Ruh halinin zekanın kullanımına etkisi

Zeka ile düşünme yeteneği, düşünme ile de kişinin ruh yapısı (veya benliği) arasında kuvvetli bir münasebet söz konusudur. Çok zeki olduğu halde, çocukluktan itibaren aldığı terbiyenin ruh yapısı üzerindeki olumsuz etkileri sebebiyle sosyalleşememiş, tutuk ve ürkek kalmış, kendine güvensiz bir ruh halinde yaşayan kişilerin rahat ve takıntısız düşünce geliştiremedikleri, dolayısıyla zekalarının gereğini yerine getiremedikleri görülmüştür. Bu konuda Einstein’ın çocukluk dönemi tipik bir örnek teşkil eder: Okulda kendisine “utangaç Jean” manasına gelen “Biedermier” lakabını takmışlardı. Sorulan herhangi bir soruya karşılık olarak yanlış birşey söylememek için, ancak uzun bir düşünme süresinden sonra cevap veriyordu. Hatta bir ara aile içinde, zekasının geriliğinden korkulmuştu. Okuldaki durumu, annesinde, bir yakınına yazdığı mektupta şunları belirtme ihtiyacı ne yapacağımızı bilmiyorum, gerçekten pek birşey öğrenemiyor” Bu durum, Einstein’ın ilk ve orta öğrenimini, baskı atmosferinin hakim olduğu katolik bir eğitim müessesesinde yapmasından kaynaklanıyordu (1880’li yılların Almanyası’nda sadece dini okullar vardı). Einstein, hatıralarında, okuldaki eğitmenlerin tavrından ‘çavuş baskısı” olarak bahsedecek, hocaların ise “teğmenler” gibi davrandığını belirtecektir.

Bu misâlde de görüldüğü gibi bir kimse, şahsiyetinin zedelendiği veya sağlıklı gelişme imkanı bulamadığı böyle bir durumda, çok zeki dahi olsa, bu problemin üstesinden gelemeyebilir.Burada, insanın ideal sahibi olması onun şahsiyetini geliştirecek, kendisine güvenini artıracak, sonuçta kendisini daha hür hissetmesini ve daha rahat ifade etmesini sağlayacaktır.

Yukarıdaki durumun tersi de görülebilir. Kendine aşırı güvenen ve dağınık düşünen, kuvvetli analizler yapabildiği halde, bunlara sentez düşüncesiyle yaklaşma arzusu veya sabrı gösteremeven kişiler de vardır. Bunlar hayatlarında genellikle bir sonuca gitmeyi düşünmezler. Tenkit ağırlıklı konuşurlar. Bunda, dikkatlerinin yüksek oluşunun, doğuştan getirdikleri huy ve mizaçlarının,aldıklan terbiyenin rolü vardır. Diğer yandan, zeki olduğu halde sürekli tutarsızlıklar sergileyen, hareketleri akıllıca olmayan insanlar da vardır ki, bu, onların benliklerindeki itminan zayıflığına bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.



yrd.Doc.Ömer said gönüllü