***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Ebu Süfyan Bin Hâris
Ebu Süfyan Bin HârisPeygamberimizin süt kardeşi.
Ebu Süfyan bin Hâris, Peygamberimiz davete başlamadan önce, Peygamberimizi pek çok severdi. Resulullah efendimiz davete başlayınca, önce çok düşman olmuştu. Peygamberimizi ve Müslümanları hicveden şiirler söyledi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz, görüldüğü yerde öldürülmesini emrettiler.
Nasıl izin verebilirim?
Ebu Süfyan, Kureyş müşriklerinin, Peygamberimizle yaptıkları çarpışmaların hiçbirinden geri kalmadı. Müslümanlar, Şair Hassan bin Sabit’e, “Sen de onu hiciv ve tahkir et” demişlerdi. Hassan bin Sabit de demişti ki:
- Resulullah efendimiz izin vermedikçe, yapamam!
Peygamberimiz, kendilerinden izin istendiğinde buyurmuştu ki:
- Ben, “Babamın kardeşi olan amcamın oğlunu hiciv ve tahkir et” diye, sana nasıl izin verebilirim?
Hassan bin Sabit de demişti ki:
- Ben, ondan, sizi, sizin soyunuzu, hamurun içinden kıl çeker gibi kolayca çekip ayırt eder, sonra onu hiciv ve tahkir ederim!
Hazret-i Aişe der ki:
"Resulullah efendimiz, (Siz de Kureyşlileri hiciv ve tahkir ediniz! Çünkü, hiciv, onlara ok yağdırmaktan daha ağır gelir!) buyurdu ve Abdullah bin Revaha’ya, (Onları, hicvet) diye haber gönderdi.
Abdullah bin Revaha, Kureyşlileri hicvetti. Resulullah efendimiz daha sonra, Kab bin Malik’e, sonra da Hassan bin Sabit’e, Kureyşlileri hicvetmeleri için haber gönderdi.
Hassan bin Sabit, Resulullah efendimizin huzuruna girince, dedi ki:
- Demek, kükrediği zaman, kuyruğunu iki yanına çarpan bu arslana, haber salmanın zamanı geldi! Seni, hak dinle Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki; ben, onların şahsiyet ve şereflerini dilimle, deri parçalar gibi parçalayacağım!
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Acele etme! Ebu Bekir, Kureyşlilerin soyunu, sopunu en iyi bilendir. Elbette, benim soyum da onların içindedir. Ebu Bekir, benim soyumu, sana iyice açıklasın!
Hassan, hemen Ebu Bekir’e gitti. Sonra, dönüp gelince dedi ki:
- Ya Resulallah! Senin soyun bana iyice açıklandı. Seni, hak dinle Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki; hiç süphesiz, seni, onların arasından, hamurdan kıl çeker gibi, kolayca çeker, çıkarırım!”
Hem ferahlattı, hem de ferahladı
Hazret-i Aişe buyurdu ki:
"Peygamber efendimizin Hassan’a, (Hiç süphe yok ki, sen, Allah ve Resulü tarafından müdafaa yaptığın müddetçe, Cebrail seni destekleyip duracaktır) ve yine, (Hassan, onları hicvedip susturmakla, hem Müslümanları ferahlatti, hem de, kendisi ferahladı) buyurduğunu, kendisinden işitmişimdir.
Hassan bin Sabit, Sair Ebu Süfyan bin Hâris’e hitaben çesitli hicivlerde bulundu. Neticede Ebu Süfyan bin Hâris’in kalbine İslâm sevgisi düştü.
Ebu Süfyan bin Hâris, bir gün, Rum Kayserinin huzuruna çıktığında, Kayser, ona sordu:
- Sen kimlerdensin?
- Ben, Ebu Süfyan bin Hâris bin Abdülmuttalib’im!
- Sen, Muhammed bin Abdullah bin Abdülmuttalib’in amcasının oğlu musun!
- Evet! Ben, Onun amcasının oğluyum.
Batıl olduğunu anladım
Ebu Süfyan der ki:
“Rum Kayserinin yanında, ne İslâmiyetten kaçıldığını, ne de Muhammed’den başkasının tanındığını gördüm! Bunun üzerine, kalbime, İslâmiyet sevgisi girdi. İçinde bulunduğum müşrikliğin batıl ve boş olduğunu anladım.
Ne çare ki; biz, akılları başlarında bir kavimle birlikte bulunuyorduk. İnsanların, akıllarına ve görüşlerine göre yaşadıklarını sanıyordum. Onlar, bir yol tutup gittiler. Biz de, o yolu tutup gittik.
Şerefli ve yaşlı kişiler, putlarından yardım dileyerek Muhammed’e karşı ayaklandıkları ve ataları yüzünden ona kızdıkları zaman, onlara uyduk!
Bir gün, kendi kendime; (Ben, kimlerle arkadaş oluyorum? Kimlerin yanında bulunuyorum? İslâm yolu, belli olmuş ve kararlaşmış bulunuyor) dedim. Zevcemle oğlumun yanına vardım. Onlara dedim ki:
- Yola çıkmak için hazırlanınız! Muhammed’in yanınıza gelmesi, çok yaklaşmıştır!
Karım ve oğlum dediler ki:
- Canımız sana feda olsun! Arapların ve Arap olmayanların Muhammed’e tabi olduğunu görüyorsun da, hâlâ, ona karşı düşmanlık mevkiinde bulunuyor, düşmanlıkta direnip duruyorsun!?
Hâlbuki, Ona yardım etmek, herkesten çok sana düşerdi. Ona yardım edenlerin ilki, sen olmalı idin!
Uşağım Mezkur’a dedim ki:
- Bir deve ile atımı, acele yanıma getir!
Resulullah ile buluşmak maksadıyle Mekke’den yola çıktık. Yanımızda Abdullah bin Ebi Ümeyye de vardı. Ebva’ya varıp indiğimiz zaman, Resulullah efendimizin öncü birliği oraya gelmiş ve Mekke’ye yönelmişti.