Kulak çınlaması ve uğultusubaşlangıçta önemsenmediğinde süreklilik gösteren ve kesin tedavi edilemeyen bir hastalık haline gelebiliyor. Bu sebeple kulak çınlaması hafife alınacak bir sağlık sorunu değil.
Her beş kişiden birinin yaşadığı kulak çınlaması ve uğultusu zamanında tedavi edilmediğinde kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Kulak - Burun - Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alev Ünerikulak çınlaması ve uğultusunun farklı hastalıklar olduğunu belirterek bu olguları şöyle tanımlıyor:
"Kulak çınlamaları "Tinnitus" olarak da adlandırılırlar. Bu sesler dışarıdaki kaynaklardan ses dalgaları yoluyla gelmedenkulaklarda yada başın içinde hissedilen seslerdir. Tinnituslar genelde çok tiz tonlarda işitilen metalik tınılardır. Kulak uğultuları da
çınlamalarda olduğu gibi herhangi bir dış ses kaynağı ve ses dalgaları olmadan
kulaklarda yada başın içinde işitilen seslerdir. Uğultunun niteliği farklıdır; su sesi
rüzgar sesi
motor sesi yada daha farklı şekillerde tarif edilebilen daha pes bir sestir."
Toplumun %20’sini etkiliyor
Kulak çınlama ve uğultuları en sık görülen problemlerin başında geliyor. Her beş yetişkinden birinin gelip geçici de olsa bu hissi yaşadığı biliniyor. Bazı kişilerde bu durum çok daha belirgin olarak görülüyor. Yapılan araştırmalarbu probleme sahip kişilerden 15’te birinin medikal yardım aradığını
20’de birinin de problemden aşırı derecede şikayetçi olduğunu ortaya koyuyor. Yetişkinlerin
%1
2’sinde çınlama/ uğultunun hayat kalitesini ileri derecede bozduğunu da yapılan çalışmalar gösteriyor. Doç. Dr. Üneri kulak çınlamaları ve uğultularıyla ilgili şunları söylüyor:
"Nitelikleri haricinde bu iki olgunun oluşum şekilleri ve tedavileri de farklıdır. Çınlamalargenelde işitme eğrilerinde
tiz tonlardaki sinir tipinde işitme kayıpları ile birliktedir ve tedaviye en az yanıt veren gruptur. Uğultuların ise kaynağında pek çok farklı problem bulunabilir ve bunların çoğu tedaviye cevap verir."
Tanı
Her iki durumun tanısında önceliklekulak burun boğaz muayenesi ve tam odyolojik inceleme yapılması gerekiyor. Bu incelemeden sonra elde edilecek sonuçlara göre ileri tetkikler yapılması gerekebilir. Bu tetkikler arasında dahili
nörootolojik muayeneler ve ENG gibi tetkikler ile tomografi ve MRI gibi görüntüleme metotlarını da saymak mümkün.
Tedavi
Doç. Dr. Üneri tedaviyle ilgili şöyle konuşuyor: "Tedavi sorunu yaratan probleme göre değişir. Erken dönemde tanı ve tedavi çok önemlidir. Özellikle pes tonlarda (alçak frekanslarişitme eğrisinin 250-1000 veya 2000 frekans arası kısmında) sensori-neural tipte işitme kayıpları görülen kulak uğultuları
erken dönemde yakalanırlarsa medikal tedavilere çok iyi cevap verirler
uğultu ile birlikte işitme kayıpları da düzelebilir. Ani işitme kayıplarında
(özellikle alçak frekansları tutan tiplerinde) erken dönemde kullanılan özel kortizon ve ilaç tedavileri çok başarılıdır. Kulak uğultusu orta kulaktaki bir probleme bağlı olabilir; orta kulakta sıvı birikimi
kronik enfeksiyonlar yada geçirilmiş enfeksiyonlar gibi
bu problemlerde de cerrahi tedavi uygulanır."
Önlemek mümkün mü?
Kulak uğultusunun yada çınlamasının önlenmesi çok kolay değil. Uğultu erken tanınıp tedavi edilirse tam düzelebilir ve bundan sonra yapılacak yakın takiple yeniden tekrarlaması önlenebilirçınlama vakalarının bazıları da tedaviye olumlu cevap verirler. Ancak ilerlemesini engellemek mümkün. Bunun için belli hasta gruplarını yakın takip etmek faydalı olur. Doç. Dr. Üneri özellikle kulak çınlaması sorunu yaşayanlar için şunları öneriyor: "Hipertansiyon
diyabet
hiperlipidemi gibi dahili sorunların yakın takibi
aşırı tuzlu beslenme
aşırı kafein alımı
sigara
alkol
yüksek sese maruz kalma gibi olumsuz yaşam koşullarının düzeltilmesi sorunun ilerlememesine yardımcı olur."