***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Islâm ordusunun Medine’den ugurlanisi
Islâm ordusunun Medine’den ugurlanisi
Üç bin kisilik Islâm ordusu bir vücud haline gelmis, harekete hazir bekliyordu. O sirada Peygamber Efendimiz beyaz bir sancak baglayip komutan Hz. Zeyd’e verdi ve “Hâris bin Umeyr’in öldürüldügü yere kadar gidiniz. Orada bulunanlara Islâmi teklif ediniz. Kabul ederlerse ne âlâ! Etmezlerse Allah’in yardimina güvenerek onlarla çarpisiniz!”1 diye emretti.
Bu tavsiyeden bile, Islâm ordusunun intikam duygusundan uzak, Islâmi teklif etmek gibi ulvî bir gayeyle yola çikarildigini pekâla anlamak mümkündür.
Mücahidleri ugurlamaya Resûl-i Ekremle birlikte bir çok Müslüman da Seniyyetü’l-Veda’a (Veda’ Yokusuna) kadar gelmisti. Resûl-i Ekrem burada durdu ve mücahidlere su emir ve tavsiyelerde bulundu:
“Ben, size Allah’in emirlerini yerine getirmenizi, yasaklarindan uzak kalmanizi, Müslümanlardan yaninizda bulunanlara karsi hayirli olmanizi ve iyi davranmanizi tasviye ederim.
“Allah yolunda Allah’in ismiyle savasiniz!
“Ahde vefâsizlik göstermeyiniz!
“Küçük çocuklari öldürmeyiniz!
“Kadinlari, yaslanmis pir-i fânileri katletmeyiniz!
“Agaçlari kesip yakmayiniz!
“Evleri yikmayiniz!
“Orada, Nasranîlerin kiliselerinde, halktan uzaklasmis, kendilerini tamamen ibâdete vermis bir takim kimseler bulacaksiniz. Sakin onlara dokunmayiniz!”2 Peygamber Efendimiz (a.s.m.) sonra, ordunun komutani Hz. Zeyd bin Hârise’ye de sunlari emretti:
“Müsriklerden düsmaninla karsilastigin zaman, onlari üç husustan birine dâvet et! Hangisini kabul ederlerse, onlara dokunma. Sonra onlari Muhacirler yurdu olan Medine’ye hicrete dâvet et! Dâvetine icabet ederlerse, Muhacirlerin sahip olduklari haklara kendilerinin de sahip olacaklarini ve onlarin mükellef bulunduklari vazifelerle kendilerinin de mükellef olacaklarini bildir!
“Eger, Müslüman olup yurtlarinda oturmayi isterlerse, Müslümanlarin göçebe Araplar gibi olacaklarini ve onlar hakkinda uygulanan Ilâhî hükmün, kendileri hakkinda da uygulanacagini, harp ganimetlerinden kendilerine bir sey verilmeyecegini ve ganimetten ancak Müslümanlarin yaninda muharebe etmis olanlarin faydalanacaklarini haber ver!
“Eger, Müslüman olmaya yanasmazlarsa, onlari cizye vermeye dâvet et! Onlardan, bunu kabul edenlere dokunma!
“Cizye vermeye de yanasmazlarsa, Allah’in yardimina siginarak onlarla çarpis!
“Eger, muhasara ettigin kale veya sehir halki, kendilerini Allah’in hükmüne göre teslim almani senden isterlerse, onlari Allah’in hükmüne göre teslim alma! Fakat kendi hükmüne göre teslim al! Çünkü sen, Allah’in, onlar hakkindaki hükmüne isâbet edip etmeyecegini bilemezsin!
“Eger muhasara ettigin kale veya sehir halki, senden, kendileri için Allah’in ve Resûlunün emânini isterlerse, sen, onlara Allah ve Resûlü adina emân verme! Fakat kendi emânini, babanin emânini ve arkadaslarinin emânini ver. Çünkü, siz kendinizin ve babalarinizin vermis oldugu emân sözünü bozacak olursaniz, bu, Allah ve Resûlü adina vermis oldugunuz emân sözünü bozmanizdan, sizin için günahça daha hafiftir.”1
Bu emir ve tavsiyelerinden sonra Resûl-i Kibriyâ Efendimiz mücahidlerle vedalasti. Orduyu ugurlamak için gelen Müslümanlar da, “Allah, sizleri her türlü tehlikeden korusun, yine sag salim geri çevirsin” diyerek duâ ettiler.
Medine’ye dönen Resûl-i Kibriyâ Efendimizi ise, Abdullah bin Ravâha (r.a.) söyle selamladi:
“Geride kalan hurmalikta kendisine vedâ ettigim zâta; o, en hayirli ugurlayiciya, en hayirli dosta selâm olsun!”1
Artik, Islâm ordusu göz ve gönül yaslari arasinda Medine’den ugurlanmisti. Hz. Fahr-i Âlemin bizzat kendi eliyle verdigi beyaz sancak baslar üzerinde ihtisamla dalgalaniyordu. Sinedeki yürekler, Hz. Resûlullahin sundugu sözler, verdigi öz ve ruh ile atiyordu. Çölün saf, uçsuz bucaksiz sinesine süzülen bu mücahidler kimlere ve hangi diyara gidiyordu? Görünüse bakilirsa Suriye hududunda bulunan reisligini Sürahbil bin Amr’in yaptigi beylikle hesaplasmaya gidiyordu. Fakat, hayir! Bu, isin sadece dis görünüsü idi. Hakikatte ise, koca bir Bizans Imparatorlugunun gururlu, kibirli ordusuyla hesaplasmaya gidiyordu