Namazın Ehemmiyeti Hakkında Kırk Hadis

Namazın Ehemmiyeti Hakkında Kırk Hadis

(1.Hadis) -“Kim beş vakit namazını kılar, kıblemize yönelir ve kestiğimizi yerse o kimse, Allah`ın ve Resulünün imanını hak eden bir müslümandır.Artık böyle davranan bu kimseye karşı Allah`ın ve Resulünün ahd ve emanetine hıyanet etmeyiniz.” (Buhari c.1, s.102)


Açıklama:Bir kimsenin Müslümanlar sıfatına girebilmesi ve ehl-i kıbleden sayılması için, kıbleye yönelip namazını eda etmesi; beşeri münasebetler yönünden İslam camiasından sayılması için de kestiğimizi yemesi lazımdır.


(2.Hadis) -“Hakikat namazın terki, bir adamla şirk ve küfrün arasında bulunan ilahi settin yıkılmasıdır. (Müslim c.1,s.62)


Açıklama:Namaz, insanla günah arasında manevi bir settir.O, aradan kaldırılırsa şirk ve küfre bulaşma ve yanaşma tehlikesi başlar.Namazdan uzaklaşan insanların oruca tahammülleri, mallarının kırkta birini fakirlere vermeleri zor gelir.Hele hac yolculuğunu ve masrafını hiç göze alamaz.İslam bünyanının birbiri peşine yıkılması, islamın şartlarından bulunan ibadetlerin terk edilmesi, bir kimseyi şirk ve küfrün sath-ı mailine iter.Bir ayak kayması veya dil sürçmesi halinde gözünü küfür bataklığında açar.Heyhat ki o zaman durum çok tehlikeli ve kurtuluş pek zor olur.



(3.Hadis) -“Şayet birinizin kapısı önünde bir nehir akıyor olsa, o kimse her gün beş defa onun içinde yıkansa, kirinden hiçbir şey kalır mı? Ne görüştesiniz?” Ashap: “Hayır, kirinden hiçbir şey kalmaz” dediler.Resul-i Ekrem: “Beş vakit namazın benzeri bu akarsudur.Allah (c.c) onların nuru ile hataları mahv-ü afv eder.” (Müslim c.2,s.132)


Açıklama:Beş vakit namaz, billurlaşmış nur nehridir.İçteki inanç, kalbi; kılınan namaz da kalıbı artırır.Temizlenmiş hale gelen bir mü`min, ibadetlerine devam ettikçe cismi pırlanta gibi olur ve aldığı nuru yansıtır.Ruhu ise ilahi aşk buhurlarından yükselen rayiha-i Tayyibe ile gaşyolur.Bu ali dereceye ulaşan bir mü`min en büyük hazzı namazda duyar.Namaz kılan kimsenin ayakları arzda`ruhundan yükselen nurun ucu da Arştadır.O, namazda miracın esrarına ve huzuru ilahide Cenab-ı Hak ile konuşma ezvakına ulaşır.Rabbim, bizi bu sırlardan haberdar edip, bu zevke nail kılıver.




(4.Hadis) -“Beş vakit namaz, gelecek cumaya kadar büyük günaha karışmadıkça, namaz aralarındaki cürümler için kefarettir.” (Müslim c.1,s.144)


Açıklama:Namazın insanı günahlardan alıkoyacağı, Kura-ı Kerim`in beyanı ile sabit olup, bir takım hataların bağışlanmasına vesile teşkil edeceği de efendimiz tarafından açıklanmıştır.Ancak, namazı ihlas ile kılıp iktibas ettiği feyizle büyük günahlardan el çekmek de farzdır.





(5.Hadis) -“Güneş doğmazdan önce sabah namazını, güneş batmadan önce ikindi namazını eda eden kimse ateş-i cehenneme girmez.” (Müslim c.2s.114)


Açıklama:Bu hadis-i şerif, beş vakit namaz arasından sabah ve ikindi namazlarının ehemmiyetini aksettirmektedir.Yıldırıma karşı siper-i saika (paratoner), ne kadar lüzumlu ise cehennem ateşine karşı sabah ve ikindi namazı da o kadar mühimdir.





(6.Hadis) -“Kim ikindi namazını geçirirse sanki ehlini ve malını kaybetmiş gibi ziyandadır.” (Müslim c.2,s.111)


Açıklama:Namazın ihmali, ahiret hayatında büyük bir zarara sebeptir.İkindi namazını terk etmekten doğacak ahiret hayatının zararına, kıyas noktası olmak üzere, aile fertlerini kaybetmiş ve serveti elinden çıkmış bir kimsenin ziyanı gösterilmektedir.Bir vakit namazın zararı bu kadar büyük olursa tamamının ne kadar yüksek olacağını düşünmek gerekir.





(7.Hadis) -“Biriniz, namaz onu başka bir işle uğraşmaktan alıkoyduğu müddetçe, namaz içinde gibidir.Zira onu, ehl-i beytinin yanına dönmekten ancak namaz alıkoymuştur.” (Müslim c.1,s.129)


Açıklama:Namaz ve onunla ilgili olan işler, sahibi için devamlı namaz kılma ecrine nail kılar.Camiye gidiş ve dönüş, namaz vaktini camide bekleyiş ve namazdan sonra yapılacak vird ve zikirler hep devamlı namaz kılma ecrine vesile olur.





(8.Hadis) -“Biriniz, içinde namaz kıldığı namazgahında durduğu müddetçe melekler “Ya Allah onu yarlığa, ya Allah, onu esirge” diye dua ederler.” (Buhari c.1,s.115)




9.Hadis) -“Namazlarınızdan bir kısmını nafileleri evinizde ifa ediniz.Orayı kabre çevirmeyiniz.” (Buhari, c.1,s.112)


Açıklama:Kabirdeki ölü, namazla mükellef değildir.Evlerin kabirler gibi namazdan uzak bir hale gelmemesi için sünnet ve nafileleri evde kılmalı, farzları ise camide eda etmelidir.





(10.Hadis) -“Karanlık geceler de namaz kılmak üzere mescidlere yürüyerek gidenleri, kıyamet günü tastamam bir nurla müjdeleyin.” (Ebu Davud c.1,s.154)


Açıklama:Cemaatle namaz kılmanın fazileti, yukarıda geçmiş bulunmaktadır.Karanlık havalarda mescidlere koşup giden kimseler, elde edeceği kat kat sevaptan gayri, ebedi hayatta her bakımdan noksansız bir nura sahip olacaktır.


Kaynak:Osmanlı Yayınevi

(11.Hadis) -“Kimin uyduğu bir imamı olursa, imamın okuması onun da okuması makamındadır.” (İbni Mace c.1,s.277)


Açıklama:Hanefi mezhebine göre, imamın okuması, kendine uyan cemaatin okumasına da yeter.İmam açıktan okurken, cemaat kıraeti dinler.Gizli okuduğu rekatlarda sükut eder.





(12.Hadis) -“İmamdan önce başını rüku ve secdeden kaldıran kimse, başını Allah`ın eşek başına çevirmesinden hiç korkmaz mı?” (Müslim,c.2,s.28)


Açıklama:İmama uyan cemaat, hareketlerini dikkatle yerine getirmeli ve bir rüknü imamdan önce yapmaya davranmamalıdır.Zira imamdan önce rüku veya secdeye varmak, yahut imamdan evvel başını kaldırmakta kerahet vardır.
Burada bir noktaya işaret etmek isteriz.Bu keraheti yapan kimse pek çok kimse görüldüğü halde,başlarının merkep kafasına döndürülmediğini söyleyen çıkabilir.Bu değişiklik, kafanın anatomik yapısında değil, huy ve düşünce itibariyle olmaktadır.Onların başlarında uzun kulak ve sarkık dudak aramak yerine, huy itibariyle inatçı oluşlarına ve dürüst bir düşünceye sahip olamayışlarına bakıp, kafalarının manen eşek başına çevrildiğini anlamalıdır.






(13.Hadis) -“Farz olarak yazılmış namazları, iyi veya facir olsun, her müslümanın ardında kılmak vacip derecesinde kuvvetli bir sünnettir.Velev ki o, büyük günahları işlemiş olsun.” (Ebu Davud c.1,162)


Açıklama:Bu hadis-i şerif, ehl-i sünnet mezhebi esaslarından mühim bir noktanın temelini teşkil etmektedir.Bir kimse Müslüman olunca, fasık da olsa, ardında namaz kılmak caizdir.Mütteki imam arkasında kılınacak namazın faziletinin üstün olması bu cevazı ortadan kaldırmaz.Bu iki hususun tedkik ve hükme bağlanışında ifrat ve tefrite düşmemelidir.Meseleyi evleviyet yönünden incelerken, fıskı açıkta olan bir imamın arkasında namaz kılınmayacağına hükmetmek, ifrata kaçmak olur. “Fasık arkasında namaz kılmak caizdir” diye, müteki imam aramamak da tefritte bocalamaktır.Vera ve takva sahibi imam arkasında namaz kılmak azimettir.Fıskı bulunan bir imam ardında namaz kılmak ise ruhsattır






(14.Hadis) -Muhakkak ben, kıraeti uzatmayı dilediğim halde namaza girerim de bir çocuğun ağlamasını işitirim.Onun feryadı sebebiyle anasının duyacağı üzüntüsünün şiddetinden dolayı namazı hafifletip kısa keserim.” (Müslim c.2,s.44)


Açıklama:İmam olan kimse, tek başına namaz kılan gibi değildir.Yalnız başına namaz kılan, dilediği kadar okuyabileceği gibi, tespihleri de beş veya yedi defa söyleyebilir.İmam olan kimse, sünnete aykırı düşecek veya namazın sıhhatine zarar verecek hareketlerden sakınmakla beraber, halini dikkate almak ve gerektiğinde kıraeti kısa kesivermek imamın İslami hükümleri iyi bilmesinin delili sayılır.






(15.Hadis) -“Kişi rüku ve secdede sırtını düz ve tadili erkan üzere yapmadıkça namazı caiz olmaz.” (Ebu Davud c.1,s.226)





(16.Hadis) -“Hz. Aişe (r.a) dan rivayet edilmiştir:Resulullah (s.a.v) başını rükudan kaldırdığı zaman, ayakta dümdüz doğrulmadıkça secdeye varmazdı.Secdeye varıp da başını kaldırdığı zaman, oturarak doğrulmadıkça, ikinci secdeye eğilmezdi.Oturduğunda sol ayağını döşer sağ ayağını dikerdi.” (İbni Mace c.1,s.288)






(17.Hadis) -“Akşam yemeği hazırlandığı ve namaz kılınmaya kalkıldığı vakit önce akşam yemeğine başlayınız.” (Müslim, c.2,s.7; İbni Mace, c.1,s.301)


Açıklama:Mübah olan bir yemek hazırken namaza başlamak mekruhtur.Ancak,namaz vaktinin çıkmasından korkulduğu taktirde kerahet yoktur.İnsan, karnı aç iken ve bilhassa iftar sofrasında bulunurken efendimizin, bu tavsiyesini dikkatten uzak tutmamalıdır.Nazargah-ı ilahi olan bu kalp, namazda yemek hayalleriyle meşgul edilmemeli ve Mevlaya tahsis suretiyle ibadetini ifa etmelidir.





(18.Hadis) -“Kim bir namazı unutur veya uyuya kalıp kılamadığı olursa onun kefareti, hatırlandığı vakit kılmaktır.” (Müslim, c.2,s.142)


Açıklama:Bu hadis-i şerif, kazaya kalmış ve namazın kılınmasına müsaade getirirken, unutma veya uyku dışında kalan hallerin mazeret sayılmayacağına da ışık tutmaktadır.Kazaya kalmış namazları kılmaya teşvik, yeni yeni namazları kazaya bırakma müsadesi gibi kabul edilmemelidir.






(19.Hadis) -“Namazın anahtarı, temizlik; dünya işlerini haram kılan kısmı, iftitah tekbiri ve helal kılan tarafı ise selam verip namazdan çıkmaktır.” (Ebu Davud c.1,s.167)


Açıklama:Hadis-i şerif, namazın en mühim şartının temizlik olduğuna; iftitah tekbiri ile, namaza aykırı işlerin haram olacağına ve selam vermekle namazın sona ereceğine işaret olunmaktadır.






(20.Hadis) -Resulullah (s.a.v) namazda okumaya “ELHAMDÜ” (fatiha suresi) ile başlardı. (İbni Mace c.1,s.267)


Açıklama:Namazda fatiha okumak, Hanefi mezhebine göre vaciptir.Fatihanın sureden önce okunması da ayrıca vacip bulunmaktadır.


Kaynak:Osmanlı Yayınevi

(21.Hadis) -“Ben, yedi kemik üzerine; alın, bunu ifade ederken eliyle burnunu da işaret ettiler, dizler ve ayakların parmak uçları üzerine secde ile emrolundum.Bir de elbiseleri ve saçları çekmemekle emrolundum.” (Müslim c.2,s.52)


Açıklama:Secdede alnın yere konulması farz olup, burnun konulması ise sünnettir.Bir özür bulunmadıkça, burnun yere değmemesi mekruhtur.Ellerin ve düzlerin yere konulması sünnettir.Ayakların, hiç olmazsa bir ayağın parmaklarının yere konulması zaruridir.Bu kadar bir kısmı yere değmezse secde caiz olmaz.






(22.Hadis) -“Secdede itidal üzere olunuz.Kendiniz salıp da köpeğin ayaklarını yayıp uzattığı gibi, kollarınızı yere döşemeyiniz.” (Müslim c.2,s.53)






(23.Hadis) -“Bera (r.a)`den Resulullah (s.a.v)`in şöyle buyurduğu rivayet edilmiş bulunmaktadır: “Secde ettiğin vakit, ellerini yere koy ve fakat dirseklerini kaldır.” (Müslim c.2 s.53)


Açıklama:Secdenin sünnet üzere yapılması, dirseklerin yere değmemesine ve kolların yanlardan uzak tutulmasına bağlıdır.

Not:Hadis-i Şerif erklere binaendir.





(24.Hadis) -“Namaz içinde saç ve elbisemi çekmemekle emrolundum.” (İbni Mace 1/331)


Açıklama:Namaz kılan kimsenin eliyle saçlarını düzeltmesi ve ütüsü bozulmasın diye, elbisesini çekmesi, yüce huzurun edebine aykırı olup mekruh sayılmıştır.





(25.Hadis) -Aişe (r.a)`den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) selam verdiği zaman, “AllahÜMME ENTESSELAM VE MİNKESSELAM TEBAREKTE YA ZEL-CELALİ VELİKRAM” diyecek kadar durur ve fakat bundan fazla oturmazdı.” (İbni Mace 2/289)


Açıklama:Farzdan sonra sünnet olan bir namaz bulunduğu taktirde bu miktardan fazla oturmamalı, vird ve duaları namaz sonuna bırakmalıdır.





(26.Hadis) -“İmam ikinci rekatte oturmadan kıyama kalkmaya davrandığı vakit, doğrulmadan hatırlarsa otursun.Şayet ayakta doğrulmuş ise artık oturmasın.Selamdan sonra sehvi için iki secde yapsın.” (Ebu Davud c. 1 s. 272)





(27.Hadis) -“Bir kimse namaza bir şey katar veya bir vacibi noksanlaştırır ise sehvi için iki secde yapsın.” (Müslim c.2, sa.86)


Açıklama:Namaz kılan bir insan; unutarak bir rekat de iki rüku veya üç defa secde yapmak suretiyle bir fazlalık; bir vacibi terk ederek noksanlık yapsa, yahut bir rüknu tekrar veya tehir etse sehiv secdesi yapmak gerekir.






(28.Hadis) -“Kim namazı içinde bir vacibi yapıp yapmadığında tereddüt ederse, selamdan sonra iki secde yapsın.” (Ebu Davud c. 1 s. 271)






(29.Hadis) -“Biriniz, namazı içinde kaç rekat kıldığında tereddüt ederse doğruyu araştırsın da onun üzerine namazını tamamlasın.Sonra selam versin daha sonra iki secde yapsın.” (Ebu Davud c. 1. s.268; İbni Mace c. 1. s. 383)


Açıklama:Bu hadis-i şerif, fıhki bir hususa ışık tutmaktadır.Namaz içinde iken kaç rek`at kıldığında tereddüt eden bir kimsenin nasıl hareket etmesi gerektiğine işaret vardır.






(30.Hadis) -“Biriniz namaz içinde kazara abdestini bozacak olursa, hemen burnunu tutup kanıyormuş gibi davransın.Sonra abdest almak üzere dönüp gitsin. (Ebu Davud, c. 1, s.291)


Açıklama:Namaz içinde abdestin bozulması halinde yeni bir abdest alıp kalan rek`atleri tamamlamanın caiz oluşu, bu hadis-i şerif ile sabit bulunmaktadır.Resul-i Ekrem (s.a.v), bu müsaade ile birlikte mahcubiyetin önlenmesi için burnu kanıyormuş gibi davranmayı tavsiyede bulunmuştur.


Kaynak:Osmanlı Yayınevi

(31.Hadis) -“Sizden biriniz namaz içinde kazara hava kaçıracak olsa hemen dönüp abdest alsın ve namazını iade etsin.” (Ebu Davud c.1 s. 53)






(32.Hadis) -“Kadınlarınızı mescidlere varmaktan men etmeyiniz.Evleri onlar için daha hayırlıdır. (Ebu Davud c.1s.155)


Açıklama:Bu hadis-i şerif, kadınların mescidlere gelmelerine müsaade verirken namazlarını evlerinde kılmanın hayırda daha üstün olduğunu açıklamaktadır.Vaaz ve hutbe gibi nasihat dinleme dışında kadınların namazlarını eda için camiye gelmeyip evlerinde kılmaları daha münasiptir.Tesettüre riayet ve cami edeplerine dikkat göstererek mescide gelmelerine ruhsat varsa da azimete uygun olan husus, ibadetlerini evlerinde yapmalarıdır.






(33.Hadis) “ -Aişe (r.a)`dan rivayet olunmuştur: Mü`min kadınlar, Peygamberle beraber sabah namazını kılarlar, sonra mırt (bürgü) leri ile sarınıp örtünerek evlerine dönerlerdi.Onları bir kimse tanıyamazdı.” (Müslim c.2 s. 118)


Açıklama:Bu hadis-i şerif, asr-ı saadetteki kadınların mescide geldiklerini ifade etmekle beraber, onların tesettüre son derece dikkat göstermeleri sebebiyle kimsenin kendilerini tanıyamadığını ortaya koymaktadır.Bu şartlara riayet eden kadınların camiye gelmelerine bir şey denilmese de tesettüre ve cami edeplerine dikkat göstermeyen kadınların sevaptan fazla günah kazanacakları dikkatten uzak tutulmamalıdır.






(34.Hadis) -“ Abdürrahman kızı Amre`den Peygamber (s.a.v)`in zevcesi Hz Aişe (r.a)`nın şöyle dediğini duyduğu rivayet edilmiştir: Şayet Resullullah kadınların neler uydurduklarını görmüş olsaydı, İsrail oğulları kadınlarının mescide gelmekten yasakladığı gibi, kendilerini mescide gelmek den men ederdi.” (Müslim c. 2 s. 34)


Açıklama:Saadet asrında kadınlar gece namazlarında camiye giderlerdi ve mescid edeplerine dikkat gösterirlerdi.Daha sonra bu hususlarda ihmalkarlık başladı.Bunu gören Hz Aişe, ictihadi kanaatini ifade etmişlerdir.Hz Aişe, zamanımız kadınların gerek camiye gidiş ve gelişteki tesettüre riayetsizliklerini, gerekse mabetteki sükuneti ihlal ettiklerini görmüş olsaydı vereceği hüküm ne olurdu?”






(35.Hadis) -“(Ey kadınlar), sizden biriniz mescitte bulunacağı vakit sakın koku sürünmesin.” (Müslim c. 2, s. 33)


Açıklama:Kadın, evinde koku sürünebilir.Fakat dışarı çıkarken koku kullanması, erkeklerin dikkatini üzerine çekmesine sebep olur.Hele bu hal, camide olursa, ibadet için toplanmış erkeklerin kalbi huzurunun bozulmasına yol açar.






(36.Hadis) -Mü`minlerin annesi Aişe (r.a.)`dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Allah Teala namazı farz kıldığında, hazarda ve seferde, ikişer rekat farz kılmıştır.Medineye hicretten sonra,sefer namazı olduğu gibi bırakılmış; hazar namazları: Akşam namazı, bu ifadenin müstasnası bulunmaktadır.İkişer rekat artırılmıştır.” (Müslim c. 2, s. 142; Buhari c. 1, s. 93)


Açıklama:Bazı kimseler, dört rekatlı namazları, sefer halinde de dört rekat olarak kılmaya devam etmekte ve “Fazla rekatın zararı mı olacak?” demektedirler.Böyle bir davranış birkaç bakımdan yanlıştır:

a-) Seferi iken kılınacak iki rekat ile, dört rekatlı bir namaz, iki rekate indirilmiş olmamakta; ilk defa farz olunduğu şekilde eda edilmektedir.
b-) Bir ibadetin makbul olması, şeri hükümlere uygun olarak eda edilmesine bağlıdır.Bir kimsenin kendiliğinden ilaveler yapması ile değildir.
c-) Seferde itibar, vasıta değil mesafeyedir.90 km veya daha uzak bir yere, ister teyyare ve tren gibi süratli vasıtalardan biri ile isterse yaya olarak veya deve üzerinde gidilsin gene seferi olarak kılmak gerekir.






(37.Hadis) -İbni Abbas (r.a)`dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Allah (c.c), Peygamberimizin dili ile yaptığı açıklama üzerine akşam ve sabahtan gayri namazları hazarda dört, seferde iki; harp sırasındaki korku halinde, bir rekat farz kılmıştır. (Müslim c. 2, s.143)


Açıklama:Harp halinde iken kılınacak bir namazda, cemaatin bir kısmı düşman karşısında müdafaa vaziyeti alır.Diğer kısmı imamın arkasında saf tutar.Bir rekati imam ile birlikte eda ettikten sonra, onlar düşman karşısına gider.Diğerleri gelip imama uyarlar.İmam geri kalan bir rekati, ikinci cemaatle kılar.Selam verdikten sonra, ikinci grup kılmadıkları bir rekati, ikinci cemaatle kılar.Selam verdikten sonra, ikinci grup kılmadıkları bir rekati mesbuk gibi, fatiha ve sureyi okuyarak namazlarını tamamlarlar.Birinci grup, diğer rekati lahık gibi fatiha ve sure okumadan kılarlar.










(38.Hadis) -Enes (r.a)`den rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) Medine`de öğle namazını dört rekat olarak kılmış; Zül-huleyfe`de ikindi namazını iki rekat olarak eda etmişti. (Müslim c. 2, s.144)


Açıklama:Peygamberimiz (s.a.v), veda haccına gitmeye karar vermiş ve hareketinden önce Medine-i Münevverede eda ettiği öğle namazını dört rekat kılmıştı.Daha sonra yolculuk başlamış, mikaat mahalli bulunan ve Medineye 7 km. uzaklıkta ki Zül-hleyfe mevkiine vardıklarında ikindi namazını seferi olarak iki rekat kılmıştı.
Sefer mesafesinde (90 km) olan bir yere, yolculuk yapacak bir kimse, oturduğu şehrin evlerini geride bıraktığı zamandan itibaren dört rekatli farzları iki rekat olarak kılmaya başlar.Dönüşte de seferilik aynı yerde son bulunur.










(39.Hadis) -Cuma namazının cemaatle edası, mülk edinilmiş köle, kadın, çocuk ve hastadan gayri hür olan her Müslüman erkek üzerine vacip olan ilahi bir haktır. (Ebu Davud c. 1, s. 280 )


Açıklama:Cuma namazının bir kimseye vacip olması için, altı şart vardır.Hür olmak, erkek, mukim, sihhatli olmak, gözleri ve ayakları sağlam olmak.Hadis-i şerifte çocuğun Cuma namazının vücubundan müstasna tutulması, çocuğa hiçbir mükellefiyetin yüklenmememiş olmasındandır.
Cuma namazı, şartları kendisinde toplanan kimse üzerinde Allah`ın bir hakkıdır.Bu vazifeyi ifa etmeyen bir kimsenin, dünyada kalbi; ahirette ise yüzü karadır.










(40.Hadis) -“Kim üç Cuma namazı kılmayı terk ederse Allah onun kalbi üzerine kasvet ve nifak damgası basar.” (Ebu Davud, c. 1, s.277)


Açıklama:Kalbi üzerine bu damga vurulan kimsenin, kederi ve ruhi bunalımları eksik olmaz.Kararan kalp, hakikatleri göremez ve hakka yönelmez.Bu feci duruma düşmemek için Cuma namazını asla terk etmemelidir.Ne iş, ne aş ne de maaş endişesi kişiye bu korkunç akıbete cüret vermemelidir.


Kaynak:Osmanlı Yayınevi

9.Hadis) -“Namazlarınızdan bir kısmını nafileleri evinizde ifa ediniz.Orayı kabre çevirmeyiniz.” (Buhari, c.1,s.112)

10.Hadis) -“Karanlık geceler de namaz kılmak üzere mescidlere yürüyerek gidenleri, kıyamet günü tastamam bir nurla müjdeleyin.” (Ebu Davud c.1,s.154)

emegine sadlık kardeşim

sağolasınız Allah razı olsun