hayırlı bayramlar...
Kulun Ramazandaki ibadetlerinin Allah katında makbul olmasının alameti;
Güzel halinin Ramazan'dan sonra da bozulmadan devam etmesidir. Eğer kul
Ramazan'dan sonra
gene iyi müslüman ise gene ibadet ve taatlerine aynı titizlikle aynı zevk ve
şevkle devam edebiliyorsa;
Demek ki ibadetleri kabul olmuş,
demek ki manevi maya tutmuş,
fidan toprağa kök salmış,
kurumamış, yaşıyor,
demek ki yapraklanacak,
çiçeklenecek meyva verecek inşallah!
Bir ay boyu kendi kusurlarımızı düşünme ve Allah’a affettirme işiyle
uğraştığımızdan, başkalarının kusurlarını görmeme ve rahatsız olmama saadetine
kavuştuk.
Dünyanın, bizim önümüze attığı haram tanelerinden uzaklaşarak dünya tuzağına
düşmemenin
tadını çıkarıyoruz biz, bu bayramlarda.
Kazancımızdan bize ağırlık verenleri ve bizi cennete giden yolda
ağırlaştıranları zekat, sadaka, fıtra, fidye olarak verip hafiflemenin ve
cennete doğru
sevinçle koşmanın lezzetini tadıyoruz bu bayramda.
Doğudan ve batıdan “En büyük benim veya en büyük biziz” çığlıklarına
karşı kulak tıkayıp bir ay boyu millet olarak yalnız akşam ezanının
“Allahü ekber/En büyük Allah’tır” nidasına kilitlenerek
birilerine anlamlı cevap vermenin huzurunu bayram havasında yaşıyoruz.
Karşılık beklemeden vermenin,
yalan, talan ve gıybetten uzak durmanın,
gönüldeki imanı amelle sulamanın ve sevap çiçekleri açtırmanın bayramını
yaşıyoruz.
Buhari, Müslim ve diğer hadis kitaplarının rivayet ettiği bir hadise göre :
“Oruçlu için iki kere ferahlık vardır. Biri akşam iftar ettiğinde, diğeri
Rabbine kavuştuğunda”.
Biz, imanla ölümü bile bayram kabul etmiş bir ümmetiz.
Bütün sevdiklerimizle Yaratana kavuşmak bizim için bayramdır.
Mevlâ bizi affede, bayram o bayram ola.
Cürm-ü hatalar gide, bayram o bayram ola. . .