SÜNNETE GÖRE HAREKET ETMEK VACİP, ONU İNKAR KÜFÜRDÜR! Hamd yalnız ALLAH’a mahsustur . İyi bir sonuç onun emirlerin i yerine getirip, yasaklarından sakınanlarındır. Salat ve selam insanlara rahmet olarak gönderilen Allah’ın kulu ve elçisi peygamber imiz Muhammed’e (Sallallah u Aleyhi ve Sellem), ashabına olsun. O ashab ki, Allah’ın kitabını ve peygamber inin sünnetini, söz ve manasına uygun ve bir bütün olarak kendileri nden sonra gelenlere ulaştırmışlardır. Allah onlardan razı olsun. Bizi de en güzel bir şekilde onlara tabi olanlarda n eylesin. Amin. Eski ve yeni bütün İslam alimleri, hükümleri kesin isbat eden, helal ve haramı açıklayan muteber esasların: “Önünden ve ardından kendisini iptal edecek bir kitab gelmeyece k olan ALLAH’ın KİTABI; kesinlikl e boş yere konuşmayan, konuştuğu her şey vahiy olan Rasululla h’ın (Sallallah u Aleyhi ve Sellem) SÜNNET’i ve ümmetin bütün alimlerin in İCMA’ı’’ olduğuna ittifak etmişlerdir. İslam alimlerin in ihtilafı ancak diğer esaslarda dır. Bunların en önemlisi KIYAS’tır. Alimlerin in çoğunluğuna göre muteber şartları yerine geldiği taktirde kıyas bir delildir. Bu dört esasın delilleri sayılamayacak kadar çok olup zikretmey i gerektirm eyecek kadar meşhurdur. BİRİNCİ ESAS: Bu esas Aziz olan Rabbimizi n Kitabı; Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an-ı Kerim’in bir çok yerlerind eki ayetler Allah’ın kitabına uymayı emirlerin e sarılmayı, yasaklarından kaçınmayı emreder. Allah (Celle ve Celaluhu) şöyle buyurur: (1)“Rabbinizd en size indirilen Kur’an’a uyun (emir ve hükümlerine bağlanın) Allah’dan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Siz ne az düşünüyorsunuz!” (Araf, 7:3) (2)”İşte bu Kur’an muazzam bir kitaptır, onu biz inirdik; o çok mubarekti r. Artık ona uyun, emirlerin e bağlanın ve Allah’tan korkun. Ta ki merhamet olunasınız.” (En’am, 6:155) (3)”….İşte size Allah’dan bir nur ve aydın bir kitap geldi.” (Maide, 5:15) (4)”De ki:- Allah benimle sizin aranızda şahiddir ve bana şu Kur’an vahyolund u ki, onunla hem sizi, hem de kime ulaşırsa onu korkutayım.” (En’am, 6:19) (5)”Bu Kur’an, insanlara açık bir tebliğdir; bununla hem korkutuls unlar, hem Allah’ın ancak tekbir ilah olduğunu bilsinler, hem de temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar.” (İbrahim, 14:52) Bu manadaki ayetler oldukça çoktur. Kur’an-ı Kerim’e sarılmayı emreden bir çok sahih hadis-i şerifler de vardır. Bunlar Kur’an-ı Kerim’e sarılanın hidayette, onu terkedeni n sapıklıkta olduğunu ifade etmektedi rler. Bu hadisleri n bazıları şunlardır: Rasululla h Salallahu Aleyhi ve Sellem Veda haccı hutbesind e şöyle buyurmuştur: “Size, O’na sarıldığınız takdirde hiç bir zaman sapıtmayacağınız bir şey bıraktım. O’da Allah’ın Kitabıdır.” (Muslim) (6) Zeyd ibn Arkam’ın rivayet ettiğine göre Rasululla h Salallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor: “Size, şanı büyük iki şey bıraktım: Birinci Allah’ın kitabıdır. Hidayet ve açıklık ondadır. Allah kitabıyla amel ediniz ve ona sarılınız.” Allah’ın kitabına sarılmayı teşvik ettikten sonra devamla üç defa şöyle buyurur: “Ehl-i beytime (hane halkıma) iyi davranmanız hususunda size Allah’ı hatırlatırım.” (Muslim) (7) Bir başka hadisleri nde Kur’an-ı Kerim hakkında şöyle buyurur: “O Allah’ın ipidir. Kim ona sarılırsa hidayette dir. Kim one terk ederse sapıklıktadır.” (Muslim) Bu manadaki hadisler çoktur. Sahabe ve onlardan sonra gelen ilim ve iman ehlinin Allah’ın Kitab’ı ile beraber Rasululla h Sallallah u Aleyhi ve Sellem’in Sünneti’ne de sarılmak ve onlarla hükmetmek ve ihtilafla rı onlara göre çözmek hususunda ki icmalarına (oy birliğine) dair delilleri zikretmey e ihtiyaç hissettir memiştir. İKİNCİ ESAS: Alimlerin ittifakla kabul ettikleri, üç esasın ikincisi Rasululla h’dan (Sallallah u Aleyhi ve Sellem) sahih olarak gelen söz, fiil ve takririyl e ilgili sünnetidir. Rasululla h’dan (Salallahu Aleyhi ve Sellem) sonra, ilim ehli olan ashab ve onlara tabi olanlar bu esasa iman ederek, onu delil kabul etmişler ve müslümanlara öğretmişlerdir. Bununla kalmayara k bu konuda bir çok eserler yazmışlar ve Sünnetin delil olduğunu hadis ve fıkıh usulü kitaplarında açıklamışlardır. Bu husustaki deliller sayılamayacak kadar çoktur. Kuran-ı Kerim’deki sünnete uymayı emreden ayetler bu delillerd endir. Bu emir asr-ı saadette ve ondan sonraki asırlarda bulunan bütün insanlara yöneliktir. Cünkü Rasululla h (Sallallah u Aleyhi ve Sellem) bütün insanlığa gönderilen bir peygamber dir. İnsanlar da kıyamete kadar O’na uymak ve itaat etmekle mükelleftirler. Çünkü Kur’an’-ı Kerim’in ilk müfessiri ve Kur’an’da mücmel olarak ifade edilen hükümlerin söz, fiil ve takriri sünnetleriyle açıklayıcısıdır. Sünnet olmasaydı Müslümanlar namazın rekat adedini, kılınış şeklini, onu kılarken gerekli olan şartları bilemezle rdi. Yine sünnet olmasaydı oruç, zekat, hac, cihad ve iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak hususunda ki hükümler bilinemez di. Yine hadis olmasaydı müslümanların muamelele ri, haramları, Allah’ın yasak ve cezalarla ilgili koyduğu hükümleri açık olarak bilmeleri mümkün olmazdı. Aşağıdaki ayetler sünnete itaat konusunda ki delillerd en bazılarıdır: ( ”Allah’a ve Peygamber e itaat edin ki, rahmete erdiriles iniz.” (Al-i İmran, 3:52)