1534) Ebu'I-Cevzâ şöyle anlattı:

Medine halkı şiddetli bir kuraklıkla karşılaştı Bunu Hz. Aişe'ye anlattılar. Hz. Aişe şöyle dedi:

Rasulullah'ın (s.a.v.) kabrine bakın. Üzerini açık yapın, yeni bir tavanla Örtmeyin. Öyle yaptılar. Öyle bîr yağmur yağdı ki yeşil otlar bitti. Develer karınları ve etleri çatlayıncaya kadar yediler, içtiler. O yıla Fetk yılı (Çatlama yılı) adı verildi.

1535) Said İbn Abdülaziz şöyle dedi:

Eyyamu'l-harre (Harre günlerinde Rasulullah'ın (s.a.v.) mescidinde üç defa ezan okunm-ıdı ve kamet getirilmedi. Said Ibnu'l-Museyyeb mescidden ayrılmadı. O, namaz vaktini ancak Rasulullah'ın (s.a.v) kabrinden duyduğu bir fısıltıyla anlıyordu.

1536) Ebu Bekr el-Minkarî şöyle anlattı:

Ben, et-Taberanî ve Ebu'ş-Şeyh Rasulullah'ın (s.a.v.) Harem'in-deydik Açlıktan dolayı İnze birşeyler olmuştu. O günü öylece geçirdik. Yatsı olunca, Rasulullah'ın (s.a.v.) kabrine gidip:

-Ya Rasulellah! Açız, açız, dedim ve ayrıldım.

Ebu'ş-Şeyh bana:

-Otur, ya rızık gelir \a da Ölürüz, dedi.

Ebu'ş-Şeyh'le ben yatıp uyuduk. et-Taberanî birşey düşünerek o-turuyordu. Kapıya bir alevî gelip kapıyı çaldı. Yanında, her biri*nin elinde içinde birçok şeyin bulunduğu büyük bir sepet bulunan iki köle vardı. Oturup karnımızı doyurduk. Artanları kölenin alıp götüre*ceğini zannettik. Köle çekilip gitti. Artanları bize bıraktı. Yiyecekleri bitirince, alevî şöyle dedi:

-Siz Rasulullah'a halinizi arzettiniz mi Çünkü ben rüyamda Ra-sulullah'ı gördüm. O da bana size birşeyler getirmemi emretti