SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Abdullah b. Selam'ın (r.a.) rivayetinde Kays b. Ubad şöyle anlatır:
Medine'de bir takım insanların arasında bulunuyordum. Aralarında Peygamberin bazı sahabeleri de vardı. Derken yüzünde huşu eseri bulunan birisi geldi. Cemaatten biri: İşte bu Cennet ehlinden bir kimsedir, işte bu Cennet ehlinden bir kimsedir dedi. O zat, uzatmadan iki rekât namaz kıldı, sonra dışarıya çıktı. Ben de peşine düştüm. Evine girdi, ben de girdim. Bir süre konuştuk. Bana ısınınca ona: Sen insanların yanına girdiğin zaman bir kimse senin hakkında şöyle şöyle söyledi dedim. Abdullah b. Selam şöyle dedi: Sübhanallah! Hiç bir kimseye bilmediği şeyi söylemesi yakışmaz. Bunu niçin söylediğini sana anlatayım: Ben Allah Resulü (a.s.) zamanında bir rüya gördüm ve onu Allah Resulü'ne anlattım. Şöyle ki: Rüyamda kendimi bir bahçe içinde gördüm. Abdullah, (o bahçenin genişliğini, çimenlerini ve yeşilliklerini zikretti) Bahçenin içinde demirden bir direk vardı. Bu direğin alt tarafı yerde, yukarısı gökte idi. Tepesinde bir kulp vardı. Bana: Haydi bu direğe çık denildi. Ben: Yapamam, dedim. Bunun üzerine yanıma bir minsaf geldi. (Ravi Abdullah b. Avn Mınsaf, hizmetçi demektir dedi). Ve arkamdan elbisemi tutup yukarı kaldırdı. Abdullah b. Selam, onun kendisini arkasından kaldırışını eliyle tarif etmiş Bunun üzerine ben direğin ta tepesine kadar çıktım ve kulpu yakaladım. Bana: İyi tut, denildi. Bir de uyandım ki kulp elimdedir. Bu rüyamı Allah Resulü'ne anlattım. Peygamber: "O bahçe İslâm'dır. Direk de İslâm'ın direğidir. O kulp da Urve-i Vuska'dır. Sen vefat edinceye kadar İslâm üzere kalacaksın" buyurdu. Ravi: İçeriye gelen huşulu adam Abdullah b. Selam'dı dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4536