Gün bitirirken kendini

Feryadımız yargılandı arkamızdan

Sessiz kaldı gömüldü toprağın yarası

Sılasını inkâr eden hep güz kuşları mıydı



Sadece hüzünmüydü

Vuslat günlerini tek tek sayan



Ceplerini isyanla dolduran

Şimdi çağır düşlerimi

Rüzgarın geceye nikahı varmış

Şahidiymiş güneşen sarı elbisesiyle

Hatırlar bizi belki soluğunu tutan ker*** duvarlar

Düşürme beni sarhoşluğumdan

Anlamadığımız kuzgunî acıları anlat

Yok olan yanlarımızı



Beklemeyi anlat şimdi

Sen değil..

Gözlerin söylüyor sonsuzluğu

Günün koynunda gece

Sersemliğimin barutuyla tetiklenen

Yanığıma söylüyordu işaret parmağını

Kendi içimde yolcuyduk

Ölü bir yasla gidiyorduk

Düşünce maskesi yüzünden gecenin

Anlamıştım kum yazında ölüyorduk



Gizledim takvimleri tek tek

Sabırsızlık sırat'ın kör sahanlığı



Sahte bir yangınla gururlandırdı kendini

Bir tutam gümüş renkli dudak

Süs püs oldu...Sonra

Marifet nikahına adanan adak

Gecelerde korkacağım kanayan şahdamarımda

Ardından

Ayaklar altında kalın bir kahkaha

Doludizgin savrulduk irin zamana

Herkesin ölümü kendi sabahına ...
alıntı