6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: Osmanlıca-Türkçe Sözlük (D)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart Osmanlıca-Türkçe Sözlük (D)

    D-

    dâ’î (A.) [ 1 [داعی .dua eden, duacı. 2.davet eden.
    dâ’ussıla (A.) [ داء الصله ] yurdunu özleme, köyünü özleme.
    dâd (F.) [ 1 [داد .) adalet. 2.iyilik, ihsan.
    dâd (F.) [ 1 [داد .verme. 2.verdi. 3.vergi.
    dâdgâh (F.) [ دادگاه ] mahkeme.
    dâdhâh (F.) [ دادخواه ] davacı.
    dâdres (F.) [ دادرس ] imdada koşan.
    dâdû (F.) [ دادو ] dadı.
    dâdüferyâd (F.) [ دادوفریاد ] feryat figan.
    dâdüsited (F.) [ داد و ستد ] alışveriş.
    dâfi’ (A.) [ دافع ] uzaklaştıran, defeden.
    dâğ (F.) [ 1 [داغ .yara. 2.kızgın demirle vurulmuş işaret.
    dağal (F.) [ دغل ] hile, hilehurda, alavere dalavere.
    dağalbâz (F.) [ دغل باز ] hileci.
    dağdağa (A.) [ دغدغه ] telaş, gürültü patırtı.
    dâhî (A.) [ داهی ] deha sahibi.
    dâhil (A.) [ داخل ] iç, içeri.
    dâhil olmak içeri girmek.
    dâhile (A.) [ داخله ] iç, iç yüz.
    dâhilen (A.) [ داخلا ] içten.
    dâhilî (A.) [ داخلی ] iç ile ilgili, iç yüze ait.
    dâhiliye (A.) [ داخليه ] iç ile ilgili, iç yüze ait.
    dahl (A.) [ دخل ] müdahale etme, karışma.

    Konuyu sahibi; Göz_Yaşım

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    dahme (F.) [ 1 [ضخمه .mezar. 2.mezarlık. 3.lahit.
    dâim (A.) [ دائم ] sürekli, devamlı.
    dâimî (A.) [ دائمی ] sürekli, devamlı.
    dâir (A.) [ 1 [دائر .ilişkin, hakkında. 3.dönen.
    dâire (A.) [ 1 [دائره .daire. 2.büro, ofis. 3.devlet dairesi. 4.tef, zilli tef.
    dâirenmâdâr (A.) [
    دائرا مادار ] çepeçevre.
    dâirevî (A.) [ دائروی ] dairemsi.
    dâirezen (A.-F.) [ دائره زن ] daire çalan.
    dâiye (A.) [ 1 [داعيه .arzu, istek. 2.iddia.
    dakâyık (A.) [ 1 [دقایق .incelikler. 2.dakikalar.
    dakîk (A.) [ 1 [دقيق .ince, hassas. 2.dakika şaşmayan.
    dakîka (A.) [ 1 [دقيقه .incelik. 2.dakika.
    dalâlet (A.) [ ضلالت ] sapkınlık.
    dâll (A.) [ دال ] delalet eden.
    dâlle (A.) [ ضاله ] sapık, yoldan çıkmış.
    dâm (F.) [ 1 [دام .tuzak, kapan. 2.besi hayvanı.
    dâmâd (F.) [ داماد ] damat, güveyi.
    dâmân (F.) [ دامان ] etek.
    dâmen (F.) [ دامن ] etek.
    dâmenâlûde (F.) [ دامن آلوده ] iffetsiz.
    dâmenbûs (F.) [ دامن بوس ] etek öpen.
    dâmene (F.) [ دامنه ] yamaç, dağ eteği.
    dâmengîr (F.) [ 1 [دامن گير .davacı, şikayetçi. 2.eteğe sarılan.
    dâmgâh (F.) [ دامگاه ] tuzak kurulmuş yer.
    dân (F.) [ دان ] bilen.
    dân (F.) [ دان ] kap.
    dânâ (F.) [ دانا ] bilgili, iyi bilen.
    dâne (F.) [ 1 [دانه .tohum. 2.yem. 3.tane.
    dânende (F.) [ داننده ] bilen.

    Konuyu sahibi; Göz_Yaşım

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >Da<

    dâng (F.) [ دانگ ] altıdabirlik dirhem.

    dâniş (F.) [ 1 [دانش .bilgi. 2.bilim.

    dânişâmûz (F.) [ دانش آموز ] ِğrenci.

    dânişgâh (F.) [ دانشگاه ] üniversite.

    dânişmend (F.) [ 1 [دانشمند .bilgin, alim. 2.stajiyer kadı.

    dânişver (A.) [ دانشور ] bilgin.

    dâr (A.) [ 1 [دار .yurt. 2.ev.

    dâr (F.) [ دار ] dar ağacı.

    dâr (F.) [ دار ] sahip olan, bulunduran, tutan.

    dâr -ı bekâ [ دار بقا ] ahiret.

    dâr -ı fenâ [ دار فنا ] dünya.

    dârâ (F.) [ 1 [دارا .sahip. 2.büyük hükümdar.

    darabân (A.) [ 1 [ضربان .çarpıntı. 2.vuruş.

    darabât (A.) [ 1 [ضربات .darbeler, vuruşlar.

    darb (A.) [ 1 [ضرب .vuruş. 2.para basımı. 3.dِvme.

    darbe (A.) [ 1 [ضربه .vuruş, darbe. 2.bela.

    darbhâne (A.) [ ضرب خانه ] darphane, para basımevi.

    darbımesel (A.-F.) [ ضرب مثل ] atasِzü.

    dârçîn (F.) [ دارچين ] tarçın.

    dârende (F.) [ دارنده ] sahip.

    darîr (A.) [ ضریر ] doğuştan kِr.

    dârû (F.) [ دارو ] ilaç.

    dârûhâne (F.) [ داروخانه ] eczane.

    dârülaceze (A.) [ دارالعجزه ] düşkünler evi.

    dârülbedâyi (A.) [ دارالبدایع ] konservatuvar.

    dârülelhân (A.) [ دارالالحان ] konservatuvar.

    dârüleytâm (A.) [ دارالایتام ] yetimhane.

    dârülfünun (A.) [ دارالفنون ] üniversite.

    dârülhilâfe (A.) [ 1 [دارالخلافه .İstanbul. 2.halifelik merkezi.

    dârülkütüb (A.) [ دارالکتب ] kütüphane.

    dârülmuallimât (A.) [ دارالمعلمات ] kız ِğretmen okulu.

    dârülmuallimîn (A.) [ دارالمعلمين ] erkek ِğretmen okulu.

    dârülmülk (A.) [ دارالملک ] başkent.

    dârülvilâde (A.) [ دارالولاده ] doğumevi.

    dârüssaltana (A.) [ دارالسلطنه ] İstanbul.

    dârüsselam (A.) [ 1 [دارالسلام .Bağdat. 2.cennet.

    dâs (F.) [ داس ] orak.

    dâstân (F.) [ 1 [داستان .destan. 2.hikaye. 3.masal.

    dâstânî (F.) [ داستانی ] destânî, kahramanlıkla ilgili, epik.

    davâ (A.) [ 1 [دعوی .dava. 2.teorem. 3.mesele.

    dâver (F.) [ 1 [داور .yargıç. 2.hükümdar. 3.Tanrı.

    davet (A.) [ دعوت ] çağrı.

    dâye (F.) [ دایه ] dadı.

    dâyin (A.) [ داین ] alacaklı.


  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >De<

    deâvî (A.) [ دعاوی ] davalar.

    debbağ (A.) [ دباغ ] sepici.

    debdebe (A.) [ دبدبه ] gِsteriş.

    debir (F.) [ دبير ] katip.

    ded (F.) [ دد ] yırtıcı hayvan.

    def (F.) [ دف ] tef.

    def’ (A.) [ دفع ] uzaklaştırma.

    def’ edilmek 1.uzaklaştırılmak. 2.giderilmek.

    def’ etmek 1.uzaklaştırmak. 2.gidermek.

    def’a (A.) [ دفعه ] kez, kere, defa.

    def’aten (A.) [ دفعة ] bir defada.

    defaât (A.) [ دفعات ] kereler, defalar.

    defâin (A.) [ دفائن ] gِmüler, defineler.

    defâtir (A.) [ دفاتير ] defterler.

    define (A.) [ دفينه ] gِmü.

    defn (A.) [ دفن ] gِmme, defin.

    defter (A.) [ دفتر ] defter.

    defterdâr (A.-F.) [ 1 [دفتردار .ildeki en üst düzey maliye yetkilisi. 2.maliye bakanı.

    defzen (A.-F.) [ دفزن ] tef çalan.

    deh (F.) [ ده ] on.

    dehâ (A.) [ دها ] dahilik.

    dehâlet (A.) [ 1 [دخالت .karışma. 2.sığınma.

    dehâlîz (A.) [ دهاليز ] dehlizler.

    dehân (F.) [ دهان ] ağız.

    dehânbeste (F.) [ دهان بسته ] suskun.

    dehen (F.) [ دهن ] ağız.

    dehliz (A.) [ دهليز ] koridor.

    dehr (A.) [ 1 [دهر .dünya. 2.devir, zamane.

    dehrî (A.) [ دهری ] materyalist.

    dehriyye (A.) [ دهریه ] materyalistlik.

    dehşetâver (A.-F.) [ دهشت آور ] dehşet verici.

    dehşetengîz (A.-F.) [ دهشت انگيز ] ürkünç, dehşet verici.

    dekâkîn (A.) [ دکاکين ] dükkanlar.

    delâil (A.) [ دلائل ] kanıtlar, deliller.

    delâlet (A.) [ دلالت ] delillik, yol gِsterme.

    delâlet etmek 1.yol gِstermek. 2.anlamına gelmek.

    delîl (A.) [ 1 [دليل .kanıt. 2.rehber. 3.şahit.

    delk (F.) [ دلق ] derviş hırkası.

    dellâk (A.) [ دلاک ] tellak.

    dellâl (A.) [ دلال ] komisyoncu, tellal.

    delv (A.) [ 1 [دلو .kova. 2.kova burcu.

    dem (A.) [ دم ] kan.

    dem (F.) [ 1 [دم .zaman. 2.nefes. 3.içki.

    demâdem (F.) [ دمادم ] her an.

    dembedem (F.) [ دمبدم ] her an.

    demsâz (F.) [ 1 [دمساز .yakın arkadaş.2.sırdaş.

    denâet (A.) [ دنائت ] alçaklık.

    dendân (F.) [ دندان ] diş.

    dendanmüzd (F.) [ دندان مزد ] diş kirası.

    denî (A.) [ دنی ] alçak.

    der (F.) [ در ] kapı.

    derâhim (A.) [ دراهم ] dirhemler.

    derakab (F.-A.) [ درعقب ] ardından, hemen, derhal, hemen ardından.

    derâmed (F.) [ در آمد ] kazanç, gelir.

    derâz (F.) [ دراز ] uzun.

    derbân (F.) [ دربان ] kapıcı.

    derbâr (F.) [ دربار ] saray.

    derbeder (F.) [ دربدر ] aylak, avare.

    derbend (F.) [ 1 [دربند .dar geçit. 2.sınır kalesi. 3.hudut.

    derc (A.) [ درج ] içine alma, biriktirme.

    derc edilmek içine alınmak.

    derc etmek içine almak.

    derd (F.) [ 1 [درد .dert. acı. 3.ağrı.

    derdâ (F.) [ دردا ] ne yazık ki, eyvahlar olsun.

    derdest (F.) [ 1 [دردست .yakalama. 2.el altında olma.

    derdest edilmek yakalanmak.

    derdest etmek yakalamak.

    derdiser (F.) [ درد سر ] baş belası, baş ağrısı, sorun, problem.

    derdmend (F.) [ دردمند ] dertli.

    derecât (A.) [ درجات ] dereceler.

    derece (A.) [ 1 [درجه .derece. 2.aşama. 3.kat. 3.miktar.

    derekât (A.) [ 1 [درکات .katlar. 2.basamaklar.

    dereke (A.) [ 1 [درکه .kat. 2.basamak.

    derende (F.) [ درنده ] yırtıcı.

    dergâh (F.) [ 1 [درگاه .dergah. 2.saray. 3.tekke. 4.tapı, huzur.

    derhâl (F.-A.) [ درحال ] hemen.

    derhâst (F.) [ 1 [درخواست .istek, talep, rica. 2.dilekçe.

    derhâtır (F.-A.) [ 1 [در خاطر .hatırlama. 2.hatırda tutma.

    derhâtır ettirmek hatırlatmak, akla getirmek.

    derhâtır eylemek hatırlamak.

    derhor (F.) [ درخور ] layık.

    derîçe (F.) [ 1 [دریچه .pencere. 2.küçük kapı.

    derk (A.) [ 1 [درک .anlama, idrak etme. 2.alma.

    derk etmek anlamak, idrak etmek.

    derkenâr (F.-A.) [ درکنار ] kenar yazısı.

    dermân (F.) [ 1 [درمان .ilaç. 2.çare. 3.güç.

    dermânde (F.) [ 1 [درمانده .aciz. 2.zavallı.

    dermeyân (F.) [ درميان ] ortada.

    dermeyân edilmek ortaya konulmak, ele alınmak.

    dermeyân etmek ortaya koymak, ele almak.

    derpîş (F.) [ درپيش ] gِz ِnünde.

    derpîş edilmek gِz ِnünde bulundurulmak.

    derpîş etmek gِz ِnünde bulundurmak.

    derrâk (A.) [ دراک ] anlayışlı.

    derre (F.) [ دره ] dere.

    dersaadet (F.-A.) [ در سعادت ] İstanbul.

    dershân (A.-F.) [ درسخوان ] ِğrenci.

    deruhde edilmek üste alınmak, gِrev bilinmek.

    deruhde etmek üstüne almak.

    derûn (F.) [ 1 [درون .iç, içerisi. 2.gِnül.

    derûnî (F.) [ درونی ] içten gelen, içe ait.

    dervâze (F.) [ 1 [دروازه .ana kapı. 2.kale kapısı. 3.şehir kapısı.

    dervîş (F.) [ 1 [درویش .yoksul. 2.tarikat şeyhine bağlı mürit.

    dervîşân (F.) [ درویشان ] dervişler.

    deryâ (F.) [ دریا ] deniz.

    deryâdil (F.) [ 1 [دریادل .gِnlü zengin. 2.büyük himmetli.

    deryâneverd (F.) [ دریانورد ] denizci.

    derzî (F.) [ درزی ] terzi.

    desâis (A.) [ دسائس ] hileler, oyunlar.

    desîse (A.) [ دسيسه ] hile, oyun.

    desîsekâr (A.-F.) [ دسيسه کار ] hileci, düzenbaz.

    dessâs (A.) [ دساس ] hileci, düzenbaz.

    dest (F.) [ دست ] el.

    destân (F.) [ 1 [دستان .hikaye. 2.destan. 3.masal.

    destâr (F.) [ دستار ] sarık.

    destâvîz (F.) [ دستاویز ] küçük hediye.

    destbedest (F.) [ دست بدست ] elden ele.

    destbûs (F.) [ دست بوس ] el ِpen.

    destbûsî (F.) [ دست بوسی ] el ِpme.

    deste (F.) [ 1 [دسته .grup. 2.demet. 3.kulp.

    destere (F.) [ دستره ] testere, bıçkı.

    destgâh (F.) [ 1 [دستگاه .tezgah. 2.atِlye. 3.halı dokuma tezgahı.

    destgîr (F.) [ دستگير ] elden tutan, yardım eden.

    destî (F.) [ دستی ] testi.

    destkâr (F.) [ دستکار ] il işi.

    destmâl (F.) [ 1 [دستمال .mendil. 2.el bezi.

    destmüzd (F.) [ 1 [دست مزد .ücret, el emeği. 2.bahşiş.

    destres (F.) [ دسترس ] ulaşma, elde etmek.

    destres olmak ulaşmak, elde etmek.

    destres olunmak ulaşılmak.

    destûr (F.) [ 1 [دستور .izin. 2.zerdüşt rahibi. 3.uzak dur. 4.izin ver.

    deşne (F.) [ دشنه ] hançer.

    deşt (F.) [ 1 [دشت .kır. 2.ova. 3.çِl.

    devâ (A.) [ 1 [دواء .ilaç. 2.çare.

    devâbb (A.) [ 1 [دواب .yük hayvanları. 2.binek hayvanları.

    devâir (A.) [ دوائر ] daireler.

    devâm (A.) [ 1 [دوام .süreklilik. 2.kalıcılık. 3.devam.

    devâsâz (A.-F.) [ 1 [دواساز .çare olan. 2.tedavi eden, şifa veren.

    devât (A.) [ دوات ] divit.

    devâvîn (A.) [ دواوین ] divanlar.

    deverân (A.) [ دوران ] dِnme, dolaşma, dolaşım.

    deverân etmek dِnmek, dolanmak.

    devlet (A.) [ 1 [دولت .devlet. 2.talih. 3.mevki.

    devr (A.) [ 1 [دور .devir. 2.dِnme.

    devrân (A.) [ دوران ] felek, zamane.

    devre (A.) [ دوره ] dِnem.

    dey (F.) [ دی ] kış.

    deyn (A.) [ دین ] borç.

    deyr (A.) [ دیر ] manastır.


  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    ><

    dıl’ (A.) [ ضلع ] kenar.

    dırâz (F.) [ دراز ] uzun.

    dî (F.) [ دی ] dün.

    dîbâ (F.) [ دیبا ] ipekli kumaş.

    dîbâce (F.) [ دیباجه ] giriş, ِnsِz.

    dicâce (A.) [ دجاجه ] tavuk.

    dîdâr (F.) [ 1 [دیدار .gِrüşme, buluşma. 2.yüz.

    dîde (F.) [ دیده ] gِrmüş.

    dîde (F.) [ دیده ] gِz.

    dîdegân (F.) [ دیدگان ] gِzler.

    dîg (F.) [ دیگ ] tencere.

    diger (F.) [ دگر ] diğer, başka.

    dîgergûn (F.) [ دگرگون ] başka.

    dîgerkâm (F.) [ دیگرکام ] başkalarını düşünen.

    dih (F.) [ ده ] kِy.

    dihât (F.) [ دهات ] kِyler.

    dihhodâ (F.) [ 1 [دهخدا .kِy ağası. 2.kِy kahyası.

    dihkân (F.) [ 1 [دهقان .çiftçi. 2.kِy ağası.

    dikkat (A.) [ 1 [دقت .dakiklik. 2.incelik. 3.dikkat.

    dil (F.) [ دل ] gِnül.

    dilârâ (F.) [ دل آرا ] gِnül süsleyen.

    dilâşûb (F.) [ دل آشوب ] gِnül karıştıran, sevgili.

    dilâver (F.) [ دلاور ] yürekli, yiğit.

    dilâvîz (F.) [ دلاویز ] güzel, gِnül çekici.

    dilâzâr (F.) [ دل آزار ] gِnül kıran, inciten.

    dilâzürde (F.) [ دل آزرده ] kalbi kırık.

    dilbâz (F.) [ دلباز ] gِnül şenlendiren.

    dilbend (F.) [ دلبند ] gِnül bağlanan, sevgili.

    dilber (F.) [ دلبر ] gِnül alan, güzel, sevgili.

    dilbeste (F.) [ دلبسته ] gِnlü bağlanmış, aşık.

    dilcû (F.) [ دلجو ] gِnlün aradığı, güzel, sevgili.

    dildâde (F.) [ دل داده ] gِnlünü vermiş, aşık.

    dildâr (F.) [ دلدار ] gِnül tutan, sevgili.

    dildüzd (F.) [ دل دزد ] gِnül hırsızı.

    dilefgâr (F.) [ دل افگار ] gِnlü yaralı, aşık.

    dilefrûz (F.) [ دل افروز ] gِnül aydınlatan, sevgili.

    dilfigâr (F.) [ دل فگار ] gِnlü yaralı, aşık.

    dilfirîb (F.) [ دل فریب ] gِnül aldatan, sevgili.

    dilgîr (F.) [ دلگير ] kırgın, alınmış.

    dilgüdâz (F.) [ دل گداز ] gِnül eriten, yürek tِrpüsü.

    dilgüşâ (F.) [ دلگشا ] iç açıcı, ferahlık verici.

    dilhâh (F.) [ دلخواه ] gِnlün istediği.

    dilhaste (F.) [ دلخواسته ] gِnlü yaralı.

    dilhırâş (F.) [ دل خراش ] yürek parçalayan.

    dilhûn (F.) [ دلخون ] yüreği kanlı, içi kan ağlayan.

    dilîr (F.) [ دلير ] yürekli, yiğit.

    dilkeş (F.) [ دلکش ] cazibeli, gِnül çekici.

    dilnişîn (F.) [ دلنشين ] makbul, hoş.

    dilnüvaz (F.) [ دل نواز ] gِnül okşayan.

    dilpesend (F.) [ دل پسند ] gِnlün beğendiği.

    dilrübâ (F.) [ دلربا ] gِnül hırsızı, gِnül çalan.

    dilsûhte (F.) [ دل سوخته ] bağrı yanık, gِnlü yaralı.

    dilsûz (F.) [ دلسوز ] yürek yakan.

    dilşâd (F.) [ دلشاد ] gِnlü şen.

    dilşâd etmek gِnlünü şenlendirmek, mutlu etmek.

    dilşâd olmak gِnlü şenlenmek, mutlu olmak.

    dilşikâr (F.) [ دل شکار ] gِnül avcısı.

    dilşiken (F.) [ دل شکن ] kalp kıran.

    dilşikeste (F.) [ دل شکسته ] kalbi kırık.

    dilteng (F.) [ دل تنگ ] yüreği daralmış, sıkıntılı.

    dilteşne (F.) [ دل تشنه ] can atan.

    dimâğ (A.) [ 1 [ دماغ .beyin. 2.bilinç, şuur.

    dindârî (A.-F.) [ دینداری ] dindarlık.

    dînen (A.) [ دینا ] dince, din bakımından.

    dînî (A.) [ دینی ] dinsel.

    dîr (F.) [ دیر ] geç.

    dirahşân (F.) [ درخشان ] parlak, parlayan.

    diraht (F.) [ درخت ] ağaç.

    dirâyetli (A.-T.) bilgili ve kavrama yeteneği olan.

    direfş (F.) [ 1 [ درفش .sancak. 2.bayrak.

    direm (F.) [ درم ] dirhem, akçe, gümüş para.

    dirîğ (F.) [ دریغ ] esirgeme.

    dirîğ etmek esirgemek.

    dirîğâ (F.) [ دریغا ] ne yazık ki, vah vah, eyvahlar olsun.

    dîrîn (F.) [ دیرین ] eski.

    dîrîne (F.) [ دیرینه ] eski.

    dîşeb (F.) [ دیشب ] dün gece.

    dîvân (A.) [ 1 [ دیوان .meclis. 2.padişah meclisi. 3.şairin şiirlerinin bir araya

    getirildiği eser.

    dîvâne (F.) [ دیوانه ] deli, çılgın.

    dîvânegî (F.) [ دیوانگی ] delilik, çılgınlık.

    dîvâr (F.) [ دیوار ] duvar.

    diyâr (A.) [ دیار ] ülke, topraklar, memleket.

    dizdâr (F.) [ دزدار ] kale muhafızı.

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 12.470, Level: 73
    Points: 12.470, Level: 73
    Level completed: 5%,
    Points required for next Level: 380
    Level completed: 5%, Points required for next Level: 380
    Overall activity: 99,9%
    Overall activity: 99,9%
    Achievements
    Ekrem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2012
    Yer
    (Ebedi dünyasına göç etti)
    Mesajlar
    964
    Points
    12.470
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    14

    Standart

    >D<

    dost (F.) [ 1 [ دوست .sevgili. 2.yakın arkadaş. 3.Tanrı.

    dostâne (F.) [ دوستانه ] dostça.

    dostî (F.) [ دوستی ] dostluk.

    dostkâm (F.) [ دوستکام ] dost canlısı.

    duâgû (A.-F.) [ دعاگو ] duacı, dua eden.

    dûçâr (F.) [ دچار ] uğramış, yakalanmış, maruz kalmış.

    dûçâr etmek uğratmak, müptela etmek.

    dûçâr olmak uğramak, müptela olmak.

    dûd (A.) [ دود ] bِcek, kurtçuk, kurt.

    dûd (F.) [ دود ] duman.

    dûde (F.) [ دوده ] is.

    dûdmân (F.) [ دودمان ] soy sop.

    dûğ (F.) [ دوغ ] ayran.

    duhân (A.) [ 1 [ دخان .tütün. 2.duman.

    duht (F.) [ دخت ] kız.

    duhter (F.) [ دختر ] kız.

    duhûl (A.) [ دخول ] giriş, içeri girme.

    duhûl etmek girmek, içeri girmek.

    duhûliye (A.) [ دخوليه ] giriş ücreti.

    dumûr (A.) [ دمور ] kِrelme.

    dûn (A.) [ 1 [ دون .aşağı, alt. 2.aşağılık, adi.

    dûnperver (A.-F.) [ دون پرور ] aşağılık kimseleri koruyan.

    dûr (F.) [ دور ] uzak.

    dûrbîn (F.) [ دوربين ] dürbün.

    dûrdest (F.) [ دوردست ] ırak, çok uzak.

    dûrendîş (F.) [ دوراندیش ] ileri gِrüşlü, ileriyi düşünen.

    dûrî (F.) [ دوری ] uzaklık.

    durûb-i emsâl (A.-F.) [ ضروب امثال ] atasِzleri.

    durûd (F.) [ 1 [ درود .ِvgü. 2.selam.

    dûst (F.) [ 1 [ دوست .dost. 2.sevgili. 3.Tanrı.

    dûş (F.) [ دوش ] dün gece.

    dûş (F.) [ دوش ] omuz.

    dûşîze (F.) [ دوشيزه ] kız, matmazel.

    dûzah (F.) [ دوزخ ] cehennem.

    dü (F.) [ دو ] iki.

    dübâre (F.) [ دوباره ] tekrar, yeniden.

    dübb (A.) [ دب ] ayı.

    dübür (A.) [ 1 [ دبر .makat. 2.arka.

    dücâce (A.) [ دجاجه ] tavuk.

    düçar-ı inkıtâ olmak kesintiye uğramak.

    düdil (F.) [ دودل ] ikircikli, tereddütlü.

    dühûr (A.) [ 1 [ دهور .devirler. 2.dünyalar.

    dühül (F.) [ دهل ] davul.

    düm (F.) [ دم ] kuyruk.

    dümbâl (F.) [ 1 [ دنبال .kuyruk. 2.peş, art.

    dümel (A.) [ دمل ] kan çıbanı.

    dümûy (F.) [ دوموی ] kırçıl.

    dünbâl (F.) [ 1 [ دنبال .kuyruk. 2.peş, art.

    dünbek (F.) [ دنبک ] dümbelek.

    dünîm (F.) [ دونيم ] ikiye bِlünmüş.

    dünyâperest (A.-F.) [ دنياپرست ] dünya düşkünü.

    dünyevî (A.) [ دنيوی ] dünya ile ilgili.

    dürc (A.) [ 1 [ درج .kutu. 2.mücevher kutusu. 3.sevgilinin küçük ağzı.

    dürd (F.) [ درد ] tortu.

    dürdâne (A.-F.) [ 1 [ دردانه .inci tanesi. 2.sevgili.

    dürdkeş (F.) [ دردکش ] tortulu şarap içen.

    dürer (A.) [ درر ] inciler.

    dürr (A.) [ در ] inci.

    dürrâ’a (A.) [ دراعه ] ferace.

    dürre (A.) [ دره ] iri inci.

    dürû (F.) [ دورو ] ikiyüzlü.

    dürûğ (F.) [ دروغ ] yalan.

    dürûğzen (F.) [ دروغ زن ] yalancı.

    dürûs (A.) [ دروس ] dersler.

    dürüst (F.) [ 1 [ درست .sağlıklı. 2.tam. 3.doğru.

    dürüşt (F.) [ 1 [ درشت .kaba. 2.iri. 3.kalın.

    düstûr (A.) [ 1 [ دستور .kural, prensip. 2.kanun kitabı.

    düşenbe (F.) [ دوشنبه ] pazartesi.

    düşine (F.) [ دوشينه ] dün geceki.

    düşmen (F.) [ دشمن ] düşman.

    düşnâm (F.) [ دشنام ] küfür, sِvgü.

    düşvâr (F.) [ دشوار ] güç.

    düvâzdeh (F.) [ دوازده ] oniki.

    düvel (A.) [ دول ] devletler.

    düvist (F.) [ دویست ] ikiyüz.

    düvüm (F.) [ دوم ] ikinci.

    düyûn (A.) [ دیون ] borçlar.

    düzd (F.) [ دزد ] hırsız.

    düzdî (F.) [ دزدی ] hırsızlık.

    düzdîde (F.) [ دزدیده ] çalıntı, çalınmış.


Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •