ise, burudetiyle yandirir. Hikmet-i tabiiyede sabittir ki, ates bir dereceye gelir ki, suyu buz eder. Harareti def'aten bel' ettigi için, burudetle ihrak eder. Demek, umum meratibi ihtiva eden atesin bir kismi da Zemherirdir.
Tenbih

Malûm olsun ki, ebede namzet olan âlem-i uhrevî, fenayla mahkûm olan bu âlemin mekayisiyle mesaha ve muamele olunmaz. Muntazir ol; Üçüncü Makalenin âhirinde âhiret bir derece sana arz-i didar edecektir...

Isaret
Umum fünunun gösterdigi intizamin sehadetiyle ve hikmetin istikrâ-i tâmminin irsadiyla ve cevher-i insaniyetin remziyle ve âmâl-i beserin tenâhisizliginin imâsiyla, yevm ve sene gibi çok envâda olan birer nevi kiyamet-i mükerrerenin telmihiyle ve adem-i abesiyetin delâletiyle ve hikmet-i ezeliyenin telvihiyle ve rahmet-i bîpâyân-i Ilâhiyenin isaretiyle ve Nebiyy-i Sadikin lisan-i tasrihiyle ve Kur'ân-i Mu'cizin hidayetiyle, Cennet-âbâd olan saadet-i uhreviyeden nazar-i aklin temasasi için sekiz kapi, iki pencere açilir.
Altinci Mesele
Muhakkaktir ki, tenzilin hâssa-i cazibedari i'câzdir. I'câz ise, belâgatin yüksek tabakasindan tevellüd eder. Belâgat ise, hasâis ve mezâyâ, bahusus istiare ve mecaz üzere müessesedir. Kim istiare ve mecaz dürbünüyle temasa etmezse, mezâyâsini göremez. Zira ezhan-i nasin te'nisi için esâlîb-i Arapta yenâbî-i ulûmu isâle eden tenzîlin içinde, tenezzülât-i Ilâhiyye tabir olunan müraât-i efham ve ihtiram-i hissiyat ve mümasat-i ezhan vardir.
Vakta ki bu böyledir.