Ümmü Habibe’nin Peygamberimize nikâhlanisi

Ümmü Habibe (r.a.), Kureysin reisi Ebû Süfyan’in kizi idi. Dininin gereklerini serbestçe yasayabilmek için kocasi Ubeydullah bin Cahs ile Mekke’den Habesistan’a hicret etmisti. Ubeydullah, sonradan Hiristiyanliga girdigi halde, Ümmü Habibe sebât etmisti. Bir müddet sonra da Ubeydullah ölünce dul kalmisti. Bu esnada rüyâsinda Ubeydullah’in kendisine “Ey Ümmü’l-Mü’minin” diye seslendigini görmüstü. Bunu da Hz. Resûlullahin kendisi ile evlenecegi seklinde te’vil etmisti.2

Arap kadinlari dengini bulmadikça evlenmezlerdi. Hz. Ümmü Habibe de gurbet diyarinda dengini bulup evlenemediginden zor bir durumda kalmisti. Böyle, dini ugrunda vatanindan uzak ve akraba ve taallûkatindan ayri olarak kimsesiz kalan serefli bir kadinin taltifi elbette gerekiyordu. Bunun için de Resûl-i Ekrem Efendimiz onunla evlenmeye talib olmustu.

Peygamberimiz bunu gerçeklestirmeyi Necasîden istemisti. Necasî de Efendimizin bu arzusunu yerine getirip Hz. Ümmü Habibe’yi ona nikâhladi.1

Hz. Resûlullahin, Hükümdar Ashame’den bir arzusu da Müslüman muhacirleri Medine’ye göndermesi idi. Ashame, bu istegi de yerine getirdi. Baslarinda Hz. Câfer’in bulundugu muhacirleri gemilere bindirerek Medine’ye gönderdi.