5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Osmanlıca-Türkçe Sözlük (B)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart Osmanlıca-Türkçe Sözlük (B)

    -B-

    bâb (A.) [ 1 [باب .kapı. 2.konu. 3.bölüm.
    bâ (F.) [ 1 [با .ile. 2.sahip.
    ba’de (A.) [ بعد ] sonra.
    ba’dehu (A.) [ بعده ] daha sonra, ondan sonra.
    ba’delmîlâd (A.) [ بعدالميلاد ] milattan sonra, İsa’dan sonra.
    ba’demâ (A.) [ بعدما ] bundan böyle.
    ba’dezin (A.-F.) [ بعدازاین ] bundan sonra, bundan böyle.
    ba’s (A.) [ بعث ] diriliş.
    ba’süba’delmevt (A.) [ بعث بعد الموت ] ölümden sonra diriliş.
    ba’zan (A.) [ بعضا ] bazen, kimi zaman.
    bâb (A.) [ 1 [باب .kapı. 2.konu. 3.bölüm.
    bâbâ (F.) [ 1 [بابا .baba. 2.ata.
    bâbâyâne (F.) [ بابایانه ] babaca, babacan.
    bâbûne (F.) [ بابونه ] babuna, papatya.
    bâc (F.) [ 1 [باج .haraç. 2.vergi. 3.gümrük vergisi.
    bâcgîr (F.) [ باجگير ] vergi memuru.
    bâd (F.) [ 1 [باد .rüzgar, yel. 2.defa, kez. 3.yük. 4.olsun.
    bâdâm (F.) [ بادام ] badem.
    bâdbân (F.) [ بادبان ] yelken.
    bâdbedest (F.) [ بادبدست ] eli boş, züğürt.
    bâdbîz (F.) [ بادبيز ] yelpaze.
    bâde (F.) [ 1 [باده .içki. 2.şarap.
    bâdefürûş (F.) [ باده فروش ] meyhaneci.
    bâdehâr (F.) [ باده خوار ] içki içen.
    bâdekeş (F.) [ باده کش ] şarap içen.
    bâdenûş (F.) [ باده نوش ] içki içen.
    bâdî (A.) [ بادی ] sebep olan, yol açan.
    bâdî olmak sebep olmak, yol açmak.
    bâdire (A.) [ بادره ] tehlikeli olay, felaket.
    bâdiye (A.) [ بادیه ] çöl.
    bâğ (F.) [ باغ ] bahçe, bağ.
    bağal (F.) [ بغل ] koltuk.
    bâğbân (F.) [ باغبان ] bahçıvan.
    bâğçe (F.) [ باغچه ] bahçe.
    bağçevan (F.) [ باغچوان ] bahçıvan.
    bağteten (A.) [ بغتة ] ansızın, birdenbire.
    bâh (A.) [ باه ] cinsel güç.
    bahâ (F.) [ بها ] değer, kıymet.
    bâhaber (F.-A.) [ باخبر ] haberli, haberdar.
    bahâdar (F.) [ بهادار ] kıymetli.
    bahâdır (F.) [ بهادر ] yiğit.
    bahâne (F.) [ 1 [بهانه .bahane. 2.sebep.
    bahânecû (F.) [ بهانه جو ] bahaneci.
    bahâr (F.) [ 1 [بهار .ilkbahar. 2.bahar. 3.baharat.
    bahârî (F.) [ بهاری ] ilkbahar ile ilgili.
    bahâyim (A.) [ بهایم ] dört ayaklı hayvanlar.
    bahîl (A.) [ بخيل ] cimri.
    bâhired (F.) [ باخرد ] akıllı.
    bâhis (A.) [ باحث ] bahseden, söz eden.
    bahis (A.) [ 1 [بحث .konu. 2.tartışma.
    bahr -i siyâh [ بحر سياه ] Karadeniz.
    bahr (A.) [ بحر ] deniz.
    bahr -i ahdar [ بحر احضر ] Hint Okyanusu.
    bahr -i ahmer [ بحر احمر ] Kızıldeniz.
    bahr -i hazer [ بحر خزر ] Hazar Denizi.
    bahr -i kulzum [ بحر قلزم ] Kızıldeniz.
    bahr -i muhît-i atlasî [ بحر محيط اطلسی ] Atlas Okyanusu.
    bahr -i muhît-i kebîr [ بحر م&#15
    Konu sahibi Göz_Yaşım

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >B

    bahr -i muhît-i atlasî [ بحر محيط اطلسی ] Atlas Okyanusu.

    bahr -i muhît-i kebîr [ بحر محيط کبير ] Büyük Okyanus.

    bahr -i mutavassıt [ بحر متوسط ] Akdeniz.

    bahs (A.) [ 1 [بحث .konu. 2.tartışma.

    bahs edilmek ele alınmak, söz edilmek.

    bahs etmek ele almak, söz etmek.

    bahş (F.) [ بخش ] bağışlayan.

    bahş edilmek 1.bağışlanmak. 2.verilmek.

    bahş etmek 1.bağışlamak. 2.vermek.

    bahşâyiş (F.) [ 1 [بخشایش .bağışlama. 2.bağış, ihsan.

    bahşiş (F.) [ 1 [بخشش .bağış. 2.bahşiş.

    baht (F.) [ بخت ] talih.

    bahtiyârî (F.) [ بختياری ] bahtiyarlık.

    bâhûr (A.) [ باخور ] aşırı sıcak.

    bâhusus (F.-A.) [ باخصوص ] hele hele, özellikle.

    baîd (A.) [ بعيد ] uzak.

    bâis (A.) [ باعث ] yol açan, sebep olan.

    bâis olmak yol açmak, sebep olmak.

    bâjurnal (F.-Fr.) [ باژورنال ] tutanak ile.

    bâk (F.) [ باک ] korku.

    bakâyâ (A.) [ بقایا ] geriye kalanlar.

    bakıyye (A.) [ بقيه ] geriye kalan, bakiye.

    bâkî (A.) [ 1 [باقی .kalıcı, ölümsüz. 2.artan, geri kalan.

    bâkir (A.) [ باکر ] el sürülmemiş.

    bâkire (A.) [ باکره ] kızoğlan kız.

    bâl (F.) [ بال ] kanat.

    bâlâ (F.) [ 1 [بالا .yukarı, üst. 2.boy.

    bâlâbülend (F.) [ بالابلند ] uzun boylu.

    bâlâhâne (F.) [ بالاخانه ] tavan arası, çatı.

    bâlâpervaz (F.) [ بالاپرواز ] yükseklerden uçan.

    bâliğ (A.) [ 1 [بالغ .erişkin. 2.tutan, varan.

    bâliğ olmak 1.erişkin olmak. 2.tutmak, ulaşmak, varmak

    bâlîn (F.) [ 1 [بالين .başucu. 2.yastık.

    bâliş (F.) [ بالش ] yastık.

    bâm (F.) [ بام ] dam, çatı.

    bâmazbata (F.-A.) [ بامضبطه ] tutanak ile.

    bâmdâd (F.) [ بامداد ] sabah, sabahleyin.

    bâmukâvele (F.-A.) [ بامقاوله ] sözleşme ile, sözleşmeli.

    bâng (F.) [ 1 [بانگ .ses. 2.haykırış.

    bânû (F.) [ 1 [بانو .bayan. 2.büyük hanım.

    bâr (F.) [ 1 [بار .yük. 2.defa, kez. 3.Tanrı. 4.meyva. 5.yağdıran.

    bâr vermek meyva vermek.

    bârân (F.) [ باران ] yağmur.

    bârapor (F.-Fr.) [ باراپور ] rapor ile birlikte, raporlu.

    bârber (F.) [ باربر ] hamal.

    bâre (F.) [ 1 [باره .defa. 2.sur.

    bârgâh (F.) [ 1 [بارگاه .yüksek huzur, padişah huzuru. 2.otağ.

    bârgîr (F.) [ بارگير ] beygir.

    bârî (F.) [ باری ] hiç olmazsa, en azından.

    bârid (A.) [ بارد ] soğuk.

    bârîk (F.) [ باریک ] ince.

    bârika (A.) [ بارقه ] şimşek.

    bâriz (A.) [ بارز ] belirgin.

    bârû (F.) [ بارو ] burç, hisar burcu.

    bârver (F.) [ 1 [بارور .verimli. 2.meyvalı.

    basar (A.) [ 1 [بصر .görme. 2.görme yetisi.

    basîret (A.) [ بصيرت ] görüş, ileriyi görme gücü.

    basît (A.) [ 1 [بسيط .sade. 2.kolay.

    bast (A.) [ بسط ] yayma.

    batâet (A.) [ بطائت ] ağırlık, yavaşlık.

    bâtakrîr (F.-A.) [ باتقریر ] rapor halinde.

    bâtıl (A.) [ 1 [باطل .hükümsüz. 2.boş.

    batın (A.) [ 1 [بطن .karın. 2.kuşak, nesil.

    bâtınen (A.) [ باطنا ] işin iç yüzünde.

    batî (A.) [ بطی ] ağır, yavaş.

    batn (A.) [ 1 [بطن .karın. 2.kuşak, nesil.

    batt (A.) [ بط ] kaz.

    battal (A.) [ 1 [بطال .yiğit. 2.köhnemiş. 3.hantal.

    bâvekar (F.-A.) [ باوقار ] ağırbaşlı.

    bâyi (A.) [ بایع ] satıcı.

    bayrakdâr (A.-F.) [ بيدقدار ] bayraktar, sancaktar.

    baytâr (A.) [ بيطار ] veteriner.

    bâz (F.) [ 1 [باز .tekrar. 2.açık. 3.doğan.

    bazargâh (F.) [ بازارگاه ] pazar yeri.

    bazen (A.) [ بعضا ] kimi zaman

    bazı (A.) [ بعض ] kimi.

    bâzî (F.) [ بازی ] oyun.

    bâzîçe (F.) [ بازیچه ] oyuncak.

    bâzû (F.) [ 1 [بازو .kol. 2.güç.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >B<

    be’s (A.) [ بأس ] zarar, kötü yan.

    bebr (F.) [ ببر ] kaplan.

    becâ (F.) [ بجا ] yerinde.

    becâyiş (F.) [ بجایش ] yer değişimi.

    beççe (F.) [ 1 [بچه .çocuk. 2.yavru.

    bed (F.) [ بد ] kötü.

    bed’ etmek başlamak.

    bedahd (F.-A.) [ بدعهد ] sözünde durmayan.

    bedâheten (A.) [ بداهة ] düşünmeden.

    bedahlâk (F.-A.) [ بداخلاق ] ahlaksız.

    bedâvâz (F.) [ بدآواز ] kötü sesli.

    bedâvet (A.) [ 1 [بداوت .göçebelik. 2.bedevîlik.

    bedâyi’ (A.) [ بدایع ] yeni ve güzel şeyler.

    bedbaht (F.) [ بدبخت ] tahilsiz.

    bedbaht etmek mutsuz etmek.

    bedbîn (F.) [ بدبين ] kötümser, karamsar.

    bedbû (F.) [ بدبو ] kötü kokulu.

    bedcins (F.-A.) [ بدجنس ] kötü cinsli, cinsi bozuk.

    bedçeşm (F.) [ بدچشم ] kötü gözlü.

    beddil (F.) [ بددل ] ödlek.

    bedduâ (F.-A.) [ بددعا ] ilenç.

    bedelât (A.) [ بدلات ] bedeller.

    bedendîş (F.) [ بداندیش ] kötü düşünceli.

    bedenen (A.) [ بدنا ] vücutça.

    bedestân (F.) [ بزستان ] bedesten.

    bedevî (A.) [ بدوی ] çöl arabı.

    bedeviyyet (A.) [ 1 [بدویت .göçebelik. 2.bedevîlik.

    bedfercâm (F.) [ بدفرجام ] kötü sonlu.

    bedgû (F.) [ بدگو ] dedikoducu.

    bedgüher (F.) [ بدگهر ] kalbi bozuk, mayası bozuk.

    bedhâh (F.) [ بدخواه ] birinin kötülüğünü isteyen, kötü niyetli.

    bedhû (F.) [ بدخو ] huysuz, kötü huylu.

    bedî’ (A.) [ بدیع ] güzel, yepyeni.

    bedîa (A.) [ بدیعه ] yepyeni şey.

    bedîhe (A.) [ بدیهه ] düşünmeden.

    bedîhî (A.) [ بدیهی ] kuşkusuz.

    bedkâr (F.) [ بدکار ] kötü hareketli.

    bedlikâ (F.-A.) [ بدلقا ] çirkin.

    bedmâye (F.) [ بدمایه ] mayası bozuk.

    bedmest (F.) [ بدمست ] içip içip dağıtan.

    bedmestî (F.) [ بدمستی ] içip içip dağıtma.

    bedmestlik (F.-T.) [ed+mes] içip içip dağıtma.

    bedmestlik etmek içip için dağıtmak.

    bedmihr (F.) [ بدمهر ] sevgisiz.

    bednâm (F.) [ بدنام ] adı kötüye çıkmış.

    bednigâh (F.) [ بدنگاه ] kötü gözlü, kötü bakışlı.

    bednihâd (F.) [ بدنهاد ] kötü yaratılışlı, soysuz.

    bedr (A.) [ بدر ] dolunay.

    bedre (A.) [ بدره ] para kesesi.

    bedreftâr (F.) [ بدرفتار ] kötü davranışlı.

    bedreka (F.) [ 1 [بدرقه .uğurlama, yolcu etme. 2.kılavuz.

    bedrûd (F.) [ بدرود ] veda.

    bedsigâl (F.) [ بدسگال ] kötü düşünceli.

    bedsîret (F.-A.) [ بدسيرت ] ahlaksız.

    bedsirişt (F.) [ بدسرشت ] kötü yaratılışlı, mayası bozuk.

    bedter (F.) [ بدتر ] daha kötü, beter.

    bedtıynet (F.-A.) [ بدطينت ] tıynetsiz, karaktersiz.

    bedzebân (F.) [ بدزبان ] ağzı bozuk.

    bedzehre (F.) [ بدزهره ] ödlek.

    begâyet (F.-A.) [ بغایت ] çok, son derece.

    behâ (F.) [ بها ] değer, kıymet.

    behbûd (F.) [ بهبود ] sağlık.

    behcet (A.) [ 1 [بهجت .sevinç. 2.güzellik.

    behem (F.) [ بهم ] birlikte, beraber.

    behemehâl (F.-A.) [ بهه حال ] her halükârda, mutlaka, ne olursa olsun.

    beher (F.) [ بهر ] her, her biri.

    behic (A.) [ بهيج ] güleryüzlü.

    behîmî (A.) [ بهيمی ] hayvanî.

    behîmiyyet (A.) [ بهيميت ] hayvanlık.

    behişt (F.) [ بهشت ] cennet.

    behiştî (F.) [ بهشتی ] cennetlik.

    behiyye (A.) [ بهيه ] güzel.

    behmân (F.) [ بهمان ] falan, filan.

    behre (F.) [ بهره ] nasip.

    behremend (F.) [ 1 [بهرمند .hisse sahibi. 2.yararlanan.

    beht (A.) [ بهت ] şaşkınlık.

    behte uğramak şaşakalmak, şaşkınlığından donakalmak.

    bekâ (A.) [ بقا ] kalıcılık.

    bekâm (F.) [ بکام ] muradına ermiş.

    bekâm olmak muradına ermek.

    bekâya (A.) [ بقایا ] geriye kalanlar; kalıntılar.

    bekrî (A.) [ بکری ] içki düşkünü.

    beksimat (F.) [ بکسمات ] peksimet.

    bel (A.) [ بل ] belki.

    bel’ (A.) [ 1 [بلع .yutma. 2.yutulma.

    bel’ edilmek yutulmak.

    bel’ etmek yutmak.

    belâ (A.) [ بلا ] felaket, musibet.

    belâ (A.) [ بلی ] evet.

    belâdet (A.) [ بلادت ] dangalaklık.

    belâdîde (A.-F.) [ بلادیده ] belaya uğramış.

    belâgat (A.) [ بلاغت ] kusursuz söz söyleme

    belâhet (A.) [ بلاهت ] eblehlik.

    belâyâ (A.) [ بلایا ] belalar.

    belde (A.) [ 1 [بلده .kent. 2.diyar, memleket.

    beled (A.) [ 1 [بلد .kent. 2.memleket.

    beledî (A.) [ بلدی ] kentli.

    belediyye (A.) [ بلدیه ] belediye.

    belî (A.) [ بلی ] evet.

    belîğ (A.) [ 1 [بليغ .fasih konuşan. 2.fasih, düzgün.

    beliyyât (A.) [ بليات ] belalar.

    belki (F.-A.) [ بلکه ] olabilir, belki.

    belût (A.) [ 1 [بلوط .pelit, palamut. 2.meşe.

    benâdir (A.<F.) [ بنادر ] limanlar.

    benâm (F.) [ 1 [بنام .ünlü. 2.adında.

    benân (A.) [ 1 [بنان .parmaklar. 2.parmak uçları.

    benât (A.) [ بنات ] kızlar.

    bend (F.) [ 1 [بند .bağ. 2.zincir. 3.boğum. 4.bend, fıkra. 4.baraj, su bendi.

    bend olmak bağlanmak.

    bende (F.) [ 1 [بنده .kul. 2.köle.

    bendegân (F.) [ 1 [بندگان .kullar. 2.köleler.

    bendegî (F.) [ 1 [بندگی .kulluk. 2.kölelik.

    bendehâne (F.) [ بنده خانه ] benim evim.

    bender (F.) [ بندر ] liman.

    bendergâh (F.) [ بندرگاه ] rıhtım.

    bendezâde (F.) [ 1 [بنده زاده .köle çocuğu. 2.benim çocuğum.

    benefşe (F.) [ بنفشه ] menekşe.

    benefşî (F.) [ بنفشی ] mor.

    beng (F.) [ بنگ ] esrar.

    bengî (F.) [ بنگی ] esrarkeş.

    benî (A.) [ بنی ] oğullar.

    benîâdem [ بنی آدم ] insanlar, Adem oğulları.

    benîisrâîl ı [ بنی اسرائيل ] İsrailoğulları.

    bennâ (A.) [ بناء ] yapı ustası.

    benû (A.) [ بنو ] oğullar.

    ber (F.) [ 1 [بر .üzeri. 2.üzere. 3.göğüs. 4.meyva.

    berâ’et (A.) [ برائت ] aklanma.

    berâ’et etmek aklanmak.

    berâber (F.) [ 1 [برابر .birlikte. 2.eşit.

    berâberî (F.) [ 1 [برابری .birliktelik. 2.eşitlik.

    berâhîn (A.) [ براهين ] deliller, kanıtlar.

    berâyı (F.) [ برای ] için.

    berâyı malûmât [ برای معلومات ] bilgi edinmek için, bilgi vermek için, bilgi sahibi

    olmak için.

    berbâd (F.) [ 1 [برباد .mahvolmuş. 2.kötü, pis, berbat.

    bercâ (F.) [ برجا ] yerinde, uygun.

    berceste (F.) [ برجسته ] seçkin, seçme.

    berd (A.) [ برد ] soğuk.

    berde (F.) [ برده ] köle.

    berdevâm (F.-A.) [ بردوام ] sürekli, devam eden.

    berdülacuz (A.) [ بردالعجوز ] kocakarı soğuğu.

    bere (F.) [ بره ] kuzu.

    berehne (F.) [ برهنه ] çıplak.

    berekât (A.) [ برکات ] bereketler.

    bereket (A.) [ 1 [برکت .bolluk. 2.uğur.

    berevât (A.) [ بروات ] beratlar.

    berf (F.) [ برف ] kar.

    berfîn (F.) [ برفين ] karlı.

    berg (F.) [ برگ ] yaprak.

    bergüzâr (F.) [ برگذار ] hatıra, hediye, yadigâr.

    berhâne (F.) [ برخانه ] harap vaziyetteki ev.

    berhayât (F.-A.) [ برحيات ] hayatta olan, sağ.

    berhayât bulunmak yaşamak, hayatta olmak.

    berhürdâr (F.) [ برخوردار ] mutlu, muradına ermiş.

    berî (A.) [ بری ] arınmış, temiz, uzak.

    berîd (A.) [ 1 [برید .ulak. 2.postacı.

    berîn (F.) [ برین ] yüksek, yüce.

    berk (A.) [ برق ] şimşek.

    berkarâr (F.-A.) [ برقرار ] yerinde duran, karar eden.

    berkarâr olmak devam etmek, kalmak.

    berkemâl (F.-A.) [ بزکمال ] en iyi şekilde, mükemmel.

    bermâh (F.) [ برماه ] matkap, burgu.

    bermu’tâd (F.-A.) [ برمعتاد ] alışıldığı gibi, mutâd olduğu üzere.

    bermûcib-i (F.-A.) [ برموجب ] uyarınca, gereğince.

    bernâ (F.) [ برنا ] genç.

    berpâ (F.) [ برپا ] ayakta.

    berr (A.) [ 1 [بر .toprak. 2.kara. 3.kıta.

    berrak (A.) [ براق ] duru.

    berren (A.) [ برا ] kara yolu ile.

    berrî (A.) [ بری ] kara ile ilgili.

    bersâbık (F.-A.) [ برسابق ] eskiden olduğu gibi.

    bertaraf (F.-A.) [ 1 [برطرف .bir yana. 2.giderilmiş.

    bertaraf etmek gidermek.

    bertaraf olmak giderilmek.

    berter (F.) [ برتر ] daha üstün.

    berterîn (F.) [ برترین ] en üstün.

    bervech-i (F.-A.) [ بروجه ] gibi.

    berzah (A.) [ 1 [برزخ .cehennem. 2.dil, kara uzantısı. 3.sorun, dert.

    berzger (F.) [ برزگر ] çiftçi.

    bes (F.) [ 1 [بس .yeterli. 2.çok.

    besâ (F.) [ بسا ] nice.

    besâtîn (A.) [ بساتين ] bahçeler.

    besend (F.) [ بسند ] yeterli.

    besende (F.) [ بسنده ] yeterli.

    beserüçeşm (F.) [ بسر و چشم ] başüstüne, başım gözüm üstüne.

    besî (F.) [ بسی ] birçok.

    besîm (A.) [ بسيم ] güleç.

    beste (F.) [ 1 [بسته .kapalı. 2.beste.

    bestekâr (F.) [ بسته کار ] besteci.

    bestenigâr (F.) [ بسته نگار ] Türk mûsikîsinde bir makam adı.

    beşâret (A.) [ بشارت ] müjde.

    beşer (A.) [ 1 [بشر .insan. 2.insanlık.

    beşere (A.) [ بشره ] deri, dış deri.

    beşerî (A.) [ بشری ] insanlıkla ilgili, insanî.

    beşeriyyât (A.) [ بشریات ] antropoloji.

    beşeriyyet (A.) [ بشریت ] insanlık.

    beşîr (A.) [ بشير ] müjdeci.

    beşûş (A.) [ بشوش ] güleç.

    beşûşâne (A.-F.) [ بشوشانه ] güleryüzle.

    betâet (A.) [ بطائت ] ağırlık, yavaşlık.

    beter (F.) [ بدتر ] daha kötü, beter, şiddetli.

    bevl (A.) [ 1 [بول .idrar. 2.işeme.

    bevlî (A.) [ بولی ] idrar ile ilgili.

    bevliyye (A.) [ بوليه ] üroloji.

    bevvâb (A.) [ بواب ] kapıcı.

    bevvâbîn (A.) [ بوابين ] kapıcılar.

    bey’ (A.) [ بيع ] satış.

    beyâbân (F.) [ بيابان ] çöl.

    beyân (A.) [ بيان ] açıklama, ifade etme, dile getirme.

    beyân edilmek açıklanmak, dile getirilmek.

    beyân etmek açıklamak, dile getirmek.

    beyânât (A.) [ بيانات ] açıklamalar, demeç.

    beyânnâme (A.-F.) [ بيان نامه ] bildirge.

    beyâz (A.) [ بياض ] ak, beyaz.

    beyhûde (F.) [ بيهوده ] boş, boşuna.

    beyn (A.) [ بين ] ara, orta.

    beynelmilel (A.) [ بين الملل ] uluslararası.

    beyn-i (A.-F.) [ بين ] arasında, ortasında.

    beynülmilel (A.) [ بين الملل ] uluslararası.

    beyt (A.) [ 1 [بيت .ev. 2.konut. 3.beyit.

    beytâr (A.) [ بيطار ] veteriner.

    beytullah (A.) [ بيت الله ] Kâbe.

    beytûtet (A.) [ بيتوتت ] geceleme.

    beytülmal (A.) [ بيت المال ] hazine, maliye hazinesi.

    beyzâ (A.) [ بيضا ] bembeyaz, çok beyaz.

    beyze (A.) [ 1 [بيضه .yumurta. 2.husye.

    beyzî (A.) [ بيضی ] oval.

    beze (F.) [ 1 [بزه .günah. 2.suç.

    bezekâr (F.) [ 1 [بزه کار .günahkar. 2.suçlu.

    bezir (A.) [ بذر ] tohum.

    bezirgân (F.) [ بازرگان ] tüccar.

    bezistân (A.-F.) [ بزستان ] bedesten.

    bezle (A.) [ بذله ] şaka, latife.

    bezlegû (A.-F.) [ بذله گو ] şakacı.

    bezm (F.) [ 1 [بزم .eğlence meclisi. 2.içki meclisi.

    bezmgâh (F.) [ بزمگاه ] eğlence yeri, eğlence meclisi.

    bezzaz (A.) [ بزبز ] manifaturacı, kumaşçı.


  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >B

    bi’r (A.) [ بئر ] kuyu.

    bi’set (A.) [ بئثت ] gönderiliş, Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderilişi.

    bîaman (F.) [ بی امان ] amansız.

    bîâr (F.-A.) [ بی عار ] arsız.

    bîbahâ (F.) [ بی بها ] çok değerli, paha biçilmez.

    bîbedel (F.-A.) [ بی بدل ] eşsiz, benzersiz.

    bîbehre (F.) [ بی بهره ] nasipsiz.

    bîcâ (F.) [ بيجا ] yersiz.

    bîcan (F.) [ بی جان ] cansız.

    bîçâre (F.) [ 1 [بيچاره .çaresiz. 2.zavallı.

    bîçâregân (F.) [ 1 [بيچارگان .çaresizler. 2.zavallılar.

    bîçunuçirâ (F.) [ 1 [بی چون و چرا .sorgusuz sualsiz. 2.Tanrı.

    bîd (F.) [ بيد ] söğüt.

    bid’at (A.) [ 1 [بدعت .sonradan ortaya çıkma. 2.dinde yeni getirilmiş şey.

    bîdâd (F.) [ بيداد ] zulüm.

    bîdâdger (F.) [ بيدادگر ] zalim.

    bîdâr (F.) [ بيدار ] uyanık.

    bîdârbaht (F.) [ بيداربخت ] talihli.

    bidâyet (A.) [ بدایت ] başlangıç.

    bidâyette (A.-T.) [d] başlangıçta.

    bîd-i mecnûn [ بيد مجنون ] salkımsöğüt.

    bîdil (F.) [ بيدل ] aşık.

    bîdin (F.-A.) [ بی دین ] dinsiz.

    bîedeb (F.-A.) [ بی ادب ] terbiyesiz, edepsiz.

    bîeman (F.) [ بی امان ] amansız.

    bîendişe (F.) [ بی اندیشه ] düşünmeyen, umursamayan.

    bîgâne (F.) [ بيگانه ] yabancı.

    bîgüman (F.) [ بی گمان ] kuşkusuz.

    bîgünah (F.) [ 1 [بی گناه .günahsız. 2.suçsuz.

    bîh (F.) [ بيخ ] kök.

    bîhaber (F.-A.) [ بی خبر ] habersiz.

    bîhadd (F.-A.) [ بی حد ] sınırsız.

    bihakkın (A.) [ بحق ] hakkıyla, hak ederek.

    bihamdillah (A.) [ بحمدالله ] Allah’a şükürler olsun.

    bihâr (A.) [ بحار ] denizler.

    bîhareket (F.-A.) [ بی حرکت ] hareketsiz.

    bîhâsıl (F.-A.) [ بی حاصل ] sonuçsuz.

    bîhayâ (F.-A.) [ بی حيا ] utanmaz, hayasız.

    bîhayat (F.-A.) [ بی حيات ] cansız, yaşamayan.

    bihâzelemr (A.) [ بهذا الامر ] buna göre, bu durumda, böylelikle.

    bihbûd (F.) [ بهبود ] sağlık.

    bîhemtâ (F.) [ بی همتا ] benzersiz.

    bîhesâb (F.-A.) [ بی حساب ] hesapsız, sonsuz.

    bîhiss (F.-A.) [ بی حس ] hissiz, duygusuz.

    bihişt (F.) [ بهشت ] cennet.

    bîhod (F.) [ 1 [بيخود .baygın. 2.kendine olmama, kendinden geçme.

    bihter (F.) [ بهتر ] daha iyi.

    bîhude (F.) [ بيهده ] boşuna, beyhude.

    bîinsâf (F.-A.) [ بی انصاف ] insafsız.

    bîkâr (F.) [ 1 [بيکار .işsiz. 2.bekar.

    bîkarâr (F.-A.) [ بی قرار ] kararsız.

    bikr (A.) [ 1 [بکر .el sürülmemiş. 2.yepyeni, orijinal.

    bîl (F.) [ بيل ] bel.

    bilâd (A.) [ 1 [بلاد .beldeler. 2.memleketler.

    bilâfâsıla (A.) [ بلافاصله ] aralıksız, kesintisiz.

    bilâhareket (A.) [ بلاحرکت ] hareketsiz, hareket etmeden.

    bilâhere (A.) [ 1 [بالآخره .sonradan. 2.sonunda, nihayet.

    bilâinkıtâ (A.) [ بلاانقطاع ] kesintisiz, aralıksız.

    bilâkayt (A.) [ بلاقيد ] kayıtsız şartsız, kesin.

    bilakis (A.) [ بالعکس ] aksine, tersine.

    bilâmâni’a (A.) [ بلامانعه ] engelsiz

    bilâmazeret (A.) [ بلامعذرت ] mazeretsiz, özür bildirmeksizin.

    bilâmerhamet (A.) [ بلامرحمت ] acımasızca.

    bilâmühlet (A.) [ بلامهلت ] zaman tanımadan, süre vermeden.

    bilâpervâ (A.-F.) [ بلاپروا ] korkusuzca.

    bilâşikâyet (A.) [ بلاشکایت ] şikayet etmeden.

    bilâte’ehhür (A.) [ بلاتأخر ] gecikmeden.

    bilâtefrik (A.) [ بلاتفریق ] hiçbir ayırım gözetmeksizin.

    bilâtehlike (A.) [ بلاتهلکه ] tehlikesizce.

    bilâteminat (A.) [ بلاتأمينات ] güvencesiz, teminatsız.

    bilâücret (A.) [ بلاأجرت ] parasız, ücretsiz.

    bilcümle (A.) [ بالجمله ] tümüyle.

    bilfarz (A.) [ بالفرض ] diyelim ki.

    bilfiil (A.) [ بالفعل ] gerçekten, yaparak, katılarak, bizzat.

    bilhassa (A.) [ بالخاصه ] özellikle, hele hele.

    biliktizâ (A.) [ بالاقتضا ] gerektiğinden.

    bililtizâm (A.) [ بالالتزام ] bilerek, bile bile.

    bilistifade (A.) [ بالاستفاده ] yararlanarak, istifade ederek.

    bilistihsâl (A.) [ بالاستحصال ] alarak, elde ederek.

    biliştirâk (A.) [ بالاشتراک ] katılarak.

    billûr (A.) [ بلور ] kristal.

    bilmecbûriye (A.) [ بالمجبئریه ] zorunlu olarak, mecburen.

    bilmukabele (A.) [ بالمقابله ] karşılığında, aynen, mukabele ederek, mukâbil olarak.

    bilmünâsebe (A.) [ بالمناسبه ] bir münasebetle, sırası geldiğinde.

    bilmünâvebe (A.) [ بالمناوبه ] dönüşümlü.

    bilmüzakere (A.) [ بالمذاکره ] görüşülerek.

    bilumum (A.) [ بالعموم ] tüm, bütün.

    bilvâsıta (A.) [ بالواسطه ] dolaylı olarak.

    bîm (F.) [ بيم ] korku.

    bîma’nâ (F.-A.) [ بی معنی ] anlamsız.

    bîmâr (F.) [ بيمار ] hasta.

    bîmârân (F.) [ بيماران ] hastalar.

    bîmecâl (F.-A.) [ بی مجال ] takatsiz, dermansız.

    bîmekân (F.-A.) [ 1 [بی مکان .yersiz. 2.aylak.

    bîmerhamet (F.-A.) [ بی مرحمت ] acımasız.

    bîmeze (F.) [ بی مزه ] lezzetsiz, tatsız.

    bîmihr (F.) [ بی مهر ] sevgisiz, şefkatsiz.

    bîmisâl (F.-A.) [ بی مثال ] benzersiz.

    bîmuhâbâ (F.-A.) [ بی محابا ] çekinmeden.

    bîmübâlât (F.-A.) [ بی مبالات ] kayıtsız, umursamaz.

    bîmürüvvet (F.-A.) [ بی مروت ] mürüvvetsiz.

    bin (A.) [ بن ] oğul.

    binâ (A.) [ بناء ] yapı.

    bînâ (F.) [ بينا ] gören, iyi gören.

    binâberin (A.-F.) [ بنابرین ] bundan dolayı, buna dayanarak.

    binâen (A.) [ بناء ] dayanarak, göre.

    binâenaleyh (A.) [ بناء عليه ] bu yüzden, bundan dolayı.

    bînâm (F.) [ بينام ] adsız, tanınmamış.

    bînamaz (F.) [ بی نماز ] beynamaz.

    bînasîb (F.-A.) [ بی نصيب ] nasipsiz, kısmetsiz.

    bînazîr (F.-A.) [ بی نظير ] benzersiz.

    bînemek (F.) [ بی نمک ] tuzsuz.

    bînevâ (F.) [ 1 [بينوا .zavallı. 2.yoksul.

    bînî (F.) [ بينی ] burun.

    bînihaye (F.-A.) [ بی نهایه ] sonsuz, bitmez tükenmez.

    binnetice (A.) [ بالنتيجه ] sonuçta, sonuç olarak.

    binnisbe (A.) [ بالنسبه ] bir dereceye kadar, nispeten.

    bint (A.) [ بنت ] kız.

    bîpâyân (F.) [ بی پایان ] sonsuz.

    bîpervâ (F.) [ 1 [بی پروا .korkusuz. 2.çekinmeden.

    bir gûna (T.-F.) [ ] hiçbir, herhangi bir.

    bir nevi (T.-A.) [ ] adeta, bir bakıma.

    birâder (F.) [ برادر ] erkek kardeş.

    bîrahm (F.-A.) [ بی رحم ] merhametsiz, acımasız.

    bîrayb (F.-A.) [ بی ریب ] kuşkusuz.

    birinc (F.) [ برنج ] pirinç.

    birişte (F.) [ برشته ] kavrulmuş.

    bîrûn (F.) [ 1 [بيرون .dış. 2.dışarı.

    biryân (F.) [ بریان ] kebap.

    bisât (A.) [ بساط ] yaygı.

    bîsebat (F.-A.) [ بی ثبات ] dayanıksız.

    bîsebeb (F.-A.) [ بی سبب ] dayanıksız.

    bîser (F.) [ بی سر ] başsız.

    bîst (F.) [ بيست ] yirmi.

    bister (F.) [ بستر ] yatak.

    bîsûd (F.) [ بی سود ] yararsız.

    bisyâr (F.) [ بسيار ] çok.

    bîşe (F.) [ بيشه ] orman.

    bîşerm (F.) [ بی شرم ] orman.

    bîşuur (F.-A.) [ بی شعور ] bilinçsiz.

    bîşübhe (F.-A.) [ بی شبهه ] kuşkusuz, şüphesiz.

    bîşümâr (F.) [ بی شمار ] sayısız.

    bîtâb (F.-A.) [ بيتاب ] yorgun, takatsiz.

    bîtâb kalmak bitkin düşmek.

    bîtâbane (F.) [ بيتابانه ] bitkince.

    bitamâmihâ (A.) [ بتمامها ] tümüyle, tamamen.

    bîtaraf (F.-A.) [ بی طرف ] tarafsız.

    bîtarafâne (F.-A.) [ بی طرفانه ] tarafsızca, yan tutmadan.

    bittab’ (A.) [ بالطبع ] doğal olarak.

    bittafsîl (A.) [ بالتفصيل ] ayrıntılı olarak, uzun uzadıya.

    bittamâm (A.) [ بالتمام ] tümüyle.

    bîve (F.) [ بيوه ] dul.

    bîvefâ (F.-A.) [ بی وفا ] vefasız.

    bîvezen (F.) [ بيوه زن ] dul kadın.

    bîzâr (F.) [ بيزار ] bıkmış, usanmış.

    bîzâr olmak bıkmak, usanmak.

    bizâtihi (A.) [ بذاته ] kendiliğinden.

    bizzarûre (A.) [ بالضروره ] zorunlu olarak.


  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >B<


    bostân (F.) [ بوستان ] bahçe.

    bû (F.) [ بو ] koku.

    bu’d (A.) [ 1 [بعد .uzaklık. 2.boyut.

    bu’diyet (A.) [ بعدیت ] uzaklık, mesafe.

    bûd (F.) [ بود ] varlık.

    buğrâ (F.) [ بغرا ] turna.

    buhalâ (A.) [ بخلا ] cimriler.

    buhâr (A.) [ بخار ] buğu, buhar.

    buhl (A.) [ بخل ] cimrilik.

    buhrân (A.) [ بحران ] bunalım, kriz.

    buht (A.) [ بهت ] şaşkınlık.

    buhûr (F.) [ بخور ] tütsü.

    buhurdan (F.) [ بخوردان ] tütsülük, tütsü kabı.

    buk’a (A.) [ 1[بقعه .yer, diyar. 2.ülke.

    buk’avî (A.) [ بقعوی ] yerel.

    bûm (F.) [ 1 [بوم .yer. 2.ülke.

    bûm (F.) [ بوم ] baykuş.

    bûmehen (F.) [ بومهن ] deprem.

    bundan mâada (T.-A.) [dan+m] bundan başka, bunun yanısıra.

    bûr (F.) [ بور ] kumral.

    burc (A.) [ 1 [برج .burç. 2.yıldız kümesi.

    burhan (A.) [ برهان ] kanıt, delil.

    bûriya (F.) [ بوریا ] hasır.

    burûc (A.) [ بروج ] burçlar.

    burûdet (A.) [ برودت ] soğukluk.

    bûs etmek öpmek.

    bûse (F.) [ بوسه ] öpücük.

    bûstân (F.) [ بوستان ] bahçe.

    bûte (F.) [ 1 [بوته .çalı çırpı. 2.pota.

    bûtimar (F.) [ بوتيمار ] balıkçıl, botimar.

    butlân (A.) [ 1 [بطلان .boşluk, anlamsızlık. 2.yalan.

    butûn (A.) [ 1 [بطون .karınlar. 2.kuşaklar, nesiller.

    bûy (F.) [ بوی ] koku.

    bûydâr (F.) [ بویدار ] kokulu.

    bûzîne (F.) [ بوزینه ] maymun.

    bühtân (A.) [ بهتان ] iftira.

    bühtân etmek iftira etmek.

    bükâ (A.) [ بکاء ] ağlama.

    bülaceb (A.) [ بوالعجب ] şaşılacak şey.

    büldân (A.) [ بلدان ] beldeler, diyarlar, ülkeler.

    büleğâ (A.) [ بلغاء ] belagat sahipleri.

    bülend (F.) [ 1 [بلند .yüksek. 2.yüce.

    bülendbâlâ (F.) [ بلندبالا ] uzun boylu.

    bülendpervâz (F.) [ 1 [بلندپرواز .yükseklerden uçan. 2.şerefli.

    bülheves (A.) [ بوالهوس ] maymun iştahlı.

    bülûğ (A.) [ بلوغ ] erginlik.

    bün (F.) [ 1 [بن .kök. 2.dip. 3.temel.

    bünyâd (F.) [ 1 [بنياد .temel, kök. 2.yapı, bina.

    bünye (A.) [ بنيه ] yapı.

    bünyeviyat (A.) [ بنيویات ] bünye ile ilgili bilim dalı, morfoloji.

    bürdbâr (F.) [ بردبار ] sabırlı.

    bürde (A.) [ برده ] hırka.

    bürhân (A.) [ برهان ] kanıt.

    bürîde (F.) [ بریده ] kesik.

    bürka (A.) [ برقع ] peçe.

    bürnâ (F.) [ برنا ] genç.

    bürrân (F.) [ بران ] keskin.

    bürûdet (A.) [ برودت ] soğukluk.

    bürûz (A.) [ بروز ] ortaya çıkma.

    büstân (F.) [ بستان ] bahçe.

    büşrâ (A.) [ بشرا ] müjde.

    büt (F.) [ بت ] put.

    büthâne (F.) [ بت خانه ] puthane.

    bütperest (F.) [ بت پرست ] putperest, puta tapan.

    bütûn (A.) [ 1 [بطون .karınlar. 2.kuşaklar, nesiller.

    büyût (A.) [ 1 [بيوت .evler. 2.beyitler.

    büz (F.) [ بز ] keçi.

    büzdil (F.) [ بزدل ] ödlek.

    büzûr (A.) [ بذور ] tohumlar.

    büzürg (F.) [ 1 [بزرگ .büyük. 2.ulu.

    büzürgân (F.) [ 1 [بزرگان .büyükler. 2.ulular.

    büzürgzâde (F.) [ بزرگ زاده ] seçkin kişinin çocuğu, asilzade, kişizade.


Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •