Bir kısım genç hanımların Zübeyir Ağabey’e sordukları suallere verdikleri cevaptır.
1. Peygamberimiz (a.s.m) kızını niye Ashab-ı Suffa tarzında bir hayata dahil etmemiş? O zamanda kızına kız arkadaş bulunmuyor muydu?
2. Kadınlarda bu zamanda erkekler gibi medrese hayatı yaşayabilirler mi ?
Ashab-ı Suffanın iki temel vazifesi vardı:
a. Tedris
b. Tederrüs ve tebliğ
Hanımlarda aynı vazifeyi, gerek o zamanda gerekse bu zamanda yapabilirler ve yapmalıdırlar. Bunun için evden ayrılmaya zaruret yoktur. Zaten erkeklerin evden ayrılmasına sebep olan hal, kadınlar için mevzubahis değildir. Şöyle ki:
Kadınlar evinde okuyabilir..
Erkek babasının evinde kaldığı takdirde bir işte çalışması zarureti vardır. Kadınlar ise evinde rahatlıkla okuyabilir. Ayrıca fıtraten zaife olduklarından bir hamiye muhtaçtır (bk.Tesettür Risalesi). Fakat bu hami, mutlaka zevci olmak demek değildir. Babası veya erkek kardeşi tasvipkar ve hami olduğu müddetçe mücerret kalarak hizmet edebilir.
Burada en mühim cihet, gayrın dedikodu ve iftiralarını nazara almak gerekir. Zira hakkında iftira olan hanımın hizmet sahası çok daralır veya hizmet edemez. Bu hususta çok dikkatli olmalı ve tenkide sebep olacak hallerden çekinmelidir.
Hanımların tedris vazifesi evlerinde olduğu gibi, tederrüs ve tebliğin de şöyle olması en münasip olur :
Hanımların erkekler gibi medrese hayatı yaşamaları mümkün görülmüyor !
En az iki kişi olmak üzere bir arkadaşın evine gidip ona ders yapmak ve Risale-i Nur’un hizmet düsturlarını ve bu zamandaki ehemniyetini anlatmak ve onu da davet etmek… böyle gelip gitmeyle samimiyet teessüs eder.
Üstad Hazretleri’nin hayatında kadınların da erkekler tarzında medrese hayatını yaşamalarının mümkün olduğu hakkında bir emareye rastlanmıyor. Fakat babasının evini medrese haline sokabilen bir hanım, arkadaşını misafir ederek,pekala bu tarza yakın bir hayat içinde bulunabilirler. Fakat bu, gaye değil, vesiledir; gaye hizmettir.