Ömrüm boş şeylerle geçti, ah yazık!
Yarını hiç düşünmedim, ah yazık!
Hep hevaya bina kurdum, şaşkınca,
din temeli çürük oldu, ah yazık!
Afvı sonsuzdur diyerek, pek azdım,
(Kahhar) ismini unuttum, ah yazık!
Daldım günaha, yapmadım hiç hayır
niçin doğru yoldan saptım? Ah yazık!
Mal için, makam için hep uğraştım,
sonsuz nimetlerden oldum, ah yazık!
Yol bozuk ve karanlık, önde şeytan,
günah ağır, ağlarım hep, ah yazık!
Hesab defterimde yok bir iyilik,
nasıl kurtulur bu Garib? Ah yazık!
(alinti)

Müjdeler duymaktayım yükselen bütün seste,
Üstünde okyanusun kokusu her nefeste...
Buz tutmuş okyanus ki, dalgası duyulmuyor.
Allah' ım ne büyük aşk, seyrine doyulmuyor.
Ruhumuzdan sel akar, kurak çöllere inat,
Ebediyete teslim zerre zerre kainat...
Kul olmak, kul olmak ki işte en büyük gaye,
Lale ve çiçeklerle bezenmiş büyük paye.
Eteğine sarılıp gidene yoktur elem,
Rabbime giden yol bu, anlasın bütün alem.
İhlas kurtarır bizi faniliğin yasından,
Sevilenler elbette altun kol halkasından...
Eğilsin bütün alem secdelere eğilsin,
Visâle giden yolcu bil ki yalnız değilsin.
Elbette güneş doğdu, görene selam olsun,
Nur dolu şu nakışı Ören'e selam olsun!...
Kurtuluş rüzgârı bu, bir meltem gibi esen,
Ufuklarda bir ziya, ufuklarda bir desen.
Râyihalar saçılsın ki müjde anıdır bu an,
Tepemizde uçuşur bütün zaman ve mekân.
Ufuktaki süvari bir sır gibi koşuyor,
Lâl olmuş diller suskun , gönüller konuşuyor.
Uyuyan beşeriyet Sen' de hayat bulacak,
RESÛLULLAH 'ı seven elbette kurtulacak..
(alinti)
Uyan sevdiğim gençlik, bütün ümmîdler sende,
Uyan ey Anadolu, ey azîzler diyârı!
Asr-ı se’âdetdeki adâlet, yeryüzünde,
yeniden te’sîs olsun, gelsin islâm behârı,
Ceddinin torunusun o kan damarındadır,
İstersen neler olur, rûhları yanındadır.
Resûlullahın aşkı, kalbinde, kanındadır.
O senden yüz çevirmez, ara hakîkî yârı!
Sarıl güzel dînine, şerî’atı ihyâ et!
Sünnetin ışığında, gitsin, yok olsun zulmet.
Doğsun islâm güneşi ve hakîkî se’âdet,
yeniden zuhûr etsin, budur islâm şiârı!
(alinti)