İnsanlara Faydalı Olmak...
İslâm dini, inanç ve düşünce ayırımcılığı gözetmeksizin bütün insanlığı kucaklamayı hedefler. "Yaradılanı severim yaradandan ötürü" derken Yunus, İslâm'ın bu engin hoşgörüsüne işaret etmiştir. "Ne olursan ol yine gel" diyen Mevlana'nın söylediği de bundan başkası değildir. Öyle ya yeşil ağacı kesmeyi yasaklayan, susuz bir köpeği suladığından dolayı günahkar bir insanı cennetle müjdeleyen bir peygamberin getirdiği dinin şefkat kolları hiçbir insanı dışarıda bırakacak değildi.
İslâm dini müslümanın bir toplum ve görev adamı olmasını öngörmüştür. Ona ferdi sorumluluklar yüklediği gibi toplumsal sorumluluklar da yüklemiştir. O, sahip olduğu eminlik, dürüstlük ve çalışkanlık gibi vasıflarıyla çevresine güven telkin eden, iç dünyasını canlı tuttuğu gibi çevresini de yeşertendir. Peygamberimiz (s.a.v) müslümanı işte bu durumundan dolayı yaprağı hiçbir mevsim dökülmeyen hurma ağacına benzetmiştir. (Buhari, "İlim" 14).
İnsanlara hizmet etme görevi " Sizin en hayırlınız ailesine en iyi olnınızdır..." (İbn Mace, "Nikah" 50) hadisinde vurgulandığı gibi bu görevin alanı aileden başlar, sonrasında imkan nispetinde diğer insanları da içine alır.