Yardım Önce Akrabaya
Sadaka ve zekat gibi mali ibadetlerimizde öncelik bakmakla yükümlü olmadığımız fakir ve muhtaç yakınlara verilmelidir. Eğer kişinin kendi hısımlarında muhtaç insanlar var ise, sadaka ve zekatlarımızı vermede onlara öncelik tanımamız gerekir. Akrabaya iyiliğin ölçüsü, onların yakınlık derecesine, ihtiyaç durumlarına, bizim de maddi gücümüze göre değişiklik gösterir. Amcalar, dayılar, teyzeler ve bunların çocuklar akrabamızdır. Sıla-i rahimi, salt ziyaret olarak algılamak isabetli değildir. Sıla-i rahim, yakınlarımızla maddi ve manevi, söylem-eylem olarak dayanışmanın, bütünleşmenin ifadesidir. Akrabaya iyilik, fakir bir akrabanın ihtiyacını gidermekle olabileceği gibi, buna güç yetmiyorsa şefkat ve sevgiyi güçlendiren bir ziyaretle, hatta güzel bir söz veya bir gülümseme ile de olabilir. Gerek Kur’an’da gerek Hz. Peygamber’in hadislerinde, güzel bir sözün insanları incitecek veya onurunu zedeleyecek maddi yardımdan daha iyi olacağı ifade edilmektedir. قَوْلٌ مَّعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِّن صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَا أَذًى وَاللّهُ غَنِيٌّ حَلِيمٌ
“Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eza (gönül kırma) gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir” (Bakara, 2/263) anlamındakiâyet, bu hususa işaret etmektedir. Bu bağlamda Peygamber (s.a.s.)’in de, والكَلِمةُ الطيبةُ صَدَقةٌ“Güzel söz sadakadır”[15] ifadesi ne kadar da anlamlıdır. Nice yüklü paraların, malın, tamir edemeyeceği kırık kalpleri, dünyası kararmış insanları, selam gibi nasılsınız gibi bir sevgi ve şefkat sözcüğü hayata döndürebilmektedir. Dinimizin bir insana hayat vermeyi bütün insanlara hayat vermekle eşdeğer tuttuğunu[16] zihinlerimizde canlandıralım. Söz, fiil ve davranışlarımızı, bu zaviyeden bakarak bir daha gözden geçirelim. SONUÇ Toplumsal hayatta hemen her şey bizim hedeflediğimiz, arzuladığımız şekilde cereyan etmeyebilir. Yakınlar arasında da zaman zaman çeşitli sebeplerle hoş olmayan hadiselerle karşılaşmak mümkündür. Bu bağlamda akrabamız bizi terk etse, görüşmek istemese, hatta kötülük yapsa bile şuurlu bir müslüman olarak, akrabalık bağını kopmamlayız.
Akraba ve dost ziyaretlerini asla küçümsememeliyiz.
Sıla-i rahmi, bizim Allah rızasını kazanmasına vesile olacak bir amel olarak algılamalıyız. Bu düşünce ile başta ana-babamız, kardeşlerimiz, dostlarımız olmak üzere imkanlarımız ölçüsünde yakınlarımızın ziyaretlerine gidip hal ve hatırlarını sormalı, sıkıntı ve üzüntülerini paylaşmalı, problemleri varsa, imkan nispetinde çözümüne yardımcı olmalıyız. Bunu dinimizin bir gereği olduğunu unutmamalıyız.
Ayrıca akraba ile ilgiyi koparmanın ve onlara kötü davranmanın, büyük günahlardan olduğunu da hatırımızdan çıkarmamalıyız.