Seversin dünyayı dolu dizgin ama o bunun farkında değildir, ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak
Nazım Hikmet
Yaşamak en büyük aşkımız. En acılı anlarımızda bile vazgeçmeyiz dünyadan. Dalarız doludizgin yaşamın kucağına. Dünya ise efsunlu güzelliğiyle sürdürürken varoluşunu, habersizdir bu sevgimizden…. Sormam dünyaya beni seviyor musun diye…
Gül, güzelliğinin farkında değildir. Baygın kokusuyla, büyülü renkleriyle salınırken.. Hani dikeni elimi kanatsa da suç bulmam ona. Kasıt yoktur burada. Hayranlığımdan böbürlenmez. Belini kırsam, vazoma koysam yine devam eder güzel olmaya.. Zamanı gelince solar, yerine bir yenisini bırakarak… Gül, beni sevmek zorunda mı? Sormam güle beni seviyor musun diye..
Arı bütün yaz çalışır durur. Ne hizmet ama onunki.! Bilir mi ki, balı başkaları yer? Onun tek derdi, çiçeklerin aşkıyla kokularının peşinden gitmek. Yaşadığı aşkın sarhoşluğu tek sebep! Sormaz arı çiçeğe beni seviyor musun diye…
Yine Nazım usta;‘’yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı ? ‘’ diyor, gülümseyerek…
Yaşamın sihrindeki bu ayrıntıyı gördüm ya, artık küskün değilim ona. Yoksa dünyaya, güle, arıya, elmaya ayıp olmaz mı ?Kahreder miyim artık sevdiklerime? Bir gülüş, bin sevdadır yüreğimde, yaşamın özüdür bende
Yaşamak en büyük aşkımız. En acılı anlarımızda bile vazgeçmeyiz dünyadan. Dalarız doludizgin yaşamın kucağına.
Dünya ise efsunlu güzelliğiyle sürdürürken varoluşunu, habersizdir bu sevgimizden…. Sormam dünyaya beni seviyor musun diye
Gül, güzelliğinin farkında değildir. Baygın kokusuyla, büyülü renkleriyle salınırken.. Hani dikeni elimi kanatsa da suç bulmam ona. Kasıt yoktur burada. Hayranlığımdan böbürlenmez. Belini kırsam, vazoma koysam yine devam eder güzel olmaya.. Zamanı gelince solar, yerine bir yenisini bırakarak… Gül, beni sevmek zorunda mı? Sormam güle beni seviyor musun diye..
Arı bütün yaz çalışır durur. Ne hizmet ama onunki.! Bilir mi ki, balı başkaları yer? Onun tek derdi, çiçeklerin aşkıyla kokularının peşinden gitmek. Yaşadığı aşkın sarhoşluğu tek sebep! Sormaz arı çiçeğe beni seviyor musun diye...
Yine Nazım usta;’yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı ? ‘’ diyor, gülümseyerek…
Yaşamın sihrindeki bu ayrıntıyı gördüm ya, artık küskün değilim ona. Yoksa dünyaya, güle, arıya, elmaya ayıp olmaz mı ?
Kahreder miyim artık sevdiklerime? Bir gülüş, bin sevdadır yüreğimde, yaşamın özüdür bende...
Yine ustayla bitirelim:
’Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da, hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. ’
Ne Tahir sordu, ne Zühre; beni seviyor musun? diye. Sormadan sevdiler delice!..