***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Düşünceye Ket Vuran Popüler Kültür...
Düşünceye Ket Vuran Popüler Kültür...
Günümüz gençliği için "özgür ve özgün düşünce" önündeki en büyük engel şüphesiz popüler kültür ve dayatmalarıdır.
Giyim kuşam/konumşa/yürüme/dinleme/kavramlar/değerler ve dahası üzerine yapılan tüm reform hareketleri bizi tek düze bir hayat biçimine yönlendirmektedir.Bunun sonucunda ise,düşünmeyi,akletmeyi,seçmey i,kişiliğini yansıtmayı bilmeyen daha da kötüsü bundan rahatsızlık dahi duymayan bir toplum oluşmaktadir.
Bu ilkelerin başlıcalarını hayatın her alanında rahatlıkla görmekteyiz.
Birbiriyle marka yarışına girmiş çocuklar yaşamımızın çokta kuytularında değillerdir mesela,aslında kültürümüze çok uzak olan ilginç giyim tarzları ve saç şekilleri,ruhunu kendi ruhlarına geçirdiklerini iddia ettikleri müzik türleri,insani ifadenin en önemli unsuru olan dil üzerindeki popüler yozlaşmalar ve dahasi..
Popüler kültür,çağdaşlık zamana ayak uydurma söylemlerini, değerlerinden ödün verme ve günün tabiri ile eskiyi "ötekileştirme" olarak kullandıkları çok açık görülmektedir.
Bundan yara alanlar ise malesef oldukça fazladır.
Konu üzerindeki en etkin görev ise "medya"ya düşmektedir.
Gerek televizyon kanalları,gerek yazılı basın ve hatta kitaplar sürekli düşüncelere ket vuran,tek doğruyu,tek güzeli ,tek olunabileceği empoze etmeyi kendine görev bilmiş bir biçimde gündemde tutmaktadırlar.
Aslında insanlara "gündemde olandan olma" şartlanmışlığı yapılandırdığımız bir çok şeyle birlikte kök salmıştır.
İlk devlet okullarını kuran Komünizm sisteminin en kalıcı miraslarından biri olan tekdüze eğitim sistemi bunun en bariz örneklerindendir.
Yıllar boyu herkes aynı şeyi bilmeye,öğrenmeye,düşünmeye sürüklenirken popüler kültürde işin magazinsel boyutunu üzerine almıştır.
Bu bakış açısı ile gelişen toplum ise bu gün üniversite diplomasını "etiket" olarak kullanmayı kendine hak bilmiştir.
Çağdaş okullarımız ise sürekli kendi siyasi bakışını, kendi (gözlüğüyle baktığı) tarihi aktarımını,müfredat dışına çıkmaksızın (8 yılı resmiyetle) mecburi bir düsturda özgür düşünceye nasıl set çektiğini gözlerimiz önüne sermektedir..
Öyleki bu sistemin kemikleşmiş hali sonucu dış bir göz ile "bu kişi bu okulun mezunu" tahminini dahi yürütebileceğimiz bir zamana gelinmiştir.
Tüm bunlar dışında "popülerlikten" nasibini almış farklı guruplarda vardır.
Değişimlerin bir bir içimize sızdığı zamanların ürünü ve son yirmi yılın hafızamıza kattığı bir olgu olan "yeşil pop" gibi.
Ne olup olmadığını bilmeden kullandığımız,kimilerinin "bir şeyi yeşile boyayarak İslamileştirebileceklerini" düşündükleri dönemin meyvelerinden biridir..
Biraz düşünenler, bunun hiç de böyle olmadığını anlamışlar, lakin bir çok konuda zaten olan olmuştur.
Görünen o ki toplum yoğun bir şekilde asimilasyon bombardımanındadır,oysa ki uyanıp mukavemet gösterirsek hakikatte şeytanın tuzakları çok basittir...
"İleri-geri" kavramının içini Müslüman olmayanların doldurdukları bir zamanda popüler olana ayak uydurma sevdası,bizi kimliğimiz dışına itecek,düşündüğümüz gibi yaşamadığımız için yaşadığımız gibi düşünen "sürü"ler haline getirecektir.
Tekrar yol gösterici olmanın ve düşünce özgürlüğüne ulaşmanın ilk şartı ise sanırım bu geri kalmanın nedenlerini bilmektir.
Daha sonra ise bunlar tasnif edilip içimizdeki eksiklikler giderilmelidir...
O halde Müslüman toplumlar geri kalmamıştır ,batı toplumu da ilerlememiştir kanaatimce.
Ki İslami hayat daireseldir yani döngüseldir Allah'a kavuşmak "inna lillah ve inna ileyhi raciun" dur.
Bu nedenle bir sona ulaşma değil bir başa dönme yani "ol" kelimesi olma tecessusu ile yaşar müslüman.İman ettikleri doğrultusunda da "çağdaş"lık uğruda iskeletine batı güdümünde ki modern düşünce insanını giydirmez..
Çünkü ne olursa olsun özü ile haşr olacaktır!
Batı insanı ise ilerlemeci çizgisel bir anlayışta yaşar ve devamlı ilerleyeceği zannı ile harab eder kendini işte günümüz batı felsefesinin islam felsefesine dönmesinin sebebi de budur.
Ve İşte bu noktada kıyas yaparsak ileri geri anlamında İslam toplumu her zaman batı toplumunun geliştirdiği hayat medeniyetinin üstündedir.
Çünkü düşünmeyi/kendimiz olmayı unutturan çağdaşlık bize göre bir "medeniyet" değildir...
D.S. Dergisi/Şubat Sayısı-2009
Sakarya
Kayıp YazıLar