***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Sıla-i Rahim’de Bulunmak
“Onlar, Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyi gözetİrler.” (Ra’d/21)
Kur’ân ve Sıla-i Rahim’de Bulunmak
Hak Teâlâ’nın peygamberlerin ve imamların ısrar ettikleri beğenilmiş amellerden ve çok iyi işlerden biri de şüphesiz sıla-i rahimde bulunmaktır.
Büyük allame, muhaddis, filozof, âşık bir arif olan ve tüm ömrünü Kur’ân-ı Kerim ve rivayetler yolunda harcayan Molla Muhsin Feyz, sıla-i rahimin akrabaları ziyaret etmek, maddi ihtiyaçlarını gidermek, iktisadi sorunlarını halletmek, iş ve güçlerine yardımcı olmak, kız ve erkeklerini evlendirmek olarak mana etmiştir. Eğer Kur’ân-ı Kerim ayetlerine ve rivayetlere dikkat edilecek olursa, sıla-i rahim meselesinden bu anlamları istifade etmek mümkündür.
Sıla-i rahimde peygamberlerin ve Şia İmamların ahlâkı da bu yüce gerçekler olmuştur.
Kur’ân-ı Kerim sıla-i rahimi tavsiyede bulunmuş, akıl sahiplerinin bir işi olarak saymış, sıla-i rahimde bulunmamayı da fısk ve bunu yapan (ilişkiyi kesen) kimseyi de fasık olarak kabul etmiştir.
Mübarek Nisa suresinde, Allah-u Teâlâ ve akrabalar hususunda ilâhi takvaya riayet edilmesi emredilmiştir. İlginç olanı da şudur ki akrabaları Allah-u Teâlâ’dan hemen sonra zikrederek şöyle buyurmuştur:
“Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabanın haklarına riayetsizlikten de sakının.”[637]
Mübarek Ra’d suresinde de bir takım meseleler, akıl sahiplerinin özellikleri olarak beyan edilmiştir. Kıyametteki faydasının da meleklerin mahşerde onları karşılamaya gelmesi, meleklerin onlara selam vermesi ve hayırlı bir akıbete ermeleri olarak bildirilmiştir. Şüphesiz o meselelerden biri de sıla-i rahimde bulunmaktır.
“Onlar, Allah’ın gözetilmesi emrettiği şeyi gözetirler.”[638]
Bakara suresinde de sıla-i rahimde bulunmayan kimse hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar (akrabayla ilişkiyi kesenler) ve yeryüzünde fesat çıkarırlar; hüsrana uğrayanlar işte onlardır.”[639]
Evet, sıla-i rahimde bulunmayan kimse, ziyan ve zarar içindedir. Bu ziyan ve zarar da küçük bir şey değildir. Ra’d suresinde de sıla-i rahimde bulunmamak hakkında belleri büken bir ayet vardır:
Allah’ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar “Akrabalık bağını kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lânet onlara ve kötü yurt onlaradır.”[640]
Muhammed (s.a.a) suresinde ise şöyle buyrulmuştur:
“Yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmenizle Allah’ın emrine yüz çevirirseniz, yine de mi kurtuluşu bekliyorsunuz?”[641]
Gerçekten de sıla-i rahim o kadar önemlidir ki bu sebeple melekler, kıyamette insanı karşılamakta, insana selam vermekte ve insan hayırlı bir akıbete erişmektedir. Sıla-i rahimde bulunmayan kimseler ise, lanet, kötü akıbet ve kurtuluştan mahrumiyete maruz kalmaktadırlar.
Mal vererek akrabaların iktisadi eksikliklerini gidermek ve aynı zamanda da onların yüzsuyunu, yüceliğini ve azametini korumak, çok büyük bir ecre ve mükâfata sahiptir.
“Allah’ın rızasını kazanmak ve kalplerini sağlamlaştırmak için mallarını infak edenlerin durumu, yüksekçe bir tepede bulunan, bol yağmur aldığında yemişlerini iki kat veren, bol yağmur yağmasa bile çisentisi düşen bir bahçenin durumu gibidir. Allah işlediklerinizi görendir.”[642]
Hakeza: “Sadakaları açıkça verirseniz o ne güzel! Eğer onları yoksullara gizlice verirseniz sizin için daha iyidir. Allah kötülüklerinizi giderir ve Allah işlediklerinizden haberdardır.”[643]
Hakeza: “Mallarınızı gece gündüz, açık ve gizli olarak infak edenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”[644]
Kapsamlı ve Güzel Bir Plan
Geliniz bütün zengin ve akrabalarımızı ister hasebi olsun, ister nesebi tek tek tanıyalım. Zengin akrabalarımızı davet ederek, onlara sıla-i rahim rivayetlerini okuyalım, açıklayalım. Daha sonra onlardan servet ve malları miktarınca her ay, her yılın başında belli bir miktar para vermesini ve o paranın da ailenin haysiyetli ve muteberli birinin gözetiminde iki kişinin imzasıyla banka hesabına yatırılmasını isteyelim. Böylece akrabalardan fakir biri için bir sorun ortaya çıktığında, mümkünse karşılıksız olarak, değilse borç olarak yüzsuyunu koruyarak kendisine takdim edelim. Eğer ev almak istiyorsa, alsın. Eğer ev eşyası hususunda eksikliği varsa onu telafi etsin, eğer çeyiz almak istiyorsa çeyiz alsın, eğer oğlunu evlendirmek istiyorsa, evlendirsin.
Bu iş oldukça kolay, Allah’ın beğendiği, sorunları halleden, hüzünleri yok eden bir iştir. Sevabı da önceki üç ayette geçtiği üzere, kısa olarak beyan edilmiştir.
Bu projeyi herkese anlatalım, herkesi bu projeyi hayata geçirmeye teşvik edelim. Eğer bütün memlekette bu proje uygulanacak olursa, devlet ve hayır ehli kimselerin omzundan ağır bir yük kaldırılmış olur. Akrabalara yardım vasıtasıyla, servet ehline büyük bir sevap nasip olur.
Kur’ân-ı Kerim, infak ayetlerinde, akrabalara yardımda bulunmayı diğerlerine yardımda bulunmaktan önce zikretmiştir ve daha sonra da yetim, miskin, fakir, yolda kalmış, iflas etmiş kimseler örnek olarak ifade edilmiştir:
“…Yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar.”[645]
İlginç Bir Anekdot
Seduk, muteber bir senetle İmam Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir: “Yunus (a.s) balığın karnında, Allah’a karşı münacatta bulunuyor, inleyip yakarıyordu. Onun sesini yerin altına geçirilmeye ve Hakk’ın azabına uğramaya maruz kalan Karun’un ruhuna ulaştırdılar. Karun’un ruhu, “Bu kimin sesidir?” diye sordu. Azap ile müvekkel olan melek ona şöyle buyurdu: “İsrail oğullarından bir peygamberin sesidir.” Karun’un ruhu onunla birkaç kelime sohbet etmek için izin istedi ve ona bu izni verdiler. Karun ondan Harun ile Musa’nın halini sordu, Yunus şöyle cevap verdi: “Ben, onların zamanında yaşamıyorum, ama onların her ikisi de dünyadan göçmüşlerdir.” Karun ağladı. Allah şöyle hitap etti: “Kavmine gösterdiği bu acıma sebebiyle, onun azabını hafifletiniz.”[646]