Onun (asm) duâsıyla yağmurun yağması
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın envâ-ı mu’cizâtından bir nev-i azîmi, duâsıyla zâhir olan harikalardır. Evet, şu nevî, katî ve hakikî mütevâtirdir. Cüz’iyat ve misâlleri o kadar çoktur ki, hesap edilmez. Misâllerin çokları var ki, onlar da mütevatir derecesine çıkmışlar. Belki tevatüre yakın meşhur olmuşlar. Bir kısmını öyle imamlar nakletmiş ki, meşhur mütevatir gibi katiyeti ifade eder. Biz şu pek çok misallerinden, tevatüre yakın ve meşhur derecesinde münteşir bazı misalleri, numune olarak ve her misalin de birkaç cüz’iyâtını zikredeceğiz.
Birinci Misâl: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yağmur duâsı tevatür derecesinde ve çok defa tekrar ile, daima sür’atle kabul olması, başta İmam-ı Buharî ve İmam-ı Müslim, eimme-i hadis nakletmişler. Hattâ bazı defa, minber-i şerif üstünde yağmur duâsı için elini kaldırıp, indirmeden yağmış.
Sabıkan zikrettiğimiz gibi, bir iki defa ordu susuz kaldığı vakit bulut geliyordu, yağmur veriyordu. Hattâ, nübüvvetten evvel, cedd-i Nebî Abdülmuttalib, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın küçüklük zamanında mübarek yüzüyle yağmur duâsına giderdi. Onun yüzü hürmetine gelirdi ki, o hadise Abdülmuttalib’in bir şiiriyle iştihar bulmuş.
Hem vefat-ı Nebevîden sonra, Hazret-i Ömer, Hazret-i Abbas’ı vesile yapıp demiş: “Yâ Rab, bu Senin habibinin amcasıdır. Onun yüzü hürmetine yağmur ver.” Yağmur gelmiş.
Hem İmam-ı Buharî ve Müslim haber veriyorlar ki: Yağmur için duâ talep edildi. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm duâ etti. Yağmur öyle geldi ki, mecbur oldular: “Aman duâ et, kesilsin.” Duâ etti, birden kesildi.
Mektûbât, s. 143-44