÎN: Seyyid Selmân efendinin oğludur. 1274 [m. 1857] de Erzurumda tevellüd, 1340 [m. 1922] da Harputda vefât etdi. 1293 [m. 1875] de Karsda üçüncü tabur imâmı oldu. O yıllarda seyyid Tâhânın oğlu ve halîfesi seyyid Ubeydüllah ile ve mevlânâ Hâlidin halîfelerinden Kufrevî şeyh Muhammed ve Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddînin ve Erzincanlı Terzi baba demekle meşhûr Vehbî Hayyâtın talebelerinden hâcı Fehmi efendilerle sohbet eyledi. 1297 [m. 1879] de Palu kasabasında yirmisekizinci alayın üçüncü tabur imâmı iken seyyid Mahmûd-i Sâminî ile mülâkî oldu. Sâminî, sekizinci müceddid demekdir. Onsekiz günde icâzet aldı. 1325 [m. 1906] de emekli olunca, Harputda birçok zevâtı sülûk ile, bir kısmını da yalnız sohbet ile cehâletden kurtardı. İkiyüzbine yakın teşnedilân, çeşme-i feyzinden sîrâb olmuşdur. 1327 [m. 1908] de Hicâz seferinde, Şâm, Mekke ve Medîne âlimlerinin ta�zîm ve tekrîmlerine mazhar olmuşdur. (Gülzâr-ı Sâminî) adındaki mektûbâtı ve (Gülbün-i irşâd) ve (Mecâlis-i sâminiyye) adındaki beş cild kasîdeleri vardır. Beyâz fes üzerine beyâz sarık sarardı. Oğulları Nûreddîn ve Ziyâeddîn Uz birer cevher idi. 639, 1132.
740 � OSMÂN BİN AFFÂN �radıyallahü anh�: Ebul�âs bin Ümeyye bin Abd-i Şems bin Abd-i Menâf torunudur. Aşere-i mübeşşeredendir. Üçüncü halîfedir. Resûlullahın iki kızını aldığı için (Zinnûreyn) denir. Önce müslimân olanların beşincisidir. Zevcesi Rukayye �radıyallahü anhâ� ile iki kerre Habeşistâna ve sonra Medîne-i münevvereye hicret etdi. Çok zengin tüccâr idi. Bütün malını, dîn-i islâm için sarf etdi. Hilm ve hayâ ile meşhûrdur. Hicretin yirmidördüncü [24] sene başı olan Muharremin birinci günü halîfe seçildi. Kıbrıs adasının ilk fâtihidir. [35]. ci senenin Zil-hicce ayında, Kur�ân-ı kerîm okurken şehîd edildi. Mubarek kanı bulunan Kur�ân-ı kerîm için, 388. ci sahîfeye bakınız! Hadîs-i şerîflerle medh-u senâ edilmişdir. Orta boylu, gür sakallı, sarışın güzel yüzlü, doğan burunlu idi. Sallanan dişlerini altın tel ile sardırmışdı. Bedr gazâsından başka her gazâda bulundu. Bedrin fazîletine de dâhil edildi. Nemâzda bir rek�atde bütün Kur�ân-ı kerîmi okuyan dört kimseden biridir. Çok okumakdan iki mushaf eskitdi. Hazret-i Ebû Bekrin topladığı bir Kur�ân-ı kerîmden altı nüsha dahâ yazdırıp, altı vilâyete gönderdi. 44, 47, 59, 60, 114, 204, 242, 261, 350, 376, 380, 381, 388, 440, 510, 511, 621, 628, 717, 738, 752, 772, 790, 802, 1012, 1014, 1066, 1072, 1085, 1092, 1105, 1112, 1117, 1135, 1138, 1142, 1162, 1163, 1165, 1168, 1186, 1187.
741 � OSMÂN GÂZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân birinci Osmân hân, Ertuğrul beğin oğlu ve Süleymân şâhın torunudur. Süleymân şâh, Cengiz fitnesinde Ahlat taraflarına yerleşmişdi. Osmân hân, Osmânlı devletinin kurucusudur. 656 [m. 1257] da Söğüdde tevellüd, 726 [m. 1326] da Söğüdde vefât etdi. Bursadadır. 680 [m. 1281] de babası Ertuğrul beğ vefât edince yerine geçdi. İnegölü, Karacahisârı rumlardan aldı. 699 [m. 1299] da Konyadaki Selçûk sultânı üçüncü Alâüddîn Keykûbâd, Gazân hâna esîr olunca, Yenişehrde Osmânlı devletini kurdu. Cesûr, zekî ve tam bir müslimân idi. Çok cömerd idi. Şeyh Edebâlî hazretlerinin kızı ile teehhül edip, bundan Alâüddîn pâşa oldu. Ömer beğin kızı Bâlâ hâtundan da sultân Orhân oldu. Konya Selçûkî sultânı Alâüddîn şâhın altıyüzseksensekiz [688] senesinde sultân Osmâna gönderdiği takdîr ve iltifât ve nasîhatlerle dolu uzun mektûbu ve sultân Osmânın edeb ve nezâket dolu cevâbı, (Mir�ât-i kâinât) kitâbında yazılıdır. Ömrü, rum kâfirleri ile savaşmakla ve islâmiyyeti yaymakla geçdi. Müslimânları râhata, huzûra kavuşdurmak için çalışdı. Vefât edeceği zemân, oğlu Orhân beğe gönderdiği vasıyyetnâmesi, islâmiyyete olan sevgi ve saygısını ve türk milletinin râhat ve huzûrunu düşündüğünü ve insan haklarına olan gönülden bağlılığını açıkça bildirmekdedir. Vasıyyetnâmenin özü şöyledir:
(Allahü teâlânın emrlerine muhâlif bir iş işlemiyesin! Bilmediğini islâm ulemâsından sorup anlıyasın! İyice bilmeyince bir işe başlamıyasın! Sana itâ�at edenleri hoş tutasın! Askerine in�âmı, ihsânı eksik etmiyesin ki, insan ihsânın kulcağızıdır. Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir. Ve Allah için cihâdı terk etmiyerek beni şâd et! Ulemâya ri�âyet eyle ki, ahkâm-ı islâmiyye işleri nizâm bulsun! Nerede bir ilm ehli duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm göster! Askerine ve malına gurûr getirip, islâmiyyet ehlinden uzaklaşma! Bizim mesleğimiz Allah yoludur ve maksadımız Allahın dînini yaymakdır. Yoksa, kuru gavga ve cihângirlik da�vâsı değildir. Sana da bunlar yaraşır. Dâimâ herkese ihsânda bulun! Memleket işlerini noksânsız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet ediyorum.) Osmânlı sultânları, bu vasıyyetnâmeye cândan sarılmış, devletin altıyüz sene hiç değişmiyen anayasası olmuşdur. 532.
742 � OSMÂN HÂN-III: İslâm halîfelerinin doksanıncısı ve Osmânlı pâdişâhlarının yirmibeşincisidir. Binyüzaltmışsekiz 1168 [m. 1754] de cülûs etdi. Binyüzyetmişbirde 1171 [m. 1757] vefât etdi. Yeni câmi� yanında, Turhân sultân türbesindedir. Kardeşi birinci Mahmûd hân da buradadır. 1169 [m. 1755] da Üsküdârda (İhsâniyye câmi�i) ile (İhsâniyye mescidi)ni ve aynı senede İstanbulda (Nûr-i Osmâniyye) câmi�ini yapdırmışdır. Bu câmi�i, kardeşi birinci Mahmûd hân yapdırmağa başlamışdı. Vâlidesi Şâhsuvâr sultân, câmi� yanındaki türbededir. 666, 1152, 1153, 1184.
743 � OSMÂN HOPAVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Hasendir. 1241 [m. 1825] de vefât etdi. (Dürre-tün-nâsıhîn) tefsîri ve hadîs kitâbları vardır. 419, 732.
744 � OSMÂN KARABIYIK: Hüseyn Hilmi Işıkın talebesi ve Hakîkat Kitâbevinin müdîridir. İslâm kitâblarının basılması ve yayılmasına çok hizmet etmişdir.
745 � OSMÂNLI SULTÂNLARI �rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma�în�: Osmânlı devleti 699 [m. 1299] da kuruldu. Dîn-i islâm ile idâre edildi. Osmânlı sultânları 923 [m. 1517] den i�tibâren bütün müslimânların halîfeleri oldular. Her işlerinde islâmiyyete uydular. Altıyüzyirmiüç sene islâmiyyete hizmet etdiler. Ehl-i sünnet olup, hanefî mezhebinde idiler. Üçüncü kısm, 65. ci maddenin sonuna bakınız! İslâmiyyeti yaymak ve müslimânları korumak için kâfirlerle cihâd yapdılar. İslâmiyyeti bozmak, müslimânları bölmek için saldıran mezhebsizleri terbiye etmek için çok uğraşdılar. Âlûsî (Gâliyye)nin doksanbeşinci sahîfesinde diyor ki, (Yeryüzünü sâlih kullarıma mîrâs bırakırım) meâlindeki âyet-i kerîmenin Osmânlı sultânlarını övdüğünü Abdülganî Nablûsî bildirmekdedir. (Burhân) kitâbı da bunu yazmakdadır. 940 [m. 1534] da Hindistân sâhillerine gitdiler. Masonların ve İngilizlerin oyunları ile 1326 [m. 1908] da halîfelerin salâhiyyetleri sınırlandı. 1340 [m. 1922] da Devlete ve 3 Mart 1342 [m. 1924] de hilâfete son verildi. Azgın islâm düşmanlarından İngiliz câsûsu Lawrence�in bu işlerde çok te�sîri oldu. Osmânlı toprakları üzerinde kurulan küçük arab devletleri, Avrupalıların kontrolu altında kaldı. İkinci cihân harbinden sonra da, başlarına geçen din câhili devlet adamları, islâmiyyeti içerden yıkdılar. Doktor Muhammed Harb tarafından 1413 h. [m. 1991]de Şamda üçüncü baskısı yapılan arabî (Müzekkiratü sultân Abdülhamîd) kitâbında Osmânlı devletinin yıkılması ve islâmiyyetin yok edilmesi için, ingilizlerin hîleleri ve askerî hücûmları uzun yazılıdır. 350, 441, 460, 532, 621, 802.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
746 � ÖMER BİN ABDÜL�AZÎZ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mervân bin Hakemin torunudur. Emevî halîfelerinin sekizincisidir. Annesi, Ömer bin Hattâbın oğlu Âsımın kızıdır. [60] senesinde Medînede tevellüd, 101 [m. 720] senesinde zehrlenerek şehîd edildi. [99] da halîfe oldu. Amcası olan halîfe Abdülmelikin dâmâdı idi. Adâletde ikinci Ömer idi. Hazret-i Mu�âviyeden sonra hutbelerde, Ehl-i beyte la�net edilmeğe başlanmışdı. Bu kötü âdeti kaldırdı. Beyâz, ince ve nâzik yüzlü, za�îf, güzel sakallı, sevimli bir zât idi. İmâmlığı, Resûlullah efendimize çok benzerdi. Malatyayı rumlardan, yüzbin esîr karşılığı satın aldı. 120, 350, 465, 512, 513, 609, 738, 988.
747 � ÖMER BİN ALÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İbni Mülkın Sirâcüddîn Ebû Hafs Mısrî, Şâfi�î hadîs ve fıkh âlimlerindendir. [723] de tevellüd, 804 [m. 1401] senesinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı.
748 � ÖMER BİN FÂRID �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tesavvuf büyüklerinden ve Resûlullahın âşıklarındandır. Benî-Sa�d kabîlesindendir. 576 [m. 1180] da Mısrda tevellüd, 636 [m. 1238] da orada vefât etdi. (Kurâfe)dedir. Onbeş sene Hicâzda kaldı. (Hamriyye) ve (Tâiyye) kasîdeleri çok makbûldür. (Tâiyye)sinde din bilgilerinin hakîkatini ve Evliyânın zevklerini toplamışdır. Böyle olgun kasîde yazmak başkasına nasîb olmamışdır. Yediyüzelli beyt kadardır. 497.
749 � ÖMER BİN HATTÂB �radıyallahü anh�: Resûlullahın ikinci halîfesidir. Aşere-i mübeşşeredendir. Hicret-i Nebeviyyede kırk yaşında idi. Kureyşin eşrâfından idi. Önce, islâma düşman oldu. Bi�setin altıncı yılında, kırkıncı veyâ kırkbeşinci olarak îmâna geldi. Bununla müslimânlar çok kuvvetlendi. Silâhlı olarak, açıkca hicret etdi. Resûlullahın gelmekde olduğunu Medînedeki müslimânlara müjdeledi. Bütün gazâlarda bulundu. Çok kahramânlık gösterdi. Fârûk adını aldı. Ebû Bekri halîfe yaparak, karışıklık çıkmasını önledi. Onüçüncü yılın Cemâzil�âhır ayı yirmisekizinci Salı günü halîfe seçildi. Çok memleket aldı. İslâmın adâletini bütün dünyâya tanıtdı. Yirmiüçüncü [23] senenin son ayında, câmi�de sabâh nemâzına durunca, Mugîre bin Şu�benin kölesi Ebû Lü�lü Fîruz kâfiri tarafından bıçakla, karnından yaralanıp yirmidört sâat sonra vefât etdi. Resûlullahın yanına defn edildi. Oğluna, islâmiyyetin emr etdiği kadar değnek vurulmasını emr etdi. Eshâb-ı kirâm yalvardığı hâlde, bir değnek az vurulmasına izn vermedi. Dayakdan oğlu bayıldı. Çok üzüldü ise de, pişmân olmadı. Çok hadîs-i şerîf ile medh edildi. Bunların çoğunu hazret-i Alî haber vermişdir. İri yarı, buğday renkli, uzun boylu, gözleri kızıl, bıyıklarının ucu sarı idi. Üzüntülü veyâ düşünceli olunca uclarını bükerdi. Sakalı ve bıyıkları sık idi. Yanaklarının üzerinde az idi. Sol elini, sağ eli gibi iyi kullanırdı. Eğere dokunmadan ata binerdi. Çok heybetli, yüreği çok kuvvetli idi. Edebinden, hayâsından, Resûlullahın huzûrunda o kadar yavaş konuşurdu ki, (Yüksek söyle yâ Ömer! İşitmiyorum) buyurulurdu. Resûlullahın kayın pederi idi. Hazret-i Alînin dâmâdı idi. Benî-Adiy kabîlesi büyüklerinden olup, soyu Hattâb bin Nüfeyl bin Abdül�uzza bin Rebâh bin Abdüllah bin Kurat bin Rezâh bin Adiy bin Kâ�bdır. 21, 28, 44, 45, 59, 60, 71, 108, 109, 114, 204, 235, 249, 252, 259, 263, 347, 349, 350, 379, 380, 381, 388, 442, 447, 448, 450, 452, 457, 471, 473, 478, 497, 498, 505, 506, 507, 508, 509, 510, 511, 516, 532, 578, 583, 584, 595, 607, 608, 609, 610, 616, 621, 645, 687, 696, 698, 699, 717, 719, 729, 738, 752, 788, 801, 802, 848, 885, 909, 913, 920, 923, 952, 993, 1014, 1065, 1068, 1092, 1094, 1096, 1100, 1104, 1118, 1126, 1129, 1138, 1139, 1147, 1152, 1165, 1168, 1169, 1176, 1180, 1186, 1189, 1195, 1197.
750 � ÖMER FEHMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Ömer Fehmî bin Hasen 1292 [m. 1875] de (İzhâr-ül-hak) ikinci kısmını terceme ederek, (İbrâz-ül-hak) ismini vermişdir. 1161.
751 � ÖMER RIZÂ: Şâ�ir Muhammed Âkifin dâmâdıdır. 1310 [m. 1893] da Kâhirede tevellüd, 1371 [m. 1952] de İstanbulda vefât etdi. Edirne-kapıdadır. Câmi�ulezherde okudu. Muhammed Abduhun reformcu fikrlerine saplandı. Muhammed Alî ismindeki bir Kadyânînin ingilizce tefsîrini türkçeye terceme ederek (Tanrı buyruğu) ismini verdi. Burada, Îsâ aleyhisselâmın babası vardır demekde ve Nahl sûresinin altmışsekizinci âyetine verdiği ma�nâ da küfre sebeb olmakdadır. İngilizceden çevirdiği (Asr-ı se�âdet târîhi) de, onun gibi düşünen bir zümre tarafından halkın önüne sürülmekdedir. 468, 499, 887, 1088.
� PÂNİ-PÜTÎ: Senâüllah ismine bakınız!
752 � PASKAL: Fransız fizikcisidir. 1032 [m. 1623] de tevellüd, 1072 [m. 1662] de vefât etdi. Papas idi. Fizikde sıvıların basınc kanûnu ile ve geometride bilhâssa koniler üzerindeki buluşları ile meşhûrdur. Dahâ onsekiz yaşında iken bir hesâb makinesi yapmışdır. Dînî düşünceleri fransız papasları ve papa tarafından kabûl edilmemişdir. Hıristiyanlık dîni, ilm ve fen adamlarını kabûl etmemekdedir. 27.
753 � PASTÖR: Fransız kimyâgeridir. 1237 [m. 1822] de tevellüd, 1312 [m. 1895] de vefât etdi. Bulaşıcı hastalıklar, mikroblar ve aşılar üzerine keşfleri vardır. Cenâzesinin hıristiyan merâsimi ile kaldırılmasını vasıyyet etmişdir. 27, 704.
754 � PAULUS: Bolüs adında bir yehûdî idi. Fransızlar (Saint Paul) derler. Mîlâdın ikinci yılında Tarsusda doğdu. Îsevî görünüp, kendini din âlimi tanıtdı. Îsâ aleyhisselâmdan sonra ilk işi, semâdan inen İncîli yok etdirmek oldu. Îsâ, Allahın oğludur dedi. Şerâbı ve domuzu halâl etdi. Kıblelerini Kâ�beden şarka, güneşin doğduğu tarafa döndürdü. Allahın kendisi birdir. Sıfatları üç dürlüdür dedi. Bu sıfatlara (Uknûm) dedi. Dönme yehûdînin bu sözleri ilk yazılan dört (İncîl)e, bilhâssa Lukanın İncîline karışdı. Havârîlerden olan Barnabas, bunun yalanlarına aldanmadı. Îsâ aleyhisselâmdan gördüklerini ve işitdiklerini doğru olarak yazdı. Fekat bozuk dört İncîle aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz yetmişiki fırka hâsıl oldu. Paulusün düşmanlığı anlaşılarak Kudüsde iki kerre habs edildi. Sonra Romaya götürüldü. Mîlâdın altmışyedinci [67] senesinde Neron tarafından orada başı kesildi. Kemikleri, Sen Piyer kilisesindedir. Hazîranın yirmidokuzunda yortusu yapılır. 42, 1079, 1083, 1122, 1130.
755 � PETRUS: Sen Piyer de denir. Eski ismi Şem�ûn idi. Havârîlerdendir. Andriyasın kardeşidir. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada (Havârîler) ismine bakınız! 1108, 1133.
756 � PEZDEVÎ: Üçyüzonyedinci [317] sırada Fahr-ul-islâm ismine bakınız!
757 � PİSAGOR: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (İşrâkıyyun) denir.
758 � RÂBİ�A-İ ADVİYYE �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Babası İsmâ�îldir. Zühd ve salâh ile meşhûr bir hâtundur. Basralıdır. Süfyân-ı Sevrî ve Hasen-i Basrî, Râbi�adan feyz alırlardı. 135 [m. 752] de Kudüs civârında vefât etdi. 212.
759 � RÂFİ�Î: Yirmiikinci [22] sırada Abdülkerîm-i Râfi�î ismine bakınız!
760 � RAHMETULLAH EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Rahmetullah bin Halîl-ür-rahmân Hindî, Hanefî fıkh âlimidir. Delhîde yetişdi. Abdül�azîz hân kendisini İstanbula da�vet etdi. Madalya verdi. Ma�âş bağladı. Hıristiyanlara bir reddiye yazmasını istedi. İstanbulda, arabca (İzhâr-ül-hak) kitâbını yazdı. Kitâb dört cilddir. Mekke baskısı pek nefîsdir. Londradan Hindistâna gelen protestân papazları ile yapdığı mücâdelesini ve onları kaçırdığı yazılıdır. Kitâbı Sultân Abdül�azîz Hân için yazmışdır. İngiliz gazeteleri, (Bu kitâb yayılırsa, hıristiyanlık mahv olur) yazmışlardır. Nüzhet efendi bunun birinci kısmını, Ömer Fehmî efendi de ikinci kısmını türkceye terceme etdi. Delhîde hıristiyan papasları ile mücâdele edip, hepsini mağlûb etdi. Bu mücâdeleleri (Beyân-ül-hak) kitâbında ve türkce tercemesinde yazılıdır. 1306 [m. 1889] da 75 yaşında iken Mekkede vefât etdi. 389.
761 � RÂKIM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mustafâ Râkım efendi, meşhûr hattâtlardandır. Yedi-kulelinin talebesidir. 1181 [m. 1767] de vefât etmişdir. Merkez efendidedir. Yüz kadar Mıshaf-ı şerîf yazdı.
762 � RÂKIM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Meşhûr hattâtdır. Anadolu kâdı-askeri idi. 1242 [m. 1826] de vefât etdi. Kara-gümrükde Zincirli kuyu civârındadır. Mezâr taşındaki yazı kendisinindir.
763 � RÂSİM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Eğri kapılı Muhammed Râsim efendi, hattât ve şâ�irdir. 1099 da İstanbulda tevellüd, 1185 [m. 1771] de vefât etmişdir. Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi olan Tatâr Ahmed efendiden feyz almışdır. Nûr-i Osmâniyye câmi�i şerîfi orta kapı hâricindeki âyet-i kerîmeler bunun yazısıdır. Câmi�in târîhini gösteren (Humâyûn ola bu nev�u câmi�i sultân Osmânın) beytini de bu yazmışdır. Kabri İğri kapı hâricinde, kapıya karşı parmaklık içindeki Eshâb-ı kirâmdan Abdüs-Sâdık Âmir bin Ubâdenin ayak tarafındadır.
764 � RAT: Fransız müsteşriki olup, kıymetli islâm kitâblarını fransızcaya terceme etmişdir. 1142.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
765 � REBÎ� BİN HAYSEM �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Zühd ve takvâsı ile meşhûrdur. 68 [m. 687] de Tus şehrinde vefât etdi. 633, 692.
766 � REMLÎ HANEFÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dörtyüzüçüncü [403] sırada Hayreddîn-i Remlî ismine bakınız! 825.
767 � REMLÎ ŞÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Hüseyn Şihâbüddîn-i Remlî, Şâfi�î olup, 753 de tevellüd, 844 [m. 1440] de vefât etmişdir.
768 � REMLÎ ŞÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Ahmed Şihâbüddîn-i Remlî, şâfi�î âlimlerinden olup, 973 [m. 1565] de vefât etmişdir.
769 � REMLÎ ŞEMSÜDDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Allâme Şemseddîn Muhammed bin Ahmed bin Ahmed Menûfî, 919 da tevellüd ve 1004 [m. 1596] de vefât etmişdir. Çok eser yazmış ve babasının fetvâlarını toplamışdır. Bu fetvâlar, İbni Hacerin (Fetâvâ-yı kübrâ)sı kenarında Mısrda 1357 de basılmışdır. Nevevînin (Minhâc)ını da şerh etmişdir. 223, 323.
770 � REŞÎD PÂŞA: Şerîf Ahmed Reşîd bin seyyid Nu�mân Fikri, Mûsul vâlîsi idi. Tekaüd olunca, 1325 [m. 1907] de (Rûh-ul-Mecelle) kitâbını, sekiz cild olarak, İstanbulda, bir senede yazmış, bu ve (Dîn-i mübîn-i islâm) kitâbı basılmışdır. 367, 816, 823.
771 � REŞÎD RIZÂ: Muhammed Reşîd Rızâ, 1281 [m. 1865] de Lübnânda Kalemun kasabasında tevellüd ve 1354 [m. 1935] de vefât etdi. Muhammed Abduhun talebesi olduğu (Müncid)de de yazılıdır. Hocasının dinde reformcu fikrlerini yaymak için Mısrda (El-Menâr) mecmû�asını çıkardı. (Elda�vetü vel-irşâd) medresesinde hocalık yapdı. (El-muhâverât) kitâbında, Ehl-i sünnet mezhebine ve fıkh kitâblarına saldırdı. Diyânet işleri reîslerinden Hamdi Akseki bu kitâbı türkçeye çevirmişdir. (Fâideli Bilgiler) kitâbında, buna cevâb verilmişdir. 310, 1105, 1117.
772 � RIZÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Alî Rızâ, oniki imâmın sekizincisidir. İmâm-ı Mûsâ Kâzımın oğlu ve Muhammed Cevâd Takînin babasıdır. 153 [m. 770] de Medînede tevellüd ve 203 [m. 818] de Tus, ya�nî Meşhedde vefât etdi. Nemâzını halîfe kıldırdı. Me�mûn halîfe, İmâm hazretlerini çok sever ve sayardı. İmâmı dâmâd yapdı. Yerine halîfe olmasını emr ve i�lân edip, paralara ismini yazdı. Bayrağı ve asker elbisesini siyâh yerine yeşil yapdı. Fekat, İmâm önce vefât etdi. Bâyezîd-i Bistâmî, İmâmın sohbeti ile şereflendi. 62, 992, 1061, 1081, 1087, 1133, 1143, 1152.
773 � RİŞLİÖ: Fransada onüçüncü Louisnin başvekîli idi. 993 [m. 1585] de tevellüd, 1052 [m. 1642] de vefât etdi. Papas idi. Kardinal olmuşdu. Protestan düşmanı idi. Çok kurnaz ve zâlim idi. 27.
774 � RUKAYYE �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın kızıdır. Otuzüç yaşında iken tevellüd eyledi. Çok güzel idi. Ebû Lehebin oğlu Utbeye nikâh edildi. (Tebbet yedâ) sûresi gelince Utbe, düğünden önce boşadı. Vahy gelerek hazret-i Osmâna nikâh edildi. Birlikde iki kerre Habeşistâna hicret etdiler. Yirmiiki yaşında iken, Bedr gazâsında hasta oldu. Hazret-i Osmâna Bedre gelmeyip zevcesine hizmet etmesi emr olundu. Bedr zaferinin müjdesi Medîneye geldiği gün defn olundu. 1158, 1186.
775 � RUTHERFORD: 1288 [m. 1871] de Yeni Zelândada tevellüd, 1356 [m. 1937] de vefât etdi. Fizikcidir. Radio-aktif şu�âların üç çeşid olduğunu buldu. Atomun yapısını keşf etdi. Gazların ionisation teorisini kurdu. 1326 [m. 1908] da Nobel mükâfâtını aldı. 549, 550.
776 � RUZBEHÂN-I BAKLÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Ebû Muhammed Şîrâzî, Kübrevîyye meşâyıhindendir. Necmüddîn-i Kübrânın mürşididir. Ebû Necîb-i Sühreverdînin halîfesi olan Ammâr Yâserin halîfesidir. Altıyüzaltı 606 [m. 1209] târîhinde Şîrâzda vefât etdi. (Tefsîr-i arâyis), (Kitâb-ül envâr) ve (Şerh-ul-şathiyyât) kitâbları vardır. 765, 1154.
777 � RÜKNEDDÎN-İ ÇEŞTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânînin �kuddise sirruh� babası olan Abdül-Ehadın üstâdıdır. Şeyh Abdül-kuddüsün ikinci oğlu ve halîfesidir. Tesavvufun ve islâmiyyetin esrârını bildiren (Merec-ül-bahreyn) kitâbı ve (Mektûbât)ı çok kıymetlidir. 983 [m. 1575] senesinde vefât etdi. Hindistânda babasının yanındadır. 93, 1060, 1064.
778 � RÜKNEDDÎN-İ HÂFÎ: (Mesmû�at) 99.cu sahîfesinde ismi geçmekdedir. 99.cu sırada Alaüddevle ismine bakınız!
779 � SÂBİT BİN KAYS �radıyallahü anh�: Ensâr-ı kirâmdandır. Resûlullahın hatîbi idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hazret-i Ebû Bekr zemânında, Arabistânın ortasındaki Yemâme cenginde şehîd oldu. 644, 1013, 1152.
780 � SA�D BİN EBÎ VAKKÂS �radıyallahü anh�: Mâlik bin Übeyd bin Abd-i Menâf bin Kâ�b bin Zühre bin Hakîm bin Mürre torunudur. İlk müslimân olanların yedincisidir. Cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Onyedi yaşında müslimân oldu. Mekkede nemâz kılarlarken, alay eden kâfirin başına deve kemiği atarak ilk kâfir kanı akıtan bu oldu. Bütün gazâlarda bulundu. Düşmana ilk ok atan budur. Îrânı alan, Kadsiye zaferini kazanan ordunun başkumandanı idi. Sonra Irâk vâlîsi oldu. Hazret-i Osmân zemânında Kûfe vâlîsi oldu. Deve ve Sıffîn muhârebelerine karışmadı. Ellibeş 55 [m. 675] senesinde vefât etdi. Medîne-i münevverededir. 510, 607, 643, 1010, 1084.
781 � SA�D BİN MU�ÂZ �radıyallahü anh�: Evs kabîlesinin reîsi idi. Hicretden evvel Medînede îmân etdi. Bedr, Uhud ve Hendek gazâlarında bulundu. Beşinci yılda, Hendekde aldığı yaradan vefât etdi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� buna çok ağladı. Cenâze nemâzını kendisi kıldırdı. Hadîs-i şerîflerle medh edilmişdir. 506, 693, 1003.
782 � SA�DÜDDÎN-İ CEBÂVÎ: Sa�dî tarîkatinin reîsidir. Babası, Mûsâ Şeybânîdir. Şâmda Havran ile Kuds arasında Cebâ kasabasındandır. Üç vâsıta ile Ebû Medyen-i Magribîden feyz almışdır. Yediyüz 700 [m. 1300] senesinde vefât etmişdir.
783 � SA�DÜDDÎN-İ KAŞGARÎ: Molla Câmî�nin üstâdı, Nizâm-i Hâmûşun halîfesidir. Bu da, Alâüddîn-i Attârın talebesi idi. Vefâtı 860 dadır. 720, 1137.
784 � SA�DÜDDÎN-İ MUHAMMED HAMEVÎ: Büyük Velîdir. Necmüddîn-i kübrâdan feyz almışdır. Sadr-eddîn-i Konevî ile de sohbet etmişdir. (Mahbûbül-muhibbîn) kitâbı meşhûrdur. 650 [m. 1252] senesinde vefât etmişdir.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
785 � SA�DÜDDÎN-İ TEFTÂZÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mes�ûd bin Ömer, en büyük şâfi�î âlimlerindendir. 722 [m. 1322] de Horâsânda, Teftâzânda tevellüd, 792 [m. 1389] de Semerkandda vefât etdi. (Mutavvel) kitâbı, (Telhîs) şerhi olup, bedî, beyân, me�âni ve belâgat ilmlerini bildirmekdedir. 1309 İstanbul baskısı nefîsdir. (Telhîs)i Celâlüddîn Muhammed Kazvîni yazmış, 739 da vefât etmişdir. (Akâid-i Nesefî şerhı) meşhûrdur. Sadr-üş-şerî�anın (Tenvîh) kitâbına şerhı olan (Telvîh) kitâbından, imâm-ı Rabbânînin ders verdiği, (Berekât)da, Bedî�uddîn isminde yazılıdır. İlm-i kelâmda yazdığı (Mekâsıd) kitâbı ve buna yapdığı şerhı çok kıymetlidir. 1062, 1183.
786 � SA�DÎ ÇELEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sa�dullah bin Îsâ, Kastamonilidir. İstanbul kâdîsı ve müftîsi idi. Kemâl pâşa zâdeden sonra, onuncu Şeyh-ul-islâm oldu. 945 [m. 1539] de vefât etdi. Eyyûbdedir. Beydâvî tefsîrine ve (İnâye) adındaki Hidâye şerhine ve Fîrûzâbâdî Kâmûsuna yapdığı hâşiyeleri çok kıymetlidir. 518. ci sıraya bakınız! 1084, 1125.
787 � SA�DÎ ŞÎRÂZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Müslih-ud-dîn şeyh Sa�dî, Ehl-i sünnet âlimlerindendir. Tesavvuf büyüklerindendir. 589 [m. 1193] da Şîrâzda tevellüd ve 691 [m. 1292] de orada vefât etdi. Abdülkâdir-i Geylânînin halîfesinin talebesidir. İlm öğrenmekle, tâlibleri irşâdla ve kâfirlerle cihâdla uğraşdı. Nazm ve nesr üzere kitâblar yazdı. (Gülistân) kitâbında Etabekler devletinin beşinci sultânı Ebû Bekr bin Sa�di çok medh etmekdedir. (Gülistân) ve (Bostân) kitâbları çeşidli dillere terceme edilmişdir. Ondört kerre hacca gitdi. Haçlı ordularına esîr düşdü. Şîrâzdaki Etabekler devleti 543 den 662 ye kadar devâm etdi. 621, 955.
788 � SADREDDÎN-İ KONEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülme�âlî Muhammed bin İshak, Sôfiyye-i aliyyeden ve şâfi�î kelâm âlimlerindendir. Konyalıdır. Üvey babası olan Muhyiddîn-i Arabîden feyz aldı. Celâleddîn-i Rûmînin ve Sa�îdeddîn-i Fergânînin hocaları idi. 671 [m. 1272] senesinde vefât etdi. Konyadadır. 964, 1148, 1163, 1165.
789 � SADR-ÜŞ-ŞEHÎD HÜSÂMEDDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Dörtyüzonsekizinci [418] sırada Hüsâmeddîn Ömere bakınız!
790 � SADR-ÜŞ-ŞERÎ�A-İ SÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ubeydüllah bin Mes�ûd bin Tâc-üş-şerî�a Ömer, Burhân-üş-şerî�a Mahmûd bin Ubeydüllahın kızının oğludur. Birinci Sadr-üş-şerî�a Ahmed bin Ubeydüllah, anasının da, babasının da dedesidir. Dedesinin (Vikâye) kitâbını hem şerh etmiş, hem de kısaltmışdır. Kısaltdığına (Muhtasar-ı Vikâye) veyâ (Nikâye) adını vermişdir. Bunun (Vikâye şerhı)ne çeşidli hâşiyeler yapılmışdır. Bunlar arasında, Ehî Çelebînin ve Hasen Çelebînin ve imâm-ı Birgivînin hâşiyeleri meşhûrdur. (Tenkîh) ve bunun şerhi (Tevdîh) üsûl kitâbları çok kıymetlidir. 750 [m. 1349] de Buhârâda vefât etdi. Hasen bin Muhammed Çelebî, molla Fenârî neslinden olup, 886 [m. 1480] da vefât etmişdir. 1084.
791 � SAFİYYE �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın halasıdır. Halaları arasında yalnız bu îmâna geldi. Zevci Hâris, nübüvvetden evvel ölmüş, Hadîce-tül-kübrânın kardeşi Avvâm ile nikâhlanmış, Zübeyr tevellüd etmişdi. Safiyye, Hendek gazvesinde bir yehûdî öldürüp, ganîmetden hisse aldı. 20 [m. 641] senesinde yetmişüç yaşında Medînede vefât etdi. 1198.
792 � SAFİYYE �radıyallahü anhâ�: Hayber yehûdîlerinin başı olan Huyey ibni Ahtabın kızı idi. Hayberde bir yehûdîye nişanlı idi. Sonra çok zengin olan Kenâne bin Hakîk ile evlenmişdi. Hicretin yedinci senesinde Hayber feth olundukda Safiyye de esîr edilmişdi. Resûlullahın hissesine düşüp âzâd buyurdu. Îmân eyledi ve Resûlullahın nikâhı ile şereflendi. 50 [m. 670] senesinde Medînede vefât etdi. 166.
793 � SAFİYYÜDDÎN-İ ERDEBÎLÎ: Tanınmış tesavvufculardandır. Muhammed Geylânîden feyz almışdır. Yediyüzotuzbeş 735 [m. 1335] senesinde Erdebilde vefât etdi. Hâcı Bayram-ı velînin feyzi, Erdebîlî yolundan gelmekdedir. Erdebil, Tebrîz civârında bir kasabadır. 1087, 1175.
794 � SALÂH [İbni]: İbni Salâh Osmân şâfi�î şehr-i zûrî, 643 [m. 1277] de vefât etdi.
795 � SA�ÎD BİN CÜBEYR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tâbi�înin büyüklerindendir. Hadîs ve tefsîrde bir dâne idi. 95 [m. 714] de Vâsıtda vefât etdi. 440, 677.
796 � SA�ÎD EFENDİ: Hüseyn Hilmi Işıkın pederidir. Eyyûb sultânda Vezîr tekke mahallesinin eşrâfından idi. 1929 da vefât etdi.
797 � SA�ÎD BİN MENSÛR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hadîs âlimlerindendir. Horâsânlıdır. 229 [m. 844] senesinde Mekkede vefât etdi. 392.
798 � SA�ÎD BİN MÜSEYYİB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Muhammed Medenî, Tâbi�înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi büyük âlimdendir. Onbeşinci [15] senede tevellüd, 91 [m. 710] senesinde Medînede vefât etdi. Kırk hac yapdı. 66, 628, 641, 1014.
799 � SA�ÎD BİN ZEYD �radıyallahü anh�: Aşere-i mübeşşeredendir. Dedesi Amr, hazret-i Ömerin amcasıdır. Yine bunun kayın birâderi ve eniştesi idi. Bedrden başka gazâlarda bulundu. Yermük muhârebesinde ve Şâmın fethinde bulundu. 51 [m. 671] senesinde vefât etdi. 510.
800 � SA�ÎDEDDÎN-İ FERGÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed, Sôfiyye-i aliyyeden ve fıkh âlimlerindendir. Necîbeddîn Alî Şîrâzîden, bu da Şihâbüddîn-i Sühreverdîden ve Sadreddîn-i Konevîden feyz aldı. 699 [m. 1299] senesinde vefât etdi. (Füsûs)u şerh etmişdir. (Menâhic-ül-ibâd) fıkh kitâbını dört mezhebe göre fârisî yazmışdır. 1409 [m. 1988] senesinde, Hakîkat Kitâbevi tarafından, ofset baskısı yapılarak neşr edilmişdir. 1164.
801 � SA�LEBE: Sa�lebe bin Ebî Hâtıb, Ensârdan idi. Bedr gazâsında bulunmadı. Tefsîrlerin çoğuna göre, (Hazret-i Osmân zemânında vefât etdi. Malının çok olması için düâ istedi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, (Kanâ�at et!) buyurdu. Düâ için, tekrâr tekrâr isrâr etdi. Düâ buyurunca malı, hayvânları çoğaldı. Onlarla uğraşıp nemâza gelmez oldu. Resûlullahın gönderdiği zekât toplama me�mûrlarına zekât vermedi. Hakkında Tevbe sûresinin yetmişaltıncı [76] âyeti nâzil oldu. Bunu işitince, sadakasını getirip yalvardı ise de, kabûl buyurulmadı. (Sa�lebeye yazıklar olsun!) hadîs-i şerîfine hedef olmak felâketine dûçâr oldu.) Yukarıdaki âyet-i kerîmenin çeşidli kimseler hakkında geldiği ve bunlardan Sa�lebe bin Ebî Hâtıbın meşhûr olduğu (Beydâvî) hâşiyesinin tercemesi olan (Tibyân) tefsîrinde ve (Hüseynî), (Ebüs-sü�ûd) ve (Râzî) tefsîrlerinde uzun yazılıdır. (El-isâbe fî-temyîz-is-sahâbe)de birinci cüz, yüzdoksansekizinci sahîfede diyor ki, (Münâfık olan Sa�lebe, Bedr gazâsında bulunan Sa�lebe �radıyallahü anh� değildir. Çünki, Bedr gazâsında bulunan Sa�lebenin Uhud gazâsında şehîd olduğunu İbni Kelbî bildirmekdedir. Bundan başka, Ahmed bin Mûsâ ibni Merdeveyh tefsîrinde yazdığı üzere, ibni Abbâs �radıyallahü anh�, Sa�lebenin zekât vermediğini anlatırken, Sa�lebe bin Ebî Hâtıb demekdedir. Bedr gazâsında bulunan ise Sa�lebe bin Hâtıbdır. Bundan başka, Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, (Bedr gazâsında ve Hudeybiyede bulunanların hiçbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. Bunlardan biri münâfık olabilir mi?) Bunun gibi, iki Hâtıb vardır. (Tefsîr-i Mazherî)de, Nisâ sûresinin altmışbeşinci âyetinde diyor ki, (Hâtıb ibni Ebi Beltea muhâcirînden idi. Bedr gazâsında bulundu. [Otuz senesinde vefât etdi.] İkincisi, Hâtıb ibni Beltea ise, Ensârın arasında olup, bir münâfık idi.) Eshâb-ı kirâmın hepsi Cennete gireceklerdir. Allahü teâlâ, hepsinden râzı olduğunu bildirmişdir. Bu müjde, hepsinin îmân ile öleceklerini haber vermekdedir. Fekat, Aşere-i mübeşşereden başkasının îmân ile öleceği önceden bilinemezdi. Çünki, aralarına karışmış olan münâfıkları Resûlullahdan başka kimse bilmezdi. Bu münâfıklar îmânsız gitdi. Resûlullahın vefâtından sonra, Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri mürted olmadı. Hepsi Sahâbî olarak öldü. Cennete gitdiler. 64.
802 � SA�LEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû İshak Ahmed bin Muhammed, fıkh âlimidir. Nîşâpûrda tevellüd, 427 [m. 1035] de orada vefât etdi. 416.
803 � SÂLİH GÜLÂBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruh� hazretlerinin eshâbındandır. İbrik tutmak hizmetini görürdü. Kemâle yetişdi. İrşâda izn verildi. Mevlânâ Muhammed Sâlih bir mektûbunda diyor ki: (O mukaddes makâmın süpürgecilerinin en aşağısı olan Muhammed Sâlih, o kapının hizmetcilerine arz ederim ki, bu garîb zerre, o makâmın kölelerinin sadakasına kavuşarak, muhlislerinize ihsân buyurduğunuz hâller içindeyim. Hep tecellîlerle şereflenmekdeyim. Her tecellîde, başka bir fenâ hâsıl olmakdadır. Bir tecellîde, bundan başka tecellî olmaz sanıyorum. Bu sonsuz tecellîlerden anlaşılıyor ki, ismlerde ve sıfatlarda ayrı ayrı seyr edip ilerlemek nasîb olmakdadır. Böyle ayrı ayrı tecellîlerle, bu yolda ilerlemek pek güc olacakdır. O hakîkî kıblenin kapısına sığınarak, bu hiçbirşeye yaramıyan beceriksizi, alçak olan yerinden kaldırdığınız, böyle şerefli hâllere ulaşdırdığınız ve bu alçağın hâtırına, hayâline bile gelmiyen ni�metlere kavuşdurduğunuz gibi, lutf ve ihsân buyurarak, husûsî bir teveccühünüz ile, bu yolun sonuna ulaşdırmanızı, noksânlıkdan, yolda kalmakdan kurtarmanızı, kendi murâdlarından, isteklerinden vaz geçerek, Allahü teâlânın rızâsından başka hiçbirşey söylememek, yapmamak ve düşünmemek se�âdetine kavuşdurmanızı, yalvarırım. Arayanların özlediği o yüksek teveccühünüz ve ihsânınız olmadıkça, bunlara kavuşmak imkânsızdır. Ucu bucağı olmıyan, o merhamet deryânızdan bu fakîre birkaç damla serpmekle şereflendireceğinizi ümmîd ediyorum. Bunları yazmak, bunları istemek, bu alçak için çok yersiz olduğunu düşünüyorum. Bu garîbi, doğru olarak, size lâyık olarak sevebilmekle şereflendiriniz. İnsanı, bütün se�âdetlere, bütün yüksekliklere kavuşduracak, ancak, sizi böyle sevebilmekdir. Allahü teâlâ, sizin yetişdirme, yükseltme gölgenizi, bütün insanların başları üstünden ayırmasın! Âmîn.)
Mevlânâ Sâlih, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hergün ve her gece yapdığı ibâdetleri ve vazîfeleri, mubârek oğullarının işâret ve emrleri üzerine, toplamış ve yazmışdır. Bir yerinde diyor ki, (İbâdetlerinin, vazîfelerinin hepsini yapmaklığım için izn vermelerini ricâ etdim. Yapılacak, uyulacak iş yalnız Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� yapdıklarıdır. Bunları, hadîs kitâblarından öğrenip, hepsini yapmağa çalışmalı buyurdu. Efendim sizin her hareketiniz, her işiniz, o insanların ve cinnin en yükseğinin işleri gibidir dedim. Evet öyledir. Ammâ, her yapacağınızı iyi düşününüz! Sünnete uygun olan her sözü, her işi yapınız. Uygun olmıyanı yapmayınız, buyurdu.) Mevlânâ Sâlih, 1038 [m. 1628] senesinde Hindistânda vefât etdi. 716.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
804 � SÂLİH �aleyhisselâm�: Semûd kavmine gönderilen Peygamberdi. Bunlar, Hicâz ile Şâm arasında idi. Âd kavminden sonra idiler. Putlara, heykellere tapıyorlardı. Dinlemediler, inanmadılar. Kayadan deve çıkdı, yavruladı. Yine inanmadılar. Deveyi öldürdüler. Dağları, taşları oyup, sağlam sığınaklar yapdılar. Sâlih �aleyhisselâm�, îmân eden birkaç kişi ile, Mekkeye veyâ Kudüse gitdi. Kâfirlere gökden azâb gelip helâk oldular. 482, 1128.
805 � SÂM: Nûh aleyhisselâmın büyük oğlu idi. Keldânîler, Âsûrîler, Süryânîler, Finikeliler, İbrânîler ve Arablar, bunun soyundandır. 1128, 1157.
806 � SAN�ÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdüllah bin Îsâ, Yemen âlimlerindendir. (Seyf-ül-hindî fi-ibâneti tarîkatiş-şeyhinnecdî) kitâbında vehhâbîleri red etmekdedir. Bu kitâbı 1218 [m. 1803] senesinde yazmışdır.
807 � SAN�ÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdürrazzâk Ebû Bekr San�ânî, fıkh âlimidir. Yüzyirmiyedide [127] tevellüd ve 211 [m. 826] de vefât etmişdir. (El-musannef) kitâbı 1392 [m. 1972] de Beyrutda basılmışdır. Altı cilddir.
808 � SEDİDEDDÎN-İ KAŞGARÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed, 705 [m. 1305] de vefât etdi. (Münye-tül-musallî) fıkh kitâbı meşhûrdur.
809 � SEHL-İ TÜSTERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Muhammed Sehl bin Abdüllah, Sôfiyye-i aliyyedendir. 200 [m. 815] senesinde tevellüd, 283 [m. 896] de Basrada vefât etdi. 22, 607, 689, 694, 788, 1198.
810 � SEHL BİN SA�D �radıyallahü anh�: Ensârî ve Sâ�idî, Eshâb-ı kirâmdandır. Resûlullahın vefâtında onbeş yaşında idi. Seksensekiz 88 [m. 707] senesinde vefât etdi. Medîne-i münevverede en son vefât eden Sahâbî budur. 441.
811 � SELÂMÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Selâmî Alî efendi, İstanköy müftîsi iken Zâkirzâde Abdüllah efendiden hilâfet almışdır. Kısıklıda tekke, Selâmsızda ve Acıbâdemde ve Bulgurluda birer câmi� ve Bursada bir tekke yapdırmışdır. 1104 [m. 1693] senesinde vefât edip Kısıklıda defn edilmişdir. Pîrdâşi olan seyyid Osmân efendi, Üsküdâr Atpazarında bir câmi� yapdırmışdır. 1103 [m. 1692] de vefât etmişdir. Selâmî efendinin halîfesi Kütâhyalı seyyid Alî Fenâyî efendi, eski vâlide câmi�ine yakın bir tekke ve mescid yapmışdır. Mağnisâda da bir câmi�i vardır. Baltacı Muhammed pâşanın Rusya seferinde bulunarak bayrak taşımışdır. 1151 [m. 1738] de vefât etmişdir. Kendi adındaki câmi�i yanındadır.
812 � SELÎM CİHÂNGÎR ŞÂH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistândaki Tîmûr sultânlarının dördüncüsüdür. Ekber şâhın oğlu, Hurrem Şâhcihânın babasıdır. 977 [m. 1569] de tevellüd edip, [1014] de babasının yerine geçdi. 1037 [m. 1627] de vefât etdi. Lâhordadır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerini 1027 [m. 1617] de habs etdi. İki sene sonra pişmân olup özr diledi. Fekat iki sene dahâ askerde bırakdı. Hindistânda ingilizlere ilk ticâret te�sisleri veren budur. Yerine geçen oğlu, otuzbir sene hükûmet sürmüş ve sekiz sene Egrede habs olmuşdur. Zevcesi için burada yapdırmış olduğu (Tâc mahal) türbesine 1076 [m. 1665] da defn edilmişdir. 400, 1087, 1106, 1120.
813 � SELÎM HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin yetmişdördüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının dokuzuncusudur. İkinci Bâyezîd hânın oğlu, sultân Süleymân hânın babasıdır. Hilâfeti Osmânlı pâdişâhlarına bağlıyan budur. 875 [m. 1470] de tevellüd, 926 [m. 1520] da vefât etdi. Fâtihde sultân Selîm câmi�i bağçesindedir. [918] de Çaldıranda Îrân şâhı İsmâ�îl-i Safevîyi mağlûb ederek, bozuk inanışlarının yayılmasını önledi. Böylece islâmiyyete büyük hizmet etdi. Tebrîzi de aldı. 922 [m. 1516] de İstanbulda ilk tersâneyi yapdı. Burada gemiler inşâ edildi. 923 [m. 1517] de Mısrı aldı. Haremeyn-i şerîfeyn de ele girmiş oldu. Hutbelerde, (Mekke ve Medînenin hizmetcisi) diye ismini okutdu. Mısrdaki son Abbâsî halîfesi olan Ya�kûb bin Müstemsîk-billahdan emânetleri alarak halîfe oldu. Büyük donanma yapdı. 926 [m. 1520] da Çorlu ovasında hastalanarak vefât etdi. Sekiz buçuk senede devleti iki kat büyütdü. Yavûz adını kazandı. Türbesinin yanındaki bir türbede, kızı Hadîce sultân ile bunun da kızı Hânım sultân vardır. Başka bir türbede, sultân Süleymânın vâlidesi Hafsa sultân ile sultân Süleymânın üç oğlu Murâd, Mahmûd ve Abdüllah efendiler vardır. Bir türbede de sultân Abdülmecîd hân medfûndur. Kızı Şâh sultân, Dâvütpâşada bir câmi� ve tekke ve Eyyûbde Bahâriyye caddesi ile deniz arasında (Şâh Sultân câmi�i)ni ve yanında, ilk şeyhi Merkez efendi olan tekkesini 963 [m. 1555] de yapdırmış olup, bu câmi� yanındaki türbededir.
Selîm hânın kızkardeşi Gevher Mülûk sultânın kızı Nesli-şâh sultân, Edirnekapıda ve İstinyede birer câmi� yapdırmışdır. Zevci İskender beğ ile birlikde Eyyûbde zâl Mahmûd pâşa câmi�i yanındadır. Gevher Mülûk sultân ve zevci Muhammed beğ de buradadır. 487, 500, 504, 1100, 1173, 1175, 1176, 1195.
Çaldıran bozgununda Anadoluya dağılan kızılbaşlardan yirmibin kadarı Bozok şeyhi Celâl adında bir sapık yanında toplanarak Turhalda ısyân etdiler. Ankaraya yürüdüler. Mer�aş vâlîsi Şâhsuvâr oğlu Alî beğ, 926 da bunları imhâ etdi. Böyle kızılbaş ısyânlarına (Celâlî vak�ası) denildi. 1099.
814 � SELÎM HÂN-III �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm halîfelerinin doksanüçüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının yirmisekizincisidir. Sultân üçüncü Mustafânın oğludur. 1175 de tevellüd etdi. 1203 [m. 1789] de amcası birinci Abdülhamîd hândan sonra halîfe oldu. 1222 [m. 1807] de ingiliz câsûslarının teşvîki ile, yeniçeri zorbaları ısyân ederek tahtdan indirildi. 1223 [m. 1808] de Topkapı serâyında şehîd edildi. Halîm, selîm ve çok zekî idi. Dâhilde, hâricde düşmanların saldırdığı sırada tahta çıkdı. Vehhâbîlik bunun zemânında ortaya çıkdı. Yeni, modern ordu kurmağa başladı. 1205 [m. 1791] de Bahriye mektebi ve Halıcıoğlunda mühendis ve topçu mektebleri yapdı. Üsküdârda Selimiyye kışlasını ve 1220 [m. 1805] de Selimiyye câmi�ini ve Çiçekçi câmi�ini yapdı. Eyyûb câmi�ini yeniden büyük olarak yapdı. Bunu önce Fâtih, küçük yapdırmışdı. Karaca-Ahmedde Miskînler tekkesi denilen (Dedeler Mescidi)ni yapdı. Küçük Mustafâ pâşada (Gül câmi�i)ni kiliseden çevirdi. Yeni bölükler kurdu. Tâm islâhata başlıyacağı sırada şehîd edildi. Lâleli câmi�i yanında, babasının türbesindedir. Yerine amcasının oğlu sultân dördüncü Mustafâ hân ve bir yıl sonra bunun kardeşi, ikinci Mahmûd hân geçdi. 406, 460, 461, 1062, 1092, 1137, 1152, 1153, 1173.
815 � SELMÂN-I FÂRİSÎ �radıyallahü anh� İsfehânlı idi. Mecûsî idi. Îrânda iken kiliseye girip hıristiyan oldu. Anadoluya kaçıp, kiliselerde hizmet etdi. Şâma geldi. Medînede âhır-zemân Peygamberinin çıkacağını bir papasdan işitdi. (İncîl)i öğrendi. Âlim oldu. Medîneye girerken, köle yapdılar. Hicretden sonra, Medîneye gelerek, evvelce işitmiş olduğu alâmetleri gördü. Hemen îmân etdi. Çok hâlis müslimân oldu. Ehl-i beytden sayıldı. Hendek gazâsında, hendek kazılmasını istedi. Ondan sonraki gazâların hepsinde bulundu. Hazret-i Ömer zemânında Medâyn vâlîsi oldu. Resûlullahın huzûrunda ve sohbetinde kemâle geldi. Zâhir ve bâtın ilmlerinde çok yüksek derecelere kavuşdu. Eshâb-ı kirâmın hepsi de böyle olmuşdu. Fekat, Resûlullahdan herkes, kendi kâbiliyyeti ve kapasitesi kadar feyz alırdı. Hazret-i Ebû Bekrin kavuşduğu derecelere hiçbir Sahâbî kavuşamadı. Selmân-ı Fârisî, Resûlullahdan sonra, hazret-i Ebû Bekrin sohbetinde ve hizmetinde de çok bulunarak, hazret-i Ebû Bekrin almış olduğu kemâlâtdan da ba�zılarına kavuşdu. Resûlullaha kendi kalbi ile bağlanmış olduğu gibi, hazret-i Ebû Bekrin dahâ parlak olan kalb aynası ile de bağlanarak, dahâ çok feyzlere, ma�rifetlere kavuşdu. İkiyüzelli yaşında Medâynda, bir rivâyete göre, 33 senesinde vefât etdi. 47, 313, 487, 969, 1126.
816 � SEMHÛDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nûr-üd-dîn Alî bin Abdüllah, 844 [m. 1440] de Mısrda tevellüd, 911 [m. 1506] de Medînede vefât etdi. Şâfi�îdir. Şerîflerdendir. Mescid-i Nebînin ta�mîri, kütübhâne inşâsı ile uğraşdı. Çok kitâb yazdı. (Hülâsa-tül-vefâ) ve (Cevâhir-ul-akdeyn) kitâblarını okuyan, İbni Teymiyyenin ve Vehhâbîlerin bozuk yola sapmış olduklarını iyi anlar. 458.
817 � SEMNÂNÎ: Doksandokuzuncu sırada, Alâüddevle ismine bakınız!
818 � SENÂÜLLAH-İ PÂNÎ-PÜTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Senâüllah, Şeyh Celâl-i kebîr-i Çeştînin onikinci torunudur. Hazret-i Osmân bin Affân soyundandır. Hanefî, Mazherîdir. Binyüzkırküç 1143 [m. 1730] senesinde Hindistânda Pâni-püt şehrinde tevellüd etdi. Yedi yaşında Kur�ân-ı kerîmi ezberledi. Naklî ve aklî ilmlerde ihtisâs kazandı. Delhîye giderek Şâh Veliyyullah-i Dehlevîden hadîs ilminde kemâle geldi. Önce mevlânâ Muhammed Âbid-i Semânînin, bundan sonra, Mazher-i Cân-ı Cânânın teveccühleri ile büyük Velî oldu. Sonra, vatanına gidip, ölünceye kadar kâdîlık ile hizmet etdi. 1225 [m. 1810] de Pâni-püt şehrinde vefât etdi. Mazher-i Cân-ı Cânân hazretlerinin zevcesinin kabri yanındadır. Şeyh Celâlüddîn de orada büyük bir türbededir. Otuzdan fazla kitâb yazmışdır. (Tefsîr-i Mazherî)si arabîdir. 1384 [m. 1964] senesinde Delhîde basılmışdır. On cilddir. Büyük fıkh kitâbı ve (İrşâd-üt-tâlibîn) tesavvuf kitâbı da çok kıymetlidir. (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı, 290.cı sahîfeye bakınız! Farîsî (Mâ-lâ-büdde) fıkh kitâbı 1409 [m. 1989] da Hakîkat Kitâbevi tarafından da basdırılmışdır. (İbn-ül-hüdâ) adı ile meşhûr oldu. Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Kıyâmet günü, bana, ne getirdin denilince, Senâ-üllah-ı pânipütîyi getirdim, diyeceğim.) Muhammed Âbid hazretleri, Abdül-ehad hazretlerinin talebesidir. Abdül-ehad hazretleri de, Muhammed Sa�îd-i Fârûkî hazretlerinin oğlu ve talebesi olup, 1126 [m. 1714] de vefât etmişdir. (Gülşen-i vahdet) adındaki fârisî mektûbâtı, 1386 [m. 1966] da Karaşide basılmışdır. 165, 263, 390, 461, 604, 992, 993, 1085, 1133.
819 � SERAHSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şems-ül-eimme Ebû Bekr Muhammed bin Ahmed, Türkistândaki islâm âlimlerindendir. 483 [m. 1090] de vefât etdi. On sene habsde kaldı. Habsde iken yazdığı (Usûl) kitâbı ve (Câmi�-i kebîr) ve (Câmi�-i sagîr) ve (Siyer-i kebîr), (Muhtasar-ı Tahâvî) şerhleri ve (Mebsût) adındaki (Kâfî şerhi) ve (Muhît) kitâbları meşhûrdur. 444, 786.
820 � SEVDE �radıyallahü anhâ�: Sevde binti Zem�a, Resûlullahın üçüncü zevcesidir. Zevci ile îmâna gelip Habeşistâna hicret etmişlerdi. Mekkeye dönünce zevci vefât etdi. Resûlullah önce hazret-i Âişeyi, sonra Sevdeyi nikâhladı. Sevdeyi Mekkede, hazret-i Âişeyi ise Medînede evine aldı. Yaşlı olduğundan Medînede sırasını hazret-i Âişeye bağışladı. Hazret-i Ömer zemânında vefât etdi. 349.
821 � SEYF BİN ZİLYEZEN: Habeş pâdişâhı iken, Abdülmuttalibi Yemende serâyına da�vet etdi. Konuşmaları, (Şevâhid-ün-nübüvve)de yazılıdır.
Cevap: MedÎne bombardimani.3.
822 � SEYFEDDÎN-İ FÂRÛKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin altı oğlu da kemâle gelmiş, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyyeye kavuşmakla şereflenmişlerdir. Bunlardan Muhammed Seyfeddîn, tesavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. (Muhyis-sünne) adı ile meşhûr oldu. Binkırkdokuz [1049] senesinde Serhend şehrinde tevellüd, 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi. Mubârek babasının türbesinin birkaçyüz metre cenûbundaki büyük türbededir. Çok kerâmetleri görüldü. (Açlık çekmeğe lüzûm yokdur. Açlık ve nefsle mücâhede hârika ve kerâmeti artdırır. Evliyânın sohbeti ise, kalbe zikr etmeği yerleşdirir. Sünnete tâbi� olmağı kolaylaşdırır) buyururdu. Her sâat emr-i ma�rûf yapardı. Bindörtyüz Velî yetişdirdi. (Mektûbât-ı Seyfiyye) adındaki kitâbı, 1331 [m. 1913] de Haydarâbadda basılmışdır. İçinde yüzdoksan [190] mektûb vardır. 969, 1075, 1170.
823 � SEYYİD ABDÜLHAKÎM EFENDİ: 14. cü sıradadır.
824 � SEYYİD ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdüllah-i Şemdînî, Hâlid-i Bağdâdînin Süleymâniyye kazâsındaki medresede arkadaşı ve talebesinin büyüklerindendir. 1229 [m. 1813] da ruhsat aldı. Abdülkâdir-i Geylânînin onuncu torunu ve Tâhâ-i Hakkârînin amcasıdır. Şemdinanın Nehri köyünde medfûndur. 922, 969, 1181.
825 � SEYYÎD EMÎR GİLÂL �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 300. cü sırada, Emîr Gilâl ismine bakınız!
826 � SEYYİD FEHÎM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İslâm âlimlerinin büyüklerinden ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Tâhâ-i Hakkârînin sohbetinde kemâle geldi. Seyyid Tâhâ �kuddise sirruh�, 1269 [m. 1852] de vefât edince, kardeşi olan seyyid Muhammed Sâlihi ziyâret ederdi. Muhammed Sâlih [1281] de vefât etdi. Nehride Seyyid Tâhâ yanındadır. Fazla bilgi almak için, (Abdülhakîm Efendi) ve (Tâhâ-yı Hakkârî) �rahmetullahi teâlâ aleyh� ismlerini ve (Eshâb-ı Kirâm) kitâbında, bu ismleri okuyunuz! Seyyid Fehîm efendi [1241] de tevellüd, 1313 [m. 1895] de vefât etdi. Vanda, Müküs kazâsının Arvâs köyünde medfûndur. Babası, molla Abdülhamîd efendidir. Vâlidesi Âmine hânım, hâcı İbrâhîm efendinin kızıdır. Dedesi seyyid Abdürrahmân, seyyid Abdülhakîm efendinin dedesinin dedesidir. Seyyid Fehîm efendinin kardeşi Molla Safiyyüddînin torunu Abdülhamîd efendi [m. 1967] de hayâtda idi. 291, 922, 969, 1072, 1134, 1171.
827 � SEYYİD KUTB: 1321 [m. 1903] de Mısrda doğdu. Kâhire ilm enstitüsünde okudu. Önce sosyalist fikrlerini yaydı. Sonra din adamı şekline girerek, eski Kâhire müftîsi ve mason locası başkanı olan Abduhun dinde reformist yolunu tutdu. Bütün kitâblarında olduğu gibi, (Fî-zılâl-il-Kur-ân) ismindeki tefsîrinin birinci cildinde de, cihâdın bir kısmını kabûl, esâs kısmını inkâr etmekde, (İnsanların dîne girmelerini kolaylaşdırmak için cihâd edilmez) demekdedir. Seyyid Kutb hakkında bize sorulanları ve cevâbları, (Fâideli Bilgiler) kitâbında uzun yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz! (Cihâd, zulm edenlere ve zâlimlere karşıdır) meâlindeki âyet-i kerîmeyi ileri sürerek hükûmetlere karşı ayaklanmağa, ısyâna ve fitne çıkarmağa kışkırtmakdadır. Hâlbuki, zâlim sultânlara, hattâ kâfir hükûmetlere bile ayaklanmağı dînimiz yasak etmekdedir. Böyle ayaklanmak, cihâd değil, ahmaklıkdır. Böyle zemânlarda yapılacak cihâd, islâm bilgilerini yaymak, îmânlı gençlik yetişmesine çalışmakdır. Hac sûresinin otuzdokuzuncu âyetinde meâlen, (Mü�minlere saldıran zâlimlerle cihâd etmeğe izn verildi) buyruldu. Mekkede kâfirler, müslimânlara, zulm edip, öldürünce, bunlarla döğüşmek için, tekrâr tekrâr izn istediler. İzn verilmedi. Medîneye hicret edince, bu âyet gelerek, yeni kurulan islâm devletinin, Mekkedeki zâlimler ile cihâd etmesine izn verildi. Bu âyet, müslimânların kâfir, zâlim hükûmete isyân etmesi için değil, islâm devletinin, insanların islâm dînini işitmelerine, müslimân olmalarına mâni� olan, zâlim diktatörlerin orduları ile cihâd etmesine izn vermekdedir. Seyyid Kutbun bu câhilce, ahmakca yazıları, Mısrda fitne çıkarmasına, onbinlerce müslimânın zindânlarda çürümelerine, çoklarının ölmesine sebeb oldu. Bu fâci�a ve fitnelerin cezâsını kıyâmetde çekecekdir. Câhilce davranışları ve gâfilce yazıları ile devlete karşı ihtilâle sebeb olduğu için, kendisi de 1386 [m. 1966] da i�dâm edildi. İlmi, aklı ve ihlâsı olmıyan din adamları târîh boyunca, hep böyle felâketlere sebeb olmuşlardır. İslâm bilgilerini sessizce yayan ilmli ve akllı din âlimleri, hep başarı sağlamışlardır. Kâdî zâde Ahmed efendi, (Birgivî vasıyyetnâmesi) şerhinde 200. cü sahîfesinde buyuruyor ki, (El ile, güc kullanarak emr-i ma�rûf ve nehyi münker yapmak, ya�nî günâh işliyene mâni� olmak; devlet adamlarının vazîfesidir. Söz ile, yazı ile cihâd etmek, âlimlerin vazîfesidir. Kalb ile, düâ etmekle mâni� olmak ise, her mü�minin vazîfesidir. Te�sîrli, başarılı olacağı zan olunursa, bu vazîfeleri yapmak vâcib olur. Fitneye sebeb olacağı zan olunursa, terk etmek vâcib olur. Fitne bulunan mahalle zarûretsiz varmak câiz değildir. Eğer dînini korumak için hicret ederse, güzel olur. Cennete girmeğe lâyık olur. Şefâ�ate mazhar olur. Emr-i ma�rûf ve nehy-i münker yaparken niyyetin hâlis olması ve işi anlayıp, Allahü teâlânın buradaki emrini iyi bilmesi ve sabrlı olup münâkaşa ve kavga etmemesi, yumuşak ve tatlı dil ve yazı ile yapması lâzımdır.) Görülüyor ki, zor kullanarak cihâdı devlet yapar. Cihâd, Seyyid Kutbun anladığı gibi değildir. Eğer cihâd ile emr-i ma�rûfu iyi anlamış olsaydı, kendi başını yimez ve kırkbinden fazla müslimânı felâkete sürüklemezdi. İstanbuldaki yüksek islâm enstitüsü eski müdîrlerinden ve öğretim üyelerinden Ahmed Dâvüdoğlu, 1394 [m. 1974] de İstanbulda basılan (Dîni ta�mîr da�vâsında din tahrîbcileri) kitâbında, (Seyyid Kutb bir edîbdir. Biraz dînî kültürü vardır. Mehmed Âkife benzemekdedir. Sözü dinde sened olamaz. Çünki, din âlimi değildir) demekdedir. Seyyid Kutb, Zümer sûresinin üçüncü âyetinin tefsîrinde, (Tevhîd ve ihlâs sâhibi, Allahdan başka kimseden birşey istemez. Hiçbir mahlûka i�timâd etmez. İnsanlar, islâmiyyetin bildirdiği tevhîdden ayrıldı. Bugün bütün islâm memleketlerinde Evliyâya ibâdet ediliyor. Câhiliyye zemânındaki arabların meleklere, heykellere tapınmaları gibi, onlardan şefâ�at istiyorlar. Tevhîd ve ihlâs sâhibleri, Allah ile kul arasına vâsıta koymaz. Kimseden şefâ�at istemez) diyor. Bu sözleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin bunlara verdikleri cevâblar (Fâideli Bilgiler) kitâbımızın ve arabî olarak (Fitne-tül-vehhâbiyye) kitâbımızın sonunda da yazılıdır. Bu sözleri ile de, vehhâbî, mezhebsiz olduğunu i�lân etmekdedir. 310, 399, 409, 452, 461, 462, 842, 887, 970.
828 � SEYYİD NÛR: Muhammed Bedâyûnî, Berillî şehrine yakın Bedâyûn kasabasındandır. Zâhir ve bâtın ilmlerinde mütehassıs idi. Seyf-üd-dîn-i Fârûkînin talebesi ve Mazher-i Cân-ı Cânânın üstâdıdır. Kerâmetleri şöhret bulmuşdu. 1135 [m. 1722] senesinde vefât etdi. Türbesi, Delhînin cenûbunda, Nizâmeddîn-i Evliyânın garbındadır. Bir teveccühü ile tâliblerin kalbleri zikre başlardı. Tecellî-i sıfat hâsıl olurdu. (Sokakda fâsıkla karşılaşmak, kalbde zulmet hâsıl eder) buyurur, talebesinin hangi fıskı işliyenle karşılaşdığını haber verirdi. 969, 1133.
829 � SEYYİD SÂLİH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin onbirinci torunu ve seyyid Tâhâ-i Hakkârînin kardeşidir. 1281 [m. 1865] de Nehrîde vefât etdi. Halîfelerinden şeyh Azrâîl, Giride ve oradan Brezilyaya hicret edip, orada islâmiyyeti neşr etdi. Şeyh Azrâîlin kerîmesi, seyyid Fehîm Arvâsînin zevcesi ve seyyid Reşîdin annesidir. Bir halîfesi de, seyyid Fehîm-i Arvâsî olup, seyyid Abdülhakîm-i Arvâsînin mürşididir. 922, 969, 1181.
830 � SEYYİD ŞERÎF-İ CÜRCÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alî bin Muhammed Cürcânî, 740 [m. 1339] da Cürcânda tevellüd, 816 [m. 1413] da Şîrâzda vefât etdi. Hanefî âlimlerindendir. Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin sohbetinde bulundu. Çok kitâb yazdı. 42, 411, 489, 996, 1048, 1052, 1074, 1124.
831 � SEYYİDET NEFÎSE �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Hazret-i Hasenin oğlu Zeydin oğlu Hasenin kızıdır. [145] de Mekkede tevellüd, Medînede ikâmet, Mısra hicret edip, 208 [m. 823] senesinde Mısrda vefât etdi. İshak bin Ca�fer Sâdıkın zevcesi idi. Velî idi. Çok kerâmeti görüldü. Buna nezr olunarak yapılan düâ kabul olunmakdadır. (Tabakât-ül-kübrâ)ya, 1290 senesinde Mısrda basılmış olan (Nûr-ul-ebsâr) kitâbının 188. ci ve kenârındaki (İs�âf) kitâbının 212. ci sahîfelerine bakınız! 479, 1070.
832 � SEYYİDET SÜKEYNE: Hazret-i Hüseynin kızı idi. Aklı, zekâsı, ilmi ve şi�rleri ve edebi ve hüsn-i cemâli ile meşhûrdur. 117 [m. 735] de Mısrda vefât etdi. 538.
833 � SIBGATULLÂH-İ HÎZÂNÎ: Seyyid Tâhâ-i Hakkârînin halîfelerindendir. (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 969.
834 � SİCSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâfız Ebû Dâvüd Süleymân bin Eş�âs, hadîs âlimlerindendir. Hanbelî mezhebindendir. 202 [m. 817] de tevellüd, 275 [m. 888] de Basrada vefât etdi. (Sünen) ve (Delâil-ün-nübüvve) kitâbları meşhûrdur. 164, 338, 364, 424, 452, 651, 1091.
835 � SIRRI PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Muhammed Sâlih, Osmânlı vâlî ve ilm adamlarındandır. [1260] da Giridde tevellüd, 1312 [m. 1895] de vefât etdi. Sultân Mahmûd türbesi kabristânındadır. (Şerh-i akâid) tercemesi ve (Sırr-ül-Furkân) tefsîri basılmışdır. 367, 368.
836 � SIRRÎ-Yİ SEKÂTÎ: Ebül-Hasen denir. Sôfiyye-i aliyyedendir. Ma�rûf-i Kerhîden ve Fudayl bin Iyâddan feyz aldı. Cüneyd-i Bağdâdînin dayısı ve mürşididir. 251 [m. 865] de Bağdâdda vefât etdi. 312, 845, 1087, 1093, 1102, 1133.
837 � SÎRET NEFÎSE: Hüseyn Hilmi Işıkın zevcesidir. Annesi Sü�adâ hanım, babası Yûsüf Ziyâ Akışıkdır. 1024.
838 � SOKRAT: Eski yunan hakîmlerindendir. Mîlâddan [470] yıl önce Atinada tevellüd etmiş, yetmiş yaşında habs olunarak, zehr içirilerek öldürülmüşdür. Bir yaratanın bulunduğuna inanmış ise de, madde ve rûha kadîm demiş, küfrden sıyrılamamışdır. Hiç kitâb yazmadı. Eflâtun, Ksenefon ve Oklidis, Sokratın talebeleridir. Kendisi de, Fisagorsun talebesidir. Din bilgilerini, eski Peygamberlerin kitâblarından ve kendi zemânına kadar ağızdan ağıza gelen sözlerden öğrenmişdir. 377, 758, 1097.
839 � SOKULLU MUHAMMED PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymân hân ve ikinci Selîm hân ve üçüncü Murâd hân zemânlarında onbeş sene kadar Sadr-ı a�zamlık yapmışdır. Bosnanın Sokol kasabasındandır. [969] da dâmâd-ı şehriyârî olmuşdur. [972] de Sadr-ı a�zam olmuş, [985] de Azâbkapı câmi�ini yapdırmış, 987 [m. 1579] de dîvân kurmuş iken, bir meczûb tarafından şehîd edilmişdir. Eyyûbde Şeyh-ul-islâm Ebüssü�ûd efendinin kabri yanındaki türbesindedir. Türbesi yanındaki (Yazılı medrese)yi de kendisi yapdırmışdır. Zevcesi İsmi-hân sultân, ikinci Selîm hânın kızı olup, sultân Ahmed câmi�i ile Kumkapı arasındaki Muhammed pâşa câmi�ini yapdırmışdır. Orta kapısı, mihrâbı ve minber kapısı üstlerinde birer (Hacer-ül-esved) taşı parçaları vardır. Câmi� [979] da yapılmışdır. Sultânın kabri, Ayasofyada babasının türbesindedir.
840 � STALİN: Josef Cugaşvilî, 1295 [m. 1879] de Rusyada tevellüd, 1371 [m. 1952] de Moskovada vefât etdi. Teflisde yetişmişdir. [m. 1920] de komünist partisinin genel sekreteri oldu. [m. 1924] de, Lenin ölünce, Rusyanın idâresini eline aldı. Ölünciye kadar Rus milletini ve hele Rusyadaki müslimânları işkence altında inletdi. Yirmisekiz sene içinde ellibeşmilyon vatandaşın cânına kıydı. Milleti kendine tapındırdı. Ölümünden sonra, heykelleri yıkıldı. Resimleri her yerden kaldırıldı. Stalingrad dediği büyük şehrin adı Volga-grad yapıldı. Rus târîhlerine kötü adam diye yazıldı. Cugaşvilî, gürcü lisânında, yehûdî oğlu demekdir. 524, 526, 1130.
841 � SÜ�AD AKIŞIK: Hüseyn Hilmi Işıkın kayın vâlidesi olup, 1958 de vefât etmişdir. Edirnekapı kabristânında, zevci Yûsüf Ziyâ Akışıkın yanında medfûn iken, 2000 senesinde, Eyyûbde Kaşgârî dergâhındaki kabrlerine nakl edilmişlerdir. 1024.