2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Gezi ruhu diye diye katillere davetiye çıkaranlar

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart Gezi ruhu diye diye katillere davetiye çıkaranlar

    Gezi ruhu diye diye katillere davetiye çıkaranlar
    Gezi ruhu diye diye, şiddeti meşrulaştırdılar. Gezi ruhu dediler, yeni bir sosyoloji dediler, Alevi gençleri sokaklara döktüler.. Adliye basılmış, kimbilir hangi zor koşullarda okuyarak savcı olmuş bir halk çocuğu, Mehmet Selim Kiraz, alçakça öldürülmüş. İçimiz kan ağlıyor.

    Ama birileri utanmadan, hala kutuplaşmadan söz edebiliyor..
    Gezi’ye çıkmadı ve desteklemedi diye, Kürt hareketine öfkeli eleştiriler yönetenler, burada umut kalmayınca, bu defa Alevi yurttaşlarımızı hedefe koyan kanlı bir planı harekete geçirdiler.
    Adliye baskını bu karanlık planın bir parçasıdır.
    Amaç Alevi kardeşlerimizi kanlı bir oyunun içine çekmektir.
    Türkiye’nin terörle mücadelesi, yeniden düşünülmelidir. Meselenin sadece istihbarat önlemleri ve paylaşımından ibaret olmayan bir yanı var.
    Türkiye bir NATO üyesi ve AB’yle müzakere yürüten bir ülke olmasına rağmen, terörle mücadelesinde bugün yalnız bir ülkedir.
    Burada cinayet işleyenler, yıllarca AB üyesi ülkelerde saklanabiliyor, iade edilmiyor ve Yunanistan başta olmak üzere, Türkiye’deki terörist eylemler dışarıda planlanıp hayata geçiriliyor.
    Yunanistan’ın içini karıştırmak isteyen terörist bir grubun, Türkiye’de üslendiğini düşünün, yer yerinden oynardı.
    ***
    Şu gerçeğin altını çizelim: Terörle mücadeleyi, devlet ancak halkla beraber çözüme kavuşturabilir.
    Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesiyle, Hrant Dink’in öldürülmesi arasında hiçbir fark yoktur. Tetiği çekenlerin ideolojik saplantıları farklı olsa da, amaç bir ve aynıdır.
    Şu soruyu sormak gerekir, Hrant Dink’in cenazesine 200 bin insan katıldı. Peki aynı kitlesel halk katılımı bu cenazede neden yok?
    Olmamalı mı?
    Elbette olmalı.
    Teröre başvuranlara, terörü kendi siyasi amaçları için kullananlara cevabı halk vermedikçe, terör bu ülkede bitmez.
    İspanya’da, Bask’ta ve daha bir çok ülkede, terör eylemleri bittiyse, bu her şeyden önce, İspanya halkının yüz binlercesinin, hatta milyonlarcasının sokaklara dökülüp terörü lanetlemesiyle mümkün olmuştur.
    Kırk yıldır kan akıyor bu ülkede, ama bu kanı akıtanlara, halkın güçlü bir cevabı maalesef olamadı.
    PKK savaşı durdurdu ya, Gezi saman alevi gibi parlayıp söndü ya, öfkeden kuduruyorlar..
    ***
    Yetti mi acaba, kendi huzurlu köşelerinde viskilerini yudumlayıp, roman yazarken, Gezi’ye katılan gençlere barikat kurup savaşmalarını isteyen, yetmiş yaşındaki merhametsizlere Siirtli Mehmet Selim Kiraz’ın akan kanı yetti mi acaba?
    Gezi’deki gençlere seslenip, ‘Hadi devrimin ilk şehidi olmak için sokaklara!’ Diye yazı yazanlara sormak lazım şimdi:
    - Devrimin ilk şehidi, tanımadığı bilmediği bir insanı acımasızca öldürenler midir acaba, devrim şehitleriniz bunlar mı sizin?
    Gezi’ye methiye dizen, yeni bir sosyoloji olarak selamlayan akademisyen unvanlı hanımlara beylere de sormak lazım şimdi:
    Bu mu yeni sosyolojiniz?
    Mehmet Selim Kiraz’ı öldürenleri, genç yaşta katile dönüşenleri sizin bu yeni dediğiniz sosyoloji mi üretiyor?
    Türkiye, şiddeti övmenin, şiddet gruplarına başta medya içinde olmak üzere, sivil araçlarla alan açmanın , şiddete tolerans tanımanın suç sayılmadığı ender ülkelerden biridir.
    Öcalan PKK’ye silahsızlanma çağrısı yapar, bir takım adamlar daha o Newroz meydanında, televizyonlara çıkar, silahsızlanma kongrenin toplanamayacağını vaaz ederler. PKK kendi liderinin çağrısına uyup, geri çekilir, Hasan Cemal, elinde bastonu, dağlara çıkar, 18-19 yaşlarındaki gençlerin önünü keser, ‘nereye gidiyorsunuz, henüz anayasa yapılmadı ki, Erdoğan’a neden güveniyorsunuz’ diye nasihatlerde bulunur. IRA silahları gömerken, bir gazetecinin çıkıp, silahları neden gömüyorsunuz, henüz Bağımsız, birleşik İrlanda’ya geçilmedi ki dese, tımarhaneye atarlardı..
    40 yıl savaş oldu bu ülkede, on binlerce ölü var, en az beş yüz çocuk var, bu savaşa kurban olmuş, hepsi de Berkin Elvan’ın kardeşleriydiler ve onun yaşındaydılar.
    Berkin Elvan diyerek, aslında sayın Bahçeli’nin ifade ettiği gibi, Berkin Elvan’ı bir defa daha öldürenler, bu çocuklar öldürülürken hep beraber susuyorlardı.
    Şimdi bütün dertleri beğenmedikleri ve nefret ettikleri bir iktidarı, çocukları vurarak, çocuklardan katiller üreterek yıkmak istiyorlar.
    Ahlaksızca ve vicdansızca..
    02-NİSAN-2015 Perşembe .Orhan Miroğlu. Star.com.tr
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart 2. Gezi’nin ayak sesleri!

    2. Gezi’nin ayak sesleri!

    Yazının sonunda söyleyeceğim sözü, yazının başında söyleyeyim:
    Birkaç gündür, 2. Gezi’nin provaları yapılıyor! “Alevî kartı” ısıtılıyor!
    Büyük provokasyonlar olabilir! Aman dikkat!

    ÜRPERTİCİ HÂDİSELER!
    KaranIık eller, önce ülke genelinde elektriği kestiler, sonra Balyoz’a bilet kestiler ve bütün Balyoz sanıklarına yol verdiler!
    Ardından karartacağı sanılan Berkin Elvan davasını aydınlatacağı anlaşılan cesur bir savcının biletini kestiler! Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit ettiler!

    Savcı, davayı aydınlatmak için oldukça kararlı. Ama terör örgütü, davanın aydınlatılmasını istemiyor!
    Neden acaba?
    Bu soru önemli. Nitekim rehin olayı sırasında teröristleri ikna etmek için olağanüstü çaba gösteren Berkin Elvan’ın babası, teröristlere “biz intikam değil adalet istiyoruz! Siz benim çocuğumu benden daha çok düşünemezsiniz, savcı’yı serbest bırakın!” diyor ama teröristler tınmıyorIar bile!
    Ve savcı’yı infaz ediyorlar!
    Yetmiyor! İkinci gün, İstanbul’da Emniyet’e bir saldırı gerçekleştiriyor bu terör örgütü bu kez!

    TESADÜFÎ DEĞİL
    Bütün bunlar, normal mi şimdi? Tesadüfî olabilir mi?
    Şu kesin: Türkiye, kritik bir seçim atmosferine giriyor: Bu seçimler, sadece Türkiye açısından, Türkiye’de taşların yerine oturması bakımından değil, kangrene dönüşen büyük sorunlarla boğuşan bölgemizin geleceği açısından da önemli.
    0 yüzden seçimlere giderken Türkiye’nin kaosun eşiğine sürüklenmesi için düğmeye basıldı: Küresel şer güçler ve içerideki şebek’leri, Türkiye’nin kaos ortamına sürüklenmesini ve güçlü tek parti iktidarının sona ermesini sağlayacak kargaşa ortamının oluşması için ellerinden geleni artlarına koymaktan çekinmeyeceklerdir! Çekinmiyorlar da!

    DHKP-C VE ISITILAN “ALEVÎ SORUNU”
    Nitekim birkaç gündür yaşanan olaylar, terör örgütü DHKP-C’nin Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi işini üstlendiğini gösteriyor.
    DHKP-C deyip geçmemek gerekiyor.
    Bu terör örgütünün şimdi öne sürülmesi hiç de tesadüfî değil.
    Türkiye’nin, Kürt meselesi’ni çözme konusunda önemli mesafeler katettiği bir zaman diliminde, hem çözüm sürecini tersine çevirmeyi hem de Kürt meselesinden sonra, özellikle Almanya’da, Fransa’da ve İngiltere’de onyıllardır “ısıtılan” yapay bir Alevî sorunu icat etmeyi amaçlıyor DHKP-C’nin şimdi öne sürülmesi.
    Eğer yapay bir Alevî sorunu icat edilirse, Türkiye, bugüne kadar elde ettiği bütün kazanımları kaybeder ve en az 50 yıl geriye gider!
    Çünkü bu durumda, çözüm süreci de suya düşer ve Türkiye’nin bölgesel güç olma konusunda attığı adımların hepsi biter, geri teper!

    TÜRKİYE, PARÇALANIR!
    Burada iktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla ve halkıyla bütün Türkiye’yi uyarıyorum:
    Eğer bir Alevî meselesi hortlatılırsa, çözüm süreci biter, Türkiye, parçalanmanın eşiğine sürüklenir Allah korusun!
    Bir kaç gündür yaşadığımız anormal hâdiseler, 2. Gezi’nin ayak sesleri gibi geliyor bana.
    Herkesin, bütün kesimlerin basiretle, ferasetle ve sağduyuyla hareket etmesi gereken zor zamanlardan geçiyoruz.
    Türkiye’nin kaos ortamına sürüklenmesi için ellerini ovuşturan fitneci-fesatçılar ve hainler var bu ülkede! Bu alçaklara fırsat verilmemeli!
    O yüzden bu noktada medyaya büyük sorumlulukIar ve görevler düşüyor: Medya, ülkeyi gerecek, kaos ortamına sürükleyebilecek yayınlardan kaçınmalı!

    HALK, 2. GEZİ’YE FIRSAT VERMEYECEK!
    Son olarak şunu söylüyorum:
    Lanet olsun teröre!
    Lanet olsun terörden beslenenlere!
    Lanet olsun teröre destek verenlere!
    Lanet olsun ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen hainlere!
    Yusuf Kaplan .Yeni Şafak
    Yusuf Kaplan - 2. Gezi?nin ayak sesleri! - yenisafak.com.tr -

    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •