2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Nefsinizi Taniyin

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Nefsinizi Taniyin

    Nefsinizi Taniyin


    Nefsinizi taniyormusunuz? Nefsin de mertebeleri var biliyormusunuz? Asagidaki yazi size nefsinizi tanimak için isik tutacaktir.



    Nefs'in yedi mertebesi vardir : Nefs-i emmare,

    nefs-i levvâme, nefs-i mülhimme, nefs-i mutmainne, nefs-i râziyye, nefs-i marziyye ve nefs-i safiyye.

    Nefs-i Emmare : Hayvani ruhun kendi yaratilisi olan sifati "Nefis olanca siddetiyle kötülügü emreder" (2) ayeti kerimesinin anlaminca emmaredir. Üç siniftirlar. Bunlarin hepsi "Biz müslümaniz" derler, ama taklit ehlidirler.
    • Birinci Sinif
      • Allah'in emrettiklerinden hiç bir seyi yapmazlar.
      • Allah'in yasakladiklarinin hepsini yaparlar.
      • Biz hakikati bulduk kabilinden türlü türlü sözler söylerler.
      • Kendileri nefsin elinden esir olup cehennemlik olmuslardir.
      • Kendi isledikleri kötü fiiilleri, günah olan seyleri oldukça güzel görürler. Hatta onlarla iftihar ederek mutlu olurlar.
      • Bunlara nasihat fayda etmez, neticede imansiz olarak ölürler.
      • Bunlarin yolunda gitmek caiz degildir. Tarikattan haberi olmadiklari olmadigi gibi temel dini esaslarda bile sapikliga düsmüslerdir.
      • Isledikleri günahlari ve yaptiklari kötülükleri ayet-i kerime ve hadis-i seriflerle yalanlarlar.
      • Bunlar dan insanlik sifati tamamen kalkmis, hayvanlik sifati ile siniflanmislardir.
      • Bu sifatla yetmis iki firka ve bütün kâfirler sifatlanmislardir.
      • Bunlarin hepsi de:

    "Allah onlarin kalplerini ve kulaklarini mühürlemistir, gözlerinde de perde vardir ve büyük azab onlar içindir." (3) ayet-i kerimesindeki manaya uymuslardir.
      • Bunlardan insafa gelip imani kabul etmis yoktur. Meger ki hidayet erise...
    • Ikinci Sinif
      • Bunlarda Allah'in emrettiklerini yerine getirmezler ve yasaklarindan sakinmazlar.
      • Bütün haramlari islerler. Lakin harama helal demezler. Ancak haramdir diye islerler ve derler ki,
    "Kirk gün günahkâr iken bir gün tövbekâr oluruz. Allahü teala merhametlidir, affedicidir. Kulunun kusurunu affeder. Su bulanmayinca durulmaz. Bir gün oluruz ki, bunlarin hepsine birden tevbe ederiz. Tevbesiz bile ölsek bize azap etmek Allah'in sanindan degildir. .."

    diyerek birbirine tesellide bulunup, geçersiz delillere ve müjdeci ayet-i kerimelere dayanarak bütün haramlari islerler.
      • Allah korkusu asla içlerine sirayet etmeyip yaptiklari pisliklere de zerre kadar pisman olmazlar.
      • Küçük güzel bir is yapsalar o zaman hemen sanki Allah cennetin anahtarlarini onlara vermis gibi iftihar ederler.
      • Bu siniftan da insafa gelip günahlarindan pismanlik duyarak tevbe edenler yok denecek kadar azdir.
      • Bunlar da:

    "Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçogunu cehennem için yaratmisizdir. Onlarin kalpleri vardir, onlarla kavramazlar; gözleri vardir, onlarla görmezler; kulaklari vardir, onlarla isitmezler. Iste onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da saskindirlar. Iste asil gafiller onlardir." (4) ayet-i kerimesinin hükmüne tamamen uymuslardir.

    • Üçüncü Sinif
      • Tarikat ehli olanlarin nefs-i emmare sahibi olanlardir. Bunlarda Allah'in emrettiklerini yerine getirmezler ve yasaklarindan sakinmazlar.
      • Hem kusurlarini bilirler, yine yasaklanmis fiilleri islerler. Pismanlikla tevbe edip ahlaklarini ve hallerini degistiremezler.
      • Bu sifatla ahirete giderlerse emmare halinde olduklarindan çogunlugu imansiz ölürler.
      • Bunun ilaci, yani emmare sifatindan levvame sifatina dönmenin ilaci " Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" hadis-i serifine uyarak kendini hesaba çekersin. Yani:
        • Kötü bir fiil islediginde hemen ardindan Cenab-i Hakkin yüce varligini hatirlayarak onun alim sifatini düsün. O her seyi bilir.
        • Ceza gününün siddetini ve isledigin kötü fiilleri düsün ve ne kadar agir gelsede pismanlik duy, bir daha islememeye kesin karar ver tevbe et.
        • Allah'in emrettiklerini yerine getirme konusundada iyice düsün ve yapmaya çalis.
        • Tevbe ederken firsat geçerse yine islemek fikri olursa tevbesi kabul olunmaz. Zira böyle tevbeler münafik tevbesidir ve makbul degildir.
      • Günah isledigi zaman hemen pesinden elinde olmadan pismanlik duyar ve yaptigi günaha cigeri yanip gözlerinden yas akitiyorsa o vakit bilsin ki levvame sifati kendisine hal olmustur.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Nefsinizi Taniyin

    Nefs-i Levvâme : Iki siniftir. Birincisine ehl-i ukbâ, ahiret ehli, ikincis tarikat ehlidir.

    • Ahiret Ehli
      • Ehl-i ukba'dan olanlar emr-i bil marufu mümkün olabildigi kadar yaparlar.
      • Nehy-i ani'l-münkerden de sakinmaya gayret ederler.
      • Bazi kereler suyu üfleyerek içerler ve sofulugu kimseye vermezler. Bazan da türlü türlü hezeyanlar yaparlar. Ardin pismanlik zuhur edip tevbe ederler. Sonra kendilerini tutamayip türlü türlü yanlisliklar yaparlar. Gene pisman olur tevbe ederler.
      • Bunlarin isledikleri günahlarin hepsi, emmaredeki gibi haram seyler degillerdir. Yani emmaredeki gibi yasaklarin hepsini islemezler. Bazisindan tevbe edip kurtulmuslardir.
      • Bu halde olan insanlar üçe ayrilirlar:
        • Ilmi ile amel etmeyen alimler
        • Sofulugu kimseye vermeyen, ellerine firsat geçtiginde dayanamayip haram isleyen, sonra pisman olanlar.
        • Ehl-i dünya, bunlar vaaz ve nasihat meclislerinde aglar, af dileyip tevbe eder sonra yine türlü türlü kötülük islerler. Emmaredeki gibi Cenab-i Hakk'in affi ile teselli bulamazlar ve bu yüzden pismanlikla nefisleri levmederler.
      • Içki içmek, zina etmek, sapik iliskide bulunmak, kul hakki yemek, rüsvet almak ve yalan söylemek gibi günahlardan hangisi olursa olsun onu bir sebebe dayanarak fiili günah islerler. Mesela: * Içki meclisinde bulunsalar, orada bulunanlari kirmamak için içerler.
        * Geçim sikintisi çekiyorum diye rüsvet alirlar
        * Yalan söylemeden alis veris yapilmiyor diyerek dogruyu söylemezler
        * Insanlar gülsün diye yalan söylerler.
    • Tarikat Ehli
      • Bunlar da tevbelerinde durmazlar. Ama günahlari eylem degil, haldir, tavirdir, davranistir.
      • Ehl-i tarik birisi, olgun bir mürsidin elini tutunca mürsidi ile bütün haramlardan sakinmak ve bilumum farzlari yerine getirmek konusunda ant içip söz keser ve ilaveten seyh, dervise zikir verir. Dervis levvame sifatinda ise mürsidin himmeti ile bu anlatilan ehl-i dünya ve ehl-i ukba gibi zahiri sebebi ile o günahlari isleyemez.
      • Günah islese bile bunu sebepsiz isler. Yani sözü daha genis söyleyim derken yalan karistirir, söz arasinda birinin giybetini yapar veya bunlar gibi duyu organlariyla yapilan günahlari da isler. Kalpe edilen kin, kibir, çekememe ve benzeri kötülüklerin hepsi kendilerinde mevcuttur.
    • Levvame sifatindan kurtulup mülhime sifatina geçmek için:
      • Levvame sifatinda olanlara rabita sarttir. Gezip tozdugu, oturdugu kalktigi yerde seyhini gönlünden çikarmadan onun huzurunda, elinden tutuyormus, hirkasini giymis gibi veya kendine en uygun gelecek sekilde rabitaya çalismali ve gayret etmelidir. Sonra:
      • "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" hadis-i serifine uyarak kendini hesaba çekmeli, kendisinde ne kadar kötü huy bulursa hepsini birer birer yazmali, terketmek için kesin karar vermeli, tevbe etmeli o ahlakin ziddini yapmak için israrla çalismali. Mesela
    * Tevbe ettigi kötü huy kibir ise evazu ile davranmali
    * Giybet ise methetmelidir.


    Bir kimsede kusur gördügünde o kusuru kendisinde görüp söyle demelidir:

    "Ey nefis! Insan insanin aynasidir. Eger bu kusur bende olmasaydi bu kimsede bunu görmezdim. Kendi halimi bu mübarek zatin aynasinda gördüm. Bu hal benim halimdir. Ey nefis! Haksiz yere ona isnatta bulunursun."

    Böyle söyleyip kendi nefsini ayiplayarak Allahü tealadan af dilemelidir.

    "Ya Rabbi! Kalbimde bu küstahligin oldugunu sen bilirsin. Sen bütün sirlari ve gizli olan her seyi bilirsin. Hepimizi affedip güzel ahlakli kil"

    Allah'tan korkup o kötü ahlak kendisinden gidip yerine güzel olani gelinceye kadar böyle yapmalidir. Buda söyle anlasilirki: O'nun oldugu yerde bir kimseyi bir toplulugu kötüleseler bu kimse elinde olmadan onlari metheder, methetmeye gücü yetmezse kötüleyenlere bugz ederek sessiz kalir.


      • Bir daha tespit ettigi kötü huylari kendinde zuhur etmezse anlasilir ki, mülhime sifati kendisine hal olmustur.
    Nefs-i Mülhimme : Iki bölümdür. Birincisi ulemâ-yi amilin, âbidler ve zâhidler. Ikincisi ehl-i tarik ehlidir.

    • Ulemâ-yi Amilin, âbidler ve Zâhidler
      • Herkes bu sinifta olanlara iyi gözle bakarlar, haklarinda olumlu düsünürler. Zira zahirdeki kötü hareketlerini iyi fiillere dönüstürmüslerdir.
      • Emr-i bi'l maruf ve nehy-i ani'l-münkerden baska Hazret-i Resûlullah'in (s.a.v.) sünnetini de yaymaya gayret ederler.
      • Farzlarin, vaciplerin, sünnetlerin ve müstehaplarin tamamini yerine getirerek bunlari disa çikartip eyleme dökerler.
      • Insanlar, zahirdeki hareketleriyle onlara zamanin kutubu gözüyle bakar. Ama iç dünyalarinin bütün bütün kötü ahlakla dolu oldugunu bilmezler ve görmezler. Bunlarin kötü ahlktan kurtulmalari için zikir kilici lazimdir. Bu da kendi kendine olmaz. Kâmil bir mürsid bulup kendini tam bir baglilikla ona teslim ederek onun telkin ettigi zikir kilici ile her gün hayvani ruhun helaki için çalisir, ta ki, kötü huylari güzel ahlaka dönüssün.
    • Ehl-i Tarik
      • Kötü fiil ve kötü huylardan mümkün olduüu kadar kurtulmuslardir. Fakat varlik berzahindan, tunelinden, uçurumundan, renk degistirmekten, döneklikten, tereddüt ve döneklikten bütün islerini Allah'a havale edip O'na tam bir baglilikla teslim olamadiklarindan kurtulamamislardir. Yani:
    * Ister zengin ister fakir olsun sürekli olarak geçmise üzülür ve gelecegi düsünüp kederlenirler.
    * Bugün riziklarini yerler, sabah için acaba halimiz ne olur, diye kara kara düsünürler.
    * Halleriyle Cenab-i Hakk'in
    rezzâk ismini inkar ederler. "Simdiye kadar Cenab-i Hak ne aç ne açikta birakti. Simdi de birakmasi sanina yakismasi sanina yakismaz" diye hiç bir yerden teselli bulamaz.

      • Içleri devamli surette kuruntu ve daralmadan kurtulamaz. Hep renkten renge girer, tereddütlü olurlar.
      • Dünya sevgisi ve tabii seylere bagliliktan kendilerini alamamislardir
      • Bazen iç rahatligi gelir ve ruhani safadan bir nebze olsun tad alirlar, bazan da iç darligi, döneklik ve tereddüt ile dolarlar.
      • Bu sifat le sifatlanan kimse sürekli olarak Allah'in huzurunda olmalidir. Yani, gezip tozdugu, oturup kalktigi yerlerde söyle düsünmelidir: Cenab-i Hak bana benden yakindir. "Ihsan, senin Allah'i görüyormus gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen bile o seni görür." hadis-i serifince hareket etmelidir.
      • Cenab-i Hak rizkini ezelden takdir etmistir. Yiyecek, içecek ve giyecek gibi üç husus ecel gibidir. Hiç bir sekilde degismez. Her gün insanin nasibi her ne ise onu bulsa gerektir. Bunun için beyin yormak yorgunluktur. Çok düsünmekle, çok çalismakla bir seyin fazlasi noksanlasmaz. Bu yorgunluktan ve kalp sikintisindan baska bir sey degildir.
    Takdir-i Huda kuvvet-i bazu ile dönmez
    Bir lem'a ki Mevlâ yaka üflemekle sönmez


    Bundan dolayi ezelde her ne ki takdir olundu ise hepsi zamanlari gelince gerçeklesir. Dünya iin tasalanmak ahmakligin ta kendisidir. Her is olacagina varir. Senin düsünmen sadece yorgunluktan ibarettir. bu sekilde tefekkür edip zikrine ve fikrine devam etmelidir.

      • Mülhime sifatinin durumu acayiptir. Sürekli uyanik bulunmali, her ne suretle olursa olsun düsüncesinden zuhur edenleri seriat terazisiyle ölçüp ona göre karsilik vermelidir. Cenab-i Hakk'in inayetiyle nefsin mutminne mertebesi kendisine ihsan ve hal olunur. Bunun isareti de sudur:
    * Bütün kötü ahlaklari güzel huylara dönüsür.
    * Tam tevekkül hali gelir ki, dünyalik bütün islerini Allah'in kudret eline birakarak tam bir baglilikla teslim olur. Kendisine bir zenginlik elbisesi de ihsan olunur ki, kesinlikle bundan sonra artik gelecege bel baglamak ve gelecek endisesiyle yasamak ile geçmisten keder ve elem çekmek, maziye üzülmek gibi hallerden kurtulur.
    * Bugünden yarin sabahin isini düsünmez. Gün, bu gündür. Saat bu saattir, der ve Hakk'in verdigi ilahi ihsanlara tesekkürle onlara kanaat eder. Bundan sonra bütün dünya halki bir taraf olsa ve "Gel yhu, bu senin ettigin nasil istir? Sonra pisman olursun!" gibilerinden türlü türlü nasihatler verseler bile itikadina, inancina zerre kadar tesir etmez.
    * Iste bu anlatildigi sekil üzere böyle haller zuhur ederse o kimsenin nefsinin mutmainne sifati ile sifatlandigina ve mutmainne mertebesine yükseldigine delalet eder.

      • Bazen nefsin levvame bazen mülhime mertebelerinde olup bu sifatlarla sifatlanmis kimseye ilahi tecelliler zuhur ettiginde kendini "iyice adam oldum" sanip aldanmasin. Çünkü bu yer, bu derece bütün Allah dostlarinin "el aman" diye çagristiklari bir yerdir. Allahü teala sizleri ve bizleri korusun. Bu yerden düsen nefsin emmare mertebesine kadar düser, hatta tarikattan uzaklastirilip imansiz olarak ölmesinden ziyadesiyle korkulur.
    Nefs-i mutmainne


    Seni çok Özledim Annem

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •