Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber,
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?
Diyen doğru demiş. Doğru demiş de asıl mesele güzel ölümle dünyadan göçüp ruhun mutluluk destanını dinlemek değil; bizim gibi dünya hengamesinden başını kaldıramayan esir kullar için bu destanı masal dinleyen çocuklar gibi dinlemek hoştur,ayni zamanda boştur.
Esir kullar için asıl mesele ölümü güzelleştirmeden geçer. Ölümü nasıl güzelleştiririm. Ölüm ne zaman benim için özlenecek bir vuslat şerbeti olur. Ne zaman ,hangi halimde ?... bunu öğrenmem lazım. Bunu bilmem lazım.. önümü görmem lazım dostum. Karanlık bir çukurun başındaki adamdan başka ne beklenir. Bütün bunlara rağmen gülüp oynuyor ,dünya meşakkati ile oyalanıyorsam akıl ve zeka özürlü olduğuma hükmedebilirsiniz. Ya da ahmak biri olduğuma …Bunlardan daha da kötüsü imanımın zayıflığına yada yokluğuna hükmedebilirsiniz.
İşitin ey yarenler, ey kardeşler!
Korkarım ben ölem deyü.
Ölüdüğüme kayırmazam
Ettiğimi bulam deyü.
Eteğini bulma korkusu ile nasıl rahat ederim. Bir gün firarda olduğumuz bu dünyada bizi kulağımızdan yakalayıp dipsiz bir çukura atarsalar ne yaparız. Boğazımıza takılan bukağıdan ,ayağımızdaki prangalardan nasıl kurutuluruz. Hayır demenin mümkün olmadığı hiçbir erkekliğin,yiğitliğin sökmediği gün ne yaparız.
İşte bütün korkuların sarıp sarmaladığı düşünce çemberinde boğulurken insan nasıl vuslat şarkıları söyler. . O hal bizim için değil Allah ‘ın velileri içindir. Bi bakalım kendi halimize . yaşayamadıklarımıza değil.
Korktuğumuzdan Allah ‘ın bizi emin kılacağı bir hal ü ahvala kavuşabilmemiz için ne yapmak gerek… asıl bunu bilmek gerek.
VE KAĞIDA KAN DÜŞTÜ
Ölüm düşüncesi bu. Ölümden çok ölüm sonrası endişesi..
Etlerin lime lime çürüdüğü,saçların tel tel döküldüğü, kemiğin toprakla öpüştüğü zaman dilimi içinde ürperden gerçeklerin acısı,iç yanması,korkusu bu.. cesedim bir şey duyacak mı? Bilmiyorum.ölümün kıyısından bile geçmeyen ruhumun acısı bu. Hani küçük ölüm denen rüyada çekilen sıkıntıların bir benzeri bu. Yada da küçük bir nüvesi olsa gerek.
“Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya Cehennem cukurlarından bir çukur.” Kabrim Cennet bahçesi olacak mı? Yoksa Cehennem çukuru mu olacak. İçimdeki dipsiz kuyunun bilmecesi. Çözebilir miyim, bilmiyorum.
Bu korkuların,endişelerin içinde imanlı bir kalbin yapması gerekenleri yapmalıyım. Demek oluyor ki kabrimi cennet bahçesi yapacağım. Bu benim elimde. Aklım ve iredemle ben bunu başarabilirim. Aklın ve iradenin yetmediği ,kalbin dayandığı ,yorulduğu yerde Allah’ ın yardımı ile.Yollarında bulunduğumuz, Sadat-ı Kiramın himmet ve duası ile. Başarabilirim.
Aklım başımda olduğu halde düşünebiliyorsam; Allah’ ın ve Peygamberimin emirlerini yapıyorsam bir korkum olmaz. Çünkü Allah ‘ın rahmetine güveniyorum. Ümidim dağlar kadar. Çünkü hayatımın ,ruhumun,bedenimin ve ölümün,kabrin,sıratın,Cennetin ,Cehennemin sahibine iman ettim. Emirlerini yapmaya gayret ediyorum. Kendimi rabbime sevdirmek için elimden ne gelirse yapacağım.İbadetin usulünü ,kalbin hissiyatını bu yolda kullanacağım..
Hedeflerin hedefi,gayelerin gayesi ,sonların en sonu Cennet-i Ala ‘da Cemalullah’ ı görmekse önce Cennete girmek gerek. Cennete girebilmek için sıratı geçmek,hesabı vermek gerek. Kabir kapısını Cennet eylemek gerek.
Bütün bunlar için fazla düşünüp ne yapalımlarla uğraşmak bizim işimiz değil. Çünkü dünyanın ve din gününün sahibi inceden inceye yolu göstermiş,kuralları koymuş,hakemleri ,gözlemcileri yerleştirmiş. Şimdi bize düşen faul yapmadan ,üstün bir gayretle düşmanlarıma(nefis ve Şeytana) yoluma çıkan ins şeytanlarına gol atmak.hem de defalarca gol yemeden.
ŞİMDİ AL SANA REÇETE
İman ile can teslim etmek..
Her şeyin bir önü bir sonu vardır. İman ile can teslim etmenin de bir önü bir sonu vardır.
Son nefeste ALLAH diyebilmeliyim .
Son nefes ,ecel anı. Azrailin pençesini vurup vücuda can veren bütün sistemleri sonlandırdığı an. Bedenimizin tüm zerrelerine batan tikelli bir çalının tepemizden çekip çıkarıldığı an. Bütün bu acılar içinde ALLAH demeliyim. Ahların ve vah vahların bir faydası yok.
Bu anda aklım muhtemelen yerinde olmayacak. Şuurum ,iradem hükmünü yürütemeyecek. Akılsız ,iradesiz ve şuursuz olarak ALLAH demeyi öğrenmeliyim. Ya başka bir şey dersem. İşte bu beni korkutuyor. Anam ,babam da diyebilirdim. Canım kadar sevdiğim evlatlarımı da anabilirim.
Duyuyoruz, insanlar son nefeslerinde neler neler diyorlar. Hatta bu konuda bir kitap bile yazılmış. “Meşhurların Son Sözleri” Neler dememişler ki… bazıları güldürüyor ,bazıları düşündürüyor. O güçlü , büyük büyük insanların son nefeslerindeki çaresizlikleri ibret-i alem..bu son anın büyüğü küçüğü olmaz. İnsanın makamı ,mevkisi,rütbesi bir işe yaramaz. Bütün maddi değerlerin sıfırlandığı bir an. Altınınbakır,paranın pul olduğu bir an. Hatta dünya dolusu servetin bir “NEFES “etmediği bir an. İşte o an ALLAH demeliyim.
Sonsözü ALLAH olan cennete gider.
Son sözümün ALLAH olabilmesi için ne yapmalıyım.,ne yapmalısınız. Bakın dostlarım,kardeşlerim,arkadaşl arım bunun yolu ALLAH ı bilmek ALLAH ı söylemek.
İç yüzünde ne var ise dış yüzüne o sızar demiş ALLAH dostu. İç yüzümüzde ALLAH varsa dış da ALLAH çıkar. İçimize dünyayı doldurmuşsak ,tabi ki dünya çıkacak. Nur doldurmuşsak NUR çıkacak. Kasvet,dert,sıkıntı,geçim derdi,para doldurmuşsak onlar çıkar. Zevk ü safa ile ömür sürmüşsek yine onlar sökün eder dışarı. ALLAH KORUSUN..
Ne doldurdun ki ne sızacak ağam.virt mi çektik söyle düzenli,içimiz yana yana …İçten ,yürekten doya doya ALLAH mı dedik bir kere.
Bunu ilk defa ben düşünmedim elbette .düşünen düşünmüş. Son sözün ALLAH olabilmesi için nice yollar gösterilmiş taliplilere. “Allah ‘a giden yollar mahlukatın nefesleri sayısıncadır..” biz de bir yol tuttuk elhamdülillah .bizim yolda gizliden ,kalben ALLAH denir. Yani aklın ,şuurun,iradenin hükmünü kaybettiğinde kalbimizin ALLAH diyebilmesi için , kalbimize ve kalıbımıza ALLAH ı öğretiyoruz.. bir gün ecel gelirse, kapımızı çalarsa hazırlıksız yakalanıp ebedi hayatımızı mahvetmeyelim. İşi tesadüflere bırakmayalım. Tedbirimiz alalım takdiri ALLAH a bırakalım.
Şimdi vakit dolsa,dolsa da Azrail gelse,can almaya hamle kılsa ; ALLAH diyebilir miyim. Şimdi diyorum ,çünkü vaktini ,saatini bilmediğimiz bir gelecekten bahsediyoruz. Hazır mıyız efendim. Hazır mıyız nefsim? Can vermeye can verirken ALLAH demeye.
Bir denesek,tatbikat yapsak. Ölümün tatbikatı olmaz tabi. Ancak ALLAH diyebilmenin tatbikatı olur. Başımıza gelmiştir.ani tepkilerimiz vardır.ayağımız kaymıştır düşerken ne dedik. Ayağımız bir taşa çarptıysa ne dedik.ensemize biri bir şaplak indirdi ,ne dedik. Canımız acıyınca, keyfimiz gelince ne dedik. Ahlar ,vahlar kurtarır mı insanı… Ana ,baba demenin bir faydası var mı? ALLAH demek lazım kardeşim, her halükarda.. ALLAH. Vesselam.
Hayrullah GÜRGEN