2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Cezbe Hali

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.744, Level: 48
    Points: 5.744, Level: 48
    Level completed: 97%,
    Points required for next Level: 6
    Level completed: 97%, Points required for next Level: 6
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    DJ-BuHaRa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2009
    Mesajlar
    133
    Points
    5.744
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cezbe Hali

    İlk cezbelenenlerden bilali habestir.r.a.Bilali habeşi r.a. efendimiz,mescidi nebevide,bi zaman cezbelenip kendinden geçtı.Diğer sahabi efendilerimiz,onun bu haline akıl erdiremedi,Peygamber as. huzurunda böyle taşkınlık yaptığı için ona kızdi.Çünkü sahabiler,peygamber as. huzurunda,sanki başlarının üzerinde bir kuş varmış da uçup kaçacakmış gibi,sukunetle ve edeble dururlardı.Terbiye ve hürmetleri had safhadaydı.Hz. Bilal efendimiz:"Eger hidayet,peygamber as. elinde olsaydı;efendimiz ilkönce,akrabalarından,en yakınından başlar;sırasıyla arkadaşlarına,tanıdıklarına,so nra da kavmine öncelik verirdi.Halbuki ben onların çoğundan önce hidayete erdim.Onlardan bazılarına ise, hidayet hiç nasip olmadı.İmansız gittiler.İşte benim coşkunluğum bundandır."diye söylemiştir.İşte,hidayet ancak Allahın elindedir.

    Cezbenin çeşitleri vardır:Kimileri ağlar,kimileri güler,kimileri değişik bir lisanla konuşur;ama kimse konuştuğundan birşey anlamaz.Kendinden geçip de bağırıp çağırmak,elinde olmadan çeşitli sözler sarfetmek de cezbe çeşitlerinden sayılır.İşte bu haller,bazen Allah cc. adı duyulduğunda veya anıldığında,bazen peygamber as. zikredilmesi esnasında,bazen Gavsın adı geçtiğinde veyahut görüldüğünde,ortaya çıkar.Kuran ıKerim okunurken de cezbe halinin yaşandığı çok görülmüşrür.Bunların hepsi manevi bir muhabbet ve zevkin tesiriyle meydana gelmektedir.Günümüzde cezbe, Menzilde ve Menzile bağlı sofiler hariç yeryüzunde nadiren görülmektedir.
    Cezbe ehlinin en önemli prensibi;cezbeyi tutmak,gizlemek olmalıdır.Cezbe,istifra etmeye benzetilebilir.Çünkü insan,kusma ihtiyacı olduğu zamanların çoğunda bunu yapmaz ve gizler ve kusmayi tutabilir .Cezbe ehli de,yaşadığı bu gûzel manevi muhabbet halini mümkün olduğunca saklamalıdır.Amelimize,halimiz e riya karışma ihtimali varsa çok dikkatli olmamız gerekir.Çünkü riya,bütün güzellikleri bozucudur.Bu sebebten,cezbeyi tutmamız gerekir ve kesinlikle yalan cezbe evet var yalan cezbeye girenler var kesinlikle gavaumuz razı değil ve çok kiziyor herkes bilsin şeytana uymasin yalan cezbe seytandandir
    S. İhsan Erol

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.744, Level: 48
    Points: 5.744, Level: 48
    Level completed: 97%,
    Points required for next Level: 6
    Level completed: 97%, Points required for next Level: 6
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    DJ-BuHaRa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2009
    Mesajlar
    133
    Points
    5.744
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Cezbe iki kısıma ayrılır:

    Birinci halde,cezbeye tutulan salik kendinden habersizdir;şuuru ve iradesi elinde değildir.Cenâb-ı Hakk,bu cezbeyle kişinin itikadının artmasını murad eder.Bu tür cezbede Hz. Allah’ın sıfat tecellisi vardır.Bazen bu tecelli evliyaullahın kalbine olur.Evliyaullah da müridin kalbine nazar ederek ilahi tasarrufun ulaşmasına vesile olur.Mürid de istidadına göre bundan istifade eder.

    İkinci halde,salik tutulduğu cezbenin idrakindedir;fakat bunu durdurmak iradesinde değildir.Zira cezbe hali,sıtmalı hastanın titremesini durduramaması ve aksırmakta olanın aksırmasına engel olamaması gibidir;yapmak ve yapmamak salikin elinde değildir.Onun için mürid cezbeyi bir sayha veya sarsıntıyla geçirir.Allah Azze ve Celle’nin kuluna ihsanı olan bu cezbe halinde esma tecellisi vardır.Bunda da insan-ı kâmil tasarrufa vasıta olabilir.

    Hz. Allah(c.c),salik kendisini daha iyi tanıyıp bilsin diye ihsanlarda bulunur.Böylece kul,füyûzât-ı rabbanî ve nur-ı ilahiden,Hz. Allah’ın muradı ile faydalanmış olur.

    Hz. Allah(c.c),kullarını lütfuyla kendini bilmeye teşvik etmiş ve bunu kazanmanın yolunu onlara öğretip,o şanı yüce kitabında şöyle buyurmuştur ki:

    “O,onları bildi,onlar O’nu tanımayıp inkar ettiler.”(Yusuf Sûresi-ayet 58)

    “Onları simalarından tanırsın.”(Bakara Sûresi-ayet 273)

    “Nimetlenmelerinin zevkini yüzlerinden tanırsın.”(Mutaffifîn Sûresi-ayet 24)

    “Hakk’ı anladıklarından gözlerinin yaşla dolup boşandığını görürsün.”(Maide Sûresi-ayet 83)

    “Hiç,küfürle ölü olup,kendisini hidayetle dirilttiğimiz ve ona,insanlar arasında yürüdüğü bir ışık verdiğimiz kimse,karanlıklar içinde kalmış olan ve ondan bir türlü çıkamayan kimse gibi olur mu?”(En’am Sûresi-ayet 122)

    “Allah kime hidayet yaratmazsa,artık onun için hiçbir nur yoktur.”(Nur Sûresi-ayet 40)

    “Biz emaneti göklere,yeryüzüne ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular;insan onu yüklendi.Gerçekten insan çok zalim ve çok cahildir.”(Ahzab Sûresi-ayet 72)

    “Gerçekten Allah her şeyi işitici ve görücüdür.”(Mümin Sûresi-ayet 20)

    Allahu Teâlâ kudsî hadiste şöyle buyuruyor:

    “Ey ademoğlu,kim kendini bilirse,muhakkak beni de bilir.Beni bilen de ancak beni ister.Beni isteyen de mutlaka beni bulur.Beni bulan da her dilediğine ulaşır.Benden başkası isteklerinin üstesinden gelemez.

    Ey ademoğlu,alçak gönüllü ol,beni tanırsın.Aç kal,beni görürsün.Bana ibadet etmek üzere yalnız kal,bana ulaşırsın.

    Ey ademoğlu,kendini bilen şüphesiz beni de bilir.Nefsini terk eden muhakkak beni bulur.Beni bilmek,tanımak için kendini bil,kendini tanı.

    Ey ademoğlu,kimin kalbinden benim marifetim silinmişse,o kimsenin kalbi körleşti demektir.Ey ademoğlu,kim bizim marifet evimize girerse,ondan topyekûn korku,endişe ve hüzün gider ve emniyette olur.”

    “Ey Dâvud,ben gizli bir hazine idim,bilinmeyi,tanınmayı istedim de kâinatı yarattım,mahlukatı halk ettim;beni bilsinler,tanısınlar diye.Ey Dâvud,faydalı ilim öğren.Böylesi ilim celâlimi,azametimi,büyüklüğümü ,kudretimin her şeye galip olduğunu bilmendir.İşte bu ilimdir ki seni bana yaklaştırır.Ey Dâvud,beni tanıyıp bilene,belayı ağ,sabrı da av yaparım.”(Keşfu’l-Hafâ)

    Kâinatın Efendisi(s.a.v) de hadis-i şeriflerinde buyurdular ki:

    “İlahi cezbelerden bir cezbe,iki alemin de ameline denk gelir.”(Marifetname,Keşfu’l-Hafâ)

    “Ben size Allah’ı öğrettim;O’nu tanıyıp bilmekse,o,kalbin işidir.”(Marifetname)

    “Eğer Allah’ı hakkıyla tanıyıp bilseydiniz,o zaman duanızla hep dağlar yok olurdu.”(Marifetname)

    “Rabbini en çok tanıyıp bileniniz,kendini en çok bileninizdir.”(Marifetname)


    Kaynak:Miftâhu’r-Rüşd

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •