GAFLETİN SONUCU
Önceki bölümlerdeölüm
insana yaşadığı sürece kendini hatırlatır demiştik. Ya bu hatırlatmalar ona fayda verir ve birtakım konuları tekrar gözden geçirmesi
hayata ve olaylara bakış açısını yeniden düzenlemesi gerektiğini ciddi bir şekilde düşünmeye başlar. Ya da sözünü ettiğimiz savunma mekanizmaları devreye girer
kalbinin ve gözünün önündeki gaflet perdesi günden güne daha da kalınlaşmaya başlar.
İşte inkarcıların bir kısmının yaşlanıp ölüme iyice yaklaştıkları haldeölümü büyük bir sakinlikle
akılsızca bir rahatlıkla beklemeleri bu perdenin kalınlığının had safhaya ulaştığının göstergesidir. Çünkü ölüm onlara artık yalnızca güzel ve tatlı bir uykuyu
huzur ve sakinliği
ebedi bir rahatlığı çağrıştırmaktadır.
Oysa onları yoktan var edip yaratansonra öldürüp tekrar diriltecek olan Allah onlara azapla geçirecekleri ebedi bir hayatı
ebedi bir pişmanlığı ve mutsuzluğu vaat etmiştir. Onlar da bu gerçeği
tam ebedi uykuya dalacaklarını sandıkları ölüm anında bizzat görürler. Çünkü
ölümün bir yok oluş olmadığını
aksine kendileri için azapla dolu yeni bir dünyanın başlangıcı olduğunu anlarlar. Canlarını alan ölüm meleklerinin dehşet verici görüntüsü
o büyük azabın ilk habercisidir. Bu nedenle Kuran'da
ölümden sonraki yaşamı reddeden inkarcılardan söz edilirken "Öyleyse melekler
yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?" (Muhammed Suresi
27) denir. Bu anda
inkarcıların ölümden önceki küstah ve kibirli tavırları yerini dehşet
pişmanlık
çaresizlik ve sonsuz bir acıya bırakır. Kuran'da
bu durum şöyle anlatılır:
Dediler ki: "Biz yer (toprağın için) de yok olup gittikten sonragerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?" Hayır
onlar Rablerine kavuşmayı inkar edenlerdir. De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği
hayatınıza son verecek
sonra Rabbinize döndürülmüş olacaksınız." Suçlu-günahkarları
Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz
gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir
salih bir amelde bulunalım
artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen. (Secde Suresi
10-12)