4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Osmanlıca Türkçe Sözlük - ş -

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart Osmanlıca Türkçe Sözlük - ş -

    Ş

    şa’r (A.) [ شعر ] kıl.

    şa’riyye (A.) [ شعریه ] şehriye.

    şa’şa’a (A.) [ 1 [ شعشعه .gösteriş. 2.parlaklık.

    şa’şa’adâr (A.-F.) [ 1 [ شعشعه دار .gösterişli. 2.parlak.

    şâd (F.) [ شاد ] sevinçli.

    şâd etmek sevindirmek, mutlu etmek.

    şâd olmak sevinmek, mutlu olmak.

    şâdân (F.) [ شادان ] sevinçli.

    şâdî (F.) [ شادی ] sevinç.

    şâdmân (F.) [ شادمان ] sevinçli.

    şâdmânî (F.) [ شادمانی ] sevinç.

    şâdurvan (F.) [ شادروان ] şadırvan.

    şafak (A.) [ شفق ] güneşin doğacağı sıradaki aydınlık.

    şâfi’ (A.) [ شافع ] şefaatçi.

    şâgird (F.) [ 1 [ شاگرد .öğrenci. 2.çırak.

    şâgirdân (F.) [ 1 [ شاگردان .öğrenciler. 2.çıraklar.

    şâh (F.) [ 1 [ شاخ .dal. 2.boynuz.

    şâh (F.) [ 1 [ شاه .padişah. 2.ıran şahı.

    şahâdet (A.) [ 1 [ شهادت .tanıklık, şahitlik. 2.şehadet getirme. 3.şehitlik.

    şahâdetname (A.-F.) [ شهادت نامه ] diploma.

    şâhân (F.) [ شاهان ] şahlar.

    şâhâne (F.) [ 1 [ شاهانه .şahlara yakışır. 2.şahlarla ilgili.

    şahbal (F.) [ شاهبال ] kanattaki en uzun tüy.

    şâhenşâh (F.) [ شاهنشاه ] şahlar şahı.

    şâheser (F.-A.) [ شاه اثر ] üstün nitelikli eser.

    şâhî (F.) [ شاهی ] şahlık.

    şâhid (A.) [ 1 [ شاهد .tanık. 2.güzel. 3.sevgili.

    şâhika (A.) [ شاهقه ] doruk.

    şahin (F.) [ شاهين ] şahin.

    şâhkâr (F.) [ شاهکار ] şaheser, başyapıt.

    şahne (A.) [ شحنه ] güvenlik görevlisi, polis.

    şâhnişin (F.) [ شاهنشين ] cumba.

    şâhrah (F.) [ شاهراه ] anayol.

    şâhreg (F.) [ شاهرگ ] atardamar.

    şahs (A.) [ شخص ] kişi, şahıs.

    şâhsâr (F.) [ شاخسار ] çalılık.

    şahsen (A.) [ شخصا ] bizzet, kendisi.

    şahsî (A.) [ شخصی ] kişisel.

    şahsiyet (A.) [ شخصيت ] kişilik.

    şahsüvar (F.) [ شاه سوار ] usta binici.

    şahvar (F.) [ 1 [ شاهوار .şah gibi. 2.büyük inci.

    şâhzade (F.) [ شاهزاده ] şehzade.

    şâibe (A.) [ شائبه ] leke, kötü iz.

    şaîr (A.) [ شعير ] arpa.

    şâir (A.) [ شاعر ] ozan, şair.

    şâiran (A.-F.) [ شاعران ] şairler.

    şâirâne (A.-F.) [ شاعرانه ] romantik, şairce.

    şâire (A.) [ شاعره ] bayan şair.

    şakâikünnumân A.) [ شقاءق النعمان ] gelincik.

    şakî (A.) [ شقی ] haydut.

    şâkî (A.) [ شاکی ] şikayetçi.

    şâkir (A.) [ شاکر ] şükr eden.

    şâkird (F.) [ 1 [ شاکرد .öğrenci. 2.çırak.

    şakk (A.) [ شق ] yarık, çatlak.

    şâkûl (A.) [ شاکول ] çekül.

    şâl (F.) [ شال ] şal.

    şâm (F.) [ شام ] akşam.

    şâme (F.) [ شامه ] başörtüsü.

    şâmgâh (F.) [ شامگاه ] akşam vakti, akşamüstü.

    şâmî (A.) [ شامی ] şamlı.

    şâmih (A.) [ شامخ ] yüksek, yüce.

    şâmil (A.) [ شامل ] kapsayan.

    şâmil olmak kapsamak.

    şâmme (A.) [ شامه ] koku alma duyusu.

    şân (A.) [ 1 [ شان .şöhret, şan. 2.durum. 3.gösteriş.

    şâne (F.) [ شانه ] tarak.

    şarâb (A.) [ شراب ] şarap.

    şarâbî (A.) [ 1 [ شرابی .şarapçı. 2.şarap rengi.

    şâri’ (A.) [ شارع ] yasa koyucu.

    şâribülleyli vennehâr (A.) [ شارب الليل والنهار ] ayyaş, gece demez gündüz demez

    içki içen.

    şârih (A.) [ شارح ] şerh eden.

    şark (A.) [ 1 [ شرق .doğu. 2.Doğu, Doğu dünyası.

    şarkan (A.) [ 1 [ شرقا .doğudan. 2.doğusunda.

    şarkî (A.) [ شرقی ] doğu, doğu ile ilgili.

    şarkiyat (A.) [ شرقيات ] doğubilim.

    şarkiyatçı (A.-T.) doğubilimci, oryntalist, müsteşrik.

    şarkiyyûn (A.) [ شرقيون ] doğulular.

    şart (A.) [ 1 [ شرط .koşul. 2.yemin. 3.durum.

    şartiyyet (A.) [ شرطيت ] koşulluluk.

    şartnâme (A.-F.) [ شرط نامه ] şart mektubu.

    şast (F.) [ شست ] altmış.

    şathiyyat (A.) [ شطحيات ] ince anlamlı ve eğlendirici manzume.

    şâtır (A.) [ شاطر ] neşeli.

    şatranc (A.) [ شطرنج ] satranç.

    şatt (A.) [ شط ] ırmak, büyük nehir.

    şâyân (F.) [ شایان ] layık, yaraşır, yakışık alır.

    şâyed (F.) [ شاید ] belki, şayet.

    şâyeste (F.) [ شایسته ] yaraşır, layık.

    şâyestegî (F.) [ شایستگی ] yaraşma.

    şâygân (F.) [ شایگان ] yaraşır, yakışık alır.

    şâyi’ (A.) [ شایع ] yayılmış.

    şâyia (A.) [ شایعه ] söylenti.



  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    şâz (A.) [ شاذ ] kural dışı.

    şe’n (A.) [ شأن ] iş.

    şe’niyet (A.) [ شأنيت ] gerçeklik, realite.

    şeâmet (A.) [ شآمت ] uğursuzluk.

    şeb (F.) [ شب ] gece.

    şeb -i arûs [ 1 [ شب عروس .düğün gecesi. 2.Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin

    ölüm gecesi.

    şeb -i yeldâ [ شب یلدا ] yılın en uzun gecesi.

    şebâb (A.) [ شباب ] gençlik.

    şebâhet (A.) [ شباهت ] benzerlik.

    şebân (F.) [ شبان ] geceler.

    şebangâh (F.) [ شبانگاه ] geceleyin, gece vakti.

    şebâviz (F.) [ شباویز ] ishak kuşu.

    şebbûy (F.) [ شب بوی ] şebboy.

    şebefrûz (F.) [ شب افروز ] geceyi aydınlatan.

    şebeke (A.) [ 1 [ شبکه .ağ. 2.balık ağı. 3.dokular.

    şebgerd (F.) [ شبگرد ] bekçi.

    şebgîr (F.) [ شبگير ] geceleri uyuyamayan, uykusuzluk çeken. 2.sabah.

    şebîh (A.) [ شبيه ] benzer, benzeyen.

    şebîhûn (F.) [ شبيخون ] gece baskını.

    şebistan (F.) [ 1 [ شبستان .yatak odası. 2.harem dairesi.

    şebnem (F.) [ شبنم ] çiy.

    şebpere (F.) [ شب پره ] yarasa.

    şebreng (F.) [ 1 [ شب رنگ .siyah. 2.gece rengi.

    şebtâb (F.) [ شبتاب ] ateş böceği.

    şeburûz (F.) [ شب و روز ] gece gündüz.

    şebzindedâr (F.) [ شب زنده دار ] geceleri ibadet eden.

    şecâat (A.) [ شجاعت ] cesaret, yiğitlik.

    şecer (A.) [ شجر ] ağaç.

    şecere (A.) [ شجره ] soyağacı.

    şecî (A.) [ شجيع ] cesur, yiğit.

    şedîd (A.) [ شدید ] şiddetli.

    şefâat (A.) [ شفاعت ] af için aracılık etme.

    şefafet (A.) [ شفافت ] saydamlık.

    şefakat (A.) [ شفقت ] şefkat.

    şeffaf (A.) [ شفاف ] saydam.

    şefî’ (A.) [ شفيع ] şefaatçi, şefaat eden.

    şefik (A.) [ شفيق ] müşfik, şefkatli.

    şeftâlû (F.) [ شفتالو ] şeftali.

    şegal (F.) [ شغال ] çakal.

    şeh (F.) [ شه ] şah, padişah.

    şehâ (F.) [ شها ] ey şah.

    şehâdet (A.) [ 1 [ شهادت .tanıklık. 2.şehitlik.

    şehâdetnâme (A.-F.) [ شهادت نامه ] diploma, mezuniyet belgesi.

    şehâmet (A.) [ شهامت ] yiğitlik.

    şehbâl (F.) [ شهبال ] kanattaki en uzun tüy.

    şehbender (F.) [ شهبندر ] konsolos.

    şehbenderhâne (F.) [ شهبندر خانه ] konsolosluk.

    şehd (A.) [ شهد ] bal.

    şehenşâh (F.) [ شهنشاه ] büyük şah, şahlar şahı.

    şehevât (A.) [ شهوات ] şehvetler.

    şehîd (A.) [ شهيد ] şehit.

    şehîr (A.) [ شهير ] ünlü, meşhur.

    şehlâ (A.) [ 1 [ شهلا .hafif şaşı. 2.ela gözlü.

    şehnişin (F.) [ شهنشين ] cumba.

    şehper (F.) [ شهپر ] kuş kanadındaki en uzun tüy.

    şehr (A.) [ شهر ] ay.

    şehr (Pehlevî>F.) [ شهر ] kent, şehir.

    şehrâşûb (F.) [ شهر آشوب ] şehir karıştıran.

    şehremâneti (F.-A.-T.) 1.belediye. 2.belediye başkanlığı.

    şehremini (F.-A.-T.) belediye başkanı.

    şehrî (F.) [ شهری ] şehirli, kentli.

    şehristan (F.) [ شهرستان ] kent, büyük şehir.

    şehryâr (F.) [ شهریار ] hükümdar, şah.

    şehryârî (F.) [ شهریاری ] hükümdarlık, şahlık.

    şehsüvar (F.) [ شهسوار ] binici, usta binici.

    şehvânî (A.) [ 1 [ شهوانی .şehvetle ilgili. 2.şehvet düşkünü.

    şehvât (A.) [ شهوات ] şehvetler.

    şehvet (A.) [ 1 [ شهوت .aşırı cinsel istek. 2.aşırı istek.

    şehvetengîz (A.-F.) [ شهوت انگيز ] şehvet verici.

    şehvetperest (A.-F.) [ شهوت پرست ] şehvet düşkünü.

    şehzâde (F.) [ شهزاده ] şah çocuğu, şehzade.

    şehzâdegân (F.) [ شهزادگان ] şehzadeler.

    şekâvet (A.) [ شقاوت ] haydutluk.

    şeker (F.) [ شکر ] şeker.

    şekerâb (F.) [ شکراب ] tatsızlık, kırgınlık.

    şekerhand (F.) [ شکرخند ] tatlı gülüş, sevgilinin tatlı gülüşü.

    şekerleb (F.) [ 1 [ شکرلب .tatlı dudaklı. 2.şirin sözlü.

    şekîbâ (F.) [ شکيبا ] sabırlı.

    şekk (A.) [ شک ] kuşku, şüphe.

    şekl (A.) [ 1 [ شکل .şekil. 2.tür. 3.resim, çizim, kroki.

    şeklen (A.) [ شکلا ] şekilce.

    şeklî (A.) [ شکلی ] şekle dayanan, biçimsel.

    şekvâ (A.) [ شکوا ] şikayet, sızlanma.

    şekvâ etmek şikayet etmek.

    şekvâ eylemek şikayet etmek, sızlanmak.

    şekvâlanmak sızlanmak, şikayetçi olmak.

    şelgam (F.) [ شلغم ] şalgam.

    şellâle (A.) [ شلاله ] çağlayan, şelale.

    şelvâr (F.) [ 1 [ شلوار .pantolon. 2.şalvar.

    şelvârbend (F.) [ شلواربند ] uçkur.

    şem’ (A.) [ 1 [ شمع .mum. 2.balmumu.

    şem’dan (A.-F.) [ شمعدان ] mumluk, şamdan.

    şemâil (A.) [ شمائل ] huylar, tavırlar.

    şemâte (A.) [ شماطه ] şamata.

    şemîm (A.) [ 1 [ شميم .güzel koku. 2.güzel kokulu.

    şemme (A.) [ شمه ] çok az.

    şems (A.) [ شمس ] güneş.

    şemsî (A.) [ 1 [ شمسی .güneşle ilgili. 2.güneş takvimi.

    şemsiye (A.) [ 1 [ شمسيه .güneşlik. 2.şemsiye.

    şemşîr (F.) [ شمشير ] kılıç.

    şenâat (A.) [ شناعت ] kötülük.

    şenbe (F.) [ شنبه ] cumartesi.

    şenî’ (A.) [ شنيع ] kötü, çirkin.

    şer (A.) [ شر ] kötülük.

    şer’ (A.) [ شرع ] din kuralları.

    şer’an (A.) [ شرعا ] şer’î olarak, şeriat hükümlerine göre.

    şer’î (A.) [ شرعی ] şeriat ile ilgili, şeriata uyan.

    şer’iye (A.) [ شرعيه ] şeriat ile ilgili, şeriata uyan.

    şerâbhâr (A.-F.) [ شرابخوار ] şarap içen.

    şerâfet (A.) [ 1 [ شرافت .şereflilik. 2.soyluluk.

    şerâit (A.) [ شرائط ] koşullar.

    şerâket (A.) [ شراکت ] ortaklık.

    şerâre (A.) [ شراره ] kıvılcım.

    şerâret (A.) [ شرارت ] kötülük, şerlilik.

    şerâyi’ (A.) [ شرایع ] şeriat hükümleri.

    şerbet (A.) [ شربت ] şurup.

    şeref (A.) [ 1 [ شرف .şeref. 2.üstünlük. 3.kıvanç.

    şerefbahş (A.-F.) [ شرفبخش ] şeref veren.

    şerefsâdır olmak padişahın emriyle çıkmak.

    şerefsudûr olmak padişahın emriyle çıkmak.

    şerefvârid olmak şerefle gelmek.

    şerefvusûl olmak şerefle gelmek.

    şerefzâhir olmak şerefle çıkmak.

    şerefzuhûr olmak şerefle çıkmak.

    şerer (A.) [ شرر ] kıvılcımlar.

    şerh (A.) [ 1 [ شرح .açma. 2.açılama.

    şerha (A.) [ شرحه ] dilim dilim olmuş.

    şerha şerha dilim dilim, parçamparça.

    şeriat (A.) [ 1 [ شریعت .din hükümleri. 2.doğru yol.

    şerif (A.) [ 1 [ شریف .şerefli. 2.Hz. Hüseyin soyundan gelen.

    şerik (A.) [ 1 [ شریک .ortak. 2.okul arkadaşı.

    şerîr (A.) [ شریر ] kötü, şirret.

    şerîta (A.) [ شریطه ] koşul.

    şerm (F.) [ شرم ] utanç, utanma.

    şermende (F.) [ شرمنده ] utangaç.

    şermendegî (F.) [ شرمندگی ] utangaçlık.

    şermgîn (F.) [ شرمگين ] utangaç.

    şermnâk (F.) [ شرمناک ] utangaç.

    şermsâr (F.) [ شرمسار ] utangaç.

    şerr (A.) [ 1 [ شر .kötülük. 2.kötü davranış.

    şerîr (A.) [ شریر ] kötü insan, kötülük eden insan.

    şest (F.) [ 1 [ شست .okçu yüksüğü. 2.olta.

    şeş (F.) [ شش ] altı.

    şeşbeş (F.-T.) [ شش بش ] altı ve beş.

    şeşcihar (F.) [ شش جهار ] altı ve dört.

    şeşise (F.) [ شش و سه ] altı ve üç.

    şeşiyek (F.) [ شش و یک ] altı ve bir.

    şeşper (F.) [ شش پر ] topuz.

    şeşüdü (F.) [ شش و دو ] altı ve iki.

    şeşüm (F.) [ ششم ] altıncı.

    şeşüse (F.) [ شش و سه ] altı ve üç.

    şeşüyek (F.) [ شش و یک ] altı ve bir.

    şetâret (A.) [ شطارت ] neşe.

    şetm (A.) [ شتم ] küfür, sövgü.

    şetm etmek küfretmek, sövmek.

    şevâgil (A.) [ شواغل ] uğraşılar.

    şevher (F.) [ شوهر ] koca.

    şevk (A.) [ 1 [ شوق .çok isteme. 2.sevinç.

    şevket (A.) [ شوکت ] ululuk.

    şevketmeâb (A.) [ شوکت مآب ] yüce padişah.

    şevketpenâh (A.-F.) [ شوکت پناه ] yüce padişah.

    şey’ (A.) [ شیء ] şey.

    şey’î (A.) [ شيئی ] nesnel, objektif.

    şey’iyet (A.) [ شيئيت ] nesnellik, objektiflik.

    şeyâtin (A.) [ شياطين ] şeytanlar.

    şeyb (A.) [ شيب ] yaşlılık, ihtiyarlık.

    şeydâ (F.) [ شيدا ] mecnun.

    şeyh (A.) [ 1 [ شيخ .yaşlı, ihtiyar. 2.tarikat şeyhi.

    şeyhûhet (A.) [ شيخوخت ] yaşlılık.

    şeytanet (A.) [ شيطنت ] şeytanlık, hilekârlık.

    şeytânî (A.) [ 1 [ شيطانی .şeytanlık. 2.şeytanca.


  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    şıhne (A.) [ شحنه ] güvenlik görevlisi, inzibat görevlisi.

    şık (A.) [ شق ] ikiye bölünmüş bir şeyin her parçası.

    şi’r (A.) [ شعر ] şiir.

    şîa (A.) [ شيعه ] şiî.

    şiâr (A.) [ 1 [ شعار .slogan. 2.işaret.

    şiâr edinmek slogan haline getirmek, meslek edinmek.

    şibh (A.) [ 1 [ شبه .benzeme. 2.benzer.

    şibh-i cezîre (A.-F.) [ شبه جزیره ] yarımada.

    şibh-i münharif (A.-F.) [ شبه منحرف ] yamuk.

    şicâ’ (A.) [ شجاع ] cesurlar.

    şiddet (A.) [ 1 [ شدت .sertlik. 2.aşırılık, fazlalık.

    şiddetle (A.-T.) kesin olarak. şifa bahşetmek şifa vermek, iyileştirmek. şifa bulmak iyileşmek.

    şifâ’ (A.) [ شفاء ] şifa,iyileşme.

    şifâbahş (A.-F.) [ شفابخش ] şifa verme, iyileştirme.

    şifâbahş olmak şifa vermek, iyileştirmek.

    şifâhane (A.-F.) [ شفاخانه ] hastane.

    şifâhen (A.) [ شفاها ] sözlü olarak.

    şifâhî (A.) [ شفاهی ] sözlü olarak.

    şifakâr (A.-F.) [ شفاکار ] şifa veren, iyileştiren.

    şifânâpezîr (A.-F.) [ شفاناپذیر ] iyileşmez, onulmaz, şifa bulmaz.

    şifâresân (A.-F.) [ شفارسان ] şifa veren, iyileştiren.

    şifâyâb (A.-F.) [ شفایاب ] şifa bulan. şifâyâb olmak şifa bulmak, iyileşmek.

    şîfte (F.) [ شيفته ] delicesine aşık.

    şîftedil (F.) [ شيفته دل ] gönlünü kaptırmış, delicesine aşık.

    şihâb (A.) [ 1 [ شهاب .akan yıldız, kayan yıldız. 2.kıvılcım.

    şîhe (F.) [ شيهه ] kişneme.

    şîî (A.) [ شيعی ] şiî, şîa mezhebine mensup.

    şiirâlud (A.-F.) [ شعر آلود ] şiirli.

    şîiyyet (A.) [ شيعيت ] şiîlik.

    şikâf (F.) [ ] 1 شکاف .yarık. 2.yaran.

    şikâr (F.) [ 1 [ شکار .av. 2.av hayvanı. şikâr etmek avlamak.

    şikâr olmak avlanmak, av olmak.

    şikârgah (F.) [ شکارگاه ] avlak.

    şikârî (F.) [ 1 [ شکاری .avcı. 2.av ile ilgili.

    şikâyât (A.) [ شکایات ] şikayetler.

    şikâyet (A.) [ شکایت ] sızlanma, şikayet.

    şikâyetnâme (A.-F.) [ 1 [ شکایت نامه .şikayet mektubu. 2.şikayeti konu alan yapıt.

    şikem (F.) [ 1 [ شکم .karın. 2.mide.

    şikembe (F.) [ شکمبه ] işkembe.

    şikemderd (F.) [ شکم درد ] karın ağrısı.

    şikemperest (F.) [ شکم پرست ] obur.

    şikemperver (F.) [ شکم پرور ] obur.

    şiken (F.) [ 1 [ شکن .kıran. 2.kıvrım, büklüm.

    şikence (F.) [ شکنجه ] işkence.

    şikest (F.) [ 1 [ شکست .kırık. 2.yenilgi. 3.kırma. 4.kırılma. şikest bulmak kırılmak. şikest olmak kırılmak.

    şikeste (F.) [ 1 [ شکسته .kırık. 2.yenik, mağlup.

    şikestebâl (F.) [ 1 [ شکسته بال .kanadı kırık. 2.çaresiz, üzgün.

    şikestebeste (F.) [ شکسته بسته ] kırık dökük.

    şikestedil (F.) [ شکسته دل ] gönlü yaralı.

    şikestetâli’ (F.-A.) [ شکسته طالع ] talihsiz.

    şimâl (A.) [ 1 [ شمال .kuzey. 2.sol.

    şimâlen (A.) [ 1 [ شمالا .kuzeyden. 2.kuzeyde.

    şimâlî (A.) [ شمالی ] kuzeye ait. kutb-i ~ kuzey kutbu.

    şimşâd (F.) [ شمشاد ] şimşir.

    şimşir (F.) [ شمشير ] kılıç.

    şinâs (F.) [ 1 [ شناس .tanıyan. 2.bilen. 3.sayan.

    şîr (F.) [ شير ] arslan.

    şîr (F.) [ شير ] süt.

    şîrâze (F.) [ 1 [ شيرازه .kitap sırtındaki kumaş şerit. 2.düzen.

    şîrdan (F.) [ شيردان ] şirden.

    şîrdil (F.) [ شيردل ] yiğit, arslan yürekli.

    şîre (F.) [ 1 [ شيره .şıra. 2.özsuyu. 3.süt.

    şîrhar (F.) [ شيرخوار ] süt çocuğu.

    şîrin (F.) [ 1 [ شيرین .tatlı. 2.şirin, sevimli.

    şîrinkâr (F.) [ شيرینکار ] davranışları güzel.

    şîrinzeban (F.) [ شيرین زبان ] tatlı dilli.

    şirk (A.) [ شرک ] Tanrı’ya ortak koşma.

    şirket (A.) [ شرکت ] ortaklık.

    şîrmerd (F.) [ شيرمرد ] yürekli, yiğit.

    şîrpençe (F.) [ 1 [ شيرپنچه .arslan pençesi. 2.sırtta ve boyunda çıkan bir tür kan çıbanı.

    şirret (A.) [ 1 [ شرت .kötülük. 2.kötü insan.

    şiryân (A.) [ شریان ] atardamar.

    şîşe (F.) [ شيشه ] şişe.

    şitâ (A.) [ شتا ] kış.

    şitâbân (F.) [ شتابان ] koşan, seğirten.

    şitâbân olmak koşmak, seğirtmek.

    şitâiyye (A.) [ 1 [ شتائيه .kışlık. 2.kış için yazılan şiir.

    şîve (F.) [ 1 [ شيوه .tarz, usül. 2.naz, işve. 3.aksan.

    şîvebaz (F.) [ شيوه باز ] işveli.

    şîvekâr (F.) [ شيوه کار ] işveli, cilveli.

    şîven (F.) [ شيون ] ağıt.


  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    şöhre (A.) [ شهره ] ünlü.

    şöhret (A.) [ شهرت ] ün.

    şöhretşiâr (A.) [ شهرت شعار ] ünlü.

    şu’le (A.) [ شعله ] alev, şule.

    şu’ledar (A.-F.) [ شعله دار ] alevli, şuleli.

    şu’lereng (A.-F.) [ شعله رنگ ] alev rengi.

    şu’lever (A.-F.) [ 1 [ شعله ور .alevli. 2.parlak, aydınlık.

    şuâ (A.) [ شعاع ] ışın.

    şuâât (A.) [ شعاعات ] ışınlar.

    şuabât (A.) [ شعبات ] şubeler.

    şuarâ (A.) [ شعرا ] şairler.

    şube (A.) [ شعبه ] kol, dal, şube.

    şubede (F.) [ شعبده ] hokkabazlık.

    şubedebâz (F.) [ شعبده باز ] hokkabaz.

    şuebât (A.) [ شعبات ] şubeler.

    şugl (A.) [ شغل ] iş, uğraşı.

    şugûl (A.) [ شغول ] uğraşılar.

    şûh (F.) [ 1 [ شوخ .oynak ve neşeli. 2.hareketlerinde serbest olan. 3. neşeli güzel.

    şûhmeşreb (F.-A.) [ شوخ مشرب ] şen şakrak.

    şûm (F.) [ شوم ] uğursuz, şom.

    şûr (F.) [ 1 [ شور .heyecan, coşku. 2.tuzlu. 3.gürültü.

    şûrâ (A.) [ شورا ] danışma.

    şûrbaht (F.) [ شوربخت ] talihsiz.

    şûre (F.) [ شوره ] çorak.

    şûrezâr (F.) [ شوره زار ] çorak arazi.

    şûrîde (F.) [ 1 [ شوریده .perişan. 2.karasevdalı.

    şûrîdebaht (F.) [ شوریده بخت ] talihsiz.

    şûrîdehâtır (F.-A.) [ شوریده خاطر ] gönlü perişan, aklı karışık.

    şûristân (F.) [ شورستان ] çorak arazi.

    şûriş (F.) [ شورش ] kargaşa.

    şurta (A.) [ شرطه ] öncü asker.

    şurûb (A.) [ شروب ] şurup.

    şurût (A.) [ شروط ] koşullar.

    şuûbiyye (A.) [ شعوبيه ] şuûbîlik.

    şuûn (A.) [ 1 [ شئون .işler. 2.olaylar.

    şuur (A.) [ شعور ] bilinç.

    şûy (F.) [ شوی ] koca.

    şübhe (A.) [ شبهه ] şüphe.

    şübhedar (A.-F.) [ شبهه دار ] şüpheli, kuşkulu.

    şücâ’ (A.) [ شجاع ] cesur.

    şücâ’at (A.) [ شجاعت ] cesurluk, yiğitlik.

    şüfeâ (A.) [ شفعا ] şefaatçılar.

    şühedâ (A.) [ شهدا ] şehitler.

    şühud (A.) [ 1 [ شهود .görme. 2.görünme. 3.tanıklar.

    şühûr (A.) [ شهور ] aylar.

    şükr (A.) [ شکر ] şükür, teşekkür.

    şükrân (A.) [ شکران ] teşekkür borcu, iyiliğin bilinmesi.

    şükrâne (A.-F.) [ شکرانه ] teşekkür borcu olarak, teşekkür alameti.

    şükrgüzar (A.-F.) [ شکرگزار ] teşekkür eden.

    şükûfe (F.) [ شکوفه ] çiçek.

    şükûfezar (F.) [ شکوفه زار ] çiçeği çok olan yer, çiçek bahçesi.

    şükûh (F.) [ شکوه ] görkem, ululuk.

    şüküfte (F.) [ شکفته ] açılmış, çiçek açmış.

    şükür (A.) [ شکر ] teşekkür, iyilik bilme.

    şümâr (F.) [ 1 [ شمار .sayı. 2.sayan.

    şümûl (A.) [ 1 [ شمول .kapsam. 2.kapsama.

    şümürde (F.) [ شمرده ] sayılı.

    şüpüş (F.) [ شپش ] bit.

    şürb (A.) [ شرب ] içme.

    şürefâ (A.) [ شرفا ] şerifler, Hz. Muhammed soyundan gelenler.

    şürekâ (A.) [ شرکا ] ortaklar.

    şürû (A.) [ شروع ] başlama.

    şürûh (A.) [ شروح ] şerhler, açılamalar.

    şürûr (A.) [ شرور ] kötülükler.

    şürut (A.) [ شروط ] koşullar.

    şüs (F.) [ شس ] akciğer.

    şüst (F.) [ شست ] yıkama.

    şüstüşû (F.) [ 1 [ شست و شو .yıkama. 2.yıkanma.

    şüş (F.) [ شش ] karaciğer.

    şütür (F.) [ شتر ] deve.

    şütürban (F.) [ شتربان ] deveci.

    şütürdil (F.) [ شتردل ] kinci.

    şütürhâr (F.) [ شترخوار ] deve dikeni.

    şütürmürg (F.) [ شترمرغ ] devekuşu.

    şüûn (A.) [ 1 [ شئون .işler. 2.olaylar.

    şüûnât (A.) [ شئونات ] olaylar.

    şüyû (A.) [ 1 [ شيوع .yayılma. 2.dağılma. 3.duyulma.

    şüyûh (A.) [ 1 [ شيوخ .şeyhler. 2.ihtiyarlar, yaşlılar.

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •