Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz
d.Arapça ve meal
Bize göre Kuran'in Arapça olmasi ve kelimelerin ifade ettigi anlam son derece önemlidir. Ayetler sadece anlamlari ile var denilse, bu Kur'an-i Kerim'e sembolik bir kitap olarak bakmayi getirir ki bu da onun yalin mesajini onlarca anlama sahip bir metin gibi algilanmaya götürür. Muhkem olan ayetlerinin dil yapisini Kitabimizi tefsir edenler dikkate almislar ve ayetleri anlama çabalarini onun bu yönüne dayandirmislardir. Öyle olmasaydi, müfessirlerimiz örnegin, harfi cerleri dikkate alarak sonuçlara varmaz ve kaideler çikarmaya çalismazlardi. Bu nedenle elimizdeki mealler sadece birer tercüme olmaktan öteye gidemezler. Kuran Arapça olarak indirilmis olan Kitaptir. Onun birçok anlama gelebilecek salt anlam merkezli bir Kitap oldugunu ileri sürmek onun ayni zamanda hiçbir anlama gelmedigini iddia etmektir.
Kuran-i Kerim'den bir surenin Farsça'ya çevrilmesi Islam'in ilk dönemlerinde gerçeklesmistir. Daha sonra Ebu Hanife Iran'li Müslümanlarin namaz kilarken ayetleri Farsça okuyabileceklerini ifade etmistir. Bu, namazda okunanin anlamini bilmeyen insanlara yönelik bir çabaydi. Ve tarihsel bir görüstü. Müslüman olan kimselerin okuduklarini anlamalarini saglamaya dönüktü. Bunun yerine çok da zor olmayan birkaç sureyi anlami ile ezberleyip okumak tavsiye edilebilirdi. Çünkü Kur'an-i Kerim, lafiz ve anlamdan olusmaktadir. Birini digerine yeglemek dogru degildir. Onu anlama çabamiz sinirlidir. Bizden daha iyi anlama ihtimali olanlarin varligi her zaman mevcuttur.
Kuran-i Kerim çevrilince her kelimenin anlamini tam olarak vermek mümkün olmayabilir. Ancak bunun yaratacagi sorunlar, Kuran üzerine yapilan çalismalarla giderilebilir. Örnek olarak enzelna (indirdik) ifadesinini geçtigi yerler ele alalim: "Ey Adem ogullari! Size örtünün diye giysiler ve güzel elbiseler verdik(enzelna)" (Araf 7/26)
Enzelna ifadesi tam tamina "indirdik" anlamina gelir. Elbette gökten elbiseler indirilmedi. Bu ayette enzelna ifadesi elbise yapma ya da kullanma kabiliyetini size verdik anlaminda düsünülmeli. Bu anlama biçimi Kuran'in diger yerlerinde de kullanilabilecek niteliktedir: "O size demiri indirdi."(Hadid 57/25) Biz bunu Allah demir indirdi diye anlayamayiz. Ne var ki bu ifadenin ne anlama geldigi çok büyük problem olusturmamaktadir. Bu ifadenin ilk bakista garip görünmesi onun çevirisinin anlasilmazligindan degildir. Kuran'a asina olmayan ve Arap olan birisi de bu ifadeyi garipseyebilir. Bu tür ifadelerin iyi çevrilemedigini söyleyip insanlari Kuran mealinden sogutacagimiza hem okumalarini hem de arastirmalarini tavsiye edelim.
e.Meal okurken karsilasilan zorluklar
Meal okurken karsilasilan bir problem de ayetlere farkli anlamlarin verilmesidir. Kimi meallerde parantez içinde mensup olunan mezhebin görüsü aktarilir, kiminde de parantezlerin varligi elestirilir bir kelime birkaç kelime ile bu defa da / isareti ile verilir. Her iki durumda da mütercim anlami tam olarak veremedigini zimnen de olsa itiraf etmistir. Ancak anlaminin tam olarak tespit edilemedigi ayet sayisi azdir. Bunlari ön plana çikarmak ve yanlis anlamanin tehlikelerini gündemde tutmak yersizdir. Zira hiçbir meal gerek parantez içinde gerekse / isareti ile versin, Cebrail'in geçtigi ayeti Mikail, ahiretin geçtigi yeri dünya, müminin geçtigi yeri kâfir diye çevirmez. Yani meal okuyarak dinin temel esprisini yakalamak, anlamak mümkündür.
Unutulmamasi gereken nokta, meal okumanin bir anlama çabasi oldugudur. Dini anlatma pozisyonunda olanlarin ise anlamaya çalisanlara nispetle daha fazla sorumluluk tasimalari nedeniyle dini kendi dilinden anlama çabasi içine girmeleri kendileri ve hitap ettikleri insanlar açisindan son derece faydali ve gereklidir. Zira "bilen" olmak arti bir çabayi gerektirir.
f.Meal ve mesaj
Rabbimiz Yahudilere Tevrati kendi dillerinde gönderdi. Yahudiler Ibraniceyi Allah'in özel/kutsal dili olarak kabul ettiler. Ancak dil ilahi mesajin iletilmesinde bir araçtir. Rabbimizin toplumlara kendi mesajini o toplumun dili ile iletmesi dil degisse de mesajin farkli dilde ifade edilebildigini ve anlasildigini gösterir. Bir buçuk milyara yakin insanin kendilerini Müslüman olarak ifade etmeleri çeviriler sayesinde olmustur. Vahyi tercümeden de olsa okuyan birisi Arapça'yi bildigi halde Kur'an-i Kerim'i okumayan birine göre dini daha iyi kavrar. Hakkin sahitligini sergileyebilir.
Kuran-i Kerim'in edebi mükemmelligini takdir etmek mümkün olmasa da onun bu yönü çeviriler sonucu elde edilenler yaninda az bir kayiptir. Edebi güzellik insanlari etkilemekte bir yöndür sadece. Diger bir deyisle, Arapça olmayan bir dille mesaji anlamak Arapça konusmayan birisi için bütün delilleri görmeden sonuca varmak demektir.
Rabbimiz Kuran mesajinin herhangi bir dilde tüm dünyaya verilebilecegini, Kuran'in Arapça veya baska bir dilde olmasinin fark etmeyecegini bizlere söyle bildiriyor: "Biz onu, yabanci bir dilde Kuran yapsaydik, mutlaka, 'ayetleri açiklansa idi ya' diyeceklerdi. Arap (peygamber)e yabanci dil öyle mi? De ki: "O iman edenlere bir hidayet ve sifadir. Iman etmeyenlerin ise kulaklarinda bir agirlik vardir. O, (Kuran)onlara karsi körlüktür. Onlar (sanki) uzak bir yerden çagrilmaktadirlar.(Fussilet 41/44) Yani vahyin mesajini farkli dillere mensup insanlara onlarin dilinde ulastirmak mümkündür. Ancak bu aktarim beseri etkinliklerin ön planda olmasi hasebiyle eksiktir. Bu eksiklik dini kendi dilinde anlayabilenlerin çabalariyla rahatça giderilebilir.
Sonuç
Arapça metninden Kur'an-i Kerim'i okuyup anlamak büyük bir nimettir. Ancak Arapça bilmeyen ve arinmak isteyen Müslümanlar için meal okumanin Kuran-i Kerimi anlamada büyük bir öneme sahip oldugunu hatta onu okumanin ibadet oldugunu söyleyebiliriz. Peygamber(s)'den bu yana kavramlar vahiydeki muhtevasini tam olarak koruyamamistir. Bu alandaki islah çabasi vahyi anlamak için okuyarak ve onun sahitligini yaparak sürdürülebilir. Tüm Müslümanlardan Arapça ögrenmelerini bekleyemeyecegimize için onlari dinin özüne yönlendirmeliyiz. Mealden yanlis anlama ve uygulamalarin ortaya çikmasi mümkündür. Ancak dinin kaynagindan bihaber bir hayat yasamak daha büyük bir yanilgidir. Vahyi anlama ibadetini yerine getirirken elde edilen sonuçlar mutlak hakikatlermis gibi düsünülmemeli diger müminler ile hakki sabri tavsiye baglaminda yanlis anlamalar giderilmeli ve vahyi (dogru) anlama çabasi kesintisiz sürdürülmelidir.
Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz
niçin meal okumalıyız paylaşımın çok anlamlıydı ........önçelik orjinalinden ama anlamını da bilmek zorundayız............Allah razı olsunnn....
Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz
Alıntı:
gül aşkın ülkesi Nickli Üyeden Alıntı
niçin meal okumalıyız paylaşımın çok anlamlıydı ........önçelik orjinalinden ama anlamını da bilmek zorundayız............Allah razı olsunnn....
sizdende ALLAH razı olsun
Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz
Demirin enzal kelimesiyle kur'anda geçmesi dostlarımızın dikkatini çekmiş olması bu konuda tefsir yazan Bediüzzaman'ın düşüncelerini nazara vermek ihtiyacını hissettirdi.
Bismillahirrahmanirrahim,
"ve enzelnel hadide fihi ba'sünşedidün ve mena fiün linnasi" ayetine dair gayet ehemmiyet kesb etmiş, mühim ve mütefennin bir adam bu sual ile bazı hocaları ilzam ettiği bir suale muhtasar bir cevaptır.
SUAL: Deniliyor ki: "Demir yerden çıkıyor; yukarıdan inmiyor ki "enzelna" denilsin. Neden "ehracna" dememiş; zahiren muvafık görülmeyen "enzelna" demiş?"
ELCEVAP: Kur'an-ı Mu'cizü'l Beyan, "enzelna" kelimesiyle, demirdeki azim ve çok ehemmiyetli nimet cihetini ihtar etmek için "enzelna" demiş. Çünki yalnız demirin zatını nazara vermiyor ki, "ihrac" desin. Belki demirdeki nimet-i azimeyi ve nev-i beşerin demire ne derece muhtaç olduğunu ihtar içindir. Nimet ciheti ise aşağıdan yukarı çıkmıyor, belki rahmet hazinesinden geliyor. Rahmet hazinesi elbette ali, yukarı ve manen yüksek mertebededir. Elbette nimet yukarıdan aşağıyadır ve muhtaç olan beşerin mertebesi aşağıdadır. Elbette in'am, ihtiyacın mafevkindedir. Onun için,
nimetin hazine-i rahmetten beşerin ihtiyacına imdad için gelmesinin hak tabiri, "enzelna" dır, "ihrac" değildir.....
Hayrun-Nisacım bu konuda ki paylaşımın için Allah razı olsun..
Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz
Birde bir kimyacı arkadaş demir elementinin bileşenini doğadaki hiç bir olayla gerçekleşmediğini direk var olmuş olduğunu ifade etmişti..
Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz
Alıntı:
hüzünyılı Nickli Üyeden Alıntı
Birde bir kimyacı arkadaş demir elementinin bileşenini doğadaki hiç bir olayla gerçekleşmediğini direk var olmuş olduğunu ifade etmişti..
HERŞEY KURANDA VAR ARAYIP BULMAK İNSANA.......