***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Cevap: Tabiattaki,çogalma tesadüfi midir?
Adeta bu adada n%u00FCfus yogunluklarini %u00F6l%u00E7mektedirler. B%u00F6ylece foklardaki n%u00FCfus patlamasi %u00F6nlenmektedir. Foklardaki bu program %u00E7ok uzak bir zamanda ortaya %u00E7ikabilecek bir a%u00E7lik tehlikesine karsi tedbir almalarini emretmektedir sanki.
Bir baska misal verelim: Kanada'da Suparior g%u00F6l%u00FCnde bir Royale adasi vardir. Adada 600 bas Moose denen %u00E7ok iri c%u00FCsseli bir geyik (ortalama 800 kilo) t%u00FCr%u00FC yasar. 24 sene kadar evvel g%u00F6l donunca Ontario'dan 19 ila 21 hayvandan ibaret bir kurt s%u00FCr%u00FCs%u00FC adaya ge%u00E7mistir. Dave Mech, Philip C. Shelton, 10 sene s%u00FCren bir arastirma ile geyiklerle kurtlarin iliskilerini izlemislerdir. Ada ormanlarini bir felaket halinde tahrip eden geyik s%u00FCr%u00FCs%u00FCn%u00FCn sayisi kurtlar geldikten sonra hizla azalmis ve bug%u00FCnk%u00FC 600 bas hayvan civarinda duralamistir. Kurtlar bilindigi gibi sosyal organizasyonu kuvvetli ve zeki hayvanlardir. Belirli usullerle idare edilirler. Adada iki ayri s%u00FCr%u00FC halinde dolasirlar. B%u00FCy%u00FCk s%u00FCr%u00FC 15 ila 17 fertten meydana gelmistir. Cinsel hayatlari yakindan takip edilmistir. %u00C7iftlesme olmaktadir: Fakat 10 senedir, s%u00FCr%u00FCye bir tek yavru eklenmemis bulunmaktadir. S%u00FCr%u00FCn%u00FCn sayisi 21-22'nin %u00FCst%u00FCne %u00E7ikmamistir. Her kurdun hayat sahasi bir mil karedir. Geyiklerin sayilari ise 600'de karar kilmistir. S%u00FCr%u00FCn%u00FCn yillik yavru sayisi 225 kadardir. Kurtlar yalniz yaslilari, hastalari, sakatlari ve k%u00FC%u00E7%u00FCk yavrulari avlamaktadirlar. Ve her iki-%u00FC%u00E7 g%u00FCnde bir, tek hayvan avlayarak denge bozmamaya titizlikle dikkat etmektedirler.
Aslanlarin belirli gruplar halinde sosyal hayatlari malumdur. Annelik, yavrulari korumak, bakma hisleri %u00F6rnek denecek m%u00FCkemmeliyettedir. Fakat %u00E7evrede beslenme imkanlari k%u00F6t%u00FClesmeye baslayinca beslenme hakki yalniz hayatiyetini s%u00FCrd%u00FCrecek g%u00FC%u00E7te olanlarindir. %u00D6z anasi dahi yavrusunu bir pen%u00E7e darbesi ile uzaklara firlatir. Bir deri, bir kemik halinde s%u00FCr%u00FCy%u00FC takip eden ve nihayet %u00F6l%u00FCnceye kadar yalvardigi halde pay alamayan %u00E7ocuklarina asla kulak asmaz ve %u00E7ogalma fonksiyonunu koruyabilecek sekilde disiler ayakta kalir.
Canlilarda %u00E7ogalmayi kisitlamanin bir baska yolu daha vardir: Koku!...
Farelerin n%u00FCfus yogunlugu bir dereceye ulasinca erkeklerin pisliklerinden bir koku %u00E7ikmaya baslar. Ve bu koku disileri kisirlastirir. Gebe bir fare kafesine bir yabanci erkek sokulsa degisik koku nedeniyle F%u00F6t%u00FCs'%u00FCn rahim i%u00E7indeki gelismesi durmakta veya d%u00FCs%u00FCkle sonu%u00E7lanmaktadir.
Un b%u00F6ceklerinde de b%u00F6yle bir mekanizma islemektedir. Unun graminda larva sayisi ikiye %u00E7ikinca %u00E7ogalma durur. Kurbaga tetartlarinin kaynastigi bir su birikintisine bir tetart saliverilse k%u00FC%u00E7%u00FCklerin hemen yemekten kesildikleri ve kisa s%u00FCrede %u00F6ld%u00FCkleri g%u00F6r%u00FCl%u00FCr. 120 litre suda bir b%u00FCy%u00FCk tetart alti k%u00FC%u00E7%u00FCk tetartin a%u00E7liktan %u00F6lmesine yeter. Hatta b%u00FCy%u00FCk bir tetartin bulundugu su k%u00FC%u00E7%u00FCklerin akvaryumuna d%u00F6k%u00FClse yine ayni sonu%u00E7 alinir. Bu simik maddenin bir su birikintisindeki kurbaga sayisini ayarladigi anlasilmistir. Ayni g%u00F6zlemler baliklarda da yapilmistir.
Fillerde ayarlama bambaskadir. Sosyal hayatlari %u00E7ok g%u00FC%u00E7l%u00FC ve zeki olan filler, bir b%u00F6lgede tehlike baslarsa uygun alanlara g%u00F6%u00E7 ederler. Dogu Afrika'daki Serengeti parkinda 30 sene evvel hi%u00E7 fil yoktu. 1958'de Grzimek, 60 fil saymis, sayilari 1964'de 800'e, 1967'de 2000'e %u00E7ikmistir.
Uganda'daki Kurkizon selalesindeki Milli Park'ta 10.000 fil birikmistir. Fil s%u00FCr%u00FCleri milli parklara sigmamaya baslayinca, her sey alt %u00FCst olmustur. Fakat pek kisa s%u00FCre sonra hayvanlarin n%u00FCfus sayilarini ayarlamaya basladiklari g%u00F6r%u00FClm%u00FCst%u00FC r. N%u00FCfus %u00E7oklugu fillerde dejeneresans yapmamistir. Aksine normal ve saglam disilerin hayatlarini s%u00FCrd%u00FCr%u00FCrken, disilerinin dogumlarinin aralarini uzatmaya basladiklari, dogum-%u00E7iftesme arasindaki normal iki ay %u00FC%u00E7 g%u00FCnl%u00FCk s%u00FCrenin 6 ile 10 aya %u00E7iktigi g%u00F6r%u00FClm%u00FCst%u00FC r.
T%u00FCm hayvanlarda n%u00FCfus planlamasi saglam bir usulle idare edilirken, fireni bosalmis bir %u00E7ogalmaya, Lemming'lerde, %u00E7ekirgelerde rastlanmaktadir. Fakat evvela bir felaket gibi Avustralya'yi istila eden tavsanlarin bile nihayet bir adaptasyon mekanizmasi kurduklari g%u00F6r%u00FClmektedir... 1959'da Thomas Austin adaya 24 tane tavsan salmistir. (O zamanlardaki gemicilerin uzun deniz yolculuklari i%u00E7in beraberinde canli hayvanlari da tasidiklari bilinmektedir.) 6. senede tavsanlar 22 milyona %u00E7ikmis ve sonunda bir felaket halinde kitanin bitki faunasini alt %u00FCst etmistir. Avlamalar, zehirlemeler, vir%u00FCsle hastalik vermeler bu felaketle savasmaya yetmemistir. Fakat zamanla tavsanlarin kendi n%u00FCfuslarini ayarladiklari g%u00F6r%u00FClm%u00FCst%u00FC r. Kurak mevsimlerde erkekler disilere yaklasmamakta, yaklasmaya kalksa gebe hayvanlarda d%u00FCs%u00FCk olmaktadir. Ancak bol yagmurlu yillarda, %u00FCreme temposu artmaktadir