(Kabirde Ölüye Menfaat Veren Şeyler)
îbn-i Ebi Dünya mütekaddiminlerden birisinden, rivayetine göre o şöyle demiştir: Bir kabristandan geçtim. Rahmet duasını okudum. Gaybten bir ses geldi:
«Evet onlara rahmet edilir. Çünkü onlarda kederli ve hüzünlüler vardır,» diyordu.
îbn-i Recep dedi ki; Cafer el-Haldi, Abbâs bin Yakub bin Salih el-Enbari'den rivayet ettiğine göre; o şöyle demiştir:
Babamdan işittim diyordu ki:
Salih birisi babasını rüyasında görmüş. Babası;
«Oğlum neden hediyenizi bizden kestiniz?» demiş.
Oğlu:
— Ölüler, dirilerin hediyelerinin farkına varırlar mı? diye sorunca: O:
— Eğer diriler olmasaydı, Ölüler helak olurdu, demiş.
îbn-i Neccar «Tarihlinde Malik bin Dinar'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Cuma gecesi kabristana girdim. Baktım karşımda parlak bir nur..» Dedim ki, «lâilaheillallah, demek Allah burdakilere mağfiret etmiş. Birden uzaktan bir ses geldi. «Yâ Mâlik bin Dinar! Bu, müminlerin kabirdeki kardeşlerine gönderdikleri hediyeleridir.
Ben, «seni konuşturan Allah hakkı için nedendir bu nur?» dedim. Dedi ki:
«Bu gece bir adam güzelce abdest aldı. Yâ eyyühel-kâfirun, ve kulhüvellahü ehad» sûrelerini okudu. Ve «sevabını bu kabristandaki, müminlere hediye ettim,» dedi. Bunun için Allah doğuda batıda, bir ışık, bir nur bir genişlik ve sevinç indirdi.»
Malik dedi ki: Artık her Cuma gecesi ben o sûreleri okurdum.
Sonra Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) rüyada gördüm. Buyurdu kî:
«Yâ Mâlik, ümmetime hediye ettiğin nurlar sayısınca Allah sana mağfiret etti. Ve sana o kadar sevap vardır. Sonra buyurdu ki «ve sana Cennette münif bir saray bina etti. Ben «Münif nedir?» dedim. Buyurdu ki:
«Şerefeleri Cennet ehli üzerine uzanan yüksek bina demektir.»
îbn-i Ebi Dünya, Beşşâr bin Galip'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Rabia'yı rüyada gördüm. Daha önce ona çok dua ediyordum. Dedi ki:
«Ey Beşşâr, senin hediyelerin ipek mendillerle örtülü, nuranî tabaklar üstünde bize geliyor. Ben
— Nasıl olur bu? dedim. O-.
— Bu hediyeler diri müminlerin duasıdır. Onlar ölülere duâ ettikleri zaman, o duâ nuranî tabaklar Üstünde, ipek mendiller içine konulur. Sonra, hangi Ölü için dua edilmişse ona getirilir ve bu falanın sana hediyesidir, denilir.
Taberanî Evsatte, Enes (Radıyallahû anh)'den merfuan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
Ümmetim, Ümmet-i Merhumedir. Günahları ile kabre girerler. Müminlerin onlara yaptığı istiğfarla temizlenmiş olarak çıkarlar.
îbn-i Ebi Şeybe, Hasan'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Bana ulaştı ki: Allah insana şöyle der:
«Ey Adem oğlu! Senin olmadıkları halde iki şeyi sana kıldım:
Birincisi ölümünden sonra infakını vasiyet ettiğin malın ki, o mal artık başkasının olmuştur.
. İkincisi müslümanların sana yaptığı duadır: Halbuki sen o zaman öyle bir yerdesin ki, artık ne iyilik yapabilirsin ne de kötülük.»
Daremi, Müsned'inde ibn-i Mes'ud'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
Dört şey adamın ölümünden sonra ona verilir:
— Daha önce Allah yolunda tasarruf ettiği malın üçte biri (yani vasiyet miktarı)....
— Ölümünden sonra ona dua eden salih çocuğun duası..
— Açtığı iyi çığır.
— Ve yüz kişinin şefaati ki yüz kişi bir adama şefaatçi olursa, şefaatleri kabul edilir.
Buharı ve Müslim, Âişe (Radıyallahû anhâ) 'dan rivayet ettiklerine göre,-
Bir adam, «Yâ Resûlullah: Anam füceten öldü. Eğer fırsat bulup konuşabilseydi, sadaka vasiyet ederdi. Ben onun yerinde sadaka verirsem, ona sevap olur mu? diye sordu.
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : «Evet, olur» diye buyurdu.
Buhari, ibn-i Abbâs (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre;
Sa'd bin Ubade'nin anası vefat etti. O da hazır değildi. Sonra Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'a geldi, dedi ki:
«Yâ Resûlullah anam öldü. Ben de hazır değildim. Onun yerinde sadaka verirsem ona yararı olur mu?»
Buyurdu ki:
— Evet yararı olur.
Sa'd da: «Şahid ol; bostanımı anam için sadaka veriyorum dedi.
İmam Ahmed ve dört muhaddis, Sa'd bin Ubade (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiklerine göre O:
— Yâ Resûlallah! Anam öldü. Onun için vereceğim hangi sadaka daha üstündür? diye sordu.
Resûlullah «su» diye buyurdu.. Bunun üzerine kalktı, bir kuyu kazdı ve «bu Sa'd'ın anası içindir» dedi.
Taberâni, Ukbe bin Âmir'den rivayet ettiğine göre (Rallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«Sadaka, sahiplerinden kabir hararetini söndürür.
Taberâni Evsat»da sahih bir sened île, Enes (Radiyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre;
Sa'd, Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'e
— Yâ Resûlullah, Annem bir şey vasiyet etmeden ölmüş. Onun yerine sadaka verirsem ona fayda verir mi? dedi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) cevaben:
— Evet fayda verir ve en gerekli şey sudur, diye buyurdu.
Yine Taberani, Sa'd bin. Ubâde'den rivayet ettiğine göre; şöyle demiştir: Ben?
— Yâ Resûlallah anam öldü ne vasiyet etti, ne de bir şey sadaka verdi. Onun yerinde sadaka verirsem ona yararı olur mu? dedim.
Buyurdu ki:
— Evet, yanmış bir kemik dahi versen faydası olur...
Yine Taberani, İbn-i Amr'den rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Biriniz sünnet olan bir sadaka verecek olursa, ebeveyni yerinde versin. O sadakanın sevabı onlara gider ve onun sevabından da hiç bir şey eksilmez.
Deylemi bunun bir benzerini, Muâviye bin Hayden'in hadisinde nakletmiştir. '
Taberani —«Evsat»da— Enes (Radyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
Resûluîlah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'dan şöyle işittim :
Herhangi bir evden biri ölünce ve onun yerine sadaka verilse, Cebrail, o sadakayı nurani tabaklar üstünde ona hediye eder. Kabrinin kenarında durur, der ki:
«Ey derin kabir sahibi! Bu senin ailenin sana gönderdiği bir hediyedir. Al kabul et.» O hediye onun kabrine girer. O onunla sevinir ve müjdelenir. Kendilerine bir hediye gelmeyen komşuları ise üzülürler.
îbn-i Ebi Şeybe, Sa'd ibn-i Ebû Saîd'den rivayetine göre şöyle demiştir:
-Ölü için bir kemik dahi sadaka verilse ona gider.»
Beyhaki «Şuâb-ı İman»da el-Isbehani Tergib»de içinde iki meçhul olan bir sened ile ibn-i Ömer (Radiyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Kim ebeveyni yerine haccederse ateşten kurtulur ve onun sevabından hiç bir şey eksilmeden ebeveyni için de tam bir haccın sevabı olur.
Ebû Abdullah es-Sakafi, «es-Sakafiyat» kitabında feydl bin Erkam'dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Sallallâhû aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
«Kim hac etmeyen ebeveyni yerine hac ederse, onlar hac etmiş olurlar. Gökteki ruhları müjdelenir. Ve kendisi de Allah katında iyilerden sayılır.»
Bezzâr, Taberani, güzel sayılan bir sened ile, Enes(Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre;
Bir adam, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'e geldi. Babam hac farizasını yerine getirmeden öldü, dedi.
Resûlullah buyurdu ki:
— Babanın borcu olsaydı ödemez miydin? Adam:
— Evet, dedi. Buyurdu ki:
— İşte hac da onun borcudur. Öde!..
Taberani'nin Ukbete bin Âmir'den rivayetine göre
Bir kadın Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'e geldi. Anam öldüğü halde onun bedeline hac etsem olur mu? dedi.
Resûlullah buyurdu ki:
— Eğer ananın borcu olsaydı ve ödeseydin, kabul edilmez miydi?
Kadın:
— Evet, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) onun anası yerine hac etmesini emretti.
Yine Taberâni «Evsât»da, Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh)'dan rivayetine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Kim, bir ölü yerinde hacca giderse, onun sevabı kadar ona da sevap vardır.»
İbn-i Ebi Şeybe, Ata ve Zeyd bin Eslem'den rivayet ettiklerine göre onlar şöyle demişlerdir:
Bir adam, Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'e geldi.
— Yâ Resûlallah, babam öldüğü halde onun yerinde köle âzad etsem olur mu? deyince, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem):
— Evet... diye buyurdu.
Yine ibn-i Ebi Şeybe, Atâ'dan rivayetine göre şöyle demiştir:
Üç şey ölümden sonra kişiye ulaşır. Köle âzad etmek, hac ve sadaka...
Ebû Cafer'den rivayet edildiğine göre, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (Radıyallahû anhüma), ölümünden sonra Hz. Ali yerinde köle azad ediyorlardı.
İbn-i Sa'd Kasım bin Muhammed rivayet ettiğine göre»
Âişe (Radıyallahû anhâ) kardeşi Abdurrahman (Radıyallahû anh) yerine onun evinde büyümüş kölelerinden birini azad etti, ölümünden sonra ona fayda vereceğini umuyordu.
Ebû Şeyh bin Hibban, el-Vesâya» kitabında, rivayet ettiğine -göre Amr bin el-As, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'e şöyle sordu:
— Yâ Resûlullah! Babam Âs, vasiyet etti ki, onun sevabına yüz kişi âzad edilsin. Hişâm bunun vasiyetinin yarısını yerine getirdi.
(diğer yarısını ben yerine getirsem olur mu?)
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
— Hayır, ancak müslümanın yerinde sadaka verilir, haccedilir, köle azad edilir. Eğer As müsluman ise o sevap ona kavuşur.
îbn-i Ebi Şeybe, Haccac bin Dinar'dan rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Ana babanın Ölümünden sonra namazınla beraber onların yerine namaz kılmak, orucunla beraber onların yerine oruç tutmak ve sadaka vermekle beraber onların yerine sadaka vermek sevaptandır.
Müslim, Büreyde'den rivayet ettiğine göre bir kadın: Yâ Resûlullah! 'Anamın iki ay oruç borcu vardı. Onun yerine oruç tutsam olur mu? Buyurdu ki:
— Evet. Kadın
— Anam hiç hac etmedi? Onun yerine hacca gitsem olur mu?, dedi.
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :
— Evet olur, dedi.
Buharı ve Müslim, Âişe (Radıyallahû anhâ)'dan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Kim, oruç borcu varken Ölse onun velisi onun yerinde oruç tutar.» [1]
[1] İmam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayınları: 505-520.