Çölde yaşlı bir kadın yol almaktaydı. Medine'den yola çıkalı üç gün olmuştu. Devesi yorgunhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif kendisi yorgun... Azığı bitmek üzerehttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif su kırbasında bir menzil yetecek kadar su. Mekke uzakhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif Mekke serapların arkasında... Güneş kumlarıhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif kumlar ayakları yakmakta. Kadın bütün gücünü toplamışhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif gözünü yakan alev alev dalgalara aldırış etmeden ufuklara bakıyor: "Acaba şehrime varamayacak mıyımhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif kızımı son bir kez görmeye vadem yetecek mi?" Kızını çok özlemiştihttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif evlat hasreti yakıyordu yüreğini ve onu son bir kez görmekti niyeti.
O da ne? Eğer serap değilse gördüğühttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif Mekke istikametinden atlılar geliyorduhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif umut geliyordu. Oysa gelenler umut değil zulüm getirmişlerdi.
Vurdukça vurdu zalimler... Bacağındahttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif kolunda çürükler birbiri ardına belirdi. Karşı koymaya dermanı yoktu... Külçe gibi yığıldı sonunda kumların üstüne. Devesinihttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif azığını ve birkaç yudumluk suyunu aldılar elinden ve küfürler ederek bağırdılar:
- Defol git geldiğin yere!... Mekke'ye sokmayacağız seni eğer Muhammed'in dininden dönmezsen.
Medine'ye geri dönmek mi?!.. Mekke yolunda ölmek daha kolaydı. Saatlerdir baygın yattığı yerden doğrulurken hatırlamıştı Elçi'nin "Sonra geri gel!" dediğini. Devesi de yoktuhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif azığı da. Dahası bir damla suyu bulunmuyordu artık. İki gün yürüdü çöllerde. Açhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif susuz; dermansızhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif takatsiz... Dudakları çatlamıştı. Öğle güneşi başının üstünde gibiydi. Neredeydi gölgelenecek bir kuru dalhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif bir kum tepesihttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif bir kaya yükseltisi?!.. Derken yığılıp kaldı kumların arasına ve içinden şöyle yalvardı Rabb'ine:
"İlahî! Bu dudaklar Senin Habibinin elinden su içmişti. İsm-i Celilini haykırabilmem için kurutma bunları; Habibine salavat getirebilmem için kurutma İlahî!"
Olan işte o sırada oldu. Dudakları kapanır kapanmaz iki el uzandı kumların arasından. Ellerin arasında billur bir kase; kasenin içinde buz gibi berrak bir su. http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif elçisinin "ikinci anamdır" dediği Ümmü Eymen o sudan kana kana bir defa içti; ayağa kalktıhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif yürüdühttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif durmadan dinlenmeden yürüdühttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif dinlenmeden durmadan yürüdühttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif Medine'ye gitti ve kızına kavuştu…
Not : Ümmü Eymen (radıyallahu anhâ) Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin dadısı ve "Annemden sonra annem" diye hürmet ve iltifat görenhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif hayatta iken cennetle müjdelenenhttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif fedakâr bir hanım sahabe.