***
DIŞARDA
Points: 7.004, Level: 55
Level completed: 27%,
Points required for next Level: 146
Overall activity: 16,7%
Achievements


İslami Camia’nın Evlilik Çıkmazı
Bilmek başa beladır bazen çünkü bir de onun uygulanmasını da ister bilinmesini isteyen.
Ne hazindir ki biz din görevlileri veya dini eğitime kıyısından köşesinden bulaşmış, toplumun ağzının içine baktığı kişiler olarak toplumdaki dejenereden sıradan dini yaşama gayretinde olan kişilerden daha fazla sorumluyuz. Çünkü öğrenmekle yükümlü olduğumuz ilmi öğrenmenin yanında bir de bunun tebliği ile de yükümlüyüz ama yaşamak kaydıyla. Anlattıkları hançeresinden aşağı inmeyenlerin ne söylediklerinin de bir önemi yoktur biline. Üstelik toplumun ağzına sakız vermekten başka bir şey de yapmayız “hocanın dediğini yap yaptığını yapma” cinsinden.
Yukarda zikrettiğim kelime ne acınası bir surumda olduğumuzun da bir nevi ispatı. Evlilik dedim hani şu bir neslin ve sağlıklı bir toplumun devamı için olmazsa olmaz bir hakikatten. Kendi kuyruğuna basıldığında, çıkarı zedelendiğinde ayet ve hadisleri arka arkaya dizen, lakin başka bir Müslüman ve ya insanın hakkı çiğnendiğinde ya da hakkı söz konusu olduğunda ayet ve hadis işlemeyen bir Müslüman profili var karşımızda. Hatta öyle ki karşıdaki kişinin hakkı söz konusu olduğunda bizimkiler ayet ve hadise dayanıklı dokuz kat zırh giymiş gibi bir görünüme bürünürler de “ama, lakin, fakat, şöyle bir şey de vardı” gibi hakikati eğip bükmeye canhıraş çalışanlarımız yok mu; acınacak haldeyiz.
Evlilik çağına gelmiş bir kızın evlilik çağına gelmiş bir erkek üzerinde, evlilik çağına gelmiş bir erkeğin de aynı durumda olan bir kız üzerinde evlenme hakkı vardır. Çünkü toplum evlilik müessesi üzerine kurulmuş olup sağlıklı ve huzurlu bir toplum için evlilik çağına erişmiş bireylerin başgöz edilmesi bir yükümlülüktür. Dini, vicdani, toplumsal bir sorumluluktur.
Bu sorumluluğu en iyi bilen de sokaktaki vatandaşa göre Diyanet personelidir. Çünkü onlar hem Kuran-ı Kerim’in emrini okuyan, anlatan ve hem de Hz. Peygamber’in bu husustaki uygulamalarını okuyan bilen ve kürsüden hararetle aktaran kişilerdir.
Ne yazık ki bu günün anne babaları bu hassasiyetten uzaktır. Sünnette geçen ve sıhhatli bir evlilik için denklik şartlarına diyeceğim yok. Lakin denklik hususunda bir sorunu olmayan bu şarları her yönüyle taşıyanlara ne oluyor.
Kızımızı okumuş birine veririz,
-Hafız, Okudu.
Memur birine veririz.
-Memur oldu.
Kızımız Üniversiteyi bitirsin.
-Bitirdi.
Yüksek Lisans yapsın.
-Yaptı.
Kızımız da atansın.
-Atandı.
Benim kızım o kadar okudu öğretmen çıktı, araştırmacı! oldu bir imamla mı evlenecek?
-İmam da Lisansı bitirdi, Yüksek Lisansı bitirdi hatta öğretim görevlisi oldu/olacak.
Biz, kızımız dizimizin dibinden ayrılsın istemeyiz.
Kırk dereden su getiriyor aklı sıra. Aklında kızını vermek istediği varlıklı biri var ya da bizim hoca efendiden daha fazla gelire sahip biri. Hani Peygamber ahlakı. Hani biz evlilikte erkeğin/kızın; dinine bakacaktık, ahlakına bakacaktık. Kuran’a sadakatine bakacaktık. Hani kolaylaştıracaktık, zorlaştırmayacaktık. Müjdeleyecektik, nefret ettirmeyecektik. Nerde kaldı bunlar. Anlatırken bunlara bakın diye nasihat etmeyi çok iyi beceriyoruz.
Çuvaldız bize yöneldi mi?
Kestirme yol var mıydı diye navigasyon cihazı gibi kullandığımız dini değerlere yöneliyoruz. Yazık ediyoruz dolayısıyla.
Belli bir yaşa ve olgunluğa geldiği halde kızını veya oğlunu karşısına alıp;
“Evladım artık senin de yuvadan uçma vaktin geldi, taliplerin de her geçen gün geliyor sen bu işe ne diyorsun. Gönlünden geçen biri var mı? Biz ailece bu meseleleri konuşup kendi aramızda halledebilecek bir olgunluğa eriştik. Herkes eteğinde ne varsa döksün konuşalım. Aklımızda varsa böyle bir şey araştıralım. Nedir, ne değildir, kimdir, ailemize uygun mudur, dini yakınlığı nedir? Soralım soruşturalım” der.
Ne erkek evladı ne de kız evladı turşusunu kurun diye bir aileye ihsan edilmemiştir. Uygun bir talipli ortaya çıktığında dini ve ahlaki bütünlüğü araştırılarak herkes yerli yerine yerleştirilir. Böyle yapılmadığından hızla zihni bulanık, ergenlikten kurtulmayan bir nesil meydana çıkıyor.
Bireyin erkek ve kadın bazında önceliğinin ne olduğu, birincil amacın ne olduğu ihmal edilmeden zihinlerde netleştirilerek acilen -bu giderek toplumun kanayan yarası olan bu duruma- bir çözüm bulunmalı. Aksi ise telafisi güç problemleri beraberinde getiriyor biline...
İhsan Koç. Dinihaberler.com
"Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"
