2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: MÜRŞİDİN HESABI (S.Abdulhalim Erol)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart MÜRŞİDİN HESABI (S.Abdulhalim Erol)

    İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir sınıf bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.” (Al-i İmran, 104)


    Mürşidi kâmil: Allah'a dost olmuş, kâmil, arif, zahid, her işi Allah için olan, olgun insandır. Zatı şahanesi Allah adına olduğu gibi, müridlerininde aynı ahlak üzere olması için çalışan, gece demeden gündüz demeden, emek veren gayret ve himmet sarf eden bir ariftir. Dahası hesabı Allah için olandır. Onun dışında her şeye kapalı olan kişidir. Hak adamlarının ve hakkı arayanların derdi nefislerinin çıkarı değildir. Onların kulluktan ve mertlikten başka bir dert ve davaları yoktur.


    Tamda bu noktada, mürşidin sahip olduğu bu kutlu güzelliklere layık olabilme adına müridine düşen vazifeler ve ne tür bir haleti ruhi yakalama mevzuu önümüze çıkıyor ki, hiç şüphesiz mürşidin yardımına ihtiyaç olduğu gibi mürid anında bu halleri elde edebilmesi için yapması gerekenleri hakkıyla yapmaya çalışması gerekmektedir. Bu yolda, ilerleyebilmenin yegâne adresi, mürşidin emirlerine şeksiz şüphesiz itaat etmektir. Çünkü onun tek derdi yine sofileridir. Onlar öyle bir ahlak üzeridirler ki, nasıl ki Peygamber (s.a.v.) efendimiz ümmeti ümmeti dediyse, mürşidde onun boyasıyla boyandığı için her dem ümmeti Muhammed'in(s.a.v.) kurtuluşu için çalışır. Bize düşen en önemli vazife görevleri yerine getirmek ve verilen ilaçları tatbik etmektir. Tabibe giden fayda bulur ama ilaçları kullanmaz veya aksatır ise yaralar tekrar kaynar, hastalık yeniden baş gösterir. Ancak, bu ilacın fayda vermesi için arifler şu şartların yerine getirilmesini gerekli görmüşlerdir. Mürid, hastalığını kabul edecek ve bu hastalığın ilacının mürşidinde olduğunu bilecek. Hasta, ona bütün samimiyeti ile teslim olacak hasta, doktor tarafından verilen reçeteyi, gereğince uygulayacak.


    Her kim böyle davranırsa, ona tasavvuf terbiyesi fayda verir. Bu kimse derdine derman bulur. Yoksa tenkid, şüphe, itiraz, acaba, neden ve niçin hesapları içinde bocalar durur ve bilecek ki Allah dostu olmuş kâmil veli, Allahtan bir an dahi gafil olmadığı gibi, müridlerinden de gafil değildir. Sofide bu duruna vakıf olup, hem zahirine hemde batınına dikkat edecek. Cahil, önündeki mürşidine bakarak edeblenir; ibadete yönelir, yerince susmasını ve gereğince konuşmasını öğrenir. Her dem onun ahlakından nasiplenecek.
    Zikre başlayan zenginin önce gönlü, sonra eli açılır. Mala değil Allah’a güvenir, şükre yönelir, sevgiyle malından başkasına verir. Dolayısıyla zikrine dikkat edecek fakir, sevgi ile zengin olur, sabra alışır, kanaati tercih eder. Allah için sabretmeyi bilecek.


    Hâce Abdülhâlik Gücdevânî’den k.s. oğlu şahsında bizlere de buyuruyor ki:
    “Ey oğul! Bütün hallerinde ilim edeb ve takva üzere ol.
    Güzel şarkı ve türkü sözlerini dinlemeye fazla kapılma; ruhun kararır, kalbinde günah tohumları yeşerir. Ancak her güzel sesi ve sözü de inkâra kalkma. Az ye, az konuş, az uyu. Helâl ye, helâlden kazan. Bunun için bütün gücünü sarfet. Şüpheli şeylerden de elini çekmeye çalış ki, huzur bulasın. Kâmil mürşidlere malın ve canınla hizmet et. Onların her halini aklınla değerlendirmeye kalkma. Onları asla kınama. Allah dostlarıyla uğraşanlar felah bulmaz. Urun hiç bozulmasın. Ne yaparsan yap, işlerinde halis niyetli ol. Dua ederken samimi olarak yalvar. Dilinin istediğini kalbin de istesin. Zikrullah ile arkadaş ol. Allahu Teâlâ’nın sana yakınlığını hisset ve Allah ile huzur bul. Mürşidlerin işi, müridi nurlu nazar ve nezaret altında tutup, nefis ve şeytan düşmanlarının şerrinden muhafaza etmektir. Mürşide yapılan rabıta, kalbi boş işlerden toplamak içindir. Mürşidin müride teveccühü, onun üzerine ilahi rahmet, inayet ve muhabbeti çekerek kalbini kuvvetlendirmek, bedenini harekete geçirmek ve ibadete sevk etmektir.


    Kâmil mürşidlerin sözleri ölmüş kalpleri diriltmek için devadır. Onlar ashab-ı makâl gibi çuvallarla laf etmezler. Pek az ve inci gibi tane tane konuşurlar. Halleri her şeyi anlatmaya kâfidir. Bakışları manevi hastalıklarının şifasıdır. Taş kesilmiş kalpler, onun sevgisine kavuşmakla yumuşak olur. Hadis-i şerifte buyrulduğu üzere: “Görüldükleri zaman Allah hatırlanır.” Cismanî yüzleriyle Allah'ın kullarıyla meş olurken, manevi yüzleriyle Allahu Tealâ'ya bağlıdırlar.
    Rabbil âlemin bizlere onların niyetleri gibi niyet edebilmeyi, onların hesabı gibi hesap yapabilmeyi nasib eylesin. ÂMİN


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 11.512, Level: 70
    Points: 11.512, Level: 70
    Level completed: 66%,
    Points required for next Level: 138
    Level completed: 66%, Points required for next Level: 138
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    sedat02 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Adıyaman
    Mesajlar
    900
    Points
    11.512
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: MÜRŞİDİN HESABI (S.Abdulhalim Erol)

    allah razı olsun kardeşim

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •