Sarılıkkandakibilirubin düzeyinin artması sonucu deri ve mukozaların sarı renk alması durumudur. Bir belirti (semptom) olup çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir; tek bir hastalığa işaret etmez.
Sarılık ortaya çıkış nedenine göre 3'e ayrılır:Sarılık mekanizması
- Pre-hepatik (Karaciğer öncesi nedenler)
- Hepatik (Karaciğere ait nedenler)
- Post-hepatik (Karaciğer sonrası nedenler)
Bilirubin alyuvarlara rengini veren ve oksijen taşınmasını sağlayan hemoglobin maddesinin parçalanması sonucu oluşur. Kanda dolaşım ömrü dolan yaşlı alyuvarlar ölünce hücrenin içeriğindeki hemoglobin açığa çıkar; hemoglobin karaciğerde bilirubin maddesine dönüştürülerek karaciğerden safraya atılır.
Örneğin karaciğerde bir fonksiyon bozukluğu söz konusu olduğunda bilirubin safraya atılamaz ve kandaki miktarı artar. Dokularda (deride) birikmesile sarılık oluşur.
Bilirubin maddesinin kanda arttığı alyuvar yıkım anemilerinde '(pre-hepatik nedenler)(örneğin kan uyuşmazlığına bağlı yeni doğanın sarılığı)safra kesesi taşlarının safra akımını engellemesi (post-hepatik) nedeniyle de sarılık tablosu ortaya çıkabilir. Sarılığın en önemli nedenlerinden biri hepatitlerdir ve bulaşıcı sarılık denince aklımıza viral hepatitler gelmelidir.
Bu maddede yazılanlar yalnızca bilgi verme amaçlıdır; doktor uyarısı ya da önerisi yerine geçmez.
Hepatit karaciğerin iltihabıdır.Hepatitlerin çoğu virüslere bağlı olmakla beraber ilaçlartoksik maddeler
radyasyon
bağışıklık sistemindeki bozukluklar gibi farklı nedenlere bağlı olabilir Halk arasında
viral hepatitle
sarılık karıştırılır ve her sarılık " viral hepatit" zannedilir. Halbuki sarılık bir hastalık değil belirtidir. Birçok hastalık
sarılık belirtilerine neden olabilir. Örneğin
ana safra kanallarında taş olması sarılığa neden olabilir. Ancak viral hepatit'le hiçbir ilgisi yoktur ve bulaşmaz. Yeni doğanlarda rastlanan sarılığı da hepimiz biliriz. Bu tür sarılığın da "viral hepatit"le bir ilgisi yoktur ve bulaşmaz..
Hepatite yol açan AB
C
D
E virüsleri yanısıra daha az sıklıkta farklı virüslerde vardır. A ve E virusları dışkı ile atılırlar. A virusu ile oluşan bulaşıcı sarılıkta hastanın dışkısı
sarılığın ortaya çıkışından 2 hafta öncesi ile 1 hafta sonrası çok bulaşıcıdır. Bu viruslar ile oluşan hepatitler esas itibariyle
virus taşıyan dışkı ile kirlenmiş su ve besin maddelerinin (sebze ve meyvalar) ağızdan alınması sureti ile bulaşırlar. Virusla kirlenmiş yüzeylere temas etmiş ellerin ağıza değdirilmesi de kişisel bulaşmada ve virusun yayılmasında çok önemlidir. B ve C virusları ise
başlıca
kan yoluyla (kan ve kan ürünlerinin alınması
mikroplu enjektör ve iğnelerinin kullanılması
ortak jilet veya diş fırçası kullanımı
akupunktur
diş tedavisi---) ve cinsel ilişki suretiyle bulaşırlar. Hastalığın
bu virusları taşıyan anneden bebeğe geçişi de mümkündür.
En sık rastlanan belirtilerhalsizlik
iştahsızlık
mide bulantısı
karnın sağ üst kadranında ağrı
derinin ve gözakının sararması ve idrarın koyulaşmasıdır. Kısa süren ateş olabilir.Hastaların bazıları enfeksiyonu sararmadan halsizlik eklem ağrıları ve hafif ateş ile gripal enfeksiyon tarzında geçirirler.
A ve E hepatit enfeksiyonları tam şifa ile iyileşirkenB
C hepatitler ise kronikleşebilirler.Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde hepatit B hala önemli bir sorundur. Ülkemizde hepatit B oranı bölgelere göre değişmekle beraber % 10 civarındadır.Gelişmiş ülkeler de ise aşı sorunu çözüldüğü için bu oran çok azdır.Hepatit C nin aşısı henüz yok.Hepatit B ve C hastalarının bir kısmı kronikleşebilmekte ve siroz
ileri dönemde karaciğer kanserine dönüşebilmektedir.Hepatit C nin toplumumuzdaki yaygınlığı çok düşüktür. bu nedenle C virusu hepatiti bireysel açıdan tehlikeli bir hastalık olmakla beraber toplumsal açıdan fazla tehlike arzetmiyor. C virusu hepatiti özellikle hemodiyaliz hastaları ve sık sık kan nakli yapılan hastalar için ciddi bir tehlike oluşturabilir
Hepatit B enfeksiyonu geçirenlerin bir kısmı tam olarak iyileşememekte ve taşıyıcı kalmaktadırlar. B virusu taşıyıcısıhasta olmasa bile
kanı ve diğer vücüt sıvıları ile hastalığı başkalarına bulaştırabileceğini bilmelidir. Kan vermemeli ve korunmasız (kondom.) olarak
bağışık olmayan veya aşılanmamış kişilerle cinsel ilişkiye girmemelidir . B virusu hepatitine karşı
aşı ( ve / veya gerektiğinde HB immunglobulin ) ile
etkin biçimde korunmak mümkündür. Aşı yüksek oranda (%95 )bağışıklık sağlar. Bu bağışıklık en az 5 yıl devam eder. Hepatit B aşısı çok güvenilir bir aşıdır Akut hastalıkta özel bir tedavi yoktur. Hastaya sindirimi kolay yiyecekler verilir. Yağı az yiyecekler önerilir. Üzüm
bal gibi glikozdan zengin besinlerin mönüde yer alması uygundur. Hasta istirahat ettirilir. Akut hastalık genel olarak 4-6 haftada kendiliğinden iyileşip şifa ile biter.Kronik hepatitlerde ise aktivasyon derecesine ve enzim seviyelerine göre tedaviler uygulanmaktadır.Bu yönde gelişmeler hızla ilerlemektedir