Sayfa 1/3 123 SonSon
21 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: İlmihal. “Zarûrât-ı Dîniyye"

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart İlmihal. “Zarûrât-ı Dîniyye"



    İnsanlığı ve bütün âlemleri büyük bir hikmet ve gâye ile yaratan Allâhü Teâlâ’ya sonsuz hamd ü senâlar olsun. Kâinâta en büyük rahmet, en büyük şefâatçi ve en büyük peygamber olarak gönderilen Muhammed Mustafâ sallallâhü aleyhi ve selleme, onun âline, ashâbına ve bütün ona tâbi olanlara salât ve selâm olsun.

    İlmihal, Müslümanların inanç ve ibadetle ilgili öğrenmeleri icabeden hususları bildiren ilimdir.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “İlim öğrenmek her Müslüman erkek ve kadın üzerine farzdır.” buyurmuşlar. Kâinâtın Efendisinin bu mübarek sözleriyle Müslümanlara farz olduğunu açıkladığı ilim, muhakkak ki, onların dünya ve âhiret saadetini kazanmalarına yarayacak olan “İlmihal”dir. İşte bunun içindir ki, her Müslüman erkek ve kadının inanç ve ibadet bakımından kendisine lazım olan meseleleri öğrenmesi farzdır. “Zarûrât-ı Dîniyye” denilen bu mühim mevzuları öğrenip inanmadıkça insan, tam ve kâmil bir Müslüman olamaz. Bir Müslümanın temel meseleleri kolayca belleyip, hatırında tutabilmesine yardımcı olmak gayesiyle Hanefî Mezhebi üzere bu İlmihal hazırlandı. Cenâb-ı Hak rızâsına muvâfık buyursun. Âmin.

    fazilettakvimi.com.
    (Bu paylaşımın devamı da aynı kaynaktan faydalanılmak suretiyle yayınlanacaktır.)
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    DİNİMİZ İSLÂM <br>
    DİN <br>
    Din, akıl sâhiplerini kendi irâde ve istekleriyle dünya ve âhirette saâdet ve selâmete kavuşturan ilâhî kânundur. Allâhü Teâlâ hazretleri, ilk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselâm’dan itibaren insanlara peygamberleri vasıtası ile dini bildirmiştir. Allâhü Teâlâ dinimizi Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (s.a.v.) ile tamamlamıştır. Bu dine İslâm denir. İslâm dinine inanan kimseye müslüman denir. Biz de Elhamdülillah Müslümanız. ŞERÎAT Şerîat, din manasına geldiği gibi dînin, ibadet ve muamelelere ait hükümlerine de şerîat denir. Yani, şerîat dindir, din de şerîatdır.<br>
    <br>
    ÎMÂN Îmân, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Allâhü Teâlâ tarafından getirip tebliğ buyurduğu; bildirdiği şeylerin tamamını kabul ve kalbi ile tasdik etmektir. Îmân, kalbin bu tasdikinden ibarettir. Fakat kişinin, hayatında ve ölümünde kendisine müslüman muamelesi yapılması için kelime-i şehâdeti1 kalbi ile tasdik edip dili ile söylemesi şarttır. Îmânın şartları altıdır. Bu altı şart, aşağıda Arapça aslı ve tercümesi yazılı Âmentü’de açıklanmıştır.<br>

    ِ
    Amentu Duasının türkçe okunuşuAmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusulihi vel yevmil ahiri ve bil gaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teala velbasü ba'del mevti haggun. Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûluhû.

    Amentu Duasının Meali
    Allahü Teala'nın varlığına ve birliğine inandım. Allahü Teala'nın meleklerine inandım; Allahü Teala'nın kitaplarına inandım. Allahü Teala'nın gönderdiği Peygamberlerine inandım. ahiret gününe inandım. Kader, hayır, şer her şeyin Allah'ın yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra tekrar dirilmek haktır. Şehadet ederim ki Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed (aleyhisselam) Allah'ın kulu ve elçisidir.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    ÎMÂNIN ŞARTLARI

    1- Allâhü Teâlâ’ya inanmak, 2- Meleklerine inanmak, 3- Kitaplarına inanmak, 4- Peygamberlerine inanmak, 5- Âhiret gününe; öldükten sonra dirilmenin hak olduğuna inanmak, 6- Kadere; hayır ve şerrin Allâh’ın bilip dilemesi ve yaratması ile olduğuna inanmaktır.

    Îmânın bu altı şartından birini kabul etmeyen, hepsini inkâr etmiş sayılır. Meselâ, îmânın beş şartını kabul edip, âhirete inanmayan kimse mü’min olamaz.

    ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA ÎMÂN

    Îmânın altı şartından birincisi, Allâhü Teâlâ’ya îmân etmektir. Şöyle ki; Allâhü Teâlâ vardır. Onun zâtı, bütün kemâl sıfatları ile vasıflanmıştır. Bütün noksan sıfatlardan münezzehtir; uzaktır. Allâhü Teâlâ’nın sıfatları, sıfât-ı zâtiyye ve sıfât-ı sübûtiyyeolmak üzere iki kısımdır.

    SIFÂT-I ZÂTİYYE

    Allâhü Teâlâ’nın Sıfât-ı Zâtiyyesi altıdır: 1- Vücûd: Var olmak. Allâhü Teâlâ vardır. 2- Kıdem: Evveli olmamak; ezelî olmak. Allâhü Teâlâ’nın varlığının evveli yoktur.

    3- Bekâ: Sonu olmamak; ebedî olmak. Allâhü Teâlâ’nın varlığının sonu yoktur. 4- Vahdâniyet: Birlik. Allâhü Teâlâ zâtında ve sıfatlarında tek olup, ortağı yoktur 5- Muhâlefetün lilhavâdis: Yaratılanlara hiç benzememek. Allâhü Teâlâ sonradan olan hiç bir şeye benzemez. Akla ne gelirse Allâhü Teâlâ onun gayrıdır. 6- Kıyam binefsihî: Vücudunda gayre muhtaç olmamak. Allâhü Teâlâ varlığında hiç bir şeye muhtaç değildir.


    SIFÂT-I SÜBÛTİYYE


    Allâhü Teâlâ’nın Sıfât-ı Sübûtiyyesi sekizdir: 1- Hayât: Hayât; Allâhü Teâlâ diridir ve dirilticidir. 2- İlim: Bilgi; Allâhü Teâlâ her şeyi bilir. Allâhü Teâlâ kalblerde gizlenen niyetleri dahi bilir. 3- Semi’: İşitmek; Allâhü Teâlâ her şeyi işitir. 4- Basar: Görmek; Allâhü Teâlâ her şeyi görür. Allâhü Teâlâ karanlık gecede, kara taşın üzerinde, kara karıncanın yürüdüğünü görür ve ayağının sesini işitir. 5- İrâdet: Dilemek. Allâhü Teâlâ ne dilerse onu dilediği gibi işler. 6- Kudret: Gücü yetmek; Allâhü Teâlâ her şeye kâdirdir.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    7- Kelâm: Konuşmak; Allâhü Teâlâ’nın harf ve sese muhtaç olmadan konuşması demektir. Kur’ân-ı Kerim, Allâh’ın kelâmıdır.

    8- Tekvîn: Yoktan var etmek, meydana getirmek, yaratmak. Allâhü Teâlâ bütün mahlûkların yaratıcısıdır.

    MELEKLERE ÎMÂN
    Îmânın ikinci şartı meleklere inanmaktır. Melekler nurdan yaratılmış, istedikleri sûret ve şekillere girebilen rûhânî ve latif varlıklardır. Meleklerde erkeklik ve dişilik yoktur. Onlar, emrolundukları şeylerde Allâh’a isyan etmezler. Yorulup usanmazlar. Yemek, içmek gibi ihtiyaçları yoktur. Kimi gökte, kimi yerde, kimisi de Arş’ta vazifelidirler. Sayılarını ancak Allâhü Teâlâ bilir. İçlerinden dört büyük melek, meleklerin peygamberleridir.

    DÖRT BÜYÜK MELEK

    1- Cebrâîl (a.s.): Cenâb-ı Hakk’ın kitaplarını peygamberlere getirmeye, yani vahye memur, Allâh ile peygamberleri arasında bir vâsıta ve elçidir.
    2- Mîkâîl (a.s.): Bir kısım hâdiselerin; meselâ rüzgârların, yağışların ve bitkilerin meydana getirilmesine memurdur. 3- İsrâfîl (a.s.): Sûrun üflenmesi, kıyamet gününün meydana gelmesi, insanların ve cinlerin kıyamette tekrar dirilmeleri hususlarına memurdur.
    4- Azrâîl (a.s.): İnsan ve cinlerden eceli gelenlerin ruhlarını almaya memurdur. Yani, Allâhü Teâlâ’nın emriyle onların canlarını alır. Ayrıca her insanda, 384 vazîfeli melek vardır. Bunlardan, Kirâmen Kâtibîn melekleri insan ne yaparsa onu yazmakla vazifelidirler.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart

    Faydalı paylaşımın için teşekkürler Kuzat ,ALLAH C.C Razı olsun...

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    KİTAPLARA ÎMÂN

    Îmânın üçüncü şartı kitaplara inanmaktır. Cenâb-ı Hak, kendi iradelerini, emirlerini, nehiylerini, hikmetlerini kullarına bildirmek için zaman zaman peygamberlerine kitaplar indirmiştir. Cebrâil (a.s.) vasıtası ile peygamberlere vahiy olarak gönderilen kitap ve suhufun (sayfaların) adedi 104’tür. SUHUF (SAYFALAR): 10 Suhuf ÂDEM Aleyhisselâm’a, 50 Suhuf ŞÎT Aleyhisselâm’a, 30 Suhuf İDRÎS Aleyhisselâm’a, 10 Suhuf İBRÂHÎM Aleyhisselâm’a gönderilmiştir ki, tamamı 100 suhufdur.


    KİTAPLAR:
    1- Tevrat, Mûsâ Aleyhisselâm’a,
    2- Zebûr, Dâvûd Aleyhisselâm’a,
    3- İncil, Îsâ Aleyhisselâm’a,
    4- Kur’ân-ı Kerîm
    , Peygamberimiz MUHAMMED MUSTAFA’ya (s.a.v.) gelmiştir. Kur’ânın gelmesiyle ilk üçünün hükmü kaldırılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm 114 sûre, 6666 âyettir. İki durak arasına bir âyet denir. Kur’ân’ın bir harfi bile değişmemiştir. Dünyadaki bütün Kur’ân’lar aynıdır. Kur’ân-ı Kerim ebediyen Allah’ın himayesinde olup değişmeyecektir.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    PEYGAMBERLERE ÎMÂN


    Îmânın dördüncü şartı peygamberlere inanmaktır. Peygamberler, Cenâb-ı Hakk’ın, dinini; emirlerini, yasaklarını, haberlerini kullarına bildirmek için gönderdiği seçilmiş zâtlardır. Peygamberler insanları, Allâh’a şirk koşmak ve puta tapmak gibi dalâletlerden kurtarmaya, inananları hem dünyada hem de âhirette saâdete erdirmeye vesiledirler. İnsanların akılları gerçek kurtuluş yolunu bulmakta yetersiz olduğundan Hazreti Allâh, kullarının ebedî saadeti ve doğru yolu bulmaları için rehber olarak peygamberler göndermiştir. Peygamberler, Allâh tarafından mûcizelerle kuvvetlendirilmişler; Allâh’ın izni ile onların elinde birçok hârikulâde şeyler meydana gelmiştir.
    İlk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselâm’dır. Yaratılışı itibariyle üstün bir varlık olan insanın, aslı, bazı kimselerin iddia ettiği gibi maymun değil; yine insandır. Esâsen “İnsanın aslı maymundur” diyenlerin bu bâtıl iddiasını, asrımızın inkişâf eden ilmi ve fenni kökünden çürütmüştür. Hiç şüphesiz bilinmelidir ki, bizim aslımız maymun değil; Cennetten gelme ve tertemiz Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havvâ’dır.

    PEYGAMBERLERİN SIFATLARI

    Peygamberler hakkında bilinmesi vâcip ve zarûrî olan sıfatlar beştir.

    1- Sıdk: Peygamberler doğrudurlar. Aslâ yalan söylemezler.
    2- Emânet: Emîndirler. Her hususta kendilerine güvenilir.
    3- Tebliğ: Allâhü Teâlâ’nın emir ve yasaklarını hiç noksansız ve çekinmeden tebliğ ederler.
    4- Fetânet: Son derece akıllı ve zekidirler.
    5- Ismet: Masumdurlar; günah işlemekten uzaktırlar.

    Peygamberimiz Muhammed Mustafâ’nın (s.a.v.) diğer peygamberlerden ayrı beş vasfı daha vardır:

    1- Bütün peygamberlerden efdaldir (üstündür).
    2- Bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  8. #8
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    3- Hâtemü’l-Enbiyâ; peygamberler silsilesinin son halkası, yani son peygamberdir. Ondan sonra peygamber gelmeyecektir.
    4- Bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
    5- Şerîatı, kıyâmete kadar devam edecektir. Kur’ân-ı Kerîm’de isimleri geçen peygamberler: Hazret-i Âdem aleyhisselâmdan Peygamber Efendimize (s.a.v.) kadar peygamberler gönderilmiştir. Gönderilen peygamberlerin yalnız 28 tanesinin isimleri Kur’ân-ı Kerîm’de geçmiştir.

    Kur’ân-ı Kerim’de adları geçen ve bilinmeleri vâcip olan peygamberlerin mübârek isimleri şunlardır:
    1- Âdem 2- İdrîs 3- Nûh 4- Hûd 5- Sâlih 6- İbrâhîm 7- Lût 8- İsmâîl 9- İshâk 10- Yâkûb 11- Yûsuf 12- Eyyûb 13- Şuayb 14- Mûsâ 15- Hârûn 16- Dâvûd 17- Süleyman 18- Yûnus 19- İlyâs 20- Elyesa’ 21- Zülkifl 22- Zekeriyyâ 23- Yahyâ 24- Îsâ 25- Uzeyr* 26- Lokmân* 27- Zülkarneyn* 28- Hazret-i Muhammed Mustafâ (Aleyhimüsselâm)
    * Bazı âlimler bu üç mübârek zâta, evliyâdır, demişlerdir.


    PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) Peygamberimizin Mübârek Ecdâdı: Peygamberimiz’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hz. İsmâil’in sülâlesinden olan Adnân’a kadar babası Abdullah tarafından dedeleri şöyledir: Hz. Muhammed (s.a.v.), Abdullah, Abdülmuttalib, Hâşim, Abdimenâf, Kusay, Kilâb, Mürre, Ka’b, Lüey, Gâlib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Huzeyme, Müdrike, İlyas, Mudar, Nizâr, Me’ad ve Adnân hazretleridir.

    Peygamberimizin annesi Amine tarafından dedeleri: Hz. Muhammed (s.a.v.), Âmine, Vehb, Abdimenâf, Zühre, Kilâb hazretleridir. Peygamberlerin her hususta en üstün, en büyük olanı, şüphesiz bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ (sallallâhü aleyhi ve sellem)’dir. Peygamberimizden evvel gönderilen peygamberlerden çoğu, belli bir topluluğa, bir şehir veya köy halkına gönderilmiştir. Peygamber Efendimiz ise bütün insanlığa, bütün mahlukâta yani, onsekiz bin âlemin tamamına rahmet olarak gönderilmiştir. Onun insanlığa nasıl ve ne büyük bir rahmet olduğunu anlamak için, dünyaya gelmezden evvelki insanlığın haline bir bakmak lazımdır:
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    ...Bilindiği gibi, Peygamberimiz Fahr-i Âlem Efendimiz’in teşrifinden önce bütün dünyada her bakımdan kötülüklerin ve karışıklıkların hüküm sürdüğü bir fetret devri mevcuttu. O günün insanları her türlü bid’at ve sapıklık içindeydi. İnsanlık, hak, adâlet ve medeniyetten uzak, korkunç bir vahşetin girdabına gömülmüştü. Fuhuş ve eşkiyalık, her türlü zulüm ve zorbalık almış yürümüştü. Öyle ki, kimin kime gücü yetiyorsa o, diğerinin malına, canına, ırzına tecavüz ediyor, elinde nesi varsa alıyordu. Hatta bir kısım insanlar hurafe ve bâtıl inançlarla kendi kız çocuklarını çukurlara gömüyor, öldürüyorlardı. Vahşet ve ahlâksızlığa dalmışlardı. Kadının cemiyette hiç değeri yoktu. Para ile alınıp satılabilen basit bir eşya muâmelesi görüyordu. İnsanlar, birbirlerine diş bileyen düşman gruplar halinde kabilelere ayrılmış, kabileler arasında kan davaları almış yürümüştü. İşte böyle bir devirde Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), Mekke-i Mükerreme’de, Mîlâdın 571’inci senesinde Rebîulevvel ayının 12’inci gecesi sabaha karşı dünyayı şereflendirdiler. Peygamberlik silsilesinin son halkası olan Peygamberimiz’in, kırk yaşına girip daha kendisine peygamberlik verilmezden evvel bile, elinde birçok harikalar zuhur etmişti. “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ilâhî emrine tam manasıyla uyduğu için, hayatının her kademesinde sadâkat ve doğruluğun en güzel bir örneği olmuştur. O her türlü riya ve yalandan uzaktı. Devrinde kimse kimseye itimat edemez ve güvenemezken, herkes ona inanıyor, ona itimat ediyor, ihtilafa düştükleri meselelerde onun hakemliğine ve hükmüne razı oluyorlardı. Onu inkâr eden düşmanları bile, onun sadâkat ve doğruluğunu, yalan ve riyadan uzak olduğunu itiraf ederlerdi. Onda gördükleri eşsiz ahlâk ve yüksek seciyeyi takdir eder, ona “Muhammedü’l-Emîn” (Emniyetli Muhammed) derlerdi. İşte, âlemlere rahmet Efendimiz, cihânın böylesine zulmetle dolu olduğu bir devirde gelmiş, bâtıl inançları kaldırmış, imân ve İslâm nûru ile âlemi karanlıktan kurtarmış, insanlığa dünya ve âhiret saâdetinin anahtarlarını vererek, hakîkî medeniyet yolunu göstermiştir. Bugün, İslâm târihini tarafsız şekilde tetkik eden birçok müsteşrik (gayr-i müslim doğubilimcisi) bile, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) yüksek mertebesini, güzel ahlâkını ve insanlık için gerçekten rahmet ve en büyük kurtarıcı olduğunu kabul etmeye mecbur kalmış, ona hayranlık duymaktan kendilerini alamamışlardır. Mahmud Es’ad tarafından tercüme edilen bir eserde meşhur İngiliz filozofu T. Karlayl şöyle diyor:


    “Hazret-i Muhammed (s.a.v.) riyâdan tamamen uzak olduğundan onu severim... Beşerde Hazret-i Muhammed’i (s.a.v.) tartacak bir terazi de yoktur. O, tartılamayacak kadar ağır ve büyüktür.” İnsaf sahibi gayr-i müslimler, Peygamberimize bu derece hayranlık duyar, alaka ve muhabbet gösterirse, onun ümmeti olan bizlerin, ona nasıl bir sevgi ve hürmetle bağlanmamız gerektiğini düşünmek lazımdır. Burada şunu da ilave edelim ki, Peygamberimiz dünyayı şereflendirdikten sonra, daha önce gelmiş Peygamberlerin getirdikleri şeriatların hükmü kalmamıştır. Hakkâniyet ve hükümranlık sadece Kurân-ı Kerîm’e ve bizim Peygamberimize aittir. Onun içindir ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir ara Hazret-i Ömer’in elinde mensuh Tevrat sahifelerinden bir parça görünce ona adeta çıkışarak: “Siz de Yahûdi ve Hıristiyanlar gibi bana verilen nübüvvetten, bana indirilen Kur’ân’dan şüphe ve tereddüt mü ediyorsunuz? Vallâhi, Tevrat kendisine indirilen Mûsa Peygamber (şu anda) hayatta olsa idi, bana tâbi olmaktan başka hiçbir kudreti olamazdı.” buyurmuşlardır. Binaenaleyh, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ve Kur’ân-ı Kerîm’in gelmesiyle İncil ve Tevrat’ın hükmü kaldırılmıştır. Kıyamete kadar hükmü geçerli tek kitapKur’ân-ı Kerîm’dir. Tasarruf ve hükümranlık da, ancak bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya âittir.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  10. #10
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    PEYGAMBERİMİZİ İYİ TANIYALIM


    Dünya ve âhirette şerefli, faziletli ve iyi insan olabilmek, âlemlere rahmet olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) iyi bilmek, iyi anlamak ve ona hakîki ümmet olmakla mümkündür. Bir insan, Peygamberimizi bilmedikten, tanımadıktan, sevmedikten sonra hiçbir şeyle şerefli ve faziletli olamaz. Peygamberimizin adı Muhammed, babasının adı Abdullah, annesinin adı Âmine’dir. Ana rahminde yedi aylık iken babası vefât etmiştir. Mîlâdî 571 senesi Nisan ayının yirminci; Rebîulevvel ayının onikinci (Pazartesi) gecesi sabaha karşı Mekke’de doğmuştur. Doğduğu zaman hiçbir çocuğa benzemiyordu. Ondaki peygamberlik nûru, bakan gözleri kamaştırıyordu. Dört yaşına kadar sütannesi Halîme’nin yanında kaldı. Sonra ailesine teslim edildi. Altı yaşında iken annesi Âmine vefât etti. Dedesi Abdülmuttalib onu yanına aldı. Annesinden iki sene sonra, sekiz yaşında iken dedesi de vefat etti. Bu defa da amcası Ebû Tâlib’in yanında kaldı. Peygamberimizin çocukluk ve gençlik çağları, bekârlık- evlilik devirleri, hâsılı bütün hayâtı hiç bir insana nasîp olmayan fazîlet ve kemâlât ile geçmiştir. Yirmi beş yaşında Hadîcetü’l-Kübrâ vâlidemiz ile evlendi. Hiçbir zaman putlara tapmadı.

    Çocukluğun dan beri onları hiç sevmezdi. Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâm’ın dîni üzere Allâh’a ibâdet ederdi. Zaman zaman Mekke civarında bulunan Hirâ dağına gider, Allâh’ın kudret ve büyüklüğünü düşünürdü. Allâh’ın kendisine tâ ezelde ihsân ettiği aşk ile muhabbet denizine açılır, kalbinde yanan tevhid nûrunun pırıltıları içinde Allâh’ı zikrederdi. Peygamberimiz yine bir gün, Hirâ mağarasında iken Cebrâîl aleyhisselâm Allâh’ın emri ile ona peygamberlik vazîfesini bildirmeye geldi. İnsanlığın kurtarıcısı ve Allâh’ın sevgilisi Hazret-i Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem’e: “Oku!” dedi. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) “Neyi okuyayım” dedi. Cebrâîl (a.s.) Peygamber Efendimiz’i tutup sıktı, sonra bıraktı. Cebrâîl (a.s.) tekrar: “Oku!” dedi. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) “Neyi okuyayım” dedi. Cebrâîl (a.s.) tekrar Peygamber Efendimiz’i tutup sıktı, sonra bıraktı ve üçüncü defa: “Oku!” dedi. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) “Neyi okuyayım” dedi. Cebrâîl (a.s.) tekrar Peygamber Efendimiz’i üçüncü defa tutup sıktı, sonra bıraktı. Böylece Cebrâîl (a.s.) tarafından kendisine mânevî bir ameliyat tatbik edilmiş oldu. Sonra Cebrâîl (a.s.), “Seni yoktan var eden, tedrîcen terbiye edip büyüten, kemâle ulaştıran Rabbinin ism-i şerîfi ile oku.


    O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı. Oku! O çok kerîm olan Rabbinin hakkı için ki, o, kalemle tâ’lîm etti; insana bilmediğini öğretti.” meâlindeki Alak Sûresinin ilk beş âyetini okudu. Böylece Hazret-i Muhammed (sallallâhü aleyhi ve sellem)’e Peygamberlik vazifesi verildi. Kur’ân-ı Kerîm, yirmi üç senede tamam oldu. On üç sene insanları Mekke’de hak yola davet etti. Büyük meşakkatlar ve ızdıraplar çekti. Her şeye sabredip Allâh’ın varlığını, birliğini yaymaya çalıştı. Sonra Medîne-i Münevvere’ye hicret etti. On sene de Medîne’de peygamberlik vazifesini bütün gücü ile yerine getirdi. İnsanlara insanlığı öğretti, medeniyeti belletti. Karanlık gönülleri İslâm’ın nûru ile aydınlattı. Böylece vazifesini tamamladı. Altmış üç yaşında vefât etti.2 İnsanlık âlemine hidâyet rehberi olan Kur’ân-ı Kerîm’i ve sünnet-i seniyyesini tavsiye ve emânet etti. Salât sana, selâm sana ey Allâh’ın Resûlü. Seni hakkı ile bilen ve öven âlemlerin Rabbi Allâhü Teâlâ’dır. Sen Muhammed Mustafâ’sın (sallallâhü aleyhi ve sellem). Sen âlemlere rahmetsin. Bütün insanlar ve cinlerin peygamberisin. Sen Hâtemü’l-Enbiyâ’sın; peygam2 Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatı hicrî takvime göre 63 yıldır. Çünkü hicretten 53 yıl önce doğmuş ve hicretten 10 yıl sonra vefat etmişlerdir. Mîlâdî takvime göre ise hayatı 632-571= 61 yıldır. Aradaki 2 yıl fark, hicrî takvimde bir yıl 354 veya 355 gün, mîlâdî takvimde ise 365 gün olmasındandır.

    Peygberlerin sonuncususun. Senin hakkında “Levlâke levlâk, lemâ halaktü’l-eflâk”3 buyuruldu.
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



Sayfa 1/3 123 SonSon

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •