158- Muâz b. Fadâle bize anlatarak dedi ki: Hişânı b. Ebî Abdillah ed-Destivâî bize Yahya b. Ebî Kesîr'den, o Ebû Seleme'den, o Ebû Hüreyre'den (ra) şöyle dediğini nakletti:
Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Namaz için çağrı yapıldığı zaman şeytan yellenerek ezanı duyamayacağı kadar uzağa çekilir. Müezzin sustuğunda geri gelir. Namaza kamet getirildiğinde tekrar dönüp çeki*lir. Kamet bittiğinde tekrar gelir. Sonunda kişi ile kendi arasına girer ve "Şunu hatırla, bunu hatırla" diyerek aklında olmayanları söyler. Tâ ki adam, kaç rekat kıldığını bilemez olur. Sizden biri üç mü dört mü kıldı*ğını bilemezse, kâdede iken iki (sehiv) secdesinde bulunsun.

Şerh

Tâ ki kişi kaç rekat kıldığını bilmez olur" ifadesiyle ilgili folarak söz konusu şüphe ve tereddüdün sehiv secdesi gerektirip gerektirmeyeceği noktasında muhaddisler arasında rivayet farklı*lığından kaynaklanan görüş farklılığına yol açtığı bilinmektedir. Tercih edi*len görüş, kişinin kaç rekat kıldığını bilmemesi hâlinde son kâdede sehiv secdesi yapması gerektiğidir.

Hüküm

Sehiv secdesinin sebeplerinden biri de kaç rekat kıldığını yakinen bile*memektir. Bir kimseye rekatlarda şüpheye düşüyorsa, galip olan kanâatına göre namaza devam eder. Üç veya dört rekattan hangisi hakkındaki kanâati ağır basıyorsa onu tercih eder.
Namazda şüphelenip kaç rekat kıldığı konusunda kesin bir kanâate va*ramayan kimse en az rekatı esas alarak namazına devam eder. Çünkü en azı hakkındaki kanaati kesindir. Sehiv secdesi yapması ise ihtiyat gereğidir.

Ders

Şeytanın namaz esnasındaki faaliyetleri zirveye çıkar. Kula aklında hiç olmayan şeyleri hatırlatmaya çalışarak onu namazından etmeye, huşu ve ihlâsının zedelemeye çalışır. Bu gibi hâllere düşmemek için kişi namaz üze*rinde yoğunlaşman, kendisine Rabbini ve namazı hatırlatacak şeyler üzerin*de yoğunlaşarak vesvescci şeytanın şerrinden Allah'a sığınmalıdır.