***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


İslâm ordusu
İslâm ordusu
Hazırlanan Müslümanlar 1000 kişi civarında idi.1 Sayıca Kureyş ordusunun üçte biri kadar. İçlerinde sadece yüz zırhlı vardı.2
Orduda üç sancak bulunuyordu. Mus’ab bin Umeyr Muhacirlerin, Üseyyid bin Hudayr Evslilerin, Hubab bin Münzir ise Hazreçlilerin sancağını taşıyordu.
İslâm ordusu harekete hazırlanmıştı. Peygamber Efendimiz atına binmiş, yayını omuzuna asmış ve mızrağını eline almıştı. Medine’de yerine Abdullah bin Ümmi Mektûm’u bırakmıştı. Zırhlı iki Sahabî, Sa’d bin Muaz ile Sa’d bin Ubâde önünde, mücahidler ise sağ ve solunda yer alıyorlardı.
İslâm ordusunun Uhud’a doğru hareket edeceği sıradaydı. Topal bir zat olan Amr bin Cemûh da sefere katılmak için gönlünde şiddetli bir arzu duydu. Her zaman Peygamber Efendimizle birlikte savaşa çıkan dört oğlu vardı. Onları çağırdı ve “Beni de sefere çıkarınız” dedi.
Oğulları, “Resûlullah, senin sefere çıkmamana müsâade etti. Yüce Allah’da seni mazeretli saymıştır” dediler.
Gönlü Allah ve Resûlullah muhabbetiyle yanıp tutuşan Amr, oğullarının bu sözlerine aldırış etmedi.
“Yazıklar olsun size!” dedi. Siz, beni Bedir seferinde Cenneti kazanmaktan alıkoymuştunuz. Uhud seferinde de mi alıkoyacaksınız? Herkes Cennete giderken, ben evde oturup kalamam!”
Sonra da doğruca Peygamber Efendimizin huzuruna çıktı.
“Yâ Resûlallah! Bu oğullarım, şunu bunu bâhane ederek beni sefere çıkmaktan alıkoymak istiyorlar. Vallahi ben, seninle beraber sefere çıkmayı ve Cennette şu aksak halimle dolaşmayı arzu ediyorum!” dedi ve sordu:
“Yâ Resûlallah! Sen, benim Allah yolunda çarpışmamı ve şehid düşüp şu aksak ayaklarımla Cennette gezip yürümemi uygun görmez misin?”
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, “Evet, uygun görürüm” dedikten sonra şöyle ilâve etti:
“Amma Allah, seni mazeretli saymıştır. Sen cihadla mükellef değilsin!”
Sonra bu Sahabînin oğullarına şöyle dedi:
“Siz, onu seferden alıkoymaya mecbur değilsiniz. Onu serbest bırakınız. Umulur ki Allah, ona şehidlik nasib eder.”1
Bunun üzerine Amr bir Cemuh derhal silâhlandı ve kıbleye dönerek, “Allah’ım! Bana şehidlik nasib et” diye duâ etti.2
İslâm ordusu Seniyye Tepesine gelmişti. O sırada Peygamber Efendimiz, dönüp arkasına baktı. Okçulardan mürekkep kalabalık bir askerî birlik gördü.
“Kimdir bunlar?” diye sordu.
Mücahidler, “Abdullah bin Übey’in Yahudî müttefiklerinden altı yüz kişilik bir topluluk” cevabını verdiler.
Resûl-i Ekrem “Onlar Müslüman olmuşlar mı?” diye sordu.
“Hayır, yâ Resûlallah” denilince, Efendimiz şu emri verdi:
“Gidip onlara söyleyiniz, geri dönsünler. Onların yardımına ihtiyacımız yok.”3