Selamı alırken ve verirken selam cümlesi nasıl olmalıdır?

“Hem bir selam ile selamlandığınız zaman, artık (siz) ondan daha güzeli ile selam verin veya ona (aynı ile) mukabele edin.” [1]
Selam her zaman çoğul olarak verilmelidir

Selam veren, bir kişiye dahi selam verse, çoğul edatı ile vermelidir. Selama karşılık veren de, aynı şekilde çoğul edatı ile selam vermelidir. Zira, selam veren ve alan yalnız değildir. Tekil olarak verildiğinde melekler selamdan mahrum bırakıldığı gibi sahibini de meleklerin vereceği selamın sevabından yoksun eder.

Selamın en azı;
“السلام علیكم” (Esselamü aleyküm-Allah’ın selamı üzerinize olsun.) demektir.
Selam verilen kimse bir kişi ise ona en azından;
“السلام علیك” (Esselamü aleyke-Allah’ın selamı üzerine olsun.) denilir. Fakat efdal olan yanın­daki meleklere de şamil olması için;
“السلام علیكم” (Esselamü aleyküm-Allah’ın selamı üzerinize olsun.) demektir. Bundan daha mükemmeli;
“السلام علیكم و رحمة الله” (Esselamü aleyküm ve rahmetüllah-Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.) daha mükemmeli;
“السلام علیكم و رحمة الله و بركاته” (Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh-Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.)dur. Öyle olmakla beraber;
“سلام علیكم” (Selamün aleyküm-Selam üzerinize olsun.) demek de kafidir. [2]
Sadece “selam” kelimesiyle selam verilmiş olmaz
Bir Müslüman bir Müslümana selam verirken, “selam” derse bunun karşılığını vermemeli ona böyle bir selamın Müslüman selamı olmadığını anlatmalıdır. Zira o tam bir cümle değildir. [3]
Selam vermenin usulü şu şekildedir;
  • “السلام علیكم” (Es-selamü aleküm) veya “سلامٌ علیكم” (Selamün aleyküm) şeklinde selam veren birine, ya aynı şekilde “وعلیكم سلام” (Ve aleyküm selam) diyerek veya buna “و رحمة الله” (Ve rahmetullah) eklenerek daha güzeliyle cevap verilir.

  • “السلام علیكم و رحمة الله” (Es-selamü aleyküm ve rahmetüllah) şeklindeki bir selama da, ya aynıyla karşılık verilir veya “و بركاته” (Ve berakatüh) eklenir.

  • “السلام علیكم و رحمة الله و بركاته” (Es-selamü alleyküm ve rahmetüllahi ve berakatüh) şeklinde verilen selama ise aynen karşılık verilir. [4]
Selama ya daha güzeliyle ya da aynıyla mukabele edilmelidir
Bir adam Hz. Peygamber’e (asm) gelerek;
“Allah’ın selamı senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü’” dedi. Allah Resulü;
“Allah’ın selam ve rahmeti senin üzerine olsun.” buyurdu. Sonra bir diğeri gelerek;
“Allah’ın selam ve rahmeti senin üzerine olsun ey Allah’ın elçisi.” dedi. Resulullah ona:
“Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun.” buyurdular. Sonra bir diğeri gelerek:
“Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü.” dedi. Allah Resulü de kendisine;
“Senin de üzerine olsun.” buyurunca adam, kendisine;
“Ey Allah’ın Peygamberi, anam ve babam sana feda olsun. Sana falan falan kişiler gelerek selam verdiler. Sen de onlara bana verdiğin cevaptan daha fazlasıyla cevap verdin, dedi. Allah Resulü:
“ Sen bize bir şey bırakmadın ki.” Allah-ü Teala;
“Size bir selam verildiği zaman ondan daha iyisiyle selam verin veya aynıyla mukabele edin.” buyuruyor. Biz de sana aynı ile mukabele ettik.” buyurdular.[5]
Bu hadisin delaletine göre;
“Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketleri sizin üzerinize olsun.” şeklinde selam verildiğinde; buna verilecek cevapta fazlalık yoktur. Şayet bundan daha fazlası konulmuş olsaydı, elbette Allah Resulü bunun üzerine ziyadede bulunurdu. [6]
Selam’ı alırken علیكم السلام (Aleykümüsselam) yerine و علیكم السلام (Ve Aleykümüsselam) denilebilir
Yani “Esselamü aleyküm” diyene “Ve aleykümüsselam” demek…
Şayet “و” “vav” harfini hazfederek (kaldırarak) “علیكم سلام” “Aleyküm selam” derse, bu da caiz olur.
Eğer selama başlayan “سلامٌ علیكم” (Selamün aleyküm) veya “السلام علیكم” (Esselamü aleyküm) derse, cevap verecek olan zat, her iki şekilde de “سلامٌ علیكم” (Selamün aleyküm) veya “السلام علیكم” (Esselamü aleyküm) der. Fakat “ال” (elif-lam) ile söylemesi daha efdal olur. [7]
Selam bereketle tamamlanır
İbn-i Abbas (ra) şöyle buyurmuştur:
“Her şeyin bir nihayeti (sonu) vardır. Selam’ın sonu da berakattır.” [8]
Amr Bin Ata’nın oğlu Muhammet (ra) şunları anlattı;
Abdullah Bin Abbas’ın yanında oturuyordum. Onun huzuruna Yemen hal­kından bir adam girdi ve:
“السلام علیكم و رحمة الله و بركاته” (Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh-Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun.) diye selam verdi. Sonra bir şeyler daha ilave etti. O za­manlar gözleri âmâ olan İbn-i Abbas:
“Bu kim?” diye sordu. Oradakiler de;
“Bu sana gelen bir Yemenlidir.” diye onu kendisine tanıttı­lar. Bunun üzerine İbn-i Abbas dedi ki:
“Selam bereketle tamamlanır.” [9]
Aleykesselam kabir ehlinin selamıdır
Ebu Cüreyl El-Hüceymi’den (ra) demiştir ki;
Resulullah’a:
“Aleykesselam ey Allah’ın Resulü!” diye selam ver­dim.
“علیك السلام” (Aleykesselam) deme. Çünkü (Aleykesselam) ölülerin selamıdır. Onun yerine “السلام علیك” (Esselamü aleyke) de buyurdu.” [10]
Kaynakça:
[1] Nisa, 86
[2] Müslim; Sahih-i Müslim / Selam
[3] Abdülkadir Geylani / Gunyetüt- Talibin
[4] İbnu’l-Esir El-Ceziri / Cami’üs Sağir
[5] Nisa, 86
[6] İbn-i Kesir / Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri
[7] Abddurahman El-Hanefî El-Berâvî / Feteva-yı Hindiyye
[8] Abddurahman El-Hanefî El-Berâvî / Feteva-yı Hindiyye
[9] İmam Malik / Muvatta
[10] Tirmizi; Sünen-i Ebu Davud / Selam