Hz. Abdullah bin Huzâfe, Peygamber Efendimizin Islâma dâvet mektubunu Kisrâya vermekle vazifesini yerine getirmisti. Bu sebeple, saraydan çikartilir çikartilmaz hemen binegine atlayarak Medine yolunu tuttu.

O sirada Kisrânin öfkesi bir nebze dinmis olacak ki, onu bulup getirmelerini adamlarina emretti. Ancak, Hz. Abdullah çoktan oradan uzaklasmisti.

Medine’ye gelen Hz. Abdullah, Peygamberimizin huzuruna çikti. Olup bitenleri haber verdi. Peygamberimiz ellerini kaldirarak Kisrâya söyle beddua etti:

“Yâ Rabbi! Nasil o benim mektubumu parçaladi, Sen de onu ve onun mülkünü parçala!”1

Bu bedduanin tesiriyledir ki, Kisrâ Perviz’in oglu Sireveyh hançer ile onu parçaladi. Sa’d Ibni Ebî Vakkas Hazretleri ise, Iran saltanatini param parça etti. Sasaniye devletinin hiçbir yerde sevketi kalmadi.2