***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Dost Selamı Bir Başkadır…

Esselamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühu
Hazreti Ali radıyallahu anh şöyle anlatır:
Allah için birbirini seven mü’minlerden birisi vefat etti. Dünyada kalan
dostu için şöyle dua etti:
“Ya Rabbi benim filan dostum vardı. Bana hak
yolda yardım ediyordu. Onu şaşırtma, Ya Rabbi! Salih amel üzerine devam ettir.”
Kendisi de vefat ettiği zaman birlikte oldular ve:
“Filan yerde Allah’ı zikretmiştik, filan yerde yardımlaşmıştık” diye sohbet
ettiler ve dostluklarını devam ettirdiler.
Kâfirlerin ve fasıkların dostluklarına gelince, iki kişiden biri ölünce
cehennemle müjdelenir ve hayatta kalan dostuna şöyle beddua eder:
“ Ya Rabbi! O kahrolsun, o beni senin
yolundan ayırdı. Cennet, Cehennem, kıyamet yoktur diyerek beni Sana düşman etti”
Bu şekilde onların düşmanlıkları da devam eder.
Allah için dostluk, ne güzel, ne büyük bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmak veya
kaçırmamak bizim elimizde. Bu güzel Cuma gününde gelin dostumuzu arayalım.
Belki dostlarımızı arayalım demeliydim ama dostumuzu dedim. Çünkü bu günlerde
HAKİKİ dost bulmak o kadar zor ki…
Başını sevdaya salan aşığın
Varlığı bu yolda harcanır gider
Dertlerin altında Ahh! Eder canı
Eriyip tükenip yok olur gider
Onun halinden hiç anlayan olmaz
Günde bin kez ölür dirilir gider
Yüzünde ayrılığın hep hüznü saklı
Şamu seher yanar yakılır gider
Bir SELAM gelecek canibi DOSTTAN
Gözlerinden yaşlar dökülür gider
Güler elbet bir gün âşıkların yüzü
Sanma ki bu kervan hep böyle gider…1
Dosttan selam gelmesi gerçekten yüreğimizi bir hoş eder. Boşlukta sallanan
ruhumuz ayağa kalkar, bir sevinç dalgası sarar bedenimizi. O an sanki dertler
yok olur. Evet bir selam sadece bir selam nelere kâdir!..Aslında bizi
değiştiren selamın kendisi değil ruhumuzun hatırlanması değil midir?Dost bizi
hatırlar, bizi düşünür, ruhunu ruhumuza yaklaştırır. Dost ruhla haldaştır
bedenle değil.
Hazreti Mevlana’nın kıssaları çok hoşuma gider. Tam da bu konuyla ilgili
bir kıssası aklıma geldi:
Hazreti Mevlana’ya oğlu: “Babacığım, Şam seyahatine çıkarak bizi ve
Konya’daki sizi sevenleri üzüyorsunuz. Sizden ayrı kalmak bizi kedere boğuyor.
Siz olmadığınız zaman hayatın hiç tadı tuzu kalmıyor.”der. Bunun üzerine
Mevlana Hazretleri şu can alıcı cevabı verir:
“Sevgili oğlum, bizim yalnız suretimizi yani
dışımızı görenler üzülüp kedere boğulabilirler. Fakat bizim içimizi, özümüzü
görüp ruhumuzla haldaş olanlar başka! Çünkü onlar ayrılıkların sadece surette
olduğunu, manada beraber olduğumuzu bilirler. Ötekiler ise aynı karpuzun
çekirdekleri, aynı deryanın katreleri ve tek güneşin zerreleri olduğumuzu idrak
edemeyenlerdir.”
Şu sözdeki güzelliğe ve manaya bakınız. Sadece bu söz bile Mevlana
Hazretleri’nin ne büyük bir Hak dostu olduğunu göstermez mi? Rabbim ondan razı
olsun. Onun muhabbetinden bizlere de hisseler nasip eylesin.
Sizin ruhuyla haldaş olduğunuz bir dostunuz yok mu? Hadi önce siz davranın,
sarılın telefonlara. Ona bir selam verin. Selamı önce vermenin mükâfatını
kazanın. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuş:
“Allah’a en makbul insan, karşılaşmada
selama önce davranandır.”(Ebu Davud, Edeb 144;
Tırmizi, İstizan 6)
Bugün Cuma öncelikle Peygamber Efendimize salatü selam getirelim. O’nun
ruhuyla haldaş olduğumuzu belli edelim. Bu sefer telefon hattını değil gönül
hattını kullanalım. Hadi sarılın gönül hatlarına, yollayın salavatı şerifeleri.
Diyelim gönülden:
Elfü elfi salatün ve elfü elfi selamün aleyke ya RasûlALLAH !
Elfü elfi salatün ve elfü elfi selamün aleyke ya HabibALLAH !
Elfü elfi salatün ve elfü elfi selamün aleyke ya Emîne Vahyillah!
Peki Hak dostlarını unutacak mıyız? Mümkün mü o güzel insanları unutmak!
Yaman Dede Mevlana Hazretleri’nin ruhu ile öyle haldaş olmuştu ki, onu Yanar
Dede yapan işte bu muhabbet, işte bu dostluk idi. Mevlana Hazretlerini,
Bediüzzaman Hazretlerini, Abdülkadir Geylani Hazretlerini, Muhammed Bahaaddin
Nakşibend Hazretlerini, İmam Rabbani Hazretlerini ve daha nicelerini…Sultanül
Arifin Mahmud Sami Ramazanoğlu kuddise sirruhu unutmak mümkün mü?O bir sözünde
şöyle söyler:
“Uzaklık yakınlık cismaniyet içindir.
Ruhaniyette bu yoktur. Nasıl ki güneş doğudan doğar ve bütün âlemi
aydınlatırsa; ruhaniyet de böyledir. Bi iznillahi Teâlâ her tarafa yetişir.” Vefatının seneyi devriyesinde onun ruhuna da bir Fatiha, üç İhlası Şerif
okumayı ihmal etmeyelim.
Hayatta olan Hak dostları da var elbet. Onların ruhaniyetlerini de
unutmayalım. Rabbim o güzel insanları bizlere hiç unutturmasın; unutturmasın ki
yanlışa, günaha adım atmayalım.
Dost elinde esen yel olamazsan
Has bahçede açan gül olamazsan
Hele ocağında kül olamazsan
Sonbaharı beklemeden sol gönül…2
Şu dünyada hiç dostum yok mu diyorsun. Üzülme Dost olarak Allah yeter sana.
Eğer O’nu arzu ediyorsan Gönlünü O’na dön, dilini her daim Allah zikriyle
döndür, zikrini kalbine indir, işte o zaman O’nu hemen bulacaksın…O güzel
Dosta, Allah’a emanet olunuz. Dualarınızda unutmayınız.